25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordinatörü; Hikmet Çetinkava # Yazrişleri Müdürien: Ibrahim Yddız - Dinç Tayanç # Sorumlu Müdür Fikret llkiz # Haber Merkea Müdürü. Hakan Kara • Gorsel Yöneönen: Fikret Eser Dış Haberier Şinasi Danışoğlu • lsühbarat: Cengiz Yddımn 9 Ekonomı Mehmet Saraç • Kültûr Handan Şeoköken • Spor Abdülkadir Y ücelman • Makaleter Sami karaörrn • Düzetane Abdulbh Yazıa • Fotograf Erdoğan Köseoğlu • Bügı-Belge Edibe Buğra # Yurt Haberien Mehmet Faraç Ya>m Kurulu. tltuın Setçuk (Başkan I. Orhan Erinç, Oktıy Knrtbökc, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, Ergun Baku Dinç Tayanç. tbrahim \ ıldız. Orhan Bursalı. Mnstafa Balbay, Hakan Kare. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No. 125,Kat:4,Bakanhklar-AnkaraTel:4195020(7hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısi Serdar Kızık, H. Zıya Blv 1352 S.2 3Tel:4411220, Faks: 4419117» Adana Temsilcisi: Çetin Yiğenoğlu. Inönü Cd 119 S. No: 1 Kar: 1, Tel: 363 12 11. Faks: 363 12 15 Müessese Müdüru: l stün Akmen • Koordınatör: Ahmet Korulsan # Muhasebe Büknt Yener^tdare Hüseym Gürer • tşletme Önder Çefik • Bılgı- Işlem Nail İoal # Bıigısayar Sıstem. Mürüvtt Çiler#Saüş Faalet Kuza MEDYA C: • Yonenm Kurulu Başkam - Genel Müdûr Gülbin Erduran • Koordınatör Reha Işıtman # Genel Müdür Yardnncısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61,Faks 5138463 ^aynnlavan >e Basao: Yenı Gün Haber Ajansı, Basın ve Yayıncıhk A.Ş Tjrkocagı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 lst PK 246 Istanbul Tel (0/212) 512 05 05 (20 hat) Faks: (0/212) 513 85 95 15KASIM1997 Imsak: 5.15 Güneş: 6.44 Ögle: 11.56 îkindi: 14.29 Akşanv. 16.53 Yatsı: 18.17 Ege'de deprem panik yarattı • İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Ege Denizi'nın Sakız Adası'nda meydana gelen ve Richter ölçeğıne göre 5.3 şıddetinde olan deprem panik yarattı. Deprem, başta Izmir olmak üzere Ege Bölgesi'ndeki ıllerle Çanakkale, Bursa ve tstanbul'da hissedildi. Boğaziçi Üniversitesı Kandillı Rasathanesi yetkilileri, dün saat 23.39'da meydana gelen depremde can kaybı olasılığının çok düşük olduğunu belirttiler. Izmir Emniyet Müdürlüğü ekıpleri başta gecekondu semtleri olmak iizere kentin her yerine araçlarla ulaşarak hasar olup olmadığına ilişkin çalışmalar yürüttü. Kentin boş alanlanna akın eden vatandaşlar ıse yeni bir deprem olacağı endişesi ile evîerine gırmek yerine dışanda beklemeyi tercih etti. 'Anadolu'nun • SAMSUN (Cumhuriyet) - Kültür Bakanı Istemihan Talay, "Anadolu'daki tüm kültür ve medeniyetler bizimdir. Biz Anadolu'nun kiracısı değil ev sahibiyiz" dedi. Atatürk Haftası kutlamalan nedeniyle Samsun'da bulunan Talay, Amisos Hazıneleri'nin de açılışını yaptı. Anadolu'nun açıkhava müzesi gibi olduğunu söyleyen Talay, "Gelecek yıllarda müzeciliğe ve yeni müze yapılmasına, eserlerin en iyi şekilde korunmasına devlet olarak gerekli önem verilecektir" dedi. Üğrenci afffı • ANKARA (AA)- Uygulamasına son verilen Yaykur'dan atılan 12 kişi, "Bu kurumun halen eğitim- öğretim yapmadığı" gerekçesiyle. üniversrteden atılan öğrencilere af getiren, "Yükseköğretım Kanunu'na Bir Geçici Madde Eklenmesi" hakkındaki kanundan yararlanamadı. Yaykur'dan atılan 12 kişi ıle Milli Eğitim Bakanlığı .Ankara Akşam Tekniker Okulu, Ankara Eğitim Enstitüsü ve Malatya Eğitim Enstitüsü'nden çeşitli nedenlerle atılan 3 kişi YÖK'e başvurdu. YÖK. Yürütme okullarda halen eğitim- öğretime devam edilmediğıne işaret ettı. Yangınlara önlem • ANKARA (UBA) - Ankara Üniversıtesi TÖMER Dil Ögretim Merkezi Başkanı Mehmet Hengirmen, orman yangınlannı önlemek için çam ormanı oluşturma ısrannın yersiz olduğunu savunarak "Çam ormanı yerine günlük ormanı yapıldığı zaman, hem büyük bir ekonomik gelir elde edilır. hem de orman yangınlan önlenir. Günlük ağacının yandığı hiç duyulmamıştır" dedi. Günlük ormanlannın dünyada sadece Kanada ve Türkiye'de bulunduğuna işaret eden Hengirmen. "Köyceğiz"de bu ağaçlardan özel sektör yararlanıyor. Esans, ilaç, sabun. ülser ilacı yapılıyor" dedi. Dünyada 120 milyonun üzerinde, Türkiye'de 2 milyona yakın şeker hastası bulunuyor 200 bin şeker hastası insüline bağınılSAADET USLU Dünyada 120 milyonu etkileyen di- yabet hastalannın 10-12 milyonu in- süline bağımlı. Uzmanlar 2010 yılma kadar dünyada diyabetli sayısmın 230 milyonun üzerine çıkacağını tahmin ediyor. Türkiye'de ise 1.5-2 milyon şe- ker hastasından yaklaşık 200 bini in- süline bağımlı olarak yaşıyor. Türkiye'de 3.5-4 milyon gizli şeker hastası olduğu tahmin ediliyor. Mali- yeti oldukça yüksek olan diyabete, ABD'de 92, Ingiltere'de 29, Türkiye'de de 1.1 milyar dolar yıllık harcama ya- pılıyor. ABD genel sağlık bütçesinin yüzde 15'ini, Yeni Zellanda yüzde 10'unu, tngiltere ise yüzde 5'ini diya- bet için ayırmış durumda. Dünyada genel sağlık bütçesinden diyabet için pay ayırmayan ülkelerin oranı yüzde 25 civannda ve Türkiye de bu ülkeler arasında bulunuyor. Diyabete bağlı hastalıklann ergen- lık çağına girdikten 5 yıl sonra ortaya çıktığını belirten Kocaeli Tıp Fakülte- si Çocuk Saglığı ve Hastalıklan Ana- bilim Dalı Oğretim Üyesı Doç. Dr. Şükrü Hatun, bu yaşlardakı tedavinin daha bir önemlı olduğunu vurguluyor. Doç. Hatun, maliyeti oldukça yüksek olan diyabet tedavisinin SSK. tarafın- dan karşılandığını, ancak insülin ve şeker ölçüm çubuğunun verilmediğı- • Maliyeti oldukça yüksek olan diyabete, ABD'de 92, Ingiltere'de 29, Türkiye'de de 1.1 milyar dolar yıllık harcama yapılıyor. Türkiye genel sağlık bütçesinden diyabet için pay ayırmıyor. ni ammsatarak. şunlan sövlüyor: "SSK,EmekliSaııdığıv«Bağ-Kıır'un vermediği insülin ve şekerötçüm çubu- ğunun fiyattan dolara endeksii oldu- ğu için devamh artryor. Çocuklar ye- terli kan şekeri ölçümleri yapdmadan tedavi edümek zorunda kalıvor. Oysa tam tedavi için bu işlem de şart Tür- kiye'nin de alüna imza attığı Çocuk Haklanna Dair Sözleşme'nin gereği de bu çocuklara ihthacı olan Uaçlann sağlanmasıdır." Diyabetli hasta sayısındaki artışın dünya nüfusunun artış hızından daha yüksek olduğu vurgulanırken, Türki- ye genelınde diyabet taraması yapıla- cak. "Türkiye Diyabet Epidemjyotoji- si Araşarma Projesi" diyabetin teda- visi ve bakım kalitesinin yükseltilme- si, ölümlerin azaltılması ve işgücü ka- yıplannın düşürülmesi amacıru taşıyor. Sağlık Bakanlığı, tstanbul Tıp Fakül- tesi ve Devlet Istatistik Enstitüsü ta- rafından organize edilen proje, Dün- ya Sağlık Orgütü, Türkiye Endokrin ve Metabolizma Derneği, Türkiye Diyabet Tedavi ve Eğitim Vakfı tarafindan da destekleniyor. Proje dahilinde seçilen 15 ilde toplam 26 bın 410 kişi tarana- cak. Istanbul'da da Eyüp. Sanyer, Ça- talca, Gaziosmanpaşa, Pendik ve Bey- koz ilçelerinde bu ay içinde toplam bin 760 kişinin ücretsız olarak kan şe- ker düzeyleri ölçülecek. Tedavinin önemi Diyabet süresi 40 yılı aşan tsmet Inönü ve Vehbi Koç gibi birçok kişi- nin iyi tedavi sonucu etkilenmedikle- ri hastalıkla ilgili bazı rakamlar şöyle sıralanıyor • Diyabet ABD'de ölüm nedenle- ri arasında dördüncü sırada. • 20 yaş ve üstü grupta görülen gör- me kaybı nedenleri arasında birinci sı- rada. • Böbrek yetmezliği vakalannın yüzde 36'sı şeker hastası. • Kalp hastalığı 2-4 kat fazla gö- rülüyor. • Gebelikte doğumsal sakatlık ve çocuk ölümleri 2-4 kat fazla. • tyi bir tedavi ile göz bozuklukla- nnın yüzde 70'ini. diğer organ bozuk- luklannın ise yüzde 50'sini azaltmak mümkün. Kışa 'sade'karşüama Akmerkez'den sonra Nişantaşı Akkavak Sokak'ta açılan Bunterrys'in 1998 sonbahar-kış tanıtun çekimleri tamamlandı. Y'enJ mağazanın dekorunda gerçekleştirüen çekimtere Jessica CampbeU, Sevcan Zabit, Halil Can gibi mankenler kabldı. Sadetiği ve zarafeti ön plana çıkaran Burrberrvs, kadın, erkek ve çocuklar için kreasyon hazırladı. Schneider, 'Onemli kararlannızı puro içerken verin' diyor Ehıdaldar arasındaki keyif • Dr. Ernst Schneider'e göre puro içmek bir kültür... "Az yemek yiyin, az içki için, hele tütünü çok az için..." SERPÎL GÜNDÜZ "Puroyu az için. Ama içtiğinizdeen iyisini için. Onunla bir ayin, bir felse- feyapuı!" Zino DavidofT, bu cümleyi neden- sız söylemedi. Kaderi onu daha 5 ya- şında ister istemez tütüne sürüklemiş- ti ve DavidofT markasını da bugünle- re taşıdı. İstanbul "bir pahalı zevkle" daha ta- nıştı. Dünyaca ünlü puro üreticisi Da- vidoff. Türkiye'deki ilk mağazasını MaçkaCaddesi'ndeaçtı. lstanbul Da- vidofT, Tokyo, Seul, Nevv York, Ams- terdam gibi büyük kentlerde bulunan DavidofTmağazalannın 41 'incisi... Davidoff'un Dominık Cumhuriye- ri 'nde bir puro okulu var. Ambiork Pic- hardo ise bu okulun bir öğretmeni. Puronun nasıl sanldığını gösteriyor bıze. 8 yaşından beri puro saran Pic- hardo şimdı 44 yaşında ve 8 yaşından beri puro tüttürüjOTmuş. îyi bir puronun hazır hale gelebil- mesi için tütün yapraklannın 3-4, hat- ta 7 yıl beldetilmesi gerektiğıni söy- lüyor. Okulda puro sanlırken öğren- cilere "Tütün nasıl yetiştirilirve tarih- çesi" konusunda kıtaplar okutulur- muş. Öğrencilerbirtaraftan tütün sa- np bir taraftan da bilgilendiriliyor- muş. Pichardo'ya göre en iyi tütünün amacı bütün duygulan harekete geçir- mek. İyi kalitede bir puroyu anlamak da iyi kalitede bir şarabı anlamak gi- DavidofT Yönetim Kurulu Başkanı Ernst Schneider. bi bir şey. DavidofT Yönetim Kurulu Başka- nı Dr. Ernst Schneider'e göre puro iç- mek bir kültür... "Az yemek yryin, az içki için, hele tütünü çok az için.-" 1970'ten beri Davidoff Grubu Baş- kanı olan Dr. Schneider "Bir puro içimlik zaman ayınn ve en önemli ka- rarianıuzı bu sükûnet anında verin'" diyor. 1994 yılında 88 yaşında ölen Zino Davidoff'un "iyi hayat yaşama" fel- sefesini sürdürdüklerini anlatan 76 yaşındaki Dr. Schneider ise "yeni ku- şak puroyu" yaratanlardan. "Çok tü- tün içerseniz zarannı da görürsünüz" diyor. Davidoff gibi bir dünya markasına ismini veren Zino Davidoff. Ukray- na'da doğar ama 191 l'de ailesiyle bir- likte Rusya'yı terk etmek zorunda ka- lır. Üç ay süren bir yolculukla Cenev- re'ye gelirler ve ilk dükkânlannı açar- lar. Kaderin garip bir cilvesi ilk müş- terilerinden birisi Vladimir lr>iç Ulyanov yani Lenin'dir. Zino, tütünün üretim, kurutma ve fermantasyonu. kanşım ve tatma sanatınj öğrenir ve puro tüccarlığına başlar. 1970 yılın- da da Basel'deki Oettinger grubuyla birleşir. "Tadına > F aracak zamanınız yoksa puroyu hiç yakmayın" diyen Davidoff'un puro ıçme sanatı ile il- gili önerileri şöyle: -İyi bir puro yüzde yüz tütünden ve el sanmı olmalı. -Dünyanın en kaliteli purosu diye bir şey yoktur. Size gevşeme ve ya- şamdan zevk alma hislerini tattıran bu puronun para karşılığı olamaz. -Puro içmek sofistike bir gelenek- tir. Gerçek puro seven başkalannı ra- hatsız etmeden purosunun tadına va- rabilir. -Gerçek puro seven "tüttürmez", ta- dar. -Gerçek puro seven her tip purodan zevk almasını bilir. -Puro içenlerin en çok merak etti- ği konulardan biri içerken puro etike- tinin çıkanlıp çıkanlmayacağıdır. Bant çıkanlırken puroya zarar verme ihti- malıne karşın puronun üçte biri içil- meden bant çıkanlmamalıdır. -Puronun kesimi kahnlığıyla oran- tılı olmalı. Birden fazla şekilde kesi- lebilir. -En iyi sonuçlar için, puro 1 cm uzaklıktan kjsa bir alevle yakılmalı- dır. Puronun ucu döndürülerek eşit oranda yanışı sağlanır. Ancak yanış sağlandıktan sonra puro ağza alınır ve ilk nefesin tadına vanlır. -Günde 2-3 puro makul miktardır. CEM VAKFI İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI CANPOLAT 'Alevi dernekleri 1998 bütçesinden pay îstiyor' tstanbul Haber Servisi-Türkiye'deki tüm Alevi dergâh, dernek ve vakıflannın, Ale- vilere bütçeden pay aynlmasına sıcak bak- tıklan ve 1998 yılı bütçesinden 30 trilyon lira talep edecekleri belirtildi. Alevi ör- gütleri bir üst kurul oluşturarak paranın nasıl kullanılacağına karar verecek. Yaklaşık 3 yıl önce DYP-CHP koalis- yon hükümeti döneminde, zamarun DYP'li Devlet Bakanı Yıkunm Aktuna tarafin- dan dile getirilen, bütçeden Alevilere pay aynlması konusu netlik kazandı. Sözko- nusu dönemde bu öneriye soğuk bakan Alevi örgütlerinin de artık öneriyi destek- ledikleri ve konuyla ilgili olarak bir üst organ kurulacağı bildirildi. Cem Vakfı ls- tanbul Şube Başkanı Cemal Canpolat, aralannda Pir Sultan Abdal Külrür dernek- leri, Hacı Bektaş Veli demekleri, Şahku- lu dernekleri ve Karacaahmet Sultan der- neklerinin de bulunduğu tüm Alevi örgüt- lerinin bütçeden pay aynlmasını istedik- lerini söyledi. Canpolat, geçmişte öneri- ye karşı çıkanlann da fikirlerinin değiş- tiğini vurgulayarak şunlan söyledi: "Bu amaçla bir üst kuruloluşturulacak ve paranın nerelere ne şekilde harcanaca- ğı kararlaşünlacak. Ayncabu kurum dev- letin muhatabı da olacak. Biz resmi ola- rak 1998 bütçesinden 30 trilyon lira talep ediyoruz. Kurulan bu üst kurul zamanla bir tür bütünleşmeye de yönelecek." Hacı Bektaş Veh Dernekleri Genel Baş- kanı ve Cem Vakfı kurucusu Erol Şencan da bu aşamaya gelinmesinden dolayı Ata- türk'ün kurduğu laik cumhuriyeti savu- nan tüm Alevilerin çok sevinçli oldukla- nnı belirtti. Şencan "Bu işte önemli olan, bütçeden pay alınması değiL Sorunun kaynağı 1000 yıl gerilerde aranmalıdır. Önemli olan, Alevi örgüöeri arasında birliğin sağtanma- sı, Alevilerin inançve kültürlerinin devlet- çe tanınmasKÜr" diye konuştu. Bir katili yüceltmekle suçlanıyor Cinayeti müzikal yapan Paul Simon'a sert eleştiıi NEW YORK (AFP) - Yeni müzikaliyle Broadvvay'de perde açmaya hazırlanan ün- lü şarkıcı Paul Simon. daha galaya iki ay varken sert eleştinlere hedef oldu. Simon, 11 milyon dolarlık müzikali "TheCape- man"de bir katili yüceltmekle suçlanıyor. Simon'ın. Nobel ödüllü şair Derek Wal- cott'la ortaklaşa yazdığı ve koreografısi Mark Morris tarafindan yapılan müzika- lin konusu, 1959 yılında New York'u sar- san bir olaydan yola çıkıyor. 16 yaşındaki Portorikolu Salvador Agron, o yıl bir çete kavgası sırasında iki beyaz genci bıçakla- yarak öldürmüş ve Amerikan tarihinın elektnkli sandalyede idamamahkûm edi- len en genç suçlusu olmuştu. Duruşması boyunca pişmanlıktan eser göstermeyen genç Portonkolunun idam cezası, daha sonra dönemin Nevv York va- lisi John Rockefeller tarafindan müebbe- te çevrilrruşti. 1979 yılında salıverilen Ag- ron, kendisini dine ve Marksizme adamış. serbest bırakıldıktan yedi yıl sonra da öl- müştü. Paul Simon'ı hedef alan eleştiriler, ci- nayetin bir müzikal konusu olarak işlen- mesine karşı çıkıyor. Müzikali ve Simon'ı eleştiren gruplann başında gelen Cinayet Kurbanlanmn Yakmlan Derneği'ninbaş- kanı Christine Baumgardt Simon'a "Siz- cecinayet hakkmda şarkılar söylenip dans- lar edilebilecek bir konu mu?" diye soru- yor. Yüz bin üyesi bulunan dernekten Nancy Ruhe da. "Çocuğunuz ya da bir se\- diğiniz öldürüldüğünde birilerine kâr maK zemesiolmamalı*' diyor. "Nevar ki bu eleş- tirmenlerin hiçbiri müzikalin senaryosunu okumamışlar. Okusalardı eleştirileri yu- muşardi" diyen 56 yaşındakı Paul Simon. "Müzikalde bir suçluyu >üceltmiyoruz. Bu konuda özellikle çok tjtiz da\ ranmaya ça- bşük. Hikâye, kurbanlann ve Salvador'un ailcsinin bakış açdanndan aktanldı" di- yor. e-posta : tan (g prizma.net tr MESELA DEDIK ERDALATABEK i r^üfürüzma tarihi'ne geçecek J\. ünlü küfuristlerimizin dökü- münü yapma zamanı geldi de geçi- yor. Dünyada geçihnemizin söz ko- nusu bile olamayacağı birkaç konu- dan birisi olan •küflirüzma' başan- mızı yok saymak bağışlanmaz bir hatadır. Bir gün elbette yazılacak olan bu tarih alanını şimdiden tara- yıp ilerde olacak yanlışlan önlemek hepimize düşen bir görev değil mi? Korkanz ki böyle giderse Yunanlı- lar bu başanmızı da kıskanıp bizim olan değerleri kendilerine mal ede- bilırler. Italyanlann durumu da kuş- kuludur. Yann öbürgün bizim canım küfürlerimizı çalıp da kendilerine malederlerse çok yananz. Bu alan- da neden patent kanununu işletmiyo- ruz, yönetıcılenmiz uyuyormu? Bel- ki ilerde bu satırlanmız büyük bir hak kaybını önleyebilir. İşte tarihi değer taşıyan küfürlerimizden ör- nekler. Avrupa'dan gelmls fahlşeler D elki sözcükler tam olarak böyle D değildi ama, zamanm Devlet Ba- kanı Ayvaz Gökdemir'in, AvTupalı parlamenter Claudio Roth'a kızıp 'Avrupa'dan gelip de bizim işlerimi- ze kanşmava kalkan fahise' dediğı id- dia edilınce kıyametler kopmuştu. Ayvaz Bey erkek milletimizin erkek Büyük Küfüristler... bir temsilcisidir. Aslında bu sözleri söylediyse bile kötü bir niyetten söy- lememiştir. Böyle sözler bizde dil alışkanhğıdır. Fahişe, şıllık, kaltak, yosma gibi sözcükler dilimizde 'ne- şeli, canh, civelek, şıkırdım" gibi hoş anlamlardakullanılır. Bizde öyle k ap- taL kafasız, beyinsiz' gibi sözler kü- fur sayılmaz. Bunlan aile içinde ya da okullarda çocuklara karşı kulla- nınz. Birçocuğa 'aptal, kafasız' de- mek 'Dersini zamanında yapsana" demektir. Bu nedenle küfürleri anla- mak için bir toplumun kültürünü bil- mek gerekir. Zavallı Cladio Roth bunlan bil- mediği için alınmış olmalı. Zaten za- manm Başbakanı Tansu Çiller de bunu demeye getirmiş, 'Sen bizim işlerimize kanşma" diyerek Cla- udio'ya ağzının payını vermişti. Av- Peyyus... rupalı kadıncagız sonradan dava açıp kazanmış olabilir ama bizim işleri- mize burnunu sokamaz. Biz de böy- lece Avrupa topluluğuna hiç değilse küfurlerimizle girmiş olduk ki az şey değıldir. A ğzına biber sürülecek millerve- j~L kilı ŞevkiYılmazda bu sözü ga- liba "MecÜs'tekideyyuslar" bıçimin- desarfetmişti. "Deyjns'jArarjçabir sözcük olup "kansmın veya kendisi- ne çok yakın olan bir kadının iffetsiz- Bğinegözvuman kimse" anlamına ge- liyor. Türkçe sözlükteki durum bu. Şevki Yılmaz Bey biraz ağzıbozuk tanınmıştır. Konuştukça coşar. coş- tukça konuşur, bu arada dinleyenle- ri heyecana getirirken biraz da küf- reder. Ermesine eder de onun lafıy- la kimse deyyus olmaz. K.em söz sa- hibine aittir. Şevki Bey bunu neden söylüyor? Ona göre, kansmı bir toplantıya gö- türmek caız değildir. Öyle içkili top- lantılara, resepsiyonlara, kokteylle- re kansmı götüren kişi deyyus sayı- lır. Kadın dediğin çarşafa sokulup evde kalmalıdır, sokağı da kafes ar- kasmdan seyretmelidir. Böyle yap- mayıp da kansını başka erkeklenn bu- lunduğu yere götürenler deyyustur. Böyle olunca da ortalıkta Şevki Beyie onun gibi düşünenlerden başkalan deyyus mu oluyor? Elbette ki olmu- yor. Çünkü "dejyus" sözcüğünde -kansmın iffetsizfiğine göz yummak" var. Şevki Bey bu sözle yanlış yapı- yor, içinı boşaltmak isterken hızını alamıyor, ağır bir küfur sarfediyor. Böyle küfürler savururken içinde hangı kıvnmlann zembereklendiği bi- linmıyor. Ama Şevki Bey, bize göre iyi bırruh analizine alınmahdır. Için- dekı ufunetler, biriken kötülükler şöyle bir ortaya çıkanlmalıdır ki bi- raz rahatlayıp dünyanın kendisinden ibaret olmadığını görebilsin. Belki bi- raz mani tedavisi de iyi gelebilir. Çünkü ruhbilimciler böyle sağa sola küfürler yağdıran kişilerin ken- di ruhsal dunımlannm bu konularla aşın dolu olduğunu söylerler. lçin- deki ruhsal egilimleri kontrol edeme- yenlenn durumlannı kuşkulu bulur- lar. İşin ruhsal yanını bir yana brra- kırsak Şevki Yılmaz Beyefendi'nin de dünyanın en büyük küfüristleri arasında yer aldığından kuşku duy- mamalıyız. Yandaşlanna mübarek olsun.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear