18 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
291ASIM 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Thierry Bouet'nin otellerdeki yaşamı konu edinen fotoğraf sergisi Resim-Heykel Müzesi'nde Her fotoğraûn bir öyküsü var • Gerçek olan öyküleri görüntülemeyi seviyor Thierry Bouet. 7 yıldır otellerde yaşayan insanlarda içe dönüşün anlık izlenimlerini fotoğraflanyla gözler önüne seriyor. Oteli ana rahmine benzeten, her yerini benimseyip, kendisini onun bir parçası olarak kabul edenler de var. Bouet sergiyi gezenlere soruyor: 'Yaşamı otellerde sürdürmek gerçekten ev hayatından bir kaçış mı?' ÖZLEMGÜLŞEN Yönetmen Chouraqui, oteli kimsenin rahatsız etmediği ana rahmine benzetiyor. "İnsanlann sorumhıhıklannı unutnık- lan, salt kendilerini tatmin eden şeyJerte uğraşnkian ve dış dünyadan kendi iç dünyalanna döndükleri yer oteller. Ben de bu içe dönüşün anlık iztenimierini ve ashnda bir bayaü gözler önüne seriyo- rum, fbtoğraflarunia." Fransız fotoğraf sanatçısı Thierry Bo- uet'nin otellerde yaşayan insanlan konu edinen ülkemizdeki ilk fotoğraf sergisi Resim-Heykel Müzesi'nde açıldı. Sergi, 7 Aralık'a dek görülebilir. Bouet, "Otellerde Yaşam" temalı fo- toğraflar çekmeye, New York'ta bir ote- lin asansöründe, kat numarası yerine es- ki Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Perez de CueBar'ın adma rastlayınca ka- rar vermiş. Ilk olarak 1990 yılında, 15 yıldır otelde yaşayan Jacques Nahoum adında Türk asıllı bir emekliyi asansör- le odasına cıkarken görüntülemiş, Bo-- uet. Serginin baş yapıtı olan bu fotoğraf- tan sonra da günümüze dek süren yedi yıllık seriiven başlamış. Bir süre sonra kendi yaşamının da oteller, ev, New York. Londra ve Paris arasında geçtiğini fark etmış sanatçı. "Bu işin sonu yoktu. Hayatım boyunca otellerde yaşayan bu insanlan görüntüleyebüir ve onlar hakkında bilgi almayı sürdiirebt- liıtiim. Ancak bu talanuyason ver- mem gereJdyordu. Yoksayapngun tek 'görüşme' ve bundan sonra açabileceğiın tek sergi bu olacak- n." Fotoğraf çekmeye başladığı an- la bugün arasında kendi fotoğraf- çılığında çok fazla bir değişim ya- şamadığını belirtiyor sanatçı. "Günceli .vakalamak zorunda ol- madığım için belü bir dönemde yaşayan toptumun 'aynası' in- sanlan görüntüJüyonım. Bu ser- gi için bugün fotoğraf çekmeye başlasaydun, >ine aynı şekildeça- hşırdım. Teknigi çok fazlaseven ve kullanan birisi oimadığun için, işin o kıs- mıyla çok az iigUendim hep. Önemli olan karşıtuklan, güzellikleıi hisleri net bir biçimde ortaya koyabibnek. Gerçek olan hikâveleri görüntülemeyi seviyorum; çünkü fotogran 'gerçeğin yansıması' olarak degerlendiriyonım." Fotoğraflannı çekeceği insanlarla sü- rekli iletişim halinde olmak zorunda ol- duğunu söyleyen sanatçı, aralanndan bir- kaçıyla görüşmeyi sürdürüyor. Yanş at- lan sahibi olan 95 yaşındaki MoDie WB- mot New York'ta Pierre Hotel'de kalı- yor. Bouet, her New York'a gidişinde ön- ce onun hâlâ yaşıyor olması için dua et- tiğini daha sonra da telefon açarak ken- dısıyle görüştüğünü söylüyor. "Banaan- latacak o kadar çok hikâyesi var Iti! İçle- rinden kimisi çok konuşkan. çok sevim- li, kimisi ise oldukça huvsuz. mümkün oldukça kimseyle görüşmemeyi isteyen karakterler." Çalışma sistemi olarak ge- nelde hep aynı yolu seçmiş Bouet. Önce otel müdürleriyle göriişerek genelde en uzun süreden beri otelde kalan müşteri- leri seçmiş. Bazen de özellıkle tanınmış olan karakterlere kendisi ulaşmış. Yö- netmen MiJos Forman'ın telesekreterine on beş gün boyunca not bırakmış. En so- nunda Forman "Hemen gelin, ben de fb- toğrafimın çekümesini istcrim" demiş. Bouet. uzun süreden ben bekledığı bu an için önceden hıçbir şey düşünmedığinin farkına varmış. "Hemenetrafima bakum ve yanımda elektronik satranç getirdiği- mi haüriadım. En zor oyuna ayarladık ve Forman"ı satranç oynarken görüntüle- dim." YazarBernard-HenriLevy'ninise Hotel Raphael'deki odasında ayakkabı- lannı giyerken çekilmiş bir fotoğrafı yer alıyor sergide. Bouet sergisinde sa- dece otelde yaşayan insanlara yer ver- miyor. Mayfair Regent Hotel'in sahibi- Bouet, otellerden sonra yeni bir sürpriz proje peşjnde. nin köpeği Eloise Mayfair'in de asan- sörden cıkarken çekilmiş bir fotoğrafı var sergide. Sanatçı 21. yüzyılda fotoğrafçılık sa- natmda birpatlama yaşanacağı göruşün- de. "20 yıl önce CD'leri çıkaran müzis- yenler bir araya gelmek zorundaydı. Oy- sa şûndi yapımcılar evlerindeki bilgisa- yarlannın karsısına geçerek Londra Sen- foni Orkestrası'nı bile bir araya getirebi- liyorlar. Sadece renk w onun tonuvla il- gilenen insanlar var. Pek çok fotoğrafi bir araya getirerek tek bir fotoğraf ohıştu- ranlar da. Tıpkı resim gibi." Otelde kalıyor, evini seyrediyor Otellerde yaşayanlan gördiikçe neden bu yaşam tarzını seçtiklerini anlamış sa- natçı. Istemedikleri zaman kimseyı gör- mek zorunda değiller. Ancak yardıma ihtiyaçlan olduğu anda da koca bir otel var yardunlanna koşacak. Aralanndan birtanesinin hikâyesini çok ilginç bulu- yor Bouet. Otelin karşısında evı bulunan bir iş adamı. Son derece konforlu olan evini salt misafirlerini ağırlamak için kullanıyormuş. Otelde ev işlerinden uzak olmanın sağladıği avantajı sonuna kadar kullanıyorlar. Kimisi odasmın haricinde bir spor salonu için de ayn bir oda kira- hyor. Hiç işı olmayan, bütün günlerini te- levizyon karşısında geçiren bir çiftle, ev- li olup ayn odalarda yaşayan Spoerry çifti de sergide yer alıyor. fkilem içinde hayatıru sürdüren bir barmen, gecelerin prensesi Suzanne Bartsch da serginin en ilgi çekici noktalannı oluşturuyor. Bazen odalar da birieşiyor Chelsea Oteli pek çok sanatçı tarafın- dan en çok tercih edilen oteller arasında yer alıyor. Uzun süreden beri aynı oda- da kalanlann odanın eşyalannı, dekoras- yonunu değiştirdiklen göze çarpıyor. Mesela Paris'in en güzel otellerinden bi- risi olan Lutetia Hotel'inde 14 yaşından beri çalışan Mademoiseüe Dumont'a emekli olduktan sonra bir oda tahsis edil- miş. Dumont odayı tamamen kendi zev- kine göre döşemiş. Bouet, "Emin ohın bu otelde asla bu tarzda eşyalarla karşj- laşamazsınız" diyor. Sanatçı, karakter- ler arasmdan bir tanesinin otellerde ya- şamayı tek bir tümceyle tasvir edişinden çok etkilenmiş. Sinema yönetmeni olan EHe Chouraqui. Bouet'ye bir gün "Oteli ana rahmine benzetiyorum. Aynen ora- daki gibi etrafim bir sıvry- la kaplı ve kimse beni ra- hatsız edemiyor" demiş. Otelin her yerini benim- seyip, kendisini onun bir par- çası olarak kabul edenler de var. Örneğin prodüktör olan Roger Feters, kaidığı Savoy Hotel'den dışanya çıkmadı- ğı müddetçe ayakkabı ve co- rap giymiyor. Bouet, Pe- ters'ıverdiğibirdavetsıra- sında takım elbisesi ve çıp- Iak ayaklanyla görüntüle- meyi başarmış. Bu insanlar bazı şeyler- den kendilerini soyutlayabilıyorlar, ama aşktan kaçamıyorlar. tşte buna örnek ola- bilecek bir çift. Morgane Masse ve Ric- hard Buırt. Ölü sezonda boş olan bir ote- 1in yan yana olan iki odasındakalan Mas- se ve Bıret tanıştiktan kısa bir süre son- ra odalannı birleştirmişler. Baba-oğul Paul ve Jackie Stewart da aynı otelin i- ki ayn odasında kalıyorlar. Sergide sade- ce Paul Stevvart'ın fotoğrafı var. Baba Stewart iş gezisinde olduğu için:"Ka- faaıda he^enbun yan yanad^şundügüm • bir görûntü oluşmuştu. Olmayınca biraz üzüldüm." Otellerde geçen yedi yıl so- nunda Bouet yeni bir proje için çalışma- ya başlamış bile. "Hemen hemen benzer bir konuda yeni bir çalışmam \-ar. Ancak yeterli 'malzeme' olup olmadığını şim- diden tahmin etmek çok zor. Bu yüzden de konunun sürprizolmasuu istiyorum." Sergiyi gören ve görecek olanlara bir sorusu var Bouet'nin: "Yaşamı oteflerde sürdürmek, gerçekten ev hayaündan bir kaçtşmı?" Habib Aydoğdu, 35 ülkeden 325 sanatçının katıldığı 8. Asya Sanat Bienali'nde Şeref Ödülü aldı 'Oncayoksuüukiçindekültüreyatirtm' Kültûr Servisi - Bangladeş'te duzenle- nen 8. Asya Sanat Bienali'ne aralarrnda Japonya, Avustralya, Çin, Yeni Zelan- da'nın yanı sıra Birleşik Devletler Toplu- luğu ülkelerinin de bulunduğu 35 ülkeden 325 sanatçı katıldı. Üç bıne yakın eser ser- gilendi. Bienalde uluslararası birjüri tara- ftndan belirlenen üçü büyük ödül, yedisı şeref ödülü olmak üzere top- lam on sanatçıya odül verildi. tlk kez uluslararası bir biena- le katılan Habib Aydoğdu da şeref ödüllerinden birinı aldı. Aydoğdu ile 8. Asya Sanat Bi- enali'nden izlenimleri üzeri- ne konuştuk. - Resimlerinizde'düş' mo- tifınin Önemli bir yeri var. Dü- şünüzdeki Uzakdoğu De 8. As- ya Sanat Bienali için gittiginiz Bangladeş arasında nasıl bir ilişki ya da çelişki var?İzlen- imleriniz resimlerinize yansı- yacakmı? HABİB AYDOĞDU- Göz- leyip yaşadığım Dakka, koku- suyla. müziğiyle. dansıyla, renkleriyie. çirkinlikleriyle, güzellikleriyle, belleğimin bir yerlerine yerleşti. fnanılmaz bir yoksulluğa ve sanatsal ba- kımdan bir o kadar ınanılmaz zengınhğe tanık oldum. Seç- kin sanat ürünlerinden halk sanatına vanncaya kadar Bangladeş halkının yaratıcılı- ğını gördüm. Rengârenk riş- kolanndan, güzel kızlanndan, yaşama can veren zengin su- yundan, havasından. doğasın- dan etkilendim. Bir rastlantı belki ama biray önce "Çağdaş TürkSanan" sergisinın açılı- şı için Paris'e davet edibniş- tim. Bunun hemen ardından Doğu'ya gitmem beni derin- den sarstı. Bugüne kadar gör- mediğim bu yeni dünya, yüre- ğime, beynime ışledi. Özüm- sedikçe bir biçımde resmime yansıyacaktır. Nasıl, ne za- man? Ben de bilemiyorum. - SekizincLsi yapılan Asya Sanat Bienali hakkındaki izlenimleriniz_ Bienale Kültür Bakanlığı'nın daveti ile katıldım. Atilla Atar'la Türkiye'yi temsil ettik. Bana daha önce bienalin Asya'nın plasrık sanatlar alanında en önde gelen et- kinlikleri arasında olduğu söylenmıştı. Sa- mimi olmak gerekirse, Bangladeş'in ko- şullannı tahmin ettiğim için buna pek inanmamıştım. Ancak Dakka'da bienal için çok uygun sergileme ve toplantı sa- lonlannın bulunduğunu gördüm. O yok- sulluk içinde kültür yaönmlar yapnuşlar- dı. Halkın bienale olan ilgisi de şaşırtıcı düzeydeydi. Sergileri ve diğer etkinlikle- ri ilgiyle izlediler. O kadar ki, benimle bir televizyon röportajı yapılmıştı. Ertesi gün çok sayıda insan sokakta beni tanıdı. Ger- çi Dakka'da tek bir TV kanalı v ar ama yı- ne de insanlann sanat programlannı ızle- diğini gördüm. Bienal Asyalı sanatçılar tarafindan da çok önemsenıyor. Çok iyi eserler vardı. Nitelikli kataloglar hazırla- mışlardı. Bienal, Asya ülkelerinin önde BUGUN 21:05 CANLI stanbul'un soruniarı ve çözürt^olları... J İsranbul Büyükşehir BelediyeJİaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, izleykilerin ve NTV Genel Koordinatörü Nuri Çolakoğlu'nun sorularını yanıtlayacak. TÜRKIYE SORUYOR isteyen izleyicilerimiz için; Tel: (0212) 212 93 21 / Faks: (0212) 212 93 60 gelen sanatçılannı bir araya getiren bir platform oluşturuyor. Yoğun ve düzenli bir program uygulandı. Seminerier yapıl- dı; galeriler, müzeler, sanatçı ve akademi atölyeleri gezildi. Teknelerle kent tutarh düzenlendi. Bu etkinlikler 30 Kasım'a ka- dar sürecek. - 8.AsyaSanatBienah'nde Şeref Ödüi- leri'nden birini aldınız. Bu ödülün anlamı nedir sizin içm? Önemli yanşmalarda belli başlı ödüller aldım. 1987'den bu yana devlet sergisi de da- hil hiçbir yanşmaya katılma- dım. tlk kez uluslararası bır bienale katılma firsatı verildi. Dakka'yı ve halkını sevmiş- tim. Bu nedenle burada ödül kazanmış olmaktan dolayı memnunum. Bu ödül bana onlan hep hatırlatacak. Ödü- lü Bangladeş'in kurucusu Mucibür Rahman'ın kızı. Başbakan Sheflch Hasina ver- di. Bu da bienale gösterilen il- ginın bir göstergesiydi. - Dakka'da bir Türk sanat- çı olarak nasıl karşüandmız? Orada bize gösterilen ilgi- yi görünce Bangladeş ve Ban- gal halkıyla ilgili cahilliğim- den utandım. Dakka'nın en büyük ve en bakımlı caddesi- nin adı "Kemal Atarürk Bul- van." Ileri gelenlerden pek çok kişinin adı Kemal, Mus- tafa Kemal, Kemal Paşa. Ör- neğin; Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın isıni Mustafa Ke- mal Paşa. Kurtuluş Sava- şı'nda Türkiye'ye yardım et- mişler. Ders kitaplannda, roman- lannda, şürlerinde, Türkiye ve özellikle Atatürk var. Yunus Emre ve Nâznn'ın şıirleri dil- lerde. Atatürk ve Türkiye sev- gisi bütün halk katmanlannda yaşatılıyor ve yansıtılıyor. Bu sevgiden biz de payımıza dü- şenialdık. İDSO, ilk kez Şostakoviç'in 8. Senfonismi seslendipiyop • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası, bugün saat 11.00'de Atatürk Kültür Merkezi Büyük Salon'da vereceği konserde Şostakoviç'in 8. Senfonisi'nin Türkiye'deki ilk seslendirilişini gerçekieştirecek. 1943'te Moskova'daki prömiyerinden sonra. besteciyle Stalin'in arasının açılmasına neden olan ve bir savaş senfonisi olarak yorumlanan yapıt, aynı zamanda Stalin'in kendi halkına verdiği zararlar ve onun, halkın duyduğu acılara duyarsız kalmasmı anlatıyor. Halk üzerinde büyük bir etki yaratan senfoni, Sovyet yetkililerin aşın karamsar bulmalan nedeniyle fazla seslendırilememiş. bestecinin de 1948'e kadar geri plana atılmasına neden olmuştu. ABD asıllı şef George Hanson'un (üstte) yöneteceği konserlerin solisti soprano Oxana Arkaeva, Barber'in 'Knoxville: 1915 Yazı' adlı yapıtını yorumlayacak. Programda aynca Copland'ın 'Sıradan İnsan için Farfar'ı yer alıyor. Usta Beni Öldürsen E'nin senaryo metni yayımlandı • Kültür Servisi-Banş Pirhasan, Bilge Karasu'nun aynı adlı öyküsünü özgün biranlatımla sınemaya aktardı. 'Usta Beni Öldürsen E'. senaryonun tam metni, iki yazann senaryoyla ilgili yazışmalan ve filmden karelerle Yapı Kredi Yayınlan'ndan yayırrdandı. Banş Pirhasan bu kitabı hazirlarken, senaryonun yanısıra fılmin yapılış öyküsünü de yazmayı tasarlamış ve yazmış. Bilge Karasu ile 1992 Nisan'ında başlayan yazışmalanyla yaratıcı bir işbirliğinin pek çok ipucunu verdığini belırtıyor. Film, Bilge Karasu'nun ilk mektubundan tam beş buçuk yıl sonra tamamlanarak seyircı karsısına çıkabildi. Pirhasan günün birinde, eğer olursa kitabın daha sonraki baskısında, Karasu'nun metninden yola çıkıp, beyazperdeye giden yolu tartışmaya açmak istiyor. l Tosca' bugün sahneleniyor • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Opera ve Balesi, sezonun ilk yeni prodüksiyonu olarak Puccini'nin ünlü operası 'Tosca'yı bugün sahneliyor Fiat-Tofaş, Siemens ve Efes Pilsen katkılanyla gerçekleştirilen, Yekta Kara'nın sahneye koyduğu, orkestrayı Antonio Pirolli'nin yönettiği eserde. Tosca'yı Zehra Yıldız, Cavaradossi'yi Süha Yıldız,' Cemalettin Kurugüllü, Scarpia'yı Seyit Ahmet YıldızSuat Ankan oynuyorlar Diğer rolleri ıse Ali Ihsan Onat, Bülent Atak, Kevork Tavityan, Şamil Gökberk, Ahmet Yazıcı ve Cemıl Özfırat paylaşıyorlar. Koro şefliğini Gökçen Koray'ın üstlendıfi 'Tosca'nın dekor ve kostümlerini Michael Scott gerçekleştirdi. Işıklar ise Ahmet Defhe'ye aıt. 'Tosca' 2, 11, 18 ve 20 arahlc tarihlerirtde-yinelenecek. Selahattin Içli 50. sanat yılını kutluyop • Kültür Servisi - Türk Sanat Müziği'nin ünlü ismi Prof. Dr. Selahattin lçlı'nin 50. sanat yılı. Türk Kültürüne Hızmet Vakfi tarafından düzenlenen 1 Aralık pazartesi günü saat 20.30'da Atatürk Kültür Merkezi'ndeki birgeceyle kutlanacak. Yrd.Doç.Dr. Çetin Körükçü yönetimınde, 1leri Türk Musikisi Konservatuan Derneği Korosu ile Melahat Gürses, Esma Başbuğ, Nesrin Körükçü, Ahmet Özhan ve Inci Çayırlı gecede bir konser verecek. Geceyle ilgili bilgi almak ısteyenler için telefon: (0212-259 3101-259 27 85) 'Ağıp Roman'ın yeni baskısı çıktı • Kültür Servisi - Metin Kaçan'ın "Ağır Roman'ının yeni baskısı Yapı Kredi Yayınlan tarafindan yayımlandı. Dolapdere'nın Kolera Sokağı'na, geçmişin ağır, puslu günlerine yakılmış birağıt bu roman. Ustaca kullanılan eğretilemeler ve anakronizmalarla "Ağır Roman' kendi dönemindeki yapıtlar arasından sıynlıyor. Filmiyle de ilgi uyandıracak olan yapıt. geçmişin bugünü biçimlendirdiğine dair bir tez sunuyor okarlanna. 3. AVRUPA FİLMLERİ FESTİVALİ (ANKARA) BUGUN Kavakhdere Sineması • 12J0 Aziz (kısa) • Uşak • 15.00 O Gün (kısa)' Teneke • 19.00 Rubıcon (kısa)' Kötü Kan • 2130 Camera Obscura (kısa) / Aşk Vs. • 24.00 Gece Yansı Sineması Sürü (Salon 1) / Güzel Köy, Güzel Alev (Salon 2)' Kötü Kan (Salon 4) • Fransız Kültür Merkezi • 1230 Kısanın Komedisi Daha tyidir • 15.00 Avrupa Panoraması • 1830 Budapeşte Drama ve Film Akademisi'nin 50 Yıh BUGUN • CRR'de Mistik Müzik Festıvalı kapsamında saat 19.30'da Kültür Bakanhğı Istanbul Tarihı Türk Müziği Topluluğu'nun katıldığı 'Mevlevi Ayini' izlenebilir.(232 98 30) • AKSANAT'ta saat 14.00'te Wagner'in 'Tristan & Isolde' adlı yapıtı lazer-disc'ten \e saat 19.00'da Tilbe Saran ve Cüneyt Türel'in rol aldığı 'Abelard ve Heloise' adlı oyun yer alıyor.(252 35 00) • RLTHİ SU KLLTÜR MERKEZİ nde saat 16.30'da Reha Yalnızcık'ın katıldığı •Küçülttük, Küçültüyoruz, Küçültecek miyiz?' başhklı söyleşi yer alıyor. • İSKENDERİYE KLTÜPHİ \.\ESİ nde saat 17.00'de Ahmet Soysal'ın konuşmacı olarak katılacağı 'Çağdaş Türk Şiiri' (Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ece Ayhan, Oktay Rıfat, tlhan Berk) konulu söyleşi izlenebilir.(245 16 17) • YENt YÜKSEKTEPE KÜLTÜR DERNEĞİ'nde saat 16.00'da -Şehir. Doğa, Ekoloji ve İnsan. Nasıl Bir Şehir Istiyoruz?' başhklı forum izlenebilir.(336 36 11) • KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 19.00'da Bakırköy Oyunculan'nın sahneleyeceği 'Körler' adlı oyun yer alıyor.(252 98 54) • BEYOGLU SAHNESİ nde saat 16.00'da Renan Bilek 'Bilaf Etmeli" gösten, saat 21.00'de ıse Engın Yörükoğlu 'Jazz Stop Band' izlenebilır.(252 93 14)
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear