25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET/16 HABERLERİN DEVAMI 21 EKİM 1990 Akbulut, 6 hodri meydan' diyor CÜNEYT ARCAYÜREK yazıyor (Baftaraft 1. Sayfada) beliriyor. Ama kongre barajını aşmak zorunda. Demokrasinin bu kuralını biçimsel de olsa ye- rine getirmek şart... ANAP'h tam 103 milletveki- li kongrede Akbulut'a karşı oy veriyor. Ama delege tabam Ak- bulut'u kendisine daha yakın bulup lider yapıyor. TBMM grubunun yüzde kır- kının karşı çıkması, Akbulut'un Iiderliğini önleyemiyor. Aradan zaman geçiyor. ANAP kısmi yerel seçimlere gi- diyor. Üçüncü parti olmaktan kurtuluyor. Birçok yerde birin- ci parti oluyor. Enflasyona karşı mesafeler alınıyor. Şfandi Akbulut muhalifi o 103 kişinin büyük çoğunluğu, "ANAP birinci parti" diye, "enflasyonu azaltıyoruz" diye dolaşıyor. Başbakan'ın rahatlığı, bu 103 kişinin artık kendisine yakın ol- masına dayanıyor. Başbakanlık Konutu'nda va- kit geceyansına yakın. Dışanda Ankara sonbahannın yıldız se- rinliği. Çok uzaklarda gecekon- dudan tepelerin cılız ışıklan göz larpıyor. Akbulut'la karşılıklı süt iciyo- ruz. Karşı komşu Çankaya Köş- kü'nün nizamiyesinde cefakâr muhabirler özal ile görüşmeye gelip gidenleri saptamak umu- duyla bekleşip duruyorlar. Bir akşam önce eski bakan Mustafa Kalemli'yi saptamışlar. Dün gece de Mesut Yılmaz'ı. Akbulut'a "Cumhurbaşkanı1 nın Kalemli'yi kabul etmesi ne anlama gelir" diye soruyorum. Gülerek elini "dur" anlamına kaldırıyor ve "Beni o sorulara muhatap etme" diyor. "Biz gazeteciliğimizi yapalım da" diye düşünerek "Mesut Yıl- maz'ın çıkışını, Safa Giray'la olan ittifakının mana ve ehemmiyetini" soruyorum. Akbulut yine aynı hâreketi yapıyor. Yine aynı şeyi söyleyip devam ediyor: "Bak, ben bu partinin lideri- yim. Bütün arkadaşlarım benim gözümde eşittir. Politikacıhk particilik bir yanştır. Bazı arka- daşlarımız yanşmak istiyorlar. Bunu saygıyla karşılarım. Yeter ki dürüst bir zeminde partinin birliği, beraberliği bozulmadan, kırıcılık, karalamaya yer verme- den bu iş yürütülsün." Akbulut'la silt eşliğindeki ge- ceyarısı söyleşisi kâh "teyp açık", kâh "teyp kapalı" duru- munda gerçekleşti. Teybin kapa- ülık halini Akbulut'un gazete- mizin yorum ve değerlendirme- Savunma (Baştarafı 1. Sayfada) ne işin var' diye sormalı. Füze- ler, rokeüer,rampalartamam da ondan raı kahvelerde delege iş- leriyle ugraşıyorsun" diyerek Gi- ray'ı eleştirdi. Üsküdar ve Kadı- köy'deki delege seçimlerinin Mesut Yılmaz ve arkadaşlarımn istekleri üzerine ertelenmediği- ni savunan Demirtaş, "saptinyorlar" dedi. Demirtaş, gazetecilerin sorularına "Ben mecbur muyum Mesut Yılmaz'ı gend başkan yapmaya. tstediği- me oy veririm" diye karşılık ver- di. Demirtaş, "Ben bütün şim- şekleri üzerime çektiğime göre demek ki görevimi iyi yapıyo- rum. Bu bir takım oyunudur. Ben eleştirileri çekiyorum, arka- daşlar işlerini yapmaya devam ediyor" diyerek istifayı düşün- mediğini söyledi. Demirtaş, dün de Akbulut'u Erzincan Havaalanı'nda karşı- larken gazetecilerle sohbet etti. Bir karanfıl parçası çiğneyen Demirtaş, "Bu havalar benim için vitamin etkisi yapıyor" de- di. Bir gazetecinin "hedefteki adam oldnnnz" sözlerine, De- mirtaş gülerek "Bu sözler bana Aynnr Aydan'ı haürlatryor" esr> risiyle karşılık verdi. Mesut Yümaz ve arkadaşlan- nın tepkilerine neden olan ve Sa- fa Giray'ın istifasıyla sonuçla- nan Üsküdar ve Kadıköy'deki delege seçimlerinin "usulsüz ve baskın şekilde" yapıldığını savu- nan Demirtaş, "Ben Safa Bey'e yanlış yapıyorsunuz dedim. Ama ona rağmen bu delege se- çimierini yaptı" dedi. Üsküdar ve Kadıköy'deki delege seçimle- rinin tüm sorunlann ve usulsüz- lüklerin tespitinden sonra gaze- telere ilan verilerek yapılacağını anlatan Demirtaş, delege seçim- lerinin bu hafta sonu da yapıl- mamasımn Mesut Yılmaz ve ar- kadaşlannın girişimleriyle ilgisi olmadığını söyledi. Demirtaş, "Kanımca Giray'ın istifasının nedeni bu delege seçimleri ola- maz. Bu kadar önemli bir görev yapan arkadaş mahalle delege seçimleri nedeniyle istifa edemez" dedi. Demirtaş, delege seçimlerini usulsüz şekilde ya- panlar hakkında soruşturma açılacagmı^açıkjadı. Üskfldar ve Kadıköy'deki de- lege secimlerinde "kötti niyet tes- pit ettikkrini" vurgulayan De- mirtaş'a yöneltilen öbür sorular ve yanıtladı özetle şöyle: — Problemlerin çözümü için Cumurbaşkanı devrede mi? DEMİRTAŞ: Cumhurbaşka- nı'nı bu işlere karıştırmayın. Bu işlerle ne alakası var. Cumhur- başkanı milletvekilleri ile görü- şemez mi? — Üsküdar ve Kadıköy'deki delege seçimlerinden kim so- rumJu. DEMİRTAŞ: Orada bazı mil- letvekillerinin baskjsıyla usulsüz seçim yapıldı. leri için bilgi olsun diye verdiği bilgiler belirledi. Teybin açık po- zisyonunu ise ANAP Genel Başkanı ve Başbakan olarak açıklamak istediği hususlar. Teyp çalışıyor: — Efendim, Safa Bey istifa metninde "Sayın Akbulut, Başbakan" diyor. Yani "başbakanlık" sıfaünı zikrede- rek istifayı kaleme alıyor ve ora- da güven UJşkisinin zedelendiği- ni söylüyor. Buradan istitanın hükümetle bir ilişkisi olduğu iz- lenimi doğmuyor mu? AKBULUT" — İlk nazarda böyle görülebilir tabii. Acaba bir şey mi var falan gibi... Ama meselenin nedenini de kendisi açıklıyor, ona çok metnnun ol- dum. Eğer açıklamasaydı, böy- le bir şüphe içinde kalınabilirdi. Yani acaba böyle bir şey mi var hükümet işleriyle ilgili diye. Me- selenin öyle olmadığını kendisi de ifade ediyor ve işin hakikatı bu. Kadıköy seçimlerinin Mer- kez Karar'ca iptal edilmesini is- temiyordu, iptal edildi. Ve ifade- si de var, "Bize rağmen de uygulandı" diyor. — Demokratik ilke eğer de- lege seçimleri ise aynı demokrasi Ukelerinin oradaki sayım içinde' de geçerti olması gerekmez mi? AKBULUT — Ben hiç bağ- daştıramıyonım. Merkez • Ka- rar'ın verdiği karan ben kabul etmiyorum deyip istifa etmeyi hiçbir şeyle bağdaştıramıyorum. — O zaman başka bir neden mi var sizce? AKBULUT — Yok, nedeni de açık bunun. — O zaman yedi yüdır en uzun süreyle görev yapan bir hü- kümet üyesi olarak böyle bir ge- rekçe inandıncı mı? AKBULUT — İşte, mesele ortada. Yani kendi açıklamasıy- la da ortada, benim söylemem- le de, Merkez Karar ve hadise- lerin seyri ile de ortada. Nasıl değerlendirilecekse değerlendi- rilsin. — Bu konuda, Safa Giray si- ze daha önce süonnlanm iletmiş miydi? AKBULUT — Bana söyledi. Söyledi ama Merkez Karar'a gir- meden salı günü söyledi. — Aynı gün mü söyledi? AKBULUT — Evet aynı gün söyledi. Benim yapabileceğim bir şey yoktu Merkez Karar'da. Ben onu da söylemedim, çünkü ne karar verileceğini ben de bil- miyordum. Olayı bana anlattı. — Orada mı anlattı? AKBULUT — Yok orada de- ğil, mesela gruptan çıktık, salı günü yönetim kurulu toplantı- sında, işte oradayken geldi söy- ledi. Ben bir şey söylemedim. — İstifa edebüeceğini söyle- di mi? AKBULUT — Yok öyle bir şey söylemedi. Biz orada kendi- sine de bir şey soylemedik. Çün- kü kararın ne olacağını ben de bilmiyordum. —SeçimlerİD iptalinde, sizin etkiniz, talimatınız olduğu iddia ediliyor... AKBULUT — Hayır. Ben mahalle seçimleriyle, delege se- çimleriyle filan uğraşır mıyım? Benim başka işim yok mu? Ne- rede hangi tarihte ne yapılmış- tı, kim, nereyi feshetmiş, ne ol- muş bunlardan haberimiz bile yok. — Erzincan'dakileri de mi iz- lemiyorsnnuz? AKBULUT — Bilmiyorum bile. Yani mahalle seçimleri bu kadar ırrühim mi onu da bilmi- yorum. — Bu istifa nedeniyle 'AN AP'ta çatlama' iddialan or- taya atıldı. Bunlan nasıl değer- lendiriyorsunuz? AKBULUT — Hayır efen- dim. Bakın şimdi, ortada bir haksızlık olursa bu işler yer tu- tar, haksızlığm derecesine göre. Ortada bir haksızlık yok, orta- da bir yanlış iş yok. Ortada şahsi değerlendirmeler var. Bu gibi konuları da kullanmak isteyen- ler var, ama tabii parti öyle de-, ğil. Belli bir ideali savunan ve partinin güçlenmesini hedef va- az eden insanlar topluluğu, belli prensipleri savunan insanların topluluğu, o halde hiç kimse ne bir şahsın ne bir grubun arzu- lannı yerine getirmek için hare- ket etmez. — Sayın Mesut Yılmaz, 'Sa- yın Giray'ın istifasını geride bı- rakacak gelişmeler bekleyin' yo- rumunda bulundu... AKBULUT — Bir taktik ola- rak kullanılan sözler olarak de- ğerlendiriyomm. — Mahalle düzeyinde böyle tartışmalar çıkarsa il - ilçe dü- zeyinde daha büyük olaylann olması beklenir mi? AKBULUT — Orada bir şey olmaz. Delege belli, burada ya- pılan işlerimizin çoğu bitti. Işi gündemden uzak tutabilmek için bazı arkadaşlar bu şikâyet- leri kendilerine bir adres olarak gösterme çabalanndan kaynak- lanıyor. — Bu davranışlar AN AFı za- yıflatmıyor mu? AKBULUT — Yok canım, ni- ye zayıflatsın. — Bir bakanın istifa etmesi kamuoyunda olumsuz etki ya- ratmıyor mu sizce? AKBULUT — Yok canım, bir bakan istifa ederse eder. Her arkadaşımız aynı görevi yapabi- lecek yetenekte. Bu da bir nevi bir görev değişikliğidir. İlla her- kesin aynı görevi ilelebet yapa- cağı diye birşey de yok. — Genel başkanlık mücade- lesi bu şekilde yünitülüyor diye ifade ettiniz. Bunun parüye za- rar verici bir yönü yok mu? AKBLLUT — Efendim, şim- di tabii bunlar konuşuluyor da kabul etmek Iazun partinin için- de bu mücadeleler oluyor. Ama ben istiyorum ki delege seçim- lerine kadar mücadele girmesin. Ama oluyor. — Pekiyi oradaki iddialan in- celettiniz mi? 4 bin 300 bisküvi fabrikası işçisi üye olarak yazıl- mış iddialan var... AKBULUT — Hayır efendim yanlış. 4 bin yazılmamış üye var. Yazmamışlar. — tşte "O nasıl unntulur" de- niyor. AKBULUT — Yazmamış adam. — Sayın Giray kızgınlığıoı orada belli etmedi mi? Ya da belli etmesi gerekmez miydi? Hemen akabinde toplanü yapa- bilirdi veya sizle temas edebilir- di. Sizle daha sonra temas etti mi? AKBULUT — Beni aramış da bulamamış. — Ya da bulmak istememiş. AKBULUT — Hayır bakın meseleye hiç öyle bakamazsınız. Arasa da yapacağım bir şey yok. — Bir savunma bakanı istese başbakanı bulabUirdi. Belki de onun için bu konuyu getireme- di, getirmedi. AKBULUT — Nasıl? — Kendisi de biliyor ki yapı- lacak bir şey yok. Yapılacak bir şey olmadığı için istifa etti. Ola- bilir mi? AKBULUT — Tabü canım yapılacak bir şey yok ki. Şimdi siz, siz olun Merkez Karar'da buna karar verin. Ondan sonra da bir itiraz üzerine deyin ki Merkez Karar'ın bu kararını ge- çerli saymayahm başka türlü ya- palım. Mümkün mü bu? — O zaman genel başkan ola- rak sizin bile bu karan değiştir- me yetkiniz yok!.. AKBULUT — Yok efendim. Ya da olsa olsa tekrar oturup konuşulur. — Sizce bu kadar bariz... AKBULUT — Yani mümkün olsa ben kongreyi yarın yapa- nm. Kongre yapıhr yapümaz öy- le bir şey yok. Bu hareketler on- ların kongrelerinin uzamasını sağlıyor, maksatlarının kongre- yi uzatmak olduğunu ben söy- leyevim. Bana kalsa ben kong- reyi mümkünse en kısa zaman- da yapmak isterim. Yann yap- mak isterim. — Bu tür istifalar, söylentüer kongreyi geciktirir... AKBULUT — Bak şimdi o boyutuna gelmiyorum. Ama partinin güçsüz görünmesine, görünümünün değişik bir veçhe olmasına kimsenin hakkı yok- tur. Bunlar yapılan şeyler. Hak- sız olduğu için de maksath. Böy- le bir görüntü ortaya çıkıyor. Sa- mimiyetimle söylüyorum, keşke mümkün olsa yann yapsam. — Yani bir anlamda hodri meydan diyorsunuz. AKBULUT — Gayet tabii efendim, gayet tabi... — O zaman delege seçimleri- nin erteknmesi sizden kaynak- lanan bir durum degil... AKBULUT — Gayet tabii. Biz yapmak istiyoruz. ttirazla- rın çoğu karşı taraftan geliyor ve itiraz edilsin isteniyor. Tabii bu herkesin hakkı. Seçim dürüst yapılsın diye. Ama bunlar me- seleyi uzatıyor. —Gensoruda bazı küskün ANAP'lılann muhalefetle bir- likte oy kullanabilmelerinden bahsediliyor. AKBULUT — Ben ihtimal vermiyorum. Bizim arkadaşlan- mız muhalefetle bir olup o doğ- rultuda oy kullanmazlar. Kaldı ki bunun nedeni de şudur, bizim partimize mensup arkadaşlar bir ideal uğrunda, partinin güç- lenmesi için mücadele veriyor- lar, iktidarımız için mücadele veriyorlar. Bu değerlerin dışm- da şahıslara veya bir gruba hiz- met etmek için hareket etmezler. O nedenle de muhalefetle birle- şip verilen gensorulan destekle- mek gibi bir davramş içinde ola- caklarını hiç zannetmiyorum ve böyle bir düşünceleri olduğuna da ihtimal vermiyorum. — Turban kararnamesi oyla- masında kaülmayarak muhale- fetle birlikte hareket eden mil- letvekilleri oldu. AKBULUT — O ayn bir ko- nu. "O ayn konuyu" Akbulut'la teyp kapalı konuşuyoruz. Anlat- tıİclan ilginç. Ama bu yazuun sı- nırlannı aşıyor. HALKA ARZ KONYA ÇİMENTO SANAYİİ A^. HİŞSE SENETLERİ'NİN T. İŞ BANKASI A^., T. VAKIFLAR BANKASI T.AJO.f İKTISAT BANKASI TJLŞ. VE NETBANK ARAGIüâ İLE SATIŞI Konya Çimento Sanayîi A£'nin 2.491^80000 TLIik Htsse SeneHen 2410.1990 ile 2510.1990 tarihlefi arasında bedellen nakoen ve peşman tahal adHmek suredyle, halU arz yoluyla satılacaktıc. Satışı yapılacak hisse senetterinin haRa arzı Seımaye Pr/asası Kurulu'nun (19.1Û1990) taıih ve (161 / 790) say* iznine dayanmaktadır. Ancak bu ıan, Otakkğm ve htsse senetterinin Kurul veya Kamuca tekeffülü anlaınına Q&mez. Bu hisse senetlerinin, satış tamamlandıktan sonra Bofsada iştem göreUmesi, Borsa mevzuatınm ilgili hukümlen çerçevesinOe Borsa Yöne&m Kurulu'nun vereceğı olumlu karara bağhrjır. L KK Hnaı Mutıı m (tom HMİ q. 5 Mali Vapı ve Karlıtığa iliskın başlıca oranlar 1987 1988 1969 3006.1990 1 Tıcarel Unvanı 2. Merkez Mresi a Tescil Tarir», Sicil Numarası ve Tıcaret Sictl Memurlugu 4. Ana Faaliyel Konusu 5. Ortak Say» & a) Odenmiş Sermayesi b) Sermayenin Ortaklar Arasnda Dağılımı : Konya Çimento Sanayîi A.Ş : Ankan Vblu Ûzeri No: 355 KONYA : 1İ12.1954 tarih 5807 Tc Scil No. : Çtmento Imal ve Satışı : 301 : 624aOOÛOO0 OrtaMann Tcaret Unvanı / AoVSoyadı Sermaye Payı (Bin TL) Tbplam Sermayeye Oanı (%) T.C BAŞBAKANLIK KAMU ORT İOARESİ BŞK. T. iş Sankası A.Ş. Diğer Ortaklar c) İmtryazlar ve Imrjyad Paylar d) TOrk Tcaral Kanunu'nun 402-403'jncu madrJeleri uyamca ihdas edıter, ıntıta seneöeniles^iananrıatdar e) Ortakkk Esas SözleşınesHie göre Yönelim ve Denebm Organlannın Seçimi 2>91İ8O 39B73 2436.720 39Û0O 132O00O 21.127 : Moktur : Vbktur : Yönetim Kurulu 3 yıl sûre için. Denetim Kurulu a) Can Oran (Donet Degerter/Ksa VatMi BofçJar) b) Aküf Devir Hızı (Net Satış HastlatuAicnf Tbptam) c) Yabancı Kaynaklar/ ÖzKaynakiar d) Finansman Gıderteri/ . Aktıf Tbptemı e)FaaiiyetKân/ Aktif Tbplamı r) Faaliyel Kârı/ Net Satış Masılatı 12.40 1İ0 007 _ 0.49 041 703 1.26 009 _ 045 036 a Son ûç yıtda dağıtto temettü tutarı ve ödenmiş sermayeye orant 1967 (BinTL) Temettü Tutan 3.124.000 (%) (Bir TIJ 200 a748-800 1988 f%) 120 150 1.62 0.78 _ 032 020 19E (Binnj 2599D40 2*0 087 1JO4 022 025 • 19 46 7. Yapflmakta Olan Yatjrımlar ile ilgili Bilgiler: Işçi yemekhanesi, sosyal tesis inşaatları ile etektro filitre tesisi ile ilgili yatjrmlarımız devam etmekte olup. yatınm finansmanı czkaynakianmızdan karşılanacalctır. m. HMJU ARZ reuiTu unucM ma SENETLBII IUKKINU «IÖUH 1. Hisselenm satacak oian pay sahibi hakkında bilgiler : süt için Genel Kuni'ca secirler. Çimse-is Sendikası ie 111990-31.121991 tarihlerını kapsayan tıplu İş Sözleşmesi 17.4.1990 tarihinde f) Tbplu Sûzleşme üe igili bilgiler II. MAU DURUM «E TBRETTİt MftTMI İLE İ1ÛÜ BİLCİLER 1. OrtaMığm son ûç yid* biançosuna göre ana katemter itirjariyle aktrl ve pasili ile 30061990 tarihli hesap durumu AKTİF (BİN TL) 1987_ 1988 1989 30.06.1990 1. Döoer Oegerler 0636.479 10505368 16301281 32.020.177 2. Baglı Değerler 282.600 305.224 577363 1.085.064 1 Sabit Değerter (Net) 2.099664 6.79a445 8417753 9.497.774 a) Brut Sabrt Degerier 8390.469 1&149.123 3122&S48 32.110.228 b ) H Binkmiş Amortismanlar 6.290B05 11350&B 22£1V095 22.612.454 TOPLAM 12J18743 17609.637 25296397 42.600015 Ortağın Tıcaret Unvanı / Adt-Soyadı Sermaye Payı (BinTL) Oara (%) Satacagı Hisseterın Nominal Tutan (Bir TL) T.C BAŞBAKANLIK KAMU ORT. İDAHESISAŞKANLIĞI 2.491.280 39S73 2.491İ80 2. Satışı yapılacak payiarı lemsl eden hisse senetlen ile ilgili bilgiler : KupurOeğerı "fertitn Nama veya Hamiline Kupûr Tbplam Tutan (i| (TL) veGrubu Yazılı Olduğu Adedi (BinTL) 5000 1 Nama 8 40 25000 1 Nama 10412 260300 5C000 1 Nama £456 622400 IOOJOOO 1 Nama 1625 362500 5000 2 Nama 8 40 25.000 2 Nama 10.412 26O300 5O000 2 Nama 12.456 622.800 tOOiDOO 2 Nama 1625 362500 PASİF (BİN TL) 1987 1988 1989 1. Kısa Vadeti Borçlar 776.903 1.481555 2. Orta ve Uzun Vadelı Borçlar 3. Özkaynaklar 11İ41840 16128082 TOPLAM 12.016743 17.609.637 30.061990 8571232 16024151 2.494.671 5-649339 14.230494 20526925 25298.397 42.603.015 2. 30061990 tarihi rribariyte a) Ortaklıgın diğer şahslar lehıne verdiği kefaletlerin toplamı : Yoktur. b) Ortaklıgın kullandığı teminat mektuplarınn tutarı 16O2XBO.0OO c) Aktıf değerter ûMnnde bulunan toolam ıpotek tutan : Yoktur 1 Ortaklıgın Genel Kurui'ca onaylanmı; 31121989 tariMi son rjiançosu ile 30061990 tarihfi hesap durumundakı; TOPUM 2.491.280 (I) Satılacak hisse senetlen Ozernde. senerJerin devir ve ledavûlûnü krsrtlayıa veya senet sahibınin haklarını kullanmasına enge! olacak kayıtlar bulunmamakiadır (iii) Hisse senetlennın satışı annda ûzerinde. t no'dan 8 nc'ya kadar numaraiı yeni pay alma kuponu, 1990'aan 2006ya kadar yıl numaraiı kâr payı kuponu, bulunmaktadır. 3 Satılacak hisse senetlerinin kâr payı aima. yeni pay alma ve bedelsız hisse alma konulanna iliskın sarnp olduğu hakıar ile ilgü açMamalar 31.12.1969 (BinTL) 30.061990 a) Odenmiş Sermayesi b) ihtiyaHarı c)YDDAF d) Kârı (Zaran) 6246000 1560.434 2100480 10540313 4. Ortaidığın son üç yıla ait gelr tabkHarı ile 30061990 tarihi itibartyte hesap durumu (Bin TL) Net Satış Hasjlatı - Yurtıçi Satıslar -Irıracat Satılan Malın Maliyeti (-) Brût Satış Kârı Satış Giderien (-) Genel Yönetim Giderlen (-) FaalıyetKârı Finansman Giderlen (—) Faaliyet Oışı Gekr (+) Faaliyet Oşı Gider (-) . Dönem Kârı (Zararı) 1987 14361893 14361893 _ 6519.788 5M4.105 • — — 5844105 - 1.22&814 - 7JJ72919 1988 22.252162 2^252.162 _ 14.271.464 7580696 — _ 7380698 — 2630B15 - 10611513 1989 41.097391 41.097391 30510.664 10586727 — 2.494.671 8092056 — 2.448.257 - 10.540.313 6246000 2382575 2.099528 9698122 3006:990 37137B03 37137803 18518599 1&6ia204 2319.070 7038.100 9262.034 _ 436.086 - 9.698.122 4 Satılacak 'mtiyazlı tusse senetteri ve ımtıyazm ntteliği K HtSSE SENETlERİNtN SAT1Ş ESASURI 1 Bir hissenın (payın)satış Fıyatı 2 Kupur oûyûklûklerine göre hisse senetlennin satış fıyatlan Kupût Oeğeri fTL) ÎÖÖÖ 25.000 50.000 100.000 1 (ı) Bir hissenın nominal (ilıbanı değeri (ıi)Bır hıssenn dener değer (ÖztaynaklariHisse adedi) 31.12.1989 itıbarıyle 30061990 mbanyte 6 (iiı) Bir htssenin satış fiyatı/Deflef degeri 31121989 itjbarryte 30.061990 rtibarıyle 4. Halka arz suresı 5. Pay almak ısteyenienn müracaat edeceğı yerler ve adreslerı 6. Myjacaat şeklı 7. Hisse senetlerinin teslim zamanı İlk kez 1990 yriı kârından kâr payı alacaktır. Bedellı ve bedelsız olarak yapılacak ilk sermaye artırımında 1 no'lu yeni pay alma kuponu kıilanılacaktır. Ybktur. : 1251)00 TL. Satış Fiyatı fTL) 125000 625000 1250.000 2500.000 5.000 TL . 11.386.04 TL :1674650 TL :1058 TL : 7.46 TL : 2 (ıkı| gündur Sure. 24 Ekım 1990 günü başlamaktadır : Yukarıda adı geçen bankaJarın bıkjısayar sıstemıne baglı şubeleıı Başvuru ile Satış antnda Yapay Barış... ANKARA — Çeşitli kaynak- lardan dinlediklerimize göre Köşk'e gidip gelenlere, çağırdı- ğı kişilere yüz ifadeleri. davra- nışlarıyla TO, 'oldukça üzgün' insanlara özgü ızlenimler veri- yor. Parti içindeki kargaşayı çe- şitli kişilerden dinliyor, ama her birinden şu soruya yanıt arıyor: "Neden bir araya gelemiyorsu- nuz?" Köşk'e gidip gelenler veya huzura çağrılanlar arasında muhafazakâr kanattan ya da li- beral ekipten kışıler var. Köşk- ün çagırdıgı kişilere 'arabulucu' adı takılmış. Ne var ki TÖ, "neden bir araya gelemiyorsunuz" diye sorar- ken sağır sultanın bile duydu- ğu partideki kavganın asıl ne- denlerini bilmeziikten geliyor. Buna karşı arabulucusu, lı- beraii ya da muhafazakârı, par- tryi ikiye bölen savaşımın teme- linde yatan asıl gerçekleri ve gerekçeleri TÖ'ye söylemiyor. Örneğin liberaller amaçları- nın "partiyi dinci temele oturt- ma çabalarırıa son vermek" ol- duğunu TÖ'ye anlatamıyor. Muhafazakârlar ise kendigö- rüşlerine özgü yakınılan TÖ'ye iletmiyor. TÖ, asıl nedenleri herkesten iyi biliyor. istihbarat kaynakları vızır vızır ona çalışıyor. Ama iki kampın asıl düşüncelerine eği- lerek sorunlara çare aramak TÖ'nün işine gelmiyor. Çağırdığı kişiler delege seçi- mindeki usulsüzlükleri, parti içinde demokrasinin hakkıyla yürümediğini anlatıyor TÖ'ye- "Kavga nedenleri" bu kadar basite indirgenince, TÖ için "ç»- kış yollan bulmak" çok kolay- laşıyor. Sağa sola birkaç telefon, Akbulut'a "ikna edici birkaç cümle" delege seçimlerini on beş gün erteliyor. Zaman kaza- nıyor. İçinden kolaylıkla çıkabi- leceğine inandığı olaylan on beş günde yatıştırarak yapay da olsa "bölünenleri bir araya getirebileceğini" biliyor. Kadıköy ve Üsküdar gibi yö- relerde delege seçimleri erte- lenince liberaller yavaşlıyorlar. Muhalefetin terör ve pahalılık- la ilgili gensoru önergeleri salı ve çarşamba günleri görüşü- lürken hükümete karşı oy kul- lanmayı siyaset mantığıyla bağdaştıramayarak "geri çeki- liyorlar". İçlerinden biri dünkü görüş- memizde "Muhalefetle birlikte hareket etmenin manttğını kim- seye anlatamayız" dedi. Böy- lece, gensoru müzakereterinde liberallerin hükümeti sırtından vuracak eylemlere ginşmeye- ceği anlaşılıyor. Mesut Yılmaz ve arkadaşla- n savaşımın ana nedenini tüm çıplaklığıyla anlatmadıkça, mü- cadele gerekçelerini bugün "parti içinde dürüst seçimler yapılmasına" oturttukça; TÖ, geçici barış dönemleri açar, daha çok çözümler bulur, pek çok formülle değişik grupları yeri ve zamanına göre kendi hedefinde rahatlıkla uyutur. Türban konusunda da 'uzlaştırıcı' eğilimler giderek güçleniyor. TO, yasanın çekil- mesini istiyor, ama hükümet kendine özgü nedenlerle buna yanaşmıyor. Ne var ki Akbulut grup içindeki gelişmeleri, dik- katle izliyor. Çünkü grupta, çağdaşlığa soyunan bir top- lumda giyim kuşamla ilgili ya- sa çıkarmanın anlamsızlığını savunanlar giderek çoğalıyor. Gerçekten bir yasa gerekiyor- sa, Yusuf Özal'lar gibi korsan maddelerle başka yasalara ek- ler yapmak yerine, grupta acı- lacak müzakerelerin ışığında ayn bir yasa hazırtanması iste- ği güçleniyor. Akbulut, sadece Keçeciler- le sorunlan görüşmüyor. Jkinci bir halka daha var: Kemal Ak- kaya ve arkadaşları, onlarla da görüşüyor. Grupta da kendine özgü bir danışman çevresi oluşturmuş. Aşama aşama bu çevrelerden yararlanıyor. Saflık akan maskenin ardından kur- naz kişilere özgü davranışlar... ANAP'a on beş günlüğüne yapay bir banş egemen oluyor. Ozal, ANAPta arabulucu (Baştarafı 1. Sayfada) ANAP kulisinde, Cumhur- başkanı Özal'ın ağırlığını hâlâ Yıldınm Akbulut'tan yana koy- duğu, özal'ın ANAP genel baş- kanlığına yapacağı tercihi, par- ti içerisinde yeni sorunlara yol açmamak için ancak kongre ari- fesinde ortaya koyacağı söyleni- yor. ANAP'hlar, muhafazakâr- lann Başbakan Akbulut çevre- sinde kenetlendiğine dikkati çe- kerek "Ancak muhafazakâriann Kavgah (Baştarafı 1. Sayfada) İe, tespihiniz eksik. Ayıptır yap- üğınız. Bari yalan söylemeyin", "Boş dosyaları gösteriyorsun. Düriıstsen o dosyalann fotoko- pilerini basına dağıt" diye ba- ğırdıkları duyuldu. Saat 15.00'te Galatasa- ray'daki ANAP İl Merkezi;ne gelen gazeteciler toplantıya Üs- küdar, Beyoğlu ve Kadıköy il- çelerinin dışında diğer ilçe ör- gutlerinin de çağrılı olduğunu gördüler. Toplantıya bu sırada Kadıköy İlçe Başkanı Mustafa Çebi ile Üsküdar İlçe Başkanı Sabri Şeker de geldi. Saat 15.30'da salona gelen Topbaş alkışlarla karşılandı. Topbaş beraberinde getirdiği çok sayidaki dosya ve üye fişi ile kayıt defterlerini basın mensup- lanna göstererek fotoğraf çek- tirdi. Istanbul'un ilçelerindeki delege sayılannı-açıklayan Top- baş konuşmasına, "Bu sabah gazetecilerden öğrendim, daba gazeteleri okumamıştım. Bazı şeyler yayımJanmış. Gelin işte dosjalar burada hepsi miihürlii. İtiraz dilekçelerj de burada" di- yerek başladı. Üsküdar'da 477 üyenin üye kayıtlarımn yapıl- madığını, Kadıköy'de 1142 üye- nin de aynı durumda olduğunu, bu nedenle delege seçimlerinin MKYK'dan gelen uzmanlann araştırmalan sonucu iptal edil- diğini anlatan Topbaş şunlan söyledi: "Ben ANAP iiyesiyim, ama ailemden tek kişi ANAP'a üye değil. Seçimlerde sandıkta bu partiye oy verirler, ama üye de- ğiller. Hiçbir adamım, işçim de şu veya bu ilcede kayıtlı üye de- ğildir. Kadıköy'le Ugili bazı şi- kâyetler olmuştur. Kart almak isteyen bazı arkadaşlann para- lannı yatırdıkları halde listeler- de olmadıklan şikâyeti eski ilçe sekreteri Yusuf Bey tarafından dilekçe>1e bildirilmiştir. Aslında sıkıntı bu ilçelerde yönetim ku- rullarında olan sıkıntıdır". Bu sırada salonun arka sırala- rında oturan Kadıköy İlçe Baş- kanı Mustafa Çebi ayağa kalka- rak söz istedi. Ancak Topbaş, buna sinirlenerek "Burada ben basın toplantısı yapıyorum. Siz gidin ilçenizde kendi basın top- lantınızı yapın. Oturun lütfen yerinize" diyerek söz vermedi. Bunun üzerine Çebi'nin yanın- da oturan bazı partililer ayağa kalkarak "Dürüst ol. Doğrula- rı söyle. Dağıtsana şu dosyaları basına da içinde ne olduğunu görsiinler" diye bağırmaya baş- ladılar. Gene salonda bulunan Üsküdar İlçe Başkanı Sabri Şe- ker de ayağa kalkarak "Söz ver de biz de açıklayalım sayın başkan" dedi. lideri durumundaki Mebmet Keçeciler işi fazla ileriye götür- dü. Delege üzerinde söyledigi kadar nüfuzu olmantasına rag- men Yılmaz karşısında taraf oluşturarak parti içerisindeki çe- kişraeyi sertleştirdi" yorumunu yapıyorlar. Cumhurbaşkanı Özal'ın bu aşamada Yıldınm Akbulut'tan vazgeçmesinin mümkün olma- dığı kulislerde söylenirken Özal'ın tercihini açıkça ortaya koyması halinde ANAP içerisin- deki kavganın daha da büyüye- ceği belirtiliyor. Toplantıda neler konuşuldu Yaklaşık 4 saat süren Özal- Yılmaz görüşmesinde ağırlığı Körfez krizi oluşturdu. Özal, Körfez kriziyle ilgili olarak Me- sut Yılmaz'ın değerlendirmeleri- ni dinledi. Yılmaz daha sonra Özal'a ANAP'ın içinde bulun- duğu durumu ve muhafazakâr eğilimin, liberalleri partiden sil- mek amaayla başlattığı girişim- lere delege seçimlerinden örnek- ler verdi. Yılmaz, Kadıköy ve Üsküdar seçimlerinde büyük usulsüzlükler yapıldığını örnek- leriyle Özal'a anlattı. Kendisinin muhafazakârların bu tutumu karşısında uzun süre sessiz kal- mayı yeğlediğini ve sorun çıkar- mamaya çalıştığını belirten Yıl- maz, "Ancak, artık arkadaşlar sabredemiyorlar. Safa Bey'in is- tifası da bunu gösteriyor" dedi. Cumhurbaşkanı Özal'ın Me- sut Yümaz'a, "sabırlı olma" tav- siyesinde bulunduğu öğrenildi. Özal, Türkiye'nin önemli bir dö- nemden geçtiğini belirterek, bu dönemde ANAP'ın birlik ve bü- tünlüğüne zarar verilmemesi ge- rektiğini anlattı. Özal'ın Mesut Yılmaz'a, "Merak etme, eğer bir usulsüzlük vapılıyorsa ben mü- dahale ederim" güvencesini ver- diği öğrenildi. Mesut Yılmaz bu güvenceyi aldıktan sonra ra- hatladı. Akbulut ve bakanlar Şükrü Yürür, Cemil Çiçek ve Cemil Altınkaya'yı taşıyan TC-GAP uçağı saat 9.30 sıralannda Er- zincan Havaalam'na indi. Baş- bakan'ın uçağıyla Hasan Celal Güzel'i destekleyenlerden ANAP Trabzon Milletvekili Eyüp Aşık'ın da indiğini gören Orhan Demirtaş, Aşık'a "Gü- zel'i sattın mı" diye takıldı. Aşık da "Biz adam satmayız" karşı- lığını verdi. Aşık, sözlerini "Ne yapalım Hasan Celal Güzel'in uçağı yok. Zaten Başbakan bu- ralardaki havamdan faydalan- mak istiyor" esprisiyle sürdür- dü. Akbulut, partisinin "Petek" otobüsüne binerken bir gazete- cinin önceki akşam Cumhur- başkanı'nın Mesut Yılmaz ile görüştüğünü ve bu konuda so- ru sormak istediğini söylemesi üzerine şu açıklamayı yaptı: "Bu işleri artık hiç konuşmn- yorum. Biz bu işleri kapattık. Biz onları gerektiği şekilde şem- siyemiz altına almış götürtiyo- ruz. Hiçbir problemimiz yok. Sayın Cumhurbaşkanı ile her- kes göriişür. Cumhurbaşkanı kimsenin inhisarında değil. O, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cum- hurbaşkanı. Herkesle göriişür."
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear