Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 TARİH VE KÜLTÜR UNESCO’nun gözü Zeyrek’te Yazı ve Fotoğraflar: Dilek Karagöz (MİHA) ir zamanlar Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’a su taşıyan Valens (Bozdoğan) Su Kemerleri’ne ulaşmadan önce, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nın (İMÇ) karşısında, İstanbul’un saklı kalmış incilerinden biri bulunuyor. Dik yokuşları, kıvrımlı ve yer yer merdivenli sokaklarıyla ‘‘Serçeden başka kuş, Zeyrek’ten başka yokuş bilmez’’ deyimine konu olan Zeyrek, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde entelektüellerin oturduğu seçkin semtlerden biriymiş. B Geçmişin kokuları Zeyrek’in sokaklarında dolaşırken geçmişin kokusunu duyar, buradaki yaşanmışlığı hissedersiniz. Arnavutkaldırımlı, dar sokakların sonunda, geçmişte kalan ihtişamın izlerini taşıyan Pantokrator Kilisesi karşılayacaktır sizi. Bizans’ın Ayasofya’dan sonra ikinci büyük kilisesi olan ve aynı zamanda imparatorluk kilisesi olarak bilinen Pantokrator Manastırı, semtin Bizans döneminde önemli bir yerleşim yeri olmasını sağlamış. Bizans İmparatorluğu döneminde, Ayasofya tüm halka açıkken, Pantokrator sadece imparatorlara ait bir kiliseymiş. İstanbul alındıktan sonra camiye çevrilen manastır, Fatih Külliyesi’nin medreseleri yapılıncaya kadar medrese olarak kullanılmış. Eşsiz bir manzara Camiye, Başmüderris Molla Mehmet Zeyrek Efendi’nin ismi verilirken, bulunduğu semt de Zeyrek olarak adlandırılmış. Şimdilerde Zeyrek Kilise Camii olarak varlığını sürdüren Pantokrator’u gezebilmek için, caminin bakımını üstlenmiş olan ve evi camiden birkaç adım ileride bulunan bir görevlinin kapısını çalmanız gerekiyor. Yine birkaç adım aşağı indiğinizde, Fatih Belediyesi ve Rahmi M. Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı’nın işbirliğiyle hizmete giren Zeyrekhane sizi eşsiz bir manzarayla karşılayacak. Manastırın bir bölümünün restore edilmesiyle hizmete açılan Zeyrekhane’de çayınızı yudumlarken ya da Türk mutfağının lezzetlerini tadarken, başta Süleymaniye olmak üzere Sultanahmet ve Ayasofya ile Topkapı Sarayı’ndan Galata Kulesi’ne kadar birçok yer gözlerinizin önünde duruyor. ‘ UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Zeyrek’i kurtarmak ve evleri restore etmek amacıyla UNESCO, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Büyükşehir ve Fatih belediyeleri, sivil toplum kuruluşları ortak çalışıyorlar. şılayamayız. Biz de bu harabede yaşamaya zorunlu olarak razı oluyoruz. Kim daha güzel bir evde oturmak istemez ki...’’ Tarihi, İstanbul’un kuruluşuna kadar uzanan Zeyrek’in bir başka önemli özelliği de sıra halinde dizilmiş, cumbalı, ahşap evleriyle geleneksel Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerini oluşturması. Bu özelliğiyle bir tarih ve kültür mirası olan Zeyrek, SİT alanı içinde bulunuyor. Çoğu 1800’lü yıllarda yapılmış olan Zeyrek evleri, bugün bakımsızlıktan (onları böyle görmek insanı hüzünlendiriyor) yıkılmaya yüz tutmuş. Tarihi boyunca seçkin insanların konakladığı Zeyrek şimdilerde dar gelirli aileleri misafir eden bir yer konumunda, evler oturulabilir durumda olmamasına rağmen gelirlerinin çok düşük olduğunu söyleyen Zeyrek sakinlerinden Şemsa Altuğ, ‘‘Nereye gidebiliriz ki?’’ diyor. Şemsa Altuğ beş çocuk sahibi ve eşi konfeksiyon atölyesinde işçi olarak çalışıyor. ‘‘Ev, yılandan fareden geçilmiyor. Başka yerlerde kiralar dünya kadar para. Kar Tarihe sağlam bir çatı ’ UNESCO’nun, Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan Zeyrek’i kurtarmak ve evleri aslına sadık kalıp restore ederek, tarihi dokuyu canlı tutmak amacıyla; UNESCO, Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği, Büyükşehir ve Fatih Belediyesi ile çeşitli sivil toplum kuruluşları ortak çalışmakta. Bu amaçla Ulusal Ahşap Birliği tarafından başlatılan ‘‘Tarihe Sağlam Bir Çatı’’ Kampanyası kapsamında evlerin çatı ve dış cephe onarımı yapılacak. Zeyrek Projesi konusunda konuştuğumuz Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir; projenin sadece kentsel dönüşüm değil, aynı zamanda sosyal dönüşümü de içe