18 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KASIM 1991 HABERLER CUMHURİYET/3 k-Fuk-Fon borcu Lastane, >ebeği •ehin ddı»örtyol Sosyal ardırnlaşma Vakfı, !ukurova Balcah lastanesi'ne olan »orcunu ödemeyince ıastane, bir ayhk bebeği •ehin aldı. Rebek Bekir, hastaneye üç ay önce vakıf tarafmdan gönderilen Sibel Aktürk adlı hastarun borcu nedeniyle 'rehin' alındı. UFUKTEKİN ADANA — Ali Yalcuı adın- daki yurttaşvn bir aylık cocu- ğu, Fak-Fuk-Fbn aracılığıyla sevk edilen başka bir hastanın borcunu eksik ödemesi yüzün- den Ç.Ü Balcah Hastanesi'nde rehin tutuluyor. Baba Yalçın, vakfın kendi çocuğunun her türlii tedavi masrafını ödemeyi taahhüt et- tiğini belirteTek "Oglumu baş- ka bir hastanın eksik odemesi yüıünden nasıl bırakmazlar" diye yakmırken hastane yetki- lileri, "Borç ödenir, muhasebe kmydı kapanır, çocuğu da seve seve taburcu ederiz" dediler. Ülke genelindeki birçok hastanede sık sık ortaya çıkan "Hastanelerde rehin kalma oUryı", Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcah Hastane- si'nde farklı bir boyutta yaşa- nıyor. Hatay'ın Dörtyol ilçe- sinde oturan AK-Züteytaa Yal- çın çiftinin 12 Ekim 1991'de doğan ve "Bekir" adı verilen çocuğu rahatsızlık geçirince Balcalı Hasıanesi'ne sevk edil- di. Dörtyol Sosyal Yardımlas- ma ve Dayaruşma Vakfı Baş- kanı ve Kaymakam Vekili Jan- darma Üsteğmeni Hakan Genc'in imzasının yer aldığı "Ali Yalçın'ın yeni doğan ço- cuğunun tedavi ûcreti vakfı- •uzca ödenecekür. Ödemenin yapılabilmesi için aynntüan iceren fatunuun gönderümesi- ni rica ederim" şekhndekı ya- zıya rağmen 17 ekimde tedavisı biten Bekir Yalçın adındaki be- bek, rehin tutukiu. Baba Ali Yalçuv'ın itirazı üzerine görttş- tüğümüz Balcalı Hastanesi yetkililerinin, aynı vakıf tara- ftndan yaklaşık 3 ay önce sevk edilen Sibel Aktürk adındaki başka bir hastanm 17 milyon lira tutan tedavi masrafının 12 milyon Urasını odedığıni anım- satarak "Borc tumuyle öden- medi. Eksik kısun da odensin, çocugunuzu taburcu edelim" dedileT. Bebek yaklaşık 25 gündür hastanede tutuluyor. Umraniye'de tüpgazcıya çapraz ateş Ümraniye'de tüpçülük yapan Fevzi Şirin'in dükkâıuna gelen iki kişi Şirin'i, ensesine ve svrtına 7 kurşun sıkarak öldürdü. Şirin'in, polise çeşitli bügiler verdiği gerekçesiyle öldürülmûş olabileceği öne sürüldü. isUabul Haber Servisi — Ümraniye'de tüpgaz bayüiği yapan Fevzi Şirin (51) adlı bir kişi, dün sabah işyerinde iki kişi tarafından tabancayla vu- nılarak öldüruldü. Olayın ar- dından bazı gazeteleri arayan bir kişinin saldmyı yasadışı Devrimci-Sol aduıa üstlendik- lerini öne sürerek "Polisle tş- birttgi yapanlann sonu budor" dediği öğrenildi. Fevzi Çakmak Mahallesi Nazik Sokak 16 numarada Öldürülen Fevzi Şirin tüpgaz bayüigi yapan Fevzi Şi- rin (51), dün sabah saat 09.45 sıralarmda, kamyonetine bos tüpleri yüklediği sırada, iki ki- şi tarafmdan arkadan çapraz ateşe tutuldu. Şirin, biri ense- si, di|erleri sırtından olmak üzere aldığı 6 kurşun yarası nedeniyle olay yerinde can verdi. Semtte 17 yıllık tüpgaz ba- yüiği yapan Şirin'i vuran 2 ki- şinin olayın ardından, "Polis ajanımn cezasım verdik" diye bağırarak olay yerinden yaya kaçtıklan öğrenildi. 4 çocuklu Fevzi Şirin'in komşulan, tüpgaz bayiinin polislerle arasınm iyi olduğu- nu, dükkârunda sık sık polis- leri ağırladığını söylediler. Saldınnın ardından guven- lik güçleri Fevzi Çakmak Ma- hallesi ve Ümraniye çevresin- de saldırganlann yakalanma- sı için geniş bir arama baş- lattılar. Sis ve hava kirliliği İstanbuVda tehlikeli boyutlam ulaştı Kirliliklıavasızbirakı> orYoğun sis kentte tehlike sımrlarım aşanhava kirliliğiyarattı. Hava kirliliğini ölçüm aletleri sağhklı çalışmıyor. Sis nedeniyle Paris-İstanbul şeferini yapan uçak İzmir'e, Antalya'dan İstanbul'a gelen uçak ise yine Antalya'ya döndü. ValiYardımcısı Gürsu, kalorifer kazanı ve sobalardakükürt oranı düşük sıvı ve katı yakıt kullanılmadıkça, taşıtlarda hava kirliliğini önleyecekbiçimde bir donanım sağlamp, kurşunsuzbenzin uygulamasına geçilmedikçe hava kirliliğinin önlenemeyeceğini söyledi. lstanbul Haber Servisi — îs- tanbul'u dün gece yansmdan iti- baren etkisi altına alan yoğun sis, kara, deniz ve hava ulaşımı- nı saatlerce aksatırken, hava kir- liliği de sis nedeniyle tehlikeli bpyutlara ulaşü, Yönetmelikle- rin, hava kirüliğinin tehlike sı- nınnı aştığı durumlarda "alami verilerek kamuoyunun bügilen- dirümesini öngörmesine karşın, bu konuda ne lstanbul Vatiliğj ne de yerel yönetimlerce bir uya- n yapüdı. lstanbul Vali Yardım- ası Remzi Gürsu, kentteki ha- va kirliliği ölçüm ağının, bazı aksakhklar yüzünden dogıu düzgün işlemediğinı, dolayısıy- la kendilerinin bile sağhkh bir veri alamadıklarıru söyledi. Kentte onceki gece saat 24.00'ten itibaren yoğunlasan sis nedeniyle, sehir hatları seferleri ögle saatlerine kadar yapılama- dı. Bu nedenle Boğaz Köpnile- ri'ndeki trafık yoğunlaştı. Türk Hava Yollan da hava koşuUan yüzünden iç ve dıs seferlerini sa- at 10.00'a kadar iptal etmek zo- runda kaldı. Yoğun sis, Ataturk Havaümanı'na yapılacak inişle- rin aksamasına neden oldu. Yet- kililer, hava trafığinin yoğun ol- mamasına karşın Paris-İstanbul seferini yapan uçagm İzmir'e, Antalya'dan İstanbul'a gelmek- te olan uçağın da tekrar Antal- ya'ya dönduğünü belirttiler. Yoğun sis, bazı semtlerde çok sayıda yaralı ve maddi hasarla sonuçlanan trafık kazalanna da yol açtı. Göruş mesafesinin sı- fıra duşmesi nedeniyle ulaşım guçlükle yapılırken, Eski Edir- ne Asfaltı üzerinde sis ve hız yü- zünden iki ticari otonun çarpış- ması sonucu meydana gelen ka- zada 6 kişi yaralandı. Yoğun sis, kentte tehlike sınır- lannı aşan hava kirliliği yarattı. Sabah saatlerinde soluk alıp ver- TT meyi guçleştiren kirlilik karşısm- da, yerel yönetımler ve tstanbul Valiüği tsrafmdan bir uyarı ya- pılmaması ise dikkat çekti. Bu konudaki sorulanmızı yanıtla- yan İstanbul Vali Yardımcısı Remzi Gürsu, dün sabah kentte gozlenen hava kirliüfinin çok yüksek olduğunu kabul ederek bu konuda alarm verilerek ön- lem ahnamayışmın ise hava kir- liliği ölçüm ağlannıiı sağhkh bir şekilde işlememesüıden kaynak- landığmı açıkladı. "Kiriüigjn bu sabah yüksek olduğunu tahmin ediyorum" diyen Vali Yardımcısı Gürsu'nun hava kirliliği değer- lerine üişkin konuşması tahmin- lerden öte gitmedi. Bu durumun 1988-89'da iyi çahştığmı, ancak 89 sonunda Büyükşehir Beledi- vesi'nin hizmeüerindeki iki aracı geri almalan sonucu ölçüm ağı- nı denetleyemez duruma geldik- lerini belirten Gürsu, şunlan söyledi: "Bu sisli havada kükürt diok- sit ve dumanlar yo^unluk kaza- nacağmdan hava kirliliğini art- üncı bir eîkendir. Özellikle ço- cuk, yaşlı kalp ve akciğer hasta- lıklannda etldli olmuştur. Hava kirlüiği olçum ağımızın sağhklı biçimde çalışmaması nedeniyle önlemler alınamamış ve uyarı kademeleri harefcete geçirileme- miştir. Bugün kentteki olçum is- tasyon sayıs 5'i geçmez. 1988'de 70 istasyonda olçum >-apabilir- ken, şu an çahşır durumda olan cihaz sayımız beşi gecmez. Oknllarda 40a yakın olçum ci- hazunız var ama aracımu olma- dıgı için onlann da çalışıp çakş- madığını bilmiyoruz." Vali Yardımcısı Gürsu'yla yaptığımız görüşme, mahalli il çevre kurulunca kentteki hava kirüliğinin önlenmesi yönünde alroan kararların da yerine ge- ürilmediğini ortaya çıkardı. Gürsu, kalorifer kazanları ve so- balarda kükurt oranı düşük sı- vı ve katı yakıt kuüarulmadıkça. taşıtlarda hava kirliliğini önleye- cek biçimde bir donanım sağla- mp kurşunsuz benzin uygulama- sına geçilmedikçe hava kirüliği- nin önlenemeyeceğini belirtü. Mahalli Çevre Kurulu'nun 17/10/1990 tarihli kararian ara- smda, tstanbul'a kükürt oranı düşük kaliteli kömür ithaü ya- pılması, ısıtma alanı 3 bin met- rekareden büyük işyeri ve ko- nutlarda merkezi ısıtmamn zo- runlu kıünması ve bacalara, "Sulu ve kimyasal baca gazı an- tım ffltreleri" takılması ve kö- mürlerin iyileştirilerek satılma- sı gibi yükümlülüklerin bulun- duğunu söyledi. Baca filtreleri ile merkezi ısıtma şartına ilişkin kararm yerel yönetimlere ve Ba- ymdırbk ve îskân Bakanlığı'na; kömürlerin iyileştirilmesi kara- nnın Enerjı BakanuğYna, kö- mür ithali konusunun ise Çevre Müsteşarhğı'na iletildiğini vur- guladı. O günden bu yana her iki bakanhktan bir yanıt alama- dıklannı kaydeden Gürsu, fılt- re ve merkezi ısıtma şartmın ye- rine getirüip getirilmediğinin ye- rel yönetimlere sorulması gerek- tigini söyledi. Gürsu, -Mahalli b Çevre Ku- rulu'nun tstanbul'un hava kali- tesinin iyileştirilraesiyle ilgili al- mış olduğu yerinde ve iyileştiri- d kararlar, yerel yönetımler, sa- nayi kuruluşlan ve kirlilik üre- ten kuruluşlarca, uygulamada tam anlamıyla yerine getirneme- di. lcrada oluşan bu noksanlık nedeniyle arzulanan hedeflere ulaşdamamaktadır" diye konuş- tu. Vali Yardımcısı Gürsu, uygu- lanması amaayla alınan bu ka- rann yerine getirümediğine dik- kati çekerken uzmanlarca yapı- lan hava kirlıliği değerleri Dün- ya Sağlık örgütü'nün tehlike sı- nırlannın en az 30 kat üzerinde değerlerin ölçulmesmi getiriyor. Uzmanlar, kentte sık sık ya- şanan sis nedeniyle hava kirlili- ğinin toplu ölümlere yol açabi- leceğî uyansında bulunmalanna karşın, ne yerel yönetımler bir çanak antenden daha ucuz olan sulu baca gazı filtreleri takma Karannı yaşama geçiriyor ne Enerji Bakanhğı madencilere kömürlerini iyileştuTne yapün- mı getiriyor ne de Çevre Müste- şarhğj (şımdi Çevre Bakanhğı) »kente vüksek kaüteli kömur it- hali konusunda Istanbullulara yardımcı oluyor. 1990 hava kir- liliği ölçümleri, kent havasında 1776 mikrogram kukurt dioksit olduğunu göstenyor. Bu yıün kirlilik değerlerinin beürlenebil- mesi için ölçüm ağına yeniden işlerlik kazanması gerekiyor. Belediye: Alarm fterekmiyor lstanbul Buyukşehir Belediye- si Çevre Konıma ve Daire Baş- kanı Tuncer Çettk ise dün sabah belediyeye ait olçum istasyonun- da metrekupte 233 mikrogram kükürt dioksit, 36 mikrogram duman ölçulduğünü beürterek, bu kirlilik değerlerinin "alarm" verümesi gereken bir durum ser- gilemediğini söyledi. Belediye- nin birinci uyarı kademesinin, kükürt dioksit oranının metre- kupte 700, duman rniktannın ise 400 mikrograma ulaştığmda başladığmı beürten ÇeKk, bu yü valiliğin araç tahsisi için kendi- lerine başvurmamış olduğunu vurguladı. Çdik, "Valüiğe yaı aylannda geri aunmak ûzere her kış bir araç veriyonız, ancak bu yü bu konuda bize başvanı olmadı" dedi. Erzurum'da hava kirtilıfei öte yandan Ataturk Üniver- sitesi Tıp Fakültesi Halk Sağhğı Ana Bilim Dah Başkanı Prof. Dr. Arif Özel, Erzurum'da ha- va kirüüğinin insan sağhğını teh- dit eden boyutlara ulaştığuu bil- dirdi. Prof. Dr. özel, Ataturk Üni- versitesi Çevre Sorunlan Araş- tırma Müdürlüğü'nün 8 yıldır, kış aylannda, Erzunım'un 9 de- ğişik noktasmda, periyodik ha- va kirliliği ölçümleri yaptığını haurlatarak "Bu durum Erzu- rum'un Türkiye'nin havası en kirli şehri olduğunu ortaya koyuyor" diye konuştu. Prof. Dr. özel, hava kirüliği- ne dayalı olarak son yıllarda kalp, akciğer ve damar hastalık- lannda büyük artışlar gözledik- lerini bildirerek "Erzurum'mn merkezden uzak olması, basının ve tetevizyonun konuya yeterin- ce eğilmemesi, buradaki hava kirliiiğinin ulaştığı boyutun ka- muoyuna yansımasına engel oluyor" dedi. ANTALYA FİLM FESTİVALİ Sanatçılardaıı^ şehir turuna tepki SİS VE KtRLtLtK — Yogun sis İstanbul'da ulaşımı aksattı. Dün sabah şehir hatlan vaparlan bir süre çalısamadı. (Fotograf: TURGUT ÖGRCTEN) BÜLENT ECEVtl ANTALYA — 28. Antalya Altın Portakal Fiun Festivali, "kortej skandah"mn eşiğinden dönülerek acıldı. Bazı sanatçı- lann, "Jeeplerle palyaço glbi kent içinde dolaştinlıyoruz" di- ye tepki gostererek kaülmak is- temedikleri kortej, skandak dö- nüşmeden bazı sanatçılann "ri- calan" üzerine yapıldı ve festi- val "olaysu" başladı. Altın Portakal film festival- lerinin açılışlannda kortej bugti- ne kadar çok defa sorun oldu. Sanatçılann gösterdikleri tepki- Özel okuüarda sınav tarfaşması Öğrenci SegneYerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) karan eleştirüiyor FtGEN ATALAY özel okullara ÖSYM tarafm- dan merkezi sınav yapılması ka- ran, özel okul yöneticilerince tartışüıyor. Hazuhk da dahil ol- mak üzere bütün sımflardaki öğrencilere uygulanacak olan sı- nav, "Öfcrencüere sürekli suıav stresi yaşatacak ohnası', "Farkh okuBardaki öfrendkre ortak sı- nav yapıhnası", "Sınavın yalnız- ca özel okullara uygulanması", «Den Gecme ve Kredi Sistemi'- nin mantığına aykın olması" gi- bi açılardan eleşuriliyor. Milli Eğitim BakanlığYnın özel ortaokul, lise ve dengi okul- larda ÖSYM tarafından merkezi sistem düzenkmesi karan bazı özel okul yöneticüerinin tepki- lerine neden oldu. Bakankk, söz konusu karan "Ölçnıe ve defer- lendinnenin geçeriiligini ve gü- venirlili^ini, programlann uygu- lanmasında bniiği, öf rencüerin başarüı ve başansız olduklan yönlerin veya konulann tespiti- ni, dğrencüerin ÖSYM tarafın- dan yapılan giriş sınavlanna alışkanhk kazanmalarını sağjamak" amaayla almıştı. özel Okullar Derneği Başka- nı ve özel Boğaziçi Lisesi yöne- ticisi Dündar Uçar, merkezi sı- navın özel okullara yarar sağla- mayacağı görüşünde. Bu sınavın özel okuüarda bazı sıkıntdar ya- ratabileceğine deginen Uçar, özel okul yöneticüçrinin bu ko- nuda çalışmalarda bulundukla- nru beürtti. özel Robert Lisesi Müdürü Mehmet Çamoğlu da bütün öğ- rencilerin aym anda sınava so- kuhnasının bina sıkmusı yarata- cağım söyledi. Adının açıklanmasını isteme- yen bir özel okulun mudürü de boyle bir sınava neden gerek du- yulduğunu anlamadığım beürt- ti. Sınavın özel ve genel bütün okullarda uygulanmasınm daha sağlıkh olacağı görüşünü savu- nan bu yöneticinin smavla ilgili görüşleri şöyle: "BÖyle bir sınavın özel okul- lann tüm sınıflannda uygulan- ma» erken ahnmış bir karar. St- navıu bir dersten ve bir sınıî dü- zeyinde yapdması ve sonucunnn görnimesi çok daha saghkh ola- bttirdi. Örneğin yalnızca yabana dilde ya da yalnızca fen liselerin- de «pdabüirdi. Dygulama so- nuçlan göriiMükten sonra yay- gınlaştınlması daha sağlıkh olurdu. Bn sınav okullan fonk- siyonlanndan uzaklaştırabilir. Okoilann dershanelere dönüştü- riilmesi gibi bir sonuçla karsua- şdabtlir. Özel okullar arasrada bazı farklıhklar var. Okullar de- gişik puanlarda öğrenci alıyor- lar. En yüksek puanla ögrenci- leri alan okullann bu sınavda daha başanlı olması doğaldır. Öğrencilerin ve okullann başa- nlan bir ortak sınavta olçule- mez. OkaBann bütun derslerden sıralamaya tabi tutulmast sakın- calı. Okullar zaten bdli bir sıra- lamanın içinde. Bütüo özel okullan aym çizgiye çekmek eği- tim sistenüne aykın. Butün ders- lerden ortak sınav, yeni Ders Geçme ve Kredi Sistemi'nin ge- ürdiği çocuklan ilgi ve yetenek- lerine göre yonlendirmeyi amaç- layan öğrenci merkezli egiüm manttğına aykın. Ortak sınav karan çok büyük bir adım. Ön- ce kücük adımlar atdmalı ve bu böyuk adıma hazıruk yapılma- hydı." özel okullara merkezi sınav yapılması kararım alan Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bir yet- küi ise sınavm getireceği yarar- lan şöyle anlattı: "Bu sınavin sonucuna göre öğrenci, ögretmen, okul kendi yerini belhieyecek ve buna göre önlem alacak. Bir özel okulda başanh g*rünen, notlan çok yüksek olan bir öğrenci bu s>- navda başanlı olmayabilir, bu- nun aksi de olabittr. Öze) okul- lar ansudaki seviye farkı asga- riye indirflecek. okullarda prog- ram birliği sağlanacak. Öğren- cüer test uygulamasına auşacak- lar ve belki de dershaneye gitme abşkanlığı ortadan kalkacak. ÖSYM şu anda yabancı dilde sı- nav hazırlama olanağına sahip otmadıgı için sınav Turkçe yapı- lacak, ancak ilk sınav bir dene- medir ve sonucuna göre degişik- Bkler yapdabilir." Bir DYP-SHP koalisyonundafeshedilme olasılığına karşı hareketegeçti YÖK,savunmaraporu hazırlıyorANKARA (Cumhuriyet Burosn) — YÖK, ye- ni hükümete karşı kendini savunmak için rapor hazırladı. Son 10 yılda üniversitelerdeki eğitim kalitesinin giderek arttığına işaret edilen rapor- da, öğrenci başan oranlannın da ytizde 50'lerden yüzde 80'lere çıktığı savunuldu. YÖK, olası bir SHP-DYP koalisyonuna ha- nrlanıyor. Her iki partinin de seçimlerden önce YÖK'ü kaldıracaklannı ilan etmeleri ve alman seçim sonuçlan, YÖK'ü harekete gecirdi. Hazır- lanan bir raporla geçen hafta 10 yaşına giren YÖK savunuldu. Yeni hükümetin Milli Eğitim Bakanı'na sunulacak raporda, 1980-1981 öğre- tim yılında Türkiye'de 19 üniversite ve 183 fa- külte bulunurken bu sayının 1991 yıh itibanyla 29 üniversite ve bunlara bağlı 212 fakülte ve 219 yliksekokul ile 118 lisansüstü eğitim yapan ens- titüye yükseldiği kaydedildi. Raporda, 1980 yı- lında 41 bin 574 olan öğrenci kontenjanırun da 1991'de 199 bin 571'e ulaştığına dikkat çeküir- ken, yükseköğretimdeki okullaşma orammn da aym dönemde yüzde 5.9'dan örgün öğretim yüz- de 9.6 olmak üzere yüzde 15.3'e yükseldiğine işa- ret edildi. Raporda, 1981 öncesi 6 bini geçmeyen araş- tırma görevlisi sayısınm da günümüzde 14 bin 500'e ulaştığı ifade edildi. Öğretim elemanı sa- yısının da aym dönemde gösterdiğj gelisme şöy- le anlatıldı: " — Kasım 1981 itibanyla üç buyuk kenümiz- de 7 üniversitede toplam 3156 profesör ile do- çent bulunmasına karşıhk, diğer kenüerdeki 9 üniversitede 85 profesör ile docent vardı. — 1991 yıh itibanyla toplam öğretim elema- nı sayısı 34 bin 469, toplam ogretim uyesi sayısı ise 11 bin 7O'tir. Son 10 yılda öğretim elemanı sayısı yuzde 65, ogretim üyesi sayis» ise yüzde 126'lık artıs göstermiştir." Raporda, öğrenci-öğretim üyesi oranmda ise istenilen hedefe ulaşılamadığı ifade edilerek "1978 yüında M'e çıkan ögrenci-ogretim tiyesi oranı, öğrenci kontenjamndaki azaimaya karşın, 1981 yüında ancak yuzde 46.4'e indirilebilmiş- tir. Aynı oran 1981-1991 döoeminde öğrenci sa- ydanndaki buyuk artışa karşüık yuzde 39.2'ye indirilerek eğitim-öğretimin kalitesinde gelişme saglanmıştir" denıldi. YÖK'ün raporunda yer alan bir ilginç değer- lendirme de öğrenci başan oranlan oldu. Ahnan önkmlerle öğrenci başan oranlannın son 10 yılda yüzde 50'lerden yüzde 80'lere cıktığı ifade edil- di. Öğretim alanlan ve yülan itibanyla başan oranlanndaki gelişmeler şöyle: Sağlık bilimleri. 10 yıl Önce yüzde 72.7 olan başan oranı, 1984-1985 döneminde yüzde 79.4'e, 1988-I989 p da ise yüzde 88.9'a ulaştı. Müheudislik ve fen bilimleri: 1980-1981 öğre- tim yıh sonunda yüzde 45.8 olan başan oranı, 1988-1989 öğretim yıh itibanyla yüzde 82.9'a yükseldi. Sosyal biUmler. 1980-1981'de yüzde 55 olarak saptanan başan oranı, 1988-1989 öğretim yılın- da yüzde 83.3'e yükseldi. Raporda, 1984 yılında 268 olan proje sayısı- nm 1991 yıhnda 1967 projeye, yine 1984'te 383 milyon hra olan toplam kaynak tahsisinin de 1991'de 71 milyar liraya yukseldiği belirtildi. lere karşın, Festival Yürütme Kurulu Başkan Vekili Hüseyin Şanlı, "Ne orarsa olsun festiva- lin açıhşı kontejsiz olmayacak" demişti. Dün de Antalya'da iş tathya bağlamncaya kadar "kortej stresi" yaşandı. Bir saatlik gecikmeyle saat 14.30'da Antalya Havaalam'na inen Türk Hava Yollan'na ait özel uçakla gelen 150 kadar ko- nuk, Dedeman Oteli'ne yerleş- tirildi. Karşılama sırasında Fes- tival Yürütme Kurulu Başkan Vekili Hüseyin Şanh, festivale gelen sanatçüara birer karanfvl verdi. Türk sinemasınm emek- tar oyuncusu Sadri Abşık ucak- tan inerken, merdivenin son ba- samağına ayağı taküarak düştü. Hüseyin Şanlı ve sinema sanat- çısı Türkân Şoray, kollanna gi- rerek Aüşık'ı hemen ayağa kal- dırdılar. Saat 15.00'te Cumhuriyet Meydam'nda başlaması gereken acıhş töreni, uçağın rötarh gel- mesi nedeniyle saat 16.00'da başlayabildi. Korteje katıhnak istemeyen bazı sanatçılar, dün- kü acıhş için Antalya'ya gelmez- ken, bazı sanatçılann da korte- je katılmama karan aldıklan kaydedildi. Ancak daha sonra Sadri Ahşık gibi bazı sanatçıla- nn araya girmeleri üzerine kor- tej gercekleşti. Sanatçılar, bele- dîye bandosu eşliğinde Jeepler- le kenti dolaşarak halkı selam- ladılar. Dedeman Oteti'nde gerçek- leştirilen açıhş kokteylinde ha- zır bulunan sanatçılardan bir bölümü, saat 20.30'da uçakla îstanbul'a geri döndüler. Fesıi- val Yürütme Kunıiu yetkilileri, sanatçılann odül töreni için ye- niden Antalya'ya geleceklerini söylediler. Yetkiüler, havalann soğumasının, festivale sanatçı katıümım olumsuz etkilediğini ifade ettiler. Altın Portakal Film Festiva- li'nin daha önce 23-29 eylül günleri arasında yapüacağı açık- lanrruşü. Ancak 20 Ekim erken genel seçimi nedeniyle son an- da festival 11-17 kasım tarihle- rine ertelendi. tlki 1964 yıhnda gerçekleşen ve "en iyi füm" ödülünu HaUt Rerığ'in "Gurbet" fılmi ile el- de ettiği festivalde bu yıl 19 fûm yarışıyor. Bu filmlerin gösteri- mi, Saray, Kültür ve Ulusoy si nemalannda dün başladı. Film ler, her sinemada 5 seans göste rilecek. Vatandaşlar, "Çok ss yıda film var. Hepsini izleni olanagı bulamayacağız" di) yakmırken, festival yetkililer sürenin uzatılmasımn duşünil mediğini beürtiyorlar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear