18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16NİSAN1991 EKONOMİ CUMHURİYET/13 Erol Aksoy'un yatçılık şirketi • ANKARA (AA) — Ortaklan arasında tktisat Bankası Yönetim Kurulu Başkanvekili Erol Aksoy'un bulunduğu, "Edayat Yatçılık AŞ" adlı yeni bir şirket kuruldu. Merkezi İstanbul'da olan ve süresiz kurulan şirketin amaçlan arasında yat, tekne, deniz motonı, otomobil, otobüs, hava taşıma araçlan alım- satımı yapmak, kiralamak, sınır kapılarında gümrüksüz eşya satış mağazalan kurmak-işletmek, serbest bölge ve limanlarda ihracat, ithalat ve transit ticaret faaliyetlerinde bulunmak yer aüyor. 100 milyon lira sermayeli yeni şirkete, 48 milyon lira ile Edatur AŞ 1.5 milyon lira ile Erol Aksoy, 1 milyon lira ile Eda Deniz Aksoy, 29 milyon lira Eren Kemahlı ve 10'ar milyon lira ile Selim ve Kerim Kemahlı ortak oldular. TankBuğra'ya görev • RİZE (AA) — Çay Işletmeleri Genel Müdürlüğü'nün (Çay-Kur), 6 kişilik danışma kurulu üyeleri yeniden belirlendi. Uyeliklere, gazeteci Tank Buğra, Kültür Bakanlığı Müsteşan Reşat Yazıcı, Kültür Bakanlığı Müsteşar Yardıması Hüseyin Erten yeni üye olarak atanırken kurul eski başkanı Ertan Civeli ile Necmettin Akan ve Mustafa Kaşıkçı'nın üyelikleri yenilendi. llhan Dinçel, Şadi Uyar ve Nusret Çakıroğlu'nun üyeliklerine son verildi. Maliye ve Gümrük Bakanlıgı'nca atama yoluyla 6 kişiden oluşan Çay-Kur Danışma Kurulu, kurumun danışmanlık görevlerini yerine getiriyor. Avyasağı başladı • TRABZON(AA) — Denizlerimizde 1991-1992 av dönemine ait büyük balıkçı motorları ile av yasağı başladı. Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen 1991-1992 dönemine ait 25 numaralı sirkülere göre bütün karasulanmrzda, Mannara Denizi ile tstanbul ve Çanakkale boğazlarında, 15 nisan-1 eylül tarihleri arasında orkinos gırgın kullanan teknelerle yapılan avcılık hariç mekanik güç kullanılan çevirme ağlan ile her turlü su ürünleri istihsali yasak bulunuyor. 1 eylüle kadar bu sahalarda orkinos gırgırı ile av yapan tekneler, yardımcı tekneleri dahil av esnasında başka türlere ait istihsal vasıtalarım her ne surette olursa olsun gemilerinde bulunduramayacaklar. Sovyet heyeti • Ekonomi Servisi — Ermeni Kooperatifler Birliği tarafından organize edilen iş gezisi çerçevesinde 300 kişilik bir Sovyet heyeti 17-21 Nisan 1991 tarihleri arasında Türkiye'yi ziyaret ederek çeşitli temaslarda bulunacaklar. 100 kadar kooperatif, işletme, bilim kuruluşu ve bankalardan temsücinin yer alacağı Sovyet heyeti 19 nisan giinü İTÜ'de aralannda Türk- Sovyet İş Konseyi üyelerinin de bulunduğu Türk işadamlarıyla bir araya gelecek. Toplantıda Sovyet mallarınm tamtılacağı bir sergi de açılacak. KISAKISA • ARMAOA DIŞ TİCARET AŞ, C+A mağaza zincirlerinin Brezilya mağazalanna kışlık giysilerden oluşan bir koleksiyon ihraç etti. • 2İRAAT BANKASI on- line sistemine bağlı şubelerinde müşterilerin telefonla bilgi almasım sağlayan "sesli mesaj bankası" uygulamasını başlattı. • BAŞAK SİGORTA'mn 1991 yıllık eğitim programı kapsamında yer alan aylık konferanslar dizisinin ilki Sheraton Oteli'nde yapıldı. "Yöneticinin Sosyal Yaşamı" konulu konferansta işadamı Üzeyir Garih konuştu. • ŞAHİNLER HOLDİNG'e bağlı Konyahlar Mensucat'ın sermayesi 14 milyar liradan 50 milyar liraya çıkarıldı. • DEVA HOLDING ve bağlı kuruluşları geçen yıl kamu maliyesine Kurumlar Vergisi ve çalışanlar adına yatırılan vergi ve sigorta primi olarak 40 milyar 291 milyon lira ödedi. • AKSİGORTA 1990 yılında 49.1 milyar lira kâr etti. Şirketin özkaynaklar toplamı da teknik ihtiyaçlar hariç 174.8 milyar lira olarak belirlendi. 'Savunmada hızlıyız'EVREN DEĞER ANKARA — Savunma Sana- yii Müsteşan Vahit Erdem, sa- vunma sanayiinde birçok proje- yi kontrata bağladıklannı ve gerçekleştirdiklerini belirterek "Oldukça hızlı gidiyoruz, hatta biz bu kadar sürede bu kadar proje imzaladık, bir hata yapı- yor muyuz acaba diye de düşü- nüyoruz?" dedi. Erdem, savunma sanayii pro- jeleri ile ilgili son gelişmeleri Cumhuriyet'e değerlendirdi. Er- dem, tüm projelerde ilk aşama- da birtakım sistemlerin hazır olarak alınmasına ilişkin bir so- ruya, "Bunun iki nedeni van bi- rinci neden Türk Silahlı Kuvvet- leri'nin ilk planda acil gereksi- nimini karşılamak için ikincisi de envantere yeni giren bu sis- temler üzerinde ilk planda beürii personele eğitim verebilmek içindir" şeklinde yamtladı. Erdem, 'zırhlı muharebe ara- cı projesinde ilk 20 aracın ABDMen hazır olarak getirilme- sinden sonra 20 araç için de par- çalann çeşitli KlTler tarafından getirildiğini ve bunların firma- nın Gölbaşı'ndaki tesislerinde montaj safhasında olduğunu Vahit Erdem Pek çok projeyi kontrata bağladık, bir bölümünü de gerçekleştirdik. Oldukça hızlı gidiyoruz. Hatta biz bu kadar sürede bu kadar proje imzaladık, bir hata yapıyor muyuz acaba diye de düşünüyorum. bildirdi. Helikopter projesinin 3-4 ay içerisinde sonuçlanacağı- nı belirten Vahit Erdem, alçak irtifa hava savunma sistemi ko- nusunda ise şunlan söyledi: "thaieye çıkıldı. teknik deger- lendirme yapıldı, larn bu sırada Genelkurmay Başkanlıgı, sis- temlerin sayısı ve diger hava sa- vunma sistemlerin entegrasyo- nu konusunda bir konsept çalış- masına başladı. Bize de projeyi yavaşlatm denildi. Daha sonra Körfez savaşı çıktı. Savaşta kul- lanılan sistemler ve bunların ve- rimliliği görüldü. Genelkur- maj "dan nihai konsept cakşması bize gelir gelmez karara vanlur." Erdem, çok namlulu topçu roketi projesinin mutabakat muhtırasının (MOU) 1987 yüın- da imzalanmasına karşın her- hangi bir gelişme kaydedileme- diğine ilişkin soru üzerine ise şöyle konuştu: "Burada bir problem var. ABD'li LTV nrmasının çeiik konstrüksiyon iinitesi iflas etti. Firmanın ABD kanunlanndan dolayı aşamadığı bazı sorunlan var. Aynca bize garanti vermek- te de güçlükleri var. Bu sonın- lar aşılır aşılmaz sonuçlanacak- ür." Erdem, Körfez savaşında de- nenen 120 kin menzilli çok nam- lulu topçu roketinin Türkiye*ye verilmesi konusunda ABD'nin söz verdiğini de açıkladı. Vahit Erdem, insansız hava araa projesinde ise F-16 uçakla- nnın üretiminin yapıldığı TAI tesislerinde bir prototip üzerin- de çahşüdığını kaydederek proto- tipin bu yıl sonuna doğru dene- me uçuşu yapacağını söyledi. Erdem, Savunma Sanayii İc- ra Komitesi'nin 6 aydan bu ya- na toplanamamasına ilişkin bir başka soruyu ise "Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı'nın personeli projelere ilişkin sorun- lan bürokratik seviyede inceli- yor, degerlendr.iyor. Daha soa- ra da imzalatılıyor. tcra komitesi toplanmıyor, ama yapılan deger- tendirmelerden sonra oluşan ka- rarlar imzalatılıyor. Yani şu an- da burokrasi seviyesinde bir iş- leriik kazandırdık. Bazı projder iyice olgunlaşınca icra komitesi toplanacaktır" şeklinde yanıtla- dı. Mısır'a yardımyağıyor ABD'nin Mısır'm 7 milyar dolarlık borcunu silmesinden sonra diğer Batılı ülkeler de aynı işlemi yapmak üzere mayısta bir araya geliyor. Aynca Dünya Bankası ve IMF de Mısır'a 600 milyon dolarhk bir kredi verecek. Ekonomi Servisi — Mısır, Körfez krizinden parasal olarak en çok yararlanan ülke oldu. ABD'nin, Mısır'm 7 milyar do- larhk borcunu silmesinden son- ra, diğer Batılı ülkelerin de Mı- sır'uı kendilerine olan 40.16 mil- yar dolarlık borcunun büyük bölümünü silmek üzere mayısın üçüncü haftasında bir toplantı yapacakJan açıklandı. Uluslara- rası Para Fonu ve Dünya Ban- Borç şampiyonları (1989, milyar dolar) Brealya 111.3 Meksika 95.6 Arjantin 64.7 Mısır 48.8 Polonya 43.3 Tûrkıye 41.7 Venezuella 33.1 N,jerya 32.8 Fıııpınler 28.9 Fas 20.9 Macanstan 20.6 kası da Mısır'a 600 milyon do- lan bulan yeni kredi açacak. Böylece Mısır, bu yıl boyunca borçlanmn yansı silinen Polon- ya ile birlikte, dış borç konusun- da iki "özel" ülke olarak ön pla- na çıktı. ABD hükümeti, Körfez sava- şına yaptığı katküardan ve bu arada uğradığı zararlardan ötü- rü Mısır'ı, 7 milyar dolarlık bor- cunu silerek "ödüllendirmişti." Önümüzdeki ay Mısır'a bunun dışında da bol bol yardım aka- cağı anlaşıldı. Batılı ülke hükü- metleri, mayısın üçüncü hafta- sında toplanarak Mısır'm kendi- lerine olan 40.16 milyar dolarlık borcunun bir bölümünü silmek üzere görüşmelerde bulunacak. Bu miktara, Mısır'ın ticari ban- kalara olan 8.64 milyar dolarlık borcu dahil değil. Aynca geçen salı günü Kahire'yi ziyaret eden bir IMF heyeti de Hüsnü Müba- rek hükümetinin imzaladığı bir niyet mektubuyla geri döndu. IMF, mayıs ayı ortasında Mısır'a 300 milyon dolarlık bir kredi ve- recek. Dünya Bankası da Körfez krizinden bu yana ilk kez Mı- sır'a bir kredi açmaya karar ver- di. Kredinin miktan 300 milyon dolar olacak. Mısır'ın ayncalıklı durumu, Polonya'ya benziyor. Batılı hü- kümetler bu yıl başında Polon- ya'nın kendilerine olan borcu- nun yarısını sildiler. Ardından ABD hükümeti de bu ülkenin kendisine olan 3.8 milyar dolar- hk borcunu "affetti." Bu iki olağanüstü "aT örne- ği, Latin Amerika hükümetleri- ni de aynı türde bir karardan ya- rarlanmak üzere harekete geçir- di. Ancak ABD Hazine Müste- şan David C Mulford bir açık- lama yaparak Polonya ile Mı- sır'ın özel bir durum olduğunu, başka ülkelerin aynı muamele- yi beklememeleri gerektiğini be- lirtti. Mısır ve Polonya'nın borç- larının çoğunluğu Batılı hükü- metlere olan borçlardan oluşu- yor. Latin Amerika ülkeleri ise daha çok ticari özel bankaJara borçlular. Bu arada Türkiye'nin dış bor- cu diğer borç şampiyonlanm aratmayacak biçimde yiıkseldi. Türkiye'nin 1989 yıhndaki top- lam dış borcu 41 milyar 751 mil- yon dolarken, 1990 yılında bu miktar 49 milyar 35 milyon do- lara yükseldi. Avrupalmar Bankası açıldı Ekonomi Servisi — Avrupa Imar ve Kalkmma Bankası, dün Londra'da resmen açıldı. Fransa Cumhurbaşkam Mitterrand'ın damşmanlanndan Jacques Attali de resmen bankamn başkanlığına getirildi. Bankamn Guvernörler Kurulu Başkanı Hollanda Maliye Bakanı Wim Kok, çalışmalann dünden itibaren başladığını beürtti. Doğu Avrupa'ya kaynak sağlamak amacıyla kurulan Avrupa Imar Bankası'nda 39 hükümet pay sahibi. Bankamn yüzde 51'i AT Komisyonu ve Avrupa Kalkmma Bankası'mn, yüzde 10'u ABD'nin, yüzde 8.5'i Japonya'mn, yüzde 3.4'ü Kanada'nın. Türkiye 138 milyon dolarla bankamn yüzde 1.15'lik payını elinde bulunduruyor. Bankamn açıhşı dolayısıyla tngiltere'ye giden Başbakan Yıldınm Akbulut, dün İngiltere Başbakanı John Major'la görüştü. (Fotoğraf: AA) Oto tasarrufuna uyan yokÇoğu kamu kuruluşu, ellerindeki yabancı otomobilleri satmaları konusundaki tasarruf önlemine uymadı. Hacettepe Üniversitesi'nin Danıştay'a başvurduğu, ancak davanın henüz sonuçlanmadığı öğrenildi. UFUKTEKİN ADANA — Kamu kuruluşla- nnın, yabancı kökenli araçlan elden çıkararak yerli araba kul- lanması amacıyla almması iste- nen tasarruf önlemine birçok yöneticinin uymadığı öğrenildi. önleme eksiksiz olarak yalnız- ca Maliye ve Gümrük Bakanlı- ğı'nın uyduğu ortaya çıkarken tasarruf önlemini "hukuka aykm" bulan Hacettepe Üniver- sitesı "yoriitmeyi durdurma davası" actı. Kamu kuruluşlanmn nasıl edinmiş olurlarsa olsunlar ya- bancı kökenli araçları elden çı- kartması için 1989 yılında alınan tasarruf önlemi, 1990 ve 1991 yı- h bütçe kanunlarıyla getirilen yaptınmlara karşın tam anla- mıyla hayata geçirilemedi. Ka- mu kuruluşlanmn genel müdür düzeyindeki yöneticilerine "tele- fon kısıüaması" getiren Başba- kanbğın son genelgesinde, çok önce gündeme gelen "araba ta- samıfu"na, başta akaryakıt ol- mak üzere bakım-onarım mas- rafınm. "yerfilere" göre çok yük- sek olmasının yol açtığı belirtil- di. Maliye ve Gümrük Bakanlı- ğı'nın 1990 ve 1991 yüı bütçe ka- nunlarma eklediği 12 ve 14 sa- yıh talimatnamelerde özetle, "kamu kuruluşlanmn hibe ya da başka bir yolla edindiği ve hizmette kullandığı araçlar satı- lacak, sağlanan gelirle de yerli araba satuı alınacak" deniliyor- du. "ûlimatnamelerde TASlŞ'e (Tasfıye Işleri Döner Sermaye Iş- letmeleri Genel Müdürlüp) ya- bancı kökenli arabaları teslim etme süresinin 28 Şubat 1991'de dolacağı vurgulanıyor, Edinilen bilgilere göre tasar- ruf önlemine eksiksiz olarak uyan Maliye ve Gümrük Bakan- lığı, elindeki 499 yabancı aracı TASlŞ'e teslim etti ve yerli ara- ba edindi. Söz konusu tasarruf önlemine uyan birçok kamu ku- ruluşunun, satış geliri yerli ara- ba almaya yetmediği için "arabasu" kaldığı bildiriliyor. Bu örnekten yola çıkan birçok kamu kumluşunun, elindeki ya- bancı arabalan, süre aşüdığı hal- de TASlŞ'e tesüm etmediği öğ- renildi. TASİŞ Genel Müdürü Izzet Özcan, "Bütün kamu ku- ruluşlan ellerindeki yabancı araçian teslim etmemisler. Bu durumda bir yaptmm yok mn?" sorusuna şu karşıhğı verdi: "Aslında bu süre 28 Şubat 1991'de sona erdi, ama teslim bı- çak gibi kesilmedi. Bu talimata uymayaniar var tabii ki. Samyo- ruz, kuruluslar, satış paraa yerli araba almaya yetmez duşünce- siyle biraz yavaş hareket ediyor- lar. Devletin bu önlemi 'israfı kesin' anlamına geliyor. Tali- madar, kuruluşlann saymanhk- lanna da gönderildi. Bunun an- lamı açıktu", yabancı arabalar için akaryakıt, onanm-bakun harcaması >-apmayın." Bu arada Hacettepe Üniver- sitesi yönetiminin, elindeki ya- bancı kökenli 5 arabayı da TA- SlŞ'e teslim ettiği halde, "yaban- a kökenli arabalann sablarak yeriilerinin almması talimatı" aleyhinde Danıştay'da yürütme- yi durdurma davası açtığı, ancak davanın henüz sonuçlanmadığı öğrenildi. Dericilerin ıumıdıı D. Avrupa Körfez krizi nedeniyle 600 milyon dolarhk zarar ettiklerini bildiren deri sanayicileri, "hükümet bize vaat ettiği yardımı yerine getirmeli" diyor. İZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) — Türk deri sektörünün 7 ay süren Körfez kri- zi nedeniyle 600 milyon dolarlık zarar etti- ğini kaydeden deri sanayicileri, "hükümet, bize vaat ettiği yardımı yerine getirmeli" di- yorlar. Turkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Turgut Koşar, sektör için SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerinin iyi bir pazar ol- duğunu belirterek bu konuda Eximbank- ın ve hükümetin destek vermesini istedi. Deri sanayicileri İstanbul Tuzla ve Izmir Menemen'deki organize sanayi bölgelerine büyük yatırım yaptıkları bir sırada Körfez krizinin çıkması nedeniyle çok zor günler yaşadıklannı öne sürerek "zaranmız 600 milyon dolan buldu" dediler. Deri sanayi- cileri, hükümetin Körfez krizi nedeniyle do- ğacak zararlan karşılayacağı sözünü verdi- ğini, ancak bugune değin herhangi bir yar- dım alamadıklannı bildirdiler. Sorunlann ortak olduğunu kaydeden Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Turgut Koşar, "Özellikle tstanbul'daki mes- lektaşlarımız Tuzla'da biten organize sana- yi bölgesine taşınma aşamasındalar. Hazi- ran ayından sonra burada işlevlerini sürdü- recekler. Ancak ic ve dış piyasa koşullan ne- deniyle zor durumdalar" dedi. Koşar, 7 ay- lık Körfez krizinin etkilerini olanak bulma- lan durumunda 3-4 ay gibi kısa bir sürede atlatabileceklerini kaydederek şunlan söyledi: "Körfez krizi nedeniyle dış piyasada um- duğunu bulamayan deri sanayicileri iç pi- yasaya yönelince fiyatlar düşlü. Bir bütün deriden yapılan ceketler 800 bin 1.5 milyon lira arasında salılır dunıma geldi. Girdi ma- liyetlerini düşünürseniz gerçek değeri daha fazla." Sektörün rahatlayabilmesi için Doğu Av- rupa ülkeleri ile SSCB'nin uygun bir pazar olacağma inandığını belirten Koşar, "Enm- bank kredileri sektöre kolayca verilebilme- li, yeni teşvikler getirilmelidir. SSCB ve Do- ğu Avrupa ülkelerine yonelik ibracatımızı arttırabiliriz" diye konuştu. T U K E T I C I G O Z U Y L E MERAL TAMER Ağzıyla kuş tutan aygıtlar Televizyonda reklamlarına rasttanz... ûy- le bir müzik seti ya da televizyon ki marifet- leri saymakla bitmez... Neredeyse ağızlarıy- la kuş tutacaklar! Kimimiz özenip satın alırız, ancak Türki- ye'nin koşullan nedeniyle bu özelliklerin onemli bir bölümünden yaraıianamayız. Oy- sa o ürünün fiyatı, o özelliklerden dolayı yük- sektir. Demek ki biz, kullanamayacağımız özellikler için boşu boşuna para ödemişiz- dir. "Almışken en iyisi olsun", toplumumuz- da yaygın bir görüştür. Buzdolabı mı alaca- ğız, en büyüğüne gideriz. Oysa evde 2 kişi- yizdir, fazla konuğumuz yoktur ve küçük buz- dolabının fiyatı çok daha ehvendir. Ama ha- ni "almışken en iyisl olsun" var ya... Üstelık ileri teknoloji içeren ürünlerde kul- lanamayacağımız özelliklere gereksiz yere para ödemekle de kalmayabilir, bu ürünlerin bozulmaları halinde onarım için de çok da- ha yüksek ücretler ödemek zorunda kalabi- liriz. Ankara'dan yazan okurumuz Süleyman Ulutürk, bu konuyu gündeme getirdiği mektubunda şöyle di- yor: "Efendim, çağ atla- yan Türkiye'de artık ileri teknoloji gerekti- ren pek çok ürünün montajı yapılabilmek- te, hatta üretılebilmek- tedır. Ve doğaldır ki bir ürünün fiyatı maliyeti- ne göre belirlenmek- te, ürüne eklenen ba- zı özellikler de ister is- temez fiyatı yukarı çekmektedir. Örneğin radyo, kaset, plak v© disk dinle- mek üzere düşünülmüş ve üretilmiş olan bir ürün, aynı zamanda saat ve takvim görevi de yapabilmektedir. Bu özelliklerine bağlı olarak da bazen ikili-üçlü alarm olanağı sunmakta, istediğiniz zaman açıhp istediğiniz zaman ka- panmaktadır. Dilerseniz disk, teyp, plak, rad- yo veya seçme şansımz olan başka seslerle sizi uyarmaktadır. Yine saat ve takvim özel- liğine bağlı olarak, siz yanında olmasanız da kayıt yapabilmekte ve hafızasında çeşitli bil- gi ve komutları sakiayabilmektedir. Doğaldır ki ürünün sahip olduğu bu özel- likler ve sunduğu kolaylıklar, doğrudan fiya- tına da yansımaktadır. Ancak sanıyorum yüksek yapım bilgisi ge- rektiren bu ürünler, bizim gibi ülkeler ve bu ülkelerin koşullan düşünülerek geliştirilme- miş. Ülkemizin sahip olduğu özellikler, yuka- rıda örneklenen ürünün bazı fonksiyonlarını kullanıtamaz hale getinmektedir. Dolayısıyla biz tüketiciler, bu tür bir ürünü satın aiırken, kullanamayacağımız birçok özelliğinden do- layı gereksiz yere para ödemek zorunda ka- lıyoruz. Örneğin yukarıda sözünü ettiğim türden bir müzik seti aldığımızda (ben PIONEER 4040 model bir müzik seti aldım) saat, hafı- za ve ona bağlı diğer özellikleri kullanabil- memiz için öncelikle kesintisiz bir elektrik kaynağına gerek duymaktasınız. Yani sık sık elektrik kesintilerinin olduğu bir ortamda bu özelliklerden yararlanmanız mümkün değil. Çünkü çok kısa süren bir elektrik kısıntısı bile saati tekrar ayarlamanızı, hafızaya yükledi- ğiniz bilgilerin tümünü yeniden yüklemenizi gerektiriyor. Saati ve alarmı akşam kurarak sabah belirli bir saatte uyandınlmanız, ya ge- ce boyunca hiç elektrik kesintisi olmaması- na ya da yanınızda yedek bir çalar saat bu- lunmasına bağhdır. Yine programlı kayıt yap- mak üzere ayariadığınız teyp ya da videonuz- da istediğinizi elde edebilmenin yolu, kayıt işteminin sonuna kadar her an elektrik kesintisinin oiup ol- madığını kontrol etme- niz, kesintı olduysa saati yeniden ayarla- yıp programı hafızaya yüklemeniz veya bü- tün bunlardan vazge- çip cihazın başında bekleyip zamanı gel- diğinde bu işlemi biz- zat başlatmanızdır. Benim kanımca yüksek teknolojili ürünler üretilirken ül- kenin koşullan göz önüne alınmalıdır. Or- neğin yukarıda sözü- nü ettiğim ürü- ne, elektrik kesintilerinin yol açacağı olum- suzluklan önleyecek bazı ekler yapılabilir. Bu, belki o ürünün fiyatını daha da arttıracaktır, ancak kullanamayacağımız bir özellik için fazladan ödediğimiz paranın bosa gitmesi- ni önleyecektir. Öte yanda plak bulmanın neredeyse ola- naksız hale geldiği ülkemizde ille de pikap almak zorunda kalmak da can sıkıcıdır. Eğer pikap bölümünü hiç kullanamayacaksanız, o ürüne lüzumsuz yere fazla para ödemek zorunda kalıyorsunuz demektir. Oysa birbi- rinden ayrı modüller halinde üretilen bu ürün- lerde pikap veya diskten birinı seçme olana- ğı müşterıye tanınmalıdır. Örneğin benim al- dığım PIONEER müzik setinde radyo, pikap ve teyp var. Disk için ayrıca para ödemem ge- rekiyor. Oysa ben pikap ya da diskten birini seçebilmeyi tercih ederdim." T U K E T I C I N I N S E S I Yulaf ezmesinin 'kapçıklan' Yıllardır ÇAPAMARKA yulaf 2-3 tatlı kaşığı dökünce suyun ezmesini, kabızlığı da önledi- üzerine 20-25 "kapçık" çıkı- ği için besin olarak kullanıyo- yor Bir kaç tanesini size gön- rum. Zaten yurdumuzda yulaf deriyorum. Çağ atladığımız (!) ezmesini üreten tek firma. Bir s o n yıiiarda bu ürün bana çok süre önce Hollanda malı Qu- komik geldi. Üstelik bu işin öy- aker marka bir ürünü aynı le ileri teknoloji falan gerektir- maksatla aldım ve aradaki ka- diğini de sanmıyorum. Ama lite farkını anlamış oldum. Bi- galiba bizim ülkemizde eleme zim Çapamarka'nın tıpkı hazır jŞ jn âlâ babadan kalma maki- çorbaları yapar gibi soğuk su- nelerle yapılıyor. ya kattığımızda pek çok "kapçık" su üstüne çıkıyor. Kâmil Kuşçuoğlu-İstanbul \Jkurumuzun bu mektubu, ÇAPAMARKA Üretim Müdürü Şahin Tanju'ya iletildi. Şahin Tanju, bir ara eleğe bu parçacıklardan fazlaca kaçınldığını ve bir parti malla ilgili bu tür şikâyetler aldıklannı belirtti. Bu tür bir şikâyetin yinelenmemesi için daha dikkatli davrandıktarını kaydeden Tanju, okurumuzla da görüşerek durumu anlatttklannı ve özür dilediklerini bildirdi. TUĞRA, tencereleri vermedi 1990 yılının mayıs ayında TUĞRA tencere seti almak üzere taksit kampanyasına ka- tıldım. Senetleri imzaladım. Toplam 865 bin lira ödememe rağmen çeiik tencere seti ba- na teslim edilmedi. Samsurv daki TUĞRA firmasına defa- larca başvurduğumuz halde "bugün-yarın" denerek oya- landık. Seti almamızda yar- dımcı olur musunuz? m Hülya Düşünsel-Samsun Arkadaşlanmız telefonları sıkça değiştiği için TUĞRA firmasının izini zorlukla buldular ve bize "Üretimdeki aksamalardan dolayı dağıtım da aksadı. Müşteh gelip malını alsın" dendiği halde okurumuz Tuğra mağazasına gitti, ne var ki malını alamadı. Daha sonra borçları nedeniyle telefon kapandığı için TUĞRA firmasıyla biz de irtibat kuramadık. Senet imzalarken lütfen dikkatli oiun. Fiyatlar tutturabildiğine 4.3.1991 günü İzmir'den İz- mişken, İzmir-İzmit arası nasıl mit'e gitmek için saat 9.30'da 35 bin lira olur diye sordum. DİKİCI Seyahat'in otobüsüne Kaçamak yanıtlar verdi. Ko- son anda yetiştiğim için bilet nuşmamızı duyan bir başka alamadan bindim ve arabada yolcu, kendisinin de İzmir'den 35 bin lira ödedim. Daha son- Izmit'e gittiğini ancak bilet pa- ra yanımdaki yolcuya biletini ~ kaça aldığını sordum. 30 bin rası olarak 25 bin lira ödediği- ni söyledi. Bu durumda ben- Üstelik o yolcu İz- den 10 bin lira fazla para alın- mıştı. Bu kadar başı boşluk olur mu? lira dedi. mir'den İstanbul'a gidiyormuş. Daha sonra otobüsteki görev- liye İzmir-İstanbul arası acen- tede 30 bin liralık bilet kesil- Ahmet Akbay-Kocaeli r\rkadaşlarımız Dikici Seyahaften Halis Aktaş'la görüştüler. İzmir-İstanbul arası tarifenin aslında 55 bin lira olduğunu, ancak iş durumuna göre fiyat kırdıklarını belirten Aktaş özetle şöyle dedi: "Otobüsteki başkalarma da soracak olsaydı, 40 bin liraya 45 bin liraya bilet afanlara da rastlayacaktt. Bazı müşterilerimizln ekonomik durumu bozuk oluyor. Yolcuları sokakta bırakacak değiliz ya... Biz de ne kadar parası varsa, bileti o kadara satıyoruz.Yolcu kaçırmamak için böyle bir yola başvuruyoruz. Körfez krizine bir de ramazan eklenince işler iyice kötüleşti. Fiyatlar müşterinin alım gücüne göre..." URETICIYE TEŞEKKÜR BEPA'ya teşekkür BEPA şirketinden aldı- ğım YOBtSHI marka kabınli müzik setinin kayıt aksa- mında meydana gelen arı- za üzerine, adı geçen fir- manın Adana servisine mû- racaat ettim. Servisin tüm iyi niyetine rağmen anza gi- derilemedi. Bunun üzerine durumu firmanın sahibi Blrtan Baaol'a telefonla biMirdim. Birtan beyin çok yakın ilgisi sonucu arızalı parça kısa sürede istarv bul'dan getirtildi ve müzik setimin arızası tamamen giderildi. MMut Onatça-Adana ÇARŞAFSAN'ın JCSu Bir süre önce TİVOYLO (ÇARŞAFSAN) firmasın- dan aldığım yatak örtüsü takımını, daha değişik bi- çirnlerde de kullanabilmek için oldukça fazla bir ilave kumaşa ihtiyacım oldu. Renk ve desen tutturma problemi olduğunu bilerek ve biraz da umutsuzca, söz konusu firmaya talebimi ya- zılı olarak ilettim. Takdir ve şaşkınlık kelimeleri ile ifa- de edebileceğim bir ilgiyle karşılaştım. Talebimi büyük bir titizlik ve nezaketle kar- şılayarak yerine getirdiler. Selma Şıklar-İzmlr Bastonun yenisi Mısır Çarşısı'ndan aldı- ğım M.Çelebi imzalı, çok güzel ve değerli bastonu- mun sapı —kusur bende de olabilir— kısa bir süre sonra oynamaya başladı. Hiç umudum olmamasına rağmen Devrek'teki yapım- cısına durumu bir mektup- la bildirdim. Hiç bekletme- den, anzaiı bastonu kendisi- ne yollamamı isteyen M.Çelebi, bana yeni ve da- ha güzel bir baston yolladı. Azer İnal-İstanbul
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear