25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/6 DÎZt-RÖPORTAJ 21 EKİM 1990 1989yılında Türkiye'de 74 milyon 318 bin 816kilo sigara satıldı. Parası tiryakilerin cebinden çıktı. 3.5 trilyon lira dımıaıı olduSigarasız dünya Dünya Sağlık Örgütü, 2000'li yıllarda sigarasız dünya kampanyasına hız veriyor. Pek çok ülkede kamuya açık yerlerde sigara içilmesı ya yasaklanıyor ya kısıtlanıyor. Türkiye'de ise sigara içimi tüm hızıyla sürüyor, hatta giderek artıyor. — 1 — Sigara ınsan sağlığına zararlı. Ama Tür- kiye'de satılan sigara paketlerinin uzerin- de yazdığı gıbı "1979 Yılı İcra P1.467. Ted- bir Uyannca" değıl. Başta akcığer kanseri olmak uzere, solunum yollannda çeşıtlı hastalıklara yol açtığı için "zararlı". tşte bu yüzden dunyanın çeşitlı ulkelenn- de sigara ve öteki tutun urünlerine karşı amansız bir savaş verilıyor. Sigara tıryaki- lerinın ozgurlük alanı giderek kısıtlanıyor. Dünya Sağlık Örgutü (WHO), "2000'H yıl- larda sigarasız bir dunya" kampanyasını tum hızıyla surduruyor. Pek çok ulkede, kamuya açık yerlerde sigara içilmesi kısıt- lanıyor. Bu kampanyalar Türkiye'de de yansımasını buluyor THY, iç hat uçuşla- nnda sigara içılmesını yasaklıyor. Çeşitli kuruluşlar, ışyerlennde sigara içilmesine kı- sıtlamalar getiriyor. Radyo ve TV'de siga- ranın zararlan üzenne yapılan uyarılar gi- derek sıklaşıyor. Kamuyu sigaranın zarar- larından korumak için sunulan yasa one- risi, TBMM'de yasalaşmayı beklıyor. Ama dünya genelinde olduğu gibı Tur- kiye'de de sigara tüketimi her geçen yıl da- ha artıyor. Türkiye'de "sigara sonınu"nun pek çok boyutu bulunuyor. Bunlar bir "ozgurluk" sorunu olarak sigaradan yabancı sigara gruplarının Turkiye'deki etkinliklerıne, si- gara ve sağlıktan Türk tütüncblüğunun ge- leceğine dek uzanıyor. 1989 yıhnda Türkiye'de yasal yollardan tam olarak 74 milyon 318 bin 816 kilo si- gara satıldı. Tiryakiler, bir yıl içinde siga- raya 3 trilyon 485 milyar TL odedıler. Si- gara surekli zamlarla giderek "luks tuke- tim malı"na donuşuyor. Ama kımse siga- ra içmekten vazgeçmiyor. Türkler "sigarayı çok seviyor". Bu olgu çeşitli deyimlere de yansıyor. Eskilerin "Erkek dediğin eli du- manlı olur" sozu, Turkiye sınırları dışın- da "Turk gibi sigara içiyor" deyimine, "si- gara iç, Türkle tanış" türu reklamlara yol açmıştı. Sigara ve tutun urünlerine karşı tum dün- yada uygulanan kampanyalar giderek siga- ra içmeyi bir "özgıirlıik" sorunu durumu- ria getiriyor. Sigaranın zararlanndan "pa- sif içici" olarak adlandınlan sigara duma- nına "maruz kalanların" da payını alma- sı, "sigara içmeyenlerin haklannı" günde- me getiriyor. Sigara içmeyenleri korumak için başlatılan çeşitli uygulamalar ise bu kez "sigara içenlerin haklannı" beraberinde ta- sıyor. Türkiye'de sigara sorunu şımdilık "aşk- acfret" ilişkisi üzerine kurulmuyor. Ama sigara içmeyen birisıni, orneğin bir taksi şo- föru, arabesk müzıği eşliğınde tellendirdi- ği sıgarasıyla rahatsız edebihyor. Ya da elinde sıgarasıyla alışveriş yapmak için bir dükkâna giren tiryaki, gorevlilerın "Lut- fen sigaranızı söndurur musunfiz" uyarı- sıyla karşılaştığında "utanıyor". Neden sigara? Peki sigara tutkusu nedır? Hem sağlığa hem de keseye zararlı olmasına karşın mil- Derin sigara muhabbetleriBence sigaradaki filtre cinsel ilişkide kullanılan prezervatife benziyor. Ne yapalım ki AIDS diye bir gerçek var. DÜNYA ÇAPINDA StGARA KAVGASI — Sigara içmeyenlerle icenler arasında dıınya çapındaki savaş giderek yaygınlaşıyor. Sigara içmeyenler kamaya açık yerlerde etkin önlemler alınmasuu isterken içenlerde kendi kisisel ozgurluklerinin sınırlandınldıgı kanısıyla,örgutlenmelere girişiyoriar. HULKİ AKTUNÇ 1— Bir zamanlar en çok siga- ra içen arkadaşım Necati Tosu- ner'di. Cemal Sureya "bir par- mağı zenci" derdi Necati'ye. Necati Tosuner sigarayı bırak- U, ben bırakamadım. 2— Osmanlı döneminde tu- tün yasaklan uygulanmasaydı bugun bu kadar çok tiryakimiz olmazdı. 3— Red Kit sigarayı bıraktık- tan sonra seruvenlen de saman çöpüne döndü bıraz. 4— Bence sigaradaki filtre, cinsel ilişki sırasında kullanılan prezervatife benziyor. Ne yapa- hm ki AIDS diye bir gerçek var. —5 Tutunun karşıtı, tütme- yindir. (Oraya buraya lutfen tutmeyin yazsınlar, telif hakkı istemem, sigara içmenin kesin- likle yasak olması gereken yer- ler dışında kullanılan "sigara iç- meyebıldiğiniz için teşekkür ederiz" ibaresi, ictenlikten yok- sun gibi geliyor bana.) —6 Üzerinde harbi bıçımde "Türk tütünü ' sözcükleri bulu- nan yaygm marka Camel'dır. Camel, bundan 15 yıl kadar ön- ce kampanyasını bu temele da- yamış ve "meet the Ttirk"(Türkle tanış) sloganını kullanmaya başlamıştı. Turk duşmanı baskı çevreleri yuzün- den "meet the Türk" yaklaşımı rafa kaldınldı. Camel şimdi Türkiye'de bile "Türk tütü- nü"nden söz etmıyor. 7— Ruzgârda sigara içılmez; sigaranızı nefesı sizden daha güçlü olan ruzgâr içer de ondan. 8— Resat Nuri ile Behçet Ne- catigil'in önemli bir ortak nok- taları da hemen her totoğrafla- rında görülen sigaralarıdır. Bir başkası, ikisinin de kanserden öknesi. tşte bir sigara duşmanı yalnızca bunu görur... Ya diğer ortalıkları: Yürekleri ve diller- deki şefkat urpertisi? 9— Yenice, Gelincik, Kulup, Yeni Harman gibi sigaraların paketlerine halkın dertlerini çı- zıktırıp o seçim çevresıni terk ederken paketi tarlalara atıveren politikacılar nerede şimdi; ya da sigaralar nerede? 10— Yatıh okulda okurken yalnızca cumartesı-pazar gunleri sigara içerdim. Zevk duyduğum her şey (sinemalar, başıboş ge- zintıler, kızlar, kitaplar...) haf- ta sonundaki bir buçuk gune sığmak zorundaydı. 11— Eşkıyaük tarıhimizden sayfalar: Gecmişin ayıngacıları ile dunun bugunun "Malbnşçu baba"lan. 12— Bir Japon bilimadamı, sigaranın yararları uzerıne ınce- lemeler yapmıştı. Sesi (gerek si- gara, gerek antisigara çevreler yüzünden herhalde) kısılıverdi. 13— Bakalım bızim becerik- li argomuzda sigara ile ilgili ne gibi sözcuk ve deyimler var..., — Sigara, sigara içmek, siga- ra izmaritiyle ilgili sözcuk ve de- yimler: Bıgı, boş, ciğerleri bayram et- mek, coynt, çeke çeke fıtık ol- mak, çıkıntı, çıkıntı yapmak, emzik, gotik, kanser, kebabiye, kefal, kefal tutmak, kırk am- bar, malborya (malbora, mal- buş), mazot, palamut, portakal- lı, sipar, sipsi, torık, uçlu. — Sigara, esrarlı sigara ile il- gili sözcuk ve deyimler: Bıgı, coynt, cuk, çarşaf, çifte telli, çift kâğıt, çıft kâğıt yapındır- mak, dolma, dolu, dört kâğıt- lı, duman, duman altı oimak, kının, öldurmek, sarma, sipsı major, soğutmak. 14— Sigara, tutun estetiğinin ölumü, tespihçilik zanaatının (hatta sanatının) ölümune ben- ziyor. Tabaka, ağızlık gibi siga- ra ve tutun avadanlıkları birbi- rinin aynı oldukça bu el alışkan- lığı da Ladını yitıriyor. yonlarca insan niçin sigaradan bir turlu vaz- geçemez? Günde 2 paket "Gitane" içen ya- zar Murat Belge, bu olguyu sigaranın her turlu "ruh haline uvgunluğu" ile açıklıyor: "Sigarayı sevinirsin içersin, üzuhırsun içersin, uyanık kalmak için içersin, uykun gelsin di>e içersin.. Yani ne niyetle içersen o oluyor. Sigara edilgen bir şey. Sen ona istediğin şeyi yukleyebiliyorsun. Bir de ta- bii dış dunyay a karşı hep senin yanında. Meseia benim gibi aslında mahcup olan in- sanlar, ellerinde sigarayla daharahatola- biliyorlar." Gunde 3.5-4 paket sigarayla "iflah olmaz bir tiryaki" olan şair-yazar Enis Batur ise "sigaranın erdemleri" uzerine şunlan söy- luyor: "Sigara insanı gevşetiyor, stres atmaya yararı var. Sonra sigaranın bir estetiği var, İezzeti var.." "Sigara içmeye nasıl başlanır?" Bu so- runun yanıtında bir dizi sosyal etken bulu- nuyor. Uluslararası Reklamcılar Derneğı'- nin, New York Üniversitesi oğretım uyele- rınden Prof. J.J. Boddewyn'e hazırlattığı araştırmamn sonucları bu konuda olduk- ça ilginç bulgular içeriyor. Aralarında Turkiye'nın de bulunduğu 15 ulkeyi kap- sayan araştırmaya gore gençlerde sıgaraya başlama olgusundaki ana etkıler şoyle sı- ralanıyor: "Arkadaş ve aile ortamı ile birlikte iç- me, en onemli etkidir. Bu etkinin onemi, incelenen tum ulkelerde aynıdır. Sigaraya başlama; kişisel, ailevi, toplumsal ve kul- turel etkenleri içeren karmaşık bir sureçtir. Sigara> a başlamada. daha çok 'Acaba ne- ye benziyor' gibi kişisel merakla birleştiril- miş ailenin ve arkadaşlann etkisi olduğu bulunmuşlur. Bir sigara içicisi olma olgu- sunun, tek biretkene dayanmayan, tam ter- sine uzun bir sureyi kapsayan bir zaman di- limi içinde çeşitli etkenlerin kombinasyo- nundan oluşan karmaşık bir gelişme sure- ci olduğu açıktır." Aynı araştırmada, sigaraya başlamada aılenın etkilerı üzenne şunlar söyleniyor: "Ailevi etkenler, ebeveynlerin davranış- lan, onların tavırian ve kardeslerinin rolun- den oluşmakladır. Yapılan birçok araştır- ma. çocuklarla gençlerin, ebeveynlerinin si- gara içmeleri durumunda, kendilerinin de sigaraya başlama olasılığının yuksek oldtı- ğunu gostermektedir. Sigara içme olgusu ile ilgili olarak ebeveynlerinin izin vermeieri de onemlidir. Bir çocuğun sigara içen kardeş- lerinin bulunması onun da sigaraya başla- ma olasılıgını arttırmaktadır." Sıgarava başlama olgusunda, toplumsal baskıların etkılerınde "akranlar" en onemli boyutu oluşturuyor: "Eğer bir gencin en yakut arkadaşı sigara içiyorsa bu durum onun da sigara içmeye teşvik edilmesi açısından onemli bir rol oy- nayacaktır." Sigara tüketimi neden sürekli artıyor? Peki "sigaranın zararlan" uzerıne yapı- lan bunca yayına ve eldeki somut bilgilere karşın sigara tüketimi niçin artıyor? Tirya- kileri bır yana bıraksak bile yeni başlayan- lar için bu olguyu Prof. Boddevvyn şöyle açıklıyor "Her ne kadar çocuklann çoğu sigara iç- menin sağlıklan için tehlikeli olduğunu bi- liyorlarsa da sigara içme olayı ile ilgili ola- rak iddia edilen tehlike, kendi başına siga- raya başlama konusunda yeterli bır engel- leyki olarak gorulmemektedir. Çocuklar ve ergenlik çağındakiler ara- sında sigara içme olgusu, binlerce kişisel ve toplumsal etken tarafından belirlenir. Araş- tırmalar sigara içenlerin, sigara içmeyenler- den kişilik profilleri. inançları ve sigara iç- me olayına ve sigara içenlere karşı aldıkla- n inanç ve tavırlarla ayrıldıklannı ortaya koymuştur. Araştırmalar aynı zamanda bi- reylerin sigara içmeye başlama surecinde onceden eğilimleri olduğunu da ortaya çı- karmıştır. Sigara içme olgusu ile ilgili inanç ve tavırlar, kişinin içinde olan etkenlerdir. Ancak toplumsal olarak koşullandınlırlar. Sigara içmeye karşı olumlu tavır alan genç insanların aynı zamanda sigara içme- ye eğilimleri olduğu da soylenebilir. Yaş Ueıiedikçe sigara içme olayı daha kabul edi- lebilir bir duruma girmektedir. " Yarın: Sigara yasakları MISIR'DAN İZLENİMLER Mezarlıklar üzerinde gecekondu kenti— 1 — KÂNİ EKŞİOĞLU KAHİRE — Tarih söylerse güzel söyler. Mısır'da Î.Ö. 5000'li yıllarda tanmsal yerle- şim başlıyor.. Bu Nil'in de gu- cünü gösteren ilk tarihsel belge- leme... Bunun gunumuze gelen kahntısı var mı bümiyorum. Ama l.ö. 2685'te başlayan pi- ramitler çağının izleri Mısır'ın uygarlık taıihindeki görkemım sergiliyor. Piramitler tarihten de öte şimdilerde ekonomik bir de- |er taşımakta. Mısır'a gidip de piramitleri ziyaret etmemek ol- maz. Nil, bıraktıği delta kalıntısıyla yalnızca Mısır'ın değil, aynı za- manda bütün Afrika kıtasının da simgesel yeşilliğı ve yaşam kaynağı. Mısırlı Nıl'le ne denli övünse az. Çünku Nil yukanlar- dan akan bereketin de tek ula- ştm aracı gibi. Kahire'de özellikle Nil'in de- nizi andırır biçime dönüştuğü kesimde dört katlı gemiler turiz- min sefasma yatakhk ediyor. Orada cekilen ziyafetler karada- kinden daha bir aynmh ve gi- zemli sankı. Eski Mısır söylen- celerinin büyüleyici burgacmda uçmuyorsanız, yüzüyorsunuz- dur kuşkusuz! Şimdi Mısır'da Kraliçe Ha- çepsut yok. Ama onun görkemli varhğı Kahire'deki etkinliğini sürdürüyor. özellikle tarihsel tapınaklarda anılmamasına ola- nak var mı? Çünku o aynı za- manda kralları bile gölgede bı- rakmasıru bilecek kadar etkin- liğmin altını çizdirmesini becer- miştir. Iki eliniz kanda olsa bile siz eğer Kahire'de ısenız mutlaka oranın ünlü müzesini de ziyaret etmek zorundasımz. Mısır'ın bütün gizemi ve uygarlık tarıhi GtZEMLİ RENKLER — Mısır halkı, 5 bin yülık bir tarihten süzülup gelen soytu bir halktır. Kahire gizemli renkler taşır. İki eliniz kanda olsa bile Kahire'de iseniz mutlaka oranın ünlü müzesini de ziyaret etmek zorundasımz. Mısır'ın bütün gizemi ve uygarlık tarihi o müzede yogunlaşmıştır. Saatlerce gezmekle bitmeyen müze dünyanm en etkileyici ve büyüleyici tablolarını sergiler. Kim ne derse desin Mısır halkı sevimli bir halktır. Ne savaş olasılığmdan tedirgindir ne de yaşamın acımasızlığından. Tanrı ne vermişse vermiştir. Üstelemenin anlamı olsa pahası ne ki? Kahire'de 12 milyon insan yaşıyor. Kimbilir bunun kaç katı toprağın altında. Fakat belli ki milyonlarcasının üzerinde şimdi bizdekini andırır 'gecekondular' yapılmış. Buraya Ölüler Kenti deniyor. o muzede yoğunlaştınlmıştır. Saatlerce gezmekle bitmeyen müze, dunyanın en etkileyici ve büyüleyici tablolarını sergiliyor. 5 bin yıllık soyluluk Mısır halkı, hiç kuşkusuz Î.Ö. 5000'li yıllardan gelen soylulu- ğu üzerinde taşıyor. Firavunla- nn benzerleri Kahire sokaklarını dolduruyor. Bundan hoşlanan- lar ıçın daha ıyi bir ortam ara- maya gerek yok. Günumuzde Afrika devletleş- me aşamasında on sırayı çeki- yor. Yepyenı devletler butun kı- taya yeni bir bıçim vermişler. Oysa Mısır Nıl'le birlikte İ.Ö. 4-5 bin yıllann uygarlıklannı sü- rüyedururken Afrika uykunun en derinliklerinde soyut bir var- lık olmanın ötesinde bir anlam tasımıyordu. Şimdiyse çağımı- zın katı kuralları ekonominin, politikanın azüı dişlerini Mısır'- ın sınırlanna dolamıştır... Kim en büyük, kim en küçük hiç bel- li değil... Çünku esasen buyük- lüğün ve kuçükluğün ölçütlerı de şaşırtılı. Bu gece Nil'deki geminin te- kinde kokteyl var. Acaba ara- mıza Hacepsut da gelecek, bize onur katacak mı? En iyisi Ha- çepsut gelmese bile yasamını Aton dinine bağlanarak koca- sından ayrı ve kuskün geçiren Kraliçe Nefertiti'nin onuruna kaldırmalı kadehleri. Ne de ol- sa Nil onun da tinine yatakhk ediyordur!.. Afrika başlı başına bir buyük kıtadır. Eskiden yalnızca Mısır var- ken şimdilerde elliyi aşkın dev- lete yatakhk etmekte. Afrika ol- manın ayrıcalığı kimilerinin duşlerini süslerken Mısır da hep önde bulunabilmenin uluslara- rası savasımını veriyor. Afrika'- da Iıder olabilmek, dunya plat- formunda etkin yerini alabil- mek anlamına da geliyor. Çağdaş demokrasi ne denlı kök salabilmiş Mısır'da. Nil del- tasını susleyen hurma ağaçları- nuı benzerlerine siyasal yelpaze- de rastlanabilir mi? Tabıı amaç demokrasinin turşusunu değil de kendisını kurmaksa o zaman bin kez duşunmek durumunda- yız. Duşunurken de sıcaktan be- yinlerin mayışmamasına özen göstermek kaçınılmazdır. El Ezher Camıi'nin çevresin- de dolanmak neye yarar. lyisi mi içıni gezmelı bir kez. Size eş- lik etmekte yanşanlar, halılann Pakıstan'dan geldiğını ısrarla vurguluyorlar. Nil gıbı upuzun halılann Pakistan'dan geimış olması hiç de önemli değil oy- sa. Gerçeği söylemek gerekırse şimdilerde ote dunyaya yatırım yapmak yerıne bu dunyaya ya- tırım yapmanın akıllılığı yuzeye çıkmaktadır. Buna ı>iye gelişme dıyebilirseniz eğer... Koca Nasır'ın rahat uyuduğu yerde Enver Sedat'ı katletmek kime yarar sağlayabildi?.. Bir politik ve yönetim değişikliği ol- madığı, Mısır'ın önderi Hüsaö Mübarck'üı aynı politika ve yö- netimi izlediğîne göre? Burası oldukça kapalı ve gizemliliğini surduruyor. Zaten önemli olan ser verıp sır vermemek! Ölüler kenti Hele bir de ölüler kenti olma- sa. Kahire'de 12 milyon insan, yaşamda olanı. Kimbilir bunun kaç katı toprağın altında. Fakat belli ki milyonlarcasının üzerin- de şimdi bizdekini andırır "gecekondular" yapılmış. Bu- nu değışik bıçımlerde açıklayan- lar var. Kimileri halkın gelip mezarlan işgal ederek yapı kur- duklarını savlıyor. Kimileri ise ölülerıni bırakamayanlann ya- nına yerleştiklerini... Her ney- se. Şimdi Mısır'ın Kahiresi'nde bir öluler kenti doğmuştur. Biz- deki gecekondu kenti gibi. Ora- da sanıyorum ölüsu de dirisi de memnun olmalıdır. Çunku baş- ka seçenekleri yok.. Kim ne derse desin Mısır hal- kı sevimli bir halktır. Ne savaş olasılığmdan tedirgindir ne de yaşamm acımasızlığından. Tan- rı ne vermişse vermiştir. Üstele- menin anlamı olsa pahası ne ki? Kahire'de, önce guneye; son- ra da guneydoğuya doğru gidi- yorsunuz. Kahire cıkışında ar- tık Nil'den (öteki deyışle yeşil- den) kopmuş olmanın huznu çokecektir uzerinize. Ama çok yakında sizleri mavilerden bir atlas beklemektedir: Kızıldeniz. Kızıldeniz çolle yeryuzunü bölüşmuş sankı. Keşke paylaş- mış olabilse. Artık kıyı şeridin- desiniz. Ağaç ve yeşılden kop- muşluğun yerini mavıliğin se- vimlıliğı kaplamıştır. Yolunuza çıkan Ras Za'farana minicik bir kent. Orada yaşamın devinimi 1 yok. Turizm henüz dirilik kaza- namamış... Doğunuzdaki Sina'yı arkada bıraktığınızda sizleri yepyeni bir kent karşılıyor: Hurghada... Hurghada'da bir yenilik ve şaş- kınlık ıçindesiniz. Orada fira- vun yok! Oysa firavunlar, pira- mitler, papirusler ve Nil, Mısır'- ın hâlâ vazgeçilmez yaşam kay- nağı... Hurghada'da Nil de yok! Hurghada'daysanız Suudi Arabistan'm tam batısındasınız. Korfez bunalımı ile burun bu- runa olmanın engin dehşeti Kı- zıldeniz'ın buyuleyen mavilikle- rinde boğulup gidiyor. Hurghada'da hızlı bir yapım ve yapılaşma etkinliği var. Upu- zun kıyı boydan boya turizme tezgâhlanmakta... Bu hızlı kent- leşme, daha doğrusu turizmleş- me Hurghada'yı büsbütun bir şantiyeye dönuşturmuş. Mısırlı r varsıl işadamlan turizmin petro- j lu bile sollayacağı ınancıyla ya- tınma sıvanmışlar. Kıyının ar- ka şeritlerı ise özel konutlar ola- rak inşa edilmekte. Turistlerın kaynaştığı (birçok yerde oynaştığı) Hurghada'da "tesis'Mer henuz tamamlanma- mış bile. Kızıldeniz kimı yerde kızılcamura donuşmuş. Ama onlar butunuyle umut dolu. Varın: Hrallar \adi«*i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear