Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
75 KASIM 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURİYET/15
Geııelkurıııay,*rejimin teıııiııatı' mı?
, Komuta veaskeripolitikayıplanlamadan kamu güvenliğine, kültüre, sivil eğitime kadar uzanan bir inisiyatifsöz kon
SIVİL OTORfTE
ASKERİ GUÇ
G.Fenelkurmay karargâhı, siyasi kişi olan bakanın otorite ve
sorumluluğu altında Savunma Bakanlığı'nın ayrılmaz bir parçasıdır.
Fakat bugünkü duruma bakılırsa Genelkurmay'ın, Savunma
BakanlığVnın dışında, anayasa ve kanunlarla düzenlenmiş özerk bir
alanda örgütlendiği görülecektir.
B,bugünkü sistemde Genelkurmay Başkanı olabilmek için tek şart,
kuvvet komutanlıklarından birini yapmış veya yapmakta bulunmaktır.
Burada sivil otorite açısmdan ciddi bir kısıtlama söz konusudur.
Diyelim ki hükümet, varolan adaylardan herhangi birini bu görev için
uygun görmezse ne olacaktır?
2
Kanun koyucu şu hukmü ge-
tinniştir Genelkunnayca yapı-
lan teklif, Ülha mabmı r>lan ba-
kan tarafından benimsenmiyor-
sa genelkurmay başkanı teklifı-
ni bir yazı ile doğrudan başba-
kana gönderecek; başbakan ka-
rannı bakana ve genelkurmay
başkanına bildirecek ve onun
karanna uyulmaa zorunlu ola-
caktır. Boylece askeri güce, öne-
risinin kabulü için, bir üst ma-
kamın destejini isteme hakkı ta-
mnıak suıetiyle, sivil otorite kar-
şısında göreli üstünlük sağlan-
mjilrtaHır
Kuvvet komutanlan ile genel-
kurmay ikinci başkanı ve
general-amiral atamaJannda ge-
nelkurmay başkanınca kullanı-
lan yetki, a$ın merkeziyetçi ge-
nelkurmay modeliyle askeri bü-
rokrasinin kendi kendini yönet-
tiğine kamttır.
Genelkurmay başkanı, 1967
tarih ve 926 sayıh Türk SUahb
Kuvvetleri Personel Kanunu'na
göre general ve amıral atamala-
nnı tekJıf etmek (md.l21/b),
kuvvet komutanlan ile genel-
kurmay ikinci başkanını teklif
etmek (md. 121/c) ve görev sü-
resi uzaülacak general ve amiral-
len bu işlemlerini teklif etmek-
ten (md.49/j) ayn, öteki kanun-
larda belirtılen bazı teklif ve in-
ha yetkilerine de sahiptir.
1983 tarih ve 2945 sayılı Milli
Güvenlik Kurulu ve Milli Gü-
venlik Kurulu Genel Sekreterli-
ği Kanunu'na göre MGK genel
sckreteri orgeneral/oramiral ge-
nelkurmay başkanınca inha
edilmektedır. (md. 15)
1972 tarih ve 1600 sayıh As-
keri Yargjtay Kanunu'na göre;
Askeri Yırgıtay başkanı, başsav-
ası, ikinci başkanı ve daire baş-
kanlan ile Askeri Yargıtay üye-
liğine açılan askeri yargıçlann
atanmalannı teklif etmek (md.
14) ve 1972 tarih ve 1602 sayıh
Askeri Yüksek tdare Mahkeme-
si Kanunu'na göre söz konusu
mahkemede görev yapacak yar-
gıç kökenli olmayan üyeliklere
her boş yer için üç aday göster-
mek hakkına sahiptir. (md. 8/2)
1970*de yürürlüğe giren 1324
sayıh kanuna göre genelkurmay
başkanı, kara, deniz veya hava
kuvvetleri komutanhğı yapmış
general ve amiraller arasmdan
secilmektedir. Buna iliskin dü-
zenleme ise dognıdan anayasa-
ya yazılmıştın
"Geaeiknmuy Baskam, Ba-
kanlar KnmhMan teklifi izeri-
•C,
(md. 117/d)
Bugünkü sistemde genelkur-
may başkanı olabilmek için tek
şart, kuvvet komutanlıklarından
birini yapmış veya yapmakta bu-
lunmaktır. Burada sivil otorite
açısmdan ciddi bir kısıtlama söz
konusudur. Diyelim ki hükü-
met, var olan adaylardan her-
hangi birini uygun görmezse ne
olacaktır? öte yandan kuvvet
komutanlarını genelkurmay
başkanı önerdiğine göre hükü-
met, görevi bırakan başkanm
önceden tespit ettiği adaylar ile
sınırhdır.
ikinci kısıtlama, 12 Eylül as-
keri yönetımince gerçekleştirüen
çok küçük bir kanun değişikli-
ği operasyonuyla getirildi. 1970
tarih ve 1324 sayıb kanundaki,
komutanhk yapmak için 'geoe-
nl ve amlraHrr' şara, 'orgeMraT
ve 'onuairal' şeklinde aniaşüma-
yabilir diye, 1967 tarih ve 926 sa-
yılı Türk Silahh Kuvvetleri Per-
sonei Kanunu'nu degjşûren 1983
tarih ve 2870 sayılı kanunla ge-
neraller ve amiraller şartı
'orgeneraller-oramıraller' olarak
değiştirilmiş; aradaki 've* bağla-
cı yerine - işareti konuhnuştur.
Öneriler
Kanımca; genelkurmay baş-
kanı seçiminde yalnızca general
ve amiral ohna şartı yeterlidir.
Bunun dışında, kuvvet komu-
tanhğı yapmak, orgeneral-
oramiral rütbesinde bulunmak
gibi sartlar sivil otoritenin askeri
güç lehine sınırlanması anlamı
taşıyacaktır.
Genelkurmay başkanı ve kuv-
vet başkanlıklan gibi yüksek as-
keri görevlendirmeler için;
general-amiral rütbesindeki ki-
şiler arasında savunma bakanı-
nın teklifi ve başbakamn uygun
bulması yeterlidir. Bunun dışın-
daki görevlendirmeleri savunma
bakanı yalnız başına yapmaya
yetkili olmahdır.
Genelkurmay Karargâhı sı-
yası kışı olan bakanın otonte ve
sorumluluğu altında Savunma
Bakanlığı'nın aynlmaz bır par-
çasıdır Fakat bugünkü duruma
bakılırsa Genelkurmay'ın, Sa-
vunma Bakanlığı'nın dışında
TORUMTAY — Hukümetle "devlet anla>ışı"nda anlaşamadı- GÜREŞ — Şimdiki Geneflcurmay Başkanı, hukumetie uvum için-
gını önii surerek Korfez savaşı öncesi istifa etmişti. de çalışmaya özen gösteriyor.
anayasa ve kanunlarla duzen-
lenmış ozerk bir alanda örgut-
lendığı görülecektir.
1982 Anayasasfnda milli gü-
venlığın sağlanmasında ve
Sılahlı Kuvvetler'ın yurt savun-
masına hazırlanmasında, Tür-
kıye Büyük Mıllet Meclısı'ne
karşı Bakanlar Kurulu'nun so-
rumlu tutulmasına rağmen:
ılgılı kanunlarla asken faalıyet-
len planlamak ve orduyu sava-
şa hazırlamak ile gorevlı
Genelkurmay Başkanı, görev ve
yetki alanı itibanyla bakanhğın
ustünde bır statuye sahıptır.
Belkı savunma hızmetınde ıkı
başlılığa yol açmamak ıçın Ge-
nelkurmay'a bövle bır üstünlük
venlmış olmast haklı da buluna-
bılır Böylece komuta ve planla-
ma görevi tek merkezde, hatta
tek kışıde bırleştınhnektedır
Fakat, sivil otonteye guvensız-
lik ve asken gucün özerk kalma-
sı gıbı bır anlayışın ağır
bastığını söylemek daha doğru
Genelkurmay Başkanfnın
komuta görevi dışında. askeri
politikayı planlama görevi ıçın
1970 tanh ve 1324 sayılı kanun-
da belirtılen sınırlar şoyledır
"Madde 2 - Genelkurmay
Başkanı, Silahlı Kuvvetler'ın sa-
vaşa hazırlanmasında; personel,
isrihbarat, harekât. teşkilat, eği-
dışındaki lojistik hizmetlerin;
Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri
Komutanlıklan ve Genelkurmay
Başkanlığı'na bağlı kunıluşlar
ile u\ gulanmasını sağlar.
b) Personel hizmetleri özel ka-
nunlarına göre yürütiilür. (1967
tarih ve 926 savılı Türk Silahlı
ürkiye'de savunma hizmetinde iki
başlılığa yol açmamak için Genelkurmay'a
belli bir üstünlük verilmiş olması haklı
bulunabilir. Böylece komuta ve planlama
görevi tek merkezde, hatta tek kişide
birleştirilmektedir. Fakat sivil otoriteye
güvensizlik ve askerin özerk kalması gibi bir
anlayışın ağır bastığını söylemek daha doğru.
tim, öğretim ve lojistik hizmetle-
ri ne ait ilke ve oncelikler ile ana
programları tespit eder."
"Bunlardan;
a) İsrihbarat, harekât, teşki-
lat, eğitim, öğretim ve tedarik
Kuvvetleri Personel Kanunu-
HÖ.)
c) Lojistik tedarik hizmetleri
için tespit ermiş olduğu ilke, ön-
celik ve ana programları, bu
hizmetleri yürütecek olan Milli
Savunma Bakanlığfna bildirir!
Çok ılgınç bır durunv
Genelkurmay Bîşkanı, Silah-
lı Kuvvetler'ın savaşa hazırlan-
masından personelden ıstıhba-
rata, harekâttan eğıtım ve
lojistik hızmetlere kadar ilke ve
öncelıkler ile ana programları
kanuna 'gore tek başına tespit
edıyor, bunları uyguluyor Milli
Savunma BakanlığYna ıse söz-
konusu ilke. oncelık ve ana
programlardan yalnızca lojistik
tedank hızmetlenyle ılgılı olan
kısmı bıldınyor'
1970'te Genelkurmay tasansı
müzakere edılırken, Milli Sa-
vunma Bakanı Ahmet Topaloğ-
lu modelın mantığıru bır kere
daha açıklayacaktır (...) Silahlı
Kuvvetler'in hizmetlerini, komu-
ta hizmetleri ve idari hizmetleri
diye ikiye ayırdık ve tatbikatı-
mız da budur. (...)
Asıl önemlı gerçek ıse muha-
lefetın, "bakanlık sıvıllenn elıne
geçtı" şeklındekı eleştınsıne
verdığı cevapta yatar.
"Milli Savunma Bakanlığı
derken sivil şahıs bir ben varun.
(...) MÜ9teşar bir orgeneraldir.
(...) Yoksa apayn bir sivil teşki-
lat kurulmuş değildir. Birçok
memlekette bu gibi işler (bûtçe
vd.) tamamen sivil tcknik teşki-
latı elindedir.
Turkıye örneğınde, asken güç
karşısında sıvıl otoritenin üs-
tünlüğü bır yana, aczdnden söz
etmek gerekmektedir.
1970 tanh ve 1324 sayılı Ge-
nelkurmay Kanunu'ndan
başka kanunlarda da Genelkur-
may Başkanı'na aıt görev ve
yetkıler hükum olarak ıfade
edılmıştır. Bunlann en önemlısı.
Genelkurmay Başkanı'nın ba-
nşta seferberlik ve savaş halı
ıçın yapılacak hazırlıklara ıliş-
km görev, yetkı ve sorumluluk-
lannı belırten 1983 tanh ve 2941
sayılı Seferberlik ve Savaş Halı
Kanunu'dur Anılan kanunun
7 maddesıne göre Genelkur-
may Başkanı şu hususlarda
görevlı, yetkılı ve sorumlu tutul-
maktadır
"* Türk Silahh Kuvvetieri'nin
seferberlik ve savaş hali hazırlık-
larını, bakanlıklarla koordineli
olarak yapmak >e geliştirmek,
* Yapılan hazıriıkların tatbi-
katlarda denenmesini sağlamak,
* Seferberlik ilanını gerektire-
cek durumlarda, bu halin ilanı
için Milli Gıhenlik Kunılu'na
görüş bildirmek.
* Seferberlik ve savaş halinde
ihtiyaç duyulan önlemlerin alın-
ması için Bakanlar kunılu'na
görüş vennek ve öneride bulun-
mak,
* Acil ihti) aç duv ulan yedek per-
soneli, başbakamn muvafakatiy-
le süresi >edi günü geçmemek
nzere silah altına almak."
1983 tanh ve 2941 sayılı ka-
nundan ayn, 1971 tanh ve 1402
sayılı Sıkıyonetım Kanunu'nda
da Genelkurmay Başkanı'na
önemlı yetkıler venlmıştır. Bu-
na gore. Genelkurmay Başkanı.
sıkıyonetım komutanlannı tek-
lif etmek yetkuıne sahıptır
(md5,l). Sıkıyonetım komu-
tanlan, kanunda belırlenen
görev ve yetkılennden dolayı
Genelkurmay Başkanı'na karşı
sorumludur (md. 6) (Aslında bu
madde 12 Eylül asken yönetı-
mince 1980 tarih ve 2342 sayılı
kanunla değıştınlmıştır. Mad-
denın eskı halinde sıkıyonetım
komutanlan başbakana karşı
sorumlu tutuluyordu ve sıkıyö-
netımın ışbırlığı ve koordınas-
yonu da Başbakanlıkça
sağlanıyordu). Sıkıyonetım Ko-
mutanlıklan arasında ışbırlığı
ve koordınasyon Genelkurmay
BaşkanhğYnca gerçekleştirili-
>ordu.
Silahlı Kuvvetler'e komuta
etmek ve asken politikayı plan-
lamak gıbı çok önemlı ıkı görevı
tek başına üstlenen Genelkur-
mav Başkanı'nın, yönetimme
bızzat katılmak durumunda bu-
lunduğu kurum ve kuruluşlar
da ılgılı kanunlarda göstenlmış-
tır. Anayasa ve 1983 tanh ve
2945 sayıh Mıllı Güvenhk Ku-
rulu ve Mıllı Guvenlık Kurulu
Genel Sekreterlığı Kanunu'na
göre Genelkurmay Başkanı'nın
MGK üvelığı yapması, 1972 ta-
nh ve 1612 sayılı Yüksek Asken
Şûra'nın Kuruluş ve Görevlen
Hakkında Kanun'a göre başba-
kamn bulunmadığı toplantılar-
da şûraya başkanlık etmesi,
1983 tanh ve 2876 sayılı
Atatürk Kültür, Dıl ve Tarih
Yüksek Kurumu Kanunu'na
göre Yüksek Kurul üyelığınde
bulunması, 1961 tanhve2O5sa-
yılı Ordu Yardımlaşma Kuru-
mu Kanunu'na göre Mılh
Savunma Bakanı bulunmazsa
OYAK Temsılcıler Kurulu'na
başkanlık yapması gerekmekte-
dir
12 Eylül asken vönetımınce
Genelkurmay Başkanı'na yük-
lenen ılgınç bır görev ıse, 1981
tanh ve 2547 sayılı Yükseköğre-
tım Kanunu'na göre YÖK'e bir
üye seçmektır
Komuta ve asken politikayı
planlama gorevlen dışında ka-
mu güvenhğınden, kültür. sıvıl
eğıtım ve oğretım alanına kadar
oldukça genış bır platformda
ınısıyatıf tanınması Genelkur-
may Başkanlığı makamında
oturan kışıyı bır tür "temınat"
şeklinde görme eğihmıyle ılgıli-
dir
öneriler
Savunma Bakanı. Genelkur-
may Başkanı'nın amın olarak
Silahlı Kuvvetler'ın emır ve ko-
mutası dahıl bütun savunma
hızmetlennden başbakana kar-
şı tek başına sorumludur
Başkomutanhk görevi ve yet-
kısı bizzat başbakan tarafından
kullanıhr Genelkurmay Başka-
nı. General-Amiraller arasında
Savunma Bakanı'nın teklifi ve
Başbakamn onayı ve 5 yıl için
atanır Bu süre bıtımınde ıste-
nırse l'er yıllık uzatmalar
mümkündür.
Silahlı Kuvvetler'ın bütün
kademelen için emeklılık yaşı
aynı olmahdır
Yaruı:
4
Herkes
asker (nti) dogmrV
MONTAND-PIAF
"Ne budalasın... Hadi gel... Öp beni"M3u adam" diyordu Piaf "fazlasıyla canlı ve sağlıklı, tek üidith ve ben Yves'in hayatını anlamaktan uzaktık. Yves'in ne
başına 'tabiata' salıverilmez." Yves'den henüz şüphelenmiyordu de olsa küçük çocukluğu vardı. Biz habersizdik böyle bir
Piaf. Ama ne olursa olsun tedbiri elden bırakmak istemiyordu. şeyden. Bu da Edith'i çileden çıkarmaya yetip de artıyordu.
PIAF — Tann onu sevmek için yaratmıştı...
DerUyen: HÜSEYİN BAŞ
— 2 —
Doğrusu her ikimizin de ihtiyaa vardı
buna. Oda küçuktü. Edith ise pencerele-
rin açılmasına hiçbır zaman izin vermez-
di. Yves, kocaman ciğerleriyle küçük oda-
mızın bütün havasını emer bitirirdi yanm
saat geçmeden. O zaman odanın havası ar-
tık d^yanılmaz bir hale gelirdi.
Yves'in yalnız dolaşması, elbetteki söz
konusu değildi. Böyle bir hakkı yoktu. Ona
benim eşlik etmem vazgeçilmez bir şarttı.
Henüz şüphelenmiyordu Yves'den. Ama yi-
ne de tedbirini ahyordu. Onu hiçbir zaman
gözümden ayırmamamı tembihliyordu sı-
kı sıkı:
"Bu adam Momon, fazlasıyla canlı ve
sağlıkh. Bir başına 'tabiata' salıverilmez!'
Çalışırken yorulmak nedir bdmiyordu
her ikisı de. Durup dinlenmek yoktu. Edith
gıpta ediyordu Yves'e. Çunku Yves müthiş
sabırhydı.
Çalışmalar ilerledikçe Yves kendisi için
yeni bir repertuann gerekliliğini daha iyi
anlamaya başlamıştı.
"Peki Edith, diyordu. Benim için gerçek-
ten de yeni bir reperluar gerekli. Ama ne-
reden bulacaksın şarkılan? Nasıl becere-
ceksin bunu? Kimden isteveceksin?"
"Sevgılim, endişelenme hiç. Oldu bile.
Her şeyi hazırladım ben."
Edith'in yalan söylediğinı biliyordum.
Gerçekten de o ana kadar Yves için tek bir
şarkı bile aramış değildi.
"Bak Momon, onun hayatını hiç tanı-
mıyorum. lnsan, içinden geliyorsa, kendin-
de varsa bir şeyler iyi şarkıcıdır. Ezihniş-
sen eğer, eğer düşlediğin şeyler varsa şarkı
kendiliğinden gelir. Yves kendisini kovboy
sanıyordu. Oysa bu, sinema merakhsı ke-
nar mahalle kızlarının duşüncesiydi. Savaş
öncesinin eski vvestern şarkılanyla yıkan-
mış beyni. Kendisini Zorro samyor.
Ashnda Yves buraların insanı. Herkes
kendisini onda bulmalı. Bunun için yapa-
cağı tek şe>-
, kendisinin de aynı şeyi yurek-
ten, içtenlikle istemesidir. Aradan 12 yıl
geçtikten sonra kendini hâlâ Far-VVest'in
uçsuz bucaksız yaylalarında bir uyuz bey-
girin ustünde düşleyen enayi kalmış mıdır
sanıyorsun? Ona gidecek stili görüyonım,
hissediyorum. Ama henuz tamamen emin
değılım!'
Edıth'ı dinlerken, onun Pigalle'deki ote-
lın kuçücük odasında Raymond Asso'dan
ders aldığı zamanları ansıyorum.
"Momon, Yves'i birlikte dinleyeceğiz:'
Böylece, geceler boyunca, Yves'i dinle-
mek üzere tıyatroda hazır ve nazırdık. Doğ-
rusu hiç de fena değildi. Hoşuma gıdiyor-
du. İyi beceriyordu Yves IŞÜIL Ne var ki ha-
reketleri pek iç açıcı değildi. Sahnede elle-
nni kollannı nereye koyacağını bilemıyor-
du. Oysa hayatta, onlan kusursuz denebi-
lecek derecede iyi ve ölçülü kullanıyordu.
Edith'in de bu konuda tıpkı benim gibi du-
şünduğünu biliyordum.
"Şahane hayvan.. Ne de güzel kullanı-
yor ellerini."
Ve Montand anlatırdı: "Bîliyor musun,
ben Italyanım. Makaraaa yani. Floransa-
nın 50 kilometre kadar yakınında kıiçiik
bir kasabada 13 Kasım 1921'de dünyaya
geldim. La Madre -annem- adımı Ivo koy-
du. Babamın adı ise Livi idi.
Biri erkek obfiriı kız iki kardesim vardı.
Ben ailenin en küçüğiiydüm. Ailenin isle-
ettiğim için başımın etini
yiyorsun" diyordu Yves.
"Oysa benim gibi 'yeni dünya'
efsanesi içinde yetişmiş orasını
cennet sanan biri için bu son
derece doğal bir şeydi."
ri bozuktu. Guç sartlar attuda yaşıyorduk.
Babamın hepimizi peşine takıp can hav-
liyle kapağı Fransa'ya attıgı 1923'te ben iki
yaşındaydım. Faşizmle araa iyi defildi ba-
bamın. Çocuklannın zorla Baliüas'a (1)
kaydolunmasından müthiş korkuyordu.
"Marsilya'da karar kıldık. Meteliğimiz
kalmamıştı. Bu yuzden daha yukanlara gi-
demezdik. Ne var ki Marsilya geçici bir yer-
di bizim için. Babamın aklı fikri kapağı
Amerika'ya atmaktı.. Biliyor musun, yeni
dunya biz ttalyanlar için "Adanmış Toprak-
lar"dı. Gidilip zengın olunacak topraklar..
"Amerikalılan taklit ettiğim için başımın
etini yiyorsun. Oysa benim gibi 'Yeni
Dünya' efsanesi içinde yetişmiş, orasını
cennet sanan biri için bu son derece doğal
bir şeydi. İşler kötü gittiğinde babam her
zaman "Göreceksiniz Amerika'da.!' diye
başlardı hep. Ve ailecek düşlerdik ileride-
ki iyi gunleri"
"La Mamma yolculuk için dişinden tır-
nağından para arttınr, bir kenara koyardı
MONTAND — ...Onu da sevilmek için.
gizhce. Ama işsizlik kötü ve kaçınılmaz bir
alın yazısı gibi kapıya dayandığında, nice
emeklerle biriktirilmiş olan bu para eriyip
biterdi. Ama olsun... Inatçı insanlardık biz.
Bıkıp usanmadan yeniden biriktirmeye ko-
yulurduk yolculuk parasını.
Uzun süre ben de kuruş üstüne kuruş
koyarak katıldım bu çabaya. Ne var ki gü-
nün birınde anladım bunun imkânsız ol-
duğunu."
"ÇocukJugunda sokaklarda mı gezip do-
laşırdın?"
"Hayır. Buna izin yoktu. Okula gidiyor-
dum. Kızgın guneş yuzunden herkesin
sokaklarda surttüğünu ya da öğle sıcağın-
da sere serpe yatıp günunü gün ettiğini sa-
mrlar.
Oysa bu gerçek değil. Italya'da, özellik-
le kuzeyde, hayat zordur. ttalyan ailesinin
ciddıye aldığı çok şey vardır. örneğin hiç-
bir Italyan cahşmayı, kadınların ve genç
kızlann iffetini hafife almaz. Okula gitme
şansını ele gecirmiş bir çocuk, düzgün bir
hayat sürmelidir.»
"Demek okula devam edebildin?"
"Evet. Aynca bu iş hiç de fena gitmiyor-
du. Bazı dersleri, diğerlerine kıyasla daha
çok ya da az seviyordum."
Garsonluk çağı
Edith ve ben Yves'in hayatını anlamak-
tan uzaktık. Yves'in ne de olsa bir küçük
çocukluğu vardı. Biz habersizdik böyle bir
şeyden. Bu, Edith'i çileden çıkarmaya ye-
tip artıyordu.
"Sen sokağı tanımıyorsun. Pek bilmiyo-
rum ama, Marsilya'nın sokakları müthiş
şenükh olmah. Rengârenk, alabildiğine gü-
rültulü.. Kısaca insanı sarhoş eden bir at-
mosfer. Doğrusu bırakamazdım ben ora-
lan.:
1
"Bunun farkına daha sonralan okulu
terkettigim zaman vardım. Babam güç du-
rumdaydı. Bir kadın ve üç çocuk onun eli-
ne balayordu. Böylece 15 yaşımda çalışma-
y» başladım. Çeşitli işlerde çalıştım: Gar-
sonluk, barraen çıraklıgı, makarna fabri-
kasında işcilik.. -ki bu bir ttalyan için cen-
nette cabşmaya eşittirt. Kızkardeşim kadın
berbertigi yapdgı için bir ara ben de zorun-
lu olarak aynı mesteği kra ettim. Düşün bir
kere... Beni berber olarak görebiliyor mu-
sun?"
"Ne olur Yves, bir kez daha göster bize
nasıl kesiyordun kadmlann saçlannı.. Hadi
bir kez daha.?'
"Hayaümı bunun için mi anlatmamı is-
temişün?"
"Yok sevgilim. Tabii ki bunun için de-
ğil.. Ne budalasın.. Gel hadi.. ö p beni."
Tiyatro ara verince, Edith yine aynı ko-
nuya dönüyordu:
"Eh doğrusu şu piyeste pek şarkı söyle-
diğin yok.;*
"Tamtersine.Bütun bu işlere sadece ek-
mek parası için mi katlandıgımı sanıyor-
sun."
(1)- Balülas- Genç faşistler örgütü.
Yarın: Yükselişin
öyküsü