18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet Sahıbt Cumtıurıyct Malbaacıhk vç Ga^etecıhk TUrk Anomm Şırketı adına Nadir N«* 0 Gtnel Yayın Muduru Httu Ctmıl. Muessne Muduru Enınt l'saklıgil. Yazı l;kn Muduru Ok« GoMosia, 9 Haber Mnkezı Muduru YllfM B«**r. Sayfa Duzenı Yonctmcnj \lı Acar 0 Temsılaler ANKAR\ Akaci Tın. İZMİR Hik«t Ç«i»k«yı, ADAN* Çclın Vı*»nojlu Iç Potaıka. C<u B*bM>c »5 Habalcr E*T- U a Ekooomı CMfb M K Is-SendıU. $•*>•• IHao. Kaltür u u Itftr. Hlanbul Habcrlrn I m l *•*•«, ESn™ G««»l Şata». Yun Habcrlen >ac*< Detra. Spor Duusmanı AlMMka* Vatttau. Duı Yuılar Kcnn Çafc^Ba. \ra$lırma Şa*M A!*** Dii«ltm* AbMai V«2tcı 0 Koonjııucor Ahna KonbM 0 Malı UİCTfcroltAıti 0 Mü^as«t< Baical lww 0 BıHçe PUnlaııu Stvgi Olw*]| || H'" # Reklam A)-K Tonm 0 Ek tovmlır H.l» «.ol 0 laarf Hnon G m 0 İ M . Ö>*r ÇcHk 0 Bıl|i Islcm VaH İHİ 0 Persorol -*-!i Hoau«o|ta M../T * Oml. H&M ÇelırtJJ». OU> Go«rM». Lgur MBOKV. h u S*fcuk. Al. Skmen. *taM Tu &MC/I ^ tayan. Cumhumti MatbaacıU « GtteuoU TAŞ. Torkocafı Cıd V1354 [M PK :«, Isuuıbul fti 512 05 05 (20 hu). Ttta 22246, Fuc (I) 526 60 72 0 Burolar Inkara. Zıya GökAlp Blv tnkıiap S. No I9'4.Tel 133 II 4M7, leltx. 42344, Fu. (4) 133 0! 65 0 lzair H Zua BJ-- 1352 S. 2/3. Td • 13 12 » . Tek* 52359. Ftı. (31) 19 53 60 0 Uraau lnona Cad II» S Na I b I, Td 19 37 52 (4 kul. Tda: «2155. fta: (71) 19 25 71 TAKVlM: 28 NİSAN 1991 Imsak: 4.23 Guneş: 6.01 Öğle: 13.06 İkindi: 16.55 Akşam: 20.03 Yatsı: 21.34 Yüzyılın başından bugüne her tarihsel dönem kendigiysi ve 'design'ınıyarattı Modanın ıııodası mez Nina Ricci 1991 yazında ipek krepdcn rahat, bol, bir başka havadan çalıyor. Penire ve ttttiin rengi bağlama kemerli bir model. Modasız bir moda anlayışı var bugiin. Artık her yıl her şey var. Kısası uzunu, kapalısı açığı, dan bolu... Yaz-kış ayrımı yok, genç yaşlı aynmı yok... Artık her an her renk moda. Herkes her yaşta dilediğini giyiyor. NECLÂ SEYHUN ~ Anatole France demiş ki: "Bana bir dönemiıı kıyafetlerini gösterin. Size o döDemin öyküsiinü anlatflyım." Ünlü yazar, modanın, olaylann aynası olduğu tezinin altını çizmiş bu sözü ile. Modanın bir büyülü ayna olduğu, bu aynaya savaşlaruı, banşlann, buluşlann, sanatm yansıdığı bir gerçek. Modadan yüz yıllık bir dilim aJalım ele. 1900'lü yıllar. Paris'te modacı Poiret'nin zirveye ulaştığı dönem. Rus balesi Paris'te çılgın bir sükse yaratıyor o dönemde. Bu sanat olayı tüm renkleri, tüm havası, tüm biiyüsü ile yansıyor modaya. Moda bu balenin peşinde suniklenip gidiyor. öylesine bir görkem, bir renk cümbüşü, bir zenginlik, bir moral dünyası... Ardından gelen savaş yılJan bu çizgıyi tümden sildiği, modacılannı alaşağı ettiği gibi, 1990'lü yıllann o nazenin, çıtkmldım kadınlanndan da bambaşka bir kadm yaratıyor. Tipi ile giyinişi ile düşünce ve yaşam biçinü ile bambaşka bir kadın. Artık bir süs bebeği olmak istemiyor, erkeğin oyuncağı, "cid"si olmak yerine, onunla arkadaş olmayı yeğleyen bambaşka bir kadın. Ay ışığında yanmaktan korkarken, deni/e girip bronzlaşan, kısacık saçü, rahat giyimb, biraz erkek çocuk havasmda, canlı, cıvıl avû bir kadın. Çalışma hayatına giren, spor yapan, modern bir kadın. Daha sonraki yıllarda 'Dekoratif Sanatlar' sergisinden esinlenen, ev eşyasından emprimeye, işlemeye dek bu sanatsaî yenilikten etkilenen bir moda. Sonra sinemanın etkinliği ile beraber yıldızlann kıyafetlerini, saç biçimlerini, makyajlannı yansıtan bir moda. Ve... mutlu yülann sonu, savaş... Modayı alabildiğine etkileyen korkunç savaş yıllan... Her şeyin yok olduğu, birçok moda evinin kapılannın kapandığı îkinci Dünya Savaşı. Vatkalı omuzlar, kocalann, kardeşlerin, babalann ceketlerinden giysiler. Boyadan yapılan sözum ona çoraplar, ucuza çıksın diye kısa, küçük elbiseler, pratik olsun diye askılı çantalar, bağcıklı altı tahta pabuçlar... Sonra savaş sonrası... Acıları, karanlıkları, sefaleti unutturmak için inanılmaz bir çaba. Ve Dior'la 'New Look!..' Alabildiğine zengin zarif, kadınca bir moda. Yoksun kalınan tüm zenginliklere yeniden kavuşmanın sevinci... Upuzun, kloş etekler, karınca beller, geniş kenarlı sapkalar, incecik yüksek ökçeli iskarpinler. Modada bir güzeÜik ve şıklık doruğu. Bugür bile hâlâ unutulamayan, dönmek, dönmek ve gene dönmek istenilen moda!.. Sonra moda aynasına yansıyan başka yıllar, başka olaylar... Teknikte ilerleme, yeni buluşlar, konfeksiyon, aya gidiş, uzay yolu, tıpta ilerlemeler. tlk kalp nakli. Dr. Bernard stili modeliler, sonra 'Hippi'ler aşk çocuklan... Ama sonra, ama ya daha sonra?.. Büyülü aynaya yansıyan ne?.. 75'ler, 80'ler, 90'Iar?.. Akılalmaz bir özgürlük, bir kargaşa... Stilsiz bir stil. Modasız bir moda... Artık her yıl her şey var. Kısası uzunu, kapalısı açığı, dan bolu... Yaz kış ayırımı yok, genç yaşü ayırımı yok. Artık her an her renk moda. Herkes her yaşta dilediğini giyiyor. Çocuk yaşta genç kızlann sırtında siyahlar, büyükannelerin sırtında leroy kırmızılar, mikili tişörtler... Slogan: "Keadi modanı kendin yaral!" Ya... Herkes de kendi modasını kendi yaratıyor işte!.. Bu akıl almaz özgürlük, bu başıbozukluk ne zamana kadar sürecek?.. Anatole France'a bugunkü kıyafetlerden sunsak; "Çöz, anlat bakalıın bu dönemj" desek, ne yapardı acaba?.. Uzay giysileri, taş devri kıyafetleri, Uzakdoğu modelleri, Afrika havası, korsanlar, askerler, balıkçılar, süvariler, melekler, şeytanlar, çiçekler... Bu ne kargaşa, bu ne bunaiım?.. Nasıl çıkılacak bu işin içinden, nereye varacak bu apar topar gidiş?.. "Bana bir dönemin kıyafetlerini gösterin. Size o dönemin öyküstinü anlatayım!.." Belki, anlatılabilir bir dönemde yaşamak da öyle bir dönemde ölmek de bir şans!.. 1991 yazında moda aynasına ne yansıyacak?.. Scherrer'in beyaz pamolc satenden geniş kollu bluzu ve puanlı otomandan korsan pantolonu mu? 13 'doktor* suçüstüyakalandı Italyada salıte dişçi şebekesi NİLGÜN CERRAHOCLU ROMA — Bir dişçiler derne- ği sekreterinin başına gelebile- cek en kötü şey nedir? Evet bil- diniz: Yıllarca dişlerini sahte bir dişçinin ellerine emanet ettiği- ni keşfetmek. Italyan Disçiler Derneği Sekreteri Marco Agu- iari'nin başına gelen bu olay, Çizme'de geniş bir sahte dişçi şebekesinin ele geçirilmesine yol açtı. Aguiari, 40 yılük diş- çisinin yanlış tedavisi sonunda dişçi diplomasını incelemek is- teyince "sahte diploma" şebe- kesi İtalya çapında faaliyet gös- teren şebekenin, işin bürokra- sisini en ince aynntılarma dek bilen bir memur, mesleğin püf noktalarına hâkim bir teknis- yen, sahte dokümanlan basan boyutları bu ilk bulguların çok ötesine gidiyor. Parodi, İtalya- da "yiizlerce" sahte dişçi ve doktorun bulunduğunu söyluyor. Önlem alınıyor "Yalnız sahte dişçüerle değil, sahte dokcorlarla da karşüaş- üklanm" soyleyen Parodi, "ay- nca ülkede yolsuz yöntemler uygulayan bir de organ nakii şebekesinin bulunduğunu; To- rino'da boyle bir ihbarla karşı- laştıklarım ve sahtekâr organ nakli uygulayan bu şebekenin de kimliğinin teşhis edildiğini" açıklıyor. Çoğu hayatlannda hiç üni- versiteye ayak basmamış dişçi teknisyenlerinden meydana ge- ttalyan Doktorlar Birliği Federasyonu Başkanı, skandalın boyutlannın ilk bulguların çok ötesine gittiğini, ülkede yüzlerce sahte dişçi ve doktor olduğunu söyledi. İtalya'da benzer şekilde çalışan bir organ nakli şebekesinin de bulunduğu öne sürülüyor. bir grafiker, gerekli damgalann benzerlerini üreten bir artizan- dan oluştuğu tespit edildi. Diploma 600 milyon Aralarındamukemmel işbölü- mü yaparak sahte dışçı diplo- malan üreten bu ekibin, söz ko- nusu diplomalan 300 milyon TL ile 600 milyon TL arasında değişen fiyatlarla satışa çıkar- dığı öğrenildi. 8'i Roma'da, 5'i de Bologna 1 da olmak üzere 13 sahte dişçi "suçüstü" yakalandı. "Skan- dal"ın ortaya çıkmasıyla birlik- te Torino, Cenova ve Adriyatik kıyısındaki Macarata'da da sahte dişçilerin "meslegi icra ettigi" belirlendi. Italyan Dok- torlar Birliği Federasyonu Baş- kanı Eolo Parodi'nin yaptığı apklamalara gore "sahte dişçi" ve "sahte doktor" skandalının len sahte dişçilerin ortaya çıka- nlmasıyla dişçi ve doktorlar üzerindeki kontroller sıklaştınl- dı. İtalyan Doktorlar Federas- yonu bundan böyle dişçi \c doktorların beyaz gömleklerı- nin üstunde gereken tum bilgi- leri taşımalarını istiyor. Italyan Doktorlar Federasyo- nu önerisine göre İtalya'da bun- dan böyle her doktor ve dişçi, göğsünun uzerinde bir fotoğraf ve fotoğrafının yanında da okuldan mezun olduğu tarih, mesleği icra etmesine izin \eril- diği tarıh ve doktor ya da diş- çiler birliğıne kabul edıldiği ta- rihi taşıyan bir belge taşıyacak. Hasta, uzerinde bu dokumanı gorünur bir biçimde taşımayan dişçi ya da doktora muayene ol- mayı reddedebileeek. Hatta bu gerekçeyle soz konusu sağlık görevlisini ihbar etmek hakkı- na da sahip olacak. Fotoğraftan taşan Istanbul MEHMET BAYHAN Belediyelerin, değişik dallarda külturel eylemler ger- çekleştirerek hemşerileri ile bütünleşebileceğini düşü- nürilm. Hatta eski halkevleri benzeri, semtlilerin sa- hip çıkıp çalıştıklan küçük kültür merkezleri ağı ge- liştirilebilir. T plan, çok amaçlı salon, yönetim ve de- po. Dışarıda spor alanı ve çiçeklik. Bayramlaşmadan şür gecesine, kurslardan spora insanlann bir araya gel- diği, konuştuğu, tanıştığı, beraber bir şeyler ürettiği ve semtin sorunlannı irdeledigi mekânlar. Belediye beldenin işlerini yürüten kuruluşsa hemşe- rileri bir moral yapı etrafuıda toplamadan nasıl kararlar aJınabilir ve uygulanabilir ki.. Ülke genelinde de bir- kişi, 449 fotoğrafla katıldı. Gökhan YalU birinci, Mag- gie Danon ikinci, Fethi tzan üçüncü oldular. Mansi- yonları Yusuf Danyerii, Mefamet Kısmet ve Mustafa Kocabaşı aJdılar. Aynca on fotoğraf satın ahndı. Ser- gi, belgesel yaklaşımdan artistik yorumlara bir pano- rama sunmakta. Fotoğrafm inceliklerini yansıtırken bi- raz sarsmakta ve düşündürmekte. Istanbul'un fotoğraflanması deyince akla hemen "gü- zel fsUnbul" gelivermekte ki vaktiyle böyle bir yarış- ma yapılmıştı. Şimdi fotoğrafçılann yorumlanna say- gılı ve gerçekçi bir yaklaşımla Istanbul'un makyajsız yüzünün ortaya çıkması sağlanmakta. Bunca kemiril- meye hâlâ direnebilmiş son bir-iki guzelliğe karşın bu yüz çirkindir, düşündürücüdür. öğrencilik yülarından larla yetinemezler. 1900'lerden başlayarak fotoğrafın veri elde etme, çözümler uretmekteki gücu fark edilmiş ve kullanılmıştır. Ülkemizde yeniden kesfedilmeyi beklemekte. Fotoğ- raflarla her şeyın temeli insana ulaşılır. Insan dikkate alınmayınca yıkılır yol geçirilir, kazık kakıhr yol geçi- rilir, bir köprü daha yapıbp yol geçirilir. Üç katm üze- rine on, on katm üzerine yirmi kat izni verilir. Bir can- lının organlan gibi kentin bölgelerinin oraru, ilişkileri düşünülmez. Ortaya kanser uru çıkar. Sonra da ver- yansın edilir "Gördünüz mii beceremediler..." Fotoğ- raflar diyor ki yanhşlar ötelerde başlamış ve tstanbul kurban edilmiştir. Artık bir değil on beş başkan kur- taramaz. Belki de tek çözüm umudu "ulusal felaket ÇELİŞKİ — Mustafa Kocabaşı, "Çelişki", Mansiyon. Al gözüm seyreyle, işte tstanbnl'dan kalan. Ister çercevele duvaruıa as, ister çöpe at. likler, sendikalar, dernekJer, meslek odaian, eğitim ku- rumları ile böyle bir katılım doğrusu olsa gerek. Doğ- ru, iyi, güzel temel maddenin fızik özelliklerinin biçim- leri gibi geliyor bana. Yani matematik kurallar. Insan ise bu kuraJlara aykın davranmayı marifet sayan bir mutasyon ürünü. tstanbul konulu fotoğraf yanşması, Büyükşehir Be- lediyesi Kültür Işleri Daire BaşkanlığYnca düzenlendi. Gerçeklestirilmesinde Yıldız Universitesi Meslek Yük- sekokulu Fotoğraf Programı ile işbirliği yapıldı. Bele- diyelerin ve devletin, her dalda olabildiğince çok ça- lışma yapılabümesi için uygulayacaklan bir yöntemdır işbirlikleri. Fotoğraf eğitimi ise böylesi eylemlerle ha- reketlenebilir, deney birikimi hızlanabiür. Yanşmaya 119 bir tarumlamayı anımsıyorum, "Yanlış ekonomik po- litikalann topragından kopardığı köylü buyük kentin kaldınmlanna duşer ve sosyal tozlan havalandınr." Dengini sırtlayıp gelen için elde pala yo! açılacak bir cangıldır büyük kent. Korunacak ve geliştirilecek ya- şam ortamı değil. Çok değil yirmi beş yıl önce "Bura- sı tstanbul" demek, "Burada insanlar savgılıdır, Türkçe doğru ve güzel konuşulor" anlamındaydı. Şimdi ise "Dag yasalan geçerlidir, ne yap et, işini yüriit" demek- tir. Fotoraflar bu değişimi yansıtmakta. Mimarlar "İçinde yaşanan mekfin insanı eğitir" der- ler. tstanbul'un sorunlarım belki de bu tür sergiler önünde konuşmak gerek. Kitlelerin yaşamını etkileye- cek kararlan alanlar kâğıt üzerindeki haritalar, sayı- bölgesi" ilan edip tüm uzmanlan seferber etmektedir. Ortada sorun varsa üstesinden gelebilecek uzman da vardır. — Politikacının görevi uzmana saygılı olmak ve ça- lışmasını kolaylaştırmak olmalıdır. însanların, o insan- lann oluşturduğu her duzeydeki örgütlerin ve hatta Meclis'in de\Te dışı kalabildiği yönetim biçiminde bu düşünüş utopya gibi gelebilir. Fotoğraf, dondunılup bır dörtgen içine sıkıştırılmış görüntulerden çok fazlasıdır. Görmesini bilene. Sizler de Yıldız Üniversitesi'ndeki sergiye gidin. Hazırlanan kataloğu alın, fotoğrafları izleyin ve yaşadığınız kenti biraz daha fark edin. Gün gelir lazım olur. Kitaplar da hastalanır • ANKARA (AA) — Kültür Bakanlığı'nca Istanbul'da "Yazma ve Nadir Eserler Paioloji Araştırma Merkezi" kuruluyor. Kütüphaneler Genel Müdürlüğü'nden edinilen bilgiye göre etüt proje çalışmaları tamamlanan merkezde, Turk külturünün temel kaynaklan olan nadide yazma eserler ile nadir basma eserler ve arşiv ' belgelerinde zamanla olusan hastalıklann nedenleri araştınlacak. Parazitlenme, nemlenme ve fersudeleşmenin önlenmesi için yontemler belirlenecek. Arıbıırnu ödtilleri verildi • Kültür Servisi — Orhon Murat Anburnu amsına bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Anburnu ödulleri dün bir törenle sahiplerine verildi. Anburnu ödüllerine şiir dalında Gültekin Emre "Düşkuyusu" adlı kitabıyla değer görülürken, kısa metrajlı film dalında Korkut Akın'ın "Hayat Ne Tath" adlı video filmi başarıh bulundu. Cabbar Yıldız'ın "Uzun Takip" adh filmi de mansiyonla ödüllendirildi. Film öyküsü dalında ise Meltem Çetin'in "Avlu" adlı çalışması birinciliği kazanırken, Zeynep Ankara ikinciliğe, Celal Perk üçunculüğe, Nurten Baltacı ve Şenol Cindir ise mansiyona değer bulundu. Anburnu Fotoğraf Ödülü'nü ise "Beyazlama" adlı çalışmasıyla tsa Özdemir Kazandı. Pet şişeye yasak • SUSURLUK (AA) — Susurluk Belediyesi, çürümeyen ve uzun vadeli ;evre kirliliğine neden olan pet şişe ile naylon torbalann kuUammını yasakladı. Susurluk Belediye Başkan Yardıması Nurettin Gelir, kullanıldıktan sonra atılan plastik ürünlerinin yüzyıllarca çürümediğini ve doğanın dengesini bozduğunu belirterek "alternatifi bulunan" pet şişe ve naylon torbalann kullanımının belediye meclisi kararı ile yasaklandığını açıkladı. Görmeyenlere . yabancı dil • ANKARA (AA) — Izmir Atatürk ll Halk Kütüphanesi'nde görmeyenler için yabancı dil eğitimi uygulamasına başlanıyor. Kültür Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Türkiye"de "Konuşan Kitaplar" ve "Ses Kayıt Stüdyosu" çalışmalannı başlatan tzmir 11 Halk Kütüphanesi, bu kez de görmeyenlere tngilizce eğitimi verecek. Taşıt piılu ilk taksidi • ANKARA (tÜHA) — 1991 yılına ait Motorlu Taşıtlar Vergisi'nin ilk taksidini ödememiş taşıtlar yanndan itibaren trafikten men edilecek. Maliye ve Gumrük Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre odeme tarihi 31 Ocak 1991 gunü sona erdiği halde, motorlu taşıt sahiplerinin büyük bir bölümünün vergilerini henüz ödemediği belirlendi. Bu nedenle vergi dairesi memurlan tarafından yapılacak kontrollerde, camlarında 1991 yıh motorlu taşıt vergisi birinci taksidinin ödendiğini belgeleyen taşıt pulu olmayan araçlar beürlendikleri yerde trafikten alıkonacaklar. Denizli'de dördüz bebek • DENİZLİ (Cumhuriyet) — Denizli Devlet Hastanesi'nde dördüz bebek dünyaya geldi. Iki çocuk annesi Kezban Çalışkan (30), üçüncü bir çocuk beklerken dördüz doğum yaptı. Devlet Hastanesi Doğum Servisi'nde dun sabah meydana gelen doğumda 3 kız ve bir erkek çocuk dunyaya getiren Kezban Çalışkan, bunun kendisi için bir sürpriz olduğunu söyledi. 8 aylık doğan bebeklerin ağırhklarının 2 kilo ile 2 kilo 100 gram arasında değiştiği öğrenildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear