14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31EKİM 1990 DüNYA SATRANÇ SAMPİYONASI KÜLTÜR-SANAT CUMHURİYET/5 i 8. oyun ertelendi KARPOV (Siyah) Kültiir Servisi — Dunya Satranç Şampi- yonası'nda 8. oyun, Karpov'un hafif üstün- luğüyle bir sonraki gü- ne ertelendi. Oyunu yo- rumlayan satranç bu- yukustalan Karpov'un bir piyon üstunluğün- den dolayı avantajlı bu- lunduğunu, ancak şahı- nın korunmasız olma- sından dolayı oyunu kazanmasının güç ol- duğunu belirttiler. Geçeıı cuma günü 7. oyundaki yenilgisinden sonra 8. oyuna beyaz taşlarla başlayan Kas- parov, yine ilk hamle olarak şah piyonunu iki a b c d e f g h KASPAROV (Beyaz) ERTELENME POZİSYONÜ (40.... Ve5 + ) kare sürdu. Karpov da siyahlarla oynadığı önceki oyunlar- da olduğu gibi karşılık verince, taraflar 'Ruy Lopez' açılışı- na girdiler. Karpov'un 14. hamlesi dünya şampiyonunun tam 45 dakıka duşunmesine neden olurken, Kasparov 19. ham- lede yine şah kanadında bir saldın başlattı. Oyunu analiz eden satranç uzmanlan, Kasparov'un bu noktadan sonra avantajlı duruma geçtiğini, ancak 27. hamleden sonra çok kötü oynayarak bu avantajını kaybettiğini vurguladılar. Ger- çekten de aynı hamleden itibaren müthiş bir zaman sıkışma- sına giren Karpov, son on uç hamlesi için sadece beş daki- kası kalmasına rağmen son derece soğukkanlı bir oyun çı- kardı ve durumu lehine çevirmesini bildi. Şampiyona Kasparov'un 7. oyundaki yenilgisinden son- ra psikolojik yönü daha fazla ağırlık kazanan, neredeyse sa- dece psikolojik bir nitelik taşıyan bir mücadele şeklini aJdı. Kasparov'un 'son derece iyimser' saldırılarından ustaca es- kivlerle sıynlan Karpov, basit fakat son derece etkili ham- lelerle rakibinin moralini az da olsa bozmuş durumda. İlk beş oyunda butünüyle defansif bir anlayış içinde gözüken ve kazanmak için hiçbir 'ekstra' hareket yapmayan Karpov, yavaş yavaş daha inisiyatifli hamleler bulmaya başladı. Po- litik angajmanlarından dolayı çok verimli bir kamp devresi geçiremeyen Karpov, Kasparov ekibinin sürprizlerine karşı ilk oyunlardaki şaşkmlığını ve tedirginliğini uzerinden atmış görunüyor. Kasparov ise kendine olan aşırı güvenınden do- layı bu düzeydeki bir karşılaşma için son derece 'naif ola- rak nitelenebilecek hatalar yapıyor. Yine de dünya şampi- yonunun çok buyuk bir 'oyuncu' olduğunu unutmamak ge- rek. New York'ta Hudson Tiyatrosu'nda Karpov'un 'dunım- sal hesaplamalar'ıyla Kasparov'un 'duyusal soyullamalar'ı çarpışıyor. Ertelenen 8. oyun sonrasında durum, 3.5 - 3.5 berabere hâlâ. 8. Oyun/Beyaz: KASPAROV: Siyah: KARPOV (Ruy Lo- pez, Ragozin Varyasyonu) I.e4 e5 2.Af3 Ac6 3.Fb5 a6 4.Fa4 Af6 5.0-0 Fe7 6.Kel b5 7.Fb3d6 8.c3 0-0 9.h3 Ad7 10.d4 Ff6 H.a4Fb7 12.Fe3 Aa5 13.Fc2 Ac4 14.Fcl d5 15.dxe5 Adxe5 16.Axe5 Axe5 17.axb5 a*b5 18.Kxa8 Vxa8 19.f4 Ag6 20.e5 Fh4 21.Kfl Fe7 22.Ad2 Fc5 23.Şh2 d4 24.Ve2 dxc3 25.bxc3 Kd8 26.Ae4 Fa3 27.Fxa3 Fxe4 28.Vxe4 Vxa3 29.f5 Ae7 3O.Vh4 f6 31.Vg3 Şf8 32.Şhl Vc5 33.exf6gxf6 34.Fb3 Ad5 35.Vh4 Şg7 36.Kdl c6 37.Kd4 Vxc3 38.Kg4+ Şh8 39.Fxd5 Val+ 4O.Şh2 Ve5 + Kasparov 41. hamlesini zarfa koydu, oyun ertelendi. ULUSLARARASI ıSTANBUL ANTIKA FUARıNDA SOTHEBY'S 31 Ekim - 11 Kasım arasinda Yıldız SarayTnda yapılacak olan uluslararasi antika fuannda son iki yil olduğu gibi yine Sotheby's temsil edilcccktir. Bu yılki standın temasi "Sotheby's 'de Gümüş" olacaktır. Asağıda belirtilen Londra 'da çalışan uzmanJar standımızda bulunup sorularınızı cevaplayabilir: 29 Ekim - 4 Kasım John Carsıvell- Islam Sanatları Brendan Lynch - Hint, Güneydoğu Asya ile Himalaya Sanatları Penelope Gurland-Sotheby's Eğitim Araşurmaları 30 Ekim - 4 Kasım Adriana Turpın - Sotheby's Eğitim Araştırmaları Robert Dalgety - Değerlendirme 1 Kasım - 6 Kasım Richard Came- Ingili/. ve Avrupa Gümüşü Nabtl Saidi- Şark El Yazmaları ile Minyatüılcı Diinyanın Baslıca Gûzel Sanatlar Müzavedc S.tlomı SOTHEBY3 MUZIK FİLİZ ALİ Piyanist Jorge Bolet son konserlerinden ikisini İstanbul Festivali'nde vermişti Piyanonıın romantîk diplomatıBolet'in hocalan Liszt'e dayanan bir geleneğin halkalarıydı. Bolet, hocalarından romantik piyanonun gizlerini, Liszt'in yarattığı devrimi öğrenmişti. Ama en büyükler arasındaki haklı yerine ancak 60'ından sonra adım atmıştı. Küba asıllı Amerikalı piyanist Jorge Bolet, 16 Ekim 1990 gü- nü Kaliforniya'da San Francis- co yakınlanndaki evinde öldü. Ülkemizde 21-23 Haziran 1988 tarihlerinde Uluslararasi İstan- bul Festivali kapsamında iki pi- yano resitali vererek hayatının sonbaharında Türkiye'de de keşfedilen Jorge Bolet'in meğer son konserlerinden ikisini din- lemişiz o zaman. Sağlık sorun- lan gitgide artan ve rivayete gö- re akciğer kanserine yakalanan Bolet, son konserini 1989 hazi- ranında Berlin Filarmoni Or- kestrası ile vermişti. 1914'te Havana'da doğan Bolet, müzik eğitimini Phila- delphia'daki ünlü Curtis Ensti- tüsü'nde zamanın en önemli müzik otoriteleri ile pekiştirmiş- ti. Bolet'in hocalan doğrudan doğruya Liszt'e dayanan bir ge- leneğin halkalanydı. Bunlar- dan, örneğin Moriz Rosenthal, Liszt'in; Josef Hoffmann ise Moskowski ve Anlon Rubinste- in'ın öğrencisiydi. Leopold Go- dowski'ye gelince, o da Saint - Saens'la çalışmışü. Böylece Bo- let, Polonya ve Rus asıllı hoca- lanndan romantik piyano çalma stilinin gizlerini, ozellikle Liszt'- in piyano tekniğinde yarattığı devrimi öğrenmişti. Bolet, profesyonel konser ka- riyerine hayli erken başladı. Carnegie Hall'da, Fritz Reiner yönetiminde Çaykovski'nin Bi- rinci Piyano Konçertosu'nu Yladimir Horowitz, Jascna He- ifetz ve Sergei Rahmaninov'un huzurunda çaldığında henuz 16 yaşmdaydı Bolet. Avmpa'da ilk kez 1935'te Amsterdam'da sah- neye çıktı. Berlin, Paris, Viya- na ve Londra'da kariyerini pe- kiştirirken Ikinci Dünya Sava- şı'nın patlamasıyla milyonlarca Avrupalının kötü kaderini pay- laşarak meslek yaşamına ara vermek zorunda kaldı. Savas sı- rasında Bolet'in diplomat ola- rak da sahneye çıktığını görüyo- ruz. Bir yıl kadar Washington'- daki Küba Büyükelçiliği'nde as- keri ataşe yardımcısı olarak gö- rev yapar, savaş bitiminde de Japonya'ya tayin edilir ünlü pi- HAYATINLN SONBAHARINDA İSTANBLTDA— Jorge Bo- let. 1988'de Uluslararasi tstanbul Festivali'nde iki resital vermiş- ti. Muzikseverler, unlu piyanisti hayatının sonbaharında son kon- serlerinde dinleme olanağı bulmuşlardı. yanıst. Gariptir, Bolet'in kariyeri sa- vaş sonrasında istenen biçimde geüşmez. Aradaki kopukluk bir türlü onanlmaz. Gerçi Kousse- vitzky, Furtvvangler, Rodzinski, Mitropoulos, George Szell gibi yüzyılımızın ilk yarısında müzik dünyasını parlatan yıldız şefle- rin hemen hepsiyle konserler vermiştir Bolet, ama bir türlü o en büyüklerin arasinda hakkı olan yere adımını atamamıştır. Ta ki 1974 yılında 60 yaşına ge- lene kadar. O yıl Bolet, hem Carnegie Hall'da hem de Lond- ra'da verdiği tarihi konserlerle muzik çevTelerinin gözunü ka- maştırmıştı bunca yıldan sonra. Bolet, daima "müzisyenlerin rnüzisyeni" kategorisine giren, genellikle müzisyenler tarafın- dan büyuk saygı duyulan. değe- ri fark edijen gerçek bir müzis- yen oldu. Ün kazanmasını Dec- ca ve L'Oiseau-Lyre plak firma- lan ile 60 yaşından sonra yaptı- ğı anlaşmalara borçluydu bir bakıma Bolet. Chopin / Go- donski düzenlemelerinı. Çay- kovski, Grieg, Chopin, Rahma- ninov, Schumann piyano kon- çertolannı, Liszt'in tüm piyano eserlerini birbiri ardına kaydet- ti ve 1984'te Liszt'in "Annees de Pelerinage" plağı ile Gra- mophone Ödulü'ne değer gö£ül- dü. Plaklannın rekor derecede ilgi görmesi Bolet'in konser ya- şamının olağanüstü hareketlen- mesine yol açtı. Televizyonda yayımlanan "uzmanlık suuflan" programlarıyla da po- pülaritesi doruğa çıkan Bolet'- in geç gelen başansı onu ne ka- dar mutlu etti bilenemez, ama son yıllarını çok hızlı ve yoğun yaşadığı da bir gerçek. Venedikli çellistMario Brunello, 1988 Çaykovski Yarışması'nda birinci olmuştu Ustasınm çalgısıyla ustalaşıyorIstanbul'da bir resital veren Brunello'nun ustası, Zagreb Solistleri'nden Antonio Janigro. Janigro, ölmeden kısa süre önce, 18. yüzyıl Guadagnini yâpımı çellosunu Brunello'ya vermiş. Brunello, şimdi yeterince para kazanıp bu eşsiz çalgıyı ustasının varislerinden satın almayı planlıyor. Venedikli çelJist Mario Brn- nello 30 yaşında. Muziğe gitar çalarak başlamış. 12 yaşına gel- diğinde eline çelloyu vermişler, daha ciddi bir çalgı öğrensin di- ye. Önceleri çelloyu gitar kadar sevmemiş. 16-17 yaşına gelene kadar gunde iki saatten fazla çello çalışması söz konusu bile olmamış. Ancak ö yıl, daha on- ce kimsenin söz geçiremediği Mario çalgısıyla sanki yeniden tanışmış. Ona başka bir gözle bakmaya, sesini başka bir ku- lakla dinlemeye başlamış. Uzun yıllar Zagreb solistlerinin şefli- ğini yapan çellist Antonio Ja- nigro ile çahşmaya başlamasının bu değişimde onemli bir etken olduğu kuşkusuz. Janigro ile uzun yıllar sürecek olan ve ancak Janigro'nun ölü- mu ile sona eren usta-çırak iliş- kisi, Mario Brunello'nun müzik GİTARDAN VİVOLO.VSELE — Buyun 3U jaşında olan Mario Brunello, muziğe gitarla başladı. 12 yaşında vijolonsele geçti. İtalvan muzisvenûı önumıudeki >ıllarda dunyanın sa)ilı çellistleri arasına katılması bekleniyor. (Foloğra'f: Aramis Kalav) yaşarrunın en belirleyici etkeni. Janigro ölmeden kısa bir süre önce 18. yüzyıl Guadagnini ya- pımı sazını Brunello'ya vermiş. Istanbul'daki tek resitalinden sonra sanatçı odasını dolduran Türk çellistlerin Topkapı Sara- vı'ndaki kaşıkçı elmasına bakar gibi inceledikleri bu saz gerçek- ten çok değerti. Brunello şimdı yeterince para kazanıp, ustası- nın eşsız Guadagninisi'ni varis- lerinden satın alma planları yapıyor. lşte bu ilgi konusu çello ile re- sital veren Brunello son yıllar- da dinlediğimız en etkileyici çel- listlerden biriydi. Brunello, ya- şından umulmayacak kadar de- rin bir olguıılukla yorumluyor- du muziğin bü>ük ustalannın eserlerini. Cesurdu çok. Beetho- ven'in Op. 5, No. 2, Sol Minör Sonatı'nın "Adagio sostenuto ed espressivo" diye tanımlanan birinci bolumunu aynen bu ta- nımlamaya uyan bir vakarla, başka birinin ellerinde tehlikeli olabilecek kadar ağır, geriye çe- ken tempolarla, fısıltı benzeri "pianissimo" değerlerle yorum- luyor ve dınleyicisinin soluğunu kesiyordu. Brunello'ya eslik eden piya- nist Massimo Sontenzi de ken- di adına çok kaliteli bir piyanist olduğunu, Beethoven ve Brahms'ın -aslında çello ve pi- yanoyu her bakımdan eş tuttuk- ları oda muziği eserleri olarak tanımlayacağımız- sonatlannda- ki kusursuz işbirliği ve anlayış birliği gösteriyordu. Brunello ve Somenzi'nin re- sital programlarının dengesi de ilg'Snçti. Resitalin birinci bölü- münde Beethoven'in sonatım Rossini'nin "Une Lanne" - Gözyaşı Üzerine Tema ve Çeşitlemeleri- izliyordu. Böyle- ce Beethoven'in derinlemesine yoğun müziğini, Rossini'nin çe- kici ezgiler ve pırıltılı pasajlar- la süslü salon müziği dengeli- yordu. Konserin ikinci yansın- da ise Brahms'ın op. 38, No.l mi minor Sonatını Chopin'in Polonaise Brüliant'ı izledi. Böy- lece Brunello ve Somenzi teknik ustalık ile muzikal olgunluğu birbirine eşit oranlarda, eşit dozlarda vererek dinleyicinin dikkatini hep canlı tuttular. 1986'da dunyanın en önemli müzik yanşmalanndan biri olan Moskova'daki Çaykovski Ya- rışması'nın birincilik ödülünü kazanan Mario Brunello önü- müzdeki yıllarda hiç kuşkusuz dunyanın sayılı çellistleri arasin- da yerini alacak. PaulSimon'ın 'The Rhythm of the Saints'iyılın olay albümlerinden Ilkel ile moderne Simon lehimiSimon'ın yeni albümünün de bugüne dek 7 milyona yakın satan "Graceland"in düzeyini tutturacağını kestirmek güç değil. Müzik dünyası, bu son nitelikli çalışma nedeniyle Simon'dan uzun süre söz edeceğe benziyor. YAVUZ BAYDAR STOCKHOLM — Paul Si- mon tropik kokenli ritmlerin yö- rüngesini terk etmeye pek niyetli görunmuyor. Guney Afrika'nm sıcak temposu ve kadife vokal- leriyle örulü başyapıtın, *Grace- land'in yaratıcısı, yaklaşık dört yıllık sessizliğini yine bir başya- pıt adayıyla, 'The Rhythm of tbe Saints' başhklı yeni bir al- bümle noktaladı iki hafta kadar önce. Modern muziğin en mükem- meliyetçi, en kılı kırk yaran ki- şiliklerinden biri olan, Simon, okyanusun öbür kıyısının, 'siyah' Brezilya'nın nabzmı tutu- yor bu kez. Yeni albümü oluş- turan 10 bestenin zemini, ürper- tici bir davullar/vurmalılar cüm- büşü halinde. Ama 'The Rhythm of the Saints' folklo- rik/sosyal antropolojik bir mü- zik araşttrması değil elbette. 'Graceland' de olduğu gibi bun- da da fıkır fıkır kaynayan vurmalı-gitar bileşimi üzerinde gerçek ötesi, *ani' imgelerle sar- mallanmış, anlamları üst uste is- tiflenmiş şiirini bir tüy hafifli- ğinde *anlatan' formunun zirve- sinde bir Paul Simon var. Kökeni çok tanrılı siyah ritü- eller olan girift ritmlerle, Simon gibi gerçek bir kent sakininin modern imgeler puskurten Cge- cenin kemikieri'. 'onceden güien kadınlar'. 'yaralı sahil', 'el açan özlem', 'ıssız ordular'...) metni birleşince, tılsımlı bir ürün çıkı- yor ortaya. Ustanın 'Grace- land'de yarattığı formul, her turlü direnci kıracak güç ve gü- zellikte. Risklerı goze almanın ödulu bu. Paul Simon 'ortalarda gez- me.vi", vasat olmayı sevmiyor. Yeni albümle ilgili olarak Si- mon'ın kafasında ilk ışığı, bu- gun sadece Brezilya'nın değil, dunyanın en önemli bestecilerin- den biri sayılan Milton Nasci- mento yakmış, "Gel de buralar- da biraz dolaş" diyerek. 1988 baharından başlayarak Bahia ve Minas Gerais bölgelerinde rast- ladığı davul topluluklarını kay- detmekle ışe koyulmuş Simon; daha sonra metreler dolusu bantla studyoya kapanmış ve ritmlerden yola çıkarak besteleri ve sözleri yaratmış. Oldukça de- ğişik bir yöntem. Peki, yeni albumun ana izle- ği ne? 'Q' dergisi ile yaptığı söy- leşide şunları soylüyor Simon: "Gun boyunca zihnin geçirdiği iklim değişikliklerini işlemeye çahştun. Hani bir an her şey çok giizeJdir, ama ondan sonraki an acaba savaş çıkar mı diye kay- gılanırsınız va... Ve>a keyifsiz ke- >ifsiz dolaşırken birden çok ko- mik bir şeye rastlarsınız. Yani zi- hin düjgun bir çizgi izlemez, işte ben bunu yakalamaya çalıştım. Avnı parça içinde beliren karşıt duygular rahatlatıyor beni. Ko- nuya daha rabat yaklaşıyoram o zaman. Önce karanlık, sonra birden giin ışığı... Davulların düşsel, biiyuleyici havasından da geUvor bu." Albümde hayli kalabalık bir vurmalı kadrosu var. Bu kadro- nun içinde Nana Vasconcelos her parçada başı çekiyor. Bunun dışında goze çarpan oteki isim- ler arasinda ise Michael Brecker, Steve Gadd, J J . Cale, Milton Nascimento ile Hugh Masekela. 'Further To Fly\ 'She Moves On', 'The Cool, Cool Rjver' ve 'Spirit Voices' yeni albümde din- leviciyi bambaşka bir boyuta su- rukleyen, ağırlıksızlaştıran anla- rı fazlasıyla içermekte. Paul Simon, iflah olmaz bir mukemmeliyetçi olarak bilini- yor. Bir ay kadar önce album tam çıkacakken evde son halini dinledikten sonra studyoya dön- müş ve parçaların yarısmı yeni- den 'mix'lemış, sıralamayı değiş- tirmiş, kapağın yeniden yapıl- masını istemiş. Bu da 'The Rvhthm of the Saints' in zaten ağır olan malj vükunün ustüne binmiş. Albumun ancak yedi aylık satıştan sonra şirkete kâr getirmeye başlayacağı söyleni- yor. DAVLLLARIN BÜYÜLEYİCİ HAVASI — Paul Simon, ön ça- lışmalarını Brezilya'da yaptığı yeni albumunden soz ederken ritm- lerden yola çıktığını, davulların duşsel ve buyıileyici havasından çok etkilendiğini söyluyor. mizah dergisi M Kültür Servisi — Aydın'da "Tıfü" adında yeni bir mizah dergisi yayın hayatına başladı. Ege Bölgesi'ndeki mizah ve karikatür meraklılannı bir araya getirmeyi ve mizah dünyasına kazandırmayı amaçlayan dergi aylık olarak yayımlanacak. Tıfıl'ın kuruculan Ismail Dabanoğlu ve Nazım Yapıcı. Pozitif Vibrations 4 • Kültür Servisi — 1980*11 yıllarda adını duyurmaya başlayan tenor saksofoncu David Murray ile yine aynı yıllarda cazın tanınan isimleri arasına giren davulcu Kahil El-Zabbar Pozitif Vibrations müzik ' etkinliklerinin dörduncüsü için Türkiye"ye geliyorlar. 35 yaşındaki David Murray, liderliği altında dio, trio, quartet, octet ve big band formasyonlan ile başanlı çalışmalar yaptıktan sonra 1989 yılında caz dalında Grammy ödülü almıştı. tkili, 8 aralık cumartesi günü Mimar Sinan Universitesi'nde iki konser verecek. Tiraje'den "Art-Patch" • KUltür Servisi — Tiraje'nin "Art-Patch" sergisi 5 kasımda Ayşe Takı Galerisi'nde açılıyor. Kumaş, dantel, boncuk ve boya ile çalışan sanatçı, 1985 yılında ilk sergisini açmıştı. 1974 yılında konservatuvarın tiyatro bölümünden mezun olan sanatçı, ikinci sergisini ise Bodrum'da gerçekleştirmişti. Resital • KUltür Servisi — ltalyan Kultur Merkezi'nde soprano Marisa Marchio, gitarist Oliano Marchio ve piyanist Renato Palumbo'nun vereceği şan, gitar ve piyano resitali 5 kasım pazartesi günü gerçekleşecek. Konser etkinliklerinin yanı sıra uluslararasi alanda da tanınan Marchio ikilisi solist olarak Erich Begel, Ottavio Ziino, Franco Ferraris, Janos Fürst, Avi Ostrovsky, Bryn Balkmill ve Enrique Garcia Asensio gibi meastrolann eşliğindV? çok yoğun muzik etkinliklerinde bulunan sanatçılar. 107. sayısı • Kültür Servisi — Yapı- Endüstri Merkezi'nce her ay yayımlanan "Yapı" dergisinin 107. sayısında Turkan Ulusu'nun "Mimar Tasarımda Concept", Michel Cornuejols'un "Mimar ve Mühendisin Çelik Mimariye Katkıları ve Beklentileri", Cengiz Bektaş'ın "Akşehir Evieri" gibi çeşitli yazılar sunuluyor. İbn Haldun • KUItür Servisi — Hollanda Türk Akademisyenler Birliği Vakfı "İbn Haldun ve Göç Tarihi" adlı bir kitap yayımladı. Üç ayn makaleden oluşan kitapta sosyolojinin kurucusu olarak bilinen tbn Haldun'un hayatı ve görüşlerine, ayrıca göç teorileri ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Batı Avrupa'daki göç olaylarının yorurnlanna yer veriîiyor. Flamanca olarak da yayımlanan kitap "Postbus 10480 1001 El Amsterdem" adresinden edinilebilir. BİLSAK 1 TA BUGÜN 31 Ekim Çarşamba: 19.00 MEDYAVE ÇAGDAŞ RÖNTGENCİLIK I: "Röntgenciliğin Tarihi" Enis BATTJR, Ünsal OSKAY, Haluk ŞAFÖN 19.00 tSTANBULI TARİH VE YAŞAM1: "Park Otel ve Edebiyat Sofralan" CahitTANYOL Cafe-Foyer-Bar (Giris) 12.00-00.30 Rock Cafe-Bar (5.Kat) 12.00-18.00 HeavyMetal 18.00-24.00 Rock Erkin Koray BİLSAK, Sıraselviler Cad., Soğancı Sok.7 CİHANGIR 143 28 79-99 Şeytanlar birleşin, kaybedecek neyiniz var ki... c Y A N * O E K I S E V N 1 u > a p K i I
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear