14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
SAYFA CUMHURİYET 5 EYLUL 1995 SALI OLAYLAR VE GORUŞLER - ^ •„ r • • Uyuşturucular ve Olüm Cezası Ölüm cezasının kaldınlması, onun yenne olünceye kadar ağır hapıs cezasının venlmesı zamanı gelmıştır. Prof. Dr. FARUK EREM B azı ulkelerde uyuşturucu suçlannın faıllenne ölüm cezası venldığı gorulmek- te \e Turk hukumetının gırışımlerde bulunduğu ızlenmektedır Acaba bu gınşımler haklı mıdır9 Turk Ceza Kanunu'nun 403 madde- sının 5 bendınde "teşekkiıl" vucuda ge- tıren uyuşturucu faıllen hakkjnda "ölüm cezası" ongorülmuştü Bu madde değış- tınldı ve maddenın 7 \e 10 bentlen **te- şekkuT halını huınyetı bağjayıcı ceza- nın arttınlmasına çevırdı Oyle>se ya- bancı ulkede ışlenen bazı uyuşturucu suçlan ıçın olum cezası venlmesıne kar- şı hükumetın davranışı haklı ve yasamı- za u>gun duşmektedır Olum cezası »oz konusu olduğunda bu ceza hakkında lehte ale> hte duşunceler- den soz etmemek olanaksızdır Ilenyı goren degerlı sıyaset adamı Ecevıt, Cumhunyet gazetesme verdığı demeçte şunlan sovlemıştı "Turkiye, idam cezasını kaldırmış olsa>dı, Suudi Arabistan'daki idam/ara maruz kaJan va- tandaşlann haklarını daha rahatlıkla sa- vunabilirdi." Bılımdekı gucunu polıtıkada da duyu- rahılen MumtazSoysalıse Mıllıyet'teşu hususlan yermıştı "Suudi Arabistan'da- ki kanı durdurmak ıçin izlenen çizgüıin çoksaglam olması gerekiyor. Rivad'ı eleş- tirirken. Turkne'de hukuk dev lerinin bu- hınduğunu, idam \erilmeden kılın kırk yanklığuıı, bu ceza\a artık seyrek huknıo- İunduğunuvehukumlenn hiçolmazsa 11 yıldır infaz edılmedığını ılen surmek \ et- mez. İdam cezasını kıtaplanndan sılmiş >e yenne gerçek muebbet hapsı kovabil- miş bir Turkiye'nin elı şınıdi çok daha guçlenmış olurdu." O halde valnız uyuşturucu maddeler icin olum ce/asının kaldınlması yeterii değildir. Ölum cezasının Turkiye'de kal- dınlması zamanı gelmiştir. Mahkemelenn "hata" etmelen herza- man mümkündur Kanunda hatanın du- zeltılmesıyolugostenlmıştır Fakatyen- ne getınlen olum cezasının (asılan kim- senın) haksızyere asıldığı anlaşılırsa ha- ta nasıl duzeltılecektır1 Düzeltılmesı ola- ğandışı cezalar kabul edılemez Olum cezasının "zanıriceza'* olduğu. en ağır suçlar ıçın ongorulmesinde zo- runluk olduğu fıkn, olum cezasının ağır suçlan onlevıcılığı savunulmaktadır Bu sadeee 'nazari' bırgoruştur Çunku suç- lu suçu ışlerken asılacağını duşunme- mektedır Cezaevınde ıntıhar edenlenn çogunluğu muebbet ağır hapıs hukumlu- »udur \aşamak olumden daha ağır hale gelmektedır Olüm cezasını "meşnı müdafaa" bıçı- mınde kabul edenler de vardır Onlara gore ağır suç ışleyenlere karşı toplum meşru savunma ıçındedır Bu fîkır dahı \anıltıcıdır Çunku suçlu toplum ıçın bır tehlıke değıldır Orneğın >ırtıcı. yabanıl (vahşı) bır hayvan ıle bırormanda karşılaşırsak onu oldurmeyı düşunebılınz Çunkü tehlıke ıle karşı karşıyayız Oysa aynı ha>van demır parmaklık ıçınde. kafeste ıse onu oldurmek duşunulemez Tutuklu olan olum cezasına hükumlu olan açısından da aynı şekılde duşunmek gerekır Suçlu, ışledığı suç ıle toplum ıçınde yaşamak yeteneğıne sahıp olmadığını ka- nıtlamıştır O halde kendısını toplum dı- şına atmak, muebbet ağır hapse mahkûm etmek, toplumda ınsan gıbı yaşamaktan yoksun etmek veterlıdır Olum cezasın- da "genelonleme" -bızce- bulunmamak- tadır Çunku olum korkusu uzak bır ola- sılıkgıbı gozukur Suçlu yakalanacağını. yakalanırsa, ölum cezasına çarpılacağı- nı düşünemez Sonuç olarak olum cezasının kaldınl- ması, onun >enne olünceye kadar ağır hapıs cezasının venlmesı zamanının gel- dığını söyleyebılınz Bu yapılırken ölum cezası yenne venlecek hurnyetı bağlayı- cı cezanın ınfaz bıçımı ozel şıddet hu- kumlenne bağlanmalıdır şıddetlendıncı hukumler konulabılır Örneğın hucre hapsı suresı uzatılabıhr ARADABIR M. İSKENDER ÖZTURANLI 1083 Delegenin Dikkatine! 9 eylulde bır kurultay daha gerçekleştıreceksınız Çoğu kurultaylarınızı 9 eylullerde yaptığınıza gore Ataturk'un CHP'yı 9 eylulde kurduğunu unutmadı- ğınız anlaşılmaktadır Ne var kı Ataturk'u unutma- mak, yalnız 9 eylullerde kurultay yapmak demek de- ğıldır Onun ılkelennı ve yapmak ıstedıklennı gerçek- leştırmek, duşuncelennı uygulama alanına getırmek- tır Kapatılan partılerın yenıden açılması uzerıne, uç yıl once "Kuruluş Kurultayı"n\z\ 9 Eylul 1992 tanhınde yapmıştınız Coşkularla ve bır bayram sevıncı ıçınde o gun seçtığınız lıderınız, "Gumbur gumbur ıktıdara geleceğız" bıçımınde nutuklar atmıştı Ama 1994 yı- lında gırdığınız seçımlerde yuzde 5'ın altında oy al- dınız SHP ıle bırleştığınız halde, saymakla tukenmez yanlışlıklarınız yuzunden, bugun değıl ıktıdar olmak, seçım yasasının ongorduğu barajı bıle guçlukle aşa- bılecek konumdasınız Hıç kuşkusuz bunun nedenı Ataturkçulerın yurdumuzda çoğunlukta olmaması değıldır Içtenlıkten yoksun davranışlarınız ve yanlış polıtıkalannızdır Bırleşmenıze karşın bır turlu butun- leşememenız sosyal demokratları bır araya getıre- memenızdır Ataturk ateşını gonullere ve toplum kat- larına aktaramamanızdır Bu kez de aynı yanlışları yapacak olursanız, hıçbır yere varamayacağınız gun gıbı ortadadır Boyle dav- ranırsanız, yalnız kendınızı ve Ataturk'un kurduğu partıyı değıl, partılı ve partısız mılyonlarca sosyal de- mokratı husrana uğratmış olursunuz llencı, Ataturkçu veçağdaş duşunceyı, ıktıdara ta- şımak gorevını ustlenmış bulunuyorsunuz Kışılerı değıl duşunceyı ıktıdara ulaştırmak zorundasınız. Mılyonların ozlemı ve beklentısı budur Karızmatık lıderler donemı sona ermıştır Bır Ata- turk daha bulamazsınız Onun ıçın bırlıkte yonetımın erdemını anlamalı ve ona gore davranmalısınız Ara- nızdan bırçok kışı "bınnct adam" olmaya kalkışma- malı ıstedığı yerde değıl, venlecekyerde gorev yap- malıdır Kışısel çıkarlar peşınde koşan ve sıvnlmek ıs- teyenler, saf dışına çıkarılmalıdır Partınız denek taşı değıldır Daha once denenmış- lerı, bır daha denemeye kalkmayınız Partıyı ve Ata- turkçu duşunceyı bırkaç kez karaya oturtanlan de- ğıl, haddını ve kendını bılerek yuceltecek olanları ba- şa geçırınız Içınızde pınl pırıl ınsanların bulunduğu- nu da hıçbır zaman unutmayınız Duşuncelerın uygulama alanına geçınlmesı, her şeyden once bır ıktıdar sorunudur Anayasa yapma ve yasalar çıkarma, sıyasal ıktıdarlann ışıdır Iktıdarı ete geçırmeden Ataturk ılkelennı yaşatma ve yıkılan yapıtlarını yenıden canlandırma olanağınız yoktur Tehhkelı bır noktaya gelen gerıcı akımlara karşı, Ataturk'u yenıden gundeme getımnek gıbı bır sorum- luluk taşımaktasınız Aynca Turkıye'yı gencılere tes- lım etmeye hakkınız da yoktur Boyle bır ozgurluğe sahıp olmadığınızı çok lyı bılmelısınız Tarıhsel bır gerçektır kı CHP ıle Ataturk ozdeşleş- mış ve butunleşmıştır Ataturk deyınce CHP, CHP deyınce de Ataturk akla gelmektedır Bu gerçeğı hıç- bır zaman unutmamalısınız Ve artık aranızda bır Ata- turk olmadığına gore kışılere değıl duşuncelere bağ- lanmalısınız Bu yoldakı başannın Ataturkçulerın, ıle- ncılerın ve devnmcılerın ortak başarısı olacağını goz- den uzak tutmamalısınız Bugunlerde Ataturk'un unutulmaması gereken sozlennden bırı de şudur "Yıllardan ben Turkıye'yı yonetenler, çok şey duşunmuşler, yalnız bırşeyı du- şunmemışlerdır Turkıye'yı Bu düşuncesızlıkyuzun- den Turk ulusunun uğradığı zararlar, ancak bır şe- kılde gıdenlebılır O da artık Turkıye'de Turkıye'den başka bır şey duşunmemek Boyle davranırsak, kur- tuluşa ve mutluluğa ulaşabılınz " Turkıye sızlerden boylesıne bırozven beklemekte- dır Ulkemızde Ataturkçuler ve ılencıler çoğunlukta- dır Ne var kı bu gucu ıktıdara donuşturemıyorsunuz Ataturk ıdeolojısını ve sosyal demokrat kımlığınızı one çıkaramıyorsunuz 9-10 Eylul 1995 gunu bu ozvennın bılıncıne ulaşa- maz, bu doğrultuda kararlar alamazsanız tanhe kar- şı, Ataturk'e karşı ve sızlerden umut bekleyen mılyon- larca sosyal demokrata karşı sorumlu olmaktan kur- tulamazsınız İSTANBUL ÜNİVERSİTESÎ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DEKANLIĞI'NDAN Eskı Teknıker v e Yüksek Teknıkerler ıle 1983 yı- lından once Meslek Yuksek Okulu'ndan mezun olanlann lısans öğrenımlenne devamı ıle ılgılı YOK Başkanhğrnın 8 4 1992tanh\e92 2 9 sayıiı kara- n uyannca Fakultemızın Elektnk Elektronık Mü- hendıslığıBölümu'nebaşvurular21 Eylul 1995 ta- nhıne kadar t U Muhendıslık Fakultesı (Avcılar Kampusu) Ögrencı Bürosu'na yapılacaktır Başvuruda bulunan adaylar dılekçelenne onlı- sans düzeyınde okuduklan derslen ve notlannı gos- teren tasdıklı belgeyı (transknptı)ekleyecektır Aşa- ğıda behrtılen kontenjandan fazla müracaat olma- sı hahnde adaylar 5 Ekım 1995 Perşembe gunu sa- at 16 00"da yapılacak seçme sınavına ahnacaklar- dır Duyurulur Böliim adı: 3. sııuf 4. sınıf Elektnk Elk Muh 1 1 Basın 39584 İnsan sağlığmm bedeli Prof. Dr. KASIM CEMAL GÜVEN H alk sağlığı, hekim - ilaç ureticisi - depocuUeeczaneuçgenının ınsa- fına kalmıştır Buyazımdabuuç- genın durumuna değınece- ğım llaçuretımı, 1960'lara kadar eczanede yapılırdı Hekim bu do- nemde. ılacı ı> ı tanırdı Hastasına vereceğı ılacm gramını cınse, yaşa ve ağırlığa gore ayarlardı Şımdı ilaç, hazır elbıse gıbı oldu 19 yüzyıl or- talannda doğan ilaç sanayıı, ulkemızde 19 yüz- yılın sonuna doğru 1-2 laboratuvar ıle başladı Cumhunyetın ılanını takıp eden yıllarda 30-40 hazır ilaç (mustahzar) vardı, bugün butun ilaç alanını kapladı ilaç eskıden bıtkısel kaynaklı ıdı Bıtkıden, gelen gereklı gereksız ya da etkısı bel- lı olmayan bır suru maddeyı hastaya vermeyen- ne tedavi tek etken yapay (sentetık) maddelere voneldı Bu yapay yenı bır ilaç ıse 5-10 yıl suren bır araştırmanın urunudur Bunun sonunda patentı alınır Turkıye'de 1879'daçıkanlan Ihtıra Beratı Kanunu ıle ilaç patent dışında bırakılmıştı Boy- lece Turk uretıcı bır ılacı patentlı de olsa urete- bılıyordu Bu Turkıye'ye ekonomık açıdan bu- yuk katkı sağlamıştır Bu yasadan 116 yıl sonra dış baskı sonucu 1995'te çıkanlan Patent Vasası ıle ılaçta patent uygulaması eskı ılaçlar ıçın ek su- re tanınarak başlamıştır Patent ıçın lehte, aleyh- te çok şeyler soylenmıştır Şoyle kı I- Yenı bır ilaç keşfi ıçın sarf edılen para, azgelışmış ulkelenn sımndan gen alınır 2- llen ulkelenn mulkıyet haklarını (patentı) zorla- ması "medenileşmişemperyalizm"dır Bugun pa- tentı şıddetlesavunan Amenka, 19 yüzyılda hıç- bır kural tanımadan Avrupalılann patentını bedel- sız kullanmıştır 3-Patent,parazıtkapıtalıstdüşüncedır(I) Bu- na karşı patentı savunanlar cıddı ve ağır bır çaba sonucu ortaya çıkan buluşun hakkının korunma- sı gerekır Hıçbır katkısı olmadan patent dışı kal- mış ulkelerce uretılen hammaddeyı alıp bundan çıkar sağlanması korsanlıktır (2) Turkıye'de patentlı olup patent dışı uretılen ıla- cın oranı yuzde 8 cıvanndadır Patent suresı 10 yıldır Bunun sonunda bu ılaca bır ek takılır ve yenıden patent alınır Eğer bunu bır başka şekıl- de sentez eder ve pıyasaya çıkanrsa ışte o zaman kıyamet kopar Bundan sonra ış rakıbını ortadan kaldırmay a gelır O zaman bu yerlı ılacm biyoya- rarlanımı y oktur denır ve gereksız yere ınsan uze- nndekı deney ortaya çıkar (3) Oysa bu tartışma gereksızdır Çunku bu ilaç vucutta emılmeden bağırsakta parçalanır ve esas madde ortaya çıkar (4) Bu ılacın yerleşım fiya- tı 545 000 TL, yabancmın fıyatı 903 000 TL. bu- nun yıllık cırosu. 1 tnlyon TCdır Bu ılacın ana maddesının fıyatı ıse 180 000 TL'dır Gerçekte hasta 720 000 TL fazladan oder Bu nedenlerden oturu her gun yenı bır antıbıyotık ortaya çıkar Çunku kâr ve surum fazladır Bunun ıçın her ılaçta patent gereklı mıdır tar- tışması yapılabılır Yenı bır kanser ılacı bulunur. buna patent gereklıdır Fakat, bılınen ana gruba bır ek takma ıçın patente gereksmım var mıdır Yazar, patente karşı değıldır Fakat bunun suııs- tımalıne karşıdır Halk sağlığını onemlı derecede etkıleyen fak- torlerden bın de ılacın fiyatıdır Ilacın ımalatçı fi- yatını sınaı malıyet sıstemı ıle tespıt eder Buna butun masraflar (teknık, butun gırdıler, reklam, ılmı. ıdan masraflar) ve aynca yuzde 7-8 banka faızı gırer Yanı halk. banka faızının bedelını de oder Patentlı maddede yabancı fırma hammad- de fıyatını dıledığı şekılde ayarlar Bu nedenden patentlı madde bulunan ılacın fıyatı yerlısının ıkı katı fazladır Yalnız yabancı ve yerlı firmalann ortak görüşü sürumu arttırmaktadır. Bunun yon- temlen mal faziası adında depoya, eczaneye al- dığı ılacın cınsıne gore yuzde 10-40 arasında be- dava ilaç venlır Aşağıda bır deponun Temmuz 1995 sırkulennden alınan seçılmış bazı ılaçlara aıtmal faziası orneklen venlmıştır 100 Panalgı- ne 20 (yuzde 20) 10 Lomotıle 2 (vuzde 10) 20 Katanne 3(yuzde 15) 20 Sıcorten'e 3 (vuzde 15) 10OGetamısıne30(yuzde30), lOOLınco- cın'e 40 (yüzde 40) 20 Bactınm e 3, (yuzde 15), 100 Parof'e 20 (yüzde 20) 100 Becozym Ç ye 20 (yuzde 20)adet mal tazlası verılmektedır Bu mal faziası hemcn hemen butun ılaçlarda vardır Depolar bu mal fazlasını cebınden değıl o da üretici laboratu\ardan alır Yalnız onun yüzde kaçtane alıp yuzde kaçını dağıttığı bellı değıldır Bunun dışında odeme ko^ullanna gore de yuzde ıskontayapılır Yukandayazılı butun hususlann ılacın fıyatına nasıl yansıdığına daır ornek aşa- ğıdadır Sağlık Bakanlığı nın uretıcı fiyatını 200 000 TL olarak tasdık etmış olsun Bunun yansımala- n Ödün tutan Iskonto (yuzde 10) 20 000+mal faziası (yuzde 20 uzennden) 32 000^-4 aylık fa- ız (yuzde 8) 52 000= 104 000 ılacm eerçek fıyat= 200 000-104 000= 96 000 TL Bu ılacın satışında (1 değer uzennden) ıma- latçı 200 000-^depocu kân 18 000^- eczane kâ- n-KDV= 95 375 toplam= 313 375 TL peraken- de fiyatı olur Ovsa bunun gerçek fıyatı 96 000 üzennden+depo ve eczane kân+KDV= 150 000 TLolur Fark 163 375 TL'dır İlaç fıyatlanndakı gerçek dışı durum aşağıda- kı serbest ılacın fıyatı ıle resmı kuruluşjara ven- len ılacın fıyatından anlaşılabılır Pıyasa (1) MSB (2) Rosephım (I) 556 000. (2) 179 000, Ampıcı- hn (1) 263 000 (2) 61 950, Gastrosedm (1) 205 000(2)55 000(SSK),Lınosın(l)61 800(2) 21 600 SSK. ıse (Lınoaen adı ıle) Aprol (I) 325 000 SSK 159 000 (Randol adı ıle) venlmek- tedır Şımdı bu fıyatlardan hangısı doğrudur Adama sormazlar mı yönetıcınız nerede 0 İlaç firmalan reklam ıçın buyuk masrafyapar- Iar Öğretım üyelennı, aılelenyle dış kongrelere bütun masraflannı odeyerek gondenrler Turkı- ye'dekı kongrelerde mılyarlarca reklam ıçın yar- dımda bulunurlar Butun bunlar halkın sırtından çıkar Bu arada ıkı anıyadeğıneceğım BırBatı- lı ilaç firması yetkılısı bana "Safişiçinbizbirtıl- kenin nufusuna bakarız vani kelle hesabı yapa- nz", bir yabancı firm a. Turkhe'dekıtemsilcisine; ilacı ithal et, sat. sarma ne yaparsan yap, gerekir- se Sarayburnundan denıze dök bevanı yabancı firmalann kontıya bakışını gostermesi açısından ilginçtir. Turkıye'de ilaç tuketımı 45 tnlyon lıra cıvann- dadır Bunun yuzde 60-70"ını devlet (memur. emeklı) SSK ve yuzde 30-40'ını halk oder Yanı, devlet bu uretıcılen destekler şaşılacak durum SKK yasal hakkına karşın ilaç uretımı laboratu- vannı gelıştınp bunun onune geçmez Eczane ve ecza depolanna gelınce. bunlar ure- tıcı ıle halk arasında paralı koprulerdır Sahıpsız- dırler, sorumsuzdurlar, denetımsızdırler Tek ış- len yenı fıyat etıketı yapıştırmadır Hastane ve hekıme gelınce Hekim emeğının edennı alamamaktadır Hastanelerbakımsız, pıs- tır Hasta ıse bakımsızlıktan penşandır Yalnız herkesın köşeyı donme duşuncesı olduğu bır ul- kede. hekımden fedakârlık beklemek abes olur Sağlık sorununun hallı ıçın yapılması gereken- ler 1- Sağlık Bakanlığı'nın ilaç ışlennı yönetıcı, bılımsel ve teknık kadro oluşturması, cıddı de- netımeyonelmesı, 2- Eczanelenn yenıden duzenlenmesı ve so- rumlusunun ışın başında bulunmastnın sağlan- ması 3- Hekımın hastanede tam zaman çalışmasının sağlanması yeterlı uzman hekim yetıştınlmesı ıçın serbest bırakılması fakat sınav ının genel ya- pılması, hekıme hasta muayenesıne gore ek uc- ret venlmesı (doner sermaye sağlık sigortası), 4- Halkın sağlığının garantı altına ahnması ıçın ıvedı önlem alınmasıdır Yıllardır surup gıden bu bozuk oyunda bır tıp kuruluşunun ya da mensubunun bunu açıklama- ması vurdumduymazlığı. olaya seyırcı kalması ıle Sağlık Bakanlığı 'nın bunlan denetleyememe- sı acıdır Sonuç Turkıye Çumhunyetı çok zor koşullar- da olumden kurtanlarak meydana geldı O do- nemde fedakâr. yaratıcı bır kadro ve Buyuk Mıl- let MecliM vardır O donemın ıdarecılennden (Sağlık Bakanı) Dr RefikSaydam başbakanlıâı dönemmde (1939-1942) TBMM'de'•Devletida- resi A'dan Z'ye kadar bozuktur" sozu bugun ıçın de geçerlıdır Laf ureterek bır yere vanlamaz Türk sıyasılennın bır an once sorunlara çozum getırmesı gereklıdır 1 M Davıs Scnp Magazm, Dec 1994 2 H Schvvartz Ibıd. Feb 20 1994 3 K C Güven Cumhunyet. 25 Temmuz 1995 4 K Ç Guven, D Temız Pharmazıe, 46 295 (1994) Türkiye'deki gettolar A menka'nın t^L keşfınden M ^ bugune / \ kadar I ^k Amenka'da JL. Jk*. "zencive KızılderiH avnmcüığı"' olarak 14 yûzyıldan sonra \vrupada "\ahudi, Çingene ve azınlıklar a> nmcılığı" ^eklınde ortaya çıkan "getto" tenmı azınlık ve toplumdan dı^lanan öbür gruplann ıkamete zorlandıklan ya da yaşadıklan bölgeler olarak kullanılmaktadır Yaşadıklan toplum tarafından kabul edılmeyen, ıkıncı, hatta üçüncü sınıf ınsan muamelesıne tabı tutulan bu gruplar bellı bölgelerde sağlıksız, sosyal statûden uzak, ırkçı polıtıkalar ıçensınde sosyaJ kummlar tarafindan ıhtıyaçlan gozardı edılen. ekonomık sosyal ve sıyasal baskılar ıçensınde yaşamaya mecbur edılmektedır Tanhte Prag'ın, Judenstadt'ı ve Frankfurt am Maın'ın gettolan oldukça ünludür Zorunlu ıkametgâh da dıyebıleceğımız gettolar her turlu salgın hastalıklann yayılması açısından da ıdeal bırortamı temsıl etmektedır Bırçok dünya ulkesınde olduğu gıbı ulkemızde de gettolaşma dıkkatı çekmektedır Llkemızde başta Çıngeneler olmak üzere kımı goçmenler. sovdaşlar gettolara ıtılmektedır Özellıkle de Çıngeneler potansıyel suçlu olarak görulerek toplumdan dışlanmakta ve zaman zaman baskıya maruz bırakılmaktadır Bırtakım egemen güçler tarafından "suçun bimseüiğı'' ılkesı çığnenmekte olup, bu ınsanlar topluma "•potansijel suçlu" gıbı lanse edılmektedır Genelde hırsızlık olaylannm faıllen olarak zan altında tutulan fuhuş hadıselennın daımı mudavımlen gıbı görûlen. toplum tarafından bütün Çingene kadınlanna kötu gozle bakılmaktadır Oysa kı bu tamamen yanlış bır bakış açısıdır Hang] ırk ve sınıftan olursa olsun ınsanlar arasında fuhuş, hırsızlık, gasp ırzageçme cınayet gıbı fııllen ve suçlan ışleyen ınsanlar vardır Hınt asıllı göçebe bır topluluk olan Çıngeneler 8 yüzyılda Lzakdoğu'dan once Akdenız'e daha sonra da Doğu Avrupa ûlkelenne goç ettıklen sanılmaktadır Bu ınsanların tarıhı gelışımlen bu ıken bu ınsanlan toplumlann dışlaması vanlış bır zıhnıyetın urunudur Değışık ulkelerde dağınık bır şekılde yaşayan bu ınsanlan toplum dışı goren zıhnıyetlenn Hınt yanmadasında yaşav an ınsanlan da dunyadan ve dünya hantasından tecrıt ehne< ;ı gerekır Insan haklannı bu derece basite ındırâeyen bazı ınsanlann haklannın da olmaması gerektığı tezıy le hareket eden rejımler toplumlarve fertler ha^tafıklı bır vapıva sahıptır Bu tür toplumlann devlet yapılan ırkçı bır yaklaşım üzenne kuruludur Nıtekım 2 Dunya Savaşı sırasında Avrupa Çıngenelennın (Romanıchel) yuzde 80"ı Nazıler tarafindan katledılmıştır Bu topluluk guçlu bır lobıye sahıp olamadıgı ıçın sadeee Yahudılenn katiedılmesı gundemı ışgal etmıştır Çmgenelenn katiedılmesı ıse bugune kadar dunya kamuovunda konuşulmamıştır bıle Bugün Turkıye'de bılınen en ıneşhur Çingene gettolan Istanbul'da Sulukule ve Hacıhüsrev semtlennde yerleşmış Çingene yerle^me merkezlerıdır Bu tur gettolar hemen hemen her ıl ve ılçede mevcuttur Bu ınsanlar Türkiye'deki dığer azınlık gruplanndan daha fazla aşağılanan ınsanlardır Çmgenelenn bu derece aşağılanmasında basının da buyuk rolu vardır Çünku medva hep onların suç ışleyen fertlennı kamuoyuna lanse etmıştır Hıçbu" zaman onlann ıyı ve güzel çalışmalannın goruntülennı yakalamayı amaçlamamıştır Onlann uretıcı yanlannı gonnezlıkten gelmış, ekonomıye kazandırdıklannı gözardı etmış çalgıcılık yanlarını daha ağırlıkta ışlemeye gayret etmıştır Oysa kı en basıt onıeğıyle çöpe atılan naylon, kağıt demır bakır \ s turundekı mamullenn yenıden ekonomıye kazandırılması açısından ülke çapında toparlayıcılann buyük bolumu Çıngeneler olup bu tur atıklann ekonomıye kazandınlması Hanlar değerlendirilmiyor mınonu bolgesındekı tanhı hanlar ıçınde bu vapılann değennden habersız oturan kışıler tarafından son derece hor kullanılmaktadır Çoğu toptancı olan Mahmutpaşa esnafı, bılınçlı va da bılınçsız duvarlan yıkmakta bu guzel yapılara zarar vermektedır lİçe olarak Emınonu nun gunduz \e gece arasmdakı buvuk farkın onemlı bır kısmı, Mahmutpaşa'da tanhı hanlardakı alışvenş verlen nedenıyle oluşmaktadır Oysa buyuk tunzm potansıyelı bulunan bu vapılann tanhı kımlıği bozulmadan restore edılerek otele çevrılmesı, özellıkle dış turızme kazandırılması yonunden bıze buyuk maddı gelır getırecektır Otel vapılan tanhsel hanlar hem turıstler ıçın çekıcı olacak hem turıstık eşya satılan bır Mahmutpaşa yokuşu hemen arkasmdakı Kapalıçarşı yla alışverış ıçın ıdeal yer haiıne gelecektır Oy^a bugun bakımsız hanlar vıgınının oluşturduğu bolgevı. toptantı mı perakendecı mı olduğu bılınmeven hanlarm lanhı kımlıgını anlamaktan da korumaktan da maalesef çok uzak bır ınsan topluluğu kullanmaktadır Bu bolge Istanbul un merkezıdır Bızans tan Osmanlı ya çok onem verıien verierdır Tanhı kımlığının gıttıkçe vok olduğuna şahıt olduğumuz Istanbul'un Mahmutpaşa ve çevresı turıstık otel olarak ışletılecek hanlar ve etrafındakı alışvenş merkezıyle emınız kı bır değerlendınlmesı gereken bır çalışmadır Devlet son vıllarda Bulganstan'dan goç edenler ıçın yerleşım merkezlerı oluşturmuş olup o ınsanlan (muhacırlen) bellı merkezlerde toplamıştır Gettolaşma olayı artık dev let elıvlegerçekleştınlır şekle donuşmuştur Turkıye de yaşanan yoğun ve kaygı vencı ışsızlık nedenıyle toplum tarafından Bulgarıstan'dan zorunlu göç edenlere zaman zaman da tepkı gostenlmektedır Toplumun bütun kesımlen olmasa bıle bazı çevrelerce bu ınsanlara tepkı oluşmaktadır Çıngeneler (Romanıchel), muhacır gettolannın yanı sıra ülkenın çeşıtlı ıl ve ılçeiennde Kürt ve yörük gettolar oluşmuştur Bu mahallelennın adlan bıle yerleşım merkezlennde Çıngeneler mahallesı, \ orukJer mahallesı, Kurtler mahallesı. goçmenler (muhacırler) mahallesı olarak halk tarafından soylenmektedır SerdarÇefik Tavşanh savaş alanını andıran goruntusunden kurtulacaktır Bunun ıçın ılk etapta Ikıtellı de yapımı suren sanay ı sıtesı suratle bıtırılmelı ve Mahmutpaşa esnafının buraya hızla taşmması sağlanmalıdır Murat Özvikünm İU Oğrencı Kultur Merkezı Arkeolojı Kulubu Başkanı PENCERE Bir Adam Neler Yapmaz?.. Kıyıda çam, okalıptus, palmıye ağaçlan denızde kuçuk soğuk su kaynakları, yerel adlanyla azmaklar Mayolu entanlı, tangalı, turbanlı, yeldırmelı, ya- bancı, yerlı Ingılız, Alman, Fransız, Turk, Kurt, yuze- nı oynayanı, bağıranı, çığıranı sorf yapanı, kurek çekenı esmerı, sarışını, karası, kurusu şışkosu var- dakostası gençlısı, yaşiısı, kımse kımseye bakm/yor, sapsarı Alman turıst, uç adım otesınde entansıyle de- nıze gıren başortuluye alışkın Sağımdakı gençler grubundan bırdelıkanlı kopup geldı bıraz çekınerek - Affedersınız, sız llhan Selçuk musunuz"? -Evet - Hay Allah, kırk yıl duşunsem, sızı burada gore- ceğım aklıma gelmezdı - Fena mı denızde tanıştık1 . Korfezın bıtımındeyız 1_ Gokova'dayız Akyaka'dayız Muğla'dan Marmarıs'e yol alırken Sakar Tepe- sı'ne geldığınız zaman, yukardan denız gorunur Hangı yıldı, unuttum, Aziz Nesin, Melih Cevdet, ben, bır arabada Sakar'a yaklaşıyoruz, Nesın, ılk kez Gokova'ya gelıyor, Melıh Cevdet uyardı - Azız bıraz sonra denızı goreceksın, aaaa dıye ba- ğıracaksın, şımdıye dek'boyle şey gormedın1 . Azız Nesın denızı gormeden bağırdı - Aaaaaa 1 Yukardan korfezın goruntusu çarpıcıdır yurek oy- natır Sakar kayadan duvar gıbı kıyıya ıner, bu du- vaıia denız arasına sıkışmış bır koy vardır Akyaka1 Nail Çakırhan (unlu Naıl V) 197O'lı yılların başın- da, koyde bır ev yaparak Akyaka'ya yerleştı zaten aılesı Muğla'dandı evını yerel torenın koşullanna uya- rak duzenledı başını dınlemek ıstıyordu, eşı Profe- sor Halet Çambel ıle bırlıkte yazlarını bıldıklerı çev- rede geçınyorlardı, koyde ne elektrık vardı ne de ev- lerdeakarsu Tunzm canavan emeklıyordu Naıl Ça- kırhan Muğla'dan Istanbul'a oradan Rusya'ya uza- nan bır yaşam seruvenınde şaırlıkten hapıshanecı- lığe dek solculuğunu ınsanlığa donuk ozlemlerie do- kuduktan sonra, yapı uretmek gıbı somut bır sanat- ta karar kılmıştı Akyaka koyunde yaptığı ılk ev, 'Ağa Han Ödulu'nu kazanmıştır, ama ışın bu yanı onemlı değıl onemlı olan ne? Turızm canavan her yanı betonlaştınrken Akya- ka'yı Naıl Çakırhan kurtardı Dunyanın en guzel korfezının bıtımındekı çam or- manı ıçınde yuvalanan koy buyudu belde oldu, ama, yenı yapılan evler de yorenın toresel sanatına uyum- lu beyaz badanalı, ahşap oymalı, sade guzellıklerı yansıtan alçakgonullu boyutlarla bırbınne omuz ver- mektedır Bu yeryuzu cennetının kurucusu 1930'lu yılların solcu şaırı Naıl V'dır Bır adam neler yapmaz''. Ya da neler yapabılır? • 1970'lerde elektrıkten ve akarsudan nasıpsız Ak- yaka şımdı turıstık belde gorgusuzzengınlıkten na- sıpsız kalarak estetık guzellıklerden payını alıyor, de- nız kıyısında ingılızın ya da Almanın şortuyla Muğla- lı hanımın entarısı bırbınne yakışıyor, Korfez'ın tam bıtımınde Hamdi Bey'ın Yucelen Otel'ı de Naıl Ça- kırhan'ın yapıtıdır, doğayla barışık yapıların arasın- dan ve ağaçların dıbınden azmaklar akar, suda or- dekleryuzer ortalıktakopeklerkedılerdolanır, havuz- daalabalıklaroynaşır, ınsan sıcaklığınınıklımındeya- şanır Tatılımı orada geçırdım yenı bır şey değıl bu 1973'ten bu yana Akyaka'dayım Yaşamda her şey parayla değıl.. Inanın bana değıl 1 Naıl Çakırhan olmasaydı, Gökova'nın bu gûzel bel- desı betonlaşacak, çırkınleşıp elden gıdecektı . Bır adam neler yapmaz 1 İLAN T.C. FETHİYE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESt'NDEN DosyaNo 1995 156 Davacı Fethıve ılçesı, Karaagaç kövü Cılt No 054 01, SayfaNo 36 Kütuk Sıra No 34 te nüfusakavıtlı Fethı- ye-Günlukba>ı Golyen Çerşı Deresı mevkıınde orurur Osrnanoğlu 1958 D "lu Nazmı Gırgın ıle davalı aynı ha- nede nufusa kayıtb Ibrahım kızı 1965 D lu Fatma Gırgın (Tutar) aralanndakı boşanma davasınm açık duruşmasın- dakı ara kran gereğınce Davalı Fatma Gırgın'e (Tutar'a) gostenlen adreste da- va dılekçesı teblığ edılemedığı gıbı yaptınlan araştırma- da da adresı tespıt edılemedığınden 27 3 1995 gunlü da- va dılekçesının ılanen teblığıne karar venlmı^tır Davalı Fatma Gırgın (Tutar) duruşmanın talık edıldığı 14 9 1995 gunu saat 10 00'da Fethıye 1 'ıncı Aslıye Hu- kuk Mahkemesı nın 1995 156 sayıiı davadosvasında da- valı sıfatı ıle dınlenmek uzere hazır bulunmanız ış bu ıla- nımızın teblığıne ıstınaden behrtılen gunde mahkemeye gelmedığınızveva kendınızı bır vekılle temsıl ettırmedı- ğınız takdırde yokluğunuzda vargılamaya devam edıhp karar verılebılecegı hususu ıle ış bu ılanımtz dava dılek- çesı teblığ yenne geçerlı olmak uzere ılanen teblığ olu- nur (HUMK nun 213 ^ Mad ) Basın 40054 KADIKÖY 4'ÜNCÜ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN DosyaNo 1993 8967 Aiacaklı TÇ Zıraat Bankası Erenkoy Şubesı Borçlu Şarev Savaş Yumurtacı Abdıbev Caddesı Çı- han Sokak 7 2 Fıkırtepe - KAD1KOY Alacakmıktan 4006210TL (llaveedılecekfaızler) ^lacakiı tarafından yukanda yazılı alacagının tahsılı ıçın hakkınızda yapılan ıcra takıbınde, yukanda yazılı ad- resınıze gondenlen ornek 49 no lu odeme emnnın bıla teblığ ıa<te edıimış olması ve zabıtaca yaptınlan tetkıkat ve tahkıkatta da adresınızın tespıtı mumkun olmadığuı- dan kanunı surelere 10 gun ılavesı ıle odeme emnnın ıla- nen teblığıne karar venlmıştır Borcunuzu ışbu ılanın gazetede neşn tanhınden ıtıba- ren 17 gun ıçınde odemenız borcun tamamına veya bır kısmına veya alacaklının takıbat ıcrası hakkında bır ıtı- razınız varsa, senet altındakı ımza stze aıt değılse y ıne bu 17 gün ıçınde aynca ve açıkça bıldırmenız, aksi halde ıc- ra takıbınde bu senedın sızden sadırolmuş say ılacağı. ım- zayı reddettığmız takdırde mercı onunde yapılacak du- ruşmada hazır bulunmadıgınız takdırde ıtırazınızın kal- dırılacağı senet \eya borca ıtırazınızı yazılı \eya sozlu olarak ıcra daıresıne 17 gun ıçınde bıldırmedığınız tak- dırde aynı muddet ıçınde 74 madde gereğınce mal beya- nında bulunmanız, aksı halde hapısle tazyık olunacağı- nız hıç mal beyanında bulunmaz v eya hakıkate aykın be- yanda bulunursanız hapısle cezalandırılacağınız, borcu odemez veya ıtırazetmezsenız cebn ıcraya devam edıle- cegı hususu ılan olunur 15 6 1995 Ba^ın 39923
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear