25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 DİZİ-RÖPORTAJ 5 EKİM 1990 A f Y A ' N I N Y E N I Y U Z ÜD1LEK ZAPTÇIOGLl II. Dünya Savaşı, Naziler, Yahudilerin yakılması, yeni kuşaklar için geçmişte kalmış bir kâbus gibi Almaıılaı; Hitler'i umıtmak istiyor— 4 — Birieşen Almanya'da aşın milliyetçiliğin yeniden alevlenmesi; Ahnanya'nın AvrupaA daki dotfknm unutup Doğu Avrupa'ya yo- ndmeri, yayümaa emellere ve büyüklük kompkksme kapuması, kısacaa tarihini ay- nen olmasa bile benzer şekilde tekerrflr et- rneri... Bu senaryo, Avrupa ve Amerika'da bir- çok kişinin uykusunu kaçınyor. Batıh ve Doğuhı yabana gozkrocflcr, hep aynı koouyu gündeme gctiriyor "Ahaaa- h n m ? " Hhtertn *&r nirası Alman ordulan 8 Mayıs 1945'te mutte- fiklcre " t a y < « grtaz **m ı H d H « « ı " açıkladığında, Alman yazar BertaM Bncht Kauforniya'da gönûllü sflrgündedir. Gfln- şöyle bir not dûşer: N istemJerini hassasiyetk izliyor- du. Ama gerçek şuydu ki savaş bittiğinde Hh- lerfn Nasyonal Sosyalist tşçi Pırtisi'nin tam 12 milyon kayıth üyesi vardı. Amerikan ko- mutanı Clay, elindeki kararnameyi Jöyle yo- rumladı: Masumiyetini kanıtlayamayan her- kese suçlu rnuamelesi yapılmalı; sorumlu- luk derecesi belirknip cezalanrhnfanahydı. Amerikan işgal kuvvetlerindeld hukuk- çulaıdan bazüan buna karşı çıktüar. Bu teze göre Hitler iktidara seçimlc, yani yasal yol- lardan gelmişti. Yasal bir hûkümeti savun- mak sonradan çıkanlan yasalara göre "•jç" sayüırsa bu, demokrasinin temel ilkelerine aykın olmaz mıydı? Amerikah General Clay diger müttefik- lerin temsilcfleriyle buluştuğunda onlann daha da farlüı tezler savunduğunu gördü. caktı. En üst kademelcrdeki Nazüerin ÇO- ğU İŞgal haylamn/Han önce ya yıırtfiıyına kaç- mıştı ya da yeraltında gizleniyordu. Dağı- tılan formu dolduranlar yalan söylüyor; herkes kendini temize çıkartmak için hikâ- yder uyduruyordu. HaÜc birbüine kefil olu- .111 ı "lıriı>Hıiı"jıı ılıı 11 1 1ı yimiyle "Per* kâgKfa" çıkanyordu. Suçlulann cczalandınlnıası işlemi, başta dü$unuldu$ü ^»A»T katı uygulanmadı. Bel- libaşlı Naziler dıçında orta ve alt kademe Naziler sanayinin kilit noktalannda oturan ve savaşian azami kâr çıkaran kesimler ço- ğunlukla cezasız kaldı... Thıman doktrini ve soğuk savaş, mütte- fıklerin dikkatini "Bolşerlzm tekükesj"ne yöndtti ve "NazOtfdca m*tom%" islemi birkaç sansasyonel dava Apmfa fazla izlcn- meden rafa kalktı. ü. Bu tezler kısaca şoyleydi: Federal Almanya Cumhuriyeti'nde Al- man hallnnı bağlayıcı, olumlu bir "•hual ktmttk" oluşmamıştı. Nasyonal sosyalizmin tarihi, savaşı Vayanan taraf, yani muttefik- ler tarafından yazümıştı. Bugünkü kuşak- lar "Nazi" deyince Amerikan filmkrinde kaz adrmlarla yürüyen ve her fırsatta "Ja- wohl!" diye haykıran sanşın "OttoTan ve "Haat"lan düşünüyordu. Kısacası Hitler dönemi, halkm bilincinde "ohuuaz bir mit" haline gelmişti. O halde 12 yıllık Hitler iktidan Ahnan- bitinç, ulusal kinüik vermektL lann genel tarihi içinde "dognı Ur yere" da otap htteateria bafka i H ı h ı i ı ât oturtulmalı, Ahnan ulusuna bütün tarihin- görtiUittai" savunan tarihçüer, böylece den kaynaklanan pozitif bir bilinç verflme- halkı "kolekttf taçMak dayfmâdM" bi- liydi. raz olsun armdınnak istiyorlardı. Bu tezi savunan tarihçüerin başmda ge- Genelleme yapıp bütün "11—lır"rlnn len Emst Nolte, Hitler fasizmini Bolşevizm^ soz etmek olanaksız. Bugun Almanya'da fa- bul etmis ve topiama kam ya baslamıştı... Hitler fajiTmini ve ırkçılığı baska ûlke- lerk, drnegm Sovyeüer Hrhgi'yle veya Kam- boçya'yla karsüajbrmak; Almanya'daki bu karanhk dOnemin "nitn Alm—tra ha$ tibmmâtffm" ortaya çıkarmak ve böylece ta- rihi bir revizyondan geçirmek... Almanya'da 1980*lerde muhafazakâr Kohl hakumetinin iktidara gelisinden son- ra ortaya çıkan buu revizjroBİZBn in amacı, Alman ulusuna yeniden pozitif bir ulusal tepkiye yol açıyor. Kimisinde bu tepki tari- hi gerçekleri inkâr etmeye kadar gidiyor. Ni- tekim Ahnanya'daki Neonazüerin en sevdigi konu, M AMckwkz yOtmT. NeonazUer. top- l l lnT "^«İTinın ve fl- fkl f O n Brecfat'in soğukkanh tavn yerindeydi. 8 Mayıs 1945te Almanya'nın kapitülasyonu zaten formalite haline gelmişti. Almanya trtryuk biı harabeden farksızdı ve müttefik- ler filkenin büyttk bölümûnü çoktan i$gal etmişlerdi. Nazi iktidannın yülar süren "Abaaaya mftmT nidalannın ardından Alman halkı gr^t*f« uyanıyor ve kendini maddi ve ma- nevi bir harabenin ortasında buluyordu. 40yıllık Federal Almanya deneyi, Batı kültürüne uyum, bugünün Alman toplumunda şu isteğe yol açtı: "Biz artık sürekli Hitler'in hayaletiyle yaşamak istemiyor, Nazi döneminin ipoteğinden kurtulmak istiyoruz. Yeni kuşaklar suçluluk duygusuyla değil, normal yaşamak istiyorlar. 1945 yıknm temmuz ayında Potsdam'da bir araya gelen Staün, Thıman ve ChurchilL Al- manya için ünlü "4 D for«ili"nü karara bathyortardı: •' fi Dea0lt>rlzu;oa" (silahsızlamna), >f "<•••!>»MJIIM" (Nazilerden aruMbnna), "it§tmUtMm}um" (ademi merkeziyetçilik) ve "dcaokntfldeftinBe". Berlin'de kurulan "MSrtefik Kontrol KMMjrTnde Amerika'yı temsil eden Gene- ral Clay, hiç beklemedigi bir durumla kar- $ı karsıya kaldı. Amerikan ordulan o gûne kadar kazandıklan her savaştan sonra ev- lerine donmüşlerdi. Oysa simdi Almanya- da kalmak veu Ahuulan t#ta*k" gereki- yordu. Alman halkı, bir daha boyle bir de- neye kalkısmamak üzere yctistirilmeli ve dflnyaya yeniden kazandınlmahydı... "Nazilerden anndırma" Bu dort hedeften en zorunun, Almanya'yı Nazilerden temizlemek oldugu çok vakit feçmeden ortaya çıktı. Mflttefik komutan- tannm elinde bir karamame vanh. Buna go- re "Nad p v t k M ı eylnricrtac loria katıi- p l nnlann isgalden sonra müttefıkler tarafın- dan "AbMalan ınrir IçfcT yani sonradan yerleştirildiğini; 6 milyon \ahudinin öldfl- rufanediğini, kısacası Almanya'nın yegâne "hattTsımn savaşı kaybetmek oldugunu fleri sûrüyorlar. Almanya'nın y y " ' y o kadar ağu* ki bu konuda aynı fikri savunan, genellenebile- cek bir "sokaktaki adu^dan söz etmek olanaksız. Genelleyebilecegkniz bir sey var- sa o da şu: Birieşme, Ahnanya'da 45 yddır baskı al- tmda kahnış duygularm su yûzûne çıkma- sma yol açtı. Birlesmeyle beraber Alman- ya'dan isgal kuvvetierinin geri çekilmesi ve Batı Berün'in tsgal statusunden kurtulma- sı, Almanya'da çogu kiside ^Mfipa ftadi M i r hissini uyaiKÜrdı. Almanya "ta« t h f kavustugu bu 1990yıhnda bir de Dunya Futbol Şampiyonu ohınca, bu birçok kiside "çifte fe^ıa^ sevinci yarat- U. Dunya şampiyonluğu kutlamalannda meydana o kadar çok Alman bayragı çıktı ki, insan " B ş h r matiem güUoı" diye sor- maktan kendini alamadı. Bayrak imal eden sirketler, cirolannda yuzdc yOze varan ar- tıslar kaydcttikr. Yüruz bayraklar değü, Al- man bsryragııun rengini tasıyan tisoıtkr, bhıziar, saç tokalan, i""H»f ve atkılar yok satryor. A>Lİmanya'da çoğu kişi, ülkenin ikıye bölünmesıni, savaşta işlenen suçlann cezası olarak algılıyordu. Şimdi birleşmeyı 'cezanın bitmesi' ve 'geçmişin gerçekten geçmesi' olarak gören çok kişi var. Bu duygu özellikle Demokratik Almanya'da oldukça yaygın durumda. UNUTULMAK tSTENEN SURAT — Birieşmenin coşkusunu yaşayan Almanlar, artık Hitler'in golgesinden kurtulmak istiyor. Spiegel Dergisi "Yuzjılın teroristi"ilan ettiği Hitler'in Almanya'nın gelecegine hiçbir ağırlığı olmaması gerektiği goriişunü sa\unu\or. Alman yetkilileri, dünyaya "Barış mesajı" vermeye dikkat edi>orlar. > aktif gorer aiaa MHİa partl irdcri; d rt ^HtarizaİH afcttf kaffi ı MUia tf|cr UıBe lı ı Imim, *erte«e Tt ««te att 1945*te Ahnanya'ya giren isgal kuvvetle- rinin kurtardığı topiama kamplanmn deh- setli görûntükri bütün dünyayı dolastı. özellikle Amerikan kamuoyu bu insanhk dışı cinayetleri işleyenlerin bir an önce ce- zalandınlmasını istiyor, "NazUerden tngUizler, "Nadkriea arwdnun yı bash- ca suçlulann bulunması ve mahkemeye çı- kanJması şeklinde anlıyordu. tngilizler, bas suçlulann dışındakikrle ilgilenmiyordu. Üç kere Alman isgali görmuş olan Fransızlar ise "iyi Alaua - U t i Alman" aynmı yap- mıyordu; onlann gözûnde bütûn Alman halkı suçluydu. Ruslann tavn iyice farldıy- dı: En yflksek kademelerdeki Naziler dışın- daki parti flyeleri ve halk, Sovyet isgal bol- gesinde kurulan Sosyalist Birlik Partisi'ne (Komûnist Parti'ye) kaydohıp sosyalizmin inyflcın» yardnn etmeye soz verince cezalan- dınlmayacaktı. General Clay ise yflksek kademelerdeki 200 bin Nazinin (^^alflndınlmasıiKİnn ya- naydı. Kimin hangi düzeyde görev vaptıgını sap- tamak için milyonlarca Alman'a 131 soru- dan olusan bir form dağıtıldı. Eldeki 200 bin kisiUk listedcki adlardan yansı tutuk- landı ve mal varhklanna el kondu. Ama bunlardan çogu sonradan serbest bırakıla- Faşizmin bırakUfa miras, bugun Alman- ya'da neredeyse tekbir kelüneye sığdınhyor. "AMsdnritz". Topiama kamplannda oldû- rülen 6 milyon Yahudi ve milyonlarca siya- si muhalif, Çingene, sakat ve savaş esiri. Al- man fasizmini "essiz" kılıyor. İnsanlar üze- rinde yapüan deneyler, ırkçıhğrn icat ettiği "sauyilef^f" katliam yöntemleri, 12 yü- lık Hitler iktidannı Almanya için "geçmek bümeyen geçmiş" haline getiriyor. 1986 yüında Federal Almanya'da tarihçi- ler arasmda bir tartısma patlak verdi. Ko- nu, Alman tarihindeki bu 12 yıllık dönemin genel tarih içinde hangi yere oturtulacagıy- dı. Gazete sütunlannda yürütulen "tarih- çüer kavgaa" kısa zamanda kamuoyunu da sanfa. Böylece Almanya'da savasın bitimin- den 40 yıl sonra "Hitler fafiz^İBİa tarih- IcU TOİÜ" gernş olarak tartışümaya başlan- dı. Tartısma, ûnlü Alman "faşizm azBuuu" Enut Nolte*nin ve bazı muhafazakâr tarih- çilerir. savunduğu yeni tezler yflzunden çık- le karsılaştınyor; "AMchwltz"i ve Yahudi- lerin imhftgnı Stalin'in topiama kamplanyla ve "Kafaddan" (koylulflğO) imhasıyla bir tu- tuyor; Kamboçya'da Pol Pot rejiminin yön- temleriyle Nazi yöntemleri arasındalri tek farkın, Yahudi imhasının "saaajüesmis Mçtode" yani gaz odalan ve fınnlarla ger- çeklesmesi oldugunu söylflyordu. Nolte daha da ileri giderek, Hitler'in Ya- hudi imhflsırn baştan planlanıamış oldugu- nu; Sovyetler Birliği'nde Stalin'in kampla- nmn Alman kamplanndan önce kuruldu- ^unu ve Hitler'in bu imha kampanyasma "BolşeTİzaı'e tepki" olarak başvurduğunu iddia ediyordu. Nolte, Hitler'in Yahudileri kamplara ka- da soyle acıkhyordu: 1939 yüının l S l k p y y y eylûl ayında lkinci Ehlnya Savaşı patlak ver- diginde u Jewista Ageocy" adlı kuruluş adı- na Haim Weizmann, "Biraa «ayada Ya- hudileru, Hitler'e karşı Isgihere'aia n t e - da savasacatuu" acıklamıştı. Hitler bunun üzerine Yahudileri "araş esü" olarak ka- şist gecmişin "lecmenesiataı" doğru oldu- gunu, Auschwitz'in asla unutulmaması ge- rektigini soyleyen çok sayıda insan var. Fakat siyasi iktidann sosyal demokratlar- dan muhafazakflrlara geçmesinden sonra başlayan "yeni mflttyetçfiik", Almanya'da yaygın bir tâlebi karsıhyor. Savaş sırasında çocuk yasta olanlar bugun artık torun sa- hibi. Genç kuşaklar için Nazi dönemi, ya- şamadıklan, kitaplardan okuduklan ve na- sıl yayınHıgına hayret ettikleri bir dönem. 40 yılhk Federal Almanya tecrübesi, Ba- tı kültürüne uyum bugünün Alman toplu- munda çogunlukla şu isteğe yol açtı: M Bb artt liraUİ Hilicr^ hMktiyie ya- şamak istemiyor, Nazi döneminin ipoteğin- den kvtateak istryornz." Yeni kuşaklar, "nono*!" yaşamak istiyor ve bunda kuşkusuz hakhlar. Gecmişin unu- tulmamasını söyleyenler ve neofaşist eğinm- lere karşı çıkanlar nasıl hakhysa... Hatta sürekli olarak bu "geçnif n le karşı karşıya bırakılmak, çogu Alman'da ters bir Almanya'da çogu kişi böJünmeyi' laclann cezası'' olarak algüıyordu; birleş- meyi ise "cezanın bitmesi" ya da "gecmİ- fhı ğu%tkUm geçaed" olarak algüıyor. Almanya birleşivor ve guçlfl bir devlet ha- line geliyor. Doğu Avrupa'mn, Üçoncü Dünya'mn yoksul devietleri Ainunt Markı1 na uzanıyor. Almanya, Sovyetler Birliği'ne bile ekonomik yardım yapryor. Korfez kri- zinde Amerika'nın btttçesine katbda buhı- nuyor... Bu, ister istemez bir "Mytkük", hatta kimisinde "iftialtk" duygusuna yol açıyor. Batı'daki Almanlann çoğu, savaş sonra- sı "Atana ••d««i"nden bahsetmeyi çok seviyor. Alman tophınntnun büyük çoğun- luğu bu "••dje^yi Amerika'nın Marshall Planı'mn bir sonucu olarak değil, Alman disiplininin, çalışkanlığının, organizasyon yeteneğinin sonucu olarak gorüyor ve bun- dan gurur duyuyor. Türkiye'den, ttarya'dan, Yunanistan'dan getirilen **Hifaflr ifcr^Verin bu "Atauuı ıudzMİn ne katkısı geneUikle unutuluyor. Ekonomik kriz başgosterdiği anda bunun "tm^mtm" buhmuyor, bu da ge- nellikle "yh—nlar" oluyor... Ahnan haiinmn çoğunluğu, bugun yinr "Ahaan oteaktaa p r v 4*yayonx" de mek, diyebUmek istiyor. Eski SS subayı Fnmı Schöahaber'in partisine kablanlar, özellikle bu motivasyona sahip: Gecmişin üzerine sünger çekmek arzusu... Iktidardaki muhafazakâr "Hvitttyuı Deaokratlar" ve "Hnfatipu BMftM par- tileri de yukanda belirttiğîmiz gibi bu eği- limi savunuyor. Yaru: Tttrklerl Atauuya'dakİ Almanya'da Islamcıparti kurma girişimi içinde olan Mısırlı doktor Muhiddin Louden görüşlerini Cumhuriyet'e anlattı 'Islamcı parti insan ruhunu POKTRE/ Dr. MUHİDDİN LOUDEN Adını aslen "Mohy Hdin" olarak yazan Dr. Louden, Federal Ahnanya'daki Türkler arasmda "Muhiddin Bey" olarak tanınıyor. 56 yaşındaki Louden, Kahire'de elektroteknik eğitimi görmüş. 21 yaşında Federal Almanya'ya gelerek Braunschvveig Teknik Üniverskesi'nde 1958-64 yülan arasmda "akustik" dalında yüksek lisans yapmış. "Doktor" unvanıyla döndüğü Kahire'de, dini ilimler ağırlıklı ünlü Al-Azhar Üniversitesi'nde önce doçent, sonra asistan profesör olarak çalışmış. Kral Idris döneminde Libya'da 7 yıl kalarak öğretim üyeliği yapmış. Lib> r a'da rejim değişikliği üzerine tekrar Almanya'ya dönen Dr. Muhiddin Louden, şimdi Batı Berlin'de Federal Çevre Dairesi'nde çalışıyor. Görevi gürültünün çevre sağlığına etkilerini araştırmak. Dr. Louden, Alman vatandaşı ve bir Ahnan ile evli. Louden: Alman toplumunun en önemli sorunlarından biri gençlerin evlenmeden beraber yaşaması. Bunun nedenlerinden biri yasalann ağırlığı. Biz aile kurumunun değerini yeniden yükselteceğiz. şıyor ve çalışıyor. Bu ınsanJar ıç- ~~ **— lerinde kendi ideolojUerini taşı- dıklan halde bu ideoloji Ahnan- ya'da hiçbir etkiye sahip değil. Her ideoloji gibi Islami ideolo- ji de toplumdaki sorunlan çöz- mek, çözüm önerileri getirmek ister; bu da siyasi partinin göre- vidir. Her fikrin bir doğum anı var. Ben bu fikri uzun süredir içim- de taşıyordum. Iki buçuk-üç yıl önce Ahnan televizyonunda bir açıkoturum yayımlandı. Konu, yabancılara seçme-seçilme hak- kıydı. Berün'in ünlü politikacı- lanndan biri tartışmada şöyle dedL "Biz yabanalara oy hak- kını vennesine veririz, ama on- lar oylannı bize degil, kendi ku- racaklan partilere atarlar." Işte o anda ben "Neden olmasın?" diye düşündüm. Sonuçta bir si- yasi parti aynı düşünceleri savu- nan, toplumun sorunlanna çö- züm getirecek bu- ideolojiye sa- hip olduklanm düşünen bir grup insan demektir. — Partinizin getirecegi çözüm önerileri F. Almanya'da yaşayan DtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN — Federal Alman- ya'da "Islam partisi" kurma ça- lışmalarının başını 56 yaşında- ki Mısır asıllı Dr. Muhiddin Lo- uden cekiyor. Ülkesini 25 yıl ön- ce terk eden Louden, Alman va- tandaşı oldugu için parti çalış- malarında ön planda. Islam partisinin, F. Aknanya'da Refah Partisi yanhsı "Avrupa Mflli Gö- rüş Teşkflatlan" tarafından des- teklendiği iddia ediliyor. önü- müzdeki aylarda resmen kurul- ması beklenen lslam partisi, Al- manya'da 2 Aralık 1990 günü yapılacak genel seçimlere katıl- ma amacmda. Louden, lslam partisi hakkındaki sorulanmızı şöyle yanıtladı: — Almanya'da bir "tslam partisi" kurma fikri nereden dogdu? Parti karmakuki ama- cınız nedir? LOUDEN — F. Almanya'da 2 milyonu aşkın Muslüman ya- Mifânmaa aznhga mı yöaelik, yoksa biitün Alman toplumuna mı? LOUDEN — Almanya lslam partisi (lslamische Partei Deuts- chlands/lPD) burada yaşayan herkese yöneliktir. Madem ki Almanya'da bir Hıristiyan De- mokrat Parti vardır, Hıristiyan Birlik Partisi vardır, o zaman ni- ye bir de lslam partisi olmasın? — Alman toplumunun han- gi sorunlanna ne tür "tslami çö- züm önerileri" getirmek istiyor- sunuz? Parti programnuz, ilke- leriniz neler? LOUDEN — lslam partisi olarak en yüce ilkemiz, "usanı koruma"dır. Çevre korumadan söz eden bir sürü grup var. Biz- ce insan, ruh ve bedenden olu- şur. Diğer gnıplar sadece insa- nm bedensel sağlığıyla, refahıyla ilgileniyor ve insan ruhunu din adamlarının ve uzmanlann eli- ne bırakıyor. Oysa ruhsal saghğı yerinde ol- mayan; örneğin işyerinde şefiy- le olan sorunlarından, evliliğin- deki problemlerden, alkol veya uyuşturucu maddeler yuzünden çöküş yaşayan bir insan, toplum için bir riziko faktörüdür. Bu ki- şi bir atom santrahnda çahşabi- ür ve bir kazaya sebebiyet vere- bilir; direksiyon başmda kaza yapıp başka insanları öldürebi- lir veya yaralayabilir. Ruh sağh- lugun aklma tru öroegj geliyor. gı yerinde olmayan kişi çevresi- Islami hareketlerin geürdigi ni de konıyamaz. köktend öneriler Alman toplu- — Diyelim ki tslam partisi munun bütün külturel, etik kundda ve Ahnanya'da, örnegin normlanna aykın. tslam parti- Kuzey Ren Vestfalya eyaJetinde » Ahnanya'da birleştirki degil, kutuplaşmayı arrbncı rol oyna- maz mı? LOUDEN — Aynı soruyu Hıristiyan Demokrat Parti'ye yöneltebilirsiniz. Bu partinin ön- de gelenlerinden biri bir zaman- lar şöyle demişti: "Partimizin adındaki C harfini (Hıristiyan ibaresini) hiçbir zaman akhmız- dan çıkartmayalun!' örneğin yerel seçimlere katüıp eyalet meciisine girrae>i başardı... LOUDEN — Evet, bu bizce de mümkün. — Alman toplumunun han- gi sorunlanna hangi somut çö- zümler geürecekaniz? LOUDEN — Son zamanlar- da basının da üzerinde durduğu gibi Ahnan toplumunun en önemli sorunlarından biri, genç- Hıristiyanlıkta kaduun cemaat lerin evhlik kurumuna karşı al- içinde alenen konuşması caiz dığı tutumdur. Erkek ve kadın değildk. Eğer soracağı bir şey evlenmden bü-likte yaşıyor. Ben, varsa evine dönene kadar bek- 'neden?' diye sonıyorum ve şu lemek, evde kocasma sonnak sonuca vanyonım: F. Almanya1 zorundadu". daki evülik ve boşanma yasala- Bu Incil'de, Havari Pauhıs'un n o kadar ağır ve karmaşıktır ki kitabında yazar. Katolik Küise- gençlerin gözünu korkutmakta- si'nde kadınlar hâlâ papaz ola- dır. Bu yuzden kimse evlenmek nuyor. O zaman şunu sonnah- sınız: "Bu uygulamalar, erkek- le kadımn eşitligini garantileyen Alman Anavasası'na aykın de- ğil midir?" Cevap gayet basit: ıstemiyor. Anayasamız aileyi baş tacı etmiş, ailenin korunmasına büyük önem verrriiş. Biz ailele- rin kurubnasından, evlilik kuru- munun eskı değerine kavuşma- sından yanayız. Bu, evülik ve boşanma yasalanmn reformu ile mümkündür. — Federal Almanya'da tslam hakkında olumsuz yargılar söz konusu. "lslam" deyince çogun- Hıristiyanhk ve lslam, Ahnan Anayasası'ndan çok daha eski- dir. — Almanya'da adında "Hıristiyan" ibaresi taşıyan siya- sal partiler, toplumun çogunlu- gunun onayladıgı bir knltür an- layışına dayanıyor. Tslam parti- si Alman toplumunda, en hafif deyişiyle yadUrganmayacak mı? LOUDEN — Ahnan toplu- munun Hıristiyan bir toplum ol- duğu söylenemez. Ben kendini Hıristiyan olarak hissetmeyen çok Alman tanıyorum. Ama kendini Hıristiyan olarak tanım- layan epey Ahnan da var. Bun- lar kendi ideallerini politikaya taşımak istiyor ve bence hakh- lar. Aynı hakkı Müslümanlara da vermeleri gerek. — Parti ne zaman kurulacak? 2 Aralık 1990 tariUi genel se- çimlere katılacak mısmız? LOUDEN — inşaUah. — Almanya genelinde parla- mentoya girmek için gereken yüzde 5 barajuu ayn^gıniM ina- nıyor musunuz? LOUDEN — Bir gün aşaca- ğımız umudundayız. Yoksa bü- tün faaliyetimiz anlamstzlaşırdı. — Partinin Kuruluş Komite- si'nde kimler var? LOUDEN — Islami âdetlere göre bir cemiyette bulunmayan kişiler hakkında ne iyi, ne de kö- tü konuşmak caiz değildir. ön- ce onlann onayını almak gere- kir. Hem isimler burada önem- siz. — Partide Türldye'deıı Müs- lümanlar var mı? LOUDEN — Şahıslar hak- kında konuşmayacağraı. — Milhyeüeri hakkında ko- nuşabilirsİBİz. LOUDEN — Alman Müslü- manlar da var, başkalan da. Ama biliyorsunuz henüz yahıız Ahnan vatandaşlan seçme ve se- çilme hakkına sahip. — Rsdikal tstemi örgiifler, Is- lam'm Türidye CumhuriyetTnde oldugu gibi bir din-deviet ayn- nuna, yani laildige izin vennedi- gini iddia ediyor ve "tslami devlet" kurulmasını istiyorlar. Bu göriişn paylaşıyor musuMnz? LOUDEN — Ben teolog (din bilimci) değilim, mühendisim. tslam partisi olarak biz toplum- daki insanlann sorunlannı çöz- mek istiyoruz ve ruh-beden ay- nmına karşı çıkıyoruz. — Din ve devlet aynmı hak- kında ne düşünüyorsanuz? LOUDEN — Anayasayı ben yapmadım. Bu mesele anayasa- da halledilir. Almanya'da her parti, mevcut Siyasal Partiler Yasası'na uygun kuruhnak ve programında anayasaya uygun olmak zorundadır. lslam parti- si olarak biz de gayet tabii Al- man Siyasal Partiler Yasası ve anayasası çerçevesinde hareket edeceğiz. SCIRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear