18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
22NÎSAN1991 CUMHURÎYET/15 HAVA DURUMU TURKIYE'DE BUGÜN Devlet Meteoroloji Işleri Genel Mûdürlûğü'nden alınan bılgıye göre baö bölgelerimiz parçalı bulutiu, Trakya, Marmara, Batı ve Orta Karadeniz, Kuzey Ege ile İç Anadolu'nun kuzey batısı sa- ğanak yağıştı. Öteki yerter açık geçecek. HAVA SICAKLIĞI Onemli bir değişiklik olmayacak. RuTGÂR: Güney ve bat yönler- den orta kuvvette. yurdun ku- zeybatı kesimlennde kuvvetfi esecek. Denizlerimizde rüzgâr Gûnbatısı ve lodos, Ege'de za- manla kıble ve kesişleme, Gü- A 26° 17° Ky»rtBtar Y 20°W°E<ime A 23° 8°Erancan Y 20° PEramm A 16° FEsfcşehr Y 20° G°Gaaanttp A 27°17°Snsun A 25° 12° Gumûşhane A n e y E g e w Akdeniz'de gündoğusu ve Kesışlemederî1 3.5 A k d e n ı 2 a ç ı k ) a n i t e B a t l Karadeniz açıklannda 6 7 kuvvetinde saatte 10-21. Akdenız açıklan ile Batı Ka- radeniz açıklarında 27-33 deniz mili hızta esecek. Van Gölü'nde hava: açık geçecek. A 22° 9°H*J*İ A 22° 9°lsparta Y 22° 5°lsönbul lanr A 16° 6°Kars Bob Burca ÇauMata Corum OenzJ A 17° 7° Kastamonu Y A Y A Y A 20° 5°Maınsa 20» 7°KMara$ 17° 4°Mersn 16° 2°MuJla 19° 5°Muş 22° 9°Nıfrl» 20°12°0rtu 17° 5°Boe W 5°Samsun 18° 6°S«rt 9°20°Sinap 21°11°Sıvas 2°fettnlaj 5 ° î l Y 17° fi Y 20° 7° Kırtdara* Y 18°12°Kbn»B Y 15° 3°KûöH»a A 20° 8°Maölya 19° 3°1uncelı 18° 8°Us* 21° 5°VSn 19° 4°\tagat 18° 5°ZonguWak tx " u * 1 ı a *™r 1 u [Urt A-açtk B-Ouiutlu G-0üne$i K-ionı S-ssf Y^ajmurtu BtfLMACA 6 8 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 1/ Fethiye yakınla-. nndaki turistik la- gün. 2/ "Adalardan ! a ettik de ve- dâ / Sızlıyor bağn- mız üstündeki dağ" (Yahya Kemal)... Kü- kûrtle demir bile- şimlerinden biri. 3/ Din işlerini devlet iş- lerine karıştırma- yan... Bir nota. 4/ Deniz ticaretinde, masraf çıktıktan sonra kazanan ser- maye ve tayfa arasm- da bölüştürülmesi. 5/ Espri... Iste- niJen nitelikJeri taşıyan. 6/ Manga- nez elementinin simgesi... Ata binen kadın. 7/ Psikanaliz dilinde kışinin öz benliği... Aruz ölçüsünde kısa okunması gereken bir heceyi kalıba uydurmak için uzatma. 8/ Madenci ocağı... Dogma. 9/ Aptal, sersem. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Taklit etmek. 2/ Bir nota... Diyar- bakır'ın bir ilçesi. 3/ Topraktan ya- pılmış kulpsuz ve küçük çömlek... "O yer" anlamında kullaru- îan sözcük. 4/ Yunanistan'da bir kent... Konut. 5/ Salgın has- talık. 6/ Türkçede olmayan bir harfîn okunuşu... Faktör. 7/ Bir olaydan kalan belirti... Üç ya da daha çok direği bulunan yel- keıîli gemilerde arka direk. 8/ Bir şeyin ederini arttırma... Ke- çiyolu, patika. 9/ Kestane ve fındık çubuklanyla örülen kulp- lu sepet. 60 YIL ONCE Cumhuriyet îhtilal mi oluyor? Yalova Kaplıcaları Kufh.»n B.ıvrAnmi! ılkbaİMrın K u/ı lllklırı ,r.H'n<b> ı»tırahatlc A Ç I L I Y O R OTflJm M kunnlan S kn>T > lu n Haziran bidayetinc kadar Ottl fbtUrtadan % 20 lenzilât vanhr 22 NİSAN 1931 Varşova'dan alınan bir habere atfen geçen hafta zarfında Ispanya'ya gitmek üzere Lehistan arazisinden bir çok komünist gruplannın geçmiş olduklan haber verilmektedir. Rus'lara refakat etmekte bulunan Ispanyol komünistleri reisi M. Bercas, tspanya'nın bir ihtilâl arifesinde bulunduğunu beyan etmiştir. Madrit'teki Cumhuriyetçi radikal sosyalist fırkası yeni doğan tspanyol Cumhuriyetini korumak ve müdafaa etmek için atideki kararian ittihaz etmiştir: Elyevm mevcut bulunan Krallık taraftarı kuvvetlerin silâhlarından tecrit edilmesi ve şimdiki Cumhuriyet idaresine sadakat gösteren halk kuvvetierine silâh verilmesi hükûmetten istenecektir. Eski idareden mes'ul olanlann hepsinin hukuku umumiyeye ait veya siyasi cürümlerden dolayı maznun addedilen 13 üncfl Alfons de Burbon aleyhine açılacak tarihî davaya dahil edilmelerini istemek için hükûmet uzerinde mümkün olduSu kadar tesir yapılacaktır. 30 YBL ONCE Cumhuriyet Castro duruma hâkim 22 NİSAN 1961 Fidel Castro aleyhtarlannın Küba sahillerine yaptıkları çıkarma harekâtının neticesi hakkında, âsiler tarafmdan henüz kesin bir açıklama yapılmamış olmasına rağmen Miami'deki siyasî çeyreler, harekâtın bu safhasına bitmiş nazariyle bıkmaktadırlar. özel bir teşekkül olan Fidei Castro "Amerikalılararası Meseleler Komisyonu" Başkanı Wendell Rollason 4ün Miami'de yaptığı bir basın toplantısmda, çıkarma harekâtı hakkında şunları söylemiştir: "Esas itibariyle bu çıkarmadan maksat işgal olmayıp, sızmadır. Harekâtın üç gayesi vardır. 1— Küba'nın genel savunması hakkında sondaj yapmak (Savunmanm beklenenden daha kuvvetli olduğu anlaşılmıştır) 2— Escambre dağlarındaki gerillaları takviye etmek. 3— Küba'da kanşıkhk çıkarma kampanyasına başlamak. Rollason, bundan sonra nasıl bir harekâta girişileceği ve Küba istilâ komisyonu üyelerinin nerede olduklanna dair tevcih edilen sorulan cevapsız bırakmışar. Başkan, Havana'dan aldı&nı ileri sürdüğü bir haberde Castro'nun Tfesora bombardımanları sırasında yaralanarak bedeni veya akli bakımdan çalışamaz hale geldiğini iddia etmiştir. Bu haber aynca doğnılanmamıştır. Castro'nun henüz nerede olduğu bilinmemekle beraber, kendisinin hâlâ cephede bulunduğuna dair gelen haberlerin daha ağır bastığına muhakkak nazariyle bakılmaktadır. Diğer taraftan çıkarmamn vuku bulduğu bölgelerde çarpışmaların hemen hemen kesildiği, yalnu dağlık bölgede ufak bir iki çarpışmanın husule geldiği bildirilmektedir. Bütün bunlardan anlaşıldığına göre, Castro hükûmeti çıkarma harekâtının Uk ravundunu kazanmış görünmektedir. GECEN YIL BUGUN Cumhuriyet 'Karşı görüş' 22 NİSAN 1990 Yasa konularında kanun hükmünde kararnamelerin çıkanlması ve bunlann TBMM'de görüşme>e ivedilikle açıknası hakkındaki tartışmalar sürerken Anayasa Mahkemesi dünkü Resmi Gazete*de yayımlanan bir kararında, "yasa konularının KHK'larla düzenlenmesi, parlamentonun yasama yetkisinin bu konularda işlerliğini kaybetmesi ve yürütmeye devrl sonucunu doğurur" görüşünü ortaya koydu. Mahkeme, kararında "esas olanın" yasama yetkisinin TBMM tarafından kullanılması olduğunu vurgulayarak "KHK çıkanlması TBMM tarafından verilen ve ancak 'ivedi ve zorunlu' durumlarda çok uzun olmayan bir sürede kullanılacak yetkidir" denildi. Bu yetkinin yasama etkinliğinin yerini alacak biçimde kullanılması ve olağan bir yol haline getirilmesinin üç kamu erki arasındaki dengeyi bozacağı, yürütmeye yasama karşısmda üstünlük sağlayacağı belirtildi. DÜNYA'DA BUGÜN K 1° Y 10° A 7° K 5° K 6° Amsterdaın K 6° Aımun A 26° Aüna A 18" Bajdal A 33° Bzrctiaa A 12° Basel Belgrad Beriın Bonn Brûksel Budapeste Cenem Cezayir OöOf DıAaı Fraıkturt Gime Hdsınkı Kafıırt Kopentıag KfHn Letkoşa Lemngrad A 16° A 36° A 37° K 4° A 22° K 2° A 26° A 8° K 5° A 23° Madnd Ifiaı» MoMreal Uoskow Mûnh NewYortc Oslo Para Praj Roma Sotya Şam Tet Avıv iınus A 4° A 12° A 15° Y 10° K 3° A 15° K 5° A 37° Y 17° Y 15° A 26° A 7° Y 10° Vıjana K 1°Zûntı TART1SMA TRT*doki \ abaneı Dildon Haberler Ülkemizdeki pek çok insanın çok daha iyi ye estetik Almanca ve Fransızca bildigine ve konuşabileceğine inanıyorum. Mesleğimin hekimlik olmasına karsın "fl- loloji"ye ilgi duyan biriyim. Türkçenin doğ- ru ve düzgün kullanılmasına özen göster- diğim kadar, bu özeni yabancı diller konu- sunda da göstermekteyim. Ahnancayı ana- dilime yakın, Ingilizceyi ileri derecede ve Fransızcayı da başlangıç devresinde bilme- me karşın, yabancı dillerde de yapılan söy- lenis hatalan ve bu konuda TRT gibi bir ku- nıluşun vurdumduymazlığı beni ürkütmek- tedir. TV2'deki 22.00 haberlerini sunan spiker- ler olağanüstü güzel bir telaffuza sahip. Bu- nu, bu programı izleyen Alman, lngiliz ve hatta Fransız dostlarım da doğrulamakta- dırlar. Gerçekten de TRT için büyük bir ka- zanç olan bu kişileri kutlamak isterim ve TV2'deki tngüizce haberler Türk ve yaban- alar tarafmdan yaygın olarak izleniyorsa, bunun en büyûk payını bu iki kişide ara- mak gerekir. Ancak TV ve TRT3 Radyo1 daki Almanca ve Fransızca haberlerin içler acısı $iı durumda olduğunu söylemek du- rumundayım. özelh'kle erkek Almanca spi- kerinin garip ve ağır Fransız aksanıyla Al- manca konuştuğunu her kezinde üzülerek gözlemliyorum. Ülkemizdeki pek çok insa- nın çok daha iyi ve estetik Almanca ve Fran- sızca bildigine ve konuşabileceğine inanıyo- rum. "Yabancı DU DersJerf'ne gelince, tngüiz- ce ve Fransızca programlan izh'yorum ve di- yebüirim ki her ikisi de yeterli düzeyde An- cak Almanca dersleri benim için tam anla- mıyla bir bilmece: Programa çıkan (1.5 ay- dır izlemekten vazgeçtim) yabancı eğitme- nin Almanya Almancası ile ilgisi olmayan koyu Bavyera-Avusturya kanşımı bir aksa- nı var. (Şöyle bir düşünün; yurtdışında Türkçe öğretmek için yapılan bir yayın Is- tanbul Türkçesi yerine, Doğu Karadeniz ya da Güneydoğu Anadolu lehçesiyle yapıldı- ğında izleyentere ne denli yararlı olabilir?) Ben bu konularda çok titiz olduğum için ve hep itiraz ettiğimden dolayı, bu kez sesimi duyurmadan önce 'bu denli büyük bir ya- nılgı nasıl olsataemendüzdtilir' diye düşün- müştüm. Ancak bu programda Almancası yetersiz bir Türk hanım ve ağır aksanh bir Bavyeralı/Avusturyalı bir eğitmen tarafın- dan sözde Almanca dersinin sürdürülmesi- ni, en azından izleyenlere karşı bir saygısız- Iık olarak yorumlamaktayım. Değinmeden edemeyeceğim bir diğer ko- nu da yabana filmlerin seslendirilmesi ile ilgili. Haydi vazgeçtik olmayan efektlerden, ancak kim yapar ya da denetler bu seslen- dirmeleri? Her üç yabancı dilde de özgün bir kelime ya da cümleler kullanıldığında abartmasız olarak Almanca bir kelimeyi ko- yu Teksas aksamyla konuşan aynı kişi, iki dakika sonra Ingilizce bir kelimeyi (hiç ya- bancı dil nosyonu olmadığıru bir ilkokul mezunu izleyicinin bile anlayacağı bir şekil- de) Türkçe konuşur gibi telaffuz etmekte- dir. Her noktada -ve özellikle medya konusunda- ilerlediğimiz varsayılırsa, "poliglot" özelliği taşımak isteyen TRTnin girişimlerini genelde iyi bulmakla birlikte, bir parça daha ciddiyetle eğilmesini dilerim. Belirtmeden geçemeyeceğim bir diğer hu- sus ise TRT spikerlerinin yabana isim ve yerlerin özgün söylenişi konusunda çoğu kez akla hayale gelmeyecek yanlışhklar yap- malandn-. Bazı yerel spikerler ise Türkçeyi bile o denli bozuk kullanmaktadırlar ki bunlann işe alınma kriterlerinin (Türkçeyi doğru kullanamadıklan için) ne olduğunu çok merak etmekteyim... Dr. ALİ RIZA SlClRCI Istanbul ^Propaganda Aracı Olarak9 Sağhk Çoğu kez fizik muayene tanı koymaya yetmezken telefonda tanı koyup tedavi önermek tehlikeli; tehlikeli olduğu kadar da tıbbi etiğe aykındır. " "Buyrnn. S^hk Bakanhgı... Üi Saglık Da- nışma Merkezi. Ben Dr. ...........Siz* nasıl yardımcı olabirim?" Insanlara yardıma olabilmek; birinci ba- samağın güçlendirilmesi, çevrenin korun- ması, yardıma sağlık personeli, araç-gerecin arttınlması, ücretsiz muayene ve tedavi ola- naklarımn sağlanması gibi rasyonel çalışma- larla olanakh iken "Sağlık Bakanlığı" şov- larla uğraşmaktadır. Sağ-Kur, Genel Sağlık Taraması, AÇYAP (Ana-Çocuk Yaşatma Projesi) son olarak da Tele-Tedavi: 076. 076 Sağlık Danışma Merkezi, Körfez sa- vaşı sırasında, risk altındaki iller için düşü- nülmüştür başlangıçta. Amaç, herhangi bir saldın (kimyasal, konvansiyonel ya da nük- leer) sırasında, halkın acil olarak danışabi- leceği bir merkezin bulunması idi. Bir tür sivil savunma önlemi olarak nispeten kabul edilebilir bir uygulama. Ancak savaş sona erdikten sonra Sağlık Bakanlığı uygulamayı bir propaganda ara- cı olarak düşünmüş ve tüm illerde başlat- mıstır. Bu da halka (076) sağlık sorunlann- da basvurabilecekleri bir "kurum" olarak sunulmuştur. Polikliniklerde ancak onlarca sonı ile he- kim, hastalık hakkında yönlenebüirken has- tanın gorünüşünden konuşma biçimine dek birçok gözlemi değerlendirmeye katarken çoğu kez fizik muayene tam koymaya yet- mezken telefonda tanı koyup tedavi öner- mek tehlikeli; tehlikeli olduğu kadar da tıb- bi etiğe aykındır. örneğin telefonda, utandığı için kocasın- dan dayak yediğini söylemeden yalnızca "Basım ağrryor doktor" diyen hastaya na- sıl ağn kesici önerilebilinir? Hasta daha sonra beyin kanaması ile acil servise baş- vurduğunda sonımluluk kimin olacaktır? ÜsteUk saatlerce hiçbir sey yapmadan bir telefonun başında beklemek son derece onur kıncı bir iştir. Gereksiz, anlamsız ve tehlikeli bu uygu- lama, yalnızca propaganda amaçh (yazının başmdaki sablon, her telefon açüışında söylenmek zorundadır) düşunülmüştür. 076'da nöbet tutma görevi ise pratisyen hekimlere verilmistir. Asıl görev alanı ve ye- ri, birinci basamak olan pratisyen hekim- ler, hem bilinçli olarak birinci basamağın geri bıraktınlması hem de niteliğine bakıl- maksızın çok sayıda tıp fakültesi açılması ve kontenjanlanmn arttınlması nedeni ile büyük değer kaybma uğramış, istihdam so- runu olan 22.000 kişilik bir kitle oluştur- muşlardır. İstihdam sorunu, II. basamak (devlet hastaneleri) ve III. basamaklarda (üniver- site ve özle dal hastaneleri) görevlendirile- rek, 077 ambulans nöbetleri tutturularak gezici sağlık ekipleri kunılarak sağlık tara- malan şovlan en son olarak da 076 ile "çözümlenmeye" çahşılmaktadır. Bu uygu- lamalar ise pratisyen hekimlerin asli görev- lerini yapmalanm, kendilerini geüştirmele- rini engellemekte ve temel hizmetlerin ak- samasına neden olmaktadır. Tüm bunlarla bir yandan halkın sağlığı ile alay edilmekte, diğer yandan pratisyen hekimler aşağılanmakta, hekim kimlikleri her geçen gün biraz daha kaybolmaktadır. Sağlık sorunları ancak gerçekçi ve kahcı öneriler, çahşmalarla çözülebilir. Bunun ilk şartı ise bütçeden sağhğa a>Tilan payın art- tınlması ve yetenekli ve iyi niyetli yönetici- lerin iş başına gelmesidir. Çözüme yönelik çalışmalann başlayaca- ğı ve "hekim kimligi"ne kavuşabileceğimiz umuduyla... TÜRK TABİPLER BİRLİCt PRATtSYEN HEKİMLER KOLÜ TÜRKİ: TÜRKİZ HOTEL, bayramda göstermiş olduğunuz ilgiye teşekkür eder. 22-29 Nisan 1991 Turizm Haftası nedeniyle bu tarihler arasında aşağıdaki fiyatlar üzerinden yüzofe 50 indirim uygulamaktadır. İki kişilik dağ manzarah standart oda 290.000r- 71 oda, kahvalb Tek kişilik dağ manzarah standart oda 190.00Ch- TL oda, kahvato tki kişilik deniz manzarah standart oda 34O.0OOr- TL oda, kahvalb Tek kişilik deniz manzarah standart oda 240.000r- TL oda, kahvam İlave yatak 80.000r- TL Lüks oda 39O.0OOr- TL Suit oda 44O.00Or- TL Kral Dairesi 1.800.000r- TL * Türkiz Hotel: Tel: (32 14) 41 00 Fax: (32 14) 28 33 veya 28 34 Genel Bezetvasyon: Ultra A.Ş. Tel: (31) 29 06 10 Fax: (31) 29 06 11 TURK KALP VAKFI Muayene, Laboratuvar, Röntgen~ Tel: 175 12 44/45 14858 66-141 1049 Fax: 166 47 12 Bağışlannız için: T.C. Ziraat Dankası Nişantaş Şb. No: 7245 Emlak Bankası Gayrcucpe şb. No: 1562 GORULMUŞTUR İlhan Selçuk 6. bası 5.000 Ura (KDV içinde) Çoğdaf Yaymlan Türkocoğı CadJ9-4l Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli göndeıilmez. İÇt SEVDA DOLU YOLOJLÜK Cahit Külebi 5.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-tstanbul Ödemeli göaderilmez. İLAN AĞAÇÖREN KADASTRO MAHKEMESİNDEN Dosya Nolan: 1990/23-114-20-21-99-19 Şerafettin Kıyak tarafından Elife, Ali, Selahattin, Arif Saçp-<n ve arkadaşlarına karsı açılan Göllu köyü 545, 546, 751, 848, 58, 183,46, 406, 405, 404, 403, 402 parsellerin kadastro saplamasına itiraz dava- sının Ş.Koçhisar Kadastro Mahkemesi'nde yapılan yargılama sırasın- da Göllü köyünün yeni kurulan Uçemize bağlanması nedeniyle yetki- sizlik karan ile dosya mahkememize gönderilmiştir^ı Adreslerinde bulunamayan Ağaçören ilçesi Göllü köyü nüfusuna lcayıth Arif çocuklan Elife, Ali, Saçkan, tsraail çocuklaıı Selahattin, Arif Saçkan ve Süleyman çocuklan Ramazan, lsmihan Saçkan'a Ş.Koç- hisar Kadastro Mahkemesi'nin yetkisizlik kararı ve mahkememizin 24.5.1991 gttnlü duruşma günü tebliğ yerine adı geçenlere ilan olu- nur. 29.3.1991 Basın: 23853 GAZİANTEP 4. İCRA MÜDÜRLÜĞÜNDEN Dosya No: 1989/2114 TEK Kahramangazi Elektrik Dağıtım MUessesesi Vekili Avukat Ab- durrahman HOŞAFOĞLU tarafından 23.292.439 TL. Borçtan dola- yı hakkında yapılan takipte. Borçlunun Yüdız tnşaat P.K.54 Bahçelievler/ŞANLIURFA adresi- ne gönderilen bila tebliğ iade edilmiş yapılan zabıta tahkikatında ad- resi tesbit edilemediğinden ödeme emrinin ilanen tebliğine karar ve- rilmistir. İlan tarihinden itibaren borçlu CEMİL YILDIZ'ın borcunu 7. gün içerisinde öderaesi, aynı sürede 1İK. 74 maddesi gereğince mal beya- nında bulunmanız aksi halde alacağın cebri icra yoluyla tahsıl edile- ceği ve hapisle tecziye edileceğiniz hususunda 49 ödeme ilamsız öde- me emri yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. tlandan 15 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacaktır. Basın: 46634 POUTIKA VE OTESI MEHMED KEMAL • ••Geçmiş tabanlarımızda Ahmet Köksal eski dosttur. Dostluğumuz Türkiye Genç- ler Derneği günlerine dayanır. Sonra Zara'da karşılaştık, ben Sürgün Alayı'nda askerlik ederken o da sürgün bir resim öğretmeniydi. Zara'daki yazgı arkadaşlığımız uzun sürmedi, birkaç ay... Otelin altındaki kasap dükkânında keçi etinden pirzola yer ucuz şarap içerdik. Sivil bir polis de izlerdi. O dönemin Zarası ne ola ki sen, ben, bizim oğlan... Yıllar geçti, her şey yerli yerine oturdu. Ahmet Köksal bugün ülkemizin sözüne kulak verilen, konuştu mu ses getiren bir resim eleştirmenidir. Her sanatçının gönlünde bir aslan yatar Ahmet Köksal da sanat dünyasına şiiıie girdi. Yıllar öncesi çıkardığı iki kitabı vardır: Biri Yanık Sa- rı (1958), öteki, Sonsuz Haziran (1962). Şimdi elimizde üçüncüsü: Çoğul Mavilik (1991). Dergilerde, şurda burda yayımlanmış, dağınık şiirleri birarayatoplamış. Kitabı ba- na verirken, "Yitip gitmesinler diye biraraya getirdim." dedi. Dost ressamların desenleri ile süslenmiş şiirler. Desen- ler Burhan Uygur, Mustafa Pilevneli, Ergin İnan, Nevzat Akoral, Mehmet Özer'in.. Kapağı da Devrim Erbil yapmış. Cemal Süreya'nın da arka kapakta birkaç satırlık bir su- nusu var, şöyle diyor: "Ahmet Köksal'ın şiirini otuz beş yıldan beri izlerim, Ya- nık San'dada, Sonsuz Haziran'dada veelinizdeki Çoğul Mavilik'te de görülmeyen ana damarın içinde rahatça yü- rüyen kan gibi bir canlılık gördüm." Cemal Süreya'nın bu sözleri bir hatır yazısı mı, yoksa gerçek düşünceleri mi, tam bilemeyeceğim. Ama Ahmet Köksal'ın şiirini kapsıyor, açıklıyor. Bugün Ahmet Köksal sergi kataloglarına yazdığı ya^ılarla ünlüdür. Ressamlar, benim de sergi kataloğuma yazsın diye peşinden koşarlar. Balaban ve Faruk Cimok için iki kataloğunu gördüm. Her ikisi de aranacak türden birer araştınma ve çaJışmadır. Şair Guillaume Apollinaire de resim kataloglarına ön- sözler yazardı. Bunları yazmasını dostu Picasso öğütler- miş. Ressam arkadaşı Robert Delaunay ile Berlin'e gidi- yorlar. Serginin açılışında çağcıl (modern) resim hakkın- da bir konferans veriyor. Kitabında uzunlu, kısalı 23 şiir var. Bunlardan biri (Boş- luktaki Adam). 1958 tarihlidir. Ötekiler hep 1960'tan son- ra yazılmış.. Şiirleri hep arayış, yoklayış içinde.. unutul- masın, bizden de bir şeyler kalsın özlemi içinde... Zara'da bulunduk dedim. 1949'larda Arif Damar da Za- ra'da imiş. Gelişlerimizde de gidişlerimizde de birbirimizle karşılaşmadık. Arif Damar, şiirlerinin tümünü toplu olarak Can Yayınlan'ndan yayımlıyor. Birinci ciltte sırasıyla beş kitabı var. Bunlann içinde Zara şiirlerine de yer vermiş. Bizim gibi insanlar için Zara'nın yaşamımızda çok önem- li yerı var. Hiçbir zaman unutamayız, unutmak da isteme- yiz. Arifin Zara'da şiirini alıyorum yadigâr olsun: AyakJarının ucuna basa basa sokul dur arkamda, ellerinle gözlerimi kapa. Topu topu kaç defa göz göze geldik, Kaç defa tuttum ellerini... İnan ki, ister İstanbul'da olayım ister Zara'da aklıma gelmez bile... Askerim, nöbetteyim, vakit gece, bölük uyur insan olur olmaz şeyler kurar tek başına kalırsa bir gemici feneriyle. Benim de bir çok Zara şiirim vardır. Birinde Ankara'yı özlediğimde, "Ankara nire/ Zara nire Dayanmak hüner Dayan bire" demiştim. Sanırım Marat olacak, ünlü Fransız devrimcisi, "İnsan kaçarken yurdunu da tabanlarını da götüremiyor" diyor, geçmişi anarken her şeyimizle birlikte geçmiş olamıyor, geleceğe de yöneliyoruz. Öykülerde olsun, şiirierde olsun!.. ÇALlgANLARIN SORULAR1/SORUNLAR1 YILMAZ ŞİPAL "Malulen Emekliye Sevk Edildiırf' SORU: Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bir hastanesinin sağlık kurulunca kronik lösemi tanısıyla malulen emekliye sevk edildim. Oysaki hastalığıma, bir >ag fabrikası laboratuvannda laborant olarak çalışırken laboratu- vardaki kimyevi maddeler neden olmuştur. Hastalı- ğım, çalıştığım işyerindeki kimyasal maddelere dayalı olarak meydana gelmiştir. Öğrendiğifne gore benim, raeslek hastalıklannı saptavacak, bir meslek hastalıklan hastanesine gön- derilmem gerekiyormuş. Yiizde yüz çalıştığım işye- rinde sağlıksız çalışma koşnlları sonucu bu hastalıga yakalandım. Bana malul raporu veren sağlık kurnlnnun, beni, meslek hastalıklan hastanesine sevki gerekirken ma- lul olarak emekli etmesi beni mağdur etmiş ve hak- kımın yenilmesine neden olmuştur. 1) Maluliyetimin, meslek hastalığı sonucu oluştu- ğunu kanıtlayabilir miyim? 2) Kanıtlayamazsam dava açabilir miyim? MJÎ. YANIT: 1) Sosyal Sigortalar Yasası'nın 109. rnaddesi "Rapor- lar"a ilişkindir. "A) Sigortalıların sürekli iş göremezlik, malullük ve erken yaşlanma hallerinin, B) Hak sahibi kimselerin malullük dunımlannın, Tespitinde kunım sağlık tesisleri sağlık kurullannca verile- cek raporlarda belirtilen hastalık ve arızalar esas tutulur. Raporlan yeter görülmeyen ilgililer kurumca yeniden mua- yene ettirilebilirler. İlgililerin durumlarının tespitinde son muayene raporu esas tutulur. Yukarıda belirtilen raporlar üzerine kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilirse, durum Sosyal Sigorta Yük- sek Sağlık Kunılu'nca karara bağlanırî' Bir sağlık kurumu sağlık kurulunca verilen raporlara karşı, sigortahlar Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu'na başvu- rabilirler. öncelikle, hastane sağlık kurulunun verdiği malullük rapo- runa karşı, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'na başvurma hakkına sahipsiniz. 2) Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun raporu dahi sizi bağ- lamamaktadır. Bu kurulun verecefi karara karşı da dava hak- kınız saklıdır. "Yargıtay lctihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 26.7.1976 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 28.6.1976 tarih, 1976/6 esas ve 1976/4 karan konuyla ilgilidir. (•) "SONUÇ: 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 109. maddesinde sözü edilen sigortalıların sürekli işgöremezlik, ma- lullük ve erken yaşlanma halleri ile hak sahibi kimselerin ma- lullük durumlarının tespitine ilişkin olarak Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu karanna karşı ilgililerin mahkemeye baş- vuracaklarına, mahkemenin söz konusu kararla bağlı bulun- madığına ve ictihat aykırılığının bu suretle giderilmesine 28/6/1976 gününde Yargıtay Büyük Genel Kurulu'na katılan uyelerin üçte ikiyi aşan çoğunluğu ile karar verildi" (•) Kaynak: 1) Mustafa ÇENBERCİ - Sosyal Sigortalar Ka- nunu Şerhi, 1977: sayfa 1424 2) Lebib YALKIN Yaymlan - Cilt AA/12, Sıra No: 175
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear