Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Cumhuriyet
Sdhıbı CümhuriAC! Matbaaolık ve Gazeleulık Turk \nonım Şırkelı adına U Poimka Cttai •**•**• D>i Habcrfcr Lıgm Bakı. Ekooomı C«pı Tarfcan. 1; Sendıka ^nkraa k n n , kuttuT Crtıi l Mrr. Isunbul
NaıKr Nadı Q Cenei \a\ın Muduru Hssan CemaJ. Mues^ese Muduru Habetlm kraal Kacvk. Egmm <^«ca) )*>•**. Haber Ara*ıırma IMBM Bcrfcaa. Yurı Haberler Nc«l«t Dotsı. Spof Danı^mam
Vnuac Işıkllgg. Y021 l>lt"i Mudurj OW«\ G«<Kn9a. Q Haoec Merkczı «Ml&adır t m l m ı . Dm Wıla. farea Çalı*l». \miirma *•*•• A*a> Dtutltmc AMıHalı l u n 0 koonh
Muduru V>Km Banr. Savfa Duzenı ^oneimenı AN Acar 0 Temsılaler 0 Mah lıfcr tn>l Lrl.ı 9 Mulu^bc H n ı w~ı 0 Buı.c PUnUma >*•« Oıan«lK«co«kı # Rektam An. l n >
ANKARA Akmcl T»n. IZMIR Hİkmtt Çrtialutt*. ^.DANA Ç«in YigtHOglll tavnbr H*> »k«ol 0 Idare Hnr?» <.«m 0 [s
l«ıra OMer Çrtk 0 Bılp Islnn Nul bul 0 Pmond
OkU) Akaai. Yafcı* B^«r Haaa
!«•>. Hıum ( i M t n okn
L O M M l ger MVMCV. tlhaıı
!*truk. Alı Stfnc*. Ab^l Tan
80un «# V«™ L «ı*»r,w
M.' baacikk v< dzeteokt T A.$. Turk OaÇ Cad 39 '41
U'U Isı PK 246 luanbul Tc 512 0; 0S 120 hall. feta 22244. Fu (1| 5J6 60 72 0
finro/ur Alkm: Zı>a Gokalp Bh fnkılap s So 19 4 Td 133 II 41-47, Telex. 42)44, Fır (4) 133
05 65 0 h»lr. H Zj>» Btv 1M2 S. 2'5. T«f, 13 12 30 Tefcx. «3359, Faı. (51) I» 53 40
Inönu Cad 119 S No I kaı I. Ttl 19 r> 12 14 ha'l. T*x 621«5, Fax (Tl) 1» 25 Tt
TAKVIM: 5 EKIM 1990 Imsak: 4 33 Gıineş: 5.57 Öğle: 11.58 Ikındı: 15.11 Akşam: 17.47 Yatsı: 19.07
Maxwell
televizyonu
bırakıyorÜnlü İngiliz medya devlerinden Maxwell,
televizyon şirketlerindeki hisselerini satarak,
bundan sonra yalnızca yazılı basınla
ilgileneceğini açıkladı. Maxwell, gazetecilik
alanında ABD'ye açılmak istediğini de söyledi.
LONDRA (AP) — Ünlü în-
giliz yayıncı Robert MaxweU,
televizyon şirketlerindeki top-
lam 300 milyon dolarlık payla-
nnı satarak bundan sonra sa-
dece yazılı basınla ilgileneceği-
ni açıkladı.
Maxwell, bu karan, kendi
grubuna bağlı Daily Mirror da
dahil olmak üzere üç gazetede
yeni baskı makineleri ahp
siyah-beyazdan renkli baskıya
geçtikten sonra aldığını açıkla-
masına ekledi.
Maxwell'in açıklaması şöyle:
"Gdecekte grubumuzun sa-
dece gazetecilik ve matbaaalık-
bt iigilenınesi karannı aldık.
Gazetecilik alanımızı genişlet-
mek, hatta ABD've uzanmak
isthorui. Çunku ABD gazete-
cilik alanında mukemmel fır-
satlar doğurnyor. Gnıbumuz
balihazırda elinde bulunan te-
levizyon yatınmlannı elden çı-
karacaktır."
' Açıklamada Maxwell grubu-
nun ABD'de ne gibi bir yatınm
yapmayı planladığı ise belirtil-
medi. Maxwell'in açıklamasın-
da lngiltere'de Central TV'de
bulunan yüzde 20, Fransa'da
televizyon 1. kanahndaki yuz-
de 12.5, Music TV'deki yüzde
51 ve British Cable TV'deki
hisseleıinin tumünün satılaca-
ğı vurgulandı.
Maxwell'in açıklamasında
daha sonra grubun Doğu Av-
nıpa'yla çok ilgilendiği ve es-
kiden Doğu Almanya olan böl-
gede yayınılanan Berliner Ver-
lag adh haftaük gazetenin yüz-
de 50 hissesinin satın alındığı
belirtildi. Berliner Verlag aynı
zamanda Berliner Zeitung adh
sabah gazetesiyle BZ Am
Abend adh alcşatn gazetesini de
yayımlıyor. Açıklamada, ayn-
ca Budapeşte'de bir sabah ve
akşam gazetesinden yüzde 40,
bir Bulgar gazetesinden de yüz-
de 40 hisse satın alındığını,
Sovyetler'le de ortaklaşa Delo-
voy Mir ve Literaturnaya Ga-
zeta gazetelerinin yayımlanaca-
ğı duyuruldu.
Maxwell geçen aylarda Hür-
riyet gazetesiyle de ilgilentniş,
ancak gazete sahibi Erol Sima-
vi'yle son bir görüşmeden son-
ra satış işleminden "şimdilik"
kaydıyla vaz geçilmişti.
Mugla şenliğine
validen engel
Muğla 6. Kültür Şenliği kapsamında Mimar
Sinan'm 2.2 m. boyundaki bir heykeli açıldı.
Belediye Başkanı Çakır, valiliği kınadı.
ÖZCAN ÖZGÜR
MTUĞLA — Muğla Kültür
Şenliği'ni valilik bu yıl da
"boykot" etti. Okullara ve res-
mi dairelere birer genelge gön-
deren Vali Erol Çakır, "hiç
kimsenin ve öfrencilerin şenli-
ğe katdmamaanı, devlete ait bi-
na ve müştemilatlann şenlik
için kullandırılmamasını"
istedi.
Muğla 6'ncı Kültür Şenliği
dün "Demokrasi Yüriiyüşü" ile
başladı. Belediye önünden ka-
labahk bir halk topluluğunun
katıhmı ile başlayan yürüyuş
Cumhuriyet Meydanı'nda sona
erdi. Burada yapılan konuşma-
larda Muğla Valisi Erol Çakır,
geçen yıl olduğu gibi bu yıl da
şenliği "boykot" ettiği için kı-
nandı. Belediye Başkanı Orhan
Çakır, şenliği Muğla halkı için
Muğlalılarla birlikte yaptıklan-
nı belirterek şunlan söyledi:
"Şenliğimiz geçen yü da va-
lilikçe engellenmek istenmişti.
O zaman okullara ve dairelere
genelge göndererek şenligimi-
zin politik olduğunu belirten
vali, başta oğrenciler olmak
üzere devlet memurlannın şen-
liğe katılmalannı engellemtşü.
Aynı genelgeyi bu yıl da yayım-
layan vali, geçen yü camiler
haftasında kültüıierine yakışır
şenliği, tüm Muğla'yı kucaklar
biçimde kendilerinin yapacak-
lannı söytemişti. Kendileri böy-
le bir şenliği yapamadıklan gi-
bi, bizimkini baltalamaya kal-
luşıyorlar. Biz secimle geldik,
elbette politika yapacagız.Ama
o seçimle gelmedi. Onun poli-
tika yapmaya hakkı yok. Za-
manı geldiğinde bunun nesabı
sorulacaktır."
Dört gün sürecek olan Muğ-
la Kültür Şenliği'nin ilk günü
Muğla kentsel SİT alanının or-
ta yerinde yer alan Saburhane
Meydanı'nda, Mimar Sinan
Heykeli'nin açılışı yapıldı. Mi-
marlar Odası Izmir şubesi tara-
fından "başanlı korumacılığı"
nedeniyle Muğla halkına arraa-
ğan edilen 2 metre 20 cm yük-
sekligirvdeki Mimar Sinan hey-
keli ile ilgiİi olarak "Ba arma-
|an, bem bu kenti koruyan
Muğla halkınadır, bem de 10
yıldan fazla bir süredir eski
Muğla'yı yaşatmak için verilen
miicadele içindir" diyen Mi-
marlar Odası Muğla Şube Baş-
kanı Rukiye Uslu heykellerin
korunmasını istedi.
Trabzonlu heykeltıraş Saldı-
ran özmen tarafından yapılan
heykelin Muğla'ya getirilişinde
önemli rol oynayan mimar Ok-
tay Ekinci ise "Muğla, Mimar
Sinan ile birlikte, daha yüzler-
ce yıl tarihi karakterini koruya-
cak, geleneksel mimarisini
yasatacaktır" dedi.
Ekinci sözlerini şöyle sürdür-
dü: "Umanz yetkililer hiç
degilse Koca Sinan'm bakışla-
nndan utanırlar da Şahidi Ca-
mü'nin çatısına kaplanan tene-
keleri söker, kiremillerle kap-
larlar SİT bölgesindeki tarihi
sokaklan da *aşağısı gibi' ona-
nriar, bakarlar, güzelleştirirler
Eski e> lerin aralanna da —yine
aşağısı gibi— çocuk babçeleri,
otoparklar, siislii çiçeklikler va-
pariar. Koca Sinan, yiizlerce ki-
İometre öteden gelerek Sabur-
hane'deki çınann gölgesine bir
gözcii gibi yerleşti. Yaşayan
Muğla hep, ama hep yasasın di-
ye..."
Dün aynca şenlik sırasında
sergi açılışlan gerçekleştirildi.
Belediye parkı, Belediye iş ha-
nı, Belediye Sinemaşı, Atapark
ve Tansa'da açılan Ümit Otan,
Bilgın Özdemir, A.Ruştü Do-
ğan ve Refık Öztürk fotoğraf
sergileri ile İ.Balaban, Emine
tzdar, Bodrumlu sanatçılar,
Muğlalı sanatçılar resim sergi-
leri ve Mehmet Selçuk ile Ha-
kan Derman karikatür sergile-
ri bir hafta süreyle izlenebilir.
Paris'teyaşayan SelçukDemirel bugün Galeri Nev'de bir sergi açıyor
Resimle yazan sanatçıSelçuk DemireFin yıllardır
Le Monde Diplomatique'te
yayımlanan eserlerini aynı
gazete kasım ayında kitap
olarak basıp, kiosklarda
satacak. Selçuk, "Benim
yaptığım, yazılan
resimlemek değil resirale
yazı yazmak" diyor.
Selçuk'un ellerini boş
görmek neredeyse
imkânsız. Sağ elindeki
kalemle, sürekli olarak,
gördüğü her kâğıt
parçasırun üzerine 'olur
olmaz şeyler' çizer.
İSMET BERKAN
"Uzay; uç boyuta aynı anda
sahip olmak muthiş bir sev."
Bundan birkaç ay önceydı.
Selçuk'un Paris'teki evinde sa-
bah kahvesi içip sohbet ediyor-
duk. Daha önce hiç görmediğim
dort kolajını göstermiştı.
"Dikkat ettin mi, benim bii-
tiin çizdiklerimde ufuk çizgisi
vardır, nesneler bir yere deger-
ler. Bir de bunlara bak. Hepsi
uzayda. Ne bizi sınırlayacak bir
ufuk çizgisi ne de >ere basan
ayaklar."
Gerçekten, kolajlann üçü, si-
yah bir zemin (uzay-boşluk) üs-
tunde oyle ya da böyle, onde ya
da arkada, düz ya da eğri duran
insanlar.
Selçuk Demirel ya da kendi
imzasıyla Selçuk, bugün Istan-
bul Maçka'da, Galeri Nev'de
eserlerinden bir seçmeyi sergile-
meye başlıyor. Selçuk, 2 kasım-
da da Ankara Galeri Nev'de bu
sergiden tümüyle farklı yeni bir
sergi daha açacak. Yine aynı
Selçuk'un yıllardır ünlü Le
Monde Diplomatique'te yayım-
lanan desenlerinden oluşan bir
kitabı, "Eclate de Silence - Ses-
sizliğin Patlaması" kasım so-
nunda yayımlanacak. Kitabın
metnini, Le Monde Diplomati-
gue'in genel yayın yönetmeni
Claude Julien yazmış. Selçuk ki-
tap için çok heyecanlı. "Kitabı
Le Monde Diplomatique basa-
cak ve kiosklarda satılacak" di-
yor. Kioskta yani gazete bayile-
rinde satışı gerçekten heyecan
verici.
Selçuk'un ellerini boş görmek
neredeyse imkânsız. Sağ elindeki
kalem, surekli gördüğu her kâ-
gıt parçasının üstüne olur olmaz
şeyler çizer. Peçeteler, kasa fiş-
leri, adisyonlar, kâğıt masa ör-
tüleri ve bloknotlar dolusu çizer
Selçuk. Hiç durmaz, hiç dinlen-
mez. Evinde desen bloknotlan-
nı, defterlerini gorünce dudağım
uçuklamış da beili etmemiştim.
Ama Selçuk'un böyle sağda sol-
da olur olmaz yerlere, kâğıtlara
çizdikleri herhalde bu bloknot-
ların birkaç katı olsa gerek.
Herhangi bir şeye takar Sel-
çuk. Gözlere, şapkalara, saatle-
re vs. Ve bu taktığı konuyla il-
gili olarak aklınıza gelebilecek
gelemeyecek yüzlerce şey çizer.
Kendini sıkmaz, sınırlamaz. Ba-
şıboş bir gidiştir bu. Zaten Sel-
çuk'un Galeri Nev yayınlannda
çıkan "Başıboş" adh kitabı bu
türden serilerle dolu.
"Çoğunlukla medya için, bir
yerlerde j-ayınlansın dive çiziyo-
rum. Size bir konu veriyorlar.
Benim >aptığım \azıları resim-
lemek değil, resimle bir yazı yaz-
mak, fikrimi açıklamak. Bazen
çizerken biliyorsun, bu adam
bunu basmaz. Ama ben yine de
çiriyorum. Bu, insanın kendini
diri tutma çabası. Herhangi bir
konuyu kaç turlii ve kaç biçim-
de anlatabilirim? Başıboş böy-
le ortaya çıktı. Herhangi bir de-
senin minimum 12-13 varyasyo-
nunu yaparım."
Peki ama medya için çizmek
insanı sınırlamaz mı? "Yayınla-
nanlar açısından bakınca sınır-
lıyor. Ama ben çizerken kim ne
der diye hiç diişünmüyorum.
Desenime bir yığın insan bakı-
yor. Ben onlan hiç tanımıyo-
rum. Ben, desenlerimi dergi re-
daksiyonu için çiziyonım. İn-
sanları da o redaksiyondakiler
düşünü)or. Bu yıizden birçok
resim potadan dönüyor."
Konu medyadan açılmışken,
uluslararası arenada bir Türk sa-
natçısı olmak nasıl bir şey? İn-
sanın kökeni yaptığı işi etkiliyor
mu? "Nereden geldigimi çok
düşiinmiiyonım açıkçası. Zaten
V AŞADIĞI HIZLA ÖLDÜ — Stefano Casiraghi ile Prenses Caroline'in oliliği trajedi>le sonuçlandı. 30 yaşındaki işadamı, "off-
shore" \arışlarında 180 kilometre hızla giderken teknesi devrildi, yaşadığı hızla öldii. (Fotoğraf: Reuter)
Masaldan trajediye...NİLGÜN CERRAHOĞLU
ROMA — Masallar bile ba-
zen "mutlu son"la bitmiyor.
"Ifeni zengin" bir İtalyan ailesin-
den çıkıp, dünyanın en güzel
prensesi ile evlenen ve gene bir-
birinden güzel üç sağlıkh çocuk
babası olan 30 yaşındaki, yakı-
şıklı, başanlı, milyarder işadamı
Stefano Casiraghi'nin trajik ölü-
mü buna bir örnek. Monaco
açıklannda yapılan "off-shore"
yarışlarında 180 kilometre hız-
duyulmamış küçuk kentlerden
biri, Fino Mornasctfda herhangi
bir işadamı olarak yaşayacaktı.
Bu yörede, Casiraghi'nin ailesi,
'80'ler ltalyası'nı Batı'nın 5. sa-
nayi gücü yapan yüzlerce tipik
'aile şirketleri'nden birini oluş-
turuyordu. Büyük dedesi bir
madenci, dedesi bir demiryolu
işçisi olan Casiraghi'nin babası
da bir ilkokul öğretmemydi. Mi-
lanolu bir kömür fabrikatörü-
nün evlatlığı kendi halinde bir
ne ile tanışan ve birkaç ay için-
de tüm Avrupa playboylarınm
düşlediği prensesle evlenen Ca-
siraghi'nin çevresi 3-4 ay içinde
değişmişti. FlATın sahibi Gian-
ni Agnelli'nin yatlanndan inme-
yecekti. Beyaz Saray'da uyuya-
cak Mitterrand'la Elisee Sarayı
1
mn bahçesinde oğlen yemeği yi-
yecek, Ürdün Kralı Hiiseyin'le
dirsek dirseğe aynı sofraya otu-
racaktı. Fotoğraflar, Dior'un
giysileri ve soylu Grünaldi aile-
devrilen Casiraghi, yaşadığı hız-
Stefano Casiraghi'nin Caroline ile evliliği,
"alnına konmuş bir talih öpücüğü" olarak
ia öidü. 'Turidsh Express' adh görüldü. Casiraghi, Monaco sarayına
bir katamaran-tekneyie kıyıya gjrmeseydi, büyük bir olasıhkla Milano
üniü^'PrensefGrace^ha^ne- civanndaki adı duyulmamış küçük bir kentte,
sinin tüm ekibinin seferber edii- herhangi bir işadamı olarak yaşayacaktı. Ancak
mesine rağmen hiçbir şey yapı- "off-shore" yanşlannda 180 kilometre hızla
giderken başına konan talih kuşu Casiraghi'yi
bir anda terk ediverdi.
lamadı. Işık saçan Caroline'in
yanında çekingen gülüşü ve me-
lankolik ifadesiyle hatırlanacak
olan Stefano Casiraghi'nin gü-
zel yüzünü ölüm bile bozmadı.
Daha doğrusu buna zaman kal-
madı. Emniyet kemeriyle pilot
mevkine bağlı olan genç yanş-
çı, o hızda bir beton zemin et-
kisi yapan suyla temas eder et-
mez boyun kemiği ve omurgası-
ru kırrnış ve aıunda can vermişti.
Caroline'le olan evlih'ği herkes
tarafından alnına konmuş bir
"talih öpiiciigü" olarak görülen
Stefano Casiraghi, Monaco Sa-
rayı'na girmeseydi büyük bir
olasıhkla Milano civannda, adı
kadınla dünyaevine giren baba,
Giancarlo Casiraghi kısa sürede
bir araya getirdiği aile şirketini
gelinin "çeyizi" ile kurmuştu.
1lerde oğulları Marco ve Stefa-
no'yu da sosyal merdivende hız-
la yükseklere çıkaracak şirket,
ısıtma ve soğutma cihazları üre-
tiyordu.
23 yaşında Italya'mn "makbul
sayılmayan" multi-milyarder
müteahhitlerinden Francesco
Caltagirone'nin yatında Sardun-
ya ve Korsika arasında Caroli-
sinin mücevherleri içinde parla-
yan Caroline'in hemen her za-
man hafifçe bir adım arkasında,
onu dudaklannm kenarında
belli belirsiz fark edilen Hafif bir
gülümseyişle donduracaktı.
Fakat bir türlü yerinde dura-
mayan Caroline'i huzura kavuş-
turan Fino Mornascolu bu mü-
tevazı işadamı, dostlarına göre
fotoğraflarda göruntülenen o bi-
raz silik refakatçi prensten çok
farkhydı. Sportif, hareketli ya-
şamı, şakalaşmayı, gezmeyi, ge-
ce kulüplerini ve seyahati seven
Stefano Casiraghi öyle ciddi hiç-
bir düşünceye fazla kafasuu tak-
mayan bir insandı. Yaşammda,
sevdiğini söylediği Machiavelli-
nin "Prens"inden başka pek cid-
di bir kitap okumamış Casirag-
hi, verdiği her söyleşide kansı-
na "bana yasamın en temel yön-
lerini; sanat, kültür ve bazı ge-
leneklerin önemini Öğretti" di-
ye teşekkiir ediyordu. Yalnız
kültürel alanda değil işdünyasm-
da da Caroline sayesinde hamle
yapan Casiraghi, 30 yaşında Av-
rupa'nın sayılı işadamlarından
biri haline gelmişti. FIATın dev
insaat şirketlerinden COGE-
FAR'm Fransa temsilciliğini ya-
pan Casiraghi, yanlız Monte
Carlo'da 3000 apartmamn sahi-
biydi. Son olarak Monaco'nun
efsanevi 'Cafe de Paris'sini res-
tore eden ünlü işadamı hiç tanı-
madığı kayınvaldesinin adını
alan Rue Princesse Grace"de 400
milyar TL. değeTİnde lüks inşa-
atlar yaptırıyordu.
Stefano Casiraghi'yi dünya-
nın sayıb. "off-shore" yanşçıla-
n arasına katan hızlı tekne me-
rakı, yakınlanna göre, "refakat-
çi prens"likten farklı birşeyler
yapma çabasından doğdu. Mo-
naco'da bugün hâlâ süren bu ya-
nsı da kazandıktan sonra bırak-
mak istediği söyleniyordu. Fakat
180 kilometre hızla giderken,
başına konan talih kuşu, Stefa-
no Casiraghi'yi bir anda terk
ediverdi.
Selçuk Demirel (üstte) ve Sabah
uykusu (yanda).
şöyle ya da böyle bir toplamsın.
Hele yaptığın iş resim olunca
kokene çok vakit kalmıyor. Ben
direkt imaj kuru\onım. Bir res-
mi duşünmeye resimle başlıyo-
rum. Bu yüzden nereli olduğun
çok önemli değil. Dıinya için çi-
ziyorum. Önemli olan çizdiğim
bir şeyi herkesin anlaması. Ya-
ni, imgenin asal ekseni önemli.
Ama belki de beni farklı kılan,
Tttrkiye'den getirdigim malze-
medir. Aynca, med>a için çalı-
şınca belli bir siirat şart. O sii-
rat içinde de kokene çok inemi-
yorsun."
Selçuk, tam 12 yıldır Paris'te
yaşıyor. Eserleri Fransa'nın bir-
çok önde gelen yayın organında
yayımlandı. Le Monde Diplo-
matique ve Le Nouvelle Obser-
vateur'ün neredeyse her sayısın-
da Selçuk'tan bir şeyler var. No-
uvelle Obs!un birçok kapağı da
Selçuk'a ait.
Selçuk çok üretken bir sanat-
çı. Sanatçılar da Urettiklerini
göstermek, sergilemek isterler.
Selçuk, Türkiye'de düzenli ola-
rak sergi açıyor, sonra bunları
kitaplaştınyor. "Aslında desen-
lerimin Türkiye'de sergilenmesi
diye bir problemim yok. Expo-
sition (gösterme, sergileme) ile
eshibition (teşhir etme) arasın-
da ince bir fark var. Belki bura-
dan sanatsal anlamda tumuyle
kopmayı istemivoruın. Yaptığım
işlerden bir seçmeyi arada bir
göstermek ıstiyorum. Gösterme-
yi seviyorum, ne biçimde olur-
sa olsun. tşte bayramlıklanmı
giydim, birbirinden tumuyle
farklı eserlerden oluşan iki ser-
giyle geldim."
Yazıya kolajlarla başladık,
kolajlarla bitirelim. Birkaç ay
önce kolajlan gördüğümde bun-
lann Selçuk için anlamını önce
çok iyi kavrayamamıştım. Ama
aradan birkaç saat geçip de Sel-
çuk elimdeki Alman sigarasının
paketindeki bir figürden insan
kafası çıkıp çıkmayacağmı araş-
tınnca her şeyi anladım. Kolaj-
lar bitmiş gibiydi, ama Selçuk
bitirmek istemiyordu. Her gün
yeni bir şey düşünüyor, kolajın
bir yerine ekhyordu. önce eğlen-
diğini, oyun oynadığını düşün-
dum. Ama birden fark ettim ki
kolaj aslında kendi kendini üre-
tiyor. Eğer bu kolajı ben satınal-
sam, dayanamam, evde bir şey-
ler de ben eklerim herhalde.
Birkaç gün önce bu yazı için
Selçuk'la söyleşirken sordum:
"Neden kolaj?" Bana baktı, her
zamanki hazır cevaplığınm ter-
sine durdu, düşündu, "Sen de
bir kolajsın" dedi. "Duşünsene,
sabah kalkıyorsun, iç çamaşır-
lannı. pantolonunu, gömleğini,
çorabını, ayakkabını, ceketini
giyiyorsun. Her sabah kendine
bir kolaj yapıyorsun."
Anlamı böyle genişletince her
şey kolaj oluyor. "Tabii, sokak-
lar, şehirler, özellikle büyük şe-
hirler birer kolaj. 'L'yum" adına
bir uyumsuzluk yapıyorsun.
Plastik sanat anlamında kolajın
tarihini büıni>orum, çünku ya-
pıştıncıyı ilk kim ne zaman bul-
du bilmiyorum."
Tekrar uzaya, üç boyutluluğa
dönmek istiyorum. "Uzay,
hımm" diyor ve Neyzen Tevfik-
ten iki dize aktarıyor:
"Kâh çıkanm gökyüzüne sey-
reylerim âleoıi / Kâh inerim yer-
yüzüne seyreyler âlem beni."
Patri^n haçı
geri dönüyor
• ATtNA (Cumhuriyet) —
İstanbul Fener Patriği
Dimitrios'un Yunanistan
ziyareti su^sında kaybolan
tarihi haç madalyonu
bulundu ve Istanbul'a geri
dönüyor. Kayıp haberinin
Yunan ve Türk basırunda
yer almasından sonra
Atina'da Maria
Papanikolopu adh 54
yaşındaki bir kadın, haçı
patriğin ayini sırasında
yerde bulduğunu beUrterek
geri iade etti. Haç şimdi
İstanbul'a gönderildi.
Yunan basını "Maria
çarpılmaktan korkarak haçı
iade etti" diye yazdı.
Tıırizm
protokolti
• ANKARA (AA) —
Ankara'da geçen hazJran
ayında imzalanan Turkiye-
Aknanya 3'üncü dönem
Turizm Karma Komisyon
toplantısma ilişkin
protokol, Bakanlar
Kurulu'nca onaylandı.
Resmi Gazete'de dün
yayımlanan protokol, her
iki ülkedeki turizm
sanayiinin teşvik edilmesi
ve karşılıklı turist akımına
hız kazandırüması
konusunda mevcut
işbirliğinin daha da
arttınlmasım öngörüyor.
Protokole göre her iki
ülkedeki turizm uzmanlan
özellikle deniz turizminin
geliştirilmesi konusuna
ağırlık verecekler.
Kaplumbağa
için 6 bin mark
• MUĞLA (Cumburiye.)
— 3 milyon DM'lik Aknan
yardımı, Dalyan'daki caretta
carettaların (deniz
kaplumbağalan)
korunmasında harcanacak
Federal Alman teknik
yardım heyeti ile Türkiye"yi
temsilen Çevre Koruma
Kurulu arasında yapılan
toplantıda, Türkiye'nin de
koruma projesine 3 milyon
DM'lik katkıda bulunacağı
belirtildi. Alman
hükümetinin Dalyan için
vaat ettiği 8 milyon DM'nin
"nasıl kullanılacağı"
Köyceğiz'de yapılan
toplantıda tartısıldı. Yörede
yapılan incelemeler ve
tartışmalar sonunda Alman
yardımımn caretta
carettaların korunmasında
kullanılmasına karar verildi.
Sapanca için
tehlike
• tZMTT (Cumhuriyet) —
Sapanca Belediye Başkanı
Osman Nuri Erdoğan,
Sapana Gölü'nün
kirlenmesini önlemenin tek
yolunun çevre kolektörünün
kurulması olduğunu
söyledi. Sapanca Gölü'ndeki
kirliliğin günden güne
artmasına karşın çevre
koruma yasalannın kâğıt '
üzerinde kaldığını acıklayaı.
Sapanca Belediye Başkanı
Erdoğan, "Zaman
geçirihneden tedbirler
alınmazsa Sapanca Gölü
yok olur. Bu da Kocaeli ve
Sakarya için çok büyük
tehlikedir" dedi.
Marie Qaire
IIIUZLT bulundu
• ANKARA (AA) —
Başbakanlık Küçükleri
Muzır Neşriyattan Koruma
Kurulu, "Marie Claire"
dergisinin Eylül 1990 tarihli
saynsında yer alan bazı
fotoğrafların 18 yaşından
küçükler üzerinde muzır
tesir yapacak nitelikte
olduğuna karar verdi.
Küçükleri Muztf
Neşriyattan Koruma
Kurulu'nun, "Marie Claire"
dergisine ilişkin karan,
Resmi Gazete*nin dünkü
sayısmda yer aldı.
Yanık sigara
tablada kalmıştı.
"Bir müşteri gelmişti, bîraz
geciktik. Dükkânı kapatırken
fark etmemişim. Sabah bir de
baktım, yanık sigara tablanın
kenannda kalmış... Ya düşüp
bir felakete yot açsaydt! Hemen
Halk Sigorta ya gidip dükkânı
sigorta ettirdim, eşyalanyla
biriikte."
5= Halk
Sigorta
Bir yaşam sereği
Sigortası