18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
30NİSAN1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 SERBEST PİYASADA DÖVtZ ABODolan AlmaıMariu İsviçre Frangı Hollanda Ftorini Ingıliz Stertnı Fransız Frangı 100 I üreb S.A.RıyaK Avus. Stnı Alıs 4080 2295 2730 2230 6850 670 312 1070 323 Satiş 4090 2305 2740 2240 6900 680 317 1080 330 ALTIN 6ÜMÛŞ Cumdunyet Reşat 24 ayar attın 22 ayar bilezik 900 ayar gûmûş Vakıfbank Altını Ziraat Attını Halkaltın Alış 306.000 325.000 46.300 41.400 570 242.000 238.000 237.000 Satış 310 000 340 000 45 550 46 200 598 237 000 243 000 242 000 M.BANKASI PİYASALARI Ryasası Dövo Piyasası Mtm Piyasası Ort Faz {%) tsl Hac (MılyarTL) Dolar kapanış (TL) fc.Hac (Müyon J) Kapamş (ons/J) islem Hacrri (kg) 95 00 2 180 6 4140 5159 35150 372 Borsa genel kıırulu • Ekonomi Servisi — Borsanın yıllık olağan genel kumlu bugün saat 14.00'te tstanbul Ticaret Odası'nda toplanıyor. Toplantıda, "Ticari Bankalar" grubunun yönetim kurulunda bulundurduğu bir temsilcilik için seçim yapılacak. Borsa kulislerinde bir yönetim kurulu üyeliği için dört adayın çekiştiği belirtiliyor. Genel kurulda aynca yeni kurulan tahvil piyasasının yönetmeliği onaya sunulacak. 2 bankadan faizarttınmı • Ekonomi Servisi — İş Bankası 6 ay vadeli mevduata uyguladığı faiz oranını 1 puan, Şekerbank da yıllık mevduat faizini 2 puan arttırdı. İş Bankası'nın 6 ay vadeliye uyguladığı faiz oranı yüzde 60'tan yüzde 61'e yükseltildi. Şekerbank ise yıllık mevduat faizini 1 mayıstan itibaren yüzde 68'den yüzde 7O"e çıkarttı. İş Bankası halen 1 ay vadeli mevduata yüzde 45, 3 ay vadeliye yüzde 59, 6 ay vadeliye yüzde 61, 1 yıl vadeli mevduata yüzde 63 faiz verirken, Şekerbank 1 ay vadeliye yüzde 50, 3 ay vadeliye yüzde 62, 6 ay vadeliye de yuzde 64 faiz vernaeye devam ediyor. TKB'de sermaye arttınmı gündemde • Ekonomi Servisi — Türkiye Kalkmma Bankası'nın olağanustü genel kumlu bugün (30 Nisan 1991) Ankara'da yapılacak. Tek gündem maddesini görüşmek üzere toplanan genel kurulda TKB'nin sermaye artışına ilişkin konuiar karara bağlanacak. 1990 yılı iştirak satış kârları ile Yeniden Değerleme Değer artış fonlannın banka sermayesine eklenmesi bekleniyor. Genel kurul karanyla aynca sermayeye eklenen tutarın dağıtım şekli belirlenecek. Elektrik yanıı zamlı • ANKARA (ANKA) — Türkiye Elektrik Kurumu'nun (TEK) yü sonuna kadar programlanan ve her ay elektrik fiyatlarına yüzde 3 zam yapılmasmı esas alan programından sapılarak elektrik fiyatlarına 1 mayıstan geçerli olmak üzere yapüan yüzde 9'luk zam çarşamba günü yürürlüğe giriyor. TMO: Bugdaya destek bitmedi • ANKARA (Cumhuriyet Biirosn) — Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Özgüneş, "Buğdayda desteklemenin kaldırılması söz konusu değil. Ancak uzun dönemde yöntemde bazı değişiklikler yapılabilir" dedi. KISA KISA İSVİÇRE StGORTABirikim Reklamcılık'ın hazırladığı imaj kampanyası ile ilk kez kapsamlı bir biçimde medyaya çıkıyor. TUrkiye'de mümessil olarak 1926'dan beri La Suis Umum Sigorta adıyla faaliyet gösteren Isviçre Sigorta, 1988 yılında ana şirket Swiss Re ile ortak oldu. DEVA HOLDİNG'in üreitiği Ciflosin adlı anübiyotiğe Sovyetler Birliği tarafından ruhsat verildi. Dünya kemer sıkıyor T U K E T I C I G O Z U Y L E Para ve kredi darboğazı, 155 ülke temsilcisinin katıldığı IMF-Dünya Bankası toplantılarının ana gündem maddesi. Ekonomi Servisi — Dünya ekonomisinin şu anda yjaşadığı önde gelen sorunlardan b"iri olan "kredi darboğan" IMF ve Dün- ya Bankası'nın önceki akşam Washington'da başlayan bahar dönemi yan yıl toplantılarında da en önemli gündem maddesi- ni oluşturuyor. Toplantılarda IMFnin bu para darlığı nede- niyle üye ülkelerden SDR (Özel Çekme Hakları) tahsisatı iste- mesi bekleniyor. Aynı nedenle Dünya Bankası da orta ve uzun vadeli kalkınma projelerini des- teklemekten çok kredi kullanı- mında özel sektöre anahtar rol veren bir kuruma dönüşeceğinin ilk işaretlerini vermeye başladı. önceki akşam VVashington'da başlayan IMFye üye 155 ülke- nin temsilcilerinin katıldığı IMF- Dünya Bankası yan yıl toplan- tılanna Türkiye'yi Merkez Ban- kası Başkanı Rüsdii Saracoglu, Başkan Yardımcısı Ercan Kum- ra, Hazine Müsteşan Namık Kemal Kılıç ve Müsteşar Yar- dımcısı Mahfi Egilmez temsil ediyor. 2000 vılında yoksulluk yoksuftarm sayta Afrika (sahra att) Dofiu Asya Gûney Asya Doğu Avrupa Ortadoâu ve Avrupa L. Amerika ve Karayıpler «ştaa 1985 46L8 20.4 509 78 31.0 19.1 32.7 2M0 4ai 4.0 260 79 22.6 11.4 18L0 1MS 180 280 525 5 60 75 1.125 2M0 265 70 365 5 60 60 825 y r VOkSUİ İnS3FI Dünya Bankası'nın tahminienne göre ha- len 1 milyar 100 milyorı civarında olan yoksul ınsan sayisı, 21. yûzyıla gırdiği- mizde yalnızca 825 mılyona dûşecek. Yoksullukla mücadelede en çok Doğu Asya başanlı olacak. Doğu Avrupa'da ise nûfus 2000 yılına kadar artmayaca- jjı halde, yoksul ınsanlann topiam nûfusa oranı yükselecek. Kara Afnka'da ise yoksullann sayısı artacak. Dünya Bankası yılda 370 dolardan az gelirı olanlan yoksul kabul ediyor. Toplantı öncesinde bir araya gelen gelişmekte olan 24 ülkenin temsilcileri, gelişmiş ülkelerin uyguladığı sıkı para politikala- nnı eleştirdiler, kredi daralma- sından yakındılar. 24'ler Gru- bu'nun toplantısı sonucu yayım- lanan ortak bildiride, 3. Dünya Ülkeleri'nde dış borc krizinin patlak verdiği 1980'li yıllann başlanndan bu yana, bankala- rın taze kredi vermekten kaçın- dığı, bunun sonucu son yıllarda 3. Dünya'nın 1. Dünya karşısın- da net sermaye aktancısı haline dönüştüğü belirtildi. Kredi darboğan, Dünya Ban- ka'sının kredi politikasında da önemli değişikliklere yol açıyor. Dünya Bankası yetkilileri, bu değişimi, toplantıya katılanlara açıkladılar. Artık Dünya Banka- sı, kalkınmakta olan ülkelerde büyük projelere kredi vermekten kaçınacak. Bankanın kredilerin- de ana kıstas "verimlilik ve etkinlik" olacak. Verilen kredi- lerin daha verimü ve etkin bi- çimde kullanılması için de özel sektör anahtar bir rol üstlene- cek. Reuter'in haberine göre Dünya Bankası yetkilileri bu de- ğişimi "artık kalkınma planian, karau projeleri ve büyük yatı- nmlann devri kapandı" sözle- riyle dile getiriyorlar. Banka, bundan böyle geliş- mekte olac ülkelerde sermaye piyasalarının geliştirilmesi ve uluslararasılaştırılması gibi önemlere daha fazla ağırlık verecek. Kalkınmakta olan ülkelere 1975-1980 arasmda kişi başına 9 dolarlık sermaye transferinde bulunan Dünya Bankası'nın bu katkısının gelecek beş yılda iki dolara kadar duşmesi bekleni- yor. ABD de bankaya, kalkın- makta olan ülkelere kullandıra- cağı kredilerde özel sektörü teş- vik amacıyla verilenlerin paymın 1995'te yüzde 50'ye çıkanlması için sürekli baskı yapıyor. Dünya Bankası'nın kredi kıs- taslannda da önemli değişiklik- ler olacak. Örneğin Dünya Ban- kası Başkanı Barber Conable, büyük ölçüde silahlanan geliş- mekte olan ülkeleri uyararak bu tutumlanyla alabilecekleri kre- dileri yitireceklerini söyledi. Öte yandan Dünya Bankası1 run hazırladığı raporda bundan böyle verimlilik artışı ile çevre kirliliğinin önlenmesini sağlayan projelere kredi açısından "daha fazfaı şans tanınacagı" belirtildi. 71er doları durdurmadıYedi büyük ülkenin ekonomi kurmaylan, ABD'nin istediği "global faiz incürimi" önlemini benimsemedi. Zirveden sonuç çıkmayınca dolar yükselişini sürdürdü. Ekonomi Servisi — önceki gün VVashington'da, toplanan Yediler Grubu'nun (ABD, Al- manya, Japonya, Fransa, Ingil- tere, Italya, Kanada) maliye ba- kanlanyla merkez bankası baş- kanlan, faiz oranlannın indiril- mesi konusunda somut bir ka- rar alamadan dağıldılar. ABD Dolan hızlı yükselişine devam etti ve dün TSÎ öğleyin Asya borsalarında 1.7750 marka ve 139 yene çıktı. Türkiye'de de dün öğlen saatlerinde dolar ser- best piyasada 4 bin 100 liraya kadar çıktı. Yediler Grubu'nun VVashing- ton'daki son toplantısının öne- mi, gelişmiş sanayi Olkelerinin içine girdiği durgunluk, buna bağlı olarak bir süredir ortaya çıkan büyük kredi daralması, bir süredir ABD Dolan'nın mark karşısında sürekli değer kazanması gibi olgulardan kay- naklanıyordu. 1992 yılında yapılacak baş- kanlık seçimi için şimdiden kol- ları sıvayan George Bush, ABD de dahil olmak üzere Batı eko- nomisinin içinde bulunduğu durgunluğu ve kredi daralması- nı aşabilmesi için tek çıkar yo- lun, faiz oranlarını bütün dün- yada genel olarak indirmek, böylece para politikalannı gev- şeterek ekonomileri canlandır- mak gibi önlemler olduğu görü- şünde. ABD ekonomisinin, ge- çen hafta açıklanan istatistikle- re göre 1990'da girdiği resesyon zıncirini kıramadığı, ekim-aralık 1990'da yüzde 1.6 oranında ge- rileyen GSMH'nin, ocak-mart 1991 döneminde yüzde 2.8 ora- nında gerilediği ortaya çıktı. Öte yandan ABD ekonomi- sinde son zamanlarda görülen tek olumlu nokta olan ihracat patlamasının devam etmesi için hem doların yükselişini durdur- ması hem de Avrupa, Kanada, Japonya gibi ülkelerde tüketimi kısıtlayıcı resesyon eğilimlerinin ortadan kaldırılması gerekiyor. Şimdilik doların düzeyi, Ameri- kan ihracatını baltalayıcı bir noktaya ulaşmış değil. Beyaz Sa- ABD Hazine Bakanı Brady (solda) ile Merkez Bankası Başkanı Greenspan, amutia girdikleri zir- veden eü boş döndü. ray'ı asıl korkutan, diğer ülke- lerin resesyonu besleyen sıkı pa- ra politikalannı devam ettirme- si. Bunun için Beyaz Saray yöne- timinin düşündüğü tek canlan- dırma yöntemi, faizleri düşür- mek. Bu tür bir gevşemenin ya- ratacağı enflasyonist ortamdan ABD çok fazla korkmuyor. Bu nedenle Bush yönetimi, ana amacı "sıfır enflasyonla büyü- meyi sağlamak" olan Yediler Grubu toplantılarına, bu kez "diişük enflasyonla büyiime" mesajını iletti. George Bush, bu tezlerini, Ye- diler Grubu'na kabul ettirmek için önceki gün VVashington'da- ki toplantı başlamadan önce alı- şılmadık bir tarzda bir resepsi- yon vererek altı büyük ülkenin maliye bakanlanyla merkez bankası başkanlannı ağırladı ve "lobi" yaptı. Ancak Japon ve Alman ekonomi kurmaylan bundan pek fazla etkilenmedi- ler. Japonya ve Almanya faizlerin düşurülmesi ve para politikala- rının gevşetilmesi konusunda olumsuz bir tavır içindeler. Bu tavır oldukça mantıklı. Hem yen hem de mark, dolar karşısında hızla değer yitirirken Japonya ve Almanya'nın faizleri indirmesi, kendi paralarını büsbütün çö- kertebilecek. Almanya, birleşmenin getirdi- ği yüksek maliyet, uzun süredir ilk kez yaşanan enflasyon kor- kusu, Doğu Almanya'dan gelen yüksek fiyat artışı talepleri kar- şısında, enflasyonu kamçılaya- çak böyle bir önlemi reddediyor. Üstelik Almanya'da sıkı para politikasının gevşetilmesini mut- laka gerekli kılacak bir resesyon da yaşanmıyor. Japonya da resesyondan çok enflasyondan korkan bir ülke. Öte yandan son bir yılda aşırı derecede yükselen gayri menkul fiyatlannı dizginlemek için tam şu sırada parlamentoya bir ya- sa teklifı getiren Japon hüküme- ti; emlak fiyatlannı yeniden kış- kırtacak bir faiz indirimini pek mantıklı bulmuyor. Üstelik, IMF de ABD'nin tez- lerini paylaşmıyor. IMFnin ha- zırladığı son raporda, ABD de dahil, dünya ekonomisinin Bush yönetiminin savunduğu kadar kötü bir durumda olmadığı, re- sesyonun bu yıhn ikinci üç ay- lık döneminde aşılacağı öne sü- rülüyor. IMF Direktörü Michel Camdessus, yaptığı açıklamada yedi buyük ülkeye, "Faizleri su- ni bir biçimde hızla indirmeyin, enflasyonu hortlatır, diıma den- gelerini altüst edersiniz" dedi. Bütün bunların etkisiyle ön- ceki gün VVashington'da yapılan iki ayrı toplantıdan sonra yedi ülkenin ekonomi kurmaylan, kâğıt üzerinde birtakım niyetleri belirten her zamanki gibi "muğlak" bir sonuç bildirgesi yayımlamakla yetindiler. Bildir- gede, "Yedi ülke, gelecek (e eko- nominin kendini toparlayacagı- na dair olumlu işaretlerin oldu- ğunu ve enflsa\onun düşuk dü- zeyde sejTettiğini saptamışlardır. Ancak yine de yedi ülke, faiz oranlannın gercekten yüksek ol- duğunu ve ekonominin yavaşla- dığıru da saptamışlardır. Vedi ül- ke, ekonomiyi iyileştirmek için fiyat istikrannı da dikkate ala- rak daha diişük faiz oranlarını sağla>acak parasal politikalan- nın önemini vurgnlamışlardır. Böylesi bir orta vadeli straleji- nin polansiyel tehlikeleri orta- dan kaldıracak en iyi yol oldu- gunda fikir birliği içindedirler" gibi genel ifadelere yer verildi. Bu durumda her ülkenin ken- di iç sorunlarını gözönünde bu- lundurarak faiz oranlarını tek başına saptayacağı anlaşıldı. Şimdi herkes ABD'nin kendi fa- izini indirerek doların hızını ke- sip kesmeyeceğini, merak ediyor. Borsa sert darbe yediABDURRAHMAN YILDIRIM Ekonominin tıkanması bor- sayı vurdu. Hisse senedi fiyat- ları dün 1991'in en büyük gün- lük düşüşünü yaşadı. İMKB Bi- leşik Endeksi yüzde 6.3 değer kaybederken sanayi endeksinde- ki düşüş yüzde 9.1 oldu. Ekonominin barometresi du- rumuna gelen borsa, dünkü dü- şüşüyle ekonomideki 'kara tabloyu' yansıttı. Önce Mer- kez Bankası Başkanı Riişdü Saracoğlu'nun 'sorunlann bü- yüdügünü' belirtmesi ve pa- ra politikasındaki tıkanıklığa işaret etmesinin ardından Cum- hurbaşkanı Turgut Özal'ın "Geleceğimiz kritik" açıklama- sını, dün Hazine Müsteşar Yar- dımcısı Mahfi Eğilmez'in "Büt- çe açığı 30 trilyonu bulur" şek- lindeki açıklaması izledi. Eko- nominin durumunu ortaya ko- yan bu açıklamaların, doların değer kazanması ve bankalann nakit ihtiyacıyla birleşmesi, bir sureden beri 4000 puanın altına düşmemek için direnen İMKB Endeksi'nin direncini kırdı. 252 puan birden kaybeden İMKB Bileşik Endeksi 3780 puana in- di ve yüzde 6.3 değer kaybetti. Asıl düşüş, sanayi hisselerinde gerçekleşti. 361 puan birden ge- rileyen sanayi endeksi 4321 pu- andan 3960 puana indi. Mali endeksin düşuşu ise yüzde 2.5'te kaldı. Dünkü işlemlerde Garan- ti Bankası ve Pamukbank gibi bankalann satıcı olduklan dik- kati çekti. İMKB Endeksi, dünkü düş- rı, mart ayında ekonomideki olumsuz gelişmelerden etkilene- rek düşüş eğilimini sürdürmüş- tü. Hisse fiyatlan özellikle nisan ayında 'para politikasının çök- mesinden', 'yüksek faizden' ve 'doların yükselmesinden' etki- lenmişti. Fiyatlardaki bu düşüş borsanın işlem hacmine de yan- sımış ve günlük işlem hacmi yaklaşık üçte iki oranında aza- larak ortalama 150 milyar lira Hisse senedi fiyatları dün 1991'in en büyük günlük düşüşünü yaşayarak endeksin 3780 puana inmesine yol açtı. Bileşik endeks yüzde 6.3 değer kaybederken bazı bankalann portföy boşaltmaları dikkati çekti. meyle birlikte Körfez savaşının olanca hızıyla sürdüğü ocak ayı- nın üçüncu haftasındaki değer- lere geri döndü. İMKB Endek- si en son 22 ocakta 3711.28 pu- an düzeyine indi. Bu tarihten sonra savaşa rağmen yükselen İMKB Endeksi, savaşın bitme- si için gün sayıldığı 26 şubatta 5433.65 puanla, bu yılın en yük- sek düzeyine çıkmıştı. Savaşın şubat sonunda bitmesiyle birlik- te gevşeyen hisse senedi fiyatla- duzeyinden 50 milyar liraya in- mişti. Ekonominin her zamankin- den daha çok borsayı etkisi al- tına aldığının gözlendiği bu dö- nemde, hisse senetlerini olum- suz etkileyen belli başlı faktör- ler şöyle sıralanıyor: —Dövizi ve TL'siyle birlikte para politikasının tıkanması. cağmın anlaşdması ve buna kar- şı bertaangi bir önlem alına- maması. —Para politikasının tıkan- masına paralel olarak faizlerin ve dövizlerin yükselmesi. —Ekonominin çıkmaza gir- mesinin en yetkili kişiler tarafın- dan açıklanması. Ekonominin durgunluğa girmesinden dolayı şirketlerin kârlannın azalması. —Yeni bir ekonomik önlem paketi veya erken secim bekle- yişi. —Belirsizlik, şimdiye kadar herhangi bir adımın atıimaması. —Likidite sıkıntısına giren bankalann portföy boşaltmala- rı. —Doların yükselmesi ve re- ponnn cazip hale gelmesiyle bir- likte 'Kapalıçarşı'nın borsadan çekilmesi. Hem faizin hem de dövizin borsayı kıskaç altına aldığma işaret eden Marbaş Genel Mü- dürü EntİD Çatana, bankalann piyasayı canlı tutan likit fonla- nnı çektiklerini belirtti. Çaıana, "Hükümetin para bulması la- zım. Eger döviz bulunursa hem MERAL TAMER Kredi kartını öğrenirken...Bu hafta okurlanmızdan gelen mektuplann ı ^ ğında kredi kartı konusunun bazı yönlerıne de- ğinmek istiyoruz. Son yıllarda hayatımi2a her ge- çen gün gı."Bn bu kartlar, bir yandan "yaşamı" kölaylaştınrken diğer yandan da zaman zaman sorun çıkartıyorlar. Ya da bilmediğimiz bir mev- zuat nedeniyle bizi sinirlendirebiliyorlar. Ömeğin Izmirli okurumuz Rüştücan Gül- bahçe'nin başına geldiği gibi: "Benim başıma gelen bardağı taşıran son damlaoidu. Kredisiz bir kredi kartı taşımakiste- miyorum artık. Belki bir gün banka komisyonu- nun yansının sizin tarafınızdan odenmesı istenir ve üstelik uzun süren bir provızyona tabi tutulur- sanız, siz de kredi kartı kullanmaktan vazgeçe- bilirsiniz. Belki bir gün cüzdanınızda bir kredi kartı (Ya- pı Kredi VİSA) bulunmasının rahaöığıyia eşinize doğum günü hediyesi almak için bir kuyumcu- ya (ZİRVE Kuyumcular-Karşıyaka) girersiniz. 685 bin liralık altın bir bilezik beğenirsiniz. Kredi kartınızı göster- diğinizde 47 bin 950 li- ra tutan yüzde 7'lik banka komisyonunun hiç değilse ya- nsını ödemeniz gibi bir teklifle karşılaşabi- lirsiniz. Kcmisyonu ödemeyeceğinizi, kre- di kartıyla ılgili komis- yonun kesinlikle satı- cıya ait olduğunu 10-15 dakikahk bir uğ- raş sonucu satıcıya kabul ettirebilirsiniz. Ancak sorun bura- da da bitmeyebilir. Kartınızı verdiğiniz anda yeni bir sorun başlayacaktır: PRO- VİZYON! Satıcı, bankanın İstanbul'daki kredi kartlan merkezine telefon ederek provizyon kaydıyaptınptelefonu kapatabilirve kredi kartlan merkezi ancak 15 dakika sonra yanıt verebilir. Bu süre içinde gerek sattcı ile tartışmalannızdan do- layı, gerekse topiam yarım saati bulan bir bekle- yişten ötürü sinirîeriniz bozulabilir ve yanınızda para taşımayıp kredi kartınıza güvendığinız için kendinize sinirienebilirsiniz. Üstelik bir de za- manla yarışan bir tempoda çahşıyorsanız..." Okurumuzun bu mektubu üzerıne Yapı ve Kredi Bankası'ylayeptığımızgörüşme sonucun- daöğrendık ki dünyanın tüm ülkelerınde borsa ürünterinin alım satımırtda kredi kartlan gecmez- miş. Ancak bilezik gibi işcilik payı olan mücevhe- rat vstürü ürünler için kredi kartı, satıcının kara- nnagöre kabul edilebilirmiş. Nitekim bu olayda da satıcı kendi inisiyatrfini kullanarak kredi kar- tını kabul etmiş. Provizyon konusunda ise Yapı Kredi şöyle diyor: "Provizyon işlemi. tüketici- nin güvenliği için vazgeçümez bir yontemdir. Provizyon süresi, POS terminallerinin bu- lunduğu yerterde en fazla 1-2 dakikahk bir iş- lem olduğu halde, manuel işlemlerde o an- daki ani bir yoğunluk süreyi uzatablliyor." İkinci mektupta ise İstanbul'dan yazan okuru- muz Dr. Ali Rıza Sığırcı kredi kartlannın tüketi- ciye bedavaymış gibi sunulduğunu, ancak al- dıktan sonra hesaptan yüklüce paralar düşüldü- ğünde bu kartlann paralı olduğunun fark edildi- ğini belirtiyor ve tüm bankalann tüketiciyi önce- den bu konuda uyarmasını istiyor. Sığırcı şöyle diyor: "İş Bankası üstdüzeygörevfisi bir dostum, Vİ- SA kartı almamı salık verdi. Türkiye'de veyurtdı- şında para taşımama gerek olmadan her türlü ödemeyi yapabilecek- mişim. Bana ne baş- vuru formumu doldu- rurken ne de kartlar teslim edilirken her- hangi bir uyarı yapıl- madı. Ben de Card-24 benzeri bu plastik kartlann ücret- siz olduğunu sanmış- tım. Ama aradan bir ay geçip de kartlan hiç kullanmadığım halde biri için 70 bin li- ra, diğeri için de 50 dolar (yaklaşık 200 bin lira) isteninçe ger- çeği anladım. Üstelik bu paralan zamanın- da yatırmadığım takdirde yurtiçi için ayda yüzde 7.7, yurtdışı için de aylık dolar üzerinden yüzde 1.7 oranında faiz tahakkuk ettirileceği bil- diriliyordu. Kartı verirken hiçbir açıklama yapılmadığı hal- de, bu kartlan iade etmek istediğimde büyük so- runlaria karşılaştım ve ancak kartlan hiç kullarv rnayacağımı ve eğer geri almazlarsa bankanın önünde yakacağımı belirttikten sonra kartlan ia- de etmeyı başarabitdım. Vbksagereksiz yere 270 bin lira ödemiş olacaktım." Bu örnekten şu ortaya çıkıyor kı kredi kartı mo- dası çıktı diye herkesın koşa koşagıdıp kredi kartı alması yanlış. Eğer aylık gelirimiz ve kredi kartıyla yapacağımız alısvenşler buna değecekse 70 bin lirayı verip kartı alabiliriz. Ama eğer kartı kırk yıl- da bir kullanacaksak, cebimizde süs diye taşı- mak için de kart almayalım. T U K E T I C I N I N S E S I PAMUKKALE'nin tiddiyeti' döviz rezervlerinüı erimesi, büt- B çe ve KİT açıklarının beklene- ekonomi hem de borsa rahat- nin yarısından daha fazla çıka- lar" dedi. Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenciyim. Bayram tatilinde annemi ziyaret için Denizli'ye gitmiştim. 15 nisan günü, ta- tilimin geri kalan kısmını geçir- mek üzere arkadaşlanmla bir- likte PAMUKKALE Turizm'in Denizli-Bodrum midibüsüyle Bodrum'a yolculuk yaptım ve bu yolculuk sırasında ne yazık ki dışı gri, içi siyah kapito- ne, N.N. Club'dan bu sezon 250 bin liraya satın aldığım mont - sveatshirt karışımı bir üstü unutmuşum. Annemle ancak 19 nisan günü iletişim kurarak bu durumu anlattım. Annem hemen Denizli'deki fir- ma yetkilileriyle görüşüp kayıp eşya var mı diye sormuş. Fir- ma görevlilerinden bir tanesi de özellikle bu montu tarif ederek anneme garaj bürosu- na gelip montu almasını söy- lemiş. Annem o akşam vaktin geç olması nedeniyle ertesi sabah saat 10.00'da büroya gitmiş ama montu bulama- mışlar. Daha sonra gelmesi söyienen annem bir hafta için- de 2 kez daha garaj bürosuna gittiği halde montu alamamış. Pamukkale firmasının önce var deyip sonra yok demeleri- ni çok gayrı ciddi buluyorum. Baştan yok deselerdi, "Suç benim kaybettlrn, yapacak bir şey yok" deyip geçecek- tim. Ama mont burada deyip üstelik rengini, biçimini tarif et- tikten sonra mont bulunamı- yorsa burada bir gariplik var. Ayrıca annem 3 kez garaj bü- rosuna giderek hem boş yere yorulmuş hem de zaman har- camış oldu. Aylin Altıntaş-İstanbul MILANGAZtüpüdeğiştirmiyor "Mavi Yolculuk" turlan dü- zenlediğimiz teknelerimizde gerek mutfak, gerekse stcak su gereksinimi için LPC tüp- ler yoğun olarak kullanılmak- tadır. Bu tüpler bittikleri zaman teknelerin uğrak limanlarında ilgili bayiler tarafından değiş- tirilmektedir. Ancak geçen yaz Marmaris'ten Bodrum'a gelen bir teknemizin Milangaz mar- ka tüpü, Bodrum'daki Milan- gaz bayisi tarafından "Bu Marmaris Milangaz'ı, tüpler farklı, değiştiremeyiz" gibi garip bir gerekçeyle değiştiril- memistir. Milangaz'ın izmirve İstanbul'daki yetkililerine uiaş- maya çalıştık, ama başarama- dık. Standardizasyonun, böy- le yaygın kulanılan türdeki bir tüketim malı için son derece- de önemli olması gerektiğine inanıyoruz. Tüketici her adres değiştirdığınde, o bölgenin ol- duğu iddia edilen LPC tüpü- nü mü almaya zorianacak. Yoksa gerçek amaç, bu yön- temlerle üretici firmaya yeni bir finansman rahatlığı sağla- mak mıdır? Tansu Usal ERA Turizm-Bodrum A\rkadaşlanmız konuyu Milangaz'ın sahibi olan Demirören Grubu'nun Halkla llişkiler Müdürü Ali Ünlü'ye aktardılar. Ünlü'den bize gelen yazıda, "İzm'ır Bölge Müdürlüğümüzle Bodrum ve Marmaris bayiliklerini bu gibi gayrı ciddi hareketlere tevessül etmemeleri konusunda uyardık" deniyor Bu arada okurumuz Tansu Usal, Milangaz Bodrum yetkililerinin kendilerini ziyaret ettiğini ve bir daha böyle bir zorlukla karşılaşılmayacağı vaadinde bulunduklannı belirtti. LEVI'S tadilat yapmıyor 10 gün önce LEVI'S Nişan- taşı mağazasından aldığım kot pantolonun gıydıkçe bollaştığı- nı hissettim ve özellikle yazın daha da bol geleceğını hesap- layarak sadece belinden da- raltmak üzere mağazaya gö- türdüm. Ancak ısteğim redde- dildi. "Polftikamız gereği, ta- dilat yapmıyoruz" yanıtıyla ken giymediniz m i " sorusu- nun sorulacağını, malı alırken aklımın ucundan bile geçirme- miştim. Nitekim 2 adım ötede- ki rakip mağaza LEE yetkilisi, böyle bir durumda gerekli ta- dilatı hemen yaptıracaklarını belirtti. Yüzümü kızartıp rica etsem, neredeyse benimkini bıle yapacaklardı. karşılaşabileceğimi ve "Alır- Nusret Topuzoğlu-lstanbul \Jkurumuzun bu şikâyetıni arkadaşlarımız LEVI'Sfimasına aktardılar. Satış Müdürü Bülent Tulundan bize gelen cevabi yazıda. LEVI'S firmasının değişik modeldeki pantolonıarmın Peru'dan Avustralya'ya birbirinin tıpatıp aynı olduğu ve ana firmanın, kalıplarla oynanmasına kesinlikle izin vermediği belirtiliyor URETICIYE TEŞEKKÜR OKTAY Laboratuvannın titizliği Bronşit nedeniyle dokto- ra gittiğimde bazı tahlillere gerek görüldü. Selanik Caddesi'ndeki OKTAY La- boratuvan'nagittım. Sonu- cu almaya gittiğimde Prof. Dr. Oktay Meço, raporumu verirken kan tahliline ilişkin bazı değerferin yüksek çık- tığını, 3 gün sonra tahlili bir kez daha yapacağını, an- cak herhangi bir ücret ge- rekmediğini söyledi. Deni- len günde tekrar gittim. Söz konusu değerler, ilk değerlerin hemen hemen aynıydı. Sayın Tamer, Oktay Laboratuvarı'nın gösterdiği bu duyarlılık ve 100 bin lira tutarındaki bir servisin; benden hiçbir öneri ve rica gelmeksizin sadece insan sağlığına duyulan titizlik nedeniyle tekrarlanması beni çok duygulandırdı. Bilge Doruk-Ankara ÇARŞI'nın jesti Eylülde Ankara Çarşı Mağazası'ndan oğluma al- dığım gömteğin yakasında- ki çıtçıtlar kısa sürede bo- zuldu. Yakın bir tarihte ma- ğazaya giderek tamir imkâ- nı olup o'madığımı sordu- ğumda hemen ilgilendiler. Aradan 8 ay geçmesine rağmen yenisiyle değiştirdi- ler. Seyhan Sahin-Ankara ÖZAK firmasına teşekkür ÖZAK firmasının pazar- ladığı bir müzik seti almış- tım. Çok basit bir anzası için Mersin'de yetkili servi- si bulunmadığından firma- ya yazdım. Odemeli kar- goyla aracı göndermemi, onarıp göndereceklerinı bil- dirdiler. Gercekten de bir hafta içinde aracımı tekrar evıme kadar hiçbir ücret ödemeden gönderdiler. Nurettin Yener-Mersin
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear