25 Mayıs 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
t 12 KASIM 1997 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 ALLECRO EVtN tLYASOĞLU Klasik ıııüzik yaymiları özen beküyor Klasik müzik dınleyicisi geniş Idtle de- ğildir. Bır avuç da olsa klasik müzigin kendine özgü geleneğini bilen, belli bir kültür birikimine sahip kişiler; ya da ken- dini eğitmek. kJasik müziğin derin dünya- sından kânı almayı öğrenmek isteyenler- dir. KJasik müzik dinleyicisine sunulan radyo ve televizyon programlannda onla- nn bekJentileri de belli özelliklerdir: Din- ledikleri yapıtın başlığı, bestecisi ve yo- rumculannın doğru telaffuz edilmesi ve konser kayıtlannda sesin iyi aktanlması. Özel kanallann amacı geniş kitleye ses- lenmek olduğundan klasik mûzik yayım- cılığına pek rağbet etmezler. TRT ise dev- letten yardım alan tek kanal olarak eğiti- me hizmet amacıyla klasik müzik yayım- cılığmı yerine getirmeye çalışmaktadır. Gecenin en geç saatinde de olsa klasik bir konser yayımlandığı zaman onu kendine özgüdinleyicisı orurup izlemektedir. Kal- dı ki bu konserlerin çoğu önceden duyu- rulmadan. pat diye yayıma sokulduğun- dan mûzikseverler de raslantıyla yakala- mak durumundadır. Hatta birbirlerine te- lefonla haber verenlere, yakaladıklan an- da banda alip ertesi gün izleyenlere de ta- nık oluyoruz. Bu arada sunuculann bilgi- sizliğı. konser yayımlannın olmadık yer- lerde kesilmesi. hiçbir anons yapılmadan bir dığer vapıta ya da reklama bağlanma- sı giderek artan yakınmalanmız. Anlaşt- lan son zamanda bu özensizlik diz boyu oldu ki, bize gelen telefon ve mektupla- nn da sayısı arttı. İşte bir müzik emekçisinin, tstanbul Şe- hir Orkestrası'nm kıdemli kemancılann- dan Dr. Hamit Alacaboğ)u'nun mektubun- dan birkaç satır: "25 Ekim gecesi sanınm saat 00.01 sıralannda TRT 2'de uzun san saçu güzel bir hanım kız orkestra eşiiğin- de Sarasate' nin Zigeuner weısen ini, arka- dan Saınt Saens'in Rondo Capriccı- oso'sunu. sonra da Bizet' nin Carmen Fan- tezisı'ni çalıyor.Tam anlamıyla virtüöz bir sanatçı. Birkaç gün önce de aynı keman- cıdan Paganini'nin konçertosunu dinle- miş. tekniğinc hayran kalmıştım, ama adı- nı bir tüıiü öğrenememistim. Bizim ham hum şarolopspikerden bir Anastasia ısmi- nı duyabıldım. Üsttarafını anlayamadım. Bant devam edıyor. 'Şimdi de Mozart'ın Requiem'ini dınleyeceksiniz': Bu eseri çoksevryorum. Dünyalar benim oluyor. A- ma hangi orkestra? Şef kim? Solistler? Koro?AnlayabUene aşkolsun. Arkasmdan ath kovalarımşcasına konuşma>i marifet sayan. ağn bumu birbirine dolaşnğı için de ne dediği anlaşılamayan, sözcüklerin son yarriannı yutan acayip bir spiker. Requiem başbdL Saranm iiç bötiim dinlediktenson- AlaLİasik müzik dinleyicisinin radyo ve televizyon programlanndan beklentileri belli özelliklerdir: Dinledikleri yapıtın başlığı, bestecisi ve yorumculann doğru telaffuz edilmesi, konser kayıtlannda sesin iyi aktanlması. Ancak sunuculann bilgisizliği, konser yayımlannın olmadık yerlerde kesilmesi, hiçbir anons yapılmadan bir diğer yapıta ya da reklama bağlanması giderek artan yakınmalanmız. " ra müzikkayboMu. Ama görüntü sürüyor. Bir başka spiker saatlerin 00.02'de bir sa- at geri alınacağını anons ettL Arkadan ha- berler. hava durumu (konser görüntüsü sürüyon) Reklamlar... Ve sonunda a>™ gö- rüntü üzerine bir film ya da dizinin sesle- ri gehneve başlamaz mı? Çıldırmak işten değiL O güzeiim Requiem'in caruna bun- dan daha güzel okunamazdı. Ertesi gün saat 23.00 sıralan. TRT 3'ü açryorum. Dört el piyano. Hüseyin Ser- met ve tanımadığım bir piyanist Petnış- ka'yı çalryor. Ardından Ravel'in İspanya Bahçeleri'ni dinfiyonız. Eşjne ender rast-^ lanacak güzellikte bir konser. Vine ham hum şarolop bir anonstan aniayabDdiğun kadanyla arkadan Debussy'den üç par- çave sonra da Rachmaninof' un bir eseri. Rachmaninof deyince zevkten dört köşe oluyorum. Aaaa! Bir de bakrvorum Ravel tekrar başlryor. Belki yanm saat Kimse farkında degiL Neden sonra Debussy'ler de bitrvor. Sıra Rachmaninof ta. Efen- dim? Ne Rachmaninofu? Ham hum şorolop bir anons, çalanlann adı dahi verilmeden, haydi allahaısmarladık! Yahu binlerce kişinin maaş aldığı şu J RT'de tek kişi olsun yayınları izlemez mi? Bu resmen ilgisizlik ve laubaliliğin daniskası ve TRT'nin acınacak halinin göstergesidir." Daha nice nice ömek verilebilir bu du- yarsızlıklara. Geçen yıl da bir okurumuz ilginç biryanlışın altını çizmişti: TRT'nin klasik müzik programlanndan birinde Sir Adrian Boult'un sık sık CBSO'yu zıyaret ettiğıni (ki bu ünlü şef turist olarak bile Türkıye'ye gelmemiş) anlatırken sürekli Anatote Fistoulan'nın fotoğrafi gösteril- miş. Cumartesi sabahı konserlerinın büyük özveri ile naklen yayıma kavuştuğunu bi- liyoruz. Yönetmenler bir gün önceden gi- dip provayı izliyorlar, gerekli sololann önüne mikrofon yerleştiriliyor, müziğin akışı hakkında notlar alınıyor. Ama yine de bu akış kameralarla gerektiği gibi ve- rilemiyor. Partisyon okumasını bilen bir konservatuvar öğrencisi bu iş için hafta sonlan çalıştınlamaz mı? Bırakın solo ya- pan çalgıyı göstermeyi, orkestranın kalbi olan başkemancıyı, hatta bazen şefı dahi göremiyorsunuz. Alkış sahnesinde de ge- nellikle kameralar halka döndüğü için ço- ğu kez başkemancıyı hiç bilemeden prog- ramlar sona eriyor. Aynca her seferinde sunucunun konser hakkında verdigi bilgi- leri bir iki kez önceden okumuş olmasmı diliyor izleyiciler. Işte bir özensizlik, bir dikİcatsizlik ömeği: Uç hafta önceki lstan- bul konserinden yapılan yayımda sunucu Prokofiyerin kantatı Alexander Nevs- ki'nin aslında Eisenstein'in fılmi için ya- zıldığını anlatırken Eısenstein yerine Einstein demez mi? TRT madem klasik müzik donanımlı sunucu bulamıyor, o zaman altyazı geç- sin bu programlara diye bir öneri gelmiş- ti. Tam bunun üstüne geçen haftaki Izmır yayınını izliyordum. Canh yayuı bağlan- tısı geç gerçekleştiği için programın başı- nı göremedik. (Bir futbol maçmda bu tek- nik anza yaşansa ne kıyamet kopardı kim- bilir.) Teypten gelen bir ses ve yaylı çal- gılann kısık tınılannı duyuyorduk. Aman, altyazı geçtiler. Neyse ne çalındığını şim- di anlayacağız! Altyazıda Öhan Osmon- baş- "NutuİL" Doğal olarak sonradan da bu yapıtın açıklanmasma sıra gelemedi. Çünkü orkestranın müdürü ve solıstle söyleşiler vardı arada. Biz de hıç öğrene- medik neydi o teypten gelen sesler, nasıl bir yapıttı bu, ya da Ühan Osmonbaş kim- di? Meraklılan için açıklama: tlhan Us- manbaş (1921-)in "Gençliğe Hitabe" başlıklı yapıtı orkestra ve konuşmacı için 1973'te yazılmıştır. Son iki haftadır Pazar Konseri kapsa- mında Hikmet Şimşek tstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin 5 Ekim günkü Dani- markatemsilındenalınhlar sundu. Ancak temsili gerçekleştiren hiç kimsenin adı ne anons edildi ne de alt yazı olarak geçti. TRT ekibi taa Danimarka'ya kadar gidip kayıt yapıyor, iki hafta Pazar Konseri bu temsile aynlıyor ve denizleri geçenler derelerde boğuluyor. Yine meraklılara açıklayalım: Bu temsilde orkestrayı şef Antonio PiroDi, koroyu Gökçen Koray ' yönetiyordu. Başrollerde Jaclin Çarkçı, Erol Uras, Efsun Öztoprak ve Mete Uğur yer alıyordu. , Slovak grafik sanatçılarmın 'sergisi Kültür Servisi -Dünyaca ünlü Slovak gra- fik sanatçılan Vladimir Gazovk ve Katarina Vavrova'nın çalışmalan ile Juraj SteinhubeL Drahomir PriheL Ladislav Cerba, Marta MIicho>% Lubomir Ferko, Ivica Markovico- va. Pavol Macho. Mkhal Gavula ve Martin Masarovic adlı 9 Slovak sanatçınm cam ya- pıtlanndan olusan karma sergi 18 Kasım sa- lı günü tstiklal Caddesi'ndeki Emlak Sanat Galerisi'nde açılıyor. Slovak Cumhuriyeti Is- tanbul Başkonsolosluğu, Slovak Kültür Ba- kanlığı. Slovak Sanatçılar Birliği ve Emlak- bank tarafından düzenlenen sergi. 2 Aralık tanhine dek ziyaret edilebilecek. Sergiye katılan çok önemli iki Slovak gra- fık sanatçısından bin olan Vladimir Gazovic, 1939 yılında Bratıslava'da doğdu. 1961-67 yıllan arasında Prof. VTncent Hloznik yöneti- mindeki Güzel Sanatlar Akademisi'nde öğ- renim gördü. 1967-82 arasında Bratislava Gü- zel Sanatlar Akademisi 'nde öğretmenlik yap- tı. Bugüne dek 18 kişisel sergi açan ve ulus- lararası platformda da birçok ödüle sahip olan Gazovic, halen Bratislava'da baskı, çizim ve illüstrasyon çalışmalannı sürdürüyor. 1964 yılında Bratislava'da doğan Katarina Vavrova ise Güzel Sanatlar Akademisi'ndeki eğitimini 1984-90 yıllan arasında Prof. Albin Brunovky gözetiminde tamamladı. Yaşamak- ta olduğu Pezinok'ta serbest grafık, çizim ve boyama konulannda çalışmalannı sürdüren - Vavrova'nın da bugüne dek açtığı beş kişisel • sergisi, yurtdışında katıldığı karma sergiler 1 ve çeşitli ödülleri bulunuyor. Blues 'un usta yorumcuları dört saatlik birprogram sunacaklar EfesPilsen BluesistanbuVdaKültür Servisi- Blues'un usta yo- rumculan, bu yıl 8. yılını kutlayan E- fes Pilsen Blues Festivali'nde biraraya geliyorlar. Blues'un devleri Eddie Kirkland & the Energy Band, Nappy Brovvn & the Eclectk City Band ve AJlison King'in yanı sıra, bu yıl ilk kez bir Türk blues grubu olan tstan- bul Blues Kumpaıryası festivale katı- lıyor. Organizasyonunu PozroTin üstlen- diği. 7-9 Kasım tarihleri arasında An- kara Hilton'da başlayan, bugünden cumartesiye dek lstanbul Hilton Con- vention & Exhibition Center'da süre- cek olan festival, 17-19 Kasım'da tz- mir Hilton Oteli'nde, 21 -22 Kasım ta- rihleri arasında AntalyaSheraton'dan sonra 24-25 Kasım'da da Mersin Hil- ton Oteli'nde sürecek. Gelenekselleştirdigi Efes Pilsen Blues Festivali'yle kültürel hayatın vazgeçilmeyenlerinden biri olan Efes Pilsen, bu yıl da blues dünyasının en ünlü ve en renkli isimlerini, yaklaşık 4 saat sürecek bir blues maratonunda müzikseverlerle buluşturmanrn keyfi- ni yaşayacak. Festivalin yıldızı 1950'li yıllarda John Lee Hooker ile beraber üne ka- vuşan, blues, soul, funk ve rock'a yat- kın sesi, gitar ustahğı ve üstün sahne performansıyla hâkim olan Eddie Kirkland, devasa fiziği ve çok güçlü esı Türkiye İş Bankası ve Mimar Sinan Üniversitesi'nin katkılanyla düzenlenen panele, resim sanattyla ilgilenen herkes davetli... Konuşmacılar: Prof. Dr. Tamer BAŞOGLU Mimar Sinan Üniversitesi Rektörü Prof. Kerim SÖİVRİLİ Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Kıymet GİRAY Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Tarih: 13 Kasım 1997 Perşembe Saat: 14.00 Yer: Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu ' ' ' • Fındıklı - İstanbul vokallerinden dolayı "Manpower" di- ye anılan Nappy Brown ve The Eclec- tic Chy topluluğu. buğul u sesi ile blu- es'un yanı sıra, jazz standartlanndan fusiona kadar tüm türlerde söy leyebi- len ABison King, blues'un kökleri ve farklı biçimleriyie Orta Doğu, Asya ve Batı Afrika halk müziklerini kol- lektivist bir orijinallikle birleştiren ls- tanbul Blues Kumpanyası Efes Pilsen Blues Festivali'nde müzikseverlerle buluşuyorlar. 'It's The Blues Man' adlı albümüy- le büyük beğeni toplayan Kirİc- land'ın, 196O'lı yıllarda gerçekleştir- diği çalışmalan arasında Stax Re- cords adına yaptığı albüm çahşması ve Otis Redding'le yaptığı 3 yıllık turne sayılabilir. 70'li yıllann başm- dan itibaren kendi liderliğindeki ça- hşmalara başlayan Kirkland. o gün- den bu yana liderliği hiç bırakmayan bir sanatçı. iki kuşak blues ve soul'un en iyisi olarak saygı uyandıran hem güçlü bir şarkıcı hem de usta bir gitarist olan Eddie Kirkland, funk, rock ve co- untry blues'a kolaylıkla hâkim olabi- liyor. Her yıl kendisini 48 hafta yol- larda tutan dopdolu bir turne progra- mına sahip. Kirkland'ın (vokal, ar- monika, gitar) grubu the Energy Band; Gregg Hoover (vokal, gitar), James Thacker (vokal, bas) ve Dar- ren Thiboutot (vokal, davul)dan olu- şuyor. a Manpower" olarak anılan Nappy Brovvn ise "Lemon Squeezin r ' Dadd>", "Wen,WeflBab>" ve "Don't Be Angry" gibi birçok büyük hite im- za atan ve en çok "Night Time is the Right Time" ile tanınan bir blues us- tası. Sanatçının 1996'mn sonunda çı- kan son albümü Nappy Brovvn - Kip Anderson - 'Best Of Both VVorids' bo- luescular Ankara'dan sonra şimdi de îstanbul'da. Eddie Kirkland& The Energy Band, Nappy Brown & The Electric City Band, Allison B. King ve lstanbul Blues Kumpanyası, bugün, yann ve cuma günleri 19.30'da, cumartesi ise saat 14.00 ve 19.30'da Hilton Convention& Exhibition Center'da müzikseverlerle buluşacaklar. ogie - vvoogie blues klasiklerini içeri- yor. Allison King ise Amerika'nınen yoğun tempolu vokalistlerinden biri olarak tanınıyor. Dağarcığında soul vokalleri için mükemmel malzeme- ler olan sızı ve acının yanısıra, blues tarihini ve müzikal deneyimini bann- dıran gizemli buğulu sesiyle Allison B. King, hem The American Rock Ensemble, Rob Massongale Grubu, Scott Adair Dans Orkestrası, Dr. Brovvn's Code Blue Revue'da söyle- yen hem de kendı dörtlüsü olan The BitterThree ile çalışmalannı sürdürü- yor. Caz standartlanndan fusion'a ka- dar tüm türlerde söyleyen King, gırt- laktan söylüyor. güzel ve acı; zeki ve olağan; pürüzlü ve yumuşak. Efes Pilsen Blues Festivali'ne bu yıl ilk kez katılan lstanbul Blues Kumpanyası Ekim 1993'te SarpKes- kiner tarafından kuruldu. tlk zaman- larda blues'un kökleri ve farklı biçim- leri üzerine yoğunlaşan topluluk, son- radan bu formlan Orta Doğu, Asya ve Batı Afrika halk müzikleri ile birleş- tirerek icra etmeye başladı. "Kökler" adlı albümleriyle cajun, gospel, spri- tüel, worksong gibi siyah müzik formlannın Türkiye'de yorumlanabi- leceğini kanıtladı. Kumpanya, blues tarihinin eski zamanlanna yaptığı yol- culuklardan getirdiklerini, festival se- yircisiyle paylaşmak istiyor. Festivalin lstanbul biletleri îstan- bul'da tüm Vakkorama'lardan temin edilebilir. Izmir'de, Vakkorama Al- sancak ve Beymen Alsancak'ta satı- şa sunulan biletler, 7 Kasım'dan itiba- ren de Antalya'da Vakkorama, Mer- sin'de Vakkorama ve Hilton'dan ahna- bilecek. Yves Montand'a DNA testine tepki Kültür Servisi - Fransız şarkıcı ve ak- tör Yves Montand'ın ölümünün 6. yılında Pere Lachaise Mezar- lığı'ndaki mezanmn DNA testi için açıla- cak olmasına yakın çevresi ve ailesi büyük tepki gösterdi. Fransa Sağhk Bakanı Ber- nard Kouchner yaptı- ğı açıklamada, Paris istinaf mahkemesinin aldığı karara göre sanatçı- nın yaşarken kabul etme- diği DNA testinin meza- nndan çıkanlarak yapıla- cak olmasına şiddetle kar- şı çıktıgını belirtti. Yves Montand, 1991 yılında ge- çirdiği ani kalp krizi sonu- cu yaşamını yitirmişti. Bu tanhten bir süre önce Yves Montand, şu anda 22 ya- şındaolan ve sanatçının öz kızı olduğunu iddia eden Aurore Drossard'ın DNA testi isteğini hayattayken de reddetmışti. Sanatçının yakın çev- resi tarafından bu olay, Yves Montand'a yapüabi- lecek en büyük saygısızlık olarak görülüyor. Mon- tand'ın üvey kızı Catheri- ne ADegret ise bir Fransız radyo kanalında yaptığı açıklamada 'Zavallı yaşlı bir adamın mezanndan çı- kanlarak, NÜcudunda otopsi yapılmasını kor- kunç buluyonım' dedi. Montand, hayatta>1cen akt- rıs Simone Signoret ile ev- liydi ve çiftin çocuğu yok- tu. Montand'ın sadece 1988 yılında eşi Carote Amiel'den bir çocuğu var. Ulusal Ahlak Danışman- hk Komitesi (CCNE) üye- si ve genetik uzmanı Axel Kahn ise Paris istinaf mahkemesinin isteğini •anormaT olarak nitelen- dirdi ve konuya dair şu açıklamayı yaptı: 'Yves Montand'dan böyle bir is- tekte bulunulmuş ve ken- disi testi reddetmişti. Bir insanın yaşarken karşı çık- oğı bir olayın. ölümünden sonra gerçekleştirilecek ol- masınu sanatçının sözleri- ni önemsemevip.onun say- gınhğına karşı gelmek ola- rak görüyorum.' DN1A testinin sonuçla- n 1998 Haziran ayından önce Fransa'da yayımla- nacak. Test sonuçlan olumlu olursa, Aurore Drossard, Montand'ın res- mi mirasçısı olmaya hak kazanacak. Fransız yasa- lan, ölen kişinin mırasının hayatta olan öz çocuklan arasında eşıt olarak pay- laştınlmasını öngörüyor. "Anastasia"nın prömiyeri • Kültür Servisi - 20th Century Fox yapımı animasyon film "Anastasia"nın prömiyeri önceki akşam gerçekleştirildi. Filmde Anastasia'yı Meg Ryan seslendiriyor. Mısıp'da anıtmezar bulundu I Kültür Servisi -Mısırü antik eserler araştırmacısı Fedaı Helmı. antik fıravun çizimlerini inceliyor. 1930 yılında bulunduğundan bu yana kumlar altında olan Giza piramidinin içindeki iki anıtmezar önümüzdeki ay halkm ziyaretine açılacak. Münih Füarmoni Orkestrasrnda karmasa I Kültür Servisi - Münih Filarmonı Orkestrası'nda görev alması beklenen Amerikalı şef James Levme'in maaşma resmi otoritelerden tepki geldi. Münih Filarmoni Orkestrasrnın daimi şefi Sergıu Cleibidache ölmesi üzerine, şeflik görevine Metropolitan Orkestrasrnın şefi Levine'in gelmesi düşünülüyordu. Christian Ude yaptığı açıklamada şehir heyetiyle birlikte sözleşmenin tekrar görüşüleceğini söyledi. Ude, konuşmasında fılarmoni orkestrasını, dünyanın en iyi şeflerinden binni getinnek için fazla para ödemeyi istemediğinden dolayı eleştirdi. Mehmet Güleryüz'ün nesimleni Atatürk Kültüp Merkezi'nde • Kültür Servisi-Mehmet Güleryüz'ün, kraft kâğıt üzerine uyguladığı 15 adet büyük boyutlu boya-desen çalışmalan, 4 Aralık tanhine dek Atatürk Kültür Merkezi Salonu'nda izleyicilerle buluşacak. Galeri Artist tarafından organıze edilen sergi süresince Mehmet Güleryüz, günün belirli saatlerinde seyircinin izleyebileceği, ortalama aynı ebatlarda 5 ayn desen çahşması daha gerçekleştirecek. Akrilik malzemenin tercih edildiği büyük boyutlu desen çalışmalan Mehmet Güleryüz'ün desen polemiğindeki iç meselelere dair çeşitli ipuçlan sunuyor. Figürün ağırlıklı olarak ele alındığı desenlerde sanatçı. görülenin ötesine ve figürün banndırdığı içselliğe işaret ediyor. Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen serginin bir diğer ilginç yanı ise, Güleryüz'ün sayısız desen defterlerinden birinin, birebir ölçekte kitap haline getirilerek sergilenmesi olacak. Sanatçı, sahafta rastladığı boş sayfalan bulunan eski bir deftere, 1996- 97 yıllannda farklı suluboya teknikleri kullanarak imajiner dünyanın değişen durumlan üzerine çeşitli desen çalışmalan gerçekleştirmiş. Defterin her bır sayfası ayn ayn bir bütünsellik içerisinde orijinal defterin yanında izleyicilere sunulacak. Guggenheim müzelerine bir yenisi daha eklendi I Kültür Servisi -New York Guggenheim Müzesi, geçen salı günü Robert Delaunay'ın resimleriniden olusan bir sergiyi Berlin'de açtı. Guggenheim Vakfı yöneticisi Thomas Krens yaptığı açıklamada "Guggenheim doğru zamanda doğru yerde" dedi. 1999 yılında Bonn'daki Guggenheim Müzesi "nin Berlin'e taşmacağından söz eden Krens, "Berlın yine Avrupa'nın en aktif şehirlennden biri olacak. Bir bakıma da kendi ülkemize dönüyoruz, çünkü müzenin ilk yöneticisi Hilla Rebey Prusyalıydı" diye konuştu. Berlin'de açılan müzenin miman ise Amerikalı Richard Gluckman. Krens müzede her yıl büy-ük sergilerin düzenleneceğini ve bu sergilerin daha sonra sırasıyla NewYork, Venedik ve Bilbao'daki Guggenheim müzelerinde yer alacağmı sözlerine ekledi. BUGÜN • AKSANAT'ta yönetmenlığinı G. KelN&S.Do- nen'ın yaptığı 'Singing In The Rain" adlı film saat 12.30'da videodan ızlenebilir. • tDOB AKM Büyük Salon'da saat 20.00'de 'Kugu Gölü'nü sahneliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear