Catalog

Cumhuriyet İmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı: Orhan F.rinç 0 Gene! Yayuı Koordınatörû: Hikract Çetinkaya 0 Yazıışlen Mudürlen İbrahim Yıldız - Dinç Tayanç 0 Sorumlu Müdür. Fikret tlkiz 0 Haber Merkezı Müdürü: Hakan Kara 0Görsel Yönetmen: Fikrel Eser Dış Habeder Şinasi Danışoğlu 0 tsnhbaıat. Cengi/ Yüdırun 0 Ekonomı. Mehmrt Saraç 0 Kultun Handan Şenköken 0 Spor Abdüikadir V ücetman 0 Makakler Sami Karaören 0 Duzdtme Abdullab Yazıa0Fotograf ErdogsuıKöseoğiu 0Bılgı-Belge EdibeBuğra0YunHaber!en Mehmtf Faraç YayınKurulu. İBıanSdçuk(Başkan). Oriun Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinkaya, Şikran Soner, Ergun Bakı.Dînç Tayanç, tbrahinı Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbav. Hakan Kara. AnkaraTemsılcısi: Mustafa Balbay AtatürkBulvanNo: 125,Kat:4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195O2O(7hat), Faks: 4195027 • Izmır Temsilcisı Serdar Kızık, H. Ziya Blv. 1352 S. 2/3 Tel:4411220, Faks: 44191170 Adana Temsücisi: Çetin Yiğenoğhı, inönüCA 119 S.No.l Katl, Tel: 363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Müdürü: Üstün Akmen • Koordınatör Ahmet Koruban • Muhasete Bütent Yener#ldare Hüsevin Ginr • tşletme Önder ÇeHk • Bıigı- Işletn. Naii İnal 9 Bılgısayar Sıstem. Mürtvrt Çiler#Sans FazfletKaza MEDYA C: • Yonetım Kurulu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran • Koordınatör Reha Işıtman 9 Genel Müdur Yardnncısı. Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 YayNnlayan ve Basaa: Yenı Gûn Habçr Ajansı, Basm ve Yayıncılık A Ş Tflrkocağı Cad 39 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 lstanbu] f el (0 212) 512 05 05 (20hatl Faks (0 212)513 85 95 29KASIM1997 tmsak: 5.29 Güneş: 7.00 Öğle: 11.59 Ikindi: 14.23 Akşam: 16.45 Yatsı: 18.11 Ortaöğretim başarı puanı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, ortaöğretim başan puanının okullar arasında farklı sonuçlar doğurması nedeniyle yeni düzenlemelere gidiyor. Ortaöğretim başan puanını 0.6'dan 0.2'ye çekecek olan bakanlık, özel okullardan Anadolu liselerine olan yatay geçişleri yasaklamayı, 10. sınıfta yapılacak geçişler için de seviye tespit sınavlannın yapılmasını öngörüyor. Yazlan isiıal kışları zatürree • ADANA (AA)-Bebek ölüm nedenleri arasında, geri kalmış ve gelişmekte • olan ülkelerde yaz aylannda ilk sırada yer alan ishalli hastalıklann yerini kış aylannda zatürreeye bıraktığı bildirildi. Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastahklan Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necmi Aksaray, kış aylannda ailelerin zatürreeye karşı duyarlı olmalan gerektiğini söyledi. Hollanda'da TÜPkçe dersleri • AMSTERDAM (AA) - Hollanda'da ilkokullarda okutulmakta olan Türkçe anadil ve kültür dersleri, parlamentonun millet meclısi kanadında kabul edilen yeni yasa değişikliği uyannca, 1 Ağustos 1998'den itibaren okul ders saatleri dışında verilecek. 45 bin Türk çocuğunun ilkokullarda eğitim gördüğü Hollanda'da kabul edilen yeni yasa değişikliği, anadil ve kültür derslerinin okulun günlük ders programı dışında verilmesini öngörüyor. «Janoıtya tüze ftrlattı • TOKYO(AA)- Japonya'nın H-2 fiizesi, dün Tokyo'nun güneybatısındaki Tanegaşima Adası'ndan uzaya firlatıldı. Japon Uzay Kalkınma Ajansı (NASDA) tarafindan yapılan açıklamada, fûzenin, beraberinde bulunan ABD'ye ait TRMM adlı gözlem uydusu ile ETS-7 adlı bir diğer uyduyu yörüngeye yerleştirdiği belirtildi. TRMM uydusu yardımıyla yerküre ile ilgili gözlemler yapılacağı ve "El Nino" gibi tropikal yağmurlar hakkında veri toplanacağı kaydedildi. Paraşütçülere bayat garantisi • SOFYA(AA)- Bulgaristan'da lvan Filipov ve Krasimir Bankov adlı iki bilım adamı. açılmama riski sıfir olan bir paraşüt projesi geliştirdi. Yaklaşık bir yıl süren araştırmalar sonunda geliştirilen bu projenin, bugün kullanılan sistemden çok daha basit ve ucuz olduğu kaydedildi. \fedek paraşütün de ana paraşüt gibi sırt kısmında yer aldığı yeni sistemin denemeleri de başanyla sonuçlandı. Vakıf üniversitelerine ormanlarm tahsis edilmesinin ekolojik dengeyi bozduğu belirtildi 6 Ormaıılar tehlike altında'İstanbul Haber Servisi - Istanbul Üniversitesi Orman Fakültesi, orman alanlanmn vakıf üniversitelerine tahsisinin 'hukuka ve kamu hizmetioin gereklerine a> kın' olduğunu belirtti. Galatasaray, Koç ve Sabancı üniversitelerine verilen toplam 11 bin 860 dönüm orman arazisinin, yeni kurulacak vakıf üniversitelerinin de benzer taleplerini gündeme getireceği anımsatılarak, "Sözkonusu üniversjtelere \apüan tahsisler, ormana zarar veridiği gibi ekolojik dengeyi de bozmaktadır"denildi. IÜ Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melih Boydak, "Orman alanlanmn daraltılması >e vakıf üniversitelerine tahsisi konusunda tü Orman Fakültesi'nin görüşü" adıyla yaptığı yazılı açıklamada. orman alanlanmn vakıf üniversitelerine hukuka aykın olarak tahsis edildığini kaydetti. Prof. Boydak, ormanlarda kamu yaranna yapılacak bina ve tesisler için kurulan 'irtifak haklan'nın kamuoyuna duyurulmadan kurulduğunu, bu • İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melih Boydak, ormanlarda kamu yaranna yapılacak bina ve tesisler için kurulan 'irtifak haklan'nın kamuoyuna duyurulmadan kurulduğunu, bu durumun ormanlanmızda büyük boyutlarda tahribata neden olduğunu belirtti. Üniversitesi'ne toplam 11.860 dönüm orman arazisinin tahsis edildığini anımsatan Boydak'ın açıklamasında özetle şu görüşlere yer verildi: "Ülkemizde >ılda ortalama 200 bin dönüm orman alanının orman dışına çıkarüdığı bilinmektedir. Vedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda yılda 250 bin dönüm alanın orman rejimi dışına çıkanlması maalesef hedef olarak gösterilmiştir. Orman Kanunu'nun 17. ve 115. maddelerine göre kamu yaranna yapılacak bina ve tesisler için Lrin ve irtifak haklan verilmesi olanagı kötüye kuDanılarak yeni bir orman yağmasına yol açmışür. Ömeğin Kemer Country kuruluşuna, kulüp üyelerinin golf \e binicilik sporu için 2.700 dönüm devlet onnanı tahsis durumun ormanlanmızda büyük boyutlarda tahribata neden olduğunu belirtti. Vakıflar tarafindan kurulan yüksek öğretim kurumlanna Bakanlar Kurulu karanyla Hazine ve kamu tüzelkişilerine ait arazilerin tahsisi olanağı verildigini anımsatan Boydak, şöyle devam etti: "Ancak bu yasal düzenlemeler de yanhş yorumlanarak vakıf üniversitelerine bina ve tesislerin kurulması amaci) la orman alanlarmdan tahsisler yapdmıştır. Bu tahsisler tstanbul halkının nefes alabildiği ve koruma fonksiyonu yapan bir avuç orman için tehlike oluşturmaya başlamıştır." Ağaçlandırma alanlanmn yoğunluk oluşturduğu istanbul onnanlannda Galatasaray, Koç ve Sabancı edilmiştir. Koç Üniversitesi'ne bin 930, Sabancı Üniversitesi'ne 930, Galatasaray Üniversitesi''ne 9 bin dönüm orman arazisi tahsis edilmiştir. Devlet ormanlanndan ûniversitelere arazi tahsisi 'zorunlu değildir.' Nitekim ODTÜ, Ankara dışında bozkırlarda kurulmuştur. Arazi, üniversite tarafindan ağaçlandınlarak büyük bir orman kurulmuş, uluslarası ödüle layık görülmüştür. İ L Avcılar Kampusu, İTÜ Harp Akademileri Ayazağa kampuslan ile Ankara Kara Harp Okulu kıraç arazuerde kurulan örneklerdendir. Vakıf Üniversitelerine yapdan tahsisler ormana zarar verdigi gibi ekolojik dengeyi de bozmaktadır. Söz konusu üniversiteterin yanında bundan sonra kurulacak olanlann da aynı şekDde orman arazisi talep edecekleri kuşkusuzdur. Bu üniversiteler, çeşitli altyapı gereksinimleri nedenivle komşu ormanlar üzerinde de olumsuz etkiler yaratacaklardır. Ağaçiandırma alanlan parçalanarak orman içinde yerieşme eğflimleri artacakür" Başesgioğlu'ndan sayım uyansı ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - tçişleri Bakanı Murat Başesgioğhı. pazar günü yapılacak nüfus tes- pitinde belediyelerin ken- di sımrlan içinde sayılma- yan yurttaşlara yaptınm uygulayamayacaklan ko- nusunda 80 ilin valilerini uyardı. Bütçeden aynlacak pa- yın belirlenen nüfusla doğ- ru oranhlı olması, beledi- yeler arasında mücadeleye neden oluyor. Devlet Plan- lama Teşkilatı'nın (DPT) verilerine göre, 1998 büt- çesinde belediyelere 798 triryon 716 milyar lira yar- dım sağlanacak. Bü miktann 483 trilyon 987 milyar lirası tller Ban- kası tarafindan nüfus sayı- lanna göre il, ilçe ve bel- de belediyeleri arasında paylaştınlacak. Anakent belediyeleri, bu miktardan aldıklan payın yanı sıra, yasa gereği kendi il mer- kezlerinde toplanan vergi gelirlerinin yüzde 5'ini de yardım olarak alacak. Belediyelerin sayım ne- deniyle rekabete girmesi ve yurttaşlan çeşitli cezai yaptmmlarla tehdit etme- si Içişleri Bakanhğı'nı ha- rekete geçirdi. tçişleri Bakanı Murat Başesgioğlu dün yayımla- dığı genelgede, seyahat ve yerieşme özgürlüğünün an- cak yasayla sınırîandınla- bileceğini ve nüfus tespi- tinin dayandığı yasalarda böyle bir hüküm bulunma- dığını belirterek belediye- leri uyardı. Ankara Anakent Bele- diye Başkanı Meüh Gök- çek ise Içişleri ve devlet bakanlannın uyarılannı dinlemeyeceğini açıkladı. Hollandalı uzman Hofman 'Sigaraiçenlerde alzheimer riski iki kat artıyor' İstanbul Haber Servisi - Alzheimer Derneği 'nin top- lantısına katılan Hollanda Erasmus Enstitüsü Epide- mıyoloji Uzmanı Prof. Dr. Albert Hofman. sigaranın alzheimer hastalığı riskini en az iki kat arttırdığının be- lirlendiğini söyledi. Türkiye'de bugün tahmi- nen 250 bin dolayında alz- heimer hastası olduğunu, bu sayının 2025 yılında 750 bi- ne ulaşacağının tahmin edil- diğini belirten Hofman. "Bu çok ciddı sağbk sorununun şiındiden önlemini ahnakge- reldj'or'' dedi. Alzheimer Derneği'nin önceki gün Polat Rönesans Otel'de başlayan birinci bi- limsel toplantısı dün de sür- dü. Uluslararası Alzheimer Derneği Başkanı Dr. Nori Graham'ın da aralannda bu- hınduğu yabancı uzmanlann ve hasta yakınlannın katıl- dığı toplantıda, zihinsel iş- lev bozukluklan ve unutkan- hkla seyreden alzheimer'ın ilerlemesinin durdurulma- sında 'erken teşhisin çok Önemli olduğu' vurgulandı. Toplantıda konuşan Hollan- da Erasmus Enstitüsü Epide- miyoloji Uzmanı Prof. Dr. Albert Hofman, alzheimer hastalığının özellikle yaşlı insanlarda ortaya çıktığını anlatarak, hastalığın 65 ya- şından sonra her 100 kişiden, 80 yaşından sonra da her 10 kişiden birinde görüldüğü- nü söyledi. Fransa ve Hollanda'da ya- pılan bazı çalışmalar sonu- cunda, az miktarda alkol tü- ketiminin hastalık riskini bir miktarazaltnğının iddia edil- diğini belirten Ho&nan. "An- cak asın alkol tüketiminin be>inde tam tersine. önemH hasara yol açngı unutulma- mabdır" dedi. Chicago Northvvestern Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Marsel Mesulara da, 1975 yılında alzheimer hastalığı hakkında yalnızca 128 bildiri yayımlandıgını, 1997 yılında ise bu sayının 4.500'e çıktığını belirtti. Alzheimer Derneği Baş- kanı Prof. Dr. Murat Emre de, alzheimer'da hasta bakı- mının çok önemli olduğu- nu dikkat çekerek, toplum- daki, "y^slı insanlarda onle- yici tedavi ise yaramaz' dü- şüncesinin mutlaka yıkılma- sı gerektiğini vurguladı. Toplantıda konuşan Ga- zetemiz Yazan ve Yayın Ku- rulu Başkanı tlhan Selçuk ise yeni kurulan Akheimer Demegi'yle birlikte alzhe- imer hastalannın haklannı koruma anlammda Türki- ye'ye yeni bir bilinç geldi- ğini belirterek, "Bu konuda yalnız hasta yakuılaruu de- ğû,hastanınçevresiniolustu- ran toplumu da bihnçlendir- mekgereldyor'' dedi. Alzhe- imer hastalığı aile içine gir- diği zaman bireyler arasın- da çatışmalann başladığına ve bu çatışmalar sonunda hastaların hırpalandığına dikkat çeken Selçuk. "Bu insanlann yaşama hakkını, hırpatanmamahakkınısağ- lamak zorundayı/" diye konuştu. e-posta : tan @ prizma.net tr Cep telefonlarında model yarışı Markalar Bekieme süresi Konuşma süresi Ericsson GA628 GH688 GF768 GF788 Nokia 8110i 1611 3110 Panasonic G500 Siemens S10 41,5saat 41,5 saat 60saat 60 saat 50 saat 73 saat 50 saat 40 saat 2,5 saat 1saat45dk. 3 saat 3 saat 1,5 saat 2 saat 20 dk. 1,5 saat 2 saat 100 saat 10 saat Ekonomi Servisi - 94 Şubatı'ndan beri hayatımızın her alanına giren cep telefonlan, her yıl katlanarak büyüyen abone sayısı ve teknoloji yanşıyla çok hareketli bir pazara sahip. Türkiye'nin iki GSM mobil iletişim şebekesinden biri olan TurkceU 1 milyon 50 bin, Teisim ise Eylül 1997 rakamlanyla 300 bin aboneye ulaşmış durumda. Cep telefonu pazannda yüzde 50-60'lık payla lider olan Ericsson, 1997 yılında 7 değişik ürünle piyasadaki yerini korurken, 96 tarihli modelleri bile ikinci el pazarda büyük ilgi gördü. Ericsson GSM Terminal Birimi Müdürü AK Kesan, ürün teknolojilerinin bir yıl öncesinden belirlendiğini. piyasaya sürülmesınin ise "dogru ürün, dogru zaman ve doğru insan" çerçevesinde düşünüldügünü belirtti. Turkcell'in verdiği bilgiye göre yüzde 20'lik pazar payına sahip Nokia Başan Elektronik distribütörlüğünde 1997 yılında 3 cep telefonuyla rekabet ediyor. Güneş enerjili bataryasıyla Nokia 1611, klasik Nokia 8110i. ekonomik ve gençlere yönelik," tek tuş oJayı"sloganlı Nokia 3110 bu yıl Nokia'nın piyasa'ya sürdüğü modeller. Nokia'nm genel olarak uyguladığı taktik,gelişen tüm ofıs iletişim cihazlanyla birlikte kullanılabilen. kullanıcılann tüm teknik ihtiyaçlannı karşılayan telefonlar üretmek. Pazarda yüze 10-15 'lik paya sahip Panasonk GSM cep telefonlannın Türkiye Distribütörü Tekofaks ise 1997 yılı toplam ithalatının 115 bin olarak beklendiğini belirtiyor. Piyasada şu anda tek model olarak bulunan Panasonic G500 'titreşimli uyan sistemi'ne sahip. Matsushita Electronics tarafindan üretilen Panasonic'in üretim stratejisi, boyutlan küçültmeden hafîf ve uzun bekieme süresine sahip telefonlar üretmek. Aralık ayında piyasaya süriilecek olan G450 modeliyle 215 gr olan ağırlık 170 gr'a. bekieme süresi 40 saatten 80 saate ulaşıyor. 1997 yılı ağustos ayı sonunda satış stratejisini değiştiren Siemens ise öncelikle anlaşmalı olduğu Teisim'den aynlarak, şebeke seçimini kullanıcılannm tercihine bıraktı. Bu yeni satış stratejisiyle, süratli ve geniş tabanlı çalısan Gen-Pa bayileriyle anlaşma yapıldı. Aynı tarihten itibaren ekonomik fiyatlı S4 ve S6 modelleri piyasadan çekilerek, Türkiye'nin ilk ve tek renkli ekranma sahip, 100 saat bekieme, 10 saat konuşma süresi olan S10 modeli piyasaya sürüldü. MESELA DEDIK ERDAL ATABEK jr'Vlkemizde "Orman Kanunu" ka- \J dar yaygın uygulanan başka bir hukuksal belge de "Teksas Kanu- nu"dur. Şimdi bu açıklamamıza kar- şı çıkıp da "Olur mu canım? Burası Türkh<edeğfl mi? NeişivarTeksasKa- nunu'nun burda?" diyecek vatandaş- lanmız da elbette olacaktır. Biz de onlara "İyi de, IMF kanunlan geçer- K olurken burası Türkiye değil nıi?" diyerek aydınlancı biryanıt vermiş ola- cağız. Oysa Teksas Kanunu o kadar bize uygun ki hatta Teksas'a acaba ata- lanmız kanahyla mı gitti diye merak bile uyandınyor. Bakınız, Teksas Ka- nunu bize ne denli uyuyor? Ne iş bu Teksas Kanunu?.. Madde 1. Herkes (erkek kadın, çoluk çocuk) eli silah tuttuğu zaman bir silah edinebilir, silah ta- şıyabilir. (Bakın bize ne uygun bir madde. Zaten biz de öyle yapıyoruz. Hepi- miz mama kaşığını bırakır bırakmaz bir silahın kabzasına yapışıyoruz. Artık kimse bizı o silahtan ayıra- maz. Yani biz mı Teksaslı'yız, yok- sa onlar mı Türk, pek belli olmuyor. Var canım, aramızda bir kan yakın- lığı var. Hele o "Silah taşıyabüir'' sözlerinin kulağa hoş gelişi yok mu, sanki ruhumuzu okşuyor.) Hem taşınır hem kaşınır... Madde 2. lşbu taşınan silah, ce- ket altmda. belde. kemerde ta- şınabildiği gibi alenen ve resmen ke- Teksas Kanunu...mer dışında, pantolon yanında da ta- şınabilir. Silah taşımak serbest oldu- ğu gibi, silah göstermek de serbest- tir. Aşka gelip havava ateş ernıek da- ha da serbesttir. (Ne kanunmuş değil mi? Çek si- lahı bas tetiğe. Her gün düğün bay- ram olur. Şimdi şu silah karşıtlan var. Hani "Sflahlanbn-akıj'oruz''di- ye kampanya açtılar da İbrahim Tat- hsesde artık herhaldebıktığı bir piş- tovu kampanyaya hediye etti. Onda daha ne silahlar vardır da durum ica- b\ o silahı elden çıkardı. Şimdi böy- le silah bırakışması savaşlarda falan olur da böyle kanşık memleketler- de olmaz. Aslına bakarsanız bizim Türkiye'de silah meselesi çok önem- lidir. Silah hem taşınır hem de kaşı- nır. Yani ya üstünüzde silah varsa si- zi dürterdurur. "Hadibabam,bizi bir elle bakalun, oramı buramı kurcala da kendûnize gelelim" der durur. Eh serde gösteriş merakı da var, orası- nı burasını kanştınp dururken bir iki kişi de vurulur. Vurulur babam, bu iş arabacılığa benzemez. Şimdi "Peki, sflahın rubsabvar mı?" diyen- ler de olacaktır. Bu ruhsat işi biraz tuhafhrburalarda. Ruhsat alması ge- reken can korkusu içindekilere pek ruhsat verilmez de can peşinde ko- şanlann ruhsatı aynen tamamdır abi- leı. Zaten geri kalanı da pek ruhsat muhsat aramaz. "Ruhsat?" diyenle- re "Yengeyi mi soruyorsun?" diyen- ler de görülmüştür. Işte bu Teksas Ka- nunu ruhsat meselesini kökünden çözümlüyor. Ruhsat muhsat yok, si- lahın satış belgesi ruhsattır abiler. Bileğine güvenen aynen Magnum bile taşıyabüir. Işte bu.) Bari yüz yüze vuruşalım!.. adde 3. Silah taşıyan iki kişi arasında yüz yüze vuruşma serbesttir. Vuran silahının namlusu- nu üfler, bara gider, viski ister. Vu- rulan ise yakınlan veya belediye ta- rafindan kaldınlır. Böyle vuruşmak serbest olup peşinen Teksashlara ila- nen duyurulur. (Tamam abiler. Bizler buna razı- yız. Bizim burda durumlar Teksas'tan kötüdür. Bir kere vurmaya kasteden- M lerin silahı vardır, vurulması niyet- lenen kişinin bırakm silahını, habe- ri bile yoktur. Yanma bir araba ya- naşır. "Buyrun biraz şöyle gezelnn" diye masumane bir teklif yapıhr. bir kenara götürülüp buyrun burdan yak ateşiyle iş tamamlanır. Teksas Kanu- nu bile buna cinayet diyor. Hem iki taraf da silahlı olacak hem de birbir- lerini yüz yüze, yani haberli vurma- ya çahşacaklar. Hızlı silah çeken kazanır. Biz bu- na çoktan razıyız. Ne olur, sayın yö- neticilerimiz, şu Teksas Kanunu'nu buraya getirin. Hepimiz birer silah edinelim. Şimdi herkeste silah ol- duğu bilinirse silahlılar da ayağını biraz denk almaz mı değerli büyük- lerim. Hem bakın sayın cumhurbaş- kanlanmız bile sevdikleri eşlerine dostlanna, yakınlanna ne silahlar armağan ediyorlar, biz de haddimize düşen kadanyla çoluğumuza çocuğumuzabirer silah hediye etsek fena mı olur? Fena olsa sizler hediye eder miydiniz? Şimdi size düşen şu milleri sevindirmek değil mi? Siz de arükbiliyorsunuz ki çetelere gücünüz yetmiyor. Çeteler sizden üstün çık- tı. Gelin bunu da kabul ederek her- kesin kolayca silah edinmesini, bunu serbestçe taşımasını. gerektiği zaman kullanmasuu sağlayın. Bizi çeteler- den kurtaramıyorsanız bari bizi çeteleştirin. Belki sizler de daha rahat edersiniz. Olmaz mı sayın büyük- lerimiz?