Katalog

TARİH VE KÜLTÜR ren bir proje olduğunu ifade ediyor. ‘‘Burada söz konusu olan evlerin sadece cicili bicili şekilde yenilenmesi, tarihi görünüme tabi olması. Projenin felsefesi bu... Son derece düzgün bir felsefe. Zeyrek gibi yerlerin içindekilerle dönüşmesinin çok zaman alacağını düşünüyorum. Bu kadar zamanımız var mı? Onu bilmiyorum ama o insanların mağdur edilmeden, kesinlikle karşılıklı rıza, anlayış ve güvenle bu evlerin mevcut durumdan kurtarılması gerekiyor. Belki bu vesileyle orada yaşayan insanlarımız da kötü ekonomik durumlarından, bu çöküntü diyeceğimiz durumlarından kurtulmuş olacaklar.’’ Zeyrek ilk olarak HABİTAT toplantısında dikkat çekmiş. 1985’te ise UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınmış, ancak yeteri kadar korunamadığı gerekçesiyle ihtar görmüştü. Son olarak; Türkiye’nin listede kalabilmesi için iki yıl daha süre tanıyan UNESCO ilgilileri, İstanbul’un Tehdit Altındaki Dünya Mirası listesine alınabileceğini belirttiler. 19 evlerde yaşayan insanların, içinde oturdukları evin değerinin farkında olmamalarından da şikâyetçi. ‘‘Yaklaşık 80 tane evin rölöve çalışması var ama bunlar yeterli değil. Bir problemimiz daha var. O da evlerin birden fazla mirasçısının olması. Onay alıyoruz. Rölöve çalışmalarını yapıyoruz. Bu tür çalışmalar için Fatih Belediyesi’nde böyle bir birim yok. Aslında hiçbir belediyede böyle bir birim yok. Bu tür çalışmaları ancak dışarıya yaptırabiliyoruz. Rölöve çalışmaları basit bir çalışma. Bu çalışmayı yaptıktan sonra 5 evi valiliğe bırakacağız. Valilik kendisi yaptıracak.’’ Sıkıntı yaşanıyor Belediye Başkanı, yaklaşık 80 evin restore edilmesi gerektiğini ama bürokrasiye takıldıklarından, Anıtlar Kurulu’yla sıkıntılar yaşadıklarından yakınıyor: ‘‘Her şey hazır olsa bile projenin uygulanabilmesi için imar planlarının Anıtlar Kurulu’ndan geçmesi gerekiyor. Yani Anıtlar Kurulu aslına uygun olması için iyi niyetle uğraşıyor ama neticede bu bir iş. Normal şartlarda gönderdiğiniz bir projenin Anıtlar Kurulu’ndan geriye dönüşü en iyi ihtimalle 8 ya da 10 ay sürer. Anıtlar Kurulu’ndaki insanlar oldukça pozitif.’’ Zeyrek’in tek sorununun da bürokrasi olmadığını söylüyor ve ekliyor: ‘‘Bir de şöyle bir açmazı var. Zeyrek evleri, günümüze kadar korunmuş ama artık alarm veriyor. Burada evlerin ahşap olmasının da dezavantajları var. Çünkü insanlar terk ediyorlar. Kalanlar da evleri kışın değerlendiriyorlar. Ve de orada oturan insanlar nispeten sosyal ve ekonomik yönden bir hayli kötü durumdalar. Ayrıca evlerin varisleri var, fakat bırakıp gitmişler zaten. Taşınan insanlar kime ait olduğunu bilmiyorlar ve içinde oturdukları evin ne kadar değerli olduğundan da hebersizler. Yani sıkıntımız çok fazla...’’ Altyapı çalışmaları Fatih Belediye Başkanı’na kulak verelim: ‘‘Zeyrek, kültürel mirasın yeterince korunamamasından dolayı uyarı aldığımız yerlerden biri. Bu da bizim için üzüntü verici. Bununla ilgili çalışmalarımız olacak, başladı hatta. Bizden önce yapılmış çalışmaları değerlendirdik. Mesela valimizle dirsek temasına geçtik. Kendisinden orada 5 tane evin restorasyonunun yapılacağı konusunda söz aldık, bunun altyapısını oluşturuyoruz.’’ Zeyrek’teki bir evi restore edebilmek için, öncelikle belediye ile ev sahibi arasında sözleşme imzalanıyor. sözleşmeye göre restorasyon çalışmaları ile ilgili tüm masrafları, Fatih Belediyesi ve Ulusal Ahşap Birliği’nin katkıları ile bulunacak sponsor, özel kişi veya aykırı restorasyon talebinde de bulunamayacak. Ayrıca restorasyonun tamamlanmasından sonraki 5 yıl içindeki evi satmayacağının ve varsa kiracısının mevcut kira bedelini yıllık enflasyon oranından fazla ar tırmayacağının garantisini verecek. Sözleşmeye uymadığı takdirde ise restorasyon bedelini belediyeye ödemek zorunda kalacak. Peki proje çalışmaları ne durumda, bugüne kadar restore edilen ev var mı ve projenin bitim tarihi belli mi... Bu sorularımızı cevaplayan Başkan Mustafa Demir,