25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 EKİM 1990 Isnıet Inönü Sanat Merkezi İZMİR (AA) — Izmir Fuan alanındaki Mehtap Bahçesi'nin yeniden dUzenlenmesiyle oluştu- rulan kültür ve sanat merkezi- nin adı, "İZFAŞ Ismel İnönü Sanat Merkezi" olarak belirlen- »i. İZFAŞ Genel Müdürü Setami Gürgüç, dün düzenlediği basın toplantısında, Izmir'de nitelikli, cağdaş kültürel ve sanatsal et- kinlikler gerçekleştirilmesi he- deflenerek oluşturuJan kültür ve sanat merkezine ad konulması amaayla yapüan anketin sonuç- landığını bildirdi. Gürgüç, Izmir'deki çeşitli meslek gruplanndan vatandaş- lann önerilerinin değerlendiril- diği ankette, isteklerin, merke- zin adının İZFAŞ tsmet İnönü Sanat Merkezi" olması uzerin- de yoğunlaştığmı belirtti. DISA«JD VVASHINGTON'DA KADINLAR İÇİN PROTESTO — Kadınlara daha çok sosyal güvence verilmesini isteyen bir grup. önceki gıin Washington'da geniş çaplı bir gosteri düzenledi. Gnıp militanlan AIDS'li kadınlara hastalık sigortası bağlanmasını iste>erek hâlâ bu hastalıga ya- kalanan kadınlara hiçbir sosyal sigorta yardımı yapılmamasını kınadılar. (Fotoğraf: Retıter) Soydaşlann psükolojisi ERZURUM (AA) — 1989 yı- lında Bulgaristan'dan zorunlu göçe tabi tutulan soydaşlanmı- zın psikolojik durumlan araştı- nldı. fstanbul Universitesi Ede- biyat Fakültcsi Psikoloji Bölü- mü Başkanı Prof. Dr. Begton Togrol, yapüan araştırmada, soydaşlann «n çok, kendilerine "Bulgar" denmesine içerledik- lerinin belirlendiğini söyledi. Prof. Dr. Toğroi, soydaşlann Türkiye'de hoşlanna en çok gi- den unsurlann başında Tûrkçe konuşmak, özgürlük, bolluk, mağaza ve mal çokluğu, ışıklı şehirler, aydınlık yollar, tarihi eserler ve zengin müzelerin gel- diğini bildirdi. Soydaşlann en az hoşuna giden şeyler ise pahalı- lık, Istanbul'un kalabalığı ve şehrin pisliği. CUMHURİYET/15 VİETNAM'DA MANDA DÖVÜŞÜ — Vietnam'da gHeneksd olan, ama 44 yıldır hiç yaprl- mayan bir eglence geçen günlerde gerçekleştirildi. Bir gnıp çiftçi ve balıkçı bir araya gelerek 1946'dan bu yana ilk kez manda dövüştürdü. Sadece orta yaşlı ve yaşlı kuşak Vietnamhlann bildikleri bu manda dövüşii gençlerin de çok hoşuna gitti. (Fotoğraf: Reuter) H ABERLERİN DEVAMI Özal Asil Nadir için devrede mî? Inönü: Her SHPnin yeni yönetimi (Baftanfi 1. Sayfada) ran, Reuters'e yaptığı açıklama- da, özal'ın konuyu kişisel ola- rak izlediğini belirtirken, Cum- hurbaşkanhğı Sözcüsü Kaya To- peri ise, "Sayın Cumhurbaşka- nıımjın bn konuyla olan ilgisi herhangi bir olayla UgUendigi kadanfar" dedi. öte yandan Asil Nadir'in Kuzey Kıbns'ta yayım- lanan gazetelerinden 85 çaiışa- nı işten çıkardığı bildirildi. AsU Nadir ve Türkiye ilişkisi hakkında "Financial Times"da yayımlanan bir haberde, Cum- hurbaşkanı TAırgut özal'ın, PoUy Peck konusunu geçen haf- ta sonunda New York'ta tngil- tere Başbakam Margaret Thatc- "-er Ue görüştüğü beürtUdi. Türkiye Cumhurbaşkam, PoUy Peck olayına müdahale ediyor" başlıklı haberde, özal'ın Thatc- her'a, AsU Nadir hakkındaki id- dialann kanıtlanıp kanıtlanma- dığını sorduğu, Thatcher'ın ise, konunun tngiltere hükümetini Ugilendirmediğini ve halen "Agır Dolandıncüık Bürosu" tarafın- dan soruşturulduğunu söyle- mekle yetindiği kaydedildi. Fi- nancial Times'ın haberinde ay- nca, "Türkiye Cumhurbaşkanı- nın, olayın Ankara Ue Londra arasındaki ilişkileri de etkUeye- bUecegi uyansında bulunduğa bildiriliyor" dendi. Gazete, Cumhurbaşkanı özal'ın girişi- minden, "merkezi tngiltere'de olan ve meyve, elektronik eşya ticareti yapan bir şirket konu- sunda Ozal'm bu müdabalesi ahşılmadık bir davranış ve PoUy Peck'in geleceği hakkında ne denM güçlü duygularla dokı oJ- dufunu gösteriyor" şeklinde soz etti. Gazete, "Nadir, Özal'ın dostu ve yakın siyasal müttefigi- dir" dedi. Financial Times'ın birinci sayfasından verdiği habere ek olarak, ikinci sayfası da tümüyle PoUy Peck'e aynldı. "Türk lo- kumu, Nadirin sıkıntısını gide- rebilir" başhklı değerlendirme- de, AsU Nadir-özal Uişkisi ele alınarak şu görüşlere yer verU- di: "AsU Nadir'in en yakın müt- tefiği Turgut Özal'dır. Kendinin ve şirketinin geleceği bu ittifa- lun nereye kadar gktecegine bag- h. Türkiye Cumhurbaşkanı acı* sından da AsU Nadir önemli bir müttefik. Basının Özal ve ikti- <lar partisine karşı durdugu bir jrtamda, iki önemli gazete Ue ülkenin en tanınnuş dergisini sa- tm alarak bunian hükumeti des- tekleyen kurnluşlar haline getir- di. Nadir aynı zamanda Türki- ye'nin en hızh gelişen iş adamı. Diger bolding gnıplan ise Özal- ın muhalifi." Uzun değerlendirmede, özal'ın Polly Peck için bir kur- tarma operasyonu düzenleme olasüığı da ele alındı. "Perde ar- kasından Nadir için bir kurtar- ma operasyonu düzenlemek özal için siyasal bakımdan çok lehlikeli olur. Hükümette bUe Asil Nadir 5 ! elestirenler var. Bunlar ANAP'ın daha çok kök- tenci, dinci kesiminden geliyor. Serbest piyasa savunucusu Özal daha önce de kenara çekilerek özel girişimcilerin batmasına se- yirci kalabüdL AsU Nadir'i kur- tarma operasyonu bir eleştiri korosunu harekete geçirir. Hem de sadece muhalifieri arasında degü. Secimini boykot eden mu- halefet partileri tarafından dev- let başkanı olarak tanınmayan Özal için siyasal tercih yapma suçlamalan özelükle tehlikeii olur. Bir çözüm, Türkiye'deki Vestel ve Meyna'nın desteklen- mesi ve hükumetin AsU Nadir Ue arasına bir mesafe koyması olabilir." Enflasyon (Baftanfi 1. Sayfada) yüzde 7 gibi bir tırmanma içine sokması önümuzdeki aylarda akaryakıta yapılacak zamlann yılhk hedefi büyük ölçüde etki- leyeceği tahminini yaptırtıyor. 1990 yüında enflasyonun Körfez krizine rağmen yüzde 41.5 dola- yında olacağını savunan Devlet 3akanı Güneş Taner'e göre akaryakıt zamlarının endeksler üzerindeki etkisi yüzde lO'da ka- lacak. DİE'nin toptan ve tüketici fi- yatlanna göre hesapladığı enf- lasyon rakamlanna ilişkin kaba bilgilerin dün Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a sunulduğu öğre- nildi. Kesin rakamlar ise bugün kamuoyuna açıklanacak. Financial Times, Polly Peck- in Türkiye ve Kıbns dışındaki, dünya çapında faaliyetleri için neden Türk bankalannın Ingi- liz bankalanna garanti vermesi gerektiğini Türk yetkililerinin anlayamadıklanru da ekliyor. "Independent" ise, Asil Na- dir'in New York'ta 3 büyük Türk bankasırun başkanları Ue göruştügünü yazdı. Ancak Türk Hazinesi ile TC Ziraat Bankası- nnı, PoUy Peck için herhangi bir "kurtanna operasyoan" plan- lanmış olmadığını açıkladıklan- nı kaydetti. ABD'de Polly Peck Polly Peck'in kısa vadede çö- zülmesi gereken nakit sorunu, şirkete kredi açrruş olan mali ku- ruluşlann, gelişmelerden olum- suz etkilenmelerine neden oldu. lngiliz bankalannın kısa vadeli kredi vermeye yanaşmayacaklan haberlerine, Amerika'dan da olumsuz haberler eklendi. Ame- rika'da hisse fiyatlannın normal piyasa fıyatlarına oranla daha yüksek olduğu ve "Grey Market" diye bilinen piyasada, Polly Peck hisse değerinde düş- me gözlendi. PoUy Peck hisse- leri 110 peniden 85 peniye indi. Uluslararası kredi değerlendir- me kurumu "Moody Investor Services" de PoUy Peck'in kısa ve orta vadeli borçlannın değe- rini düşürdü. "Moody"nin açık- lamasında, bu karann nedeni olarak, "Agır Dolandıncılık Bü- rosu'nnn soruşturması, Lond- ra'da hisselerin saüşına hâlâ bas- buunaması ve şirketin kısa vade- li borçlannın yüksekligi" göste- rildi. Kısa vadeli borçlar PoUy Peck'in kısa vadede ih- tiyaç duyduğu miktar, çeşitli kaynaklar tarafından farkh şe- kilde, 100 Ua 250 milyon sterün (500 milyar Ua 1 trilyon 250 mU- yar lira) arasında hesaplamyor. Bu kadar büyük bir miktann ne kadannın Türkiye'den sağlana- bileceği konusunda finans çev- releri kuşku belirtiyorlar. "Financial Times" ve "Daily Telegrapb" gazetelerine göre, Polly Peck'in 550 milyon sterlin tutarındakı borçlannın konsor- siyumun yöneticisi "Credit Su- isse First Boston" Bankası, Polly Peck'e dahil olan "Del Monte Fresh Produce BV" adı- na bankalara yaptığı 15 milyon dolarlık ödemenin, PoUy Peck tarafından "karsuanmadıgr ge- rekçesiyle, bu miktan şirketten geri istedi. , PoUy Peck'e açtığı 50 milyon sterlinlik kredi Ue şirketin iş yap- tığı en beUibaşlı banka sayılan "Standard Chartered Bank", ya- nn şirketin nakit sorununu gö- rüşmek üzere diğer 50 kadar il- gili bankayı toplantıya çağırdı. Asil Nadir'in, bu arada Türki- ye'de nakit sorununu çözmeye çalışacağı ve bankerler toplan- tısına Türkiye"deki temaslan hakkında bügj vermesi bekleni- yor. PoUy Peck'in tek bir ban- ka ile büyük ölçüde iş yapma- ması sorunu ağırlaştınnakta. Şirket Ue kısa vadeli iş yapan bankalann, yeni yüklenime gir- mekten kaçınacaklan görüşü egemen. Kolektif sorumluluğu dağüan bankalar arasında, bü- yük ingUiz bankaJarı olmaması da PoUy Peck'in lngiliz mah' pi- yasasından yardım bekleme şan- sını azaltıyor. Nitekim Financi- al Times gazetesi, Asil Nadir'in Amerikan "Kidder Peabody" yatınm bankasını ikna etmeye çalıştığım, bankanın da cuma günü Londra'daki toplantıya temsilci göndereceğini yazdı. PoUy Peck'in borsada yeniden işleme geçebilmesi için, şirkete dışandan mali danışman olarak atanan muhasebe fırması "Co- opers and Lybrand Deloitte"in 3 hafta içinde bir mali rapor ha- zırlaması bekleniyor. Raponın sonucuna göre şirket hakkında borsa yeniden karar verecek. lngiliz "Channd 4 ve ITV" Televizyonu ise, hisse usulsüz- lükleri iddialarmda sürekli adı geçen Jason Davies'in lsviçre*de peşine düştü. Televizyonun saat 19 ve 22 haber bülteninde ya- yunlanan haberde, Davies'in evi, "Kocam bnrada degiT diyen kucağında çocuğu ile kansı, evin dışındaki özel "koruma"lar, Da- vies'in yöneticisi olduğu "Nadir Investments"in ofıs olarak kul- landığı çiftlik evi ve televizyon- culardan kaçan bayan avukatı gösterildi. Haberde aynca, ge- çen hafta ortaya çıkan "Behçet Ali" olayında adı geçen "Rho- ne Finance SA" adlı şirketin ka- pısında televizyon ekibinin bir güvenlik görevlisi tarafından tartaklanması da görüntü ola- rak yer afdı. öte yandan, PoUy Peck'in Türkiye'deki yatırımlanndan elektronik cflıazlar ureticisi Ves- tel'in Yönetün Kurulu Başkanı Tahsin Karan, Reuter Ajansı'na yaptığı açıklamada, Polly Peck Grubu'nun acil ihtiyaçlannı kar- şılamak için 100 milyon dolara ihtiyacı olduğunu ve Türk hükü- metinin yardım için çaba sarf et- tiğini belirtti. Muhtemel bir mali yardım konusunda konuşmak- tan kaçınan Karan, Reuter mu- habirine, "Cumhurbaşkanı Tnr- gut Özal, konayu kişisel olarak takip ediyor" dedi. Karan, Londra'ya Vestel'den bir nakit transferi olmayacağını da sözle- rine ekledi. Ancak Reuters, Kıb- ns'taki bazı kaynaklara dayana- rak, grubun Londra'ya fon kay- dırmaya başladığını Ueri sürdü. Kıbns'ta işten çıkarma Kıbns temsilcimiz Izzet Rıza Yalın'ın haberine göre, AsU Na- dir'in Kuzey Kıbns'ta yayımla- nan gazetelerinden 85 çalışan iş- ten çıkanldı. Bu arada Asil Na- dir'e bağlı kuruluşlarda "tasar- ruf gendgesi" yayımlandı. Lefkoşa'da AsU Nadir'in ük olarak iki yıl önce yayına sok- tuğu "Kıbns" gazetesinden, ilk ağızda 47 kişinin işine son veri- Urken, Gazi Magosa, Güzelyurt ve Girne'deki büroları da kapa- tüdı. Bıiro şeflerine "parça başı'' çalışma önerildi. Asil Nadir'in diğer gazetesi "Bozknrt"ta da 38 kişinin çıkarıldığı öğrenildi. "%nigüıı" gazetesinde ise henüz bir çıkış işlemi yapılmadı. Ga- zete Dergi Dağıtım Şirketi'nde (GADEDA) bazı calısanlann iş- ten çıkanlacağı öğrenildi. Nadir Şirketler Grubu'ndan ayn, özerk olarak çalışan ve bLt- çeleri ayn olan gazetelerden çı- kanlanlann genellikle teknik ve büro elemanlanyla muhabir dü- zeyindeki gazetecilerden oluştu- ğu gönildü. Bu kişilerin sendi- kasız ve sözleşmesiz olduğu da öğrenildi. "Kıbns" 10 bin, "Bozknrt" 7 bin ve "Yenigün" de 2 bin dola- yında satıyor. Bu gazetelerin ya- yınının sürüp sürmeyeceği ya da bazılarının birleştiriîmesi konu- sunda, "grubun" bir karar vere- ceği de söyleniyor. Nadir Şirket- ler Grubu'ndan bir yetkiü, "iş- ten çıkannalan" doğrularken, "Nadir Şirketler Grubu'na bağb kuruluşlardan işten çıkarma ol- madngım" bildirdi. Cumhurbaşkanı'nın ilgisi PoUy Peck Ue Ugili gelişmele- rin Türkiye'de en üst düzey yet- Tûketici fiyatlarıyla aylık enflasyort J ! A ... \,».1 \ \ / / / •2.5 MAHT NISAN MAYB HAZJRAN|TE»«lÛz AĞÜSTOS EYLÜL 1 9 «> ŞU8AT OCAK •Kescı rakam buoûn DIE tarafından acıkianacak •*•' kililerce de yakından Ugilenildiği haberleri konusunda Cumhur- başkanlığı yetkilileri herhangi bir yorum yapmaktan kacındı- lar. Cumhurbaşkanhğı Sözcüsü Kaya Toperi, Cumhuriyet mu- habirinin konuyla ilgili sorusu üzerine şu açıklamayı yaptı: "Sayın Cumhurbaşkanımızın bn konuyla olan ilgisi herhangi bir olayla Ugilendigi kadardır. PoUy Peck açıklamasuda bah- sedilen üst düze> Türk yetkililer denilince neden aklınıza Sayın Cumhurbaşkanı geliyor? O ko- nuyla UgUi birçok ekonomiden sorumlu bakan var, aynca Sayın Başbakan var, konu IngUtere'yi UgÛendirmektedir. Bu konnda herhangi bir degerlendirmemiz yok." Adı geçen bankalar Francial Times tarafmdan ön- ceki haberlerinde Asil Nadir'e kredi verecek bankalar arasında adı geçen Vakıflar Bankası Ge- nel Müdürü lsmet Alver, Cum- huriyet'in sorusu üzerine, "Asil Nadir gnıbuyla ilgili bankamı- zın herhangi bir girişimi olmadı" dedi. Alver, Vakıflar Bankası'nın Asil Nadir grubu Ue kredi ve bankacılık hizmet iliş- kisi bulunmadığını bildirerek, "şimdiye kadar, bankamıza soz konosu şirketler grubandan ya da hükümet kanadından konuy- la ilgili yazıh ya da sözlü hiçbir girişim olmamıştır" diye konuş- tu. Alver, gelişmeleri basından izlediğini belirterek, "bu konu- da Vakıflar Bankası'na herhan- gi bir talep geleceğini de Mtnmadıgını" sözlerine ekledi. Aynı haberde adı geçen Yapı ve Kredi Bankası'nın Genel Mü- dürü Burhan Karaçam da Asil Nadir'le herhangi bir temasları- nın olmadığını söyledi. Yalnız- ca Vestel Ue iş ilişkisi içinde ol- duklannı anlatan Karaçam, "Geçen hafta çarşamba günü Divan Oteli'nde Vestel Yönetim KuruİD Başkanı Tahsin Karan baa banka temsUcilerini yeme- ge davet etti. Bize bilgi verdi, alacaklı olanbrdan ek teminat istoenlere vermeye hanr olduk- lannı belirterek, kâr zarar be- saplannı verdi. Vestel'in mali durumu gayet iyi. Bunun dışın- da bizim Asil Nadir grubuyla bir temasunız olmadı" dedi. Ka- raçam kredi verme şartlanmn belli olduğunu, risk karşılığmda yeterli teminat verecek herkese kredi vermeye açık olduklannı da sözlerine ekledi. Haberde adı geçen Ziraat Bankası ve Emlak Bankası ge- nel müdürleri ise özal'ın ziyareti ve IMF-Dünya Bankası toplan- tılan dolayısıyla bulundukları ABD'den Türkiye'ye dönme- mişlerdi. (Baştamfı 1. Sayfada) partide bir araya geimesi TirU- ye'de sosyal demokrasiain ikti- dara gdmesini hıztaadıracak, kolaylaştıracakbr. Iktidar olduğu zaraaı yapa- cagı bizmeti de daba etldn bir hale getirecektir. Bu yüzden aziz bir özlem olarak yaşıyor. Dün (önceki gün) bir arkadaşımızın bana sert bir olumsuz cevap ver- digini gördünüz. Ama bu cevap durumu degiştirmiyor. Biz niçin siyaset yapıyoruz. Kendi kişisel özlemlerimiz gerçeklessin diye degil. Onun için başka çok da- ha kolay yollar var. Siyaset yap- mamiMn tek amacı, halkın öz- lemlerini gerçeklestirmek." Konuşmasında halkın birta- kım kalıcı özlemleri olduğuna dikkati çeken tnönü sözlerini şöyle sürdürdü: "Zaman içinde degişmeyen geniş bir halk Idtlesinin sahibi olduğu özJemler var. Biz halka dayanan siyasetçiler olarak on- lan gerçeklestirmek için ugraş- mıyacagız da ne için ugraşaca- gu. Ve bunlar içm ugraşırken bir arkadaşun çıkar da bana sert bir dille cevap verirse ne çıkar? Hiç- bir sey çıkmaz. Bu özlemler de- vam ettigi sürece ben bu özlem- leri düe getirmeye ve buntan ger- çekleştirmek için her zaman da- ha degişik yobr aramaya devam edecegim. Bir yol olmazsa, baş- ka bir yola dönerim. Çünkü bu halkın özlemidir. Ben hayabmı halkın öztemfcrhıe adadım. Do- layısıyla hiç bir sekilde bana ve- rtten ters cevaplardan almmıyo- rum. Yolumun ne oldağnnu bi- Hyonım. Bu yolda sizinle bcra- ber Uerlemek de en aziz ama- cımdır." Asrın en (Baştarafı 1. Sayfada) "tki Almanya'nın birleşmesi Ue serbest rekabete, hürriyete ve insan haklanna dayalı demok- ratik rejimin vatandaşına sagla- dıgı refahın; devletçi teşebbüse, tepeden idareye, katı bürokrasi- ye dayalı bir rejimin vatandaşı- na dagıtmayı uygun gördügü re- fahtan kat kat nstün olduğu meydana çıkmıştır. Degerinin çok iyi bUinmesi gerektigine inandığım bu neticeyi almakla her iki Almanya'nın büyük fe- ragat, sabır ve siyasi basiret gös- teren yöneticilerine takdirlerimi dile getiriyorum. Bir savaş son- rasının getirdiği sonuçlan, bir banş süreci içerisinde tashih ederek büyük bir uzlaşma ve ahenk içinde herkesce kabul edi- len bir formüle bağlamak tarih- te ilk defa vuku buluyor. Bu 50 sene almıştır." Ecevit: Niye destek (Baftarafı 1. Sayfada) toplanan SHP PM'sinin görev dağıhmını yaptıktan sonra bu hafta sonundan itibaren yurda dağılıp örgütleri ziyaret etme karan aldığı öğrenildi. Bu ara- da genel merkez yöneticilerinin yurt gezilerinden sonra MYK olarak bir "çalışma programı" hazırlayacakları ve bu ay orta- lannda toplanacak PM'ye suna- caklan belirtüdi. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, yeni seçilen parti mecli- sinin (PM) ilk toplantısında SHP'nin gündemini "parti içi egitim, yerel yönetimlerin eşgü- dümü, gölge kabine, parti üye- liklerinin düzenlenmesi ve ikti- dan degiştirmek" olarak açık- ladı. öte yandan önceki gün iti- razlar üzerine yeniden yapılan sayım sonucu Atflla Sav ile Ali Uyar'ın üyelikleri düşerken, yerlerine tsmail Cem Ue tstemi- han Talay, PM'nin yeni Uyeleri olarak girdiler. SHP PM, dun yeni uyeleriy- le toplandı. Ayla Akbal ile üye- liğe yeni seçildiği itiraz sonucu belli olan tsmail Cein'in katıl- madığı toplantının açış konuş- masını yapan İnönü, kurultay ile demokrasi içinde her türlü sorunu çözebileceklerini ortaya koyduklannı anlattı. Inönu, PM'yi "uygulamalı iktidar programı" olarak nitelediği yeni dönem çahşmalannı gözden ge- çirmek üzere en geç 10 gün için- de yeniden loplanmaya cağınr- ken, iktidan, Körfez krizini ba- hane göstererek yaptığı zamlar nedeniyle sert bir biçimde eleş- tirdi. İnönü, PM*deki konuşmasın- da, "uygulamalı iktidar progra- mı"mn ana hatlannı şu nokta- larda topladı: "Parti içi egitimi hemen baş- latacagız. Bu, Türkiye'de geç- mişte de uygulanmıştır. tllerden başlayarak, Uçelere giderek bü- tün partililere ulasacagız ve par- ti poiitikalannı, iktidar progra- mımızı anlatacağız. Üyelerimi- ze sahip çıkacagız. Üye kimlik kartlannı düzenli bir şekilde da- gıtacagız. Yeni üye yazımı da bu esaslara göre sürecek. Bu çalış- malan başlattıgı için geçmiş yö- netime teşekkür ediyorum. Bn arada her türlü yanlış anlama ihdmaiine karşı da üyelik itiraz- lannı ve üye yapümayanlann dnrumunu da gözden geçirece- Yerel yönetimlerde, iktidar, basından beri bize zorluk çıka- nyor. Yerel yönetim birimimi- zin daha çok güçlendirilmesi şarttır. Burada daha çok arka- daşı görevlendirerek yerel jöne- timler arasında da bir eşgüdüm sagiayacağız ve en büyük deste- gi verecegiz. Genel merkez ve parlamento grnbunu en Ueri bir ahenk ve iş (Baftarafı 1. Sayfada) mı?" sorusuna yanıt verir- ken de SHP'yi eleştiren Ecevit, "Benim devletçUikten kuşkula- nm, demokrasiyc bağlılıgımla ortaya çıkü. Ama şn alO oktan birisinin modası geçti demek kolay degildir. SHP bunu söy- leyemiyor" dedim. Ege Genç tşadamlan Derne- ği'nce (EGİAD) düzenlenen "böl- ge toplanüsı"nın dun yapılan il- kinde davetli konuşmacı olarak katüan DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit ucakla tzmir'e geldi. Adnan Menderes Havaalanı'- nda EGİAD Başkanı Bülent Şe- nocak tarafından karşılanan Ecevit toplantının yapıldığı Bü- yük Efes Oteli'nde Körfez kri- zi, Türk ekonomisine etkileri, dünyadaki ekonomik ve siyasal etkileri, konulannda konuştu. Egeli genç iş adamları toplan- tıda Ecevit'in sorulannın bitme- sinden sonra kendisini soru yağ- rauruna tuttular. Ali Nail Kübalı adlı iş adamırun "Artık okun, devletçUik okunun önemi kalma- dı mı?" sorusuna Ecevit, şu ya- nıtı verdi: "1961'de Doğan Avaoglu Yön Dergisi'ni çıkartagında kaO dev- letçi bir bildiri hazırlamıstı. Ben buna imza atmadım. Devletçilik- le ilgili kuşkulanm o yıUarda baş- ladı. Bunun nedenleri de ekono- mik olmaktan çok, siyasaldı. DevletçUikten kuşkum, önce de- mokrasiye baguhğımdan ortaya çıkü. CHP getenegi içinde bu dü- şıincelerimi çok açıklıkla dile ge- tiremedim. Şu altı oktan birinin modası geçti, demek kolay degil- dir. SHP bunu söylemiyor. Hiç kimse program kurultayı yapa- lım, devletçilik okunu çıkaralım diyemiyor". bölümü içinde çalıştırarak göl- ge kabineyi oluşturacağız. Bun- dan yanlış anlamalar çıkmasm. Bu işbolumünde görev alanlar, iktidara geldigimizde mutlaka bakan olacak degil. Ancak bu gölge kabine, iktidann uygnla- malanna karşı güniük beklenti- lere cevap verecek ve bizi de ik- tidara hanr hale getirecektir. Bu uygulama, başka partilerde yok. tnanıyorum ki onlar da ile- ride uygulayacaklar ve bu Türk- iye'de demokrasi için yeni bir aşama olacaktır. PM'nin öner- digi isimleri parlameato grubu- na da götürerek bunn kısa bir sürede gerçekleştirmeye çalışa- cagız." İnönü, bütün bunlann iktida- ra gelmek için yetmeyeceğini, halkın katılımını da sağlamak gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: "Halk bana, 'Parti içi sorun- ları çözdünüz, peki bizi bu ikti- dardan ne zaman kurtaracaksımz' diyor. Halkın beklentisi bu. Halkımızın bek- lentisi bu duzeyde ise iktidann degişmesi için biz onu ortaya koyacak hareketleri önümüzde- ki dönemde yapacağız. Bir ta- raftan işbölümunü en iyi şekil- de kurarken, öbur taraftan da halkm iktidan istemedigini açık- ça ortaya koyacak hareketler yapacağız. Bu ikili strateji bizi iktidara götürecek. Bu bekkn- tileri halkın katıhmıyla doruk noktasına götürecegiz. Türki- ye'de demokrasi artık yerleşmiş- ftr. Halkın katılunı Ue hareket- ler olursa bundan şu ya da bu tehlike çıkar diye bir korkuya kapılmaya gerek yok. Bu stra- teji, bizi iktidara götürecekür. Bunu açıkça soylemekten kork- muyomm. Çunkü açık bir öz- leme cevap veriyorum." tnönü'nün konuşmasından sonra parti meclisinin basına kapalı bölümünde, gündemin Uk maddesi olan secimlere geçU- di. Yapılan oylamada Diyarba- kır MilletvekUi Hikmet Çetin, 40 oy alarak genel sekreterliğe seçildi. Bunun dışında MYK uyeUklerine seçüenler ve aldık- lan oylar şöyle: Güneş Gürseler 39, Ertuğrul Günay 39, Cevdet Selvi 39, Hasan Zengin 41, Mehmet Moğultay 39, Yiğit Gü- löksüz 38, Türkân Akyol 40, Seyfi Oktay 40, Vamık Tekin 40, Abdülkadir Ateş 41, Ekrem Kangal 41, Yüksel Çengel 39, Tahir Köse 41. Parti meclisinin basına kapalı bölümünde, önce kadın sorun- lan ve irticai faaliyetler konusu gündeme getirüdi. Ardından da parti içi af konusu değerlendi- rildi. Baykal, İnönü'yü kutladı Bu arada SHP eski Genel Sekreteri Deniz Bavkal, dun Ge- nel Başkan Erdal Inönü ve yeni Genel Sekreter Hikmet Çeön'i odalannda ziyaret ederek kutla- dı. Baykal, Inönü'ye, "Umnyo- rum bu kurulUy size kmrnhay öncesuıde sahip ohmadıgmıı ek olanaklan, ek fırsatlan getire- cektir ve getinniştir. Bu fırsat- lan degerlendirerek temel ama- cımıza, temel hedefimize daha hızlı, daha etkin bir biçimde ulaşma dunımunda olacagu" dedi. İnönü, odasında çikolata ik- ram ettiği Baykal'ın kendisini kutlamasının, "çok degern" ol- duğunu belirterek ziyareti, "de- mokratik bir yanşın sonucuno herkesin kabul ettigini gösteren bir örnek olarak" nitelendirdi. İnönü, "bundan sonra da par- tiye herkesin katkılarını beklediklerini" söyledi. Baykal da her türlü göreve ve katkıya hazır olduğunu belirtti ve parti içi demokrasinin kurul- taym beklediği gibi yaşatıhnası- nın önemine işaret etti. Baykal, "Sosyal demokrat hareketin bn* tünleşmesini ve sosyal demokrat hareketin iktidara taşınmasını gerçekleştirecek bir şartı da ku- rultay koymuş bulunmaktadır. Bunu da en iyi şekilde kullana- cagınıza inanıyonım, güveniyo- rum ve başanlar diliyorum" di- ye konuştu. Inönu de bu sözler üzerine, "Teşekkür ederim. Bu söderiniz benim için çok deger- U. Kendinize has etkfleyid ve ça- rpıcı bir şekUde çok güzd aniat- tınız. Bunlan gerçeklestirecegi- mize inanıyonım" dedi. Baykal, daha sonra da Çetin'i bir süre önce kendi çalıştığı od«- ! da ziyaret ederek başanlar dile- di. Çetin de politikaya CHP dö- neminden geldiğini ve Baykal'- la zaman zaman yoUan ayn düşse de aynı ideolojik mücade- le içinde olduklannı behrtti ve her zaman katkılanm bekledik- lerini vurguladı. HEP cephesinde ne olnyor? SHP kurultayından sonra HEP yetküi organlan üst üste yaptıklan çeşitli toplantılarda SHP Genel Başkanı tnönü'nün "birleşme" çağnsını değerlen- dirdiler. öğrenildiğine göre yapılan değerlendirmeler sonucunda SHP'ye dönüş konusunda net bir tavır ortaya konulamadı. HEP miUetvekiUeri SHP'ye geri dönmek ve HEP'in varlığını sürdürme biçiminde 2 ayn gö- niş sergilediler. HEP Genel Başkanı Fehmi Işıklar'ın bu konuda bugün ba- sına bir açıklama yapması ve SHP'ye dönüş konusunda bazı koşullar öne sürmesi bekleni- yor. tş adamlanmn Körfez krizi ve Turkiye'nin uğradığı zararlarla il- gili sorulannı da yanıtlayan Ece- vit, Tahsin Erol adlı iş adamı- nın son sözü alarak "Siz sosyal demokratlann birleşmesinde uz- laşmaz bir tutum içinde göste- riliyorsunuz" demesi üzerine gülerek, "Bu soru sorulmadan toplanU bitecek diyordum, şü- kür sordunuz" yanıtını verdi. Ecevit iş adamırun sözlerini şöy- le yanıtladı: "Sosyal demokratlar elbette birleşecek. Ama içine kavggdan, gürültüden girilmeyen bir yapıda degil. Son kurultayda tam orta- dan yanlmamn ölesinde, param parça oimuş bir partide degil. Da- ha saglıklı yapdı, tutarlı ve ça|- daş yapıda bir partide birleşme olabilir." Ecevit tercihi partilerin değil, seçmenlerin yapması gerektiğini de belirterek "Aman bir aa önce ANAP'tan kurtulahm onun için en yakındaki dala tntunalım, de- meyin. O dalın pek de saglam ol- madığını sosyal demokrat dostla- nnuz unatmasmlar" şeklinde ko- nuştu. SHP Genel Başkanı Erdal Inönü'nün kapatılan partilerin açılabilmesi için yaptığı girişimle- re de değinen Ecevit, "İktidara aday olan bir parti, bir yandan başka bir partinin destegine, di- ğer yandan da kapaülmış bir par- tinin destegue ihtiyaç dnynyorsa o partide hayatiyet kalmamış demektir" dedi. Ecevit gazetecüerin, tnönü'nün "sosyal demokratiann birlcsme- sinin benim için bir özlem olaca- ğını soylemeye devam edecegim" seklindekı sözlerinin anımsaülma- sı üzerine de "Dunkü açıklamam- la kesin tavnmı ortaya koydam" yanıtını verdi. SHP'DEN INOTLAR Anıtkabir özel defteriÜMtT ASLANBAY ANKARA — Anıtkabir'in merdivenlerine doğru yöneldi. Arkasında 40 tane çoğu yeni parti meclisi üyesi. Erdal Bey, en yakınındakine döndü ve de- di ki: — Şu Anıtkabir özel defteri- ne bakanlar, bizim partinin ge- lişim safhalannı da izleyebi- lirler. Sabahın erken saatlerinde, Necatibey Caddesi'ndeki genel merkez binasına gelen yeni parti meclisi üyeleri, biraz heyecanlı görünüyorlar. Çay ocağından, üye yazımlannm yapıldığı kat- lara kadar, sekreterler, görevli- ler "yeni patronlannın" kimler olacağını tartışıyorlar. Onlar da heyecanlı. Bu arada MYK üyelerini be- lirleyen önerge geliyor. ilk im- za Ahmet Isvan'dan, sonraki Necdet Uğur'dan... Parti mec- lisi üyelerinin önlerine konulu- yor. Büyük ölçüde beklenen ad- İardan oluşmuş. Sabahın daha da erken saatlerinde, yeni Genel Sekreter Hikmet Çetin, Erdal Bey ile kısa sayılmayacak bir görüşme yapmıştı. Erdal Bey'- in açış konuşması ardından, parti meclisi hemen secimlere geçerek yeni yürütme kurulunu belirledi. Yürütme kurulu üyeleri neşeli olduklan kadar, düşünceliydi- ler. Hemen hepsi gözlerin üzer- lerine çevrili olduğunu ve bek- lentilerin kendilerine yöneldiğini her sözlerinde beUrtiyorlardı. Erdal Bey, parti meclisi üye- leriyle toplantıya ara vererek sa- at 13.00'te Anıtkabir'i topluca ziyaret etti. Ardından Atatürk Orman Çiftliği Merkez Lokan- tası... Tandır kebap, fınnda süt- laç... Daha sütlaçlara gelinme- mişti ki Sevinç İnönü yanında 3 arkadaşı Ue birlikte belirdi: — Afiyet olsun... dedi ve yanındakUerle başka bir masaya doğru yöneldi. Erdal Bey, parti meclisi üyelerine ver- di karşüığmı: — Sıkı takipteyiz yahu... Sağında genel sekreterliğe kendisinin önerdiği Hikmet Çe- tin, solunda Necdet Uğur var- dı. Ertuğrul Günay, biraz daha uzaklardaydı. Ama, Uk kez "si- yasi planlama" diye bir birim kurulmuş ve Günay bunun ba- şına sorumlu genel sekreter yar- dımcısı olarak gelmişti. Günay'- ın "örgütlerden sorumlu" genel sekreter yardımcılığına gelme- mesi, buraya Guneş Gürseler'- in getirilmesi yorumlara yol açıyordu: — BeUi ki genel sekreterlik dı- şında, Inönü'nün önemle üze- rinde durduğu "iktidar yürüyü- Şü programı"nda Günay'a hayli iş düşecekti... Yemek kısa sürdü. Çiftliğe gi- dUirken, DSP genel merkezinin önünden geçildi. Dönerken de. Seçim otobüsünün hoparlö- ründen SHP türküsü yayıldı, güvercinle süslenmiş genel mer- kez binasına: — Gel, gel bize gel... Kızılay'da halkı selamladı, yeni genel sekreter ile birlikte Erdal Bey... tki arada bir dere- de, bir şehir turu atüırken, çok kısa bir sürede MYK'da Uk top- lanüsım yaptı. Genel merkeze gelir gelmez yaklaşık 10 dakika süren toplantıda, genel sekreter yardımcılan seçildi. Haber, katlardan aşağılara indi. Personel "yeni patronla- nnı" öğrendi. Bu kez sekreter- ler kimin hangi odaya yerleşe- ceğini sormaya başladılar. Ama onlar da uç aşağı beş yukan bel- li olmuştu. Yeni MYK, parti meclisi üye- leriyle birlikte çalışacak. örne- ğin, Günay'a sade PM üyesi Onay Alpago da yardım edecek. Keza diğer genel sekreter yar- dımcılarına da PM üyeleri des- tek olacaklar ve çahşmalan bir- Ukte götürecekler. Bu arada "görevsiz*' MYK üyesi de kalmadı. Her MYK üyesine belirli ve sınırlan belir- lenmiş bir görev alanı verildi. Inönü'nün deyimiyle "berkes her şeyden sorumlu olmaya- cak". SHP, genel merkezi heyecan- la olduğu kadar, sorumluluğu- nun ağırlığı Ue başhyor yeni dö- neme...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear