Katalog

30 GEZGİN AİLESİ GÜNCEL GİTTİM, GÖRDÜM Firuze renkli İznik Gölü’nde gün batımı üyük ozan Behçet Kemal Çağlar; dört B tarihi dönemi yaşayan ‘‘Masal Ülkesi’’ diyor İznik için. Selçuklu, Roma, Bizans ve Osmanlı. Her bir karesinde tarihin kokusunu almamak mümkün değil. Dört kapı, surlarla çevrili İznik kasabası. İstanbul Kapı, Yenişehir Kapı, Lefke Kapı ve Göl Kapı. Yol boyunca yeşil zeytin ağaçları ve firuze renkli göl. Nasıl da dinlendiriyor özgürleştiriyor insanı. Bir tablo misali... Gölün o dingin suyu, martı ve su kuşlarının sesleri ile güzel bir sabaha hazırlıyor sizleri. Bereketli topraklarında yetişen hazan mevsiminde üzümü, bahar da kiraz, eriği yaz mevsiminde ise inciri dalından yemek ne haz verici. Lezzetine doyum olmayan dünyaca ünlü, yayın balığı ve göl akşamları... Avusturya su ürünleri birimi; yayın balığı larvalarını alıp kendi göllerine atarak bu eşsiz balıkları üretiyorlar. İznik öyle güzel öyle dola doya yaşanması gereken bir kent ki, şair olmamak elde mi? ‘‘Nazım Hikmet’in dizeleri bizleri İznik’e bir kez daha aşık ediyor: Bu göl İznik gölüdür/ Durgundur, karanlıktır, derindir/ Bir kuyu suyu gibi, içindedir dağların/ Bu göl İznik gölüdür/ Yanında İznik kasabası. Ne güzel çok etkileyici bir vadiye bakıyor. Bu vadide bir baraj yapılması söz konusu, çalışmaları başladı bile. Çevre duyarlığı olan herkesin karşı çıktığı bir baraj. Vadi ile aynı adı taşıyan ırmağın debisi çok yüksek; yeşil dağlardan mavi denize doğru çılgınca koşuyor. Ortaçağ kalesi olduğu düşünülüyor. Eski çağlarda eşkıyalık günümüzdeki gibi kentlerde değil kırlarda olurdu. Onun için de ticaret yollarının korunması çok önemliydi. Yol boyunca kaleler birbirleri ile haberleşebilecek aralıklarla kurulurdu. Buldunuz değil mi? Doğru yanıt veren okurlar arasında yapılacak çekilişle üç kişiye Cumhuriyet Kitap Kulübü’nden kitap armağan ediyoruz. Yanıtları 27 Şubat Pazartesi saat 18:00’e kadar faks ya da e posta ile bekliyoruz. Geçen sayı: Yanıt: Çanakkale Babakale. Kazananlar: Cihat Altnıyuva (İzmit), Funda Yalçın (Aydın), Nihal Açık (Ankara) de betimlemiş. Mütevazı bir yaşam vardır İznik’te. Tarihin ve doğanın büyüleyici rüzgarı sanat ile birleşip, renklerin dansını çağrıştıran çinilere götürür sizi. Güçlü ellerde gizemli gözlerde İznik çinileri şekilleniyor, renkleniyor. Tıpkı firuze renkli göl gibi. Ayrılık vakti geldi yine... Gün batarken; sahilden elimize aldığımız taşları suya atıp dileklerimizi dileyip, her günün güzel ve anlamlı geçmesi ve tekrar geri gelmek üzere tatlı hülyalarla ayrılıyoruz İznik’ten... İznik’e gidip de çinisinden bahsetmemek olmaz. Dört tarihi dönemi yaşayan İznik’i doğa güzelliklerinin yanı sıra tarihi yapıtları ve çini sanatıyla da dünyada adından söz ettiriyor bugün. Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı çağlarının eserleri İznik’in cadde ve sokaklarına yayılarak, sanki dönemlerinin sanat ve estetik özelliklerini sergileme yarışına girmişler. Bu görüntünün içinde kendine yer bulmuş İznik çini sanatının dünyaca tanınmış örnekleri kente ayrı bir değer kazandırıyor. 1516. yüzyıllar arasında Osmanlı mimarisinde dekoratif öğe olarak kullanılan, çini, cami, mescit, medrese, imaret, hamam, saray, köşk, çeşme, sebil ve kütüphane gibi çeşitli eserlerde geniş bir kullanım aracı olmuş. 17. yüzyılın sonlarından itibaren İznik çini ve sanayi tekniğinde duraklama dönemi başlar. Osmanlı yönetiminin ekonomik yönden çöküşünden çini sanatı olumsuz yönde etkilenir. Bundan sonra çini sanatçılarının çabaları ve çalışmaları sonucu İznik çinisi yine gelişmeye başlar ve bugüne gelir. Duygu Karabal GÖRSEL BULMACA Vadinin adı ne ve hangi ilde? İpuçları: Yeşilin yoğunluğuna ve tonuna bakınca Karadeniz, üstelik de doğusu olduğu hemen anlaşılıyor. Onun için ‘’Karadeniz‘‘ ipucu sayılmaz. Doğu Karadeniz’de sahilden uzaktaki bu kale