Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SKASIM1997SALI* CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 15
JJJJÛÜYİ
stanbul
Edırne
<ocaeli
Janakkale
zmır
Manısa
^ydın
Denızlı
Zonguldak
PB
PB
PB
PB
PB
PB
Y
PB
PB
16
11
14
15
21
17
21
17
12
Sınop
Samsun
Trabzon
Gıresun
Ankara
Eskişehir
Konya
Sıvas
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
1b
15
15
16
11
10
11
11
Antalya Y 20 Kars
Adana
Mersin
Diyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
HB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
20
20
16
18
13
14
9
oo
PB 8
Yurdun güneybatı ke-
sımlen parçalı yer yer
çok bulutlu, Güney Ege
Kiyılan ıle Batı Akdenız
kryılan sağanak ve gok-
gürültülü sağanak ya-
ğışlı, ötekı yerler az bu-
lutlu geçecek. Marma-
ra ile yurdun iç ve doğu
kesımlerınde yer yer
sıs görülecek. Hava sı-
caklığında önemli bir
değişıklik olmayacak
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Arnsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
FB
K
PB
PB
PB
PB
PB
PB
0
0
2
12
7
8
11
12
Münih PB 9 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrıd
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
ÜÜÜ
PB
PB
Y
PB
PB
PB
Y
Y
§1İ
2
8
14
5
8
7
16
18
Y 15
•Tahran
Kahıre
A5YA
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tiflis
Kahire
K
B
B
B
PB
B
PB
Y
0
4
0
4
12
1
11
23
Şam 19
f^\ Parçalı bütutlu : Sıslı Bukrthj k Çok bulutlu ı Yağmurlu k Gök gurüttüB
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
saca değinelim:
TV'ler, Istanbul'da bir alanda 24 Kasım Öğret-
menler Günü'nde, miting havalı açık hava toplan-
tısını yansıtıyor.
Öğretmenler, yaşadıklan maddi zorlukları hem
sözlü hem de simgesel görüntülerie topluma ve
devleti yönetenlere duyurmaya çalışıyoriar.
Iki gün önce, pazar günü yaklaşık aynı saatler-
de Çankaya Köşkü'nde pırıl pırıl giysileriyle öğret-
menlerie küçük öğrenciler "Baba "nın karşısına di-
zilmişler, devletin başının çizdiği pariak geniş ufuk-
lan dinliyorlar.
TBMM'yi açış nutkunda bir süre önce TSK'yi
"devletin omurgası" diye tanımlayan Demirel; Öğ-
retmenler Günü'nde öğretmenleri "ülkemizin şah
daman" olarak niteliyor.
İstanbul'da öğretmenler yaşam sıkıntılanyta ül-
kemizin geleceğini sağlamanın olanaksızlığını an-
latırken Çankaya Köşkü'nde, "Atatürk'ün mekâ-
nında" oturmakla övünen Cumhurbaşkanı, öğret-
menlerden "O'nun nesillenniyetiştirmeye devam
etmelerini, O'nun adına istiyor".
Istanbul'daki meslektaşlan ile gerçekleri payla-
şan Çankaya'daki öğretmenlerin Demirel'i dinter-
ken içlerinden neler geçtiğini kestirmek, elbette
olanaksız.
Ama, Istanbul'daki alanda öğretmenler yaşam-
sal sorunlannı, yaşam için yeterli parayı alamadık-
lan için "ikinci sınıfişlerde, örneğin garsonluk, tez-
gâhtariık" yaptıklarınt haykınyortar.
Aynı saatlerde; kocaman nutkunda "Baba", öğ-
retmen olan oğulları ile kızlarına bu dünyanın sı-
kıntılarıyla bağlantılı, ferahlatıcı tek bir sözcük, bir
iki cümlecik söylemiyor. Ertesi günkü mesajında
"sosyal olanakların yükseltilmesini" dileyen bir di-
rektrf cümlesi yer alıyor. O kadar!
"Baba", 28 Şubat'tan beri "babacan nutuklan'n
Atatürk, laik cumhuriyet, demokrasi ve kurumları
üzerine kurmuş, toplumun duyaıiı olduğu ekono-
mik soaınlara hiç ilişmiyor. Elinde bir makas, "8a-
na temel atılacak, açılışı yapılacak yerier gösterin,
eserier getirin" diyor da başka bir şey demiyor.
Bu kadan da
Bir yanında kimi geceler Çankaya'nın değerii ko-
nuklanndan Bayındır Holdıng'in sahibi işadamı Ka-
muran Çörtük, öte yanında Ermotor şirketinden,
Çörtük'ün ortağı kayınbirader Ali Şener, Balkan-
lar'da nurlu yeni ufuklar açmak, "ufak tefek kimi
işleri çözmek" amacıyla Romanya'ya uçuyor.
Son zamanlarda Cumhurbaşkanı'nın toplumun
sosyo-ekonomik olaylanna, yaşanan sıkıntılara hiç
değinnnemesi, dikkatinizi çekmiyor mu?
Oysa; Oemirel, Çankaya'daki ilk guftlennîle sdn-*
radan Şaibe'ci olan Ekonomi Başdanışmanı Prof.
Emre Gönensay'dan notlar alır, gün aşın toplum-
sal kaygılan ustaca dillendirir, hükümete zehir gi-
bi bir nutukla yüklenirdi. En azından kamuoyunu
rahatlatırdı.
Cumhurbaşkanı Demirel gibi deneyimli bir poli-
tikacının özel "Iktisat özalOkulu" mezunu deviet-
lû Taner Güneş'in nereye varacağı anlaşılamayan
"tedbiriermanzumesi"r\e inandığı söylenebilir mi?
Toplumun "şah daman" öğretmenler enflasyo-
nun ineceği masallannayine inanacaklar mı? San-
mıyoruz. Bu nedenle hiç değilse Çankaya'dan ge-
leceği umuda boğmayan bir iki cümle beklerken
"Baba" Atatürk edebiyatı ile karşılık veriyor.
Üstelik, umut kırıcı işaretler ardı ardına geliyor.
Geçen hükümetler yağmasalar da eserlerdi. Me-
muru, öğretmeni "enflasyona ezdirmemek için
enflasyonun üzerinde zam" yapacaklan türküsü-
nü çığınriardı.
Bu kez ki daha yaman. Ancak "enflasyon kadar
zam'öan söz açıyor. Hele IMF'nin dediği olsun, he-
le önlemleri yani zamlan üç yıla yaymak yerine, bir
yıla sığdıımayı hükümet kabul etsin.
Daha neler olacak, neler! 1998'de enflasyonu
yüzde 50'ye çekeceğini açıklayan hükümete ısın-
maya çalışıyorduk. IMF, "şok" önlemlerie yüzde
20'ye indireceğini neredeyse hükümetimizi inan-
dırdı, inandıracak.
Gelir dağılımındaki amansız rezalet sürüp gittik-
çe, öğretmene memura ve de emekliye ne verse-
niz hava!
Mesleğe yeni başlayan öğretmen, önümüzdeki
yıl 14 milyon, yıllanmış olanı yılda 19 milyon zam
bekliyor. "Atatürk adına Atatürkçü nesilleryetiştir-
mekle görevlendirilen" sevgili öğretmenim...
Bozdur bozdur harca.
Ahlak yüzde yüz bozulana kadar...
ABD: Refah kapatdmamak
FUAT KOZLUKLU
WASEIINGTON - Clinton yönetımi karar aşamasına ge-
len Refah Partisi'nin kaptılmasıyla ılgıh olarak ilk kez bir
açıklama yaptı. ABD, RP"nin kapatılmasının çok partili de-
mokratik sistemi yaralayacağını bildirdi.
ABD Dışişlen Bakanlığı Sözcü Yardımcısı James Foley,
dün yaptığı açıklamada, RP'nin kapatılması konusunu ilgiy-
le izlediklerini söyledi. James Foley. "Bu davanın sonucunun,
Türkiye'nin, kuvvettedesteklediğimiz demokrasisinin ve laik
sisteminuı üzerinde etkisi olacağına ınanıyoruz" dedı.
Devam etmekte olan bir davayla ilgili bir yorumda bulun-
mak istemediğini kaydeden Foley, "Türkanayasasısadecela-
ikfiği değjl. aynı zamanda demokrash ide korur" diye konuş-
tu. Anayasa Mahkemesi'nın karannda, bu ilkeleri göz önü-
ne alacağına inandıgını söyleyen Foley, Türkiye'nin demok-
ratik ve çok partili sistemini yaralayacak bir karann, kaygı-
landıncı olacağuıı belirtti. James Foley, "Umanz. Türki-
ye'nin güçKi bir laikdemokrasiye \ç çokpartili sisteme sahip
ülke imajı değjşmez"
RTÜK, MGK'ye bilgi verecek
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Güvenlik Kuru-
lu'nun (MGK) kasım ayı olağan toplantısında, RTÜK Baş-
kanı Prof. Orhan Oğuz, irticai yayınlar ve kurulun faaliyet-
leri konusunda sınav verecek. MGK toplantısında Oğuz'un
20 dakikalık bir konuşma yapacağı, üyelere irticai yayınlar,
bölge müdürlükleri ve frekans ihaleleri konusunda rapor su-
nacağı öğrenildi.
MGK'nin, RTÜK'ü ulusal. bölgesel, yerel TV ve radyo ya-
ymlannda şeriat propagandası yapan kuruluşlar için özel ve
acil önlem ahnması yönünde uyaracağı bildirildi. MGK da-
ha önce de yerel ve bölgesel televizyonlar için yapılan iha-
lede "şeriatçı yayınlann elenmediği" gerekçesiyle RTÜK yö-
netimıni dolaylı yollardan uyarmıştı.
Eski eser kaçakçısına 4'lü kıskaç• Baştarafı 1. Sayfada
lan Münih'teki evinin deposunda
saklayan Dikmen, ilk olarak bazı
ikonalan tek tek pazariamıştı.
Daha sonra kendisini bir "Türk
arkeolog" olarak tanıtan Dikmen,
Londra'da dünyacaünlü, Türk sos-
yetesi ve sanat tarihçilerince çok
iyi tanınan, yazar ve antikacı Yan-
nis Petsopoulos'un yardımıyla Lysi
(Agie Themonianos) Kilisesi'nin
kubbe ve duvar resimlerini
ABD'nin Houston kentindeki Me-
nill Koleksîyonu'na 1983'te sat-
mıştı.
IS 6. yüzyıla tarihlenen bu re-
simler, Bizans sanatmdan günümü-
ze kalan en önemli freskler olarak
kabul edilmekteydi.
Dikmen bundan sonra, adanın
Karpas yanmadasındaki Boltasil
(Lythrangomi) köyûnde bulunan,
aynı dönemden kalma Kanakarya
Kilisesi'ndeki mozaiklerini pazar-
lamaya kalktı. Dikmen, Hollan-
da'da ünlü ressam Rembrandt'ın
torunu ve bir başka sahtekâr Mk-
hel Van Rijn'in aracılığı ile Indi-
anapolisli resim galerisi sahibi Ba-
yan Peg Goldberg ile ilişki kurdu.
Kıbns Rum Yönetimi'nin bu
mozayiklerin çalındığını fotoğraf-
lan ile dünyaya duyurmasına kar-
şuı Goldberg kendine gösterilen 4
aziz mozaiğine 1 milyon 80bin do-
lar (yaklaşık 200 milyar lira) öde-
di. Bu alışverişten Dikmen'e an-
cak 350 bin dolar (yaklaşık 66.5
milyar lira) kaldı.
Bayan Goldberg, bu mozaikleri
Los Angeles'taki dünyanın en zen-
gjn müzesi 'Paul Getry'ye 20 mil-
yon dolara pazarîamayı düşlüyor-
du. Müze sorumlusu Bayan Mari-
on True, Goldberg'in kendisine
yaptığı öneriyi Kıbns Rum Yöne-
timi'ne duyurunca ip koptu.
Rumlann avukatlan, Haziran
1989'da, Goldberg'in ikametgâhı
olan Indianapolis'te dava açtılar ve
olayıilkkezMayıs 1989'da dünya-
ya duyuran Cumhuriyet gazetesi-
nin kopyalannı da belge olarak
sundular.
KJCTC de mahkemeye başvura-
rak u
küisenin kendi egemen top-
raklannda olduğu için davaya mü-
dahil olarak kaölmak istediğinr
bildirdı. Yargıç James E. Noland,
bu başvuruyu ele aldı ve "ABD hü-
kümetincetanınmayanKKTC'nin
davayataraf olamayacağma" karar
verdi.
Yargıç Noland, 86 sayfalık son
karannda, aralannda İsa'yı ergin-
lik çağında gösteren ve çok ender
bir mozaik de dahil olmak üzere,
dört parça eserin davacı Kıbns
Rum Ortodoks Kilisesi'ne geri ve-
rileceğini açıkladı.
İS 525 yılına tarihlenen 11 par-
çadan oluşan Bizans mozaiklerin-
den dördü, bu karar üzerine Güney
Kıbns yetkililerine teslim edildi.
Yedisinin kayıp olduğu bilindiği bir
dönemde Dikmen dört tanesini
gizlice Frankturt'ta bir garajda
Rumlara bir sandık içinde teslim
etti. Ancak bunlardan ikisinin Dik-
men'in imalatı, sahte eserler oldu-
ğu anlaşıldı.
Alman Kriminal Polisi'nin ope-
rasyonuna değin beş parça Kana-
karya mozaiği kayıptı.
Polis. Aziz Thomas mozaiğiyle
birlikte Kıbns'tan çalınmış çeşitli
ikonalan Dikmen'in evinde yaptı-
ğı aramada çatı katında ve bodru-
munda ele geçirdi.
Dikmen"in "tdmliği açıktanma-
yan" bir Kıbnslının ihban ile ya-
kalandığı anlaşılırken Kıbns Rum
Yönetimi'nin Bonn'daki büyükel-
çiliği; bu eserlerin kendilerine ge-
ri verilmesini ve aynca Dikmen'in
teslim edilmesini, soruşturmayı
yürüten Münih 1. Eyalet Mahke-
mesi Başsavcısı Schlkht'ten istedi.
Bu arada Bonn'daki KKTC tem-
silciliği de eserlerin "Kuzey Kıb-
nstaki kiliselerden çalındığını ve
bunlann kendilerine verümcsi ge-
rektiğT yolunda bir başvuru yap-
tı.
Olaylann bu biçimde gelişmesi
üzerine Türkiye'nin Münih Baş-
konsolosluğu da "Türk vatandaşı
olan Dikmen'in kendilerine teslt-
mi" için girişimlerde bulundu.
Soruşturma yargıcı, kuvvetli ve
yeterli kanıtlar nedeniyle gözaltına
alınan Dikmen'in turuklanmasına
karar verdı. Başsavcı Schlicht,
" Rumlara verilmemesi halinde,
I>iknıen'i Almanya'da 10 yıllık ha-
pis cezasnun bekledigini" söyledi.
Boğazlar Önceki gün Beyazıt 'ta gözaltına alınan 145 kişi serbest bırakıldı
* - k V s.
• Baştarafı 1. Sayfada
dığı döneme rastlıyor.
1994 yılında Boğazlar
Tüzüğü'nü yürürlüğe koy-
ması ile birlikte Türkiye'yi
yumuşamaya zorlayan
olaylann gelişimi şöyle:
0 Boğazlar'ı en fazla
kullanan ülkelerin başında
gelen Rusya ve Yunanistan,
IMO nezdinde harekete
geçti. Türkiye, 1995 yılın-
da IMO'da trafik aynm şe-
maları ile ilgiyi belgeyi
onaylattırdı. Buna karşılık
Rusya'nın da girişimiyle I-
MO, Türkiye'nin Boğazlar
Tüzüğü'ne karşı bir belge
geliştirip tüzükteki unsur-
bh^İkyıcıhğı oünayan
tavsiye niteliğine dönüştür-
dü. Buna ek olarak
IMO'nun, kurallar ve tav-
siyelerbelgesine eklediği 5.
madde uyannca Türki-
ye'nin Boğazlar Tüzü-
gü'ndeki tüm kurallan tar-
tışmaya açılabiliyor.
• 5. maddeyi çalıştıran
Rusya ve Yunanistan, ge-
çen yıl Boğazlar'dan geçiş
konusunda bir rapor hazır-
ladılar. Raporda, Boğazlar
Tüzüğü'nün serbest geçiş
ilkelerine aykın olduğu ve
Türkiye'nin çevre güvenli-
ğine de önem vermediği
yolunda çeşitli unsurlar yer
aldı.
• Geçen yıl temmuz
ayında Türkiye dışındaki
tüm ülkeler IMO alt komi-
tesinde bu raporu onayladı-
lar. Böylece ABD'de ilk kez
Boğazlar konusunda Türki-
ye aleyhine bir belgeye o-
nay vermiş oldu. Türkiye
ABD'nin bu tutumu ile te-
laşa kapıldı.
• tngiltere'de şu anda
devam eden toplantıda, bu
raporun IMO karan olarak
açıklanması durumunda şi-
kâyetçi ülkelerin uluslara-
rası mahkemelere gitme yo-
lu açılacak.
• Bu arada ABD, Türki-
ye'nin Hazar erken üretim
petrollerinin Boğazlar'dan
geçişlerini de zorlaştıran
Boğazlar Tüzüğü'nü yu-
muşatması gerektiğini ve
buna karşıhk 2000"li yıllar-
da üretilecek ana üretim
petrollerinin Ceyhan üze-
rinden pazarlanması için
destek vereceğini Anka-
ra'ya bildirdi.
• Başta ABD olmak
üzere IMO üyesi bazı ülke-
ler, Boğazlar'dan yılda 60
milyon ton petrol geçtiğine
ve bunun 28 milyon tonu-
nun Türkiye'nin kendi tü-
ketimi için kullandığına
dikkat çekiyorlar. Bu ülke-
ler Türkiye'nin, Boğaz-
lar'dan geçen petrolün
önemli bölümünü kendisi
için kullanıp diğer geçişle-
re sınırlama getirmesini
haksızlık olarak nitelendi-
riyorlar.
• ABD'nin, Boğaz-
lar'dan geçişi uluslararası
bir heyetin denetlemesi yo-
lundaki önerisi ise Ankara
tarafından geri çevrildi.
• Türkiye, IMO'da Bo-
ğazlar Tüzüğü yerine tama-
men yeni kurallann getiril-
mesi girişimleri ve
ABD'nin yoğun baskısı
karşısında bir ortayol bula-
rak tüzük ile getirdiği katı
kurallannda yumuşamaya
gitmek zorunda kaldı.
'PoBstamfeızdamınsın'tSTANBUL / ANKARA
(Cumhuriyet)- İstanbulÜni-
versitesi öğrencilerine yapı-
lan faşist saldınlan protesto
etmek için, önceki gün Beya-
zıt Meydanfnda yapılmak
istenen basın açıklamasında
polisin döverek gözaltına al-
dığı 145 kişi dün mahkeme-
ye çıkanlarak serbest bırakıl-
dı.
Gözaltına alınanlardan
SosyalistlktidarPartisi (SlP)
Genel Başkanı AjdemirGü-
m», saWçTOrtm-Vdın ve
'Öğrenci Aileleri Demegi
Başkanı Mustafa Atalay ön-
ceki gece serbest bırakıhrken
dün de 2911 sayılı Toplantı
ve Gösteri Yürüyüşleri Ka-
nunu'na muhalefet ettikleri
gerekçesiyle 145 kişinin ifa- Zafer işaretkri yaparak Adfiye'>
f
egelen göstericiler serbest bırakddu (KEREMILGAZ)
deleri alındı. Adliyeye getirilişlen sı-
rasında zafer işaretleri yapan gösteri-
cileri aileleri alkışlarla karşıladı. Bu sı-
rada başka bir davayı izleyen sağ gö-
rüşlü bir grup da tekbir getirerer slo-
gan attı. Polis slogan atan gruptan 3
kişiyi gözaltına aldı. Sorgulan tamam-
lanan 145 kişi akşam saatlerinde ser-
best bırakıldı.
CHP Istanbul Milletvekili Mehmet
Sevigen, lçışlen Bakanı Murat Başes-
gioğhı'nun yanıtlaması istemıyle ver-
diği soru önergesinde, "ÜıuVersitede-
ki olayian solcular çıkanyor yaklaşı-
nunızla şiddet kullanılmasını onayla-
nuyor musunuz? Tarikat mensuplan-
nagösterilen hoşgörü. üniversite öğren-
cüerindennedenesirgenmt'ktedir"' so-
Bakanlar Kurulu
rulannı yöneltti.
Olaylar sırasında polisin gazetecile-
re ve yutttaşlara yönelik tavn, sert tep-
kilere yol açtı. Bazı siyasi parti temsil-
cileri, sendika ve sivil toplum örgütü
yöneticileri yaptıklan açıklamalarda
emniyet güçlerinin tavnnı kınayarak
"Öğrencfflere yönelik sakünlar ve poli-
sin tavn öğrencilere ve emekçikre yö-
nelik saldıruun bir parçasıdır" dedı-
ler.
CHP îstanbul Gençlik Kollan üye-
leri SultanahmetMeydaru'nda yaptık-
lan açıklamada, ülkücü saldırganlara
polisin yardım ettiğini söylediler.
KESK Genel Başkan Siyami Er-
dem de açıklamasında basın açıklama-
smın engellenmesinin, demokratık ve
haklı taleplere yönelik tahammülsüz-
lüğün bir sonucu olduğunu vurguladı.
Erdem'in açıklaması özetle şöyle:
"Üniversite öğretıcilerine satnia sal-
dıranlar yakalanama/, bıçak ve saür-
laruı okullara sokulması engeDenemez-
ken bu satöınlan protesto etmek iste-
yen emekçOere ve öğrencilere karşı bü-
yûk pervasızhkla saldınlmışür. Bu sal-
dınlar demokrasi istenüerine karşı gös-
terilen tahammülsüzlüğûn sonucu-
dur"
Türkiye Motorlu Taşıt Işçileri Sen-
dikası (TÜMTÎS) Genel Başkanı Sab-
ri Topcu da yaptığı açıklamada öğren-
cilere yönelik saldın ve gözaltıların,
alanlan emekçilere yasaklamanın bir
göstergesi olduğunu belirtti.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
suzla yaman birbirine kanştı. Her parti konuyu o ka-
dar bencilce yorumladı ki, hani neredeyse dokunul-
mazlıklar kalksın diyenler demokrasi düşmanı, kalk-
masın diyenler demokrasi âşığı ilan edilecekti.
Konunun iki yanı var.
- Anayasanın milletvekili dokunulmazlığını düzen-
leyen 83. maddesinin değiştirilmesi.
- TBMM'ye ulaştınlmış 85 milletvekili hakkındaki
160 dokunulmazlık fezlekesinin karara bağlanması.
Geçen hafta birinci şık, şık olmayan biçimde ele
alındı. Perşembe günü ikinci şık Anayasa ve Adalet
Komisyonu üyelerinden oluşan karma komisyonda
ele alınacak.
Öyle bir siyasi ortamla karşı karşryayız ki, anaya-
sanın 83. maddesinin değişmesi için yapılan oylama-
da parti liderierimiz anayasayı ihlal etmek "zorunda
kaldı". Özellikle merkez sağ partilerin "ikili oynadı-
ğı" iddialan karşısında Başbakan Mesut Yılmaz,
anayasanın "Oylama gizli yapılır" hükmüne karşın,
beyaz oyunu göstere göstere kullandı. Bu yöntemin
3 Aralık'taki ikinci oylamada da gündeme gelmesi
bekleniyor. Bir bakarsınız, milletvekilleri anayasayı
delerek anayasayı değiştirirter.
TBMM'deki oylamada, "Bize dokunulmasın" ka-
ran çıkınca gazetelerin çoğu bunatepki gösterdi. Ki-
mi yuh çekti, kimi yazıklar olsun dedi.
Vekillerimiz "yuh"u tersinden okuyup huylandılar:
"BuyorumlarMeclis'e hakarettir. Yüce Meclis'in
onurunu böylesine ayaklar altına almaya hakkınız
yok."
Bu düşünceyi savunanların yüzü domuz derisiyle
mi kaplı diyeceğiz ama, diyemeyiz ki... Bunun için in-
sanda önce yüz olması gerekir.
Atasözlerimizin en geçerli olanlanndan, "Hem suç-
lu hem güç/ü"yü değiştirmek gerekiyor:
"Hem milletvekili hem güçlü..."
Kamuoyunun bazı kesimlerinde de taraftar bulan
bir başka düşünce şu:
"Türkiye'de ağır cezahk suç kavramı o kadar ge-
niş ki... Bir milletvekilinin hükümeti eleştirmek için
kullandığı sözler bile bu kapsama girebilir. Ağır ce-
za tanımına açıklık getirmeden bu iş olmaz..."
Özrü kabahatinden büyük diye buna denir.
Meclis neden endişe ediyor?
Yasaların farklı uygulanabileceğinden...
Yasama görevi kimin?
Meclis'in...
Milletvekilleri batakhğı kurutmak yerine, "B'ız ge-
çerken özel giysilerle koruna/ım" diyoriar.
En kötü Meclis...
Gelelim önümüzdeki perşembe günü görüşüle-
cek dokunulmazlık dosyalanna. Geçen ağustosayın-
da karma komisyondan şu karar çıkmıştı:
"Dokunulmazlığın sınıriandınlması konusunda bir
hazıhık yapılmaktadır. Bu hazıriık sonuçlanana dek
doşyalara dokunmayalım."
Üç ANAP, üç DSP milletvekilinin oylamada bulun-
maması sonucu karar REFAHYOL'un oylanyla yaşa-
ma geçmişti.
ANAP ve DSP'liler buna itiraz ettiler. Oyiamadan
haberierinin olmadığını söylediler. Perşembe günü
bu oylamanın rövanşı var. Eğer, karma komisyon
üyeleri başta DYP milletvekilleri Mehmet Ağar ve
Sedat Bucak olmak üzere, "6u doşyalara dokunul-
sun" deıierse konuTBMM Genel Kurulu'nagelecek.
Son oylama orada yapılacak.
Gördüğünüz gibi vekillere dokunmak hiç de kolay
değil...
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e göre Mec-
lis cesaretsiz ama, bunun nedeni şu:
"Üç defa kapatılmış bir Meclis'in cesaretle hare-
ket etmesi zordur. *
Biz de sık sık vurguluyoruz:
"En kötü Meclis bile kapalı Meclis'ten iyidir."
lyidir de acaba bu kapanmalarda Meclis'in hiç mi
suçu yok? Çuvaldızdan, iğneden vazgectik, bari kü-
çük bir raptiyeyi kendilerine batırsınlar diyeceğiz a-
ma...
Dokundurtmuyoriar ki...
Memurlara
sendikal hak
gorüşüldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Bakanlar
Kurulu'nda, kamu görevlilerinın sendika kur-
masma ilişkin yasa taslağı, 7 bakandan oluşan
alt komisyona havale edilirken memurlara grev
ve toplusözleşmeli sendika hakkı verilmesini is-
teyen DTP ile uzlaşılarak ortak bir metin hazır-
lanacak.
Bakanlar Kurulu, Başbakan Mesut Yılmaz'ın
tspanya'da olması nedeniyle Başbakan Yardım-
cısı Bülent Ecevit'ın başkanlığında dün toplan-
dı. 55. hükümetin yaklaşık 1 saat 15 dakikayla
en kısa toplantısını yaptığı Bakanlar Kunılu'nda,
kamu görevlilerinin sendika kurmasına ilişkin
yasa taslağı ele alındı. Çalışma ve Güvenlik Ba-
kanı Nami Çagan'ın, memurlara yalnızca sen-
dika kurma hakkı tanıyan yasa taslağıyla ilgili
bilgı vermesinın ardından DTP'lı bakanlar. bu
konuda partilerimn de bir hazırlığının olduğunu
anımsattılar. Bunun üzerine Çagan'ın, her iki
çalışma arasında çok fazla farklılık olmadığını
beürttiği öğrenildi. Toplantıda, yasa taslağının
yaşama geçmesi durumunda eski sendikalann
varlığını koruyup korumayacaklan da tartışma
konusu olurken bir bakanın sendikal haklann
genişletilmesi için anayasa değişikliğine gidil-
mesini önerdiği belirtildi.
Kurul, bakanlann önerilerinin ardından tas-
lağın aynntılan ve anayasanın çizdiği çerçeve
içinde ele alınması için Devlet Bakanı Hikmet
Sami Türk, Borhan Kara, Rıfat Serdaroğlu \e
Mehmet Batalh. Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Namı Çağan, Milli Eğitim Bakanı Hik-
met Lluğbay ve Çevre Bakanı tmren Aykut'tan
oluşan bir alt komisyon kurulmasına karar ver-
di. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Şükrü
SinaGüreL anayasanın değiştirilmesi durumun-
da toplusözleşme ve gre\' hakkının tanınabilece-
ğvni, ancak kendi yaptıklan çalışmanın, anaya-
sanın çizdiği sınırlar içinde olduğunu kaydetti.
TÜSIAD zemîn yokladı
Cumhuriyet
"CUMA KİTAPLARI"
kitap kulübü
Sergi Salonlarından
Ediniliyor *
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ", okurlarımızın
geniş ilgisine erişen ve cuma günleri gazetenizle
birlikte ücretsiz sunulan yirmi adet farklı yapıtı
edinemeyenlere bir olanak sağlıyor. Okuriarımız,
"CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'nün istanbul
Taksim ile Cağaloğlu ve Adana Sergi
Salonlanndan ("KİTAP KURDU" indirimi dışında
ve posta ücreti içinde)750.00QTL' lık degeri
aşan kitap alımlarında ya da siparişlerinde bir
adet "Cuma Kitabı"nı bedelsiz edinebiliyor.
Adreslerimiz:
İSTANBUL
Türkocağı Cad. No39/41 CAĞALOĞLU Tel:(212) 512 05 05
Istiklal Cad. (Aksanat karşısı) TAKSİM Tel:(212) 252 38 81/82
ADANA
Çınartı Mah. 5. Sok. Çınarlı Işhanı No:2 Kat:1Tel:(322) 363 12 11
• Baştarafı 1. Sayfada
zey göriişmelerini sürdürürlerken
TUSLAD heyeti de hem Was-
hington hem Nevv York'ta Dışiş-
leri Bakanlığı, Pentagon, Dünya
Bankası, düşünce oluşturma ku-
ruluşlan, gazeteciler ve üniversi-
telerde temaslar yaptı. Bu arada
Dünya Bankası'nın bir yan kuru-
luşu olan IFC'yle de bir anlaşma
imzaladı. Anlaşma TÜSİAD ve
IFC arasında düzenli bilgi alışve-
rişi ve eğitimsel programlar dü-
zenlenmesini öngörüyor.
TÜSİAD heyeti, bir haftalık
gezi boyunca Amerikan tarafina,
Yılmaz hükümetinin ekonomik
istikrar programınm desteklen-
mesi gerektiği mesajmı vererek
"bu hükümetin Türkiye'ye siyasi
ve ekonomik istikrar getireceği''
umutlannın gittikçe arttığı görü-
şünü vurguladı.
REFAHYOL hükümetinin is-
tifasında askerlerin payınmne ol-
duğunu soran Amerikan tarafina
TÜSlAD yöneticileri, "RP'nin,
hükümet olduğu dönemde siyasi
arenada ipleri iyice gerdiği, Su-
surluk skandalı üzerine, ortağı
DYP'nin hedef olduğu yobuzhık
söylentileri nedeniyle gidemediği,
8 jıllık kesintisiz eğitim konusun-
da inandıncı davranmadığınr
anlatarak ordunun "yumuşakini-
şinde" Türk halkımnbüyük bölü-
münün destekçi olduğunu belirt-
tiler.
Amerikan tarafınm TÜSÎAD
yöneticilerine ısrarla yönelttikle-
ri üç konudaki sorular ise şöyle
sıralanabilir:
1- Türkiye ile Yunanistan ara-
sındaki sorunlann üstesinden ge-
linmesi mümkün olacak mı?
2- Kıbns Rum Kesimi'nin
AB'ye tam üyeligi 12-13 Aralık
günleri Lüksemburg'da yapılacak
Avrapa Konferansı'nda ele alına-
cak. Türkiye'nin bu konudaki
yaklaşımını dikkatle izliyonız.
3- Türkiye'de insan haklanmn
iyileştirilmesi için olumlu adım-
lar atılacak mı?
İnsan haklan bağlamında HEP
milletvekili Levla Zana'mn ha-
piste oluşu da belli başlı bir sorun
olarak gündeme getiriliyor.
Bu şekilde ilk kez ABD'nin,
AB'nin Türkiye'ye yönelik söy-
lemlerini benimsemekle birlikte,
AB'nin aksine Türkiye'yi sıkış-
tırma yolunu seçmediğ^ dikkat-
leri çekiyor.
Konuşulan başka konular ara-
sında Bakû-Ceyhan boru hattının
geleceği ile Türkiye'nin. Kafkas-
ya politikasınt Azerbaycan'a en-
deksleyerek Ermenistan'la ilişki-
leri normalleştirmeye yanaşma-
yışı da önemli yer tuttu.
TÜSlAD heyetinin ABD'deki
bu "zemin yoklama" gezisi Nevv
York'ta bankacılar ve işadamlan-
nın Amerikan iş çevreleriyle yap-
tığı temaslara da denk düştü.
20 Kasım'da Türk ve Ameri-
kan iş çevrelerinin bir araya gel-
dikleri toplantmm ardından Tür-
kiye'nin BM'deki temsilcisi Bü-
yükelçi Hüseyin Çelem'in rezi-
dansında bir resepsiyon verildi.
Resepsiyonda Amerikan iş ve
bankacılık çevrelerinin ağırlıklı
olarak hazır bulunduklan gözlen-
di.
Büyükelçi Çelem'le birlikte re-
sepsiyona ev sahipliği yapan Tür-
kiye Smai Kalkınma Bankası Ge-
nel Müdürü Safa Ocak, işbirliği
olanaklannın arttınlmasından
umutlu olduğunu söyledi.