25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
21 EKİM 1990* TEKVANDO SPO1 CUMHURİYET/19 Beşiktaş inişte (Baştarafı 18. Sayfada) eski açıklarda parmakla sayıla- cak kadar az insanlar var. Oysa Beşiktaş ligin lideri değil miydi? Oysa Beşiktaş ligin yenilmeyen tek takııru değü miydi? Oysa Be- şiktaş ligin en başarıhsı değil miydi? Ama gelgelelim Beşiktaş, seyircisinden yana şanssızdı. Bu taraftar azlığı ilk kez olmuyor- du Beşiktaş'ta. Ammsayacağınız gibi Beşiktaş son beş yıldır hep başa oynayan bir ekip. Biletle- rin "zamsız" dönemlerinde da- hi Beşiktaş'ın az seyirciye oyna- dığı maçlar çoğunluktadır. Biz artık bunu, takımın hep aynı ki- şilerden oluştuğuna, seyircinin yenilik aradığına, Malmö ma- Futbolsuz (Baştarafı 18. Sayfada) şık ve sekiz adamla savunma ka- labalığını yarabilmek için saha- ya çıkılması gerekirken, Beşik- taş kendi ataklarındaki kalaba- lığı bu sıkışıklığın içine soktu. Böyle olunca da zaten futbolsuz olan maç sıkıntılı bir görüntü verdi. Ve Beşiktaş bu görüntü içinde hem pozisyona girmekte güçlük çekti, hem de gol şansı- nı zorladı. Beşiktaş'ın bir hatası da, sa- vunma yapan Adanaspor'a karşı oyunu kendi alanında başlata- rak gereksiz zaman ve efor har- camasıydı. Oysa Beşiktaş oyunu zaten kendi yan sahasından çık- mayan Adanaspor'un alanında kursaydı orta alan forveti daha çok besleyecek ve gol şansı faz- lalaşacaktı. Dün 4-3-3 oynayan Beşiktaş- ın orta sahasında Rıza, Şifo ve Zeki ataklarla etkisiz olurken Şenol'un eksikliği maç boyunca •jişsedildi. Şenol gibi bir oyun Kurucudan yoksun kaJan Beşik- taş'ın gol atma şansı pozisyon çokluğuna kalırken futboldan çok uzak olan dünkü Beşiktaş pozisyon açısından da çok kısır bir 90 dakika yaşadı. Ve pozis- yona girildiği anlarda da Metin, Feyyaz ve Ali'nin beceriksiz ha- reketleri Beşiktaş taraftannı bir maç daha huzursuz etti. 68. dakikada Recep'in Ada- naspor'a haarladığı bir pozis- yonda Beşiktaş kalesine inen Adanalılar beraberliği sağladık- tan sonra, Beşiktaş tamamen ce- zaalanı içinde toplanan rakibi- ni adeta ablukaya aldı. Ve o te- mpolu, baskılı, rakibi bunaltıcı oyununa giren Beşiktaş sayısız fırsatlar ve pozisyonlar yarattı. Beşiktaş'ın bu son 20 dakikada- ki futbolunu niye maçın başın- dan itibaren ortaya koymadığı- nı ve bunaltıa presi neden uy- gulamadığını galiba maçtan sonra Teknik Direktör Milne ve dün Beşiktaş formasıru giyen futbolculafa sormak gerekir. çında son derece "ucuz" bir bi- çimde elenişten sonra statlara gelmek istemediklerine bağlıyo- ruz. Ve yöneticilere de en az iki yeni ismin Beşiktaş'a almması- nın artık şart olduğu görüşünü belirtmekte yarar görüyoruz. Gelelim maça; Beşiktaş'ın kadrosunda ayağında rahatsız- lık başgösteren Şenol'un yerine Zeki vardı. Bu, Zeki'nin aynı za- manda aylar sonra ilk on birde çıktığı ilk maç oluyordu. Hedef farklı galibiyetti Beşiktaş'ta. Son 20 dakikayı bir tarafa koyalım, 70 dakika kötünün de kötüsüy- dü Beşiktaş. Ne bir şut ne doğ- ru dürüst bir pas ne de doğru dürüst bir atağı vardı Siyah- Beyazlıların. Oysa Beşiktaş'ın karşısındaki takım da "takım" değildi. Ama işte o takım hiç de beklemediği bir anda şimdi ken- tinc "bir" altın puanla dönüyor. Onlar sevinçli, Beşiktaşhlar pe- rişan. Şimdiki Beşiktaş'la geçen yılki Beşiktaş arasında bize gö- re dağlar kadar fark var bu yıl. Takım büyük düşüş içerisinde ve çok sayıda futbolcuda form dü- şüklüğü var. Keza futbolcular gibi Milne de fonnsuz. Eğer bu- gün Beşiktaş takımının başında Müne'nin yerine herhangi bir Türk çalıştırıa bulunsaydı çok- tan kovulmuştu. Milne fcovul- madıguıa göre "torpüi" çok bü- yük yerden olsa gerek. Yöneticilerin şeref tribinün- deki perişan vaziyetlerini dün bir kez daha izledik. Malmö ve Zeytinbumu maçları sonrasında olduğu gibi hepsi şaşkın hepsi. ağlamaklıydı yine. Şimdi yine bir şey yok ama sonradan Baş- kan Süleyman Seba'nın da de- diğı gibi Beşiktaş kendi sahasın- da oynadığı Karşıyaka, Zeytin- burnuspor ve dünkü Adanaspor maçlannda kaybettiği (6) puanı çok arayacak doğrusu. Boztepe şampiyon AARHUS (Cumhuriyet) — 8. Avrupa Tekvando Şampiyo- nası'na, Danimarka'nın Aarhus kentinde devam ediliyor. Şampiyonanın 3. gün akşam seansında, Türktakımı 1 altın, 3 gümüş, 3 de bronz madalya kazandı. Bayanlar 60 kiloda Ziyade Boztepe, fınalde Avusturyalı Pirchmoser'i 1-0 yenerek Avru- pa Şampiyonu oldu vealtın ma- dalya kazandı: Artı 76 kilo gençlerde Süley- man Şahin, fınalde Italyan Ro- mano ile 2-2 berabere kaldı. An- cak, hakemler tercihlerini Ital- yan sporcu lehine kullanınca, Türk sporcusugumuş madalya- da kaldı. Büyükler 64 kiloda Sadık Of- lu, finalde Türk asıllı Alman Musa Çiçek ile karşılaştı. Musa Çiçek'e 4-3 yenilen Sadık Oflu gümüş madalyada kaldı. Büyükler 76 kiloda Osman Şener Özsoy ise final maçında, lspanyol Perez ile karşılaştı, Pe- rezmaçı2-l aldı ve Özsoy gümüş madalya aldı. Büyükler 54 kiloda Ekrem Boyalı, bayanlar 55 kiloda Sibel Dinçer ve gençler 50 kiloda Yu- nus Altıntaş bronz madalya ka- zandılar. G.Saray liderliği yakaladı Maç (Baştarafı 18. Sayfada) soyunma odasından çıkan Tan- ju, "Yurdaşen Ağabeyi ahnadan oe ben ne bu otobüs bir yere gitmez" diye bağırdı. Bir polis müdürü, Tanju'yu kapalı bir odaya çekerek uzun süre ikna et- meye çahştı. Bunun üzerine Ga- latasaraylılan taşıyan otobüs, önünde 2 polis minibüsü arka- sında ise polis panzeri olduğu halde kent dışına çıkarüdı. Bu arada, Mustafa Denizli'nin de ifadesine başvurulması için Çar- şı Karakolu'na getirildiği göriil- dü. Bursaspor Kulübü Başkanı tbrahim Yaacı ve Asbaşkan Ay- han özdetnir, Galatasaraylı yö- neticilerden davacı olacaklannı söyledi. (Baştarafı 18. Sayfada) sıyla Palasz'ı kaçırdı. Bu futbol- cunun sert şutu kalecide kaldı. 60. dakikada lsmail'in çap- razdan derinlemesine ortasına Trahzon (Baştarafı 18. Sayfada) zamlan faul aüşım Hami ken- üsi kullandı. Topu iyi izleyen Ünal, G. Antep ağlannı ikinci kez hava- landırdı: 2-0. İlk yannın son dakikasında Ünal'ın kullandı- ğı bir faul atışmda iyi yükse- len Hami, Nurettin'in kapadı- ğı köşeden ağlan gördü: 3-0. İkinci yannın hemen başın- da G. Antep'in golü geldi. 48. dakikada G. Antep'in kazan- dığı bir faul atışında Durmuş, barajm üzerinden Levent'in uzanamayacağı köşeye topu bıraktı: 3-1. 70. dakikada Hami-Çukiç paslaşmasmda Hami'nin ortasına Çukiç sade- ce dokundu ve Trabzonspor- un dördüncü golünü ağlara gönderdi. 90. dakikada Mar- cello'nun düşürülmesi ile kaza- nılan faul atışını yine Durmuş kullandı ve Levent'i ikinci kez mağlup etti: 4-2. Bursa defansının duraklamasın- dan yararlanan Tanju şık bir kafa vuruşuyla takunını öne ge- çirdi: 0-1. Golden sonra maç hızlandı. 69. dakikada Uğur'un ortasına kafayı vuran yine Tan- ju'ydu. Ancak Nitu bu kez ba- şarıhydı. 70. dakikada B. Ad- nan'ın gollük atağını Tugay son anda kornereçeldi. 75. dakika- da Palasz'ın çok uygun pozis- yonda attığı şut Hayrettin'i geç- ti, ancak yetişen Bülent topu ka- le içinden çıkardı. 76. dakikada kazanılan serbest atışı Ali'nin yerine oyuna giren Vaiscovici kullandı. Barajdan dönen topu bu kez Ali Nail şutladı; aut. 83. dakikada K. Adnan'ın kafa şu- tu az farkla auta çıktı. Bu da- kikadan sonra Bursaspor şuur- suzca Galatasaray'ın üzerine gitmeye başladı. Ancak yaratı- lan pozisyonlar gol kaydedile- cek türden değildi. Maçın bitiş düdüğüyle futbolcular birbirle- rine girdiler. Saha içinde yer yer çıkan kavgaları güvenlik güçle- ri yatıştırmakta zorluk çekti. At yarışı sonuçları Spor Servisi — Dün koşulan Istanbul at yanşları neticesinde 6'ü Ganyan: 2-5-1-8-9-7 şeklin- de sonuçlandı. Dd savaşçı, bir golcü (Baştarafı 18. Sayfada) cerilerini ortaya koyamadılar. Ama daha az teknik olan Mu- hammed ve K. Bülent savaşçı özellikleriyle takımı sırtlayan oyuncu oldular. Bir de lsmail vardı. Sanki Galatasaray'daki ilk yıllanna dönmek istercesine istekli ve başarılıydı. Birinci yarıda markajdan kurtulmak için orta alana kaçan Tanju sahada dolaştı durdu. Sağ taraftan lsmail'in taşıdığı top- lara kafa vurmak gerektiğinde ise rakip kaleye yetişemedi. İkinci yarıda ise etkili olduğu yerde oynadı ve golünü attı. Son yıllar- da izlediğimiz en kötü Bursaspor'a karşı Galatasaray iki savaş- çısı ve bir de goicüsü ile kazandı. Hem de lider oldu. Lig lideri- nin dünkü futbolunu gördükten sonra Irlanda yenilgisinin ne- denlerini başka yerlerde aramak doğru olmasa gerek. iASKETBOL Fenerbalıçe mhatkazandı Nasaş: 92 — Fenerbahçe: 104 HAKEMLER: Varol Çorapçıgil (4), Alpashn Kara (4) NASAŞ: Remzi (3)4, tnan (4)7, Yusuf (6)17, Serdar (5)15, West (5)20, Noyan (4)18, Sümer (4)5, Kaan (3)4, Turgay (3), RTurgay (4)2 FENERBAHÇE: Can (5)6, Serhat (4)8, Levent (7)23, Hüsnü (7)22, Richard (7)30, Kemal (4)1, Aliço (4)5, Güray (5)9, Hakan (4), Ömer (4) İLK YARI: 46-45 (Nasaş önde) A H M E T KURT İZMİT — Nasaşspor lider Fenerbahçe karşısında ilk yarı- da baştan sona önde götürdü- ğü müsabakayı 2. yarıda başa- rısız oyun sergileyince maçı ye- nik bitirdi. Musabakanın ilk beş dakikasım 13-7, 15. dakika- sını 38-31 önde götüren Nasaş ilk yarıyı da 46-45 galip bitir- di. İkinci yarıda toparlanan li- der Fenerbahçe özellikle Ric- hard, Hüsnü ve Levent'in başa- nlı oyunlan ile arayı giderek aç- maya başladı. 30. dakikaya 72-64 önde giren Fenerbahçe 35. dakikada skoru 95-78 ma- çı da 104-92 almasını bildi. Beşiktaş fark attı Beşiktaş: 80 - Kolej: 66 HAKEMLER: Kenan Tunar (3), Fatih Dalay (3) 5 FAUL: K. Erman (29.10) (Beşiktaş), Yalçın (31.01), Ayktek (38.08) (Kolej) İLK YARI: 50-28 (Beşiktaş önde) BEŞİKTAŞ: Small (8) 25, Çağatay (5) 6, Erol (5) 6, Turabi (4) 4, Burak (7) 18, B. Erman (5) 13, K. Erman (4) 0, Sabri (6) 8 KOLEJ: Yalçm (6) 12, Aytek (4) 4, Ahmet (4) 4, Serdar (5) 18, Haluk (6) 16, Popov (4) 7, Hüseyin (3) 0, Murat (4) 0, Le- vent (5) 5, Zubeyir (3) 0 LEVENT YÜCELMAN Türkiye 1. basketbol liginde Beşiktaş, Kolej'i 80-66'lık skor- la rahat yendi. Maça Beşiktaş adam adama Kolej ise zone müdafaa ile başladı. Beşiktaş hücumda Small ve Burak ile sa- yılar bulurken Kolej, bir türlü istediği oyunu tutturamadı ve maçın hemen başında skorda geriye düştü. Ankara ekibi et- kili savunma yapmayıp hücum- da sayı bulmakta zorlandı. Bu arada Kolej'in savunmada Small'ı tutmakta zayıf kalma- sı ve tek uzunu Popov'un da sahada âdeta dolaşması Beşik- taş'ın hücum ribauntlarını alıp sayıya çevirmesine sebep oldu. 10. dakikayı 23-12 önde geçen Beşiktaş ilk yarıyı kendisinin bile beklemediği farkla 50-28 galip kapadı. İlk yarıda Small 19 sayı üretip, 7'si hücum ol- mak üzere 11 ribaunt aldı. 2. yarıda Kolej "baskılı adam adama savunma" ve "tam sa- ha pres" uygulayıp farkın açıl- dığı maça tekrar ortak olmak istedi. K. Erman ve Small'ın 4 faullü olmasından yararlanan Kolej farkı 1 l'e (63-52) düşür- mesıne rağmen savunmada ka- zandığı topları hücumda sayıya çeviremeyince Beşiktaş maçı 80^66 kazandı. Öteki maçlar: Karşıyaka: 74 - İTÜ: 62, G.Saray: 69 - F.Bah- çe: 64 (bayan), Sanyospor: 68 - Kolejliler: 55 (bayan), Urla Gençlik: 78 - Seka Kâğıispor: 38 (bayan), Bursa Belediye: 73 - Çukobirlik: 91. VOLEYBOL Galatasaray: 3 Fenerbahçe: 2 SETLER: 15/1, 15/17, 9/15, 9/15, 15/8. Öteki sonuclar: Arçelik: 3 - Paşabahçe: 2 İÜSBK: 2 - Pınar: 3 Eczacıbası: 3 - Karşıyaka: 0 (Ba- yan) Arçelik: 3 - Yeşilyurt: 0 Emlak Bankası: 3, Güneş Sigorta: 0(15/4, 15/3, 15/6), (Bayanlar) Sönmez Filament: 1 Ziraat Bankası: 3 (6/15, 15/7, 9/15, 10/15) THY- G.Saray (Bayanlar): 0-3 GÖZLEM UĞUR MUMCU (Baştarafı 1. Sayfada) nu, sosyalıst eğilımli Yön dergisinde yayımlanan ünlü bildiriye Doğan Avcıoğlu, llhan Selçuk, Mümtaz Soysal, Çetin Altan, İl- hami Soysal. Fakir Baykurt, Arslan Başer Kafaoğlu, Sadun Aren, Bahri Savcı, Suphi Karaman, Mustafa Ekmekçi ve Mu- ammer Aksoy ile bırlikte koyduğu ımzayla da biliyoruz. (Yön, 20 Arahk 1961, s: 13) Bu bildiride yer alan "..ağırlık merkeziözet teşebbüs olan bu iktisadi sistemin bugünkü yapısıyla Türkiye'yi hızlı ve sosyal ada- let içinde çağdaş uygarlık seviyesıne eriştirebileceğini sanmı- yoruz...(..) böyle bir kalkınma siyasi gücii geniş ölçüde iktisadi güce tabi kılması yüzünden demokratik de değildir" inancını, değişen dünya koşulları karşısında terk ettiğini de görüyoruz. Olabilir. Günümüz modası, bu ınançları "ideolojik" değil "nostaljik" düşünceler olarak görûyor. Ozel sektörcü kalkınma yöntemi, "12 Eylülmilitarizmi" ile bir- likte "ekonomılerin militarizasyonu" modelini getirdi. Bu eko- nomik model, kaçınılmaz biçimde "emır-kumanda" hiyerarşi- sine dayandı. Kalkınma yöntemınin hiç de demokratik olmadığı, 12 Eylül sonrasında deneyle yaşandı ve görüldü. Safa Gıray'ın bakan olarak girdiği ilk ANAP hükümeti, 12 Ey- lül askerı hükümetinın başbakan yardımcısı tarafından kuruldu. Bu ekonomik model, emek piyasasında işçilerın emeklerini serbestçe pazarlamalarına karşı engel üzerine engel; yasak üzerine yasak koyarken sermayeye, ayrıcalıklı şirketler aracılı- ğı ile devlet desteği sağladı. Bunu sağlarken de din ve dince kutsal kavramları kullana- rak dınsel gerıcilıği devletin resmi siyasetı yaptı. Safa Gıray gıbı bir aydın, dınsel gericiliğin tehiıkesini Kadı- köy'de delege seçimlerini yitirince mı anladı? Gıray ve çevresınin yakındıkları ANAP İstanbul İl Başkanı Ey- men Topbaş siyasete yeni atılmış değil. Kaldı kı Topbaş, altında Giray'ın da imzası bulunan 16 Ara- lık 1983 gün ve 83/7506 sayılı özel finans kuruluşlan ile ilgili kararnameden sonra Cumhurbaşkanı Özal'ın kardeşi Korkut Özal ile bırlikte 7V Baraka Türk Özel Finans Kurumu"nu kurdu. ANAP hükumetı, 14 Aralrk 1983 günü göreve başlamış, İs- lamcı finans kurumları ile ilgili kararname hükümet programı yayımlanmadan önce imzalanarak yürurlüğe gırmiştir. Bu kararnameyi Al Baraka Özel Finans Kurumu'nun kuru- luşuna izin veren 11 Mart 1984 günlü Bakanlar Kurulu kararı ızledi. Arap finans kurumlarına tanınan ayrıcalıklar akıl alacak gi- bi değildi. Sözgelışi bu kurumlar, öteki bankalargibi denet- lenmeyecek, bu konuda başbakanlığın iznı aranacaktı. Bu ku- rumlar iflas ederlerse, ne borçlar yasası uygulanacaktı ne icra- iflas yasası. Ne olacaktı pekı? Yasalar yerine Başbakan Özal'ın kararları geçerli olacaktı! Bununla da yetmilmedi. danışmanları arasında Korkut Özal'ın da bulunduğu Suudi kökenli islam Kalkınma Bankası'na her türlü bankacılık işlemleri için "vergi bağışıklıklan" da tanındı. Eymen ve Özal aileleri, İ/im Yayma Cemıyeti"nöe de bera- berdirler. Turgut ve Korkut Özallar, Eymen, Mustafa ve Abidin Topbaşlar arasındaki dinsel düşünce birliğı, ANAP iktidarı ile bırlikte Su- udi kökenli şırket ortaklığı ile sürmüştür. Tbpbaş aılesi ve Al Baraka Özel Finans Kurumu, 8 Aralık 1986 günü dinsel amaçlı "Bereket Vakfı"m kurmuşlar, bu vakfı Kor- kut Özal'ın 2 Ocak 1987 günlü Resmi Gazete'de kuruluşu ya- yımlanan "Özbağ Vakfı'' izlemiştır. Dinciler, elde ettiklerı ekonomik gücü, bıraz da Safa Giray gibi adları "liberale çıkmış" bakanların imzafadıkları kararna- melere borçludurlar. Dün ne ekildiyse. bugün o biçıliyor! Safa Giray'ın gözleri bunları yeni mi görüyor? Kulakları "ta- kunya seslerini" yeni mi duyuyor? Haydi, sosyalist aydınlarla bırlikte ımzaladığı Yön Bildiri- s/"ndeki düşünceleri ve inançlarını unuttu diyelim; laiklik il- kesini yeni mi aklına getiriyor? Geçin, beyim geçin; Üsküdar'da sabah oldu! Üsküdar'daki sabahlar, Üsküdar delege seçımlerindeki ta- kunya seslerinden önce fark edılmelıydı. Ve eskı bakanın yakındığı takunya sesleri, Giray ve Giray gi- bilerinin kulaklarında değil vicdanlarında yankılanmalıdır! Erkek, erkek gibi olmalıdır-güçlü ve çocuksu. Françoise Sagan \lııılıı CollectionCITY&COUNTRY
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear