29 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5EYLÜL1995SALI CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Peter Zadek, Edinburgh Festivali'nde Berliner Ensemble ile 'Venedik Taciri'ni sahneledi ^Tîyatroda yeıri bir çağ açacak' Kültûr Servisi-69 yaşına ragmen hâlâ genç görünen Peter Zadek. geçen günlerde sona eren Edinburgh Festivali'nde Berliner Ensemble ile birlikte Shakespeare'in "Venedik Taciri"nı sahneledi. 50"li yıllarda ellerinde fenerlerie çalışmaya gıden \e kömürkarası yüzlenyle dönen madencılere bakıp "Bu insanlar neden tiyatroya gktip Cocteau'nun oyunlannı izlemiyorlar ?" dıye soran genç bir yönetmen olan Zadek, geçen yıllardan sonra biraz da karamsar bir şekilde. "Madencfler oyunlaria ilgilenmiyorlardı ve hâlâ da ilgüenmivorlar. Neden ilgiiensinJer ki ? *' dıyor artık Daha öce İngıltere ve Almanya'nın sanayi bölgelerinde işçiler için oyunlar sunan Zadek. artık tiyatro izlemeye gelenler içın tiyatro yapacağını belirtiyor. Almanya'da yaşayan en iyi vönetmenlerden biri olan Zadek, Yahudi kökenli bir ailenin çocuğu. "Venedik Taciri'"nin senaryosu da Zadek'in Berlin'de geçirdiği çocukluk günlerine dayanıyor. Zadek"ın annesı bir Yahudi olmasına ragmen asimıle olmuş ve Hitler'e hayranlık duyan bir insan. Daha sonra İngiltere'ye yerleşmelen de annesinin kalmak için direnmesine ragmen gerçekleşmiş. Hitler'den kaçarak gittiği Fngiltere'de de Zadek, Yahudiliği konusunda farkh bir tavırla karşılaşmamış. Burs kazanarak gitmek istediğı okul onu, Yahudi kontenjanlan dolduğu gerekçesiyle kabul etmemış. Ardından. Peter Brook, Kenneth Tynan, Rkhard Burton gıbi ünlü tıyatrocularla birlikte geçen Oxford yıllan ve Neville Coghill'den alınan ılk Shakespeare dersleri gelmış. Daha sonraki yıllarda BBC'de Hım Wheldon"la çalışmış ve bu yıllarda Genet'ın "Balkon" oyununu ılginç brr yorumla sahnelemeye kalktığı için az daha ölüyormuş. "Genet oyunumu beğcnmedi. tlk temsilden sonra elinde silahıyla beni vıırmak için bekiiyordu." Zaten savaş sonrası Ingilız tiyatrosu da en fazla bir tane kötü çocukla ugraşabılirdı. Peter Brook ortalığı kanştınyordu o günlerde ve bır de Zadek'in çıkmasına ızin \erilemezdi. Zadek de kendisınden emın olmadığmı soylüyor. "Bir göçmen olarak tanınmak ve tiyatro yapmak istemivordum ama varolan sanatla da aram iyi değüdi. Hep de böyle oldu zaten." Bunun üzerine ailesini fngıltere'de bırakmış ve Almanya'va dönmüş,. Gittiği gibi de hâlâ birlikte çalıştığı harika bir ekiple tanışmış. Menajer Kurt Hübner ve VVilfield Minks. En son olarak Brecht'in eski topluluğuna yönetmen yardımcısı olarak gelen ve bu yılın başlannda politik nedenlerle aynlan Zadek'in. Shakespeare'e ve "Venedik Taciri"ne olan ilgısi çok eskı yıllara dayanıyor. Oxford'da başlayan iigi, Hamburg Schauspıelhaus'ta çalıştığı vıllarda artmış ve 1958 vılında Almanya'va yerleştiği zaman ilk sahnelediğı ovun "Venedik Taciri" olmuş. Ardından Viyana'da daha değişik bir yorumla yeniden sahnelemiş. "Vaptığım popüler revii türii oyunlar, bana Shakespeare'i daha açık ve popüler bir şekilde >orumlanıa cesareti verdi" dıyen Zadek. "Venedik Taciri"ni en hızlı olanın kazandığı ve yahudilerin bu defa kurban değıl asimıle edıldiği bir toplum yapısi A Imanya'da / • çalıştığı en i l son tiyatrodan 'İnsanlann kendisinden kaba ve propagandacı şeyler yapmasını istediği için" aynlan Zadek, öğreten değil anlatan üslubuyla, propaganda değil, sanat yapmayı amaç edinen anlayışıyla tiyatroda yeni bir çağ açacağa benziyor. eter Zadek, "Venedik Taciri"ni en hızlı olanın kazandığı ve Yahudilerin bu defa kurban değil, asimıle edildiği bir toplum yapısı içinde sunuyor. içinde sunuyor. Shvlock onun ellennde. uzun burunlu, fare benzerı bir Nazı karikatürüne donuşmü^. Asimıle edilmiş. Yahudiliğinı \itirmiş bu Shvlock vanında. avnca. Shakespeare'den bile kötü şakalar yapan Gobbosgaet. Jessica'vı etkılemek için türlü oyunlara başvuran Lorenzo ve gayet sıradan bir Belmont da oyunda karşımıza çıkan sev ler. "Shylock'u ne kadar çirkinleştirmeye kalkarsam i/Jeyici o denli hoşnut kabyor" diyor yönetmen. "Oyunun oyunu da bu zaten." Oyunda Gert Voss başrolde. Voss. son üç yıldır Edinburgh'ta çeşıtli oyunlarda sahneye çıktı. 93'te Peter Stein'in "Julius Ceaser"ında Anthony, geçen yıl Zadek in "Antony and Cleopatra"sında Antony. rollenni üstlendi. "Voss i>i bir oyuncu" dıyor Zadek. "Shylock'u farklı bir şekilde yorumluyor. Onun yorumu sayesinde oyunun parajntikam \e ırkçılığı ironik bir biçimde, mizahi içerikle oynandığı anlaşdıyor" Zadek,"l990'da Berlin'de yaşayan modern bir tacir çıkartmış ortaya. Anti- semitızm üzerinde yoğunlaşmaktan çok. Yahudiligin daha ince yöntemlerle rafine edildiği bir toplumda geçen oyunda, Gert Voss'un Shylock'u. ne görünüş ne de düşünce olarak yahudıye benziyor. Shylock'un dinginlıği bir göçmenin tavırlanndan çok gururlu bir ınsanın tavırlannı andınyor. Düşmanlanna, ölümünü görmelerinin zevkini tattırmayan ama içten içe ölen bir insan. Portia'yı canlandıran Eva Matter da. özellikle Bassanio'nun kendisinden af dilediği sahnede, performansmın doruğuna çıkıyor. Bassanio kaygısız cesur ve ne yapacağı belirsiz bir tıp. Tıpkı duygusal Antonıo gibı. Oyuna bütünsel bir açıdan bakıldığmda grotesk bir yapısının olduğu görülüyor. Sanki Zadek her sahneye bir saçmalık yerleştirmek zorunda hissetmış kendini. Oyun boyunca Shylock'u insancıl. dığerlenni ise antipatik göstermek gibi klasik bır ıkilemle karşı karşıya kalmış yönetmen. Oyunda izleyicinin kanının ısındığı herhangi bir karakter yok. Aslında olması da gerekmiyor. Önemlı olan konu ve performans. "Antony ve Cleopatra", Pinter'in "Moonİight"ı gibi oyunlan gerçekleştirdiğı Almanya'da çalıştığı en son tiyatrodan "insanlann kendisinden kaba \e propagandacı şeyler yapmasını istediği için" ayrılan Zadek, öğreten değil anlatan uslubuvla. propaganda değıl, sanat yapmayı amaç edinen anlayışıyla tiyatroda yeni bir çağ açacağa benziyor. Bugünlerde yıldızı parlayan Zadek. yakında da "The Cherry OrcharcTı Viyana'da sahnelemeye hazırlanıyor. 'Genç Yorumlar' projesiyle beş ay süresince 'her ay, bir oyun' sunacak r Dormen Tîyatrosu 4O.yıhın kutlııvor KültürServisi-40. yılını kutlayan Dor- men Tiyatrosu. 1995-1996 tiyatro sezo- nunda ıkı yeni oyunla perdelennı açma- ya hazırlanıyor. Haldun Dormen'in Kemal Uzun'la birlikte G Feydeau'nun "La Puce a L'oreiUe" adlı oyunundan vola çıkarak yeniden yazdiklan ve Haldun Dor- men'in yöneteceği "Arapsaçı" komedi- si, sezonun ilk oyunlanndan Haldun Dormen, Çiğdem Tunç, Suat Sungur, Şebnem Özinal. kayhan Yüdızoğlu, Ha- kan Ökten.Şebnem Sönmez.Ay şe Çakar, Engin Yüksei, Ybsi Mizrahi, Sefa Zengin, Gürkan Uygun, Halh Ergenç ve Neslihan Yeldan'ın rol aldıklan oyunun dekorlan Osman Şengezer. kostümleri ise Güler \lğit tarafından gerçekleştirilecek. Kocasının kendisini aldattığını sana- rak ona bir tuzak hazırlayan ve bu tuza- ğa kocasından başka herkesı sürükleyen bir kadını ve arapsaçına dönen aile iliş- kilerinin komedi dilıyle anlatıldığı oyun kasım ayında perde açacak ve dığer oyunlarla dönüşümlü oynayacak. Beş vıl öncesine kadar "Hangisi Ka- nsT, "Ikinin Biri", "Kaç Baba Kaç" ve "Karmakanşık" adlı komedileriyle ızle- yici kahkahaya boğan ve Türk seyırcisı- nin yakından tanıdığı ünlü Ingıliz fars ustası Ray Cooney'in yeni oyunu. "Ko- mik Para" ise provaya başlayan diğer oyun. Haldun Dormen ve Kemal Uzun'un dilimize çevirdikleri oyunun dekorlannı Nilgün Gürkan. kostümlerini ise Güler Yiğit hazırlıyor. Çetin Akcan'm yönete- ceği oyunda MetinSerezlLGüne|Berbe- roğlu, Selçuk Uhıergüvçn, İsmet Ustekin, Kerem Atabeyoğhı, Gfilbin Yeşil. SeUm Erdoğan ve Şencan Güleryüz rol alacak- lar. Coonev. >ine bu oyunda çıldırmış ve T"*v ormen / 1 Tiyatrosu, * S 40. yıhnı çeşitli etkinliklerle kutlamaya hazırlanıyor. Bu çerçevede, 24 kasım gecesi, Dormen Tiyatrosu 'ndan yetişmiş eski yeni tüm oyuncular AKM'de bir araya gelerek bir oyun sahneleyecekler. Tiyatronun emektar sanatçılanna çeşitli ödüller verilecek. ALINTILAR TAHStN lİJCEL U nlü tiyatro sanatçısı Gülriz Sururi'nin "Sokak Kızı İrma"dan küçük bir bölüm sunacağı gecede, Savaş Ay'ın Dormen Tiyatrosu üzerine hazırladığı bir belgesel film de gösterilecek. Yapı Kredi Bankası da 40. yıl nedeniyle Dormen Tiyatrosu *nu konu alan birkitap yayımlayacak. yalan, yanlış anlama, satın alma üçgenı- nı, işin içine aniden para sahibi olan bir dar gelirlı, polis ve mafvayı da katarak yıne bir kahkaha kasırgası halıne getır- miş. "Komik Para" da, kasım ayından baş- layarak diğer oyunlarla dönüşümlü ola- rak sahnelenecek. Haldun Dormen Tiyatrosu. daha önce ticari nedenlerle oynavamadıkları oyun- lan, yeni sezonda "Genç Ybrumlar* pro- jesı iletivatroseverlerinkarşısınaçıkara- cak. Kasım aymdan ıtıbaren. beş av sü- resince "her ay; bir oyun" sunmayı plan- layan Dormen TivatroMj. bu proje ile konservatuvarda okuyan tiyatro öğrenci- lerine de yeteneklerini sunma şansı ve- nyor. Böylelikle. tiyatro seyırcisi daha önce izleme olanağı bulamadığı oyunlar- la tanışmış olacak. Dormen Tiyatrosu. 4Ü. yılını çeşitli et- kinliklerle kutlamava hazırlanıyor. Bu çerçevede. 24 kasım gecesi, Dormen Ti- yatrosu'ndan yetişmiş eski yeni tüm oyuncular AKM'de biraraya gelerek bir oyun sahneleyecekler. Tiyatronun emektar sanatçılanna çe- şitli ödüller verilecek. Ünlü tiyatro sanat- çısı Gülriz Sururi'nin "Sokak Kızı Ir- ma'dan küçük bir bölüm sunacağı gece- de. Savaş Ay'ın Dormen Tiyatrosu üze- rine hazırladığı bir belgesel film de gös- terilecek. Yapı Kredi Bankası da 40. yıl nedeniyle Dormen Tıyatrosu'nu konu alan bir kitap yayımlayacak. Dormen Tiyatrosu. 40. yılında da, bir "komedi tiyatrosu'" olma geleneğini sür- dürerek. yeni bir sezona daha umutla başhyor. Dormen Tiyatrosu'nun belli bir seyirci profili olduğunu söyleyen Hal- dun Dormen."Dormen Tiyatrosu seyir- cisL bizden düzeylL hareketli komediler bekliyor. Biz de bu beklentiyi kar- şıladığunızı düşünüyoru/" diyor. Leyla Gencer Şan Yanşması'na 68 kişi katıldı Kiiltür Servisi - Uluslararası Leyla Gencer Şan Yanşmasf nın yanşma takvimi ve kesinleşen jüri listesı belirlendi. Yanşma takvimine göre. bugün saat 10.00'da elemeler yapılacak v e eleme sonuçlan akşamüstü belırlenecek. Yann saat 10.00'da yanfinal içın kura çekımı yapılacak ve saat 11.00 - 18.30'da provalar gerçekleştirilecek 7 EyJül Perşembe günü saat 18.00'de yanfinal gerçekleştinlecek. 8 Eylül Cuma günü saat 10.00'da final içın kura çekimi yapılacak ve saat 11.00'de provalar gerçekleştirilecek. 9 Eylül Cumartesi günü saat 19.00'da piyano eşliğinde final gerçekleştirilecek ve dereceler açıklanarak, ödüller dağıtılacak. Bu arada Uluslararası Leyla Gencer Şan Yanşması kesinleşen jüri listesi belirlendi. Jüri Başkanhğını, Ricardo Muti ile birlikte Ravenna Opera Festivali'nin artistik direktörlüf ünü de yapan Milano La Scala Artistik Direktörü Roman \Tad üstleniyor. Jüri Başkan Yardımcılıgını Leyla Gencer. koordinatörlüğü Aydın Gün. Fransa Toulousse Operası artistik dırektörüNicholas Joel. Herben Von Karajan ile Viyana Operası'nda çalışan. Londra Senfonı Orkestrası'nın artistik direktörlüğünü de yapan Ingiltere Covent Garden artistik direktörü Hclga Schmidt Roma ve Trevizo Operalan artistik direktörü Mo. Vincenzo de V"rvx) \e dünyanın en önemli opera festivalı olan Bayreuth Festıvali direktörü Wolfgang NV'agner'in (Richard Wagner'in torunu) temsilcisi olan Dublin Operası Artistik Direktörü.Dorothea Glatt jün de yer alan öteki isimler Toplam 68 kişinin katıldığı yanşmaya katılacak sanatçılar ise şu isimlerden oluşuyor: Bahaeva Goularam (soprano) Türkmenistan. Ali Askerov (bas) Azerbeycan. Marcelo Raoul Alvarez (tenor) Arjantin. Kostadin Andeev (tenor) Bulganstan. Damir Bassyrm (bariton) Çek Cumhunvctı. Thomas A. Bauer (bariton) Almanva. Banu Böke. (soprano) Almanva. N'ino Ebralklze(soprano) Yunanistan. Franke Theresa (mezzo sop.) Almanva. Kyung Hv\a Cho (soprano) Kore. Georgo Gabeiaia (tenor) Gürcıstan' Tıtiis . Ruslan Gafarmtbariton >. Özbekıstan. Anna Gurashvili (soprano) Gürcıstan. Reyhan Hacımustafa (soprano) Makedonya. Hyejin Kim (soprano) Kore. Konstantin Kont/evof (rurıton) Rusya. DilekLangosh(lınk sop.) Almanva. Ji Ping Li (mezzo sop.) Çın. Anna Ivanova Todora (voprano) Bulgaristan. Alfredo Maass (tenor) Meksika. Elena Vlsofova (soprano) Rusya. Heliana Muntenau (soprano) Romanva. Naira Nachhatashvili (soprano) Gürcıstan. Mariha Parulava (soprano) Gürcistan. Paola Pelliciari (mezzo sop.) Italya. Vladimir Stoyanov (bariton) Bulgaristan. \lexandre Tomadze (bas) Gürcıstan. Sofia Evangelia Tsimpanakou (soprano) Yunanistan. Diana Vashakmadze (mezzo sop ) Gürcistan, Goularam Baltaeva (Tiirkmenıstan), Gökhan Akyüz (bariton) Türkıye. Funda Ateşoğlu(soprano) Türkıye. Vlelda Aygiin (soprano) Türkıye, Bülent Bezdüz (tenor) Türkıye, Aytul Büyiiksaraç(soprano) Türkıye, Zibelhan Dolkay (soprano) Türkiye, Şule Köken Durham (soprano) Türkıye, Ev ren Ekşi( soprano) Türkıye, Selva Erdener (soprano) Türkıye, Çigdem Gencer (soprano) Türkiye. Ferhat Göçer (tenor) Türkıye. Bülent Güneralp (tenor) Türkıye, Zuhal Gürgen (mezzo sop.) Türkıye, Esra Kalmukoğlu (.soprano) Türkıve, Şebnem Kartal(mezzo sop.) Türkiye. Tuncay KurtoğJu (bas) Türkiye.Nurdan Küçükckınckçi (soprano) Türkıye. Bülent kük'kçi(tenor) Türkiye. flhan Haluk Tolga (tenor) Türkiye, Ash Omağ(soprano) Türkıye. Esra Özbirt soprano) Türkıye, Ahmet Ortaçdağ (tenor) Türkiye. Y. Emre Özorhan (tenor) Türkıye. Oylun Pirolli (soprano) Türkiye. Murat Efe Noyan (tenor) Türkiye. Cengiz Sayın (bariton) Türkiye. Sayra Seyhan (soprano) Türkiye, Birgül Su (soprano) Italya, Linet Şaul (mezzo soprano) Türkıye. Işıl Şan (soprano ) Türkiye, Esin Talınlı (soprano) Türkiye, Kevork Tavityan (bariton) Türkıye, Hakan Traşoğlu (bas) Türkıye, Feryal TürkogJu (soprano) Türkiye, Burcu Yılmazkurt (mezzo sop ) Türkıye, Huriye Vâkar (soprano) Türkiye, Metin Yakar (tenor) Türkıye, Aznif Zıvart Zaruki (soprano) Türkıve. Bizim Köy ve Huzur "Alıntılar" Cumhurıyet'te yayımlanmaya başladı başlayalı, kendimı büyük bır evde sıradan bir ko- nuk olarak gördüm. Koşulum gereği, çok uzak ol- mayan bir gelecekte, dıyelım kı yüzüncü yazıdan sonra, tıpkı geldiğim gıbı, sessızce gidecegim kuş- kusuz. Ama, kaldığım sürece. büyük evin töreleri- ne titizlikie uymam ve geçıci ayrıcalığımı kötüye kullanmamam gerektiğinı gözden uzak tutmama- ya çalıştım. Umarım, başardım da: Işimden, eşim- den söz etmedım hiçbir zaman; tek bir yazı bir ya- na bırakılırsa, bu köşede yayımlanan elliyi aşkın ya- zıda, hiçbir kıtabımın adını anmadım; herhangi bir kitabıma göndermede bulunmak zorunda kalınca, araştırıcı okurun işini zorlaştırmak pahasına, "Bir başka yerde soylediğim gıbi", demekle yetindim. Cumhurıyet'te Cumhuriyet'in bilinen ilkelerine ve kendi düşünceme ters düşer görünen yazılarla kar- şılaşınca da Konukluğumu anımsayıp susmayı yeğ- ledrm. Çok duyarlı olduğum bir konuda, yüzdeyüz yanlış gözlemler içeren bir yazı bıle tutumumu de- giştırmedi; ancak ustamız Melih Cevdet Anday'ın bir yazısı dolayısıyla, genel düzlemde belirttim dü- şüncemi; söz konusu yazının yazan, yaklaşımımın genel nıtelığını görmedi; uygarca tartışmayı bilme- diğimi anıştırdı; bu "uygar" uyarıya bile sesimi çı- karmadım. Bununla birlikte, degerlı dostum Selim lleri'nin "Neden Eski Kulîürümüz?" (Cumhuriyet, 15.8.1995) başlıklı yazısını okuduktan sonra, kura- lı bir kezlığine bozmaya karar verdım. Neden? Bu yazıyı çok aykırı bulduğum içın mi? Hayır; Selim ile- ri'nın ımzası altında sunulunca. içerıği benim için daha büyük bir önem kazanıyordu, bir; Selim ileri kimı önemli karşrtlıkları fazla bulanık bırakıyordu, iki; Selim lleri'yle gırişeceğimız bir tartışmanın, düşün- celerimizin birbırine yüzde yüz ters düşmesi duru- munda bile, hiçbir zaman dostça bir söyleşim çer- çevesini aşmayacagına ınanıyordum, üç; birtakım önemli karşıtlıkların aydınlatılmasında birbirimize yardımcı olacağımızı umuyordum, dört. Selim llerı. nedense gereğince tanımlamadığı, ama olumsuz nıteliğim sık sık vurguladığı "yapayay- dın" kavramı çerçevesinde, Doğu/Batı, eski ekin/yeni ekin, yerel ekin/yabancı ekin gibi çok önemli ve çok tartışmalı karşıtlıkları ele alıyordü gerçekten. Ben de, aynı "yapay aydın" kavramın- dan yola çıkarak, üç ya da dört yazı süresince, ka- rınca kararınca, aynı karşıtlıkları tartışmak düşün- cesındeyim. Ama, yazımın uzun girişi "yapayaydın" kavramını irdelemeye yer bırakmadıgından, önce ikincıl birgözlem üzerinde duracağım. Sevgilı dos- tum şöyle yazıyor: "Şu ürkünç olayı gözden ırak tutmamak gerekir. 1949 tarihli Huzur, yapay aydının desteğini kaza- namamış; Tanpınar'a Kırtipil Hamdi' diyen aynı yapay aydın, 1950 tarihli Bizim Köy'ü sade okur- yazara okunacak başyapıt nitemiyle takdim eîmiş- tir." Önce kişisel bir saptama: ben 6O'lı yıllann başla- nnda Tanpınar'ın çok sık uğradığı ve kendisinden çok sık söz edilen bır çevredeydim, kendisine Kır- tipil denıldiğini bilmezdim; demek ki, takma ad çok da yaygın degıldi, bilıp kullananlar, büyük birolası- lıkla. Sabahattin Eyuboğlu gibi yakın dostları ya da Ataç gibi kendisinden biraz uzaklaşmış ünlü ki- şilerdi. Bizim Köy'ün bir başyapıt olarak sunulma- sına gelınce, bu konuda en büyük pay, Mahmut Makal'ı gözlemlerinı yazdığı biçimde yazmakta yü- reklend/rip krtabını yayımlayan (Tanpınar'ın Yaz Yağ- muru'nu da yayımlamış olan) Yaşar Nabi'yle say- falarında yazmakla onur duyduğumuz tarihsel ga- zeteyle özdeşleşmış Nadir Nadi'nindir. Bir an için, bu dört (ya da şu son iki) yazan "yapay aydın" di- ye nitelediğimizi düşünelim. O zaman "gerçek ay- dın " nitelemesini başka kıme yakıştırabiliriz? Ama bu gözlemin beni en çok şaşırtan yanı, in- ce duyarlığıyla yıllardır okurlarının hayranlığını ka- zanan İleri'nin birbirınden bağımsız iki olguyu (Hu- zur'un sessizlıkle geçiştırilmesi ve Bizim Köy'ün büyük yankı uyandırması) tek bir olaya, öznelerini de tek bir "ortaközne"ye indirgeyerek bu varsayım- sal olayı ürkünç bulması. Ama, Huzur'un fazla ilgi uyandırmaması (durum gerçekten buysa) ürkünç- türdiyelim. Bizim Köy'ün başyapıt sayılması neden ürkünç olsun? Beğenı sorunu, sevgili İleri hiç mi hiç begenmeyebilir, ama Bizim Köy benim için 1950'de bir başyapıttı, 1995'te bır başyapıt. Çelişki olsun di- ye söylemiyorum, 1979'da da, benim için yazınımı- zın kırsal yaşama ılişkin en ılginç iki yapıtının Ed- gü'nün Kimse'siyle Makal'ın Bizim Köy'ü olduğu- nu söylemiştim. Anlatılan nesne ya da olayın ken- disi sanılacak ölçüde yalın anlatımıyla, sıradanı şi- ire dönüştüren gözlem gücüyle (kamından yanan lamba), yoksulun o soylu ve varla yok arası gülüm- semesiyle donanmış genç anlatıcının duyarlı oldu- ğu kadarda nesnel yaklaşımıyla, Bizim Köy. kim ne derse desin, yazınımızda bir doruktur. Öte yandan, Reşat Nuri'nin Fende'sinin ancak Anadolu serüveninden sonra "gerçek" Feride ol- masını olumlu bir gözlem olarak karşıladığına gö- re, lleri'nin Bizim Köy'ü pek de yabana atmaması gerekir: Bizim Köyolabildiğincean bır Andolu ürü- nü olarak belirır, ama aynı şeyi Huzur için söyleme- ye olanak yoktur. Benim gördüğüm ve bildiğim ka- darıyla, Tanpınar bir Batı hayranıydı, önünde Pa- ris'ten ya da Fransız ozanlarından söz edildiği za- man gözleri ışıldardı, Huzur'un bir yerinde de ner- deyse çevirir gibi Sartre'ı yinelediği bilinır. Üstelik, gelenek (ya da 'eskiküttür") süreklilikse, Bizim Köy uzunca birsürekliliği başlatır, oysa Huzur'un pek iz- leyeni olmamıştır. Ama bu gözlem, daha şimdiden, Selim İleri'nin "yapay aydın" kavramını çelişkin bir kavrama dö- nüştürmekte. Evrensel Küttür dergisinde bu ay Kültür Servisi - tnceleme ve eleştiri ağırlıklı Evrensel Kültür'ün eylül savısı çıktı. Bu ay, Can Yücel'in "Flaş" adlı şiiri. Âydın Çubukçu'nun bin yıllık Manas Destanı'nı konu alan yazısı ve Sennur Sezer'in Rosa Luxemburg'un az bilinen yönleriyle ele alan yazısı yer alıyor. Ayşe Okvuran. yakın zamanda yitirdığimiz Bilgesu Karasu'yu. metınlerdeki temalar bakımından inceliyor. Derginin dosya sayfalannda, "Ulusal Kültür" genel başlığı altında incelenen değişik problemlerin bu ayki başlığı "Halk Kültüründe İlerici Demokratik Unsurlar" tiyatro alanında, Mehmet Esatoğlu'nun "Dünya AmatörTiyatrolan'nın 3. Etkınliği". Bora Tanyel/Uluç Esen'un tiyatro alanındaki vazılarının konusu ise "'Stanislavski ve Oyunculuk Yöntcmi". Veysel Çolak "Dize" başlıklı yazısında, şıirde dıze sorununu inceliyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear