23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
11 EtiM 1992 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 13 Artık sloganlar dünyasmda yaşıyoruz. Herkesin bir sloganı var. Buda bizim sloganımız. Bir gün paramız olunca çıkartma olarak da vereceğiz. Gelecek haftanın sloganı:NE MUTLU İNSANIM DÎYENE! Buradan kesin, arabanıza yapıştırın, huzur içinde evinizegidin. Ertesisabah, arabanızı sağlam bulursanız bize telefon edin. Edin kı, biz de "Ülkemize demokrasıgeldi!" diye rnanşet atalım. Bl R\l \H \ KhNARI kurtarılmış sayfa -lîıı lıiikiiıiM /•ıl! Tokai! BURNUMl N Oiekı k f:\ARI \iı/ılt 10". a -ı->ııııı/ı ı MEGA MI 9 MAGAJNDA MI• Ülkemizde son günlerin modası megalaşmak. Ge- çen hafta tam bir mega haftasıydı. Mega bir enf- lasyon yaşadık. Mega bir kaza oldu. ABD patentli bir roket her nasılsa geldi, bir muhribimizin tepesine kondu. Mega Michael kaçtı, Ahmet San mega fı- yaşko oldu. Ülkemize konser ver- mek için gelen Michael Jackson ( Mega Star ) ha- vamızdan mı suyumuzdan rru nedendir bilinmez, ma- gandalaşıp kaçınca, orta- ya hemen bizim yerli ma- gandalar -pardon- yerli megalar fırladı. Eh, vallahi, kıvırtmada da Michael'ı aratmadılar. Aslında bizim tek me- gamız var. O da Sayıjı Cum- nurbaşkanı Turgut Özal'dır. Kendisi bazı yönlerden fu- karadır (yanlış anlamayın, boyunu filan kastediyoruz) ama basının Köşk yazarlan için tek megamızdır. (Bu kö- şebaşı mega-yazarlanmızın düşüncelenne itiraz etmek bizim haddimiz değildir.) Bu megamız süreklı mega fıkir- ler üretir. Bu fıkirlenn içinde mega absürtlükler (bu lafın Türkçesinı hakaret olur diye yazmıyoruz) olması Sayın Cumhurbaskanı'ran, mega olmasıru etkilemez. İnsan bi tek kıvırtarak mega olmaz di micanım? Halkımızın içinden, Sayın (Savcının suç duyurusu ya- parken bu "Sayın" lafını ha- fifletici unsur olarak gözö- nüne alacağını umut ediyo- ruz.) Cumhurbaşkanı mega Turgut ÖzaPın , iktidan tek başına, dört mega nitekim ve üçyüz mega yalayıcı ile yöneürken bugün söyledik- lerini o gün neden yap- madığını, ner şey kontrolü altmdayken (kansı hariç) bu mega yumurtalan neden yu- murtlamadı diye soracak bir mega enayi çıkacağını sanmıyoruz. Çünkü o za- man ağzından baklayı çıkanp mega bir suç işleye- bilir. Benim tanıdığım tek ye gerçek mega travesti Sisi'dir. Kendisi erkekten dönmedir ve yasal olmayan hiçbir çıkıntısı yoktur. Bütün çıbntılan yasaldır. Dileriz Cumhurbaşkanımız da dö- ner, yani ANAP"a döner ve böylece çıkınülan yasal olur da mega suçlu olmaktan kurtulur. Yahu, bu meganın sözlük anlamını bilen var mı? İsmaü Gülgeç \ü/.«lc BAŞYAZI Mega Eşşekler Vallahi bu özel TV'leri çok seviyo- rum. Memleketimizin nadide tiplerini, basının o kara sütunlanndan kurtanp renkli ve canlı bir şekilde karşımıza oturtmalan harika bir şey. Insanın bu tipleri kucağına oturtup sevesi geliyor. Geçenlerde bu nadide tiplerden TV yorumcusu Engin Bilmemnekıç, bozu- lan dilimız üzerine ciddi ciddi yorum yapıyordu. Ve bu ciddi yorumu "Eş- şek kadar herifler" "Barda şürten kan- lar" gibi nezih bir Türkçe ile süslüyor ve bununla da yetinmeyip mizah dergi- lerini dili bozmakla suçluyordu. Sayın Bilmemnekıç, biz mizahçılar. o tür kelimeleri yergı mızahı yapmak için kullanınz. Sizin bunu algılaya- mayıp ciddi yorumlannızın (!) içine döktüreceğinızı düşünemeyiz. Bızce, dilımızın anası belleniyorsa, bu yorumculanmızın üniversite bitirip yoğurtçu kültürûne sahip olmalan- ndan kaynaklanıyor. Ama, sizinleaynı fıkirdeyız. Keşkem şu eğitim sıstemi- mızı bıraz dûzeltsek de TV'lenn köşe- lerine oturup milyonlarca seyırciye eş- şekçe yorumlar yapan mega eşşekler üretmesek... Amiin! ıncır çekirdeği Baba ocağına dönün. DENİZ BAYKAL CHPGenel Başkanı Sabır, beğenilmeyen olaylann sineye çekilmesi değü, olaylann tabii sey- rine zaman tanımaktır. SÜLEYMAN DEMtREL Başbakan Bundan sonra şikayet ol- mayacak. İçiniz rahat ol- sun. GÖKBERK ERGENEKON Devlet Bakanı Michael aslında birkaç gün kalıp şehri gezmek is- tiyordu. JIM MORREY Maykıl'ın menaceri Ben de kongre istiyorum. MESUT YILMAZ ANAP Genel Başkam însan, et, kemik ve sinir- den oluşmaktadır. JOSEF VENGLOS FB Teknik Direktörü Muavenet muhribinin vurulmasıyla ilgili soruş- turma hiçbir gizlilik ol- madan açıkhük içinde sürdürülmektedir. ORG.JOHN SHALİKASHVİLİ NATO Avrupa Müttefık- Kuvvetleri Başkomutanı Gece siyah, yılbaşında kırmızı giyilir. ÇÜNEYT AYRAL İçgiyim uzmanı Süprizsiz kadına aşık olamam. ERHANİŞÖZEN Mimar Sizin de bir kentiniz olsun! 1985 yıhndan bu yana, "korunmasız Istanbul için" , "Türk kentleri için". "mimarhk için" , "kentçi- lik için" , "uygarlığıh varh- ğı için" ... Bir mimann, bir çevre duyarhsının, bir kari- katür sanatçısının ama bir insanın, evet özellikle de, yalnızca bir kişinin yapabi- leceği neler vardır? Bundan böyle BURUN sayfalann- da yazı ve çizgilerine her hafta rastlayacağınız Mus- NEDIR? kiirt-Ri'mlii- Kürde-Kürtte Kürttcıı (FAAP: Fiili Devlct tafa İzberk'i, karikatürle- rindeki imzasıyla "Ben'li tanıtmak istiyoruz sizlere. Ama, kendi sözcükleriyle.. .Eğer, siz de bir kentliyse- niz, 1991 Bildirisi adını ver- diği bu satırlan okuduğu- nuzda işi tüketmekten başka bir şey olmayan biz- ler gibi sizJerin de utanaca- ğınıa sanıyoruz. "...Aşağıdaki işleri yap- tım: Kitaplar, makaleler. denemeler, kara mizah ya- zılan, özdeyişler, kent kari- katürleri sergüeri, yayın standlan, eleştirel söyleşi- ler, TV görüşümleri, tartış- malar, bilimsel araştırma- lar, haritalar, çiâler, alan çalışmalan, geziler, desen- ler, kartpostallar, kurum- lan desteklemeler, kentsel tasanmlar, protesto kam- panyalan, adres kılavuzla- n, yurtiçi ve yurtdışı ileti- şim, yanşmalara katıbna- lar, daktilo etmeler. kopya çektirmeler, dilekçeler, söz- cük üretmeler, kavram üretmeler. gözdelensever- leri iknaya yeltenmeler, haksız sataşmalara göğüs germeler, doğruluğun so- rumluluğunu taşımalar. profesyoneller ve politika- cılarla 'sağırlar diyaloğu'- na düşmeler... Övgülerin karşısında ezilmemeye bi- linçli çabalamalar, saldırı- lara da inceliğini kaybet- meden dik durabilmeler, uzmanlarla eşgüdüm sağ- lamalar... 'İstanbul bitmiş- tir' gibi iş bitirici çıkışlan dinlemeler, 'bunlar ortaya çıkah rüşvetlerin rayici art- tf sözleri kulağına çalın- malar, profesörlerden övgüler abrken, kitaplıkçı kızlardan kuralsal kaş ça- tümalara maruz kalmalar, 'sizi anlamıyorum doğru- su, yoksa siz gelişmeye kar- şı mısınız' laflannı yanıtla- maya çahşmalar, bir baş- vuru anında 'hangi kurumdan geliyorsunuz' duvanna çarpmalar, 'biz yine buraya 5-6 kat verdik, onayalar bıze gökdelen ve- rin, planınıa geçirelim de- diler" gibi sözleri işitip ku- laklanna inanamamalar, 32 derece sıcakta, günlerce suriçi sokaklannı adım- layarak sonunda yerlere düşmeler..." Buraya kadan bizim an- cak seçip de yayımlayabil- diklerimiz. Yoksa bu daha epeyce sürecek bir metin. Sonunda da bu mesajı, özellikle kime yönlendirdi- şne bakarak bu kentseve- rin yaşı konusunda bir bilgi edinme olanağı bulursunuz sanınz: "...Her yaştan gençler, sızlerin her birinizin daha çoğunu yapacaşndan kuş- kum yok. Beni izleyerek yola çıkın. sizin de bir ken- tiniz olsun!" Demir Lady rektör seçildi LONDRA(BURLN)-İngılterenın eskı başbakanlanndan, TÖ'nun arkada^ı. Bush'un müllefıği Thatcher, özel Buckıng- ham Üniversitesi'ne rektör secıldı. Bu haberi duyan Türkiye'nin First Lad>"sı Semra Özal Ba\an Thatcher'a bir telgraf çekerek kutlama mesajı gönderdi. Rektor secilmesıyle ilgili yapılan tö- 1 rende konuşan Thatcher. "İngıltere'de ozel üniversitelenn açı- lmasını her zaman desteklemışimdır. Deb mianiz. Hıç destekle- mez olur muyum. Özel üniverate demek para demekur. Para demek güç demekur. Gûç demek ben demektir. Yaşasın gene bir yeri yöneteceğım " şeklinde konuştu. lİikemizden tohıını kaçmhyor ADANA(BURLJTN)Bahçe \e bııkı arufında, dunyadaki sayıh gen merkezlennden bıri durumunda olan ülkemızden >'urtdışı- na tohum kaçınldığı bıldınklı. Nifak tohumu olarak Güneydo- ğu'da halk arasına serpıştinlen bu tohumlann ülkemızden yurtdışına kaçınhnasına ılk tq)ki hükümet çeyrelennden gekü. Konuya ilişkın açıklamalarda bulunan üst düzey bir bürokrat şunlan söyledi: "Binbır güçlüklerle 1980"den sonra ürettığimiz nifak tohumlannın yurtdışına kaçınlmasından büyük ûzuntü duyuyoruz. Bu tohumlar zaten bıze yetmıyor. Bir de bunlan ne diye yurtdışına kaçınyorlar Bunlan yapanlar bölücü, öcü. bö- ciik gözlüler. saylonlular" diye konuştu. Koalisyonda son durum Bu fıkrayı İsmail Gülgeç, Ka- r^catürcüler Derneği'nın An- kara temsilciliği tarafından 1 ekimde gerçekleştırilen gece- de anlattığında pek az kişı gülmüştü. Çünkü. salonda SHP'liler hiçbir yerde olm^dı- klan kadar çoğunluktaydılar. Fıkra şöyle: Adamcağız, elin- de dışi bir papağanla kihsede- ki papaz evının kapısına da- yanmış. Papaz kapıyı açmca, adam "'Aman papaz efendı. benim bu papağanım nasıl ahlaksız, nasıl edepsiz bir bil- senız" demiş. "Ne yapüysam bir türlü onu değiştiremedim. Son çarem sızsinız..." Papaz gülümseyerek almış papa- ğanı. "Bundan kolay ne var" deyip bir dolabın kapısını açmış. Dolabın içinde bır pa- pağan, elinde İncil... Adam- cağız bu manzara karşısında sevıncini gjzleyememiş: "Ah papaz efendi, bu papağan bizimkıni mutlaka yola geti- rir. Allah sizden razı olsun" demiş ve gitmiş. Dolabın kapısını kapatan papaz da uzaklaşınca, papağan elin- deki İncil'i kapaüp Allah'a doğru seyirterek: "Allahım sana şükürler olsun, dua- lanmı kabul ettiğin için te- şekkür ederim" demiş. TARÎHTE HER HANGİ BİR GÜN Mümtaz Arıkan CARESIZ RONTGENCIL TİNDE, L£rpi GOPİVA ADU SOYLU gİR K/IDIN, BSDEN LEYDİ, C£Zrt OLAIZAK 8u tŞ< MtŞTI.DAHA öfjce HALG4 DaYüGulAM GEZJ Sl&AStUDA </MS£-MA/ SO&KTA SULUMMAMA- Sl VE CAMPAM eAHA4AMAS~f İSTEHMtşri.AY- R.ICA. O SAATTSKt rELEVİZYON PeoGZAM/ PeĞŞTlRlLEHEK YAYMA "TUTTf F&UTTİ " ''PE£P<MG TOM " APLf LEYOİYİ i İ GEfUCİ ŞAHfS, ft4 £E APAM, /\I£ALA N TİİSAF £TMİ Zonguldak Emniyet Müdürlüğü'nde gazetecilerin önüne çıkanlan 'sanıklar" kendilerini gülmekten alamıyordu. Önle- rinde 'suç kanıtlan"; paket paket makama, çay, tencere, çay- danlık, battaniye, klasik müzik kasetleri, sigaralar, catal- bıçak-kaşıklar... 'Saruklar', Ortaköy Kültür Merkezi, FOSEM, Tavır Dergi- si, Ayşe Gülen Halİc Sahnesi, Grup Yorum üyeleri. Tıpkı, sanık olarak gazetecilere gösterildiklerinde olduğu gibi, şimdi de başlanndan gecenleri anlatırken gülmekten katılıyorlar. Mızahı kendınden menkul, anlattıklannı aynen aktanyoruz: "Tatil için Zonguldak Ereğlisı'ne bağlı Alaplf ya gittik. Be- lediye pansivonundakı odalanmıza yerleştikten sonra hep be- raber denize girdik. Denizde şakalaşıyor, yüzme bilmeyen ar- kadaşımız Ayşe İdil Erkmen'e yüzme öğretiyorduk. Akşam denizden çıkıp pansiyonun bahçesinde çay içerken, 50-60 ka- dar jandarma etrafımızı sardı. Kımliklerimiz istendi, oda- lanmız arandı. Odalanmızda bulduklan eşyalann kime ait ol- duğunu soruyor. kaydedıyorlardı. En sona da Cumhuriyet. Hürriyet. Sabah ve Özgür Gundem gazetelen kaldı. Israrla gazetelerin kime aıt olduğunu soruyor, biz de hepimizin ga- zetelen okuduğunu söylüyorduk. Neyse, onlar da suç kanıtı olarak alındı. Alaplı Polis Karakolu'na götürüldük. Geceyi orada geçirdıkten sonra bayan polis olmadığı için Zongul- dak Emniyet Müdürlüğü'ne gönderildik. Orada da malum işlemler; dayak, küfür. Sorgulamada bize tatile gelmek için bilet parasını nereden bulduğumuz yolunda sorular sorulu- yordu. Bir de yüzme bilip bılmediğimiz. Ayşe îdil, yüzme bil- mediğini söyleyince polislerin gözleri parladı. 'Madem yüz- me bilmiyorsun. neden denize geldin' diye sorup, asıl amaamızın orman kampında eğitime gitmek olduğunu id- dia ediyorlardı. Ne dlyebiliriz, gülmekten başka. Üçüncü gün hepimizi bir odaya aldılar. Önümüzde bir cadır kampında bulunabilecek türden makarna, tencere, çay vs. malzemeler, 15-20 gazeteciye poz verdik. Biz, gülmekten kendimizi alamıyorduk." Yasadışı örgüt üyesi olduklan savıyla 'ele gecirilen' 15 kişi, 15 gün sonunda suç kanıtlanyla' birlikte Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne çıkanldı. Ve hepsi serbest bırakıldı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear