25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
31 EKİM 1990 HABERLER CUMHURİYET/U 'N.A'yı destege' 8 gözaltı • İstanbul Haber Servisi — Cağaloğlu'nda izinsiz gösteri yapan bir grup liseii, Pendik Lisesi duvarına, "savaşa hayır" yazan N.A'yı polise ihbar eden lise müdürünün ısiifasını istedi. Gruptan 8 kişi yakalanarak gözaltına alındı. Cağaloğlu'nda bulunan istanbul Reklam Merkezi binası önünde, saat 12.45'te lise formalarıyla toplanan bir grup, "savaşa hayır", "ihbarcı müdür istifa" şeklinde bağırarak yürüdü. Ellerinde dövizler ve sopalar tasıyan gruba polis müdahale etti. Göstericiler, Sultanahmet yönüne dağıldı. Bir aparırnanın girişine saklanan bir öfrenci, polis tarafindan yakalanarak gözaltına alındı. Olay sırasında polisin "dağılın" uyarısına uymayan göstericileri uyarmak için havaya bir el ateş edildi. Şüpheli görülen 7 İcişi daha gözaltına alındı. (Fotoğraf: Suat Koziukfu) tsmail Beşikçi yargılandı • İSTANBUL (AA) — Yayımlanan üç ayrı kitabında bölücülük propagarıdası yaptıga iddiasıyla, hakkında 45.5 yıla kadar hapis cezası istenen tsmail Beşikçi'nin yargılanmasına devam edildi. İstanbul 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mabkemesi'ndeki duruşmada, Beşikçi 54 sayfadan oluşan savunmasını okudu. Türk Üniversitelerinde biüm yapılmadığı gerekçesiyle kitaplarının incelenmesi için bilirkişi heyeti istemediğini belirten Beşikçi, üç kitabında "Türkiye'de Kürt yoktur" diyen düşünceyi eleştirdiğini söyledi. Mahkeme heyeti, duruşmayı, yayıncılar Ayse Zarakoğiu ile Metin Dağlum'un savunmalannı hazırlamalan için ileri bir tarihe bıraktı. Binbagı Yıldıran davası • tstanbul Haber Servisi — Binbaşı Esat Oktay Yıldıran'ı öldûrmekle suçlanan Abduilah Kanat'ın yargıianmasına devam edildi. Olayda kullanıldığı bildirilen elbıseler sanık Abduilah Kanat'a uymadı. tstanbul 1 No'lu DGM'deki durusmada olaydan sonra Harem'de terk editmış olarak bulunan bir otomobilde bulunan elbiseler bilirkişi buzurunda Kanat'a giydirildi. Bilirkişi heyetinden terzi Yakup Biköz sanığa giydırılen gömieğin normal, pantolon ile ceketinse kısa ve bol oiduğunu bikürdi. Mahkeme heyeti de kıyafetierin sanığa uymadığı görüşüne vardı. '16 Hazıraırdan bir tahllye • İstanbul Haber Servisi — Yasadışı 16 Haziran örgütiine üye olduklan savıyla haklannda dava açılan 7 kişinin yargılanmasına başlandı. Sanıklardan Levent Gürsel Alev tahliye edüdi. tstanbul 2 No'lu DGM'deki durusmada sanıklann sorgusu yapıldı. Rus asıllı Alla Yuriç ifadesinde komünist partiden kaçarak Türkiye'ye geldiğini, hiçbir örgütle ilgisinin olmasının mümkün olmadığını bildirdi. Diğer samklar üsteğmen Saim Doğan, Engin D.Alev, Levent Gürsel Alev, ve Turhan Buldu da daha önce Partizan Yolu davasından tahliye olduklarını artık bu tür şeylerle ilgilerinin olmadığını bildtrdiler. Her biri için 15 yıl hapis istenen sanıklardan Levent Gürsel Alev tahh'ye edilirken duruşma ileri bir tarihe ertelendi. Karikatür kavgası • İSTANBUL (AA) — Üsküdar'daki Marmara Üniversitesi kampusunda, kantindeki panoya asılı karikatür yuzünden karşıt görüşlü ö|renciler arasında kavga çıktı. Kavga sırasında yaralanan 1 kız öğrenciyle birlikte 4 kişi gözaltına alındı. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi kantininde dün, bir mizah dergisinden alınan ve panoya asılan "Universitelerde gerici eğitim" konulu karikatürü bir grup öğrenci indirmek istedi. Ancak, bazı öğrenciler karikatürün indirilmesini engellemeye çalıştılar. Bunun üzerinde öğrenciler birbirlerine sandalye ve tahta parçalarıyla vurmaya başladılar. Bu sırada polisin geldiğini gören grup hemen dağıldı. Polislerin gitmesinden sonra tekrar toplanan öğrenciler, yenjden kavgaya başladılar. Olay yerinde bulunan ve üniversitenin Öğrenci tşleri Bürosu'na gelen Nuray Yasan adlı öğrenci, basına yediği bir sandalye darbesiyle yaraJandı. Yasan, daha sonra Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde ayakta tedavi edildi. Olay yerine tekrar gelen polis, Nuray Yasan ile birlikte kavgaya karıştığı belûienen 3 kişiyi daha gözaltına aldı. Tatlıses-Kastelli davası • tstanbul Haber Servisi — Jbrahim Tatlıses'i bir daire satışında dolandırdığı iddiasıyla Abidin Cevher Özden (Kastelii) hakkında 3 yıl hapis istemiyle açılan davaya devam edildi. Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki durusmada Tatlıses, Çiftehavuzlar'daki dairelerinden birini almak üzere Kastelli'ye 550 milyon liralık teminat verdiğini, 550 milyon liralık da senet yaptıklarını, üçüncü sahıslara ciro edilen senetler nedeniyle evine haciz geldiğini söyledi. Tatlıses, "Kastelii ödediğim paralann geri verileceğini söyledi. Ben parayı değil evimi istiyorum" dedi. Abidin Cevher özden ise söz konusu dairenin Yorgo Ruso adlı kişiye 2 milyon dolar karşılığında teminat olarak verilen dairelerden biri oiduğunu ve Tatlıses'in bunu bilerek satın aldığını savundu. Duruşma ileri bir tarihe ertelenirken, Tathses ve KastelJi'nin avukatlan adliye koridorlannda küfürleştiler. Toplıımsal Kurtuluş toplatıldı • İSTANBUL (ANKA) — Toplumsal Kurtuluş dergisinin 36. sayısı toplatıldı. Derginin Yazı tşleri Müdürü Necdet Kambır'in yaptığı açıklamaya göre cuma günü dağıtıma verilen dergi, pazar ve pazartesi günü bayilerden toplatıldı. 'Ufurtikçü hoca' yakalandı • tstanbul Haber Servisi — Istanbul'un değişik semtlerinde dini duyguları istismar ederek, bir çok kadını alıkoyan ve dini telkinle zinaya teşvik eden "üfürükçü hoca" olarak bilinen İsmet Yavuz, ihbar sonucu yakaiandı. Yavuz çıkarıldığı DGM'de tutuklandı. Bir dergide hakkında haber çıkması üzerine, araştırmalara başlayan Siyasi Şube ekipleri Sanyer, Gaziosmanpasa, Fatih ve Avcılar'da, zikir yöntemiyle telkin ve propagandalarda bulunan îsmet Yavuz'u Avcılar Deniz Köşkler caddesi Kaytoz apartmanındaki dairesinde bazı 'suç unsuru' malzemelerle birlikte ele geçirildi. Sanık, "dini duyguları istismar etmek ve dini kitaplan alet ederek propaganda yapmak" suçlarından İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne sevk edildi. Yavuz, daha sonra tutuklanarak cezaevine gönderildi. i Tarikatın etkisinde kaldıın* • ŞANLIURFA (AA) — Şanlıurfa'da, tarikatın etkisinde kaldığını öne sürerek 3 yaşındaki oğlunu keserek öldüren tbrahim Halil Altun, her hareketini tarikatın etkisiyle yaptığını iddia etti. Şanhurfa Cezaevi'nde 26 ekimde kendini yakmaya çaiışan Altun, dün Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Esat Semerci ve gazetecilerle görüştü. Altun, intihar nedenini anlatırken "Ben ikinci koğuşta kalıyorum. Ara sıra psikolojik hastalık nedeniyle sinirleniyorum. Her hareketimi tarikatın etkisiyle yapıyomm" dedi. DemireVden Özal ve Evren'e eleştiriyağmuru: Devletin zırhı da kurtaramazEvren'e 1980müdahalecileri memleketin başına böyle bir yönetimi bela etmiş olmanın vebali altındadırlar. Özal'a Krallık yönetimlerinde bile böyle yağma olmamıştır. TV'de değil, eğer yüreği yetiyorsa bunları çıksın milletin önünde söylesin. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) — DYP Genel Başkanı Süleyman Demirel, panisinin grup toplantısında yaptığı ko- nusmada, Cumhurbaşkanı Tur- gat Özal ve eski Cumhurbaşka- nı Keaao Evren'i eleştiri yağrnu- runa tutarken, Başbakan Yıldı- nın Akbulut'u bütün teknisyen- lerini arkasına alarak milletin önünde ülke somnlarını tartış- maya çağjrdı. Demirel, Türki- ye'nin sorunlarının kimilerinin kendisini Atatürk sanması ya da onun gibi davranmaya calışma- sından kaynaklandığını bildire- rek "Atatürk'ün tırnağı bile ol- mayacak kimseierin halaskâr ol- raaya kaikmaianndan millet sı- kınn çekiytr" dedi. Demirel, konuşmasında TRT'nin seçim yasaklan gerek- çesiyle başlattığı uygulamayı eleştirerek sorunlannı halkın önünde karşılıklı konuşmayan tek ülkenin Türkiye oiduğunu söyledi. ÖzaJ'ın Cumhuriyet Bayramj nedeniyle TV'de ya- yımlanan konuşmasını da eleş- tiren Demirel, "Freni patlamış bir kamyon, arkasında bütün memleketin yiıkü yığılı, önüne gelene 'çekilin çiğnerim' diyor" dedi. Ozal'm, konuşmasında "üJkenin birçak darlıgı aştıgını" söylediğine dikkat çeken Demi- rel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın Özal Çankaya'ya oturmus 'hiçbir sorun yok' di- yor. Sayın ÖzaJ'ın bir eli yağda. Öbiir eli balda, kendisini alkış- layanlar da öyle. Ama ülkenin milyonları perişan. Krallık yö- netimlerinde bile böyle yağma olmamıştır. TV'de söyledikleri bilmem kaçıncı defa taş plak tekrandır. Hani gazel dinlemek isterseniz gazelin iyisini Hafız Burhan okur, o da taş plakta- dır. Sayın ÖzaJ'm hayal içtnde ol- ması, ayağımn yerden kesik ol- ması, insanlanmızı ıstıraptan kurtarmıyor ki, ama bunlar boş öviinmedir. Eger yüreği yetiyor- sa bunları çıksın milletin önün- de söylesin. Hadi bakaltm dev- leti kullanmadan halkı topla da görelim. Eninde soounda bu MYKüyeleri, Yeni Türkü'den MFÖ'ye kadar birçok grubu dinliyor SHPde 'müzikaF arayışlar"Kentli müzik" arayışmı sürdüren SHP, birçok grubu dinleyerek parti müziğini saptama çabasında. Bu nedenle "profesyonel bir komisyon" kurulması da gündemde. ÜMİT ASLANBAY ANKARA — Otobüsün üze- rindeki hoparlörler titriyor. Us- tahkla çalınan bağlama, dinle- yenlerin gövdelerini kendisine ayak uydurmaya zorluyor. Bo- ğuk bir erkek sesi yükseliyor: "Aynı vardan var olmuşuz. Sen- kalemsin, ben uç muyum loy?"... Otobüsün önundeki Erdal Jnönü soruyor: — Ne diyor? Bir başka yer, bir başka mü- zik. Yine bağlama. Bu kez ses tenor: "Gel, gel, bize gel. Kavgasız kinsize gel. Kuru diken bal ver- mez. Giile gel nergise gel..." Otobüsün yanı başındaki par- tili soruyor: Diosize gel mi diyor ağabey?.. 1977'nin hemen öncesinde Şe- nay'ın "Gel kardeşim elini ver bana'sı ile başlayan "sosyal de- mokrat muzikal arayışlar" 1980 sonrasında bağlama ile son bul- mustu. SHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Ertuğrul Günay, "1980'de araya askeri marşlar girdi, böyle oldu. Bu müziklerin dısıoda kentli insana da seslenen arayışlara basladık. Her güo bir yandan da kaset dinliyoruz" di- yerek gerekçeli açıklama yapıyor. Güna>'a göre sorun "sözlerin anlaşılamamasından daha öte- de." Çünkü 1977'ye kadar CHP Senay'ın şarkılan yanında Ali Rıza Binboğa'nın "Yannlar Bi- zim"ini, "resmi şarkı" olarak kabui etmese de kullanmıştı. Bi- raz "mars" havasındaki bu şar- kıdan, Bülent Ecevit'in halk ozanı Levni'den esinlenerek yaz- dığı "Uyum", 1977-80 arasında "resmUeşmişti." Halk müziği kaynakh olmakla birlikte, 1980 sonrasına göre "senfonik" bile sayılabilirdi. 1980 sonrasının yeni partile- rinden ANAP, bu konuda en hızlı davranan, 'çığır açan' idi. DYP, AP geteneğinin devamı mehter marşlan üzerine düşün- mekteydi ki, "balarısı" ANAP seçim gezilerinde açıhşı yaptı: — Anm balım peteğim. BU- sem ki öleceğim, yine seni se- vecegim. Zeytin dallı SODEP, Güneşli HP ve başında Yıldınm Avcı bu- lunan DYP aynı türden karşılık- lar verdiler: "~ Zeytin gözlüm sana mey- lim oedendir?" "Günesi doğdu- racak, dünyamı dolduracak" ya da "kaşların arasına domdom kursunu degdi. Bir avcı vurdu beni" gibi. Ama Günay'ın da söylediği gibi "Domdom kursunu" dısındaki "müzikler" mitinglerde halkı coşturmuyor, hareketsiz bırakıyordu. Bu ne- denle "Domdom kurşununu" kendileri de kullamyordu. ANAP, hareketli ve popüler halk türkülerinden arabeske ka- dar "muzikal" çizgisini sürdü- rürken, DYP mehter marşlanna döndü. Zaman zaman da hare- ketli şarkılar denedi. SHP ise 1987'lerde, Ankara milletvekili Arif Sağ ile Âşık Mahsuni Şerif'e "resmi şarkılarını" yaptırttı. "Sen ka- lemsin, ben uç muynm", "Kav- gasız, kinsize gel" böyle ortaya çıktı. Her iki parça da miting- lerde, özelükje kırsal alanda bekleneni veriyordu. Şimdi, diğer genel sekreter yardımcıları Yigit Gülöksüz, Giineş Gürseler piyasadaki ka- set ler i vakit buldukça bir bir dinliyorlar. Beğendiklerini de birbirlerine öneriyorlar. Güoay: ın deyişiyle "amatörce" bir ça- ba ile "muzikal arayıslan" sur- dürüyorlar. Dinlenenler arasın- da Yeni Türkü, Grup Yorum, Çağdas Türkü, Mozaik yanında Timur Selçuk, Sezen Aksu, Mazhar Fuat Özkan bile var. Son Kocaeli mitinginde, IMü- zik Yolculan" adlı grubun "Gel benimle sen, gül benimle sen" adlı "canlı" parcasını deneyen SHP, arayışlarını sürdürecek. tçinden çıİcamazsa, işini profes- yonel bir komisyona" devrede- cek. Ayrıca "temel müzik bul- manın ötesinde bölgelere yöne- lik parcalar da kullanacak." beyler sokağa çıkacak, devletin zırhı bile bunları kurtarmaya kâfi gelmeyecektir." Cumhuriye: Bayramı'nın halksız cumhuriyetle devlet ta- rafından kutlandığını belirten Demirel, cumhuriyetin delik de- şik edildiğini söyledi. Bugünkü yönetimin devleti temsil etme- sinden halkın da rahatsız oidu- ğunu anlatan Demirel şöyle konuştu: "Türkiye'de bia'm sıkıntımız herkesin kendisini Ataiürk gibi sanma-sından ve öyle haraket et- mesinden ileri geJiyor. Millet kurtancılardan çok çekti. Ata- türk'ün tırnagı bile olamayacak kimseierin halaskâr olmaya kalkmalannın sıkıntısinı miilet çekiyor. Kurtancüarın bu ülke- ye hiçbir faydası olmadı. 1980 müdahakcileri de saydığım sı- nıftandırlar. 80 müdahalecileri ülkenin 1990'da ne hale gelmiş olduğuna bâkmalıdırlar. 1980 müdahaJecileri memleketin ba- şına böyle bir yönetimi bela et- miş olmanın vebali altındadır'' Demirel, eski Cumhurbaşka- nı Evren'e yönelik eleştirilerini sürdürürken de "Hani neden bulmadınız 5 bin kişinin katil- lerini?" dive sordu. Demire), Akbulut'u tartışma- ya çağırırken de "Ülkeyi defter üzerinde yönetenler ile sirnulta- ne satranç oynar gibi kaç kişi- lerse arkalarına alacaklan lek- nisyenleri ile milletin önünde ül- ke sorunlarını tartışmaya faazınm" dedi. Demirel, DYP'nin 24-25 ka- sım tarihlerinde yapılacak kong- reden sonra yeni bir çalışma dü- zenine gireceğini de bildirerek ANAP iktidarı için "Bunlann nesepleri düzgün degü, 1983 ne- sebidir. Bu nesepten bir şey çık- maz. bunlar çıkar işte" dedi. CÜNEYT ARCAYUREK yazıyor Kuliste Yaşananlar ANKARA — Gazetelerın Meclis muhabirle- ri, günlük siyasete canlılık getirjyor Kuliste ANAP'tan muhalefet milletvekillerine değin, her birine soru üzerine soru yöneltmeseler, günce! sorunlar üzerinde bakanlara, Başbakan'a yük- lenmeseler, siyaset adamlanrun kılı kıpırda- mayacak Haftada üç gün 15.00 ila 1&00 arası gelip gi- decekler. Örneğin, ıktıdar grubunun son haf- talarda önemsedigi tek konu, türbandı. Yasa çıktı, ayakları suya erdi. Oysa Saidi Nursi'ye cumhuriyetin ilan edildiği gün mevltt okutulu- yor. ANAP ve DYPden milletvekilieri törene ve meviide katılıyor. Kuliste ses yok. TÖ, çıkıyor ekrana. Tam 22 dakika icraatın içinden konuşma yapıyor. Cumhuriyet diyor, de- mokrasi diyor, laik sözcüğünü bir kez olsun söy- lemiyor. Anıtkabir'deki özel deftere şöyle yazı- yor: "Emanetin sağlam ellerde." Ata'nın geride bıraktığı ise laik, bağımsız cumhuriyet! Dün koridor, bu konuları irdelemiyordu. SHP grup toplantısı bugüne ertelenmiş. Mevlit. Sa- idi Nursi ile Nurcu akımlar, laik cumhuriyetin içine dûştüğü karanlık günler iie ilgili tartışma- lar da bugüne erteleniyor. ANAP grubu toplantıya başlayabilmek için Akbulut'un gelmesini bekliyor. Başbakan kori- dorda görünüyor, basına ayaküstü birkaç önemii konuda bilgi verip toplantıya koşuyor. Kabinedeki olası bıçimlenmeleri kestirebılmek için gazeteciler, Başbakan'a Hüsnü Doğan'ın Savunma'ya kaydınlmasmdan sonra Merkez Bankası, Para Kredi Başkanhğı, Eximbank gi- bi önemii kurumlarla hangi devlet bakanının ıl- gileneceğini soruyorlar. Sorunun kaynağındaki veriler oldukça önem- ii. Devlet Bakam Güneş Taner'in yüzü, önceki gün bozukmuş. Düş kırıklığına uğrayanlara öz- gü bir durgunluk içindeymiş. Başbakan'a vekâ- leten kimi önemii konularla uğraşan devlet ba- kanı olmak mı daha kıyak, yoksa kendi başına özgür, örneğin Milli Savunma gibi ağırlığı olan bir bakanlığın koltuğunda oturmak mı? Kuşkusuz Taner, savunmayı yeğlerdi. Olma- dı. Dışişleri'nden sonra, ağırtığı olan savunmayı da kaçırdı. Merkez Bankası, Para Kredi Kurulu gibi önemii kuruluşlar Taner'e bağlamrsa bir çe- şit ödüllendirilmiş olacak. Kulis bu nedenle Do- ğan'dan arta kalan kuruluşlann kime bağlana- cağını arıyor. Bir yandan da büyük kongre hazırlıkları sü- rûyor. Mesut Beycıler düzeyinde değil, başka yönlerde gelişmeler hızlanıyor. Mesut Beycılerle HCG'nin ayrı listeler yaparak "merkez yöneti- mini karıştırmalan" olasılığına karşı "çarşaf listeye" olanak sağlayacak yeni tasarının bir an önce çıkarılması için kimi ANAP'lılar koiları sı- vamışlar. Bu arada başka hazırlıklardan da söz edili- yordu dün. Bunlar Demirel'in dün grupta Sarı- kaya, Yurtbaşı ve Baklan gibi kücük yöre se- çimlerini gerekçe yaparak muha^efetı aylarca TV'ye çıkarmayan zihniyeti "teşrtîr ettiği" da- kikalara rastlıyordu. Partizanlık o noktaya gelmişti ki TV'deki an- lamsız yasağı bir türlü kavrayamayan halk, "gö- revini yapmıyor" diye murtalefete yükleniyordu. Dertlerini, halkın ıstırabını niçin sorun yaparak Türkiye'ye duyurmadığını liderlere soruyor, ade- ta davacı oluyordu. Demirel, yakınıları dile ge- tirirken TV'ye değiniyor. Bugünkü yasakçı ka- faya karşın grupta, basın toplantısında diledi- ğince konuşsan "Dört duvar arasında kaldık- tan sonra ne olacak" diye kişisel yakınışını açı- ğa vuruyordu. THT'de tek taraflı işleyen yasakçı kafa, TÖ gö- rüntüsüyle cumhuriyetin yıldönümünü bahane eden 22 dakikalık konuşmayı yayımlıyor ve "Türkiye'yi kıskaca alan darboğazlann aşıldığını" halka sindiriyordu. Halk, içinde ya- şadığı gerçekleri TÖ'ye soramıyor, fakat muha- lefet liderlenne telefonla yazıyla başvurarak "pancardan tütün üreticısine kadar köylünün devletten 800 milyar alacağını neden tahsil ede^iediğini" soruyordu. Demirel, olumsuz durumu, tek cümleyle özetledi: "Kuyruğa girip alınan traktörü köylü, şimdi kuyruğa girip satmaya çalışıyor" dedi. Ekonomideki olumsuz gidişler son nüfus sayı- mıyla kanıtlanmıştı. Demirel, "11 ilimizde nüfus yüzde 1 azaldı, 14 ilimizde ancak yüzde 1 çoğaldı. Türkiye'de- ki genel çoğalma oranı yüzde 2.5 kabul edilir- se ekonominin Türkiye genelindeki olumsuz et- kileri böylece ortaya çıkar" diyordu. Anadolu- dan kopanlar İstanbul gibi büyük kentlere grt- mişlerdi. TÖ ise "Çoğalıyoruz ya, sen ona bak" diyor- du. Hele nüfus 90 milyonlara bir vursun, dün- yaya göstereceğimiz vardı. 29 Ekim günü manzara şuydu: "Cumhuriyeti devlet kutluyor, törenlerde halk yoktu." Her sınai üründe... ama özellikle otomobilde. Karaya oturmak için, denizde olmak şart değil. İnsan karada da, karaya oturur. Karada karaya oturmanın anlamı, Türkiye koşullarına göre üretilmemiş bir otomobil seçmektir. Gûvenli bir servis örgütû, bol, yaygın ve hesaplı yedek parça güvencesinin değerini bilmemektir. Gerisi gelmeyecek vaadlere kapılmayın. Tofaş ûrünü bir otomobilden şaşmayın. "Törkiye'nin OfomobıTni Tofaş üretir. TöfAS Karaya oturmaym.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear