Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
REHBER GÖZÜYLE 11 Sanatçı ve siyasiler: Asla grup turlarına katılmazlar, ‘‘tailor made’’ yani özel istek üzerine hazırlanan turları ve beş yıldızlı otelleri tercih ederler. Bayram, yılbaşı gibi dönemlerde Paris, Roma gibi Türklerin yoğun olduğu bölgelere adım atmazlar. Standart şarap içerler. Balayı turları ve sevgililer: Gönülleri zengindir, BoraBora, TahitiMoorea veya Zanzibar’dan başlarlar, ‘‘businessclas’’ uçuş, deniz uçağı ile adaya iniş, limuzinle otel transferi, deniz üstü bungalova devam ederler. Ve bizce ‘‘VIP’’, sosyete birkaç dili konuşabilirler, onlar da ‘‘tailor made’’ turları veya butik otelleri tercih ederler. Turda hediyelik eşya dışında hiç alışveriş yapmazlar. Alışveriş için ekstra yurtdışına çıkarlar. cem?baracudatour.com EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik?cumhuriyet.com.tr Avrupacıdırlar. Ücrete dahil olan şehir turlarının en ilgilileri ve bilgilileridir. Tura gelmeden en az sizin anlatacağınız kadar derslerini çalışmışlardır. Dil bilirler, her şeyi kendileri ‘‘keşfetmek’’ isterler. Emekliler: Çoğunluğu öğretmen veya asker emeklisidir. Çocuklarını iyi yetiştirmişlerdir ve şimdi ‘‘gezme’’ zamanıdır. Rehberlerin gözdesidirler. Biraz ilgi, biraz saygı onları mutlu etmeye yeter. Ellerinden geldiğince bahşiş bırakırlar. Çok disiplinlidirler. Zenginler kulübü: İsmi zor telaffuz edilen yerler tercihleridir. En gözde mekanlarda, en bildikleri yemekleri yerler, bazen şaraptan anlamasalar da ‘‘geri göndermenin’’ hazzını yaşamak isterler. Üç günlük tura üç dört bavulla çıkarlar. MENDERES’İN KUCAĞINDA PRİENE Bu kez yolumuz bin yıllar öncesine düşse, bereketli Büyük Menderes’in kıyısına uzansak. Şöyle, Söke ovasına tepeden bakan Priene’de, Anadolu’daki görkemli uygarlıkların izlerini sürsek, günübirlik. Doğa, tarih ve kültür sarmalında insanlığın öyküsüne tanık olsak. Tanıklıkla da kalmayıp, örneğin geriye, yüzlerce yıl geriye uzanıp, hikâyemizi kendimiz yazsak. Eminim bilmeden de olsa yerli yerine oturtur, aykırı kalmayız. Neden mi? ‘‘O büyük mirasın sahipleri olduğumuzdan, izlerini taşıdığımızdan’’ diyebiliriz elbet. Bu, kitabi bilgidir, yetmez. Ya o uygarlıkları solumaya, geride bıraktığınız Söke’den yarım saatlik, Gülbahçe’den beş on dakikalık uzaklıktaki Priene’de, Miletli Hippodamos’la karşılaşmanın anlamına ne demeli? Yürüyorsunuz, Söke ovasının üstünde Yürüyorsunuz büyük mimarın planını çizdiği kent sokaklarında. Diyelim ki, kendi yazdığınız hikayede ‘‘bu topraklar, insanlığa adaleti öğretmişti’’ diye bir yargıya yer verdiniz. Tamı tamına doğrudur ki, Hippodamos ‘‘dik açılı ızgara kent planı’’nı çizerken öncelikle eşitliği ve adaleti esas almıştır. Bu durumda sizin hikayenizle, yüzlerce yıl gerideki bir gerçeklik, bütünüyle örtüşmüştür. Buyurun, keyfini yaşayın. Sonra, daha yukarıda, sırtını Samsun Dağı’na, yüzünü Söke ovasına veren Athena Tapınağı’yla ilgilenin. Yani, Büyük İskender’in eviyle. Acaba, önünüzde uzanan ovaya bakarken hissettiğiniz ‘‘ sonsuzluğu’’, İskender de evinin terasında yaşamış olmasın? Siz ve İskender 1280’lerde bu bölgeye gelen Türklerin taş ustalığıyla örülen surları da unutmamakta yarar var. Bu, inşası yaklaşık 300 yıl süren kenti gezerken elbet bir süre dinleneceksiniz. Oturduğunuz yer, muhtemelen agoranın basamakları olacaktır. Sokaktaki sohbetin Ege yaşam biçiminde yüzlerce yıllık bir geçmişin izini taşıdığını anımsatmaya gerek var mı? Muhtemelen 6 bin 500 kişilik tiyatronun basamaklarına da oturup, geçmişe bir başka yolculuk yapacaksınız. Düşler sizin, hikaye sizin. tur tabi ki; onun tam karşısında, yüzyıllar boyunca Osmanlı sikkelerinin basılmış olduğu Darpanei Humayun binaları yer alır. Şimdilerde Türk Tarih Araştırmaları Vakfı’nın sahiplenmiş olduğu ve birbirinden güzel sergiler açtığı yer. Ama Osman Hamdi Bey yokuşunu çıkanları yolun sonunda bir başka tarih zenginliği bekler: Topkapı’nın birinci avlusu... İnsan burada gelmiş geçmiş koskoca bir imparatorluğun çekirdeğini oluşturan sarayın kapısını önünde bulur kendini...