25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EKİM 1990 CUMHURÎYET/17 HAVA DURUMU TÜRKIYE'DE BUGÜN Meteoroloıı Genel Müdûrlü- ğû'nden alman bilgıye göre yur- dun kuzeydoğu kesımleri parçalı bulutlu, Orta ve Doğü Karadenız, İç Anadolu'nun kuzeydoğıtsu ıle Doğu Anadolu'nun kuzeyi sağa- nak yağışlı, öteki yerler az bulut- lu ve açık geçecek. HAVA SICAK- UĞI: Yurdun batı kesımlennde ar- taçak Doğuda değışmeyecek RÜZGÂR: Kuzey ve doğu yönler- den orta kuvvette, yer yer küvvet- (ıce esecek. Denızierde. Karade- nız'de yıldız ve karayel, ötekı de- nızterde yıldız ve poyrazdan 3,5, Ege'de 6-7 kuvvetinde, saatte Adana Adapaan Adıyaman Afyon Ajn 10-21. Ege'de 27-33 deniz mili hızla esecek. Van Gölü'n- de hava Parçalı az bulutlu geçecek, rüzgâr kuzey ve batı yönlerden hafif olarak esecek, göl kûçûk dalgalı olacak Antakya Anialje Mvrn Salıtear 3 ecı« 3 nflöl Bıtlts Bolu Bursa Çanaklole Çorum Denali A 30° 19° Dıyartakır A 22° 11° Etiıfne A 32° 17° Erancan A 21° PEmırum Y 18° 2° Esbşehr A 20° 7°Gaaamep A 28° 22° &resun A 3tr>2ff>GiımüştaneV V 23° 12° Haldıân A 29° 11° isparta A 22° 9°lsfcn!>ul A 19° 7° Izmır A 25° 7°Kare A 25° 8°Kasûmonu A A 18° 7°Kayseri A 21° 12° Kırtdare* A 21° 16° Konya V 20° 8°Kutahya A 26» 11° Malatya 32° 10° Manısa 20° 8°KMaras 24° 8°Mersn 17° 0°Mujla 21° 8 Muş 31° 17 Nığde 21° 15° Ordu 22° 8°RtS 26° 11° Sansun 26° 8°S»rt 20° 13° Sınop 2 6 ° 1 3 ° S « B S 18° 1°Tetardaj 19° rTrataon 21» ff>lünc«li 19° 7»U$ak 24° 8° Van 21» CYozBit 26° 10° Zonguttak A 25° 13° A 30° 17° A 2«°21° A 2F11» A 26° 8° A 23° 8° Y 21° 15° Y 22° 15° Y 20° 14° A 30° 15° A 20° 13° Y 18» 8» A 20° 12» Y 23° 15° A 26° 9° A 22° 6° A 20° 7° A 18° 6° A 20° 13° •JÇ3.: aç * j stsiı A-açılı B-tuluBu 6-gûneşt K-Uriı S-ss* Y-yafrmrtı DÜNYA'DA BUGÜN Barce.ona Basel Belgrad Betin Bonn Brtteel Budapeste Cenevre Cezayır Cıdde Dubaı Frankfı» 1 Srne VVastımgton A 25° Zunh B 16° BULMACA SOLDAN SAGA: 1 2 3 1/ Savaş ve taşıma gereçleriyle donatıl- rruş kıta ya da birlik. 2/ Edipler, yazar- lar... Klavyeli bir çal- gı. 3/ Bataklıklarda yaşayan iri bir kuş. 4/ Tanrıtanımaz... Iran'jn plaka işare- ti... Bir cetvel türü. 5/ Sığlayağına veri- len bir başka ad. 6/ Bir bağlaç... Gemiyi, baştan ya da kıçtan halatla karaya bağla- ma. 7/ Lityumun simgesi... Argoda esrar. 8/ II. Dün- ya Savaşı sonlannda Japonlar tara- fından kuUaruIan intihar uçaklanna ve bunlann pilotlanna verilen ad. 9/ Eti yenen bir tür mürekkepbalığı. YUKARIDAN AŞAGlYA: 1/ Türkiye'deki Rumlarla değiştiri- lerek Yunanistan'dan getirilmiş Türk- lere verilen ad. 2/ llgeç... Mürekkep hokkaJarına konulan ham ipek. 3/ Anadolu'nun kimi yörelerinde çuval anlamında kullanılan sözcük... Hile. 4/ Bir tür kalın ve kaba kumaş... Dolaylı olarak anlatma. 5/ Soyunda şair yokken ve hiçbir öğrenim görmeden kendi kendine şair olan kimse... Pa- rola. 6/ Genellikle Güney Amerika'da üretilen kafeini az, kali- .esi yüksek bir kahve cinsi. 7/ Briçte bir roberî oiuşturan iki bölümden her biri... Lantanın simgesi... Bir yüzey ölçusiî biri- mi. 8/ Yiğit... Ege Denizi'nde Yunanistan'a ait bir ada. 9/ Kum- taşı... Yolcu evi. 60 YIL ÖNCE Cumhuriye( Venizelos12 EKtM 1930 Yunan Başvekili M.Venizelos, bu ayın 22'sinde Ankara'ya gelecektir. M. Venizelos, 21 teşrinievvelde Elli knıvazörile Istanbul'a muvasalat edecek ve kendisine intizar eden hususi trene binerek ertesi gün Ankara'ya vasıl olacaktır. Başveki] merasimk istikbal edilecek ve o gün ziyaretlerle meşgül olacaktır. Birinci günü Hariciye Vekili Tevfık Rüştü B.tarafından şerefine bir ziyafet ve müteakıben balo verilecektir. M. Venizelos'un 3 gün sürecek ikameti müddetince; müzakeratı bitmek üzere olan Türk-Yunan dostluk muahedesi imza edilecektir. Adalar Istanbul intihabatının yalnız Adalar Dairei Belediyesi'ne ait olanı bitmiş ve burada müddet temdit edilmemiştir. Adalar'da bir hafta zarfında 1950 rey atılmıştır. Bu miktar, müntehiplerin nısfından fazla bulunduğundan nisabi ekseriyet hasıl olmuş, bu itibarla Adalar'da intihabatın temdidine Iüzum görülmemiştir. Burada sandık açılarak reyler tasnif edilecektir. Adalar'da H.F. namzetlerinin ittifak addedüebilecek pek kahir bir ekseriyetle kazandıkları muhakkaktır. S.Fırka namzetlerine Adalar'da verilen reyler laşey kabilinden olup, hakiki miktari bugün tasnif neticesinde anlajılacaktır. 30 YIL ONCE Cumhuriyet Asilerin muhakemesi ı Fidel Castro 12 EKİM 1960 Fidel Castro'nun iktidarı ele almasından beri cereyan eden muhakemelerin en büyüğü bugün Sauta Clara'da başlayacaktır. Ihtilal Mahkemesi, 114 ihtilal aleyhtarı şahsı muhakeme edecektir. Küba Başbakanı Castro, dün yaptığı bir konusmada, "kendi vatandaşlarını yabancı malı silahlarla öldürmeye kalkışanların cezası oium olacaktır" demiştir. Biri kadın olan 114 asinin yakaianması için, Las Villas bölgesinde, ordu birlikleri ve 3000 silahlı jandarma, 29 gün uğraşmışlardır. Yakalananlar arasında, Castro tarafından devrilmiş olan Batista'nın ordusuna mensup 19 subay bulunmaktadır. Geçen hafta içinde de, Küba ordusu içlerinde üç Amerikalının bulunduğu 17 kişilik bir asi grubunun, aynı cyalette karaya çıktığınj, Başkanlannın öldürulüp, ikisinin ise yakalandığını bildirmişti. Albay Mobutu Albay Mobutu'nun memleketi idare etmek için tayin ettiği Komisyon Başkaru Bomboko, bugün yaptığı basın konferansında Birleşmiş Milletler makamlannın, Kongo saat ayariyle öğleden sonra saat üçe kadar Lumumba'nın tevkifini kolaylaştırmalannı istemiştir. Bomboko, saat üçe kadar Mobutu'nun evinin etrafındaki kordon kaldınlmadığı takdirde, zora başvurulacağını belirtmiştir. Şu ana kadar Lumumba'nın evinin etrafındaki Birleşmiş Milletler muhafazası kaldırılmamıştır. Kongo işlerini yürüten Komiserler Heyetinde îstihbarat Bakaru durumunda olan Bolela, bugün tertip ettiği basın toplantısında son günlerde birçok Belçikalı'mn Kongo'ya dönmüş olduklarım söylemiştir. Newsweek Magazininin Paris'ten bildirdiğine göre De Gaulle: Eğer Cezayirliler ateş kesilmesine razı olmazlarsa, o zaman memleketi Fransızlar ve Milliyetçiler arasında bölmek gerekeceği hususunda israr etmiştir. Mecmua De Gaulle'ün gittikçe artan anti-NATO tutumuna Nİc Millan'ın parmak basmış olduğunu ve bu hususta belki de Paris'e giderek başkanla görüşeceğini yazmıştır. GEÇEN YIL BUGUN Cumhuriyei Veliaht hesapları12 EKİM 1989 Başbakan Turgut Özal'ın ANAP grubunda yaptığı ankette, kendisinin cumhurbaşkanı olmasından sonra başbakanJığa isim konusunda soru yöneltmesi, partililer arasında, Özal'ın veliaht tayin etmeyi düşündüğü şeklinde yorumlandı. özal'ın bu girişimine karşı parti içi gruplar çeşitli "veliaht" planlarmı gündeme getirdi. Eğitlm Bilimeilerî ve Sorıınları 25 yılını doldurmuş böyle bir fakülte ve sayıları birkaç bini aşan mezunlan varken eğitim biJimcilerinin çalışma alanlarına gereken önem ve özenin gösterilmemesi ve bu konudaki bakanlık uygulamalan dikkat çekicidir. Ülkemizde eğitim bilimcisi yetiştiren tek fakülte 1965 yılında kurulan ve geçen gün- lerde 25. yılını sessiz sedasız kutlayan AÜ Eğitim Bilimleri Fakültesi'dir. Fakültenin kuruluş amacı, ulusal eğitime bilimsel bir bakış açısı kazandıracak bireyler yetiştir- mektir. özel ve kamu sektöründeki her alanda gelişen çağa ayak uyduracak çağdaş bir yapı için; eğitim gereksinimlerinin sap- tanması, ona uygun eğitim programlarımn düzenlenmesi, geliştirilmesi, uygulanması ve eğitsel yöneticilik eğitim bilimcilerinin işidir. Tüm Milli Eğitim müdürlüklerinde, ba- kanlıklarda, okul yönetim kadrolarında, yurt ve dershanelerde eğitim bilimcilerine gereksinme vardır. Bu gereksinmeler bilim- sellikten uzak bir şekilde karşılanınca or- taya yaşanmaması gereken birçok olumsuz- luklar çıkmaktadır. Öğrencilerine dayak atan, işkence eden, onlann sosyal ve psi- kolojik sorunlarıyla ilgilenmek yerine DGM'lere teslim eden, kız yurtlarında karşı cinsten öğrencilerin birbirleriyle kitap alış- verişine bile izin vermeyen, despot, eğitime muhtaç yöneticileri sıralayabiliriz. 25 yüını doldurmuş böyle bir fakülte ve sayıları birkaç bini aşan mezunlan varken eğitim bilimcilerinin çalışma alanlanna ge- reken onem ve özenin gösterilmemesi ve bu konudaki bakanlık uygulamalan dikkat çe- kicidir. Bakanlık; yönetim kademelerinde eğitim bilimcilerini yeğlemesi gerekirken bunun tam tersini yapmakta, bilimsel ve çağdaş bir eğitim politikasının geliştirilme- sinde bir engel oluşturmaktadır. Eğitim Bilimleri Fakültesi'nden mezun arkadaşlann hangi iş alanlarında çalıştığı- na dair yaptığım araştırmada Türk ulusal eğitiminin içinde bulunduğu çıkmazın gös- tergelerine de rastlamak olasıydı. Ulusal eğitimin sorunlarına bilimsel bir bakış açı- sı kazandırmayı amaçlayan fakültenin iş- levi büyük oranda devlet kurumlanna me- mur ve özel sektöre sekreter yetiştirmekti. Çok az da olsa kendi alanlarında çalışma olanağı bulan arkadaşlar ise kurumlarında eğitim çalışmalarının ciddiyetten yoksun oluşu sonucu ne kendilerini geliştirebiimek- te ne de verimli bir çalışma ortamı yarata- bilmekteler. Aslında genel anlamda ülkemiz fakülte mezunlarının işe yerleştirilmesi konusunda tam bir karmaşadan söz etmek olasıdır. Po- Iitik tercihlerden, işe almada sorumlu kişi- lerin oluşturduğu kliklerden, kurumlann personel alımına gereken önemi vermeme- sinden kaynaklanan bir karmaşa. Her ala- nın ayrı ayn eğitimini alan fakülte mezun- lan varken ilgisiz böJümlerden personel alımları yapmak hangi akla hizmet et- mektedir? Eğitim bilimcilerinin yaşadığı bu olum- suzluklar toplamı eğitim bilimcisi olmaya aday öğrenci arkadaşlarımızı da etkilemek- te, çahşmak istedikleri alana duydukları il- giyi bir baş ağrısına dönüştürmektedir. Benzer durumun öğretim üyelerimiz açışın- dan da geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Öğ- rencileri tarafından sorulan sağlıkh bir eği- tim politikasının ne zaman kurulacağına ilişkin sorulara yanıt verememenin buruk- luğunu yaşıyorlar. H. ŞERHAN SARIKAYA AÜ Sos>al Bilimler Enst. Yüksek Lisans Öğrencisi Marmaris Martı'âa Mevsim sonu Türk Turizmine hizmette 20. yılını kutlama hazırlıkları içinde olan Marmaris Martı Tatil Köyü sizleri • Özel 29 Ekim indiriminden yararlanmaya • Ayrıca, kalacağınız her 2 gün için 3. gün ücretsiz konuğu olmaya davet ediyor. CMARTI TATİL KÖYÜ MARMARİS Rezervasyonlar • DURUTURİZMH) 345 47 10 • FULYATURtZM(51) 6331 12 •İREMTUR(1)151 7335 • JOLLYTOUR(1)14798 11 • ORTUR (1) 161 1074 • SETUR (1) 13003 61 aracılığıylayapîırılabilir. TEŞEKKÜR Babam Mustafa Akpınar'ın ameliyatını, büyük özen ve ileri görüşlülükle gerçekleştirip sağlığına kavusturan dostumuz Prof. Dr. Fikri Alican'a Asistan Dr. Musa Gûrsel Anastezist Dr. Tevfik Cireli Anastezist Dr. Stefan Acemoğlu Ameliyat Hemşiresi Nuran Boyacıgil ve Hemşire Ayşe An'ya... Aynca Dr. Azat Nazar Hemşire Seval Şirin ve Hemşire Zümriıt Başaran'a ve Amtral Bristol Hastanesi'nin bütün çalışanlarına, en içten teşekkürlerimi sunanm. Metin Akpınar Turkıy«'nın en gUMİ dügun talonları Düğün Salonlan 16.5OC» R*2 M76239/1477ü40 Saloniaruuz kliaalı ve tOD-lOTO ki«iliktir. IRESTAURANT BAR ANKARA,,,ANKA MUŞERREF HEKİMOĞLU Yağmur... Çankaya tepesinde bir bahçede çiçek yağmuru başladı. SolmayBn çiçekleri simgeleyen bir yağmur. Kır çiçekleri, boz- kır çiçekleri, Karadeniz kıyılarından, Ege'den, Akdeniz'den, dağlardan, bayırlardan derlenen çiçeklerle bir selam ve saygı duruşu Bahriye Üçok'a. Bombalara, kurşun yağmuruna karşı çiçek yağmuru. Sevgisizliğe karşı sevgi gösterisi, barışa, hoş- görüye bir çağrı, tehlikeli boyutlara varan bir tırmanışı dur- duramayanlara bir uyarı bu çiçekler. Cenaze törenınin görkemli kalabalığı da bir başka çağrı ve uyarı değil mi? Bu soruyu umutla soruyorum. Kimi gö- revliler hayli duyasız kalsalar, bu cinayetleri kınamaktan öte- ye gitmeseter de umudunu yitiremiyor insan. Güneşli bir ekim günü bulvarlardan taşan insan selinin, sağırlığı deleceğini düşünüyor. Demokratik yaşamın sürmesi, gelişmesi için ak- lın ve sağduyunun tüm siyasal kuruluşlarda agır basmasını dilıyor Çağdışıhktan çağdaşlığa dönüş için birliktelik, uzlaş- ma özlüyor. Belki de bu özlemle, örneğin Bahriye Üçok'un cenazesi nedeniyle yaşanan olayları hayli iyimser yorumlu- yorum ben. Başta Meclis Başkanı Kaya Erdem, kimi bakan- lar, siyasal partilerin başkan ve yöneticılerini SHP'nin yanın- da görmek umutlu bir olay. Meclis Başkan/ Sayın Erdem belli girişimlerle bu umudu yeşertebilir. Kopuk bir diyalog var bu- gün. Kimi ANAP'lılar uzlaşmaz bir lutumda direnıyor. Oysa iktidara nasıl geldiklerini anımsamalan gerekir. İlk seçimde aldıkları oyları niçin yitiriyorlar, halkımız ANAP'ı neden des- teklemiyor artık? Ekonomik darboğazları da bir yana bıraka- lım, ama siyasal darboğazlar da halkı boğuyor giderek. Si- yasal cinayetlerin sonu gelmiyor. Kan ve gözyaşı bitmiyor "Dostluk ve Barış" sloganıyla halktan destek gören bir par- tinin hükümeti, cinayetleri kınamaktan öteye gidemeyince bir korku, karamsariık sarıyor ortalığı. ANAP'ın yitirdiği destek de bu karamsarlığın da büyük etkisi yok mu acaba? Ekran- larda, alanlarda barış ve dostluk sloganıyla seslenenler böy- lesine aldatıcı olabilirler mi? Oysa olumsuz gelişmelere üzü- len ANAP'lılar da az değil. Karşı karşıya gelince aynı dili ko- nuşuyoruz. Onlar da aynı sorunlardan yakınıyoriar. Ama Mec- lis'te, basında seslerini duymuyoruz hiç! Duyurmaları gere- kir. Çağdışı, antidemokratik bir gidişe karşı varlıklarını his- settirmeleri gerekir. Belli bir ortamda güçleri olmayabilir, solukları yetmeyebi- lir, ama bir de geniş ortam var. O ortamda yerlerini almaları gerekir bence. Varlığını hissertirmeyen kişiler de, kuruluşlar da, yaşamlannı yitirmekten kaçınamıyor! ANAP'lılann da akıl ve sağduyu doğrultusunda varlığını hissettirmesi gerekiyor. Demokrasinin vazgeçilmez koşullarında bir uzlaşmayla si- yasal darboğazları açmaya katkıları bekleniyor. Otekı parti- lerle yalnız cenaze törenlerinde, cami avlularında değil, bel- li ilkeierde de buluşmaları dileniyor. DSP Başkanı Sayın Ecevit'i cami avlularında da görmü- yoruz hiç, ama yokluğuna alıştık artık! Yazılı açıklamada İz- mir'de olduğunu söylüyor. Oysa Ankara'da olduğu zaman ka- tılmadığı çok tören var geçmiş yıllarda! CHP'li arkadaşları- nın sevinç ve acılarını, hastalıklarını paylaşmakta hayli geri kaldı Sayın Ecevit. Şairliği ile bağdaşmayan bir davranış. Içe döpük yaşamaktan hoşlanıyor gaiiba. Bir sosyal demokrata dışa dönük bir yaşam, sevgisini, hoşgörüsünü yansıtan bir politika yakıştıranlar hayli yadırgıyor, hele uzlaşmazlığına hiç akıl erdiremıyorlar. Ama üzülmesinler. Tavandaki direnişi ta- ban kırar bir gf;n. Halkın sağduyusu politikacıları bastırıyor bir yerde! .;Ö': • • • Bahriye Üçok, Ecevit'in cenazesine gelmemesine üzülür- dü elbet. Ama gülümserdi bence. O hoşgörmeyi bilen ve se- ven bir kişiydi.. Kırılay'dan Meclis'e doğru yürürken, cami av- lusunda eski dostlar, tanıdıklar, tanımadıklar konuşurken çok kişi sesleniyor, soruyor bana: — Dostuğunuz, ortak anılannız var mı, yazacak mısınız... Birbirimizi az görür, ama çok severdik. Karşılaşınca göz- teri parlardı Bahriye'nin. Ayrı bölümlerde, ama aynı çatı al- tında öğrenci olmanın sevinciyte seslenirdi bana. Ben baş- ladığım zaman o bitirdi belki de. Ama aynı çatı altında oku- manın, aydınlanmanın ortak onurunu ben de duyarım her za- man. 194O'lı yıllardan iri gözleri, bahar gibi gülüşüyle ince- çik bir kız var hayalimde. Kulağımda da bir arya. Bahriye Üçok'un çok güzel, Mezzo-soprano sesi olduğunu duydunuz mu bilmem. Sanırım Devlet Konşervatuvarı'nın şan bölümü- ne de gitmiş bir süre. Bahriye Üçok'a rastladığım zaman o arya kulağımda çınlar her zaman. Haendel'in operalarından, sanırım Rinaldo'dan bir arya. Bir kez dinledim ama sözlerini de anımsıyorum. Güzel ses çok severim, Bahriye Üçok'un sesi de beni çok etkiledi, yıllar geçse de kulağımdan geç- medi anlaşılan. Haendel'in aryası: "Bırak beni ağlayayım, Kalbim çok kırık..." Diye başlıyor! Dünyamızdan da kalbi kırık ayrıldı belki de.. Son kez mesleğimin kırkıncı yıldönümünde karşılaştık. Ala- balık Beşlisi'ni coşkuyla dinledi, içten sevgisiyle sardı, onur- landırdı beni. Bir sabah da kapı çaldı, bahçesinden bir se- pet kiraz ve çilek yollamış bana. Bahriye Üçok yeşil elli bir kişi, çok güzel bir bahçesi vardı. Çilek reçeli dolapta hâlâ, çileği yollayan güzel bahçıvan da Karşıyaka'da... Sesim güzel değil ama ben de Haendel ; in aryasını soylüyorum kaç gündür... "Kalbim çok kırık!" Ancak kırıklığa hakkımız yok. Tersine kırıklığı onarmak, ye- niden doğrulmak, dikilmek gerekiyor. Çiçek yağmuruna bir damla katmak için Çankaya'ya uzanmak sonra, ve de umut- la beklemek. Yağmurun ürünlerini, sevgiyi, hoşgörüyü... ÇAL1SANLARIN SORULAR1/SORUNLAR1 YIUVtAZ ŞİPAL "Sözleşmemi Ifenilemeyeceğim'' SORU: Halen bir dershanede, süresi belirli södeşme ile ça- şıyorum. Södeşme süresinin bitiminde, södeşmemi yenilemeyecegim. Bu durumda, sütununuzda vayımlanan bir vtzı- nıza dayanarak kıdem Uzmijtatı alabilecefim sona- cnna vardım. İşveren ile yaptıgrauz sözleşmeye konulan 30 gün yıllık izin, işveren tarafından kollandınlmak isteo- memektedir. Bu durumda: 1) Sözleşmeye konulan bu yıllık iznimi sözleşmem bitmeden kullanabilir miyim? 2) İzin hakkım, işveren tarafından kullandınlmaz- sa, işverenden maddi tazminat istemek hakkım do- ğar nu? YANITİ 1) Iş yasasının 49. maddesine göre iş yasası "Kapsa- mına giren işyerlerinde çabşan işçilerden ijyerine girdigi gün- den başlayarak, deneme süresi de içinde olmak Uzere en az bir yıl çalısmış olanlara" yıllık ücreti izin verilir. "Hizmet süresi: a) Bir yıldan beş yıla kadar olanlara yılda 12 gün, b) Beş yıldan azla ve on beş yıldan az olanlara yılda 18 gün, c) On beş yıi ve daha fazla oianlara yılda 24 gün" yıllık izin verUmesi zorunludur. Ayrıca aynı maddede, "Bu süreler toplu iş sözleşmeleri ve hizmet akidleri ile arttınlabilir. "Ve yıllık ücretli izin hakkın- dan vazgeçilemez" denilmektedir. Yasa, yıllık izine hak kazanabilmek için en az bir yıl çalışma koşulunu getirmiştir. 2) İş yasasının "Akdin Feshinde İzin Ücreti" ile ilgili 56. mad- desine göre "Işçinin hak kazanıp da kullanamadığı yılık izin süresi için ücreti, hizmet akdinin işveren veya işçi tarafından feshedilmesi halinde akdin sona erdiği tarihteki ücreti üzerin- den kendisine ödenir." İş yasasının 99. maddesi ise "Ucrete İlişkin Cezalar"ı düzen- lemeictedir. Bu madde il e"ücretli izin kullanan işçiye peşin ola- rak bu ızne ait ücretini ödemeyen veya 56. maddedeki hak ediimiş izni kullanmadan hizmet akdinin feshi halinde bu izne Jait ücreti ödemeyen" işveren ya da işveren vekiüne bir milyon lira para cezası verilmesi öngörülmüştür. En az bir tam yıl süreli iş sözleşmesinin bitiminde, iş sözleş- ınesini yenilemeyen işçi, kıdem tazminaü ile yıllık izin ücretine hak kazanır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear