29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Imtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yav ın Yönetmenı O r h a n E r i n ç # Dış Haberler Ergun Balcı • Utıhbarat Valçın Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çakır • Ekonomı Bülent Kızanlık • Kültur Ç e t i n k a y a # Yazıı$lerı Müdürlerı HandanŞenköken #Spor Abdülkadir Yûcelman fbrahim V'lldız .Dinç Tavanç (Sorumlu) • Makaleler Suni Karaörcn # Çevın SeUettin 0 Haber Merkezi Müdüru. Hakan Kara Torhan • Duzeltme: Abdullah \azıcı# Bılgı-fcki- # Görsel Yonetmen Fikret Eser ge- Edibe Buğra • Fotoğrar' Erdoğan Köseoğlu YaşınKunılıı İlhanSelçukıBa^kdn). Orhan Erinç. Okla> KurTböke. Özgen Acar, Hikmet Çetinkava. Şükran Soner. Ergun Balcı. Dinç Tayanf, Ibrahinı V ıldız, Orhan Bursalı. Mustafa Balba>. •\nkara TemMİcısı. Mustafa Balbay • Haber Mûdiırü: Müessese Müdunı ErolErkut#Ko- MEDVA C: • Yönetım MEDYA G: • Doğan Akın Ataturk Buhan \ o 125. Kat:4. Bakanlıklar- ordınatör Ahmet Korulsan • Kunılu Başkanı-Genel Yı'netım Kunılu AııkanıTe] 4I95O2O<"7 haî). Faks.4195027#lzmırTem- Muhasebe Bülent Yener • Idare Müdür Gülbin Erduran Başkanı - Genel Mİcısi.SerdarKızık,H.ZıyaBlv 1352 S 2 3Tel 4411220. Hûs«yin Gürer • Işietme Önder • Koordınator Reha Mıidür İ slüa Ak- Faks.4419117»AdanaTemsı!cısı.ÇetinYi|enoğlu,Inonü Çelik#Bılgı-lşlemNaUİııal#Bıl- Işıtman • Genel Mudur men • Murahhas Cd 119S.No 1 Ka! l.Tel 3?22550. Fakj> 352257 0 °ısa>ar Sıstem Mfirii>et Çöer rardımcısı Vline Udağ uye BoraCönenç Vavımlayan \e Basan: Venı Gun Haber \ian5i. Basın \e \a>mcılık \ S TürkocaŞı Cad 39 41 Cagaloelu 3-S334 lslPK 246 hîanbul fei {0 212ı 512 05 05 (20 hai) Faks IO 212ı 513 s5 5EYLÜLI995 İmsak: 4.58 Güneş: 6 27 Öğle: 13.10 Ikindi 16.46 Akşam 19.42 Yatsı. 21.02 M E D V A C T e l 514 (P 53 - 513 95 80 - 513 8460-61. Faks 511S466 Çarettayı tüfeKle öldüpdüler BOZYAZI(AA)-İçel'in Bozyazı ılçesine bağlı Gözsüzce köyünde, tüfekle öldürülmüş bir caretta- caretta kaplumbağa ' bulundu. Bozyazı Doğal Hayatı Koruma Derneğı Başkanı Mustafa Kayhan, caretta-carettalann öldürülmesine tepki göstererek "Bu konuda herkes eğıtilmeli" dedı. Bır tûr olaylara üzüldükJerini. ancak ellerinden bir şey gelmediğini ifade eden Kayhan, nesli tükenen bu hayvanlann korunması için herkesin eğitilmesi gerektiğini söyledi. Ağaçlandıpmaya 'devler ilgisiz • DıYARBAKIR (Cumhuriyet) - Millı Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Yasası kapsamında Diyarbakır'da dün gerçekleştirilen toplantıya. Çevre Bakanhğı ve DSl temsilci göndermedi. Toplantıya davet edilen çok sayıda kamu kurum ve kuruluş temsilcisinden yalnızca 15'ınin katılması Vali Yardımcısı Saadettin Kalkan'ın da tepkisine neden oldu. Vali Yardımcısı "Önemli bir toplantı olmasına rağmen az sayıda insan görüyorum. Olaym direkt sorumlululan olan DSİ ve Çevre Müdürlüğii temsılcılerinın bulunmayışını da garipsedim'" dedi. Sarmısak Festivali • KASTAMONU (Cumhuriyet) - 9. Uluslararası Taşköprü Kültür ve Sarmısak Festivali. çeşitli etkinliklerle kutlandı. 31 ağustos- 3 eylül tarihlen arasında gerçekleştirilen etkinlıkler kapsamında 'En Kalıteli Sarmısak" yanşması, yüze yakın sarmısak üreticisinın katılımı ıle yapıldı. Jüri üyeleri, Çaycafer Köyü'nden Hüseyin Babayiğit'i birinci, Bük Köyü'nden Hamdi Şen'ı ikinci. Alama Şişli Köyü'nden Satılmış Koç'u da üçüncü olarak seçti. Piknikte 'ateşe' son • lZMİR(AA)-64. Izmir Enternasyonal Fuan'nda ilk kez tanıtımı yapılan Zibro Gril'in, vatandaşlara orman yangınına neden oimadan piknik yapma keyfini yaşatacağı bildirildi. Zibro Gril'in üreticileri pratik kullanım imkânı sağlayan grilin. evde, balkonda. bahçede, piknikte kısaca istenilen yer ve zamanda ateş yakmadan kulianılabileceğini söyledi. Piknik rüpü ve çakmakla \e aynı zamanda tamirat işlerinde de kullanılan grilin tanıtım fiyatı 3.5 milyon lira. 2.5 kilo ağırlığında. 24 cm yükseklik ve 36 cm çapındaki gril. çanta içinde kolaylıkla taşınabiliyor. 150 gr cakmak gazı ile 15 kılo et pişirilebiliyor. Yöresel yemekler 'iş kapısı' • tZMİR (AA) - Lezzeti ve besin değeri açısından yurtdışında da aranılan Türk mutfağı. bu kez bilinmeyen yöresel yemeklen ıhraç etmeye hazırlanıyor. Anadolu'nun yöresel yemeklerinden yararlanılarak dargelirli kadınlara iş olanağı yaratacak bir proje, uluslararası kuruluşlardan da destek gördü. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı tarafından hazırlanan "Yöresel Yemeklen Değerlendirme Projesi". Birleşmiş Milletler Kadırun Kalkınmaya Katılımı Fonu ile Devlet Bakanlığı Kadının Statüsü ve Sorunlan Genel Müdür!üğü'nce fınanse edilecek. Van Gölü'nde kefal var • TATYAN (AA) - Refah Partisi Bitlis Millervekili Zeki Ergezen'in. "Van Gölü'nde canavar gördüğüne" ilişkin açıklamalanna tepki gösteren Bitlis'in Ahlat ilçesi eski Belediye Başkanı Halis Gökbulak, "Bu iddia tamamen asılsızdır. Gölde kefal balığından başka bir şey yok" dedi. Kentin nazım planı olmayınca, meydan bilim dışı önerilere kalıyor: 6 böl ve yönet' pLaruOKTAY EKtNCt Istanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel se- çimler sonrasındaki ilk basın toplan- tılanndan birinde. Sözen döneminde belediye meclisinde onaylanarak iti- razlar için bir ay süreyle askıya çıkar- tılan Istanbul Nazım Planı'nı eleştir- miş vebelli çıkarçevrelennin rantpla- nı olduğunu ileri sürerek uygulamaya koymayacağını söylemişti. Yine Er- doğan "ın aynı günlerdeki açıklamala- nna göre rantı değil, Istanbul'u düşü- nen yeni bir nazım plan, en geç 9 ay içerisınde tamamlanıp yürürlüğe gire- cekti. (Cumhuriyet/ 15 Mayıs 1994) Aradan geçen yaklaşık 17 aya rağ- men başkanın sözünü ettiği yenı plan hâlâ yürürlüğe giremediği gibi. Istan- bul'daki bu plansızlığın yarattığı başı- boş ortam içersinde kenti sözüm ona kurtarmak yine bilim dışı önerilerin gündeme getirilmesi de daha bir kolay oluyor. Orneğin DYP Istanbul Millervekili Bahattin YüceTin ortaya attığı ve Baş- bakan Tansu Çiller'in de her nedense dört elle sanldığı "tstanbul'u 3'e bö- terekyönetme" projesi, bu dünya ken- tinın sistemli olarak nazım plansız bı- rakılmasından kaynaklanan karanlık ve yağmaya açık kaos ortamından güç alıyor. Ote yandan aslında Büyükşehir Be- lediyesi'nin ilgili uzman birimlerinde çoktan tamamlanan yeni nazım plan ise temelde yine belli çıkar çevreleri- nin rant beklentilerine yanıt vermedi- ği için olsa gerek. Recep Tayyip Erdo- ğan tarafından uygun buîunmuyor. Dolayısıyladameclisinonayınasunu- lamıyor. Planstzlığın yarattığı boşluk Belkı de çoğu kimse, 22 Ağustos 1995 gecesi HBB televızyonundaki Günlerin Getirdiği adlı programa dek. İstabul'u üçe bölme planının henüz tartışılan bir öneri olduğunu bilmıyor- du. Projenin sahibi ofduğunu söyle- yen Bahattin Yücel de aynı program- da bunun henüz kesinleşmediğini be- lirtirken. yeni kurulan Istanbul 2001 Kurulu'nun da çalısmalan sırasında gerek görürse üniversitelerden ve mes- lek kuruluşlanndan görüş alabileceği- ni belirtiyordu. Ne var ki bu zorunlu açıklamaya rağmen bir ülkenin başbakanı ile baş- bakan yardımcısının. henüz kesinleş- meyen ve hatta bilim ve uzmanlık çev- • Istanbul Milletvekili Bahattin Yücel*in önerdiği ve Başbakanlığın da sahiplenerek kamuoyuna ilan ettiği "İstanbul'un üçe bölünmesi" planı, kenti yine nazım plansız bırakan politikalann yarattığı kaos ve yağma ortamından yararlanılarak gündeme getiriliyor. relerinden görüş bile alınmayan sıra- dan bir öneriyi tutup harita üzerine iş- leyip İstanbul'u3'ebölen birplanpaf- tasının önünde sanki hükümet kara- nymış gibi basın toplantısı yapmala- nnın yine bilime ve hukuk devleti an- layışına ne kadar uygun düşrüğü soru- su ise yanıtsız kalmıştı. Tartışılan bir öneriyi TV ekranlann- dan ve basındaki fotoğraflardan mil- yonlarca insana "tşte İstanbul'un kur- fuluş planı" dercesine gösteren başba- kan ve yardımcısı. çok yakın bir za- manda bu öneri duyarlı bilim çevrele- rince de sehırcilik acısından geçersiz bir düş olarak ilan edildiğinde, acaba onlan yine Bahattin Yücel mi kurta- racaktı?.. Kuşkusuz kentsel yagmanın böyle- sine doruğa ulaştığı bir Istanbul'da, yi- ne böylesıne zengin düşgücü ile orta- ya atılan reçetelerin genelde ilgiyle İcarşılanmasının temel nedenini, yine plansızlığın yarattığı bulanıklık ıçen- sindekı kavram kargaşası ve bilinçsiz ortam oluşturuyor. Kenti kurtarmak isteyenler, nazım planın neden hâlâ geciktirildiği konu- sunda beledıyeden hesap sormalan ge- rekirken. şehir denen tarihsel ve sos- yal bütünlüğü parçalayarak yine plan- sızlığın sürmesini öngören böl ve yö- net kuralını gündeme getiriyorlar. Nazım plan neden gecikhor? Evet, Istanbul'uasıl kurtaracak olan ve her uygar kentin yine uygarca ya- şayabılmesi. gelışebilmesı. korunabil- mesı için olmazsa olmaz koşul olan nazım plan, neden geciktiriliyor? Bu sorunun yanıtı, yine son zaman- larda basına da yansıyan kimi imartar- tışmalannda açığa çıkıyor. Örneğın nazım plan ilkelerinde, haklı olarak tstanbul'un kuzeyindeki geriye kalan ormanlık alanlann arîık kesinlıkle kcrunması gerektiği savu- nuluyor Oysa Sanyer Belediye Mec- lisi'nin tavsiye karan aldığı ve Recep Tayyip Erdoğan'ın da sıcak baktıgı an- laşıfan Rumelikavağı-Garipçe sırtla- nndaki sık çamlarla kaplı ormanlık alanda kurulmak istenen Koç Üniver- sitesi kampusu, bu ilkeyle taban taba- na çelişiyor. Bu nedenle de planda çö- züm bulunana kadar, nazım plan çalış- ması sonuçlanamıyor. Benzer şekilde yine Recep Tayyip Erdoğan \e ekibinin ısrarla yapacak- lannı söylediklen Şışli'dekieski lETT garajı arazisine dikilecek dev iş mer- kezi de İstanbul'un nazım plan hedef- lerine ters bir karar. Öte yandan Şişli Belediye Ba§kanı Gülav Atığ'ın da vnrtdışında çevreci proje olarak tanımladığı ve "Şişli- 2020" adını verdiği, bölgeyi Ne\v Y- ork'un Manhattan görüntüsüne sok- maya aday gökdelenler dizisi planı da aynı nedenlerle nazım plana ters bir ta- san. Bütiin bu gibi çok özel rant beklen- tilerinin dışında Büyükşehir yönetımi- ni nazım plan acısından sıkıntıya so- kan bir başka gelişme de ISKl'nin su havzalan için hazırladığı son yönet- melik taslağmdaki yeni ve yoğun imar haklan. Yine nazım plan ilkelerinde havzaların mutlaka korunmalan ge- rektiği savunulurken. ISKt'nin yönet- melik taslağmda buna aykın kuralla- nn yeralması, planın onay sürecini ge- ciktiren önemli dayatmalar arasında. Hele yine son günlerde açığa çıkan ve Topkapfdaki eski otogaralanına is- tanbul'un fethini canlandıracak birdü- zenlemeyi öngören projeye ise bu tür alanlan sivasi beklentiler yerine top- luma kazandırmayı benimseyen nazım plan ilkelennde hiç yer yok. Buna kar- şın siyası hedefi plan hedeflerinden önde gören anlayış da elbette ki çağ- daş şehircilığin kurallanna pek sıcak bakmıyor. Görülüyor ki ne bu yönetim Istan- bul'u plansızlıktan (yani yağmadan) kurtarabilecek. ne de merkezi hükü- met şu son önerileriyle bu bilim ve hu- kuk dışı süreci durdurabilecek. Ya da en azından şu yılan hikâyesine dönen 1 '50 bin ölçekli Istanbul Metropoliten Alan Nazım Planı, sehırcilik ilkeleri- ne uygun ve gerçekten kamu yarannı gözetir biçimde yürürlüğe girinceye kadar. durum bunu gösteriyor. Elbette yine de bu planı hiç ödün- süz uygulayabilecek bilime ve kente saygılı. demokratik bir çağdaş yöne- timin de Istanbul'a kazandınlması koşuluyla... 700 yaşındaki çınara prötez OZCAN OZGUR MUĞLA - Muğla'da 700 yaşındaki çınarağacı- nı yaptığı müdahale ile yok olmaktan kurtaran Prof. Dr. Jlçin Asianboğa. mimari yapılarda olduğu gibi anıt ağaçlann koru- maya alınmalannın onlan kurtarmadığınt sövledı. Asianboğa. "Bu 700 yılük çınar gibi yüzlerce ağaç müdahale beb'yor. Müda- hale edilmeyen ağaçlar. tescillenst de yok olup gidi- yor" dedi. Muğla'nın Bozüyük ka- sabasında 700 y ıldır yaşa- yan ulu çınar ağacı önce ortasından yanldı, ardın- dan buna rağmen gelişme- sini sürdüren dallarını gövdesi taşıyamaz hale geldi. Çınann devrilip yok ol- masına gönülleri razı ol- mayan Bozüyüklüler, Ege Üniversitesi Peyzaj Mi- marlığı Bölümü'ne baş- vurdular. Başvoıru sonucu Bozü- yük'e gelen Peyzaj Mi- marlığı öğretim üyelerin- den orman mühendisi Prof Dr. İlçin Asianboğa ve ekibi ulu çınara müda- halede bulunarak "protez- ledfler". Bu protez işlemı- nin Avrupa'da özellikle Fransa. Almanya ve Ingil- tere'de uygulanmakta ol- duğunu ve Türkiye'de ilk kez Bozüyük'te uygulan- dığını belirten Prof. Dr. II- çın Asianboğa. yaptıklan işlemi şöyleanlattı: "Çınar ağacı 700 yaşın- da. Gövdesi yanlmış ve gövde ağacın hâlâ gelişen dallannı taşıyamıyor. Biz yaptığınıız işlemle ikiye ay- nlan ağacı matkapla delip, deliklerden demir çubuk- lar gecirdik ve ağacı bütün hale getirdik. Ağaçta geli- şim sürerken bu demir çu- buklar, ağacın kabuğu ai- tında kalacak ve göriin- mez olacaklar. Bu müda- h^ale bu ağacı bir yüz \ıi da- ha yaşatır." Prof. Dr. Asianboğa, so- rulanmızı yanıtlarken Ba- tı ülkelerinde "ağaç ope- ratörlüğü** mesleğı oldu- ğunu belırterek "Ülkemiz- de henüz böy le bir şey yok. Anadolu'da yüzlerce koru- ma altına alınmış tescilli ağaç var. Bir o kadar da tescilü olmayan vardır. Sa- dece Muğla'da 100'ünüze- rinde tescilli anıt ağaç bu- lunmakta. Ne var ki bun- lann çoğu yaşlı ve hasta; müdahaleyi bekliyor. O nedenle ağaç operatöıiü- ğünün geliştirilmesi ve bu anıt ağaçlara zaman geçi- rilmeden müdahale yapıl- ması gerekmekte" dedı. "Sallan yuvarian" ya da dümadakj adıyla Rock and RolL 1950'lerin hayli başından beri dinmeyen bir dans fırtinası... ABD'nin Cleveland kentinde. bu dansın adına bir saray \~avrusu bile yapıldı. Cleveland linıanını kent merkezine bağlaan kıvı volu üzerindeki modcrn mimari örneği bina 1 Evlül Dünya Banş Günü'nde, banşa adanarak açılmışb. (Fotoğraf: REUTERS) otopsifilıııikafaları kanşürdı GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM-Ingiliz belgesel filmci RaySantflH'nınelindebulunan ve 1947'de ABD'nin New Mexico eyaletindeki Fort Worth askeri hava üssünün yakınına düştü- gü ileri sürülen L'FO enkazındaki 5 uzay- lıdan birinın otopsisini gösteren film, Is- veç'te ilgiyle ızlendi. 4 Temmuz I947'de Fort VV'orth üssü ya- kınlannda garip bırolayın gerçekleştiği ön- ceden de biliniyordu. Ne var ki önce "gök- ten düşen disk biçiminde bir uzay aracı" olarak tanımlanan olav. ertesi gün u mete- oroloji balonu"na çevrilmışti. Ancak kaza- yı görenler, bu açıklamayla yetinmemişler- di. Isveç'in özel TV kanallanndan TV 4'te pazar akşamı gösterilen programda, 3 da- kika süresınce insana çok benzeyen, saçsız. altı el ve ayak parmaklı. kertenkele gözlü ve küçük bir "cismüı" otopsısı yapıldı. Fil- mi çeken genç teğmen. orijinalini askeri arşive verdıkten sonra kendisi için bir kop- ya saklamış. Ingilız Santilli'ye daha sonra 100 bin dolara satıldığı ileri sürülen fılmin orijinali. yine söylentilere göre Isvıçre'de bir kasada kilitli. Koca ABD'de güvenilir kasanın neden bulunmadığı akla geliyor. Otopsi filminde söz konusu cismin iç or- ganlannın insanlannkıne benzemediğı. ka- fatası içinden çıkanlan kitlenin beyinden çok karaciğere benzediği görülüyor. Izleyicilerin kafasını kanştıran şunlardı: 4 Temmuz 1947 "de söz konusu yerde ga- rip bir şey yaşandığında herkes görüş bir- liğinde. Alınan olağanüstü önlemler. böl- geye kimseyı sokmama \ s. resmi kayıtlar- da bulunuyor. Yani tarih ve ortam yalan de- ğil. Belli ki balon vs. düşse bu tür önlem- ler alınmamış olacaktı. Üstelik gökten disk biçiminde bir cismin düştüğü. ordu tara- fından açıklanan ilk basın bildınsinde yer alıyor. Bu durumda akla iki olasılık geliyor: Ya hava kuvvetlen değişik bir uçak modehnı deniyordu v e başaramadı > a da açıklamak- ta güçlük çektiği bir fenomenle karşılaşın- ca. acizliğini "karşı tarafa"* belli etmek ıs- temedı. tlk olasılıgı kabul edersek. böyle bir şeyin 48 yıl nasıl gızlı tutulabildiğini an- lamakta güçlük çekeriz. Yani deneye katı- lan ve emekl i olan hiçbir asker ağzından bir şey kaçırmadı? Bölgede radyoaktif bır sı- zıntı ve ardmdan gelen sorunlar yaşanma- dığı için, olayın başansız biratom bomba- sı taşınması denemesi olmadığı belli. tkınci olasılıkta ise akla ilk gelen soru. nasıl olup da bunca kişinin susrurulabıldi- ği oluvor TV 4"teki yayında, bölge halkı- nın resmen "çölün derinliklerine götürii- lüp orada bırakılmakla" tehdit edildıği y- er alıvor. anıa neden tek bir kişinin böİge- den kaçıp gördüklerinı en yakın kentteki bir gazetede vs. açıklamadığını anlamak güç. Alternatif Zabıta Haftası çeşitli etkinliklerle başladı RP'den Âtatürksüz kutlama MEHMET DEMİRKAYA Istanbul Bü>aikşehir Belediye Baş- kanı Recep Tayyip Erdoğan, Zabıta Haftası'nın tarihini değiştirdi. Geçen yıl 1 -7 ağustos tarihleri arasında kut- lanan hafta programında yer alan Tak- sim Atatürk Anıtı 'na çelenk konulma- sı bu yılki programda yer almadı. RP'li Istanbul Büyükşehir Beledive yönetiminin, alternatif Zabıta Haftası dün çeşitli etkinliklerle başladı. ilk tö- ren, İstanbul'un ilk kadısı Hızır Bey Çelebi'nin Unkapanf nda bulunan me- zan başında yapıldı. Istiklal Marşfnın okunmasından sonra Tayyip Erdoğan mezara çelenk koydu. Okunan dualardan sonra Erdo- ğan Unkapam'ndan belediyeye kadar yüriidü. Belediye önünde Kartal Belediyesi Mehteran Bölüğü'nün gösterisini izle- dikten sonra salondaki toplantıya katı- lan tstanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanı Tayyip Erdoğan. burada yaptığı konuşmada. zabıtaya silah verilmesi gerektiğini söyledi. Geçen yıllarda I- 7 ağustos tarihleri arasında kutlanan Zabıta Haftası bu yıl 4-8 eylül tarihle- İlk tören, Hızır Bey Çelebi'nin (Jnkapanı'ndaki mezan başında yapıldı. ri arasma alındı. Istanbul Büyükşehir Belediyesi yet- kılileri haftanın tarihının değiştirilme- sindekı gerekçeyi şoyle açıkladı: "Bu vil zabıta haftasım kutlamak icin İhtısab Nezareti" vaniZabıta Bakan- lığı'nın kurulduğu 4 Evlül 1826 tarihi- ni esas atdık"' 1990vılındanben 1-7 ağustos tanh- len arasında kutlanan hafta ile ilgili. Türkıye Belediye Zabıtalan Vakfi Baş- kanı Şinasi Yalçın ise şunları söyledi: "Biz 1990 yılında bir araştırma yap- tırdık. Belediye Zabıtası'nın kuruluş \ ıldönüınü kutlaması yapacağımızdan. buna ilişkin bir tarih saptanmasını is- tedik. Araştırma sonucunda. zabıtanın ilk kez bir bağımsız müdüriük adı al- tında teşkilatlanmaya 1 Ağustos 1956 yılında başlandığı ortaya çıktı. Her kadın biraz Carmen'dir DÎNÇ TAYANÇ Kaç kez izledığımı ben bi- le anımsayamıyorum Car- men'i. Operasmı, balesını, fılmmi, modern ya da klasik danslarını... Her binni izle- dığimde. aynı duyguya kapı- lıyorum "Bundan ötesi ol- maz artik." Ve her yenisiniiz- lediğimde de aynı şeyi yineü- yorum, "Olurmuş! 1 " Önceki gece. Açıkhava'ya gıderken gene aynı duygular ıçındeydım. çıkarken de ay- nı şeyleri söylüyordum... Bugüne dek izledigım tüm Carmen'lerden belleğımde kalan Carmen'in kendısınin tümü ıle bıraz Don Jose, bi- raz Manuela, biraz da Esca- mıllo olurdu. Bu kez. sahne- de Ispanyol flamencosunun tüm ınceliklerinı modern dans adımlanyla bütünleştı- ren öyle çok Carmen. Don Jose, Manuela ve de Esca- millolar var kı, hangı bırinı anımsayacağımı, daha doğ- rusu hangı bırinı ızleyeceğı- mi şaşınyorum. Bale-flamenco Car- men'indeki, Bizet'in unutul- maz müzi|mi bile unutulur kılan 'düzenleme' önce ku- lagımı tırmahyor, ardından kendine alıştınyor. sonra da Carmencıta'nın büyüsüne kapılmış tüm erkekler gibi •aguşuna' çekiyor. Oniarca dışmin giysilerin- den oluşan renk cümbüşü ıle birtekı bile sekmeyen adım- lanndan kaynaklanan bütün- lük, koca sahnedekı onca sa- natçıyı tek birCarmen'de bü- rünleştinyor. Şöyle bir çevreme göz atı- yorum, ne kadar hanım ızle- yici varsa. onlann da sahne- dekı erkekler için bencileyin düşündüklerı gözlerinden. soluksuz (ya da soluk solu- ğa) oturuşlanndan. kıpırda- nışlanndan belli... Aslında. gözlenmızin önündekı sah- neye bakıp soluk soluğa kal- mamak. yennde durmak mümkün değıl. Çünkü san- hede öyle bır 'sahne' var kı. müzık bile oyunun müzıklı olduğunu unutup susuven- yor... Sahne, Carmen"ın Don Jose'yi baştan çıkarma sah- nesi kı nasıl baştan çıkarma.' Estetık erotizm dıye bır sanat türetilse, başyapıtı bu sahne olurdu herhalde... Içımden "Bu sahneyi Vlelih Gökçck görsf. tüm rükürdüklerini yutardı" dıye geçinyorum... Ardından dağda haydut- larla 'bütünleşen'. matadora boğanın boynuzlu olduğunu unutturan Carmen çıkıyor sahneye... Bizet'in müzıgı flamencolaşıyor. flamenco- ya Ispanyol halk şarkılannın 'betimsi' erkek seslen kan- şıyor... Dişı ve erkeklerin ala- bildıgine dans ettiği bır sah- nede, Carmen masanın üze- rine fırlayıp oyunun en çarpı- cı danslanndan bırine koyu- lurken, onunkisiyle aynı al- lıkta giysıleriyle bir 'üçüncü cüıs' fırlıyor yanına. Erkek desem, dişilığine; dışı desem erkekliğıne hakaret bir hû- nerle ve de bendenizin naçi- zane yorumuna göre "Car- men'in içindeki erkeksi vah- şet ve kötülüğü" sevdalılan- na sergilemeye çalışıyor. A- ma nafıle! Erkek olup da, Carmen'in dişiligınden öte- sinı görebılmek mümkün mü? Oyun ikı saati aşkın sürüp. ıkı dakikada bıtmış gibi geli- yorınsana... Cıkarken. kulak konugu oluyorum ızleyici yorumlanna. Kımi "tnsan- lardan yapılmış boğa olaga- nüstüydü di'mi?" dıyor, ki- mı "Öyküyü bilmesem, bu- nun Carmen olduğunu anla- yamazdun" demekte... "Dervişseniz. fikrinizkzikri- nizbirolsun" dergıbı hmzır- ca gülümsüyorum hepsine... Neşeyle, elimdekı broşü- rü açıp, dahabu yıl dünyadan göçüp gırmış olan AguOar'ın kendi Carmen'ıne getirdıgı yorumu okuyorum: "Bana göre Carmen'in ruhu sürek- li bir kîmlik arayışı içindedir. Toplumumuzun koyduğu standartlar. kimliğini dışa vurmasını engellemektedir. Sosyal acıdan yükselmeyi ve günlük yaşamın tekdüzeü- ğinden kacmayı düşlemekte- dir." Broşürü kapatıp. "Kimbi- lir bizim toplumumuzda nice Carmenler vardır?" diyo- rum. Kararlıyım, eve gidınce Bizet'in Carmen'inın Maria Callas'tan yorumunu pikaba koyacak, sqnra da gözlerimı yumup son Carmen'imı düş- lemeye koyulacağım... Sherlock Holmes'a mektup yağıyor ÖZGÜR ULUSOY "Onu burada, müzemde saklıyorum" demıştı Sher- lock Hoimes. "Mavi Sa- fir"de. Ünlü dedektıfın Londra'da "oturduğu" ev 27 Mart 1990'da Sherlock Hol- mes Müzesi olarak açıldı. Ba- ker Caddesi 221 b, dünyanın belkı en çok bilınen adresıdir şimdı. 100 yıldır Sherlock Hoimes ve Dr. VVatson adına mektup yağıyor bu adrese. Zemın kattan. Hoimes ve Vvatson'ın 25 yıl paylaştığı çalışma odasının bulunduğu binnci kata çıkan merdıven tam onyedı basamaktan olu- şuyor. Holmes'un arka tarafa bakan yatak odasının kapısı bu çalışma odasına açılıyor. Dr. VVatson'ın ikinci kattaki yatak odası arka bahçeye ba- kıyor; evsahibesi Mr. Hud- son'ın odası da NV'atson'ınki- ne bitişik. Odalarda, Dr. Wat- son'ın, arkadaşınm macera- lannı kaleme alırken sözünü ettiği eşyalar sergilenıyor. Sherlock Holmes'un oda- sındakı sehpanın üzerinde, dedektıfin yalnızca adını duymuş olanlann bile tanıdık olduğu kemanı. pıposu ve ku- laklannı örten ekose şapkası yer alıyor. Ancak, müzenın asıl ama- cı Sherlock Hoimes uzman- lannı tatmin etmek. Sözgeli- mi, Dr. VVatson'ın "dostu- mun garip huylan"diye sö- zünü ettiği alışkanhklan: Iran işi terlıklerin içindeki pipo tü- tünü; Holmes'un evdeki atış talımlerinın sonucu duvarda açılan kurşun deliklen... Hol- mes'un deneylerde kullandı- ğı kimyasal maddeleri ıçeren kavanozlar, deney tüplen. Gümüş sigaralık, opera göz- lükleri... Bütün bu eşyalar, gözlem yeteneği. aynntılara verdiği önem. saatlerce yemeden iç- meden, uyumadan tek bir o- lay üzennde yoğunlaşabilme gücü, olaylar arasında bağ- lantı kurabilme yeneteğiyle ünlü dedektifi yaşatıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear