25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
15KASIM 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 TURKİYİ Istanbul Edırne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli B B B B B B B B 18 15 20 20 25 18 22 19 Zonguldak PB 20 Antalya Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas PB PB PB PB PB PB PB PB 18 17 17 18 18 16 18 15 A 21 Kars Adana Mersin Dıyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van A A A A A A PB PB 2b 23 22 23 19 17 17 12 PB 13 Yurdun batı kesimleri çok bulutlu, Marmara ve Ege yağmur yer yer sa- ğanak yağışlı. dığer yer- ler az bulutlu ve açık, doğu kesimleri sabah saatlennde yer yer sislı geçecek. Hava sıcaklığı batıda artacak doğuda değişmeyecek, rüzgâr güney ve batı yönlerden hafrf yağış anında orta kuvvette esecek. Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn ti B B Y Y Y B Y b 4 6 9 7 00 12 10 Münıh Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Pıoma Atina B Y Y -< Y Y Y Y 6 11 13 8 15 16 16 18 7 Milano Y 15 ASTA Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahire Y A PB PB Y A PB A 8 12 6 15 12 11 10 25 Şam 22 Parçalı bulutlu Sıslı Buljtlu t Çok bulutlu p Yağmuriu W W Karlı Sulu kar h Gök gûrültülü G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada pı" konulu panelde ağlamaklı bir ses, yaşaran göz- lerle, "Yargıya güvenmiyorum" diyor. Hızını alamıyor, sözüne garip bir ek yapıyor: "Hiçbirsebep göstehlmeksizjn Yüce Divan ile teh- ditedilenbenim". Vay canına; hatuncağız "hiçbir sebep gösteril- meksizin" Yüce Divan'a gönderilecekmiş! Inanıhr gibi değil. Gerçekleri saptırmanın bu den- li dik âlâsı olamaz. TBMM Araştırma Komisyonu'nda ortaya çıkan ve gazetelerde yayımlanan belgeli bilgili şaibeli öy- külerin kahramanı hertıalde siz veya biz... Ama on- lar değil. Evet yazılanlar Şaibe Hanım'la üstün ye- tenekli kocasının marifetleri değil. Şaibe Hanım, Mesut Yılmaz'ın dediği gibi "so- nunun yaklaştığını gördükçe" bunalıma giriyor Ha- ni, ünlü öyküdeki enişte gibi, "ne yaptığını bilmi- yor". Düne kadar sağlam bir zemin üzerinde yürüdü- ğüne inanan Şaibe Hanım, "bağımsızyargıda he- sap vermekten" söz ediyordu. Baktı ki sulartersi- ne akıyor. "Yargıya güvenmediğini" söylemeye başladı ve gün gelir. bağımsız mahkemelerde be- raat edemezse, yargıyı da suçlayacağının işaret- lerini bugünden veriyor. Kadın kurnaz! Gülay Hanım "temizim" diyor veAllah'tandoku- nulmazlığı yok. Hakkında araştırma yapılır, gerçek ortaya çıkar. Amma, ya Şaibe'cik. Kişisel sorunlann ağırlığıy- la düştüğü çukurdan siyasal yoldan ve dokunui- mazlık zırfııyla çıkmayı düşlüyor. Ne ki, bu iki örnek; gerçekten bilgili, gerçekten her açıdan ahlak sahibi kadınlanmızın "siyasete özenmelerini" engelliyor. Oysa engellememeli. TBMM'nin ve her milletvekilinin üzerine düşen gölgeyi kaldırmak için dokunulmazlıklann sınırian- dırılması, Susurluk'tan yolsuzluğa değin birçok ko- ı nuda yargıya gitmeyi bekleyenleri koruyan zırhın ; kaldınlması gerekiyor. Ne çare, yasama organı, bu- gün yann diyerek hemen her gün kaytarıyor. Hükümetin kafası TBMM Başkanı Hikmet Çetin, sağduyuyu ses- lendiriyor. Halkın TBMM'ye olan güvenini yeniden sağlayabilmek için dokunulmazlık sorununun bir an önce çözülmesi gereğini sürekli anımsatıyor. Tabii, dinleyen olursa... Particiliği, kişisel yarar- ları kapı önünde bırakarak gerçek görev diye so- runa sanlan partiler ve milletvekilleri bulursak! Iktidar partileri ANAR DSP ve DTP'nin Meclis'te bu soruna ağırtıklannı koymamalarındaki neden- leri anlamak olanaksız. Üstelik, CHP de tam des- tek vetmeye hazır, DYP ise kaçamayacak nokta- "jda. Neden sonuç alınamıyor? Partilerin acaba baş- ka hesapları mı var? TBMM'de kafalar kanşık. Istenilen hedefe varabilmek için önce fikirde ve eylemde birliktelik gerekiyor. Oysa, sürekli değiniyoruz: Sadece MecHs'te ya da siyasal ortamda kafalar kanşık değil. Öncelik ve ivedilikle kafası kanşık hükümetimiz kendini bir dü- zene koymak zorunda. Başbakan Yardımcısı Ecevit, "özelleştirmenin askıya alındığı"nı söylediği gün, Başbakan nefes nefese "Yok böyle bir şey" diyor. Özelleştirmeden, özellikle dağıtım santrallarını satın alarak otuz-kırk yıl ceplere cukka para dol- duracak olanlar, Ecevit'e yükleniyor ve borsadaki son gün inişi bu söyleme bağlıyorjar. Oysa, borsa hafta başından beri tepetaklak! Özal'ın kopyayı sânisi devletlû Güneş Taner'imiz ise, özel sektör- de 4 ay zam yapanı "açıklayacağı"nı bangır ban- gır bağınyor. Başbakan Yılmaz, "Amman borsa" deyip, Taner'i de yalanlıyor. Susurluk olaylarında çetelerin başı ve tek so- rumlu gibi gösterilmek istenilen "Yeşil" için Baş- bakan "Öldürülmüş olabilir" diye kaygan bir ifade kullanarak kamuoyunu yine kargaşaya itiyor. RP, koro halinde Cumhuriyet Başsavcısı'na, TSK'ye sadece bütçe komisyonunda değil, he- men her yerde söylemediğini bırakmıyor. Karşılanna dikilip irdelemelerini, hakaretlerini ağızlarına tıkayana rastlanmıyor. Hükümetin kafası kanşık dediğimiz zaman, bir alay savunma, yalanlama. Işler iyi gidiyormuş. > Bu gidiş iyi ise, iyi! Soysal: Rakaııılar Ersümer'i yalanlıyor AYKUT KLÇÜKKAYA Kamu Işletmeciliğini Geliştirme Merkezı (Kİ- GEM) Başkanı. DSP Zon- guldak Milletvekili Müm- taz Soysal. özelleştirme kapsamında olan enerji santrallannın "peşkeşçekü- diği'* iddialannı doğruladı. Soysal. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cum- hur Ersümer'in verdiği ra- kamlarla. ıhalelerdeki satış rakamlannm çeliştiğini söyledi. "Rakamlaryalan söylemez r diyen Soysal, özelleştirmeler konusunda DSP- ANAP arasında çı- kan anlaşmazlık için "Ben Bülent Ecevit'intavnnıbil- miyonım, ancak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer'in karşı- sındayun"dedi. Hükümene özelleştir- meyle ilgılı DSP-ANAP arasında ortaya çıkan görüş aynlığına ilişkin sorulan- mızı yanıtlayan DSP Mil- letvekili Mümtaz Soysal. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ersümer'in, "Bu özelleştinnelere ilişkin bir aksaklık söz konusu değfl- dir. Bize bu santrallan peş- keş çeldyor, diyorlar. Büfün hidroelektrik santrallan satmavacağız. Uygun olan barajlan tespit ediyoruz" açıklamasını gerçekçi bul- madı. Soysal, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca "işletme hakkı devri" yo- luyla özelleştirilen termik santrallann ihalelerindeki satış rakamlannın Ersü- mer'in söyledikleriyle çe- liştiğine dikkat çekti. Soy- sal. büyük bölümü yasal hükümlerin devre dışı bıra- kılmasıyla gerçekleştirilen özelleştirmelerde devletin milyarlarca dolar zarara uğratıldığını kaydetti. Soy- sal, ANAP-DSP arasındaki görüş aynlığı ile ilgili ola- rak yaptığı değerlendirme- de ise "Bülent Ecevit ile Er- sümer arasında fikir aynh- ğı var mı bilmiyorum ama benünle Bakan Ersûmer arasında fikir aynuğı var" dedi. Ekonomiye özelleştirıne darbesi • Baştarafı 1. Sayfada olmadığmı söyledi. "Hükümetimi- zin yakm zamanda sonuçlanacagı- na inandığım çahşmasıyla, özelleş- tirıne, hem hızlanıp yaygınlaşacak hem de kamuoyunun beklentileri- ni karşılayacaktır" diyen Ecevit, özelleştirme politikalanntn yanlış- lannı şöyle sıraladı: "Önceki hükiimetlerin bile bile ladesçi davraıuşlan yüzünden, özel- leştirme kararianndan çoğu yargı- dan geri dönmüştür. ÖzeUeştirme İdaresi'nde yülardır beklemeye aknmış olan KİT'ler sürekli kan > i- tirmiştir. Bazı ÖzeUeştirme uyguia- malan, verimliliği ve üretimi artb- racak yerde arazi spekülasyonuna dönüşmüştür. Bazı özeUeştirmele- rin de astan yüzünden pahalıya gd- miştir. Vlne önceki hükümetler dö- neminde özelleştirmelerden çoğun- da işçi haklan çiğncnmiştir ve işsiz- liğin artmasına yol açılmıştır; yöre halkının ve girişimcilerin kaühmı- na da olanak sağlanmamıştır" Ecevit, sıraladığı aksaklıklann 55. hükümet döneminde önlenme- ye başlandığını belirtirken, buna örnek olarak da, Kurtalan ve Yeni- ce'deki özelleştirme uygulamala- nnda yöre halkına ve girişimcilere öncelik verilmesini gösterdi. Güneydoğu'da Şanlıurfa, Gazi- antep, Van ve Ergani, Karadeniz"de Ladik. Trabzon fabrikalannı ala- rak iki bölgede de sektörün yüzde 50'den fazlasını ele geçiren ve özelleştirilecek bazı kuruluşlara da talip olan Uzanlar'ın sahibi oldu- ğu înterstartelevizyonunda. önce- ki akşam yapılan yayınlarda Ece- vit hedef alındı. Ecevıt'in konuştuğu zaman bor- sanın düştüğü ve bu nedenle ko- nuşmaması gerektiği yönünde yo- rumlu haberlere yer veren lnterstar televizyonunun sahibi, Ecevit'in örnek özelleştirme uygulaması olarak gösterdiği Kurtalan'daki çi- mento fabrikasına talip olmuş, an- cak alamamıştı. Ecevit, Cumhuri- yet'e yaptığı açıklamada da, bazı medya kuruluşlannın tepkisinin anımsatılması üzerine "Feşkeşçek- meyi önlemeyeçahşüğımızı fark et- tilerherhaWeTl dedi. Ozelleştirme- ye karşı bir şey söylemediğini kay- deden Ecevit. "BiryandandaTür- kiye'njn çıkannı düşünmemiz la- zun değil mi? Koalisyonun öbür ka- natian da uvgulamadaki ciddi sa- kıncalan biliyorlar. Onun üzerine bir komisyon kurulmasını karar- laşürdık. Aksine özelleştirmeden gelecek kaynaklara önem veriliyor, onlann verimli çalışmasını istivo- nız. Biz de birçok şeyi özelleştirdik, ama onlar toplumda tepki yarata- cak şeyler değfldi, marinalar gibi" diye konuştu. KJGEM'dendestek Kamu İşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı (KİGEM) Genel Sekreteri Üter ErtuğruL ÖtB Başka- nı UğurBayar'ın yasanın kendileri- ni özelleştirmekle yükümlü kıldığı yönündeki sözlerine tepki göstere- rek "ÖzeUeştirme Kanunu. özeUeş- tirmeyi yükümlü kümamaktadır. Kamu giderlerinde azalma ya da ve- rimlilik arnşı amacıyia ÖzeUeştirme y-apılabilir, demektedir. 'İlla her şe- yi sat' demivor kanun" dedi. Ana- yasa Mahkemesi'nin iptal kararlan doğrultusunda geri ahnması gere- ken 27 Kasım 1994-9 Nisan 1997 tarihleri arasında yapılan özelleştir- melerin hiçbirinde yabancı alıcı ol- madığı. bu nedenle "ulusbrarasıbir ilişldnin7 ' de söz konusu olmadığını vurgulayan Ertuğrul. şunlan söyle- di: "Sayın Bayar, asl niyetini itirafet- miş veTürldyıe'yi yeniden kapitülas- yon cenderesine sokmaya niyetli ve kararfa olduğunu acıklanuştır. İmti- yaz konusu Türkiye için vazgeçil- mezdir.'Bunda ne var canım' diyen- lerin flkokul 5. sınıf tarih, devrün ta- rihi kitaplannı okumalan yeteıüdir. Yap-işlet kanunu da Anay asa Mah- kemesi'nin daha önceki kararlan çerçevesinde kesinlikle anayasaya aykındır. "Ben yaptım oldu" demek- le bu iş olmaz." Ertuğrul, özelleştirmelerle ilgili açıklamalara göre borsanın inip çık- masına ilişkin soru üzerine, "Türld- ye'de borsa var mı? Varsa ben bümi- yorum" diye konuştu. Başbakan 'İhracat Koordinasyon Toplantısı'nda konuştu Yılmaz istikrar programına destek istedi Ekonomi Servisi- Başbakan Mesut Yılmaz, çıkar sağlamayan herkesin, hazırladıklan 3 yıllık istikrar programına destek vermesi gerektiğini söyledi. Tür- kiye Ihracatçılar Meclisi (TIM) ve Dış Ticaret Müs- teşarlığı (DTM) tarafmdan düzenlenen 'İhracat Ko- ordinasyonToptantea'nda konuşan Yılmaz, 3 yıllık is- tikrar programının birinci yıhnda enflasyonu yüzde 50'ye, daha sonra yüzde 20'ye ve 2000 yılında da AB ülkeleri ortalamasına düşürmeyi hedeflediklerini söy- ledi. Bu hedefin ıddıalı görülebileceğini, ancak yapısal tedbirlerin birlikte uygulanmasıyla gerçekleştirilebi- leceğini kaydeden Yılmaz, enflasyonun düşürülmesi- ni samimiyetle isteyen herkesin antienflasyonist prog- rama destek vermesi gerektiğini bildirdi. Yılmaz şun- lan söyledi: "Enflasyonun düşürûlmesini isteyen, bun- da samimi olan, enflasyondan çıkar sağlamayan her- kes ve her kurum bu programa destek vermeli. Birisi çılap da enflasyon düşürulsün, ama eroeklilik yaşı de- ğişmesin diyorsa samimiyeti sorguianmalı. Birisi deçı- kıp enflasyon düşürulsün, ama ÖzeUeştirme yapılma- sın diyorsa hay^al âlemindedir. Hepsi bir arada yapu- mah" Toplantıda konuşan Devlet Bakanı Işın Çelebi de, istikrar programının başansı için dış kaynak girişinin artması gerektiğini söyledi. TlM Başkanı OkanOguz da, hükümetin enflasyonla mücadeleyi birinci öncelik- li olarak ele almasınm memnuniyet verici olduğunu belirterek bu konuda hükümete her türlü desteği vereceklerini söyledi. Özefleştirme Idaresi KİT'leşti BANİISALMAN ANKARA - Kamu lktisadi Teşeb- büslerini ^KİT) özelltştirmek üzere kurulan Özelleştirme Idaresi Baş- kanlığı (ÛİB), partizan kadrolaşma- dan payını aldı. Istihdam ettiği kişi sayısı 300'ü aşan ÖlB'de, bazı sek- reterler ile vaiz Sait Yüce uzman kadrosuna alındı. ÖİB, temizlik iş- lerini verdiği Orpaş'ın elemanlan- nı, hizmetli, memur gibi çalıştıra- rak taşeronlaştırma gerçekleştirdi. ÖİB Başkanı L'ğur Bayar, bir KlT'te 1600 kişi çalışması gerekir- ken 6 bin kişinin aiindığmı belirte- rek. "Bu kadar insanu KÎT zarar et- tiğüıde, onun hesabını vermeyecek manük aldırabilir. Sadece kâr man- nğıyla çauşan işletmeler bu ülkeye bir favda getirir. Kârlı olan KTTIer ise özel sektöre verildiğinde zaten çok daha kârlı olacaklar demektir" diye açıklama yaparken, idarenin personel sayısının 300'ü aştığı öğ- renildi. Petrol-Iş'in 1995-1996 yıllığına göre. özelleştirme öncesinde çalı- şan her 100 kişiden 54"ü işini kay- bederken, ÖlB'dekı sdrfeterler nzf- :l man ya da uzman yardımcılığına ge- tirilip, yerlerine yeni sekreterlerin alındığı öğrenildı. UfukSöviemez'in ÖlB Başkanlığı döneminde sekre- terliğini yapan Esin Uygur'un, Baş- kan Yardımcısı HalukBüyükbaşın sekreteri Birgül Katrana'nın, OtB Başkanı Uğur Bayar'ın başkan yar- dımcısı olduğu dönemde sekreterli- ğini yapan Figen Yılmaz'ın. Proje Grup Başkanı Sami Ölmeztoprak'ın sekreteri DflekTeksin'in, DYP'li Şevki Erek'in özelleştirmeden so- rtımlu devlet bakanlığı döneminde. sekreterlik yapan Filiz Ergeçgil'in ve eski ÖlB Başkan Yardımcısı Er- can Öz'ün sekreteri Yasemin Bele- noğhı'nun, yine ÖtB Başkanı Uğur Bayar'ın sekreterliğini yapmış olan Fi^n Ceyian'ın ve eski Personel Daire Başkanı Ahmet Arpacı'nın uzman ya da uzman yardımcısı kad- rolanna atandığı belirtildi. TURBAN Genel Müdürlüp'ne aldınlan bazı kişilerin kadrolannın da ÖtB'ye aktanldığı ileri sürüldü. Özelleştirme uygulamalanna karşı Türk-İş de devreye giriyor Bayram Meral: Rezaletin daniskası IŞIKKAIVSU ANKARA - Özelleştirme uygulamalanna karşı Türk- Iş de devreye giriyor. Türk- Iş Genel Başkanı Bayram Meral. "ÖzeUeştirmelerde sat, kapat kurtuL birüerini zengin et manbğuıdan vaz- geçilmelidir" dedi. Meral, özelleştirme uygulamalan- nın gözden geçirihnesi, ül- ke. toplum ve çalışanlar ya- ranna formüller üretilmesi için peşpeşe toplantılar ya- pacaklannı, siyasilerle te- mas kuracaklannı açıkladı. tptal edilen kimi özelleş- tirme uygulamalanna iliş- kin yargı kararlarının yerine getirilmemesinden yakınan Türk-lş Genel Başkanı Me- ral, "Yargı böyle bir karar vennişse, bu ÖzeUeştirme uygulamalannda muüaka bir usulsüzlük, ülkenin men- faatlerine a> kınlık, beüi ki- şilere peşkeş çekflmesi anla- mında bazı tespttkr vardır. Her sozlerinde hukukun üs- tfinlüğünden söz açan ikti- dar sözcükri ve siyasiler, eğer >argı kararlannı uygu- lamazlarsa, inandıncı ve gerçekçi olamazlar. Bu ka- rarlar uv gulanmakistenmi- yorsa, iktidann bilinçli ve sistemli biçimde ülkenin bi- rikünlerini birilerine peşkeş çekmek için tezgâh kurdu- ğundan kiışku duyulabilir'* diye konuştu. Yargı kararla- nnı uygulamamanın "key- rıük" olduğunu vıırgulayan Meral, şunlan söyledi: "Builerini zengin etnıeye dönük ÖzeUeştirme uygula- malan konusunda demok- ratik tepkinıizi ortaya koyu- yor, yöresel mitingler yapı- yoruz. Ama. olay kördövü- şüne döndü. Biz ÖzeUeştir- me ile halkın birikünleriyle, vergileriyle yapdmış kamu kuruluşlannın yağma, talan edilmesine karşıyız. OzeUeş- tirmenin, sendikasızlaşUr- ma, toplumu örgütsüzleştir- me için kullanılmasına kar- şıyız. O kurumlarda çauşan işçilerin kazanılmış haklan konusunda güvence istiyo- ruz. Saülmak istenen kuru- luşlann çoğu kâıiannı kat- ladılar. Niçin satnoruz biz bunlan? Bunlardan kurtul- mak için mi? Burada çab- şan işçUerden kurtulmak için mi? Yoksa, devlet eUyle birflerini zengin etmek için mi? Oradan alacağu üç-beş kuruşla ekonomiyi düzhığe çıkartacağın için mi? Tansu Çfller dhordu ki. 1 kunışu- nu bile bütçeye yama yap- msn-acağım, veniyabnm ya- pacağun. Bir tekyere çivi ça- kümadı. Bugünkü iktidar da a> nısını yapıyor. Binlerce insanı sokağa atarsanız, za- ten insanlar yeterince işsiz, ülkeyi sosyal padamaya doğ- ru götürürsünüz. Bunu yap- sa yapsa sorumsuz deviet adamlan yapar. Halkına, ül- kesine saygısı olmayan. gü- nünü gün eden siyasetçUer >apar. Eğer özelleştirme ile istihdam artacak, teknoloji yenilenecek, iş güvencesi dört dörtlük sağlanacaksa. siyasi iktidarla ve diğer siya- silerle orurur. bunlan konu- şuruz. Türkiye"de böyle bir manbk, sistem yok. Ben sa- tiyonım, diyor. Devlet satip da parasım alsa iyi Parasını da alamıyor. Rezilliğin da- niskası." Bugünkü özelleştirme uygulamalanna halktan ve çalışandan büyük tepki gel- diğini anlatan Ba>Tam Me- ral, şöyle konuştu: "Saym Bülent Ecevit bu tepkiyi görmüş olmalı ki, özelkştir- melerin kısmen durdurul- duğunu açıklamıştır. Ama bu geçici bir tedbirdir. Kab- cı bir önlem almak laam. Oturup siyasilerle bu saüsla- n yeniden gözden geçirmek lazun. Bir sürü yer iptal edfl- di, bunlar için ne yapılması gerekir, ondan sonra ne ya- pılması gerekir,bütün konu- lann tarOşılması gerek. Ça- hşanı da, çabşüranı da. ül- keyi de rahatlatacak bir olu- şumu nasıl sağlanz? Bunu oturup tartişmamız lazım. Yoksa, yağmadan herkes bir şey götürmeye başlar. Devlet eliyle zengin olmayi amaçlayanlar ortahğı sar- dL" Meral, gelecek hafta ger- çekleştirilecek bir basın top- lantısı ile konfederasyonun özelleştirmeye ilişkin gö- rüşlerini dile getireceğini, 2 Aralık'ta yapılacak başkan- lar kurulu toplantısında ko- nunun aynntısıyla tartışıla- cağım belirterek. Türk-lş'in özelleştirme uygulamalan konusunda yeni formülleri iktidar ve siyasilerle tartış- makta kararlı olduğunu söz- lerine ekledi. Genelkıırmay'dan uyarı Istanbul'a iki fiyath ekmek I Baştarafı 1. Sayfada düşürüleceği'' kaygısını taşıdığı öğrenildi. HAVAŞ'ın, öldürülen kumarhane pat- ronu Ömer Lütfü Topal'a satışımn da, "ABD elçiliginden gelen yazıyla" durdu- rulduğu ileri sürüldü. ÖlB'den üst düzey bir yetkili, Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in, "yeni- den yapılanma" adı altında bakanlıkta başlattığı çahşma kapsamında, tüm ka- mu kurumlannın ÖtB eliyle satılmasını öngören 4046 sayılı yasanın devre dışı bırakılabileceğini belirtti. Yetkili, "Bu çalışmanın amacı SEK.4, TÜGS.\Ş, TE- KEL ve şeker fabrikalannı ÖzeUeştinne tdaresi'ne vermeden sarmak. Elektrikte de öyle. Enerji Bakanlığı'nın satma yet- kisi yok. Yetki olmadığı için de adına bu sefer kiralama dediler" dedi. Anay asa Mahkemesi'nin Telekom'un satışını ip- tal gerekçeleri arasında "ÖİB bünyesin- de kurulacak komisyonun etki altında ka- labileceği" hükmünün yer aldığım \Tirgu- layan yetkili, elektrik dağıtım santralla- nnın özelleştirilmesi için TEDAŞ'ta oluşturulan komisyonun, Enerji Bakan- lığı'nın etkisi altında hareket edebilece- ğini söyledi. Zirai Donatrm Kurumu'nun 8-9 ay ön- ce yaklaşık 5 trilyon liralık arsa satışı yaptığını söyleyen yetkili. "Kime, hangj kurala göre saüyorsunu/? Bunlann hep- sinin satışı ay kındır. Ama kimse 4046'ya göre satıhnadı diye dava açmadı ya da orada kurulan komisyonlar yasaya aykı- n diye de da\a açıünadı. Bövlece satışlar bitti" açıklamasını yaptı. Özelleştirme Idaresi'nden ayrılan görevlilerin 2 yıl özelleştirilen kuruluşlarda çalışamaya- cağını vurgulayan yetkili, "Eski özeUeş- tirme görevlilerinden holdingde çalışan- lar var. Holdingin ÖzeUeştirme yoluyla al- dıği şirketine müdahale ediyor. CeneUik- le hoMingler ona vefa borcu varsa alıyor- lar" diye konuştu. Istanbul Haber Servisi - Istanbul'da uzun süredir devam eden ekmek zam- mı tartışmalan, yoksul yurttaşlara kalitesiz ek- mek karanyla sonuçlandı. Karara göre, ekmeği 30 bın liradan yemek isteyen yurttaşlar, ikinci sınıf ka- litesiz ekmek satın almak zorunda kalacaklar. Nor- mal ekmeğin fiyatı ise 20 Kasım'dan geçerli olmak üzere 35 bin lira oldu. tstanbul Esnaf ve Sa- natkârlar Odalan Birliği, Fınncılar Odası, Ekmek İşverenleri Sendikası, Is- tanbul Büyükşehir Bele- diyesi, Istanbul Ticaret Odası, Bakkallar Oda- sı.Toprak Mahsulleri Ofı- si. Sağlık Müdürlüğü, Sa- nayi ve Ticaret Müdürlü- ğü temsilcileri, dün Istan- bul Valisi Kuthı Aktaş'ın başkanlığında ekmek fi- yatlanyla ilgili bir toplan- tı yaptı. Toplantıda alınan karar- lara göre 3 5 bin liraya satı- lacak birinci stnıf francala ekmek, birinci ve ikinci tip undan yapılacak ve 225 gram ağırlığında olacak. Uçüncü tip undan 225 gram ağırlığında üretilecek ikinci sınıf somun ekmek ise 30 bin liradan satılacak. 20 Kasım Perşembe günü başlayacak uygulama çer- çevesinde, bakkal ve fınn- cılara 2 tip ekmeği de bu- lundurma zorunluluğu ge- tirilirken ekmeklerin eti- ketleri 4077 sayılı Tüketi- cinin Korunması Kanu- nu'na uygun olacak. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafı 1. Sayfada neyine karıştı. Türkiye için de sürekli sorun olma- ya devam ediyor. Güneydoğu sınırımızda mazot ticaretinin dur- ması, bu tür gerginliklerde faturayı ilk ödeyen ül- kenin de adresini gösteriyor. Saddam'ın ABD'nin kitle imha silahı uzmanla- nnı casusluk yaptıkları gerekçesiyle sınırdışı et- me kararı almasınm ardından gerginlik daha da artarken, Ankara dün arayış içindeydi. Akşam saatlerinde Başbakan Yardımcısı Bülent Ece- vit'in değerlendirmesi şöyleydi: "Birşekilde devreye gimnemiz gerekiyor. Bu ih- tiyacı ben de duyuyorum. ABD Genelkurmay İkinci Başkanı geldiğinde, Kuzey Irak'ın bize ne- lere mal olduğunu söyledim. ABD'nin 1990 'dan beri uyguladığı politika çöktü. Ama yerine yeni bir politika konmadı..." Ecevit, şu aşamada Saddam Hüseyin'le tema- sı düşünmüyor. Irak'ın Ortadoğu'daki konumuna birkaç pence- reden bakmak gerekiyor. Görünen gerginliği ka- zıdığımızda attından şu çıkar: ABD, Sad(dam)sız yapamaz... Başta Irak olmak üzere Basra Körfezi'nin çev- resinde ciddi bir "Şii" etkinliği var. Bu güçlerin öz- lemi iran... Irak'ın güneyi tümüyle Şii. Körfez Savaşı'nın sonrasında güneydeki Şiiler Iran'la bir olup Sad- dam'a ait ne varsa yıkmışlardı. Saddam dururma hâkim olunca da intikamını almıştı. Güneyde, Iraklının Iraklıya yaptığını ABD yap- mamıştır desek yeridir. Özetle ABD için, adı Saddam olmasa bile Sad- dam tipi biri en ideali. Batı'nın bölgede demok- rasi değil, "abdokrasi" istediğini söylemeye ge- rek yok. Bu ucube sözcüğü ister "AB"üen kesin, ister ">ASD"den... iki "/cu/"lanıma da açık... Suud ailesiyle Sabah ailesinin yönettiği Suudi Arabistan'la Kuveyt "dünya ailesinde", Sad- dam'lı Irak "demokrasi düşmanı"... Irak'ı kim silahlandırdı? Batı... Şimdi kim silahsızlanmasını istiyor? Batı... Henüz kesin kanıtlar yok ama, Batı hâlâ Irak'a ambargo altından silah satmıyorsa enayilik edi- yor demektir. Saddam'ın bir güvencesi de bu. Fransa ve Rusya, Irak'ın yeniden inşası için şirketleri sıva- mış durumda. Gerçi biraz daha yıkılırsa daha çok ihale olur ama, Irak'ı tümüyle cansız bırakmak da olmaz... Saddam gidici! "__ Durumdan en çok etkilenen Türkiye'ye döner- sek. Körfez Savaşı'na bizim açımızdan damga- sını vuran slogan şuydu: Bir koyup üç alacağız... Körfez Savaşı'ndan bu yana Türkiye'nin kay- bının 30 milyar doları bulduğunu ve bunun açık- lanan resmi rakam olduğunu düşünürsek, yeni krizlerin sonuçlan daha iyi anlaşılır. Kuzey Irak'ın denetimsizliğinden kaynaklanan terör artışını da hesaba katarsak zararımızı raka- ma dökmek güçleşir. Güzel bir atasözümüzdür: "Komşu komşunun külüne muhtaç..." Bölgemizde bu söz, "Komşuyu kül eden kom- şusudur" gibi düşmanca bir anlama büründü a- ma, Türkiye'nin ne olursa olsun Irak'la dengeyi gözetmesi gerekiyor. ABD'nin "terörist" ilan ettiği yedi ülkeden üçü olan İran, Irak ve Suriye'yle komşuyuz. Ülkelerin kaderini coğrafya belirliyor. Türkiye'yi bu komşulardan koparıp başka bir coğrafyaya taşıyamayacağımıza göre, bölgede ilk aramamız gereken şeyin diyalog olduğunu gö- zardı etmemek gerekiyor. ABD'nin peşine takılmanın Türkçesi şu olur: "Kriz varsa kerizi bizden..." Bir noktanın daha altını çizelim. 1990'ların ba- şında Saddam için, "Her an gidici" deniyordu. Bush'tan Özal'a kadar Körfez Savaşı'nın tüm kahramanları değişik biçimlerde sahneden çekil- di. Ama Saddam ayakta... Saddam gerçekten gidici, bu gidişle ikibinli yıl- lara kadar gidici... PENCERE I Baştarafı 2. Sayfada Yok canım.. Oynanan oyunun adı: 'Bile bile /âdes'tir. 10 Kasım 1995 tarihli ve Clinton imzalı "ABD Milli Güvenlik Stratejisi" adlı belge açık ve seçik- tir: • "ABD'nin milli güvenliği için küresel ekonomi- ye gereksinme vardır." Bu nedenle bağımsız eko- nomiyi sağlayan 'ulus devlet' ABD milli güvenliği- ne ters düşüyor. • "ABD Milli Güvenlik Stratejisi"ne göre savaş doğaldır; askeri müdahale, öteki devletlerle birlik- te yapılamadığı zaman, tek başına gerçekleştirilir. (Amerikan savaş biriikieri şu anda Basra Körfe- zi'nde, savaşın eli kulağında...) Amerikalı açıkça ne söylüyor: "Dünyanın ABD'nin liderliğine gereksinimi var- dır. ABD dünyanın herbölgesine ilgi duymaktadır." Al sana emperyalizmin AmerikancasıL Altında gençliğinde vietnam Savaşı'ndan kaçıp saksofon çalan Bill Clinton'ın imzası var. MGK'ye bizde çatanlar, bu ise ne diyecekler bi- lemem!... Yeni mandacılar, Türk ordusunun Kuzey Irak'a girmesini eleştirip, Amerika'nın Irak'a müda- halesine alkış tutanlardır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear