23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SKASIM1997SALI* CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 15 JJJJÛÜYİ stanbul Edırne <ocaeli Janakkale zmır Manısa ^ydın Denızlı Zonguldak PB PB PB PB PB PB Y PB PB 16 11 14 15 21 17 21 17 12 Sınop Samsun Trabzon Gıresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB PB PB PB PB PB PB PB 1b 15 15 16 11 10 11 11 Antalya Y 20 Kars Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van HB PB PB PB PB PB PB PB 20 20 16 18 13 14 9 oo PB 8 Yurdun güneybatı ke- sımlen parçalı yer yer çok bulutlu, Güney Ege Kiyılan ıle Batı Akdenız kryılan sağanak ve gok- gürültülü sağanak ya- ğışlı, ötekı yerler az bu- lutlu geçecek. Marma- ra ile yurdun iç ve doğu kesımlerınde yer yer sıs görülecek. Hava sı- caklığında önemli bir değişıklik olmayacak Oslo Helsınki Stockholm Londra Arnsterdam Brüksel Paris Bonn FB K PB PB PB PB PB PB 0 0 2 12 7 8 11 12 Münih PB 9 Milano Berlın Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atina ÜÜÜ PB PB Y PB PB PB Y Y §1İ 2 8 14 5 8 7 16 18 Y 15 •Tahran Kahıre A5YA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K B B B PB B PB Y 0 4 0 4 12 1 11 23 Şam 19 f^\ Parçalı bütutlu : Sıslı Bukrthj k Çok bulutlu ı Yağmurlu k Gök gurüttüB G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada saca değinelim: TV'ler, Istanbul'da bir alanda 24 Kasım Öğret- menler Günü'nde, miting havalı açık hava toplan- tısını yansıtıyor. Öğretmenler, yaşadıklan maddi zorlukları hem sözlü hem de simgesel görüntülerie topluma ve devleti yönetenlere duyurmaya çalışıyoriar. Iki gün önce, pazar günü yaklaşık aynı saatler- de Çankaya Köşkü'nde pırıl pırıl giysileriyle öğret- menlerie küçük öğrenciler "Baba "nın karşısına di- zilmişler, devletin başının çizdiği pariak geniş ufuk- lan dinliyorlar. TBMM'yi açış nutkunda bir süre önce TSK'yi "devletin omurgası" diye tanımlayan Demirel; Öğ- retmenler Günü'nde öğretmenleri "ülkemizin şah daman" olarak niteliyor. İstanbul'da öğretmenler yaşam sıkıntılanyta ül- kemizin geleceğini sağlamanın olanaksızlığını an- latırken Çankaya Köşkü'nde, "Atatürk'ün mekâ- nında" oturmakla övünen Cumhurbaşkanı, öğret- menlerden "O'nun nesillenniyetiştirmeye devam etmelerini, O'nun adına istiyor". Istanbul'daki meslektaşlan ile gerçekleri payla- şan Çankaya'daki öğretmenlerin Demirel'i dinter- ken içlerinden neler geçtiğini kestirmek, elbette olanaksız. Ama, Istanbul'daki alanda öğretmenler yaşam- sal sorunlannı, yaşam için yeterli parayı alamadık- lan için "ikinci sınıfişlerde, örneğin garsonluk, tez- gâhtariık" yaptıklarınt haykınyortar. Aynı saatlerde; kocaman nutkunda "Baba", öğ- retmen olan oğulları ile kızlarına bu dünyanın sı- kıntılarıyla bağlantılı, ferahlatıcı tek bir sözcük, bir iki cümlecik söylemiyor. Ertesi günkü mesajında "sosyal olanakların yükseltilmesini" dileyen bir di- rektrf cümlesi yer alıyor. O kadar! "Baba", 28 Şubat'tan beri "babacan nutuklan'n Atatürk, laik cumhuriyet, demokrasi ve kurumları üzerine kurmuş, toplumun duyaıiı olduğu ekono- mik soaınlara hiç ilişmiyor. Elinde bir makas, "8a- na temel atılacak, açılışı yapılacak yerier gösterin, eserier getirin" diyor da başka bir şey demiyor. Bu kadan da Bir yanında kimi geceler Çankaya'nın değerii ko- nuklanndan Bayındır Holdıng'in sahibi işadamı Ka- muran Çörtük, öte yanında Ermotor şirketinden, Çörtük'ün ortağı kayınbirader Ali Şener, Balkan- lar'da nurlu yeni ufuklar açmak, "ufak tefek kimi işleri çözmek" amacıyla Romanya'ya uçuyor. Son zamanlarda Cumhurbaşkanı'nın toplumun sosyo-ekonomik olaylanna, yaşanan sıkıntılara hiç değinnnemesi, dikkatinizi çekmiyor mu? Oysa; Oemirel, Çankaya'daki ilk guftlennîle sdn-* radan Şaibe'ci olan Ekonomi Başdanışmanı Prof. Emre Gönensay'dan notlar alır, gün aşın toplum- sal kaygılan ustaca dillendirir, hükümete zehir gi- bi bir nutukla yüklenirdi. En azından kamuoyunu rahatlatırdı. Cumhurbaşkanı Demirel gibi deneyimli bir poli- tikacının özel "Iktisat özalOkulu" mezunu deviet- lû Taner Güneş'in nereye varacağı anlaşılamayan "tedbiriermanzumesi"r\e inandığı söylenebilir mi? Toplumun "şah daman" öğretmenler enflasyo- nun ineceği masallannayine inanacaklar mı? San- mıyoruz. Bu nedenle hiç değilse Çankaya'dan ge- leceği umuda boğmayan bir iki cümle beklerken "Baba" Atatürk edebiyatı ile karşılık veriyor. Üstelik, umut kırıcı işaretler ardı ardına geliyor. Geçen hükümetler yağmasalar da eserlerdi. Me- muru, öğretmeni "enflasyona ezdirmemek için enflasyonun üzerinde zam" yapacaklan türküsü- nü çığınriardı. Bu kez ki daha yaman. Ancak "enflasyon kadar zam'öan söz açıyor. Hele IMF'nin dediği olsun, he- le önlemleri yani zamlan üç yıla yaymak yerine, bir yıla sığdıımayı hükümet kabul etsin. Daha neler olacak, neler! 1998'de enflasyonu yüzde 50'ye çekeceğini açıklayan hükümete ısın- maya çalışıyorduk. IMF, "şok" önlemlerie yüzde 20'ye indireceğini neredeyse hükümetimizi inan- dırdı, inandıracak. Gelir dağılımındaki amansız rezalet sürüp gittik- çe, öğretmene memura ve de emekliye ne verse- niz hava! Mesleğe yeni başlayan öğretmen, önümüzdeki yıl 14 milyon, yıllanmış olanı yılda 19 milyon zam bekliyor. "Atatürk adına Atatürkçü nesilleryetiştir- mekle görevlendirilen" sevgili öğretmenim... Bozdur bozdur harca. Ahlak yüzde yüz bozulana kadar... ABD: Refah kapatdmamak FUAT KOZLUKLU WASEIINGTON - Clinton yönetımi karar aşamasına ge- len Refah Partisi'nin kaptılmasıyla ılgıh olarak ilk kez bir açıklama yaptı. ABD, RP"nin kapatılmasının çok partili de- mokratik sistemi yaralayacağını bildirdi. ABD Dışişlen Bakanlığı Sözcü Yardımcısı James Foley, dün yaptığı açıklamada, RP'nin kapatılması konusunu ilgiy- le izlediklerini söyledi. James Foley. "Bu davanın sonucunun, Türkiye'nin, kuvvettedesteklediğimiz demokrasisinin ve laik sisteminuı üzerinde etkisi olacağına ınanıyoruz" dedı. Devam etmekte olan bir davayla ilgili bir yorumda bulun- mak istemediğini kaydeden Foley, "Türkanayasasısadecela- ikfiği değjl. aynı zamanda demokrash ide korur" diye konuş- tu. Anayasa Mahkemesi'nın karannda, bu ilkeleri göz önü- ne alacağına inandıgını söyleyen Foley, Türkiye'nin demok- ratik ve çok partili sistemini yaralayacak bir karann, kaygı- landıncı olacağuıı belirtti. James Foley, "Umanz. Türki- ye'nin güçKi bir laikdemokrasiye \ç çokpartili sisteme sahip ülke imajı değjşmez" RTÜK, MGK'ye bilgi verecek ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kuru- lu'nun (MGK) kasım ayı olağan toplantısında, RTÜK Baş- kanı Prof. Orhan Oğuz, irticai yayınlar ve kurulun faaliyet- leri konusunda sınav verecek. MGK toplantısında Oğuz'un 20 dakikalık bir konuşma yapacağı, üyelere irticai yayınlar, bölge müdürlükleri ve frekans ihaleleri konusunda rapor su- nacağı öğrenildi. MGK'nin, RTÜK'ü ulusal. bölgesel, yerel TV ve radyo ya- ymlannda şeriat propagandası yapan kuruluşlar için özel ve acil önlem ahnması yönünde uyaracağı bildirildi. MGK da- ha önce de yerel ve bölgesel televizyonlar için yapılan iha- lede "şeriatçı yayınlann elenmediği" gerekçesiyle RTÜK yö- netimıni dolaylı yollardan uyarmıştı. Eski eser kaçakçısına 4'lü kıskaç• Baştarafı 1. Sayfada lan Münih'teki evinin deposunda saklayan Dikmen, ilk olarak bazı ikonalan tek tek pazariamıştı. Daha sonra kendisini bir "Türk arkeolog" olarak tanıtan Dikmen, Londra'da dünyacaünlü, Türk sos- yetesi ve sanat tarihçilerince çok iyi tanınan, yazar ve antikacı Yan- nis Petsopoulos'un yardımıyla Lysi (Agie Themonianos) Kilisesi'nin kubbe ve duvar resimlerini ABD'nin Houston kentindeki Me- nill Koleksîyonu'na 1983'te sat- mıştı. IS 6. yüzyıla tarihlenen bu re- simler, Bizans sanatmdan günümü- ze kalan en önemli freskler olarak kabul edilmekteydi. Dikmen bundan sonra, adanın Karpas yanmadasındaki Boltasil (Lythrangomi) köyûnde bulunan, aynı dönemden kalma Kanakarya Kilisesi'ndeki mozaiklerini pazar- lamaya kalktı. Dikmen, Hollan- da'da ünlü ressam Rembrandt'ın torunu ve bir başka sahtekâr Mk- hel Van Rijn'in aracılığı ile Indi- anapolisli resim galerisi sahibi Ba- yan Peg Goldberg ile ilişki kurdu. Kıbns Rum Yönetimi'nin bu mozayiklerin çalındığını fotoğraf- lan ile dünyaya duyurmasına kar- şuı Goldberg kendine gösterilen 4 aziz mozaiğine 1 milyon 80bin do- lar (yaklaşık 200 milyar lira) öde- di. Bu alışverişten Dikmen'e an- cak 350 bin dolar (yaklaşık 66.5 milyar lira) kaldı. Bayan Goldberg, bu mozaikleri Los Angeles'taki dünyanın en zen- gjn müzesi 'Paul Getry'ye 20 mil- yon dolara pazarîamayı düşlüyor- du. Müze sorumlusu Bayan Mari- on True, Goldberg'in kendisine yaptığı öneriyi Kıbns Rum Yöne- timi'ne duyurunca ip koptu. Rumlann avukatlan, Haziran 1989'da, Goldberg'in ikametgâhı olan Indianapolis'te dava açtılar ve olayıilkkezMayıs 1989'da dünya- ya duyuran Cumhuriyet gazetesi- nin kopyalannı da belge olarak sundular. KJCTC de mahkemeye başvura- rak u küisenin kendi egemen top- raklannda olduğu için davaya mü- dahil olarak kaölmak istediğinr bildirdı. Yargıç James E. Noland, bu başvuruyu ele aldı ve "ABD hü- kümetincetanınmayanKKTC'nin davayataraf olamayacağma" karar verdi. Yargıç Noland, 86 sayfalık son karannda, aralannda İsa'yı ergin- lik çağında gösteren ve çok ender bir mozaik de dahil olmak üzere, dört parça eserin davacı Kıbns Rum Ortodoks Kilisesi'ne geri ve- rileceğini açıkladı. İS 525 yılına tarihlenen 11 par- çadan oluşan Bizans mozaiklerin- den dördü, bu karar üzerine Güney Kıbns yetkililerine teslim edildi. Yedisinin kayıp olduğu bilindiği bir dönemde Dikmen dört tanesini gizlice Frankturt'ta bir garajda Rumlara bir sandık içinde teslim etti. Ancak bunlardan ikisinin Dik- men'in imalatı, sahte eserler oldu- ğu anlaşıldı. Alman Kriminal Polisi'nin ope- rasyonuna değin beş parça Kana- karya mozaiği kayıptı. Polis. Aziz Thomas mozaiğiyle birlikte Kıbns'tan çalınmış çeşitli ikonalan Dikmen'in evinde yaptı- ğı aramada çatı katında ve bodru- munda ele geçirdi. Dikmen"in "tdmliği açıktanma- yan" bir Kıbnslının ihban ile ya- kalandığı anlaşılırken Kıbns Rum Yönetimi'nin Bonn'daki büyükel- çiliği; bu eserlerin kendilerine ge- ri verilmesini ve aynca Dikmen'in teslim edilmesini, soruşturmayı yürüten Münih 1. Eyalet Mahke- mesi Başsavcısı Schlkht'ten istedi. Bu arada Bonn'daki KKTC tem- silciliği de eserlerin "Kuzey Kıb- nstaki kiliselerden çalındığını ve bunlann kendilerine verümcsi ge- rektiğT yolunda bir başvuru yap- tı. Olaylann bu biçimde gelişmesi üzerine Türkiye'nin Münih Baş- konsolosluğu da "Türk vatandaşı olan Dikmen'in kendilerine teslt- mi" için girişimlerde bulundu. Soruşturma yargıcı, kuvvetli ve yeterli kanıtlar nedeniyle gözaltına alınan Dikmen'in turuklanmasına karar verdı. Başsavcı Schlicht, " Rumlara verilmemesi halinde, I>iknıen'i Almanya'da 10 yıllık ha- pis cezasnun bekledigini" söyledi. Boğazlar Önceki gün Beyazıt 'ta gözaltına alınan 145 kişi serbest bırakıldı * - k V s. • Baştarafı 1. Sayfada dığı döneme rastlıyor. 1994 yılında Boğazlar Tüzüğü'nü yürürlüğe koy- ması ile birlikte Türkiye'yi yumuşamaya zorlayan olaylann gelişimi şöyle: 0 Boğazlar'ı en fazla kullanan ülkelerin başında gelen Rusya ve Yunanistan, IMO nezdinde harekete geçti. Türkiye, 1995 yılın- da IMO'da trafik aynm şe- maları ile ilgiyi belgeyi onaylattırdı. Buna karşılık Rusya'nın da girişimiyle I- MO, Türkiye'nin Boğazlar Tüzüğü'ne karşı bir belge geliştirip tüzükteki unsur- bh^İkyıcıhğı oünayan tavsiye niteliğine dönüştür- dü. Buna ek olarak IMO'nun, kurallar ve tav- siyelerbelgesine eklediği 5. madde uyannca Türki- ye'nin Boğazlar Tüzü- gü'ndeki tüm kurallan tar- tışmaya açılabiliyor. • 5. maddeyi çalıştıran Rusya ve Yunanistan, ge- çen yıl Boğazlar'dan geçiş konusunda bir rapor hazır- ladılar. Raporda, Boğazlar Tüzüğü'nün serbest geçiş ilkelerine aykın olduğu ve Türkiye'nin çevre güvenli- ğine de önem vermediği yolunda çeşitli unsurlar yer aldı. • Geçen yıl temmuz ayında Türkiye dışındaki tüm ülkeler IMO alt komi- tesinde bu raporu onayladı- lar. Böylece ABD'de ilk kez Boğazlar konusunda Türki- ye aleyhine bir belgeye o- nay vermiş oldu. Türkiye ABD'nin bu tutumu ile te- laşa kapıldı. • tngiltere'de şu anda devam eden toplantıda, bu raporun IMO karan olarak açıklanması durumunda şi- kâyetçi ülkelerin uluslara- rası mahkemelere gitme yo- lu açılacak. • Bu arada ABD, Türki- ye'nin Hazar erken üretim petrollerinin Boğazlar'dan geçişlerini de zorlaştıran Boğazlar Tüzüğü'nü yu- muşatması gerektiğini ve buna karşıhk 2000"li yıllar- da üretilecek ana üretim petrollerinin Ceyhan üze- rinden pazarlanması için destek vereceğini Anka- ra'ya bildirdi. • Başta ABD olmak üzere IMO üyesi bazı ülke- ler, Boğazlar'dan yılda 60 milyon ton petrol geçtiğine ve bunun 28 milyon tonu- nun Türkiye'nin kendi tü- ketimi için kullandığına dikkat çekiyorlar. Bu ülke- ler Türkiye'nin, Boğaz- lar'dan geçen petrolün önemli bölümünü kendisi için kullanıp diğer geçişle- re sınırlama getirmesini haksızlık olarak nitelendi- riyorlar. • ABD'nin, Boğaz- lar'dan geçişi uluslararası bir heyetin denetlemesi yo- lundaki önerisi ise Ankara tarafından geri çevrildi. • Türkiye, IMO'da Bo- ğazlar Tüzüğü yerine tama- men yeni kurallann getiril- mesi girişimleri ve ABD'nin yoğun baskısı karşısında bir ortayol bula- rak tüzük ile getirdiği katı kurallannda yumuşamaya gitmek zorunda kaldı. 'PoBstamfeızdamınsın'tSTANBUL / ANKARA (Cumhuriyet)- İstanbulÜni- versitesi öğrencilerine yapı- lan faşist saldınlan protesto etmek için, önceki gün Beya- zıt Meydanfnda yapılmak istenen basın açıklamasında polisin döverek gözaltına al- dığı 145 kişi dün mahkeme- ye çıkanlarak serbest bırakıl- dı. Gözaltına alınanlardan SosyalistlktidarPartisi (SlP) Genel Başkanı AjdemirGü- m», saWçTOrtm-Vdın ve 'Öğrenci Aileleri Demegi Başkanı Mustafa Atalay ön- ceki gece serbest bırakıhrken dün de 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Ka- nunu'na muhalefet ettikleri gerekçesiyle 145 kişinin ifa- Zafer işaretkri yaparak Adfiye'> f egelen göstericiler serbest bırakddu (KEREMILGAZ) deleri alındı. Adliyeye getirilişlen sı- rasında zafer işaretleri yapan gösteri- cileri aileleri alkışlarla karşıladı. Bu sı- rada başka bir davayı izleyen sağ gö- rüşlü bir grup da tekbir getirerer slo- gan attı. Polis slogan atan gruptan 3 kişiyi gözaltına aldı. Sorgulan tamam- lanan 145 kişi akşam saatlerinde ser- best bırakıldı. CHP Istanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, lçışlen Bakanı Murat Başes- gioğhı'nun yanıtlaması istemıyle ver- diği soru önergesinde, "ÜıuVersitede- ki olayian solcular çıkanyor yaklaşı- nunızla şiddet kullanılmasını onayla- nuyor musunuz? Tarikat mensuplan- nagösterilen hoşgörü. üniversite öğren- cüerindennedenesirgenmt'ktedir"' so- Bakanlar Kurulu rulannı yöneltti. Olaylar sırasında polisin gazetecile- re ve yutttaşlara yönelik tavn, sert tep- kilere yol açtı. Bazı siyasi parti temsil- cileri, sendika ve sivil toplum örgütü yöneticileri yaptıklan açıklamalarda emniyet güçlerinin tavnnı kınayarak "Öğrencfflere yönelik sakünlar ve poli- sin tavn öğrencilere ve emekçikre yö- nelik saldıruun bir parçasıdır" dedı- ler. CHP îstanbul Gençlik Kollan üye- leri SultanahmetMeydaru'nda yaptık- lan açıklamada, ülkücü saldırganlara polisin yardım ettiğini söylediler. KESK Genel Başkan Siyami Er- dem de açıklamasında basın açıklama- smın engellenmesinin, demokratık ve haklı taleplere yönelik tahammülsüz- lüğün bir sonucu olduğunu vurguladı. Erdem'in açıklaması özetle şöyle: "Üniversite öğretıcilerine satnia sal- dıranlar yakalanama/, bıçak ve saür- laruı okullara sokulması engeDenemez- ken bu satöınlan protesto etmek iste- yen emekçOere ve öğrencilere karşı bü- yûk pervasızhkla saldınlmışür. Bu sal- dınlar demokrasi istenüerine karşı gös- terilen tahammülsüzlüğûn sonucu- dur" Türkiye Motorlu Taşıt Işçileri Sen- dikası (TÜMTÎS) Genel Başkanı Sab- ri Topcu da yaptığı açıklamada öğren- cilere yönelik saldın ve gözaltıların, alanlan emekçilere yasaklamanın bir göstergesi olduğunu belirtti. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada suzla yaman birbirine kanştı. Her parti konuyu o ka- dar bencilce yorumladı ki, hani neredeyse dokunul- mazlıklar kalksın diyenler demokrasi düşmanı, kalk- masın diyenler demokrasi âşığı ilan edilecekti. Konunun iki yanı var. - Anayasanın milletvekili dokunulmazlığını düzen- leyen 83. maddesinin değiştirilmesi. - TBMM'ye ulaştınlmış 85 milletvekili hakkındaki 160 dokunulmazlık fezlekesinin karara bağlanması. Geçen hafta birinci şık, şık olmayan biçimde ele alındı. Perşembe günü ikinci şık Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerinden oluşan karma komisyonda ele alınacak. Öyle bir siyasi ortamla karşı karşryayız ki, anaya- sanın 83. maddesinin değişmesi için yapılan oylama- da parti liderierimiz anayasayı ihlal etmek "zorunda kaldı". Özellikle merkez sağ partilerin "ikili oynadı- ğı" iddialan karşısında Başbakan Mesut Yılmaz, anayasanın "Oylama gizli yapılır" hükmüne karşın, beyaz oyunu göstere göstere kullandı. Bu yöntemin 3 Aralık'taki ikinci oylamada da gündeme gelmesi bekleniyor. Bir bakarsınız, milletvekilleri anayasayı delerek anayasayı değiştirirter. TBMM'deki oylamada, "Bize dokunulmasın" ka- ran çıkınca gazetelerin çoğu bunatepki gösterdi. Ki- mi yuh çekti, kimi yazıklar olsun dedi. Vekillerimiz "yuh"u tersinden okuyup huylandılar: "BuyorumlarMeclis'e hakarettir. Yüce Meclis'in onurunu böylesine ayaklar altına almaya hakkınız yok." Bu düşünceyi savunanların yüzü domuz derisiyle mi kaplı diyeceğiz ama, diyemeyiz ki... Bunun için in- sanda önce yüz olması gerekir. Atasözlerimizin en geçerli olanlanndan, "Hem suç- lu hem güç/ü"yü değiştirmek gerekiyor: "Hem milletvekili hem güçlü..." Kamuoyunun bazı kesimlerinde de taraftar bulan bir başka düşünce şu: "Türkiye'de ağır cezahk suç kavramı o kadar ge- niş ki... Bir milletvekilinin hükümeti eleştirmek için kullandığı sözler bile bu kapsama girebilir. Ağır ce- za tanımına açıklık getirmeden bu iş olmaz..." Özrü kabahatinden büyük diye buna denir. Meclis neden endişe ediyor? Yasaların farklı uygulanabileceğinden... Yasama görevi kimin? Meclis'in... Milletvekilleri batakhğı kurutmak yerine, "B'ız ge- çerken özel giysilerle koruna/ım" diyoriar. En kötü Meclis... Gelelim önümüzdeki perşembe günü görüşüle- cek dokunulmazlık dosyalanna. Geçen ağustosayın- da karma komisyondan şu karar çıkmıştı: "Dokunulmazlığın sınıriandınlması konusunda bir hazıhık yapılmaktadır. Bu hazıriık sonuçlanana dek doşyalara dokunmayalım." Üç ANAP, üç DSP milletvekilinin oylamada bulun- maması sonucu karar REFAHYOL'un oylanyla yaşa- ma geçmişti. ANAP ve DSP'liler buna itiraz ettiler. Oyiamadan haberierinin olmadığını söylediler. Perşembe günü bu oylamanın rövanşı var. Eğer, karma komisyon üyeleri başta DYP milletvekilleri Mehmet Ağar ve Sedat Bucak olmak üzere, "6u doşyalara dokunul- sun" deıierse konuTBMM Genel Kurulu'nagelecek. Son oylama orada yapılacak. Gördüğünüz gibi vekillere dokunmak hiç de kolay değil... Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e göre Mec- lis cesaretsiz ama, bunun nedeni şu: "Üç defa kapatılmış bir Meclis'in cesaretle hare- ket etmesi zordur. * Biz de sık sık vurguluyoruz: "En kötü Meclis bile kapalı Meclis'ten iyidir." lyidir de acaba bu kapanmalarda Meclis'in hiç mi suçu yok? Çuvaldızdan, iğneden vazgectik, bari kü- çük bir raptiyeyi kendilerine batırsınlar diyeceğiz a- ma... Dokundurtmuyoriar ki... Memurlara sendikal hak gorüşüldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar Kurulu'nda, kamu görevlilerinın sendika kur- masma ilişkin yasa taslağı, 7 bakandan oluşan alt komisyona havale edilirken memurlara grev ve toplusözleşmeli sendika hakkı verilmesini is- teyen DTP ile uzlaşılarak ortak bir metin hazır- lanacak. Bakanlar Kurulu, Başbakan Mesut Yılmaz'ın tspanya'da olması nedeniyle Başbakan Yardım- cısı Bülent Ecevit'ın başkanlığında dün toplan- dı. 55. hükümetin yaklaşık 1 saat 15 dakikayla en kısa toplantısını yaptığı Bakanlar Kunılu'nda, kamu görevlilerinin sendika kurmasına ilişkin yasa taslağı ele alındı. Çalışma ve Güvenlik Ba- kanı Nami Çagan'ın, memurlara yalnızca sen- dika kurma hakkı tanıyan yasa taslağıyla ilgili bilgı vermesinın ardından DTP'lı bakanlar. bu konuda partilerimn de bir hazırlığının olduğunu anımsattılar. Bunun üzerine Çagan'ın, her iki çalışma arasında çok fazla farklılık olmadığını beürttiği öğrenildi. Toplantıda, yasa taslağının yaşama geçmesi durumunda eski sendikalann varlığını koruyup korumayacaklan da tartışma konusu olurken bir bakanın sendikal haklann genişletilmesi için anayasa değişikliğine gidil- mesini önerdiği belirtildi. Kurul, bakanlann önerilerinin ardından tas- lağın aynntılan ve anayasanın çizdiği çerçeve içinde ele alınması için Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk, Borhan Kara, Rıfat Serdaroğlu \e Mehmet Batalh. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Namı Çağan, Milli Eğitim Bakanı Hik- met Lluğbay ve Çevre Bakanı tmren Aykut'tan oluşan bir alt komisyon kurulmasına karar ver- di. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Şükrü SinaGüreL anayasanın değiştirilmesi durumun- da toplusözleşme ve gre\' hakkının tanınabilece- ğvni, ancak kendi yaptıklan çalışmanın, anaya- sanın çizdiği sınırlar içinde olduğunu kaydetti. TÜSIAD zemîn yokladı Cumhuriyet "CUMA KİTAPLARI" kitap kulübü Sergi Salonlarından Ediniliyor * "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ", okurlarımızın geniş ilgisine erişen ve cuma günleri gazetenizle birlikte ücretsiz sunulan yirmi adet farklı yapıtı edinemeyenlere bir olanak sağlıyor. Okuriarımız, "CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'nün istanbul Taksim ile Cağaloğlu ve Adana Sergi Salonlanndan ("KİTAP KURDU" indirimi dışında ve posta ücreti içinde)750.00QTL' lık degeri aşan kitap alımlarında ya da siparişlerinde bir adet "Cuma Kitabı"nı bedelsiz edinebiliyor. Adreslerimiz: İSTANBUL Türkocağı Cad. No39/41 CAĞALOĞLU Tel:(212) 512 05 05 Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) TAKSİM Tel:(212) 252 38 81/82 ADANA Çınartı Mah. 5. Sok. Çınarlı Işhanı No:2 Kat:1Tel:(322) 363 12 11 • Baştarafı 1. Sayfada zey göriişmelerini sürdürürlerken TUSLAD heyeti de hem Was- hington hem Nevv York'ta Dışiş- leri Bakanlığı, Pentagon, Dünya Bankası, düşünce oluşturma ku- ruluşlan, gazeteciler ve üniversi- telerde temaslar yaptı. Bu arada Dünya Bankası'nın bir yan kuru- luşu olan IFC'yle de bir anlaşma imzaladı. Anlaşma TÜSİAD ve IFC arasında düzenli bilgi alışve- rişi ve eğitimsel programlar dü- zenlenmesini öngörüyor. TÜSİAD heyeti, bir haftalık gezi boyunca Amerikan tarafina, Yılmaz hükümetinin ekonomik istikrar programınm desteklen- mesi gerektiği mesajmı vererek "bu hükümetin Türkiye'ye siyasi ve ekonomik istikrar getireceği'' umutlannın gittikçe arttığı görü- şünü vurguladı. REFAHYOL hükümetinin is- tifasında askerlerin payınmne ol- duğunu soran Amerikan tarafina TÜSlAD yöneticileri, "RP'nin, hükümet olduğu dönemde siyasi arenada ipleri iyice gerdiği, Su- surluk skandalı üzerine, ortağı DYP'nin hedef olduğu yobuzhık söylentileri nedeniyle gidemediği, 8 jıllık kesintisiz eğitim konusun- da inandıncı davranmadığınr anlatarak ordunun "yumuşakini- şinde" Türk halkımnbüyük bölü- münün destekçi olduğunu belirt- tiler. Amerikan tarafınm TÜSÎAD yöneticilerine ısrarla yönelttikle- ri üç konudaki sorular ise şöyle sıralanabilir: 1- Türkiye ile Yunanistan ara- sındaki sorunlann üstesinden ge- linmesi mümkün olacak mı? 2- Kıbns Rum Kesimi'nin AB'ye tam üyeligi 12-13 Aralık günleri Lüksemburg'da yapılacak Avrapa Konferansı'nda ele alına- cak. Türkiye'nin bu konudaki yaklaşımını dikkatle izliyonız. 3- Türkiye'de insan haklanmn iyileştirilmesi için olumlu adım- lar atılacak mı? İnsan haklan bağlamında HEP milletvekili Levla Zana'mn ha- piste oluşu da belli başlı bir sorun olarak gündeme getiriliyor. Bu şekilde ilk kez ABD'nin, AB'nin Türkiye'ye yönelik söy- lemlerini benimsemekle birlikte, AB'nin aksine Türkiye'yi sıkış- tırma yolunu seçmediğ^ dikkat- leri çekiyor. Konuşulan başka konular ara- sında Bakû-Ceyhan boru hattının geleceği ile Türkiye'nin. Kafkas- ya politikasınt Azerbaycan'a en- deksleyerek Ermenistan'la ilişki- leri normalleştirmeye yanaşma- yışı da önemli yer tuttu. TÜSlAD heyetinin ABD'deki bu "zemin yoklama" gezisi Nevv York'ta bankacılar ve işadamlan- nın Amerikan iş çevreleriyle yap- tığı temaslara da denk düştü. 20 Kasım'da Türk ve Ameri- kan iş çevrelerinin bir araya gel- dikleri toplantmm ardından Tür- kiye'nin BM'deki temsilcisi Bü- yükelçi Hüseyin Çelem'in rezi- dansında bir resepsiyon verildi. Resepsiyonda Amerikan iş ve bankacılık çevrelerinin ağırlıklı olarak hazır bulunduklan gözlen- di. Büyükelçi Çelem'le birlikte re- sepsiyona ev sahipliği yapan Tür- kiye Smai Kalkınma Bankası Ge- nel Müdürü Safa Ocak, işbirliği olanaklannın arttınlmasından umutlu olduğunu söyledi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear