18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30SİSAN1991 + + * * HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 Ekonomi Tıkanırken Güzel: Özal devleti temsil edemez (Baarafl 1. Sayfada) ecslemekten başka bir anlam taşımayan ge- çc tedbirlerle vakit geçirmek yerine, sorun- lam özûne bir an önce inilmesi gerekmekte- dr 3ır başka yüksek bürokrat, Hazine ve Dış Tcaret Müsteşarlığı'nın iki numarası Mahfi Eoimez de bugün Sayın Saracoğlu'ndan fa"<lı düşünmüyor ve uyarıyor: Her devletin hazinesi bir. Bir tek hazine otj. 50 hazine olmaz. Bu fonlar tek tek ku- riMjğu zaman söyledik, yapmayın dedik. k-î kimse dinlemedi. Fonların her birisi ayrı bm hazine, ayrı yönetiliyor. 50 tane hazine- nr olduğu yerde de ne para programı yapı- iasâr, ne de mali program. Fonlann tamamı raokal bir kararla kaldırılmalıdır. Hepsi büt- çe/e, Hazine'ye devredilmelidir. 'ersonel harcamalarındaki 9 trilyonluk ar- ftş da göz önünde tutulduğunda, yıl sonun- dtöütçe açığı 17trilyon değil, 25-30 trilyon oij. Körfez nedeniyle gelecek hibeleri de büt- çe/e katsak açık yine 30 trilyon olur. irtık harcama alanında yapılacak bir şey k&madı. Harcamalan nereye kadar kısabilir- sirz? Zaten bütçede maaş ve borç ödeme- smşında bir şey yok. Gelirleri arttıncı önlem laıvn. Günü kurtarmaya çalışılıyor. Türk halkı as- g&n iki üç yıllık yeni bir istikrar programına ik- ns edilmelidir. Ekonomik gerçekler halka an- laamalıdır." (Milliyet, 29 Nisan 1991, sayfa 11ı. Ekonomideki tıkanmanın hangi noktalar- dadüğümlendiğini sergiliyor bu açıklamalar. Ûzal yönetimi özellikle 1989'un ortaların- dan itibaren kamu finansmanını bekleyen çıkmaz konusunda uyarılmıştır. Öneriler, o dönemde başbakan olan Turgut Özal'a su- nılmuştur. Ama o sıralarda Sayın Özal, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimini düşünüyor olma- lıydı ki, tasarrufu değil, kamu harcamaların- da pompalamayı yeğledi; açık finansman yöntemleriyle büyümeye dönük ekonomi po- litikalarına ağırlık verdi; enflasyonla savaşı- mı ikinci plana itti. Devlet Planlama Teşkilatı da ocak 1990 ta- rihli raporuyla, kamu finansman açığındaki olumsuz gelişmeler ve alınması gerekli ön- lemler konusunda hem Cumhurbaşkanı Özal'ı hem de Başbakan Akbulut'u uyarmıştı. Dinleyen olmadı. Özal yönetimi kamu açıklarını büyük bir sorun olarak görmedi. Ödemeler dengesin- de 1988 ve 1989'da üst üste iki yıl meyda- na gelen fazlalar, kalıcı bir gelişme gibi de- ğerlendirildi. Finansman açıklarının kısa va- deli dış borçlanmayla karşılanması yoluna başvuruldu. Bugün Türkiye'nin kısa vadeli dış borçlan- mada sınıra geldiği görülüyor. Şimdi de bu borcun nasıl geri ödeneceği bir sorun ola- rak gündemdedir. Kısacası deniz bıtti. Günü kurtarmayı amaçlayan önlemlerle ekonomide artık yol alınamaz. Özal yönetimi şöyle düşünüyor olabilir: Körfez dolayısıyla gelebilecek hibe yardım- larla sonbahara kadar acı ilacı ertelemek ve erken seçime böylece gitmek... Tam ne yapılacağı konusunda henüz bir görüş birliği ortaya çıkmamış olsa da, eko- nomik durumun böyle bir ertelemeye taham- mülü olmadığını Özal yönetimi de bilmiyor değil. O zaman ne olacak? Eylülde erken seçime gidebilecekse, ye- ni istikrar paketini erteleyebilir mi? Erteler- se, ekonomi ne olur? Seçim 1992 eylülüne, normal zamanına sarkacaksa, bu durumda 24 Ocak benzeri yeni bir istikrar paketini halkın sırtına vura- cak bir siyasal iktidann seçim şansı ne olur? Kemeri sıksa bir türlü, sıkmasa bir türlü... Hangisi Sayın Özal? Çıkmaz çok derin değil mi? Likat-Iş şoförü öldürüldü ANKARA (Cumhuriyet Bii- rosu) — Türkiye Liman ve Ka- ra Nakil Tahliye tşçileri Sendi- kası'nın (Likat-İş) şoförü Rıd- van Yıldmm, silahlı bir saldır- gan tarafmdan dün sendika ge- nel merkezinde tabancayla vu- rularak öldürüldü. Olayın nede- ni henüz belirlenemezicen polis çok yönlü soruşturma başlattı. Sendika Genel Başkanı Melih Hfisnii Yümaz'ın verdiği bilgi- ye göre olay dün 15.30 sıraların- da meydana geldi. Saat 15.00'te sendikanın Kızılay Sezenler So- kak 4/5 nolu binada bulunan genel merkezine gelen kimliği belirsiz bir kişi, kapıdaki görev- lilere sendikanın şoförü Rıdvan Yıldırım'ı aradığını söyledi. Da- ha sonra Rıdvan Yıldırınj'la bir odaya geçerek bir süre konuşan saldırgan, bilinmeyen bir neden- le üzerinde bulunan silahı ateş- ledi. Görgü tanıkları iki el silah sesi duyduklarını söylediler. Sal- dırganın silahından çıkan kur- şunlarla başından ve göğsünden yaralanan Rıdvan Yıldırım, kal- dırıldığı Belediye Hastanesi'nde öldü. Saldırganın olaydan son- ra koşarak binadan çıktığı ve kayıplara karıştığı kaydedildi. Olaya el koyan polis, sendi- ka binasındaki görgü tanıkları- nın ifadelerine başvurdu. ANAP tam teslîm (Başiarafı 1. Sayfada) leceği öne sürülüyor. Anayasa değişikliği ve erken seçim: Cumhurbaşkanı Özal'ın anayasa değişikliği ve erken se- çim isteğini Mecliste gündeme getirebileceği ANAP kulislerin- de konuşuluyor. Özal'ın bu ya- sama yılı içerisinde anayasa de- ğişikliğini gerçekleştirmesi ve er- ken seçim kararını meclisten çı- karması halinde haziran ayı içe- risinde toplanması gereken ANAP üçüncü büyük kongresi- nin erken genel seçim sonrasına bırakılabileceği öne sürülüyor. Özal'ın ANAP lideri olarak gi- receği cumhurbaşkanlığı ve mil- letvekili seçiminde güç kazan- mayı hesapladığı, bu güçle gidi- lecek kongrede istediği sonucu almasının daha kolay olacağı ifade ediliyor. Akbulut silindi: İstanbul ll Kongresi Başbakan Akbulut'un ANAP grubu ve delege tabanın- da silinmcsinc yol açtr. ANAP kulisinde taraflar arasında "uz- laşma sağlama" iddiasıyla orta- ya çıkan Akbulut'un etkisiz kal- dığı, sorunun yine bizzat Cum- hurbaşkanı Özal'ın devreye gir- mesiyle çözümlenebildiği ifade ediliyor. Kulislerde "Akbulut önce muhafazakâr ekiple işbir- liği >ap(ı. Ancak Özal'ın ısran karşısında önce Hüsnü Doğan'ı azletmek durumunda kaldı, sonra da ilçe başkanlannın fesih ile tehdit etti. Belki Özal'ın gö- zünde puan kazandı, ancak par- ti içerisindeki etkinliği sıfırlan- dı" yorumları yapılıyor. Akbulut İstanbul kongresin- de izlediği politika ile ANAP içerisindeki eğilimlerden de tep- ki topladı. Mesut Yılmaz yanlı- sı liberaller "böylesine silik \e etkisiz bir başbakan ile ANAP'- ın seçim kazanması 'mümkün değildir" yorumunu yaptılar. Akbulut'a destek veren milliyet- çi ve muhafazakâr kanat ise Ak- bulut'tan desteklerini çekmeye başladılar. Akbulut'un buyük kongrede Özal'ın desteğini almasına da zayıf bir olasılık olarak bakılı- yor. ANAP grubunda "Akbu- lut Özal'ın desteğini alsa bile kongrede genel başkan olarak seçilmesi çok guç" yorumları yapılıyor.. Muhafazakârlann güç kaybı: Semra Özal ve Cumhurbaşkanı Özal'a direnen muhafazakârlar da İstanbul il kongresinde güç kaybına uğradılar ve kendi ara- larında bölündüler. Milli Sa- vunma Bakanlığı'ndan azledilen Hüsnü Doğan Semra Özal'a karşı direnişini sonuna kadar sürdürmeyi başanrken, Devlet Bakanı Mehmet Keçecijer son anda Cumhurbaşkanı Özal ile uzlaştı. Keçeciler'in uzlaşması üzerine ertelenen kongrede Ta- lat Yılmaz'ı destekleyen muha- fazakâriann bir bölümu bu kez Semra Özal'ın listesine oy ver- diler. Ancak muhafazakâr eği- limindeki delegelerin büyük bir bölumünün Semra Özal adını çizdikleri öne sürüldü. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — Semra Özal'ın ANAP İstanbul İl Başkanlığı'na seçil- mesi parti içinde çeşitli tepkile- re yol açtı. ANAP'ın "liberal" kanadı sonuçtan menvnun gözti- kürken, genel başkan adayla- rından Hasan Çelal Güzel, Cumhurbaşkanı Özal'ı sert bir dille eleştirerek "Kansını il baş- kanı yapmak için akla hayale gelmedik baskılar uygulayan bir cumhurbaşkanının devlet ve hu- kuk müesseselerini temsil etmesi mümkün değildir" dedi. Devlet Bakanı İbrahim Özdemir ise so- nucun partiye hareket getirece- ğini söyledi. ANAP Teşkilat Başkanı Orhan Demirtaş, kim- senin bu kongrenin sonucuna bir şey diyemeyeceğini, "maddi ve manevi baskılann" her yerde olduğunu belirtti. Bu arada ANAP il kongresi sırasında 51 oy pusulasından Semra Özal adının çizilerek Ta- lat Yılmaz yazılmasına karşın, oyların Semra Özal'a yazıldığı öne sürüldü. Ancak Beyoğlu İl- çe Seçim Kurulu, bu yönde bir itirazın incelendiğini ve doğru olmadığının anlaşıldığını bildir- di. Semra Özal'a karşı seçimi kaybeden Talat Yılmaz da "de\- lete karşı mücadele verdigini, baskılar karşısında kazanması- nın mümkün olmadığını" söy- ledi. ANAP İstanbul II Başkan- lığı seçimini 82 oyla kaybeden "Genç Demokratlar"ın adayı Talat Yılmaz, kongrenin hukuk kurallarının ayaklar altına alın- dığı bir ortamda, delegelere "ne- fes kesen bir baskı" altında ya- pıldığını ileri sürdü. Yılmaz, me- deni bir insan olarak kongre bi- timinde Semra Özal'ı tokalaşa- rak tebrik ettiğini, ancak "küçültücü" diye inandığı için elini kesinlikle öpmediğini be- lirtti. Yılmaz, kongrenin eşit koşul- lar altında geçmediğini ifade ederek şunlan söyledi: "Delegeye bunaltıcı baskı u>- gulandı. Kongre öncesi listeleri- nin bile kabul edilmeyeceği yo- lunda yalan haberler >aydılar. Delegeye 'Kongre günu büyük şeyler olacak. Can tehlikesi bile meydana gelebilir' şeklinde me- sajlar yayınladılar." Kongrenin "seçim" maddesi ile başlatılması yerine, yeniden kongre yapıldığını söyieyen Yıl- maz sözlerini şöyle sürdürdü: "Siyasi Partiler Kanunu'nun 2820 sayılı maddesinin 21. şık- kını okuyan herkes kongre gü- nü hukuk kurallarının ayaklar altına alındığını rahatlıkla gö- rür. Kongre günu başbakanın bir konuşma yapması ise seçi- min nasıl adaletsiz bir şekilde gerçekleştirildiğinin en açık ka- nıtıdır. Bir de başbakan benim vermedigim sözleri verdigini söyleyerek delegeleri de yanılt- mayB çalıştı. Müdahale etmek hakkımdı." Talat Yılmaz, ANAP'taki ge- leceğin "Genç Demokratlar"ın elinde olduğunu vurgulayarak, "Kiminle mücadele ettiğimizi çok iyi biliyoruz. Bizim hareke- timizi destekleyen delege arka- daşlarımız var. Bundan böyle bu delege arkadaşlanmızla parti içi demokrasiyi yerleştirmeye çalı- şacağız" diye konuştu. İstanbul il kongresini değer- lendiren Hasan Celal Güzel de kongreyi "Hukuk, adalet ve de- mokrasinin yuz karası" olarak niteledi. Güzel, Semra Özal'ı İs- tanbul il başkanı olarak tanıma- dığını ifade etti. Güzel, 1.5 gün içerisinde üç ayrı hâkimin İlçe Seçim Kurulu başkanı olarak tayin edildiğini, aynı konuda dört ayrı karar alındığını da hatırlatarak, şöyle konuştu: "Kansını il başkanı yapmak için akla hayale gelmedik baskı- lar uygulayan bir cumhurbaşka- nının devlet ve hukuk müesse- selerini temsil etmesi mümkün değildir. Şahsiyet ve haysiyet sa- hibi ANAP'hları bu rezaletleri protestoya davet ediyorum." Liberaller memnun Semra Özal'ın il başkanlığına seçilmesi liberalleri sevindirdi. Kongreden önce Özal lehine ku- lis çalışmaları yapan ANAP ge- nel başkan adaylarından Mesut Yılmaz'ı destekleyenlerin delege listesinde ağırlıkta olduğu kay- dedildi. Devlet Bakanı tbrahim Özde- mir, "Bu sonucun partiye hare- ket getireceğine inanıyorum. Partimize ilgi artacak" dedi. Öz- demir, Bayan Özal'ın 2 mayısta başlayacak Uzakdoğu gezisin- den sonra zamanının önemli bir bölümünü İstanbul'da geçirece- ğini söyledi. Özdemir, "Semra Özal'ın genel başkan adaylığı söz konusu olabilir mi" sorusu- na, "Kongreden önee hem cum- hurbaşkanı hem de Semra Ha- nım böyle bir şey olmayacağını söylemişlerdi. Oyle olacağına inanıyorum" yanıtını verdi. ANAP Teşkilat Başkanı Or- han Demirtaş. Cumhuriyet'e, İs- tanbul kongresinin tamamİan- masından sonra ANAP'ın 71 il kongresinden sadece Mardin ve Antalya'nın henuz yapılmadığı- nı söyledi. Mardin kongresinin 7 mayısta yapılacağını belirten Demirtaş, Antalya delegelerinin büyük kongreye katılmayabile- ceğini ifade etti. Demirtaş, ANAP Merkez Karar ve Yöne- tim Kurulu'nun önümüzdeki gunlerde toplanarak büyük kongre tarihini belirleyeceğini ve kongrenin haziran ayı sonunda yapılabileceğini kaydetti. Demirtaş, bir soru üzerine "Benim genel başkan adayım Yıldırım Akbulut'tur. Ama her- kes gibi Semra Hanım da genel başkanlığa aday olabilir" dedi. Kongre sonuçları dün Beyoğ- lu İlçe Seçim Kurulu'nda askı- ya çıkarıldı. Askıya çıkanlan lis- telerde 661 delegeden 642'sinin kongreye katıldığı, 15 oyun ge- çersiz sayıldığı, Semra Özal'ın 351, Talat Yılmaz'ın ise 269 oy aldığı belirtildi. Kongre sonuçlarına 48 saatlik itiraz süresi bugün akşam sona erecek. Bu süre içerisinde itiraz olmaması halinde Semra Özal'ın mazbatası yarın kendisine veri- lecek ve mazbatayı aldıktan son- ra il başkanlığı görevine başla- yacak. İlçe Seçim Kurulu yetkilileri, 51 oy pusulasında Semra Özal'- ın adının çizilerek yerine Talat Yılmaz'ın adının yazılmasına karşın, bu oyların Özal lehine sayıldığı ıddıalarını yalanladılar. Yetkililer, Cumhuriyet'e "Böyle bir olay olmadı. çizilme olsaydı bu oylar Talat Yılmaz'ın şahsı- na verilmiş sayılırdı" diye ko- nuştular. Demirel: Çankaya artık sokağa indi İç Politika Servisi — Çum- hurbaşkanı'nm eşi Semra Özal'- ın, ANAP İstanbul İl Başkan- lığı'na seçilmesine siyasi parti- ler tepki gösterdi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, "Cum- hurbaşkam'nın eşi parti il baş- kanı olamaz" derken, DYP li- deri Süleyman Demirel, "Çan- kaya sokağa inmiştir. Makamı geniş çapU zed«lediler" ifade- sini kullandı. DMP Genel Baş- kanı Bedrettin Dalan da Semra Özal'ın "devlet gücüyle" il baş- kanhğına oturtulduğunu söyle- di. Bu arada muhalefet partile- rinin İstanbul il başkanlan, Semra Özal'a kutlama ziyare- tinde bulunmayacaklannı açık- ladılar. SHP lideri Erdal İnönü, Cumhurbaşkanı'nın, tarafsızlık ilkesini "ayaklar altına aldığını ifade ederek Semra Özal'ın bir "cumhurbaşkanı eşi olarak" parti il başkanı olamayacağını söyledi. İnönü, "Bu davranış cumhurbaşkanının, tarafsız ol- madığını bir kez daha ortaya koyuyor. Bunlann hepsinin he- sabı sorulur. Sayın Özal diyor ki 'Ben cumhurbaşkanının ta- rafsız olması gerektiğine inan- mıyorum. Değiştireceğim'. Böy- le bir şey söylemeye hakkı yok ki. Anayasa yürürlükte, buna Hymak cumhurbaşkanının gör^ vi" dedi. Semra Özal'ın ANAP İstan- bul İl Başkanlığı'na seçilmesini "Çankaya sokağa inmiştir" di- ye eleştiren DYP lideri Süley- man Demirel ise "Devlet nüfu- zu ve imkânlan daha çok siyasi iktidann partizanlıgı için kullanılacaktır" diye konuştu. Demirel, Çankaya'nın anayasa- nın öngördüğü tarafsızlık ilke- sini ihlal ettiğini belirterek şöy- le dedi: "Makam geniş çapta zedeten- di. Tartışmalı olan Çankaya, önümüzdeki gunlerde daha çok tartışdacaktır. Ekonomide deniz bitmişti, şimdi devlette denizi bitiriyorlar. Kurumlann tahribi- dir bu. Sanki Çankaya yetmedi de dar geldi. Bekleyelim, göre- lim." DMP Genel Başkanı Bedret- tin Dalan da Semra Özal'ın il başkanlığı makamına "devlet gücüyle" oturtulduğunu söyle- di. Dalan, bu yöntemin ANAP'ın eski huyu olduğunu belirtti. Dalan şöyle dedi: "Kendi içinde demokrasiyi çalıştırmayan, dikta usullerle partiyi yöneten zihniyetin Tür- kiye'ye demokrasi getireceğini sanmak, saflıktan öte bir olay- dır. Birden bire her nedense, başkanlığı da bırakıp neredey- se İstanbul Belediye Başkanı ol- mak istiyorlar. Ancak belediye başkanı olmak var, belediye başkanı olmak var!" G Ö Z L E M UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) Biz gelelim, tütün ve petrol konularına. Bu konularda da yabancı şirketler muratlarına ermek üze- reler. Tütün konusunda yabancı şirketler neredeyse zil takıp oy- nayacaklar. Nasıl oynamasınlar? İstedikleri oluyor. Daha ön- ce, kaçakçılar aracılığı ile Türkiye pazarını ele geçiren ya- bancı sigara şirketleri şimdi de 'legalize' oluyoriar; çıkarta- rını yasal yoldan elde ediyorlar. Yüzdelerini arttırmak için bakan kapılarını aşındırdıkları günler geride kaldı; şimdi ne istiyorlarsa elde ediyorlar. Tütün Tekeli Yasası da değişecek; artık engel mengel kal- madı... Petrol şirketleri de bugünlerde ellerini ovuşturarak Pet- rol Yasası'nı değiştiren tasarının bir an önce yasalaşması- nı bekliyorlar. Tasarı, TBMM Bütçe ve Plan Komisyonu'ndan da geçti; Genel Kurul'da görüşme sırasını bekliyor. N'e getiriyor yeni tasarı? Yerlisi ve yabancısı ile özel şirketlere hiç yatırım yapma- dan rafinerileri kurma ve petrol ürünlerini pazarlama hakkı getiriyor. Yürürlükteki yasa, petrol üretmeyen şirkete petrol pazar- lama hakkı vermiyor. Yasa 'belge alma hakkını da ancak sermayesinin yarısından çoğu devletin olan Tüpraş, Botaş, Petkim gibi şirketlere veriyor. Petrol üretmeyen bir şirkete belge de verilmiyor. İşte tasarı bu engeli kaidırıyor. Petrol konusunda hiçbir riski olmayan en kazançlı tica- ret yolu böylece açılıyor. Bundan sonra, petrol arama yatırımı yapmayan şirketle- re, tasfiye, depolama, taşıma, boru hattı tesisi ve işletme hakları verilecek. Ûrneğin, Korkut Özal'ın Irak'tan kara Avrupası'na petrol taşıyan şirketleri bundan sonra bu işleri de yapacaklar. Ta- bii Allah rızası için! Bu tasarı yasalaşırsa, bir yabancı şirket neden Türkiye1 de petrol bulmak için yatırım yapsın? Yapmaz; bunun yerine işin pazarlaması ile tatlı kârlar el- de etmeyi yeğler. Yeni tasarı bu yolu açıyor. Diyor kl: —Yatınm yapmadan para kazanın... Bu yatırım yapmadan para kazanma formülü de 'petrol politikasında uygulanan serbest piyasa ekonomisi' gerek- çesi ile sunuluyor Petrolde özelleştirme, daha doğrusu, 'özeileştirme adı al- tında yabancılaştırma' dönemi açılıyor. Petkim'e 'çalışma yaşamını ILO standartlarına uyduruyoruz' diye grev yasağı getirilmesi boşuna mıydı? Petrol Ofisi, Tüpraş, Botaş, Petkim gibi kuruluşlar, yabancı sermayenin eline geçerse, TPAO, kolsuz kanatsız kalacak- tır. Petrol arama çalışmalarının tümüne yakın bölümü TPAO tarafmdan yapılıyor. Tasan yasalaşırsa TPAO aramaları da ister istemez yavaşlayacaktır. Tasarı, 5. maddesi ile de arama ruhsatlanmn sürelerini uzatıyor Süre uzatmanın da sakıncası şu: TPAO, bugün ruhsatların yüzde 42'sine sahip, geriye ka- lan yüzde 58'i öteki şirketlerin elindedir. Bu, süre uzatma formülü de uygulanırsa, o zaman, yabancı şirketler, petrol kaynaklarını uzun süre kapalı tutabilecekler; bu kaynaklan diledikleri zaman kullanacaklardır Petrol yasa tasansı, ulusal kaynaklar üzerinde yabancı şirket ipotekleri getiriyor. Dikkat! Irak'a gıda ihracı serbest (Baştarafı 1. Sayfada) yapılacak başvurular bu kuru- luşlarca karara bağlanacak. Hazine ve Dış Ticaret Müste- şarhğı'ndan yapılan açıklamada, Güvenlik Konseyi'nin 3 nisanda Irak'a yönelik ekonomik ambar- gonun hafifletilmesi yönünde bazı düzenlemeler yapıldığı be- lirtilerek şöyle denildi: "Buna göre Irak'a gıda mad- delerinin ihracı Birleşmiş Millet- ler Yaptınmlar Komitesi'ne bil- gi vermek kaydıyla, lemel insa- ni ihtiyaç maddelerininki ise anı- lan komiteye gerekli bilgiler ulaştmldıktan sonra itiraz vaki olmaması halinde imkân dahi- line girmiştir. Irak menşeii mal- ların ithaline getirilmiş olan ya- saklamalar henüz devam etmek- ""• tedir. Kuveyt'e karşı uygulanan kısıtlayıcı önlemler ise bilindiği gibi daha önceden kaldınlnuş bulunmaktadır." BM Güvenlik Konseyi, Irak- ın Kuveyt'i işgal etmesinden son- ra her iki ülkeye yönelik ihracat ve ithalat ambargosu kararı al- mış, Türkiye de bu kararı uygu- layan ilk ülkelerden biri olmuş- tu. Savaşın sona ermesinden sonra Kuveyt'e yönelik ambargo kaldınlmış ve Irak'a yönelik am- bargonun da hafifletilmesi ka- rarlaştırılmıştı. ENSTRIMANTASYON914. İstanbul, Uluslararası Enstrümantasyon veTeknikKontrol Cihazlan Endüstriyel Fuan A.B.D., Japonya, İngirtere, Almanya, Fransa, Hollanda, Danlmarka, İsveç ve Fln- landlya gibi sektöre dünya çapında egemen ülkelerin dev kuruluşlarının yanısıra, İn- gRtere, Macaristan ve Halya'nın ülke standları ile yeraldığı.. Uluslararası düzeydeki Türk kuruluşlannın katıhmı ile gerçek uluslararası nitelilçte. . Türkiye pazarı için yeni birçok ürün ve dünyanın en yeni teknolojileri tüm sektör çeşitleri ile birarada... Kimya'91'de. Her türlü endüstriyel kimya makinaları, cihazlan ve dona- nımlarının yanısıra analitik cihazlar, tahlil gereçteri, katalizörler, santrifüjler, kimyasal maddeler, kontrol aletleri, ölçüm ve test aletleri, mikserler, pompalar, arıtım cihazlan, güvenlik cihazlan, vanalar, ısı kontrolü, her türlü kimyasal ürünler, kimya ile ilgili teknik yayınlar, dergiler ile tüm diğer lıteratür ve bilgisayar çalışmaları... Enstrümantas- yon'91 de: Enstrümantasyon ve teknik kontrol cihazlan konulannda dünyadaki en son gelişmelerin yanısıra programlanır kontrol sistemleri, endüstriyel kontroller, madde test makinaları, akış ve düzey ölçme ve kontrol sistemleri, işlem ölçüm ve kontrol cihaz ve sistemleri, elektronik ölçüm ve test cihazlan, metalurjik cihazlar, veri alma yazılım aletleri, alıcı, verici ve kaydediciler: servis ve tamir ekipmanlan, optik atetler... Pazarlama potansiyeli, prezantasyon kalitesi, olağanustu katılımcı kapsamı ile sektör- lerinin en nttelikli fuarları... ÜsteHk Türkıye'deki tek amaca uygun ve her türlü modern altyapıya sahip dünya standartlanndaki tek özel fuar merkezinde... 8.lstanbul, Uluslararası Endüstriyel Kimya, Makina,Cihaz, Donanım ve Teknikleri ile Kimyasal Ürünler Fuan 12.00-20.00 PazarGünü:1Z0O-18.00 15MAVI8 CONVENTIONfr E\niBmoN CCNTCR inferleks A&D
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear