18 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

RÖPORTAJ 21 zi de gidermeye uğraşıyor! ??? Peşin söyleyeyim, ucuz bir iş değil... Size gerçek kral ve kraliçe muamelesi yapılırken, bu hizmetin karşılığı da, sanki küçük bir ülkenin gerçek kralı ve kraliçesi imişsiniz gibi fatura ediliyor. Ben Belek Kempinski The Dome Otel’de, sizin adınıza (kendim için denedimse namerdim) böyle bir deneyim yaşadım. Çok hoşuma gitti. Bir Uzakdoğu kralına layık hizmetin faturası; ‘‘ayak refleks bölge masajı’’ ve ‘‘Abhyanga yağ masajları kraliçesi’’ için yaklaşık 220 euro yani 350 yeni lira tuttu. Yaklaşık 2 saat sürdü. ??? Olay şöyle başladı: Dr. Orhan Uzel yönetiminde çalıştırılan Spa bölümü yöneticilerinden (çok sayıda kalite ve katılma belgesi sahibi) Abdurrahman Balta (kısa adıyla Abu) tarafından önce bilgilendirildim. Abu uzman gözleriyle vücudumun dengesinin epey bozulmuş olduğunu ‘‘şıp’’ diye saptadı. Ruh ve beden dengemin yerinde olup olmadığından ise sadece kuşku duyuyordu. Ben kendisine hiç kuşku duymamasını, zira bu ülkede ruh ve vücut dengesi yerinde kalabilmiş kimse olmadığını söyleyince rahatladı. Kurala göre bana bir test yapılması ve ona göre bir bakım programı uygulanması gerekiyordu ki, benim durumum teste ihtiyaç göstermeyecek ölçüde bozulmuş olduğu için olacak, Abu bana otelde mevcut rahatlama, dinçleştirme ve sağlıklaştırma programlarının tümünü tavsiye etti. Ben de kendisine o kadar çok programa katılırsam, ömrümün geriye kalan kısmını Kempinski Otel’de sürdür mek zorunda kalacağımı, oysa benim hayatta başka işlerim ve bakmak zorunda olduğum bir ailem olduğunu söyleyince sadece iki saat kadar süren iki masaj üzerinde anlaştık. (Programa bakılırsa merkezde 73 hizmet daha var. Bazılarının adları şöyle: Renk tedavisi, su tedavisi, damar masajı, yosun paketi, pressoterapi, Kleopatra banyosu, bacak duşu.) Masajlara geçmeden önce Abu, bana ayna karşısında vücudumun ne kadar bozulmuş olduğunu gösterdi. Meğer vücudumun sağ tarafı, omuzlarımdan başlayarak sola ve aşağıya doğru kaymaya başlamış. Sağ bacağım ise diğerinden 12 santim kadar kısa görünüyordu. Eğer masajlara devam edersem, bir ihtimalle aya ğım vücuduma uydurulacak ve vücudum yine eski yerine çekilebilecekti. Masajlar esnasında da belimin arıza çıkarmak üzere olduğu, boyun omurlarımın ise ‘‘miadını doldurduğu’’ anlaşıldı. Bu hava içinde ayak masajına başlandı. Gerçekten rahatlatıcı ve hoş bir deneyimdi. Masaj yapılırken hafiften uykum geldi. Fakat masajcım Abu bir yandan bilgi vermekte olduğundan uyumam söz konusu olmadı. ‘‘Abhyanga yağ masajının kraliçesi’’ ise biraz daha sorunlu geçti. Odada dayanılması zor bir Hint müziği çalıyor ve vücudumun ovulduğu yağlardan da masajcımın ‘‘çok hoş’’ diye nitelendirdiği, bana göre ise yine dayanılmaz bir koku saçılıyordu. Üzerime dökülen bir litreye yakın Hint ya ğının masajdan sonra yarım litresinin ortadan kaybolduğu görülünce, vücudumun (veya derimin) üstünde neredeyse hiç yağ kalmadığı, eğer yarım litrelik yağ yetişmese, belki de yağsızlıktan başıma iş açılacağı ortaya çıktı. Sonuç: hiç bir sabunun çıkaramadığı Hint yağı kokulu vücudumda müthiş bir rahatlama. Yalan olmasın: bu rahatlıkta Hint müziğinden ve yağ kokusundan kurtulmuş olmanın rahatlığı da rol oynamış olabilir. Zihnimde bu yağı vücudumdan nasıl çıkarabileceğimden başka hemen hemen hiçbir endişe kalmadı diyebilirim. Personelin ilgisi ve bilgisi olağanüstü idi. Bu deneyimi parası olan herkese öneririm. O gece yaşamımdaki en rahat uykuyu uyudum da diyebilirim. Elbette söz konusu masajların dalyan gibi Rus kızları tarafından yapılacağı yolundaki nedensiz (veya otel broşürlerindeki fotoğraflara bakılırsa biraz da haklı) beklentimin (Taylandlı veya Endonezyalı kızlara da razıydım) aslan gibi iki Türk genci tarafından yapılmasının yarattığı hafif bir düş kırıklığı da yaşamadım değil.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle