23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

GÖRÜŞ Yusuf Hacısüleyman Xanadu Resort Genel Müdürü ANTALYA’DAN 22 güneşin yanı sıra, alternatif turizm faaliyetlerine de mutlaka yön verilmesi gerekliliğini vurgulayan Vali Yüksel, ‘‘Başta altyapı yatırımlarının geliştirilmesi, kaynaklarının korunması ve çevre düzenlemelerine gidilmesi hedefimiz olmalı. Turizmin çeşitlendirilerek 12 aya yayılması da bir diğer amacımız’’ diye konuştu. Turizmde kalıcı istikrarın sağlanması için iç talebin de iyi yönetilmesi gerektiğine işaret eden Vali Yüksel, ‘‘Turizm sektörü genel itibariyle hassas ve her olumsuzlukta kırılgan bir yapıda. Dünyanın global yapılanması ve mevcut gelişmeler göz önüne alındığında, kalıcı istikrarının yakalanmasında, iç talebi iyi yönetmeden önemi göz ardı edilmemeli. İç talebin iyi yönetilmesi halinde turizm politikalarının çok daha büyük başarılar yakalayabileceğini, tüm sektör aktörleri iyi algılamalı ve bu konu yeniden değerlendirilmelidir’’ dedi. Dünya turizm pazarında kaliteli ürünün her zaman tercih nedeni olduğunu ifade eden Vali Yüksel, ‘‘Antalya’da turizm politikalarının belirlenmesi, turizm hizmetlerinin planlanması ve yönlendirilmesi, teşvik edilmesi ve desteklenmesi, bu kaliteyi sağlayacaktır. Kamu kurumlarından gönüllü kuruluşlara, doğrudan veya dolaylı turizmle ilgili tüm kişilere ve organlara da bu konuda görevler düşmekte’’ diye konuştu. ? SÜRDÜRÜLEBİLİR TURİZM ÜZERİNE Dünya turizm rekabeti artık kabuğumuzdan çıkmayı gerektiriyor, çünkü dünya turizminden dikkat çeken bir pay almaya başladık. Bu lokmayı çok görüp göz diken birçok talipli var. Turizmde yaşadığımız her türlü krizin sebebi burada yatmaktadır. 21 milyon turist, 17 milyar dolar alacaksın pastadan ve sofradaki diğerleri bunu seyredecekler? Üstelik bugüne kadar seni o sofraya almamışlardı, kenarda köşede bir yerlerde oturuyordun, şimdi oturmuşsun büyük bir lokma almışsın! Şimdi kuşlar geldi grip olduk. Rezervasyonlar bu yıl kötü gidiyor. Turist neden gelmez? Neden etkilendiğini sizlerle bugün paylaşmak istedim, çünkü aynı şeylerden bende etkileniyorum ve eminim ki sizde etkileniyorsunuz gördüklerimizden ve okuduklarımızdan!! Bir ülkede basın özgürlüğü adı altında her yayın yapılabiliyorsa bir gün Danimarka’nın durumuna düşeriz. Bir ülkede basın özgürlüğü adı altında yapılan yayınlardan dolayı ekmeğinizi kaybederseniz, lokmanız boğazınızda kalırsa bizim düştüğümüz duruma düşersiniz. Sürdürülebilir Turizm, yalnız yeşil çevreyle ilgili bir kavram gibi çıktı karşımıza ilkin. Ama bugün görüyoruz ki kelimenin tam anlamıyla Türk turizminin sürdürülebilirliği tehlikeye girmiş durumda! Gripli kuşları ve protesto gösterilerini en ince detayına kadar göstermek ve fotoğraflamak mesleki bir başarı olabilir, ama ya ülkesel başarı? Ya bunca yılda ulaşılan turist sayısı, kolay mı sanıyorsunuz? Ya bu kadar işyeri ve iş olanakları, tarımsal ve küçük sanayi üretimi? Kolay mı sanıyorsunuz bunları yaratmak, turist göndersinler diye 35 derecede yurtdışında kapı kapı seyahat acentelerini dolaşmak, kolay mı sanıyorsunuz? 17 milyar doları ülkemize kazandırmak kolay mı sanıyorsunuz? Basın özgürlüğü veya haber alma özgürlüğü adı altında yapılan bu yayınlar ülkemize kaç para kazandırdı acaba? Filmi çeken kameraman ve foto muhabirlerine bir sözümüz yok buradan, onlar görevlerini yapıyor: ama hem görsel hem de yazılı basının genel yayın yönetmenleri; yayınlanmasına izin vereceğiniz her görüntü fotoğraf çok iyi biliyorsunuz ki aynı gün bize turist gönderen ülkelerin televizyonlarında ve gazetelerinde çıkıyor. Bazı haberlerin görüntüsüz veya fotoğrafsız verilebileceğini dünyanın en büyük televizyon şirketleri, gazeteleri bize gösterdi ve bundan bir şey kaybetmediler, tam tersine insanların takdirini kazandılar. Okul baskınları, öğrenci katliamı, ikiz kuleler bunlardan sadece birkaçı. Bu nedenle lütfen karar verirken bu gözle bir kez daha düşünün, ülkemizin lokması için! Kuş gribi görüntülerinin ve haber aktarım yönteminin bize maliyeti şu anda 5 milyar dolar turizm gelir kaybı olarak görünüyor, bir çok başka ülkede bu vakalara rastlanılırken onlarda herhangi bir kayıp yok, tam tersine bizim kaybettiklerimiz onlara ilave olarak gidiyor. Onlar turizmlerini sürdürüyorlar. Ya biz? Galiba biz süründürüyoruz. doğal kaynaklar arasında dengeyi sağlama oluşturmakta. Turizmin, çevre kalitesiyle doğrudan ilişkili olduğunu söyleyen turizmciler, artık çevreyi koruyarak, kullanmanın öneminin farkında. Bir zamanlar, kente gelen turist sayısını hesaplayan turizmciler, artık turizmi nasıl sürdürebilir hale getirebileceklerinin hesabını yapıyor. Antalya’da hızla artan yatak kapasitesi ise turizmciler dikkat çektiği bir başka konu. Sektörün 12 aya yayılması, ulaşımla ilgili sorunların giderilmesi, alt yapı kaynaklı çevresel kayıpların önlenmesi, kültürel ve doğal zenginlerin korunarak, kimlik kazandırılması da sektörün sürdürülebilir turizm anlayışı içindeki talepleri arasında yer alıyor. ‘‘Kaynaklar korunmalı’’ Bütün bu eksikliklerin farkında olan Antalya, Türkiye’nin de ilk bölgesel master planını hazırlamaya yönelik çalışmalarını sürdürüyor. Yıldız Teknik Üniversitesi’yle konuya ilişkin bir sözleşme yapılırken, planın diğer kentlere de örnek olması bekleniyor. Antalya için turizmin, yüksek istihdam yaratan, diğer sektörleri de tetikleyen, ülke ekonomisinin kalkınmasına yardımcı olan sektör durumuna geldiğini ifade eden Antalya Valisi Aladdin Yüksel, turizmin devamlılığında doğalyapay ve sosyokültürel kaynaklar olduğunu ifade etti. Turizmde deniz, kum,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle