18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
75 KASIM 1991 DİZİ-RÖPORTAJ CUMHURİYET/15 Geııelkurıııay,*rejimin teıııiııatı' mı? , Komuta veaskeripolitikayıplanlamadan kamu güvenliğine, kültüre, sivil eğitime kadar uzanan bir inisiyatifsöz kon SIVİL OTORfTE ASKERİ GUÇ G.Fenelkurmay karargâhı, siyasi kişi olan bakanın otorite ve sorumluluğu altında Savunma Bakanlığı'nın ayrılmaz bir parçasıdır. Fakat bugünkü duruma bakılırsa Genelkurmay'ın, Savunma BakanlığVnın dışında, anayasa ve kanunlarla düzenlenmiş özerk bir alanda örgütlendiği görülecektir. B,bugünkü sistemde Genelkurmay Başkanı olabilmek için tek şart, kuvvet komutanlıklarından birini yapmış veya yapmakta bulunmaktır. Burada sivil otorite açısmdan ciddi bir kısıtlama söz konusudur. Diyelim ki hükümet, varolan adaylardan herhangi birini bu görev için uygun görmezse ne olacaktır? 2 Kanun koyucu şu hukmü ge- tinniştir Genelkunnayca yapı- lan teklif, Ülha mabmı r>lan ba- kan tarafından benimsenmiyor- sa genelkurmay başkanı teklifı- ni bir yazı ile doğrudan başba- kana gönderecek; başbakan ka- rannı bakana ve genelkurmay başkanına bildirecek ve onun karanna uyulmaa zorunlu ola- caktır. Boylece askeri güce, öne- risinin kabulü için, bir üst ma- kamın destejini isteme hakkı ta- mnıak suıetiyle, sivil otorite kar- şısında göreli üstünlük sağlan- mjilrtaHır Kuvvet komutanlan ile genel- kurmay ikinci başkanı ve general-amiral atamaJannda ge- nelkurmay başkanınca kullanı- lan yetki, a$ın merkeziyetçi ge- nelkurmay modeliyle askeri bü- rokrasinin kendi kendini yönet- tiğine kamttır. Genelkurmay başkanı, 1967 tarih ve 926 sayıh Türk SUahb Kuvvetleri Personel Kanunu'na göre general ve amıral atamala- nnı tekJıf etmek (md.l21/b), kuvvet komutanlan ile genel- kurmay ikinci başkanını teklif etmek (md. 121/c) ve görev sü- resi uzaülacak general ve amiral- len bu işlemlerini teklif etmek- ten (md.49/j) ayn, öteki kanun- larda belirtılen bazı teklif ve in- ha yetkilerine de sahiptir. 1983 tarih ve 2945 sayılı Milli Güvenlik Kurulu ve Milli Gü- venlik Kurulu Genel Sekreterli- ği Kanunu'na göre MGK genel sckreteri orgeneral/oramiral ge- nelkurmay başkanınca inha edilmektedır. (md. 15) 1972 tarih ve 1600 sayıh As- keri Yargjtay Kanunu'na göre; Askeri Yırgıtay başkanı, başsav- ası, ikinci başkanı ve daire baş- kanlan ile Askeri Yargıtay üye- liğine açılan askeri yargıçlann atanmalannı teklif etmek (md. 14) ve 1972 tarih ve 1602 sayıh Askeri Yüksek tdare Mahkeme- si Kanunu'na göre söz konusu mahkemede görev yapacak yar- gıç kökenli olmayan üyeliklere her boş yer için üç aday göster- mek hakkına sahiptir. (md. 8/2) 1970*de yürürlüğe giren 1324 sayıh kanuna göre genelkurmay başkanı, kara, deniz veya hava kuvvetleri komutanhğı yapmış general ve amiraller arasmdan secilmektedir. Buna iliskin dü- zenleme ise dognıdan anayasa- ya yazılmıştın "Geaeiknmuy Baskam, Ba- kanlar KnmhMan teklifi izeri- •C, (md. 117/d) Bugünkü sistemde genelkur- may başkanı olabilmek için tek şart, kuvvet komutanlıklarından birini yapmış veya yapmakta bu- lunmaktır. Burada sivil otorite açısmdan ciddi bir kısıtlama söz konusudur. Diyelim ki hükü- met, var olan adaylardan her- hangi birini uygun görmezse ne olacaktır? öte yandan kuvvet komutanlarını genelkurmay başkanı önerdiğine göre hükü- met, görevi bırakan başkanm önceden tespit ettiği adaylar ile sınırhdır. ikinci kısıtlama, 12 Eylül as- keri yönetımince gerçekleştirüen çok küçük bir kanun değişikli- ği operasyonuyla getirildi. 1970 tarih ve 1324 sayıb kanundaki, komutanhk yapmak için 'geoe- nl ve amlraHrr' şara, 'orgeMraT ve 'onuairal' şeklinde aniaşüma- yabilir diye, 1967 tarih ve 926 sa- yılı Türk Silahh Kuvvetleri Per- sonei Kanunu'nu degjşûren 1983 tarih ve 2870 sayılı kanunla ge- neraller ve amiraller şartı 'orgeneraller-oramıraller' olarak değiştirilmiş; aradaki 've* bağla- cı yerine - işareti konuhnuştur. Öneriler Kanımca; genelkurmay baş- kanı seçiminde yalnızca general ve amiral ohna şartı yeterlidir. Bunun dışında, kuvvet komu- tanhğı yapmak, orgeneral- oramiral rütbesinde bulunmak gibi sartlar sivil otoritenin askeri güç lehine sınırlanması anlamı taşıyacaktır. Genelkurmay başkanı ve kuv- vet başkanlıklan gibi yüksek as- keri görevlendirmeler için; general-amiral rütbesindeki ki- şiler arasında savunma bakanı- nın teklifi ve başbakamn uygun bulması yeterlidir. Bunun dışın- daki görevlendirmeleri savunma bakanı yalnız başına yapmaya yetkili olmahdır. Genelkurmay Karargâhı sı- yası kışı olan bakanın otonte ve sorumluluğu altında Savunma Bakanlığı'nın aynlmaz bır par- çasıdır Fakat bugünkü duruma bakılırsa Genelkurmay'ın, Sa- vunma Bakanlığı'nın dışında TORUMTAY — Hukümetle "devlet anla>ışı"nda anlaşamadı- GÜREŞ — Şimdiki Geneflcurmay Başkanı, hukumetie uvum için- gını önii surerek Korfez savaşı öncesi istifa etmişti. de çalışmaya özen gösteriyor. anayasa ve kanunlarla duzen- lenmış ozerk bir alanda örgut- lendığı görülecektir. 1982 Anayasasfnda milli gü- venlığın sağlanmasında ve Sılahlı Kuvvetler'ın yurt savun- masına hazırlanmasında, Tür- kıye Büyük Mıllet Meclısı'ne karşı Bakanlar Kurulu'nun so- rumlu tutulmasına rağmen: ılgılı kanunlarla asken faalıyet- len planlamak ve orduyu sava- şa hazırlamak ile gorevlı Genelkurmay Başkanı, görev ve yetki alanı itibanyla bakanhğın ustünde bır statuye sahıptır. Belkı savunma hızmetınde ıkı başlılığa yol açmamak ıçın Ge- nelkurmay'a bövle bır üstünlük venlmış olmast haklı da buluna- bılır Böylece komuta ve planla- ma görevi tek merkezde, hatta tek kışıde bırleştınhnektedır Fakat, sivil otonteye guvensız- lik ve asken gucün özerk kalma- sı gıbı bır anlayışın ağır bastığını söylemek daha doğru Genelkurmay Başkanfnın komuta görevi dışında. askeri politikayı planlama görevi ıçın 1970 tanh ve 1324 sayılı kanun- da belirtılen sınırlar şoyledır "Madde 2 - Genelkurmay Başkanı, Silahlı Kuvvetler'ın sa- vaşa hazırlanmasında; personel, isrihbarat, harekât. teşkilat, eği- dışındaki lojistik hizmetlerin; Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıklan ve Genelkurmay Başkanlığı'na bağlı kunıluşlar ile u\ gulanmasını sağlar. b) Personel hizmetleri özel ka- nunlarına göre yürütiilür. (1967 tarih ve 926 savılı Türk Silahlı ürkiye'de savunma hizmetinde iki başlılığa yol açmamak için Genelkurmay'a belli bir üstünlük verilmiş olması haklı bulunabilir. Böylece komuta ve planlama görevi tek merkezde, hatta tek kişide birleştirilmektedir. Fakat sivil otoriteye güvensizlik ve askerin özerk kalması gibi bir anlayışın ağır bastığını söylemek daha doğru. tim, öğretim ve lojistik hizmetle- ri ne ait ilke ve oncelikler ile ana programları tespit eder." "Bunlardan; a) İsrihbarat, harekât, teşki- lat, eğitim, öğretim ve tedarik Kuvvetleri Personel Kanunu- HÖ.) c) Lojistik tedarik hizmetleri için tespit ermiş olduğu ilke, ön- celik ve ana programları, bu hizmetleri yürütecek olan Milli Savunma Bakanlığfna bildirir! Çok ılgınç bır durunv Genelkurmay Bîşkanı, Silah- lı Kuvvetler'ın savaşa hazırlan- masından personelden ıstıhba- rata, harekâttan eğıtım ve lojistik hızmetlere kadar ilke ve öncelıkler ile ana programları kanuna 'gore tek başına tespit edıyor, bunları uyguluyor Milli Savunma BakanlığYna ıse söz- konusu ilke. oncelık ve ana programlardan yalnızca lojistik tedank hızmetlenyle ılgılı olan kısmı bıldınyor' 1970'te Genelkurmay tasansı müzakere edılırken, Milli Sa- vunma Bakanı Ahmet Topaloğ- lu modelın mantığıru bır kere daha açıklayacaktır (...) Silahlı Kuvvetler'in hizmetlerini, komu- ta hizmetleri ve idari hizmetleri diye ikiye ayırdık ve tatbikatı- mız da budur. (...) Asıl önemlı gerçek ıse muha- lefetın, "bakanlık sıvıllenn elıne geçtı" şeklındekı eleştınsıne verdığı cevapta yatar. "Milli Savunma Bakanlığı derken sivil şahıs bir ben varun. (...) MÜ9teşar bir orgeneraldir. (...) Yoksa apayn bir sivil teşki- lat kurulmuş değildir. Birçok memlekette bu gibi işler (bûtçe vd.) tamamen sivil tcknik teşki- latı elindedir. Turkıye örneğınde, asken güç karşısında sıvıl otoritenin üs- tünlüğü bır yana, aczdnden söz etmek gerekmektedir. 1970 tanh ve 1324 sayılı Ge- nelkurmay Kanunu'ndan başka kanunlarda da Genelkur- may Başkanı'na aıt görev ve yetkıler hükum olarak ıfade edılmıştır. Bunlann en önemlısı. Genelkurmay Başkanı'nın ba- nşta seferberlik ve savaş halı ıçın yapılacak hazırlıklara ıliş- km görev, yetkı ve sorumluluk- lannı belırten 1983 tanh ve 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Halı Kanunu'dur Anılan kanunun 7 maddesıne göre Genelkur- may Başkanı şu hususlarda görevlı, yetkılı ve sorumlu tutul- maktadır "* Türk Silahh Kuvvetieri'nin seferberlik ve savaş hali hazırlık- larını, bakanlıklarla koordineli olarak yapmak >e geliştirmek, * Yapılan hazıriıkların tatbi- katlarda denenmesini sağlamak, * Seferberlik ilanını gerektire- cek durumlarda, bu halin ilanı için Milli Gıhenlik Kunılu'na görüş bildirmek. * Seferberlik ve savaş halinde ihtiyaç duyulan önlemlerin alın- ması için Bakanlar kunılu'na görüş vennek ve öneride bulun- mak, * Acil ihti) aç duv ulan yedek per- soneli, başbakamn muvafakatiy- le süresi >edi günü geçmemek nzere silah altına almak." 1983 tanh ve 2941 sayılı ka- nundan ayn, 1971 tanh ve 1402 sayılı Sıkıyonetım Kanunu'nda da Genelkurmay Başkanı'na önemlı yetkıler venlmıştır. Bu- na gore. Genelkurmay Başkanı. sıkıyonetım komutanlannı tek- lif etmek yetkuıne sahıptır (md5,l). Sıkıyonetım komu- tanlan, kanunda belırlenen görev ve yetkılennden dolayı Genelkurmay Başkanı'na karşı sorumludur (md. 6) (Aslında bu madde 12 Eylül asken yönetı- mince 1980 tarih ve 2342 sayılı kanunla değıştınlmıştır. Mad- denın eskı halinde sıkıyonetım komutanlan başbakana karşı sorumlu tutuluyordu ve sıkıyö- netımın ışbırlığı ve koordınas- yonu da Başbakanlıkça sağlanıyordu). Sıkıyonetım Ko- mutanlıklan arasında ışbırlığı ve koordınasyon Genelkurmay BaşkanhğYnca gerçekleştirili- >ordu. Silahlı Kuvvetler'e komuta etmek ve asken politikayı plan- lamak gıbı çok önemlı ıkı görevı tek başına üstlenen Genelkur- mav Başkanı'nın, yönetimme bızzat katılmak durumunda bu- lunduğu kurum ve kuruluşlar da ılgılı kanunlarda göstenlmış- tır. Anayasa ve 1983 tanh ve 2945 sayıh Mıllı Güvenhk Ku- rulu ve Mıllı Guvenlık Kurulu Genel Sekreterlığı Kanunu'na göre Genelkurmay Başkanı'nın MGK üvelığı yapması, 1972 ta- nh ve 1612 sayılı Yüksek Asken Şûra'nın Kuruluş ve Görevlen Hakkında Kanun'a göre başba- kamn bulunmadığı toplantılar- da şûraya başkanlık etmesi, 1983 tanh ve 2876 sayılı Atatürk Kültür, Dıl ve Tarih Yüksek Kurumu Kanunu'na göre Yüksek Kurul üyelığınde bulunması, 1961 tanhve2O5sa- yılı Ordu Yardımlaşma Kuru- mu Kanunu'na göre Mılh Savunma Bakanı bulunmazsa OYAK Temsılcıler Kurulu'na başkanlık yapması gerekmekte- dir 12 Eylül asken vönetımınce Genelkurmay Başkanı'na yük- lenen ılgınç bır görev ıse, 1981 tanh ve 2547 sayılı Yükseköğre- tım Kanunu'na göre YÖK'e bir üye seçmektır Komuta ve asken politikayı planlama gorevlen dışında ka- mu güvenhğınden, kültür. sıvıl eğıtım ve oğretım alanına kadar oldukça genış bır platformda ınısıyatıf tanınması Genelkur- may Başkanlığı makamında oturan kışıyı bır tür "temınat" şeklinde görme eğihmıyle ılgıli- dir öneriler Savunma Bakanı. Genelkur- may Başkanı'nın amın olarak Silahlı Kuvvetler'ın emır ve ko- mutası dahıl bütun savunma hızmetlennden başbakana kar- şı tek başına sorumludur Başkomutanhk görevi ve yet- kısı bizzat başbakan tarafından kullanıhr Genelkurmay Başka- nı. General-Amiraller arasında Savunma Bakanı'nın teklifi ve Başbakamn onayı ve 5 yıl için atanır Bu süre bıtımınde ıste- nırse l'er yıllık uzatmalar mümkündür. Silahlı Kuvvetler'ın bütün kademelen için emeklılık yaşı aynı olmahdır Yaruı: 4 Herkes asker (nti) dogmrV MONTAND-PIAF "Ne budalasın... Hadi gel... Öp beni"M3u adam" diyordu Piaf "fazlasıyla canlı ve sağlıklı, tek üidith ve ben Yves'in hayatını anlamaktan uzaktık. Yves'in ne başına 'tabiata' salıverilmez." Yves'den henüz şüphelenmiyordu de olsa küçük çocukluğu vardı. Biz habersizdik böyle bir Piaf. Ama ne olursa olsun tedbiri elden bırakmak istemiyordu. şeyden. Bu da Edith'i çileden çıkarmaya yetip de artıyordu. PIAF — Tann onu sevmek için yaratmıştı... DerUyen: HÜSEYİN BAŞ — 2 — Doğrusu her ikimizin de ihtiyaa vardı buna. Oda küçuktü. Edith ise pencerele- rin açılmasına hiçbır zaman izin vermez- di. Yves, kocaman ciğerleriyle küçük oda- mızın bütün havasını emer bitirirdi yanm saat geçmeden. O zaman odanın havası ar- tık d^yanılmaz bir hale gelirdi. Yves'in yalnız dolaşması, elbetteki söz konusu değildi. Böyle bir hakkı yoktu. Ona benim eşlik etmem vazgeçilmez bir şarttı. Henüz şüphelenmiyordu Yves'den. Ama yi- ne de tedbirini ahyordu. Onu hiçbir zaman gözümden ayırmamamı tembihliyordu sı- kı sıkı: "Bu adam Momon, fazlasıyla canlı ve sağlıkh. Bir başına 'tabiata' salıverilmez!' Çalışırken yorulmak nedir bdmiyordu her ikisı de. Durup dinlenmek yoktu. Edith gıpta ediyordu Yves'e. Çunku Yves müthiş sabırhydı. Çalışmalar ilerledikçe Yves kendisi için yeni bir repertuann gerekliliğini daha iyi anlamaya başlamıştı. "Peki Edith, diyordu. Benim için gerçek- ten de yeni bir reperluar gerekli. Ama ne- reden bulacaksın şarkılan? Nasıl becere- ceksin bunu? Kimden isteveceksin?" "Sevgılim, endişelenme hiç. Oldu bile. Her şeyi hazırladım ben." Edith'in yalan söylediğinı biliyordum. Gerçekten de o ana kadar Yves için tek bir şarkı bile aramış değildi. "Bak Momon, onun hayatını hiç tanı- mıyorum. lnsan, içinden geliyorsa, kendin- de varsa bir şeyler iyi şarkıcıdır. Ezihniş- sen eğer, eğer düşlediğin şeyler varsa şarkı kendiliğinden gelir. Yves kendisini kovboy sanıyordu. Oysa bu, sinema merakhsı ke- nar mahalle kızlarının duşüncesiydi. Savaş öncesinin eski vvestern şarkılanyla yıkan- mış beyni. Kendisini Zorro samyor. Ashnda Yves buraların insanı. Herkes kendisini onda bulmalı. Bunun için yapa- cağı tek şe>- , kendisinin de aynı şeyi yurek- ten, içtenlikle istemesidir. Aradan 12 yıl geçtikten sonra kendini hâlâ Far-VVest'in uçsuz bucaksız yaylalarında bir uyuz bey- girin ustünde düşleyen enayi kalmış mıdır sanıyorsun? Ona gidecek stili görüyonım, hissediyorum. Ama henuz tamamen emin değılım!' Edıth'ı dinlerken, onun Pigalle'deki ote- lın kuçücük odasında Raymond Asso'dan ders aldığı zamanları ansıyorum. "Momon, Yves'i birlikte dinleyeceğiz:' Böylece, geceler boyunca, Yves'i dinle- mek üzere tıyatroda hazır ve nazırdık. Doğ- rusu hiç de fena değildi. Hoşuma gıdiyor- du. İyi beceriyordu Yves IŞÜIL Ne var ki ha- reketleri pek iç açıcı değildi. Sahnede elle- nni kollannı nereye koyacağını bilemıyor- du. Oysa hayatta, onlan kusursuz denebi- lecek derecede iyi ve ölçülü kullanıyordu. Edith'in de bu konuda tıpkı benim gibi du- şünduğünu biliyordum. "Şahane hayvan.. Ne de güzel kullanı- yor ellerini." Ve Montand anlatırdı: "Bîliyor musun, ben Italyanım. Makaraaa yani. Floransa- nın 50 kilometre kadar yakınında kıiçiik bir kasabada 13 Kasım 1921'de dünyaya geldim. La Madre -annem- adımı Ivo koy- du. Babamın adı ise Livi idi. Biri erkek obfiriı kız iki kardesim vardı. Ben ailenin en küçüğiiydüm. Ailenin isle- ettiğim için başımın etini yiyorsun" diyordu Yves. "Oysa benim gibi 'yeni dünya' efsanesi içinde yetişmiş orasını cennet sanan biri için bu son derece doğal bir şeydi." ri bozuktu. Guç sartlar attuda yaşıyorduk. Babamın hepimizi peşine takıp can hav- liyle kapağı Fransa'ya attıgı 1923'te ben iki yaşındaydım. Faşizmle araa iyi defildi ba- bamın. Çocuklannın zorla Baliüas'a (1) kaydolunmasından müthiş korkuyordu. "Marsilya'da karar kıldık. Meteliğimiz kalmamıştı. Bu yuzden daha yukanlara gi- demezdik. Ne var ki Marsilya geçici bir yer- di bizim için. Babamın aklı fikri kapağı Amerika'ya atmaktı.. Biliyor musun, yeni dunya biz ttalyanlar için "Adanmış Toprak- lar"dı. Gidilip zengın olunacak topraklar.. "Amerikalılan taklit ettiğim için başımın etini yiyorsun. Oysa benim gibi 'Yeni Dünya' efsanesi içinde yetişmiş, orasını cennet sanan biri için bu son derece doğal bir şeydi. İşler kötü gittiğinde babam her zaman "Göreceksiniz Amerika'da.!' diye başlardı hep. Ve ailecek düşlerdik ileride- ki iyi gunleri" "La Mamma yolculuk için dişinden tır- nağından para arttınr, bir kenara koyardı MONTAND — ...Onu da sevilmek için. gizhce. Ama işsizlik kötü ve kaçınılmaz bir alın yazısı gibi kapıya dayandığında, nice emeklerle biriktirilmiş olan bu para eriyip biterdi. Ama olsun... Inatçı insanlardık biz. Bıkıp usanmadan yeniden biriktirmeye ko- yulurduk yolculuk parasını. Uzun süre ben de kuruş üstüne kuruş koyarak katıldım bu çabaya. Ne var ki gü- nün birınde anladım bunun imkânsız ol- duğunu." "ÇocukJugunda sokaklarda mı gezip do- laşırdın?" "Hayır. Buna izin yoktu. Okula gidiyor- dum. Kızgın guneş yuzunden herkesin sokaklarda surttüğünu ya da öğle sıcağın- da sere serpe yatıp günunü gün ettiğini sa- mrlar. Oysa bu gerçek değil. Italya'da, özellik- le kuzeyde, hayat zordur. ttalyan ailesinin ciddıye aldığı çok şey vardır. örneğin hiç- bir Italyan cahşmayı, kadınların ve genç kızlann iffetini hafife almaz. Okula gitme şansını ele gecirmiş bir çocuk, düzgün bir hayat sürmelidir.» "Demek okula devam edebildin?" "Evet. Aynca bu iş hiç de fena gitmiyor- du. Bazı dersleri, diğerlerine kıyasla daha çok ya da az seviyordum." Garsonluk çağı Edith ve ben Yves'in hayatını anlamak- tan uzaktık. Yves'in ne de olsa bir küçük çocukluğu vardı. Biz habersizdik böyle bir şeyden. Bu, Edith'i çileden çıkarmaya ye- tip artıyordu. "Sen sokağı tanımıyorsun. Pek bilmiyo- rum ama, Marsilya'nın sokakları müthiş şenükh olmah. Rengârenk, alabildiğine gü- rültulü.. Kısaca insanı sarhoş eden bir at- mosfer. Doğrusu bırakamazdım ben ora- lan.: 1 "Bunun farkına daha sonralan okulu terkettigim zaman vardım. Babam güç du- rumdaydı. Bir kadın ve üç çocuk onun eli- ne balayordu. Böylece 15 yaşımda çalışma- y» başladım. Çeşitli işlerde çalıştım: Gar- sonluk, barraen çıraklıgı, makarna fabri- kasında işcilik.. -ki bu bir ttalyan için cen- nette cabşmaya eşittirt. Kızkardeşim kadın berbertigi yapdgı için bir ara ben de zorun- lu olarak aynı mesteği kra ettim. Düşün bir kere... Beni berber olarak görebiliyor mu- sun?" "Ne olur Yves, bir kez daha göster bize nasıl kesiyordun kadmlann saçlannı.. Hadi bir kez daha.?' "Hayaümı bunun için mi anlatmamı is- temişün?" "Yok sevgilim. Tabii ki bunun için de- ğil.. Ne budalasın.. Gel hadi.. ö p beni." Tiyatro ara verince, Edith yine aynı ko- nuya dönüyordu: "Eh doğrusu şu piyeste pek şarkı söyle- diğin yok.;* "Tamtersine.Bütun bu işlere sadece ek- mek parası için mi katlandıgımı sanıyor- sun." (1)- Balülas- Genç faşistler örgütü. Yarın: Yükselişin öyküsü
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear