25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
5 EKİM 1990 CUMHURİYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Meteoroloji Genel Müdürtüğü'n- den alınan bilgiye göre. yurtun ku- zey kesimleri parçalı bulutlu, ötekı yerter açık ve az bulutlu geçecek HAYA SICAKLIĞI: Biraz artacak RÜZGÂR: Yurdun kuzey kesimlenn- de kuzey, güney kesimlennde güney •e bat yönlerden rıafıf, ara sıra or- a kuvvette esecek Denizierimızde Akdeniz'de günbatıst ve lodos öte- kı denızlenmizde yddız ve poyraaJan 3ıle5kuwetMe>saane10ile21 denız mifitozlaesecek Dakjayük- sekligı 0.5 ıle 1.5 m. dclayınöa ola- cak Van Gölû'nde hava u bulutlu Adana Adapaan Mıyaman Afyon AJrı Ankara Antakya Antalya Artvın Ayd.n A 31° 16° Dıyarttatar A 24» 12" Bırne A 30° 13° Eroncan A 26° 4°Erzumm A 20° 2° Eskışetıır A 25° 6°Ga2BnlM A 28°21°Giresun A 28° 15° Gûmûshar» A geçecek. Rûzgâr batı ve gûneybatı yönlerden hafıf, ara sıra orîa kuvvette esecek, göl hafif ça/karrtriı olaca* Bılecık Bıngöl Bıtts Bokı Buısa Çanaköie Çorum Ocmzf A 21° 10° Hakttn A 34° 15" Isparta A 29° 11° Istanbul A 26° 7°tonif A 26° 8°Kars A 23° 7°KasUmonu A A 24° 5°Kaysen A 27° 11° Kırtare* A 2S°12°Kb(«a A 24° 6°Kütafıya A 32° 13° Maiatya 20° 10» Mansa 25° 13° K Maraş 24° 6°WefSin 20°-2°MuJla 26° 6°Muş 30° 14° Nı«0e 23°13»0rdu 22° 8° « a 23° 10° Samsun 29° 6°Sur1 23°15°Sınop 33°15°S»as 20° 1°Wort»0 22° 5°Mson 24° 6°luncel 22°t2°Uşak 25° 7°van 26° 6°\tegat 26° 9°ZoiguldaJ( A 32° 15° A 30° 13° A 27° 18° A 30° 12° A 26° T> A 23° 7° A 25° 7° A 23° 13» A 23° 12° A 28° 14° A 23° 12° A 22° 5° A 23° 14° A 24° 12° A 25» 8° A 29° 10° A 20° 6° A 23» 6° A 20° 11° ı ûulutkı kart A-jçık B-buiuOu G-güne$l K-lort S-ast V-*aûmgriu J} l f \ Heısınkı ^ »Leningrad Moskova Kahıre»- BULMACA DÛNYA'DA BUGÜN Amstertam Y 12° Amman A 25° Atna Bajda: Ba-ceona Basel Bertn Bonn Briifcsel BudapestB Cenmre Cenyır Dubaı Franldun Srne KaNre Kopanhag KUı Lefkoşa A 26° A 25° A 24° B 17° Y 18° Y 14° Y 15° B 12° Y 17° B 17° A 26° A 30° A 33° Y 14° A 27° Y 7° A 27° Y 12° Y 15° A 27° Lemngrad Londra Madnd Mıiano Montral Mostora Mürih Oslo Paris Prao Rnad Roma **» Sam Tel Awv Tunus Uarçoa Vtaia» Vıyana Zjrih Y 10° 8 10° A 24° Y 22° A 24° B S° Y 13° A 28° Y 8° B 14° Y W A 3S° Y 24° B 17° A 21° A 36° Y27» Y 13° Y 21° Y 17° 25° B 16° SOLDAN SAGA: 1/ Derinliği olma- yan, basit. 2/ Ücret- le çalışan kimse... Dürüst, iyi ahlaklı. 3/ Alçak, aşağı... Tuzağa düşürülen şey... Bir nota. 4/ Uyuşturucu bir madde... Evrensel alıcı olan kan grubu. 5/ Ziyaretçiler, ko- nuklar anlamında eski sözcük. 6/ Ela- zağ yöresine özgü bir halk oyunu. 7/ Uluslararası Radyo Yayın Birliği'nin simgesi... Eski Mı- sır'da güneş tanrısı... Bir kürk hay- vanı. 8/ tki kulplu ve dibi sivri an- tik testi. 9/ Yön göstermek için belli yerlere konulan işaret... Saz ozanla- rının şiirle tartışmaları. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Türkü söyleyene eşlik eden kim- se. 2/ Iri bir hıyar türü... Aritmetik hesap yapmakca kullanılan, birçok devingen parça dizisiyle donatılmış düzenek. 3/ Yer döşemesi olarak kullanılan muşamba. 4/ Şar- kı, türkü... Bir nota. 5/ Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç ve bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi. 6/ Yerip çe- kiştirme... Ele avuca sığmaz. 7/ İki tarla arasındaki sınır... Bir lyvan... Yemek. 8/ Türk halk müziğinde kullanılan cura, bul- gari, çöğür, bağlama gibi telli çalgıların genel adı. 9/ Boru se- si... Kundak çoeuklannın beline sarılan geniş sargı. 60 YIL ONCE Cumhuriyel Beyanname 5 EKİM 1930 Aziz ve sevgili hemşeri, "Büyük inkılâbın, binlerce şehit kanı ile sulanan yurdun samimî hâdimi olan Cumhuriyet Halk Fırkası, İstanbul Belediye intihabatmda, sana şu candan tavsiyede bulunuyor: Yurdunu seven vatandaş! karanlık günlerin hicranını, dünkü mazinin seni esir eden sefaletini düşün ve sana ancak büyük Gazi'nin izinde yürüyen öz fırkanın yâr olacağını unutma. Onun mücerrep ve temiz namzetlerini tereddütsüz intihap et. Çünkü senin için, yurdun için, inkılâbın selâmeti için doğru yol bu yoldur" C.H. Fırkası LüKS OTOMOB1Lİ, 'ı"" ltra\a arrW satılıktır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Nadir Nadi Yine Metod Meselesi 5 EKİM 1960 Düşük iktidar hür basından hiç mi hiç hoşlanmıyordu. Onu yola getirebilmek için on yıl boyunca denemediği metod kalmadı. Dostluklar kurmak, ihsanlar dağıtmak istedi. Şeref ve haysiyetleri korumak bahanesiyle ağır kanunlar çıkarttı. Kâğıt satış işini kontrolü altına aldı. Resmî ilânlan kendi görüşüne uygun bir şekilde dağıtıma bağladı. Banka, fabrika, şirket, hattâ "Kimlik cüzdanımı kaybettim, yenisini çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur" gibi özel ilânlan bile resmi ilân saydı. Nihayet basının tüm gelir kaynaklarını kendi eline almaya kalkıştı. ,unu yaparken düşük iktidar birbirini tutmaz gerekçeler ileri sürüyordu. Kimi zaman az satışlı fıkir (!) gazetelerini korumak lüzumundan söz ediyor, kimi zaman eşitlik tezini savunuyor, kimi zaman da fıkir ahlâkmdan, faziletten dem vuruyordu. Asıl maksat şüphesiz basının dizginlerine hâkim olmak, yurdumuzdaki haberleşme hürriyetini yok etmekti. Düşük iktidann gayretleri >1izünden, itiraf edelim, Türk basın ahlâkı büyük sarsıntılara uğradı. İktidann suyuna gitmekte çıkannı bulanlar takım takırn ona yanaştılar. Kapanmaktan, aç kalmaktan, hapse girmekten korkanlar ya rota değiştirerek zoraki birer Menderes öğücüsü oldular ya da birer birer köşeye çekilip sindiler. 27 Mayıstan sonra basın rejimimize artık normal bir şekiJ verilmesmi beklemek hakkımızdır sanınm. Aradan geçen dört ay içinde henüz ileriye doğru bir adım atılamamasını nasıl mânalandıracağımızı düşünürken, şimdi sağdan soldan işitilen bir takım çatlak sesleri anlamak doğrusu güçtür. Basına yeni bir şekil verilecekmiş. îlân işlerini ve yurt içinde gazete dağıtımını doğmdan doğruya hükümet idare edecekmiş. Kâğıt fiatlannj da hep hükümet düzenliyecekmiş. Fâlan filân... Şimdi bu projeleri basında kimler destekliyor biliyor musunuz? 26 Mayıs akşamına kadar düşük iktidann önünde secdeye varan, basına ve muhalefete karşı daha şiddeüi davranması için Adnan Menderesi kaşkırtan dünkü sömürgenler ve dünkü yobazlar. Sadece şu gözlem (müşahade) bile dedikodusu yapılan projelerin sakatlığını ispat etmeğe yeter de artar, diyebiliriz. Bu memlekette eşitlik, fikir hürriyeti, sosyal adalet gibi parlak formüllere sığınarak dolambaçlı yollardan basına kilit vurmak çıkar yol değildir. Dünkü yazımda da belirttiğim gibi eşitliğe, fikir hürriyetine ve sosyal adalete biz ancak Batılı metodlarla varabiliriz. Bunun dışmda deneyeceğimiz her yol bizi yeni çıkmazlara sürüküyecektir. Bunu iyi bilmeliyiz. Düşük iktidar zamanında Server Somuncuoğlunun hazırladığı baskı projesini de geride bırakan yukarıki tedbirlere Milli Birlik yönetimi tarafından başvurulacağına ben şahsen inanmıyorum. Bunlar, ya asılsız dedikodular ya da basın-yayın kadrolarında nasılsa unutulup kalmış düşük iktidar kuyruklannın ortalığı bulandırma gayretleri olmalıdır. Bu gayretleri önlemenin başlıca çaresi de basın rejimimizin niteliğini (mahiyetini) bir an önce ve açıkça ortaya koymaktır. NADİR NADİ GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyet Hayalide dev lokma 5 EKİM 1989 Kemal Horzum'un şirketleriyle ilgili olarak başlatılan hayali ihracat soruşturması tamamlandı. Horzum'un kurduğu ACA Anadolu Kargo Havayolları AŞ firmasırun yaklaşık 52 milyon dolarlık hayali ihracat yolsuzluğu yaptığı belirtiliyor. IARTISMA Eğitiııı Çağında Çalnşan Çocuklar Devletin bu konumdaki çocuklara ve gençliğe yönelik doğru- dürüst bir politikası olmaması, gerçekten üzülünecek bir durumdur. Bugün, ülkemizde gerek kırsal ve gerek- se kentsel yerleşim birimlerinde yüz binlerce eğitim çağındaki çocuk, yoksulluklannın ve ekonomik durumlannın kurbanları olmak- tadırlar. En temel ve doğal hakları olan öğ- renim gorme ve insanca yaşama olanakla- nndan yoksundurlar. Bu durumda olan ço- cuklardan kırsal kesimdekiler, oldukça kü- çük yaşlarda yaşama mucadelesine etkin bir şekilde katılmaktadılar. Bunlar, bulunduk- İan bölgelerin coğrafi koşullanna göre çe- şitli tarımsal ve hayvancılıkla ilgili işlerde ailelerinin yanında çalışmaya başlamakta- dırlar. Kentsel yerleşim birimlerindeki çocukla- nn durumu daha da kötüdür. Eğitim ve öğ- retim olanaklarından yoksun binlerce ço- cuk, yaşamlannın en güzel çağını, simit ve diğer yiyecek maddelerini satarak, ayakka- bı boyayarak, otomobil silerek, gazete sa- tarak, restoranlarda bulaşıkçılık, otellerde temizlik ve hizmetçilik yaparak ve olduk- ça ağır işlerde çahşarak hayat mücadelesi vermektedirler. Bu işlerde çalışan çocukla- rın çok az bir bölümü, okullarda öğreni- mini sürdürmektedir. Gerçekten, İstanbul, Ankara ve Izmir gibi büyük kentlere bir göz atacak olursak, bu koşullarda çalışmak zo- runda kalan çocuklan her sokakta görme- miz olanaklıdır. Büyük bir kısmı aileleriyle tamamen iliş- kilerini kesmiş, sağda-solda, orada-burada, köprü altında, evlerin önünde, tren istas- yonlannda, garajlarda, sokaklarda barın- maktadırlar. Bunlar arasında, uyuşturucu abşkaniığı giderek yaygınlaşmaktadır. Dev- letin bu konumdaki çocuklara ve gençliğe yönelik doğru-dürüst bir politikası olma- ması, gerçekten üzülünecek bir durumdur. Kaldı ki konunun çözümüne ilişkin sağlık- lı bir yapılanmanın oluşmasının sağlanması devletin en başta gelen görevleri arasında- dır. Sorunun çözümüne ilişkin olarak yapıl- ması gereken ilk etkinlik, herkese eşit şans tanınması için toplumsal adaletin de eksik- siz sağlanması gerekmektedir. Kuşkusuz, nüfus dengesinin sağlanamadığı bir durum- da, ne ekonomik üretkenlik ve ne de top- lumsal adalet gerçekleştirilebilinir. Diğer bir etkinlik de efitim ve öğretim- de şans ve fırsat eşitliğinin herkese eşit ola- rak sağlanmasıdır. Devlet, yardıma muh- taç yoksul aile çoeuklannın -en temel hak- lan olan- eğitimlerini sürdürebilmeleri için gerekli her türlü desteği sağlamalıdır. Bunlann gerçekleşmesi, insanlar arasın- daki aynmı kaldıran ve herkese eşit haklar tanıyan, çağdaş ve demokratik bir ekono- mi ve eğitim politikalanyla olanaklıdır. ALİ ARAYICI Verçi İadesiııde Yanlış Uygnlama İlk yıl uygulamasında özendirici olan vergi iadesi, şimdi ücretliye zarar verdiğinden caydırıcı olacak ve devletin KDV ile elde etmeye çalıştığı gelir vergisi birtakım insanların cebinde kalacaktır. Cumhuriyet'in 29 Eylul 1990 tarihli sa- yısında Sayın Meral Tamer, "Ekonomide Kulis" köşesinde "15 ekimden sonra baş- layacak olan yeni düzenlemeyle KDV'nin ticari yaşamda daha çok zorianacagını ve çok daha fazla vergi kaçagına yol açacagı- m" vurguluyor. Biz de konuya ücretliler açısından bakmak istiyoruz: KDV bir zincirleme olaydır; üreticiden araaya, aracıdan tüketiciye yansır. Aracı, üreticiden aldığı mala ödediği KDV'yi tü- keticiden geri alır. Ticaret erbabının bu iş- te bir kaybı olmaz. Ancak tüketici kesime geçtiğimizde, özellikle vergi iadesinden ya- rarlananlar bölümünde büyük bir kayba uğrama görülür. örneklemek gerekirse: 1986 yılında 41400 TL alan bir asgari üc- reüi, topladığı fışlere 4140 TL KDV ödü- yor, vergi iadesinden 7710 TL alarak 3570 TL maaşına katkı sağlıyordu. Yine aynı yıl 90690 TL alan tavan ücretli birisi topladı- ğı fişlere 9069 TL KDV ödüyor, vergi ia- desinden 13569 TL alarak 4500 TL ek ge- lir elde ediyordu. Görüldüğü gibi vergi ia- delerinden herhangi bir kayıp olmadığı gi- bi tavan ile taban arasında fazla bir farklı- lık da göze çarpmıyor ve asgari ücretli, ma- aşının % 11,6'sı oranında, tavan ücretli ise °7o2O oranında ek bir gelir sağlıyordu. 1990 yılırun 9. ayı itibariyle 414000 TL alan asgari Ücretli topladığı fişler için 41400 TL KDV ödüyor, vergi iadesinden 30200 TL alarak 11200 TL kayba uğruyor. 2048000 TL tavandan ücretli birisi -bu üc- retin tamamına fiş toplayabilirse- 204800 TL KDV ödüyor, buna karşıhk 111900 TL vergi iadesi alarak 92900 TL kayba uğru- yor. Ekim ayınm yansından sonra uygulana- cak yeni düzenlemeye göre 414000 TL alan asgari ücretli topladığı fışlere 49480 TL kayba uğrayacak. 2048000 TL alan tavan ücretü ise topladığı fışlere 245760 TL KDV ödeyecek, 111900 TL vergi iadesi alarak 133860 TL kayba uğrayacaktır. Böylece as- gari ücretli maaşının <Vo21,3 oranında, ta- van ücretli ise °7«15,3 oranında bir kayba uğrayacaklardır. Beş yıl önce çalışanlann lehine olan bu durum, beş yıl so'ira tersine dönüştürülmektedir. KDV emekli ve çalışanlar lehine iyileşti- rilmeUdir. Örneğin; ilk 200000 TL'ye <7o20, ikinci 200000 TL'ye %\5, üçüncü 200000 TL'ye %10 ve 600000 TL'den sonrası için yine %5 uygulansın. Bu uygulamaya göre 414000 TL için için 49680 TL ödeyecek bir asgari ücretli 71400 TL vergi iadesi alarak maaşına 21720 TL katkı sağlayacaktır. ilk yıl uygulamasında özendirici olan ver- gi iadesi, şimdi ücretliye zarar verdiğinden caydıncı olacak ve devletin KDV ile elde et- meye çalıştığı gelir vergisi birtakım insan- ların cebinde kalacaktır. llgililerin dikka- tine önemle sunulur. LÜTFİ KALELİ 'Experier.ee Speaks, İNGİLİZCE GÖKDİLDE ÖĞRENİLİR Dıl öğretimınde en son uygulanan Amerika ve Avrupa EFL Best Selüng Books Lıstelecının zırvesınde bulunan EAST-WEST serisı ıle, Amerikadan, Ingiltereden getirilen video programları, slayt, bant vb. ders araçlarıyla, Audio-Visual yönternın uygulamasına olanak sağlayan tümü laboratuar düzenıne getirılmış derslikterle, Türk ve yabancılardan oluşan uzman öğretmen kadrosuyla hizmetinızdeyiz. Elemantary, intermediate, advanced seviyelerde GENEL İNGİLİZCE KURSLARI Geliştirmek isteyenlere PRATİK KONUŞMA SINIFLARI Bankacılara, Turizmcılere, Otelcilere ÖZEL AMAÇLI KURSLAR Öğrencilere Cumartesı-Pazar Çahşanlara Akşam-Gece Gündüz zamanı olanlara Yoğun ve yan yoğun kurslar KAYITLAR BAŞLAMIŞTIR En yakın Şubemıze gelerek, size uygun gün ve saatlen belırleyip kaydınızı yaptınn. Almanca Kurslarımız için şubelerimizden ayrıntılı bılgı alınız. ' Deneytm konuşur..." FOREIGN LANGİAGE CESTRE TAKSİM ŞUBESh Taksım Cad No 71 Tel 150 47 47-150 34 49 LALEÜ ŞUBESİ: Kurultay Sok No 10 BEYAZIT Tel 520 11 41- 520 11 42-527 62 14 - 511 48 83 BAKIRKOY ŞUBESİ: İstanbul Cad Danlelacı Sok No 7 Tel 571 27 83-583 68 40 KADIKÖY ŞUBESh Kuşdılı Cad Dılek Han No 67 Tel 338 03 47-345 1896 AJNKARA...ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Kurultay Sonrası Umutlu BeklentilerSHP kurultayının sonuçlannı umutla karşıladım ben. Bek- lentiler gerçekleşti, catıdaki çatlağı demokratik biçimde onar- dı partililer. Sağduyunun ağırlığını kanıtladılar. Ayrıca bir ka- rarlılığı. Sosyal demokratlar iktidara giden yolun açılmasını istiyor artık. Içe dönük savaşlarla partinin güç yitirmesinden kuşku duyuyorlar. Erdal İnönü'nün Genel Başkanhğı'na da- ha çok güveniyorlar. Erdal inönü de özü ve sözü ile bu gü- veni hak ediyor doğrusu. Kaç gündür parti dışı çevrelerde de olumlu yorumlar var. Kurultay sonucu umutlu karşılanı- yor. Nedenleri Erdal Bey'in çağdaş kişiliğinden kaynaklanı- yor. Demokratik yapısından, hoşgörüsünden, açık politikaya öncelik vermesinden. Cumhuriyetimizin temel ilkelerindeki duyarlığından ve de ulusal çıkarlarımızdan ödün vermeme- sinden. Konuşurken coşku vermediğini elestiriyorlar, ama gü- ven vermek daha önemli değil mi acaba? Onu dinlerken doğ- rultusunu şaşırmayan bir politikacı görüyoruz. Karanlığı da- ğıtmak için parlak sözler kullanmıyor, belki de kullanmama- ya özen gösteriyor. Yine de alacakaranlığı dağıtıyor. Bence bu daha önemli, toplumdaki beklentileri, özlemleri yanıtla- yan bir davranış. Coşkuyu değil güveni, kavgayı değil barışı, karanlığı değil aydınlığı özlüyoruz. Alacalık yeter artık. Sa- vaş rüzgârları eserken ulusal politikamızın çizgilerinı açık se- çik, alacasız görmek istiyoruz. Ülkede ve dünyada banşın koşullannda, yöntemlerinde kararlı bir polttika özlüyoruz. Çağ- daş uygarlik düzeyine ulaşmak için somut çabalar özlüyoruz. Belirtmekten üzüntü duyuyorum. Kurultayda yenik düşen grubun kimi üyeleri çok ters konuşmalar yaptılar, bir hırçınlı- ğı aşamadılar. Sosyal demokratlara ters bir davranış bu. Belki de durumu yeniden değerledirirler. Özellikle İnönü listesini delenler yeni yönetimle uyum içinde çalışırlarsa partiye de, demokrasiye de iyi bir katkıda bulunabilirier. Uyum içinde ol- mak "bir sesli olmak" değil elbet. Notaları şaşırmadan, de- ğişik seslerle uzlaşabilmek belki. Yeni yöneticilere kolay gelsin! Gündemde çok önemli so- runlar var. Partinin gündeminde de ülkenin gündeminde de. İktidara adaylığını koyan bir partinin toplumda değişik kesim- lerle iyi bir diyalog kurması gerekir her şeyden önce. Ayrıca toplumdaki birikimi iyi değerlendirmesi gerekir. Bilimin ışı- ğında yöntemlerle sorunlara eğilmesi gerekir. Kaç kez yaz- dım her dalda çok yetenekli kişiler, uzmanlar var ülkemizde. Güzel birikimleri değerlenmiyor! Siyasal kuruluşlar onların danışmanlığı ile yeni boyutlar kazanabilir. Danışmanlığın iyi tanımlanması gerekir elbet. Partiden şiyasal ödül bekleyen- ler çok yararlı olur mu bilmem? Erdal İnönü'nün kurmayı ta- sarladığı gölge kabine için parti dışı uzmanların katkısı kaçı- nılmaz bence. Partinin kapılarını her dalda uzmanlara, de- neyli kişilere açmak gerekir artık. Geçmişe dönük eleştiri- den hoşlanmıyorum ama şimdiye kadar kapılar aralanmadı bile! Belki de dar kadronun, bir takımın egemenliğini koru- mak için taze kana bile gereksinim duyulmadı. Şu günlerde ülkemizin gündeminde kadın sorunu da ağıriık kazanıyor. Kadına öngörülen statü daralacağa benzer. Küçük kızları türbanlayarak imam-hatip okullarına yollayan, el işle- riyle eve kapanmayı planlayan dinci politika rnakyajlanıyor! Ancak gerçek yüzünü saklamak kolay değil, her yerden sın- tıyor. SHP de olaya bakışını, politikasını bir an önce belirt- meli bence. Bu konuda parti dışı kadınlardan da büyük des- tek görür. Çağdaş bir toplumda kadın dar bir statüye itilemez. Tersine kadmların ufkunu genişletmek gerekir. Kadını siya- sal yaşamda da gerçek statüsüne kavuşturacak yöntemler gerekir. Demokratik savaşta kadmlar da soluğunu duyurma- lı. Demokrasi de yüçlenir, toplum da çağdaş düzeye yönelir o zaman. * • • "Her Çocuk Bir Can" programını izlediniz mi TV'de? UNI- •*CEF temsilcisi ve Türk uzmanlar çok acı gerçekleri sergile- diler. Ana-çocuk Sağlığı Genel Müdürü Prof. Dr. Tomris Tür- men sevindirici çabaları da belirtti, ama kara tabloyu değiş- tirmek kolay değil. O konuşmada vurguladığı kara tablo çağ- daş yöntemle değişiyor ancak. Çocuğa sevgi, sıcak bir bakışla... Her çocuk bir can sözü hayli kapsamh, uyarıcı bir söz. Çün- kü durmadan soluyor canlar. Gözlerini çabuk kapıyorlar, aç- madan solan çiçekler gibi yaşamadan ölüyorlar. Pekiyi ya- şasalar, hangi koşullarda? Güzel bir dünya veriyor muyuz ço- cuklara? Savaş ateşine, kan ve gözyaşına uyanıyor çocukla- rımız. Açlığı, soğuğu, karanlığı yaşıyorlar, ışığı görmüyorlar. Onlara ışık yerine, silahlanma yarışına gidiyor milyarlar! ABD 1 de UNICEF toplantısıyla Körfez krizi görüşmelerinin aynı gün- lere rastlaması çok anlamlı değil mi? Duyarsızlığa bir uyan. Haberlerini okurken büyük eziklik duydum doğrusu. Her çocuk bir can sözü politikacılara da bir uyan kuşku- suz. O canı kim yaşatacak? Önce hangi anneler? Okuma- mış, aydınlanmamış bir anne mi, açıkçası imam-hatip oku- lunda, Kuran kursunda eğitilen, bu dünyadan çoköteki dün- yaya yöneltilen kadmlar, sağlıklı bir kuşak yetiştirebilir mi? Oysa aydın kadmlar politikanın da itici gücü olabilir. Her ço- cuk bir can^sözünün bilinciyle o canı yaşatmak koşullannı gerçekleştirmek savaşına katılabilirler Güzel ürünler ortak çabayla oluşur diye yazarım her za- man. Yeni dönemde SHP'de de güzel ürünler umut ediyo- rum ben. Barışçı ve açık bir politikadan somut ürünler bek- lenir ancak. SATILIK ARSA Güneşliköy'de 280 m2 Tel: 550 17 16 ÇOK ACELE SATILIK DAİRE Şirinevler'de sahibinden satılık telefonlu, bahçeli daire 30 milyona. Müracaat Tel.: 557 65 91 MALATYA 1. SULH CEZA MAHKEMESt KARAR ÖZETİ Esas No: 1989/12 Karar No: 1990/348 Davacı: K.H. Sanık: HALİL TUNCAY: Battal ve Dilfuruze Nazife'den olma 1953 D.lu Malatya Battalgazi ilçesi Karahan Mahallesi nüfusunda kayıtlı olup Adana Emek Mah. 214 Sk. No: 20 Karahan Apt. K: 4, D: 4'de ikamet eder, evli, üç çocuklu, okur yazar, sabıkasız, T.C. Islam. Suç: Gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet. Suç tarihi: 20.1.1986 Yukanda açık kimliği yazılı sanık hakkında açılan kamu davası- nın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda: HÜKÜM: Sanığın sabit olan suç tarihinde Malatya Şehir Merke- zi'nde sahibi bulunduğu fınnda kuru gluten ve kuru maddedeki küJ oranı gıda maddeleri tüzüğüne uygun olmayan taklit ve tagşiş edil- miş ekmek imal edip satmaktan eylemine uyan TCK 398,402, 72,647 sayılı yasanın 4 ve 6. maddeleri uyannca otuz iki bin lira ağır para cezası, üç ay süre iJe curme vasıta kıldıği fınncıbk meslek ve sanatı- nın ve ticaretinin tatiline, cezalann ertelenmesine, 11.500 lira yargıla- ma giderinin sanıktan aJınraasına, TCK 402/2. maddesi uyannca geregi yapümak üzere karann C. Sav- cılığı'na gönderilmesine karar verilmiştir. 14.9.1990 Basın: 34610 İLAN T.C. GÖLYAKA SULH CEZA MAHKEMESİ Esas No: 990/6 Karar No: 990/8 Bolu ili Gölyaka ilçesi Hamamüstü köyü nüfusunda kayıtlı olup aynı yerde oturur, Ismail ve Hatice oğlu, 1943 D.lu HASAN BAY- RAK'ın gıda maddeleri tüzüğüne muhalefet ederek sucuk imal etmek suçundan dolayı TCKînun 398, 647 Sk.nun 4/1, TCKÎnun 402. mad- deleri geregince 470.000 TL. ağır para cezası, 3 ay müddetle sanığın cürme vasıta kıldıği meslek, sanat ve ticare- tinin tatiline, ayrıca 7 gun işyerinin kapatılmasına Gölyaka Sulh Ce- za Mahkemesi'mn 15.3.1990 tarih ve 990/6-990/8 sayılı kararı ile ka- rar verilerek kesinleştiği, masrafı bilahare sanıktan alınraak üzere ilan olunur. 10.9.1990
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear