06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 TEMMUZ 2008 CUMA haberler SÖZ ÇİZGİNİN Turhan Selçuk C 3 AÇI MÜMTAZ SOYSAL POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Klasik OLAY tanımlanamayan sözcüklerden biridir “klasik” sözcüğü. Kimilerine göre, eskiliği, bayatlamışlığı anlatır. “Amma klasik adam” derler, beğenmedikleri kişinin modası geçmişliğini anlatmak için. Kimileri açısından çok yüce, herkesçe anlaşılmayan şeydir klasik olan. Klasik müziğin rahat erişilemeyen nitelikli güzelliğini gizemli dünyalara ait sayanlar, onun yanına yaklaşmak bile istemezler. Oysa, sözcüğü kökenden kalkarak açıklamak, tanımlamayı son derece kolaylaştıracaktır. Köken, Batı dillerinin “class” ya da “classe” sözcüğüdür; yani “sınıf”. Öyle “sosyal sınıf” falan değil; düpedüz okul sınıfı veya derslik demek. Klasiklik, okullarda okutulan, okutulmaya layık bulunan, dolayısıyla her dönemde ve her yerde gençlere öğretilmesinde yarar görülen, zaman ve zemin değişse de hep değerli ve doğru kalacağına inanılan demektir. Yeni Ceza Yasası’nın hazırlanmasında Meclis Adalet Komisyonu üyesi olarak görev yapan hukukçu Orhan Eraslan’a “Başsavcı iddianameyi açıklarken Ergenekon’un klasik bir terör örgütü olmadığını söyledi; ne dersiniz?” diye sormuşlar. Yanıtı: “Klasik değilse, neymiş peki? Ceza Yasası’nda yorumla açık da doldurulamaz, yeni bir tip terör örgütü de yaratılamaz. Tipe uyuyorsa tamam. Uymuyorsa, yorumla uyduramazsın.” Kısacası, tam bir bilgelikle, ceza hukukunun klasik kurallarından olan “Kanunsuz suç olmaz” ilkesini tekrarlamış. Tam olarak neyin suç olduğunu yasayla belirlemek gerekir. Yasanın açıkça tanımlamadığı bir eylemi ya da davranışı “suç”tur diye cezalandıramazsınız. Hukuk fakültelerinin ilk sınıflarında öğretilen ve öğretilmesinde yarar görülen ilkelerdendir bu. Ergenekon davası dolayısıyla tartışılacak noktalardan biri de bu olacağa benzer. Umulan, böyle tartışmaların, yargıyı şu ya da bu yönde etkileme çabasına dönüşmeden, vatandaşların hukuk bilincini yüceltici nitelikte sürüp gitmesidir. Şimdiden belli oldu ki, iddianamenin hazırlanması sırasında medyanın sorumsuzca çarpıtmaları ve izansız yorumları yüzünden en çok zarar gören, klasik hukuk kavramları olmuştur. Zaten, klasik ne kaldı ki? Bugünün Türkiye’sinde her şey klasikliğin dışına çıkmış durumda. Artık klasik müzik dinlenmiyor. Rap var. Klasik adamlar da kalmadı. Kimin ne olduğunu kestiremiyorsunuz. Herkes bir gün şöyle, bir gün böyle. Hiç değilse, hukuk klasik kalmalıydı. Hukuk için sık sık, “Herkese lazım olur” demiyor muyuz? Peki, günü geldiğinde hepimize lazım olacaksa, klasiklikten çıkarıp rap’leştirmek, tanınmaz hale getirmek neden? Lazım olduğu gün neyi nasıl, hangi isimle çağıracaksınız? K Kalpaklı Darbe (!..) abahın yedisiydi... Önce bir kahve içtim... Kıyıda bir süre yürüdüm... Körfezin mavisi içinde düşüncelere daldım. Umutla umutsuzluğu bir kenara koydum. Ormanlardan, kıyılardan, kıran yerlerinden gelmiş insanların resmini çizmek istiyordum... Az sonra gazeteler geldi... Önce AKP yalakası ve dinci, tarikatçı gazetelere baktım... O da ne? “Başkonsolosluk önündeki derin şüphe”, “Kalpaklı darbe”, “Darbecilere darbe günü”, “Ergenekon’un medya andıcı”, “Ergenekon’da beklenen gün.” Sabah, “Sabah”a yakışır manşet atmıştı, Ergenekon’un “medya andıcı”nı atarak... Haberi okudum bir şey anlamadım. Suya tirit bir haberdi... Gerçek Sabah ne yapmak istiyordu atv’yle birlikte. Çalık Grubu “Sabah ve atv” markasını yok etmek için mi yola çıkmıştı? Fethullahçı Zaman gazetesi bu yarışta Sabah’la ipi göğüslemişti. Gizli tanıklar durmadan konuşup, bunlara “eve teslim servis” yapıyordu. Suç değil miydi tüm bu sızdırmalar?.. Neredeydi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet savcıları? İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin soruyordu haklı olarak: “Zekeriya Öz’le konuştuğu iddia edilen bu gizli tanığın ifadeleri Zaman gazetesinde nasıl yer alabilmektedir?” Ege’de kıyı kasabalarında “gizli tanık” konuşuluyordu. Fethullahçı Gladyo’nun devleti kuşattığı tartışılıyordu. Ören’de bu konuya ilişkin çok soru aldım. AKP yalakaları, tarikatçı ve dinci medya, yargılama sürecini bitirmiş, tüm sanıkları cezalandırmıştı. Yeşiller’in “Fethullahçı Kuşu” Cem Özdemir, çokuluslu Altın Avcıları’nın Türkiye’yi nasıl sömürdükleriyle değil, henüz iddianamesi bile bilinmeyen bir yargı sürecine ilişkin açıklamalarla ilgiliydi: “Türkiye’de ölüm cezası olsaydı, darbeciler asılırdı...” ??? Kin ve nefret duyguları din bezirgânları, Soros’un çocukları, iç ve dış destekçileriyle dalga dalga yayılırken İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı iddianamenin “teknik” ayrıntılarını habercilere açıkladı. Fethullah’ın mı yoksa CIA’nın denetiminde olduğu iddiaları ortada dolaşan “Taraf” kararını vermiş: “Onları Ergenekon öldürdü!” Kim onlar? Ahmet Taner Kışlalı, Mustafa Yücel Özbilgin, Necip Hablemitoğlu... Peki Uğur Mumcu’yu, Bahriye Üçok’u, Muammer Aksoy’u, Çetin Emeç’i öldürenler neredeydi? Listeyi uzatalım: Musa Anter’i, Behçet Cantürk’ü, Vedat Aydın’ı, Savaş Buldan’ı kimler öldürmüştü? İlhan Selçuk “Ergenekon’un düşünce” lideri ve üyesi. Mustafa Balbay, Sinan Aygün, Kemal Alemdaroğlu üye... İdeolojik olarak taban tabana zıt bir dizi isim... Cumhuriyet gazetesi hem mağdur hem de sanık... Genel Yayın Yönetmenimiz İbrahim Yıldız yazdı. Ümraniye bombalarıyla Cumhuriyet’e atılan bombalar aynı değil. Amaç, Cumhuriyet gazetesini kamuoyunda, okurun gözünde küçük düşürüp, bir yerlere bulaştırmak. Bir bilgi kirliliği tarikatçılara, AKP yalakalarına, Soros’un çocuklarına “eve teslim” ediliyor... Saldırı dört koldan: “Hedef devlet...” Silahlı ve bombalı eylemlerle devleti yıkmak(!). Tek farkı “bölücü” olmaması! Hımmm!.. Yahu yargı bitmiş!.. 17 gizli tanık... “Dilovası” ve “İsmet” gizli tanık... İkiside “kilit” isimler... Bakın şimdi aklıma geldi: Hrant Dink’i hani Ergenekoncular öldürmüştü? Malatya katliamının arkasında kimler vardı? ??? Darbecilerle, çetelerle, din bezirgânlarıyla mücadele eden bir gazetede 42 yıldır çalışıyorum... 24 yıldır köşe yazarlığı yapıyorum... Yıllarca polis, adliye muhabirliği yaptım, haber nereden sızar bilirim... Cumhuriyet savcıları da bilir... El altından verilen “kirli bilgiler” hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını, eşit yargılamayı zedeler... Yargı süreci 2 bin 455 sayfalık iddianameyle ne 3 yılda biter ne de 5 yılda!.. Sonuç: Ergenekon iddianamesinin içeriğini bilmiyorum. Amaç çeteyi çökertmek değil bence. Amaç, AKP’nin muhalif sesleri susturması. Bir başka deyişle “kendi derin devleti”ni oluşturması. Galiba oluşturdu. S YENİ DEMOKRATLAR..! Almanya’da Türk gençlerinin yüzde 20’sinden fazlası okulu terk ediyor Gurbetçi eğitimden kaçıyor İlköğretim diploması olmayan gençlerin iş piyasasına atılmasının çok zor olduğunu vurgulayan Hamburg Eyaleti Başbakanı Ole von Beust, bu gençlerin okulu terk etmeden önce kazanılması gerektiğini söyleyerek, karamsar rakamları değiştirmek için önlemler alınacağını bildirdi. Dış Haberler Servisi Almanya’nın Hamburg Eyaleti’nde okuyan Türk gençlerinin yüzde 20’sinden fazlası okulu, mezun olmadan terk ediyor. Hamburg Eyaleti Başbakanı Ole von Beust, bu gençlerin okulu terk etmeden önce kazanılması gerektiğini söyleyerek, karamsar rakamları değiştirmek için önlemler alınacağını bildirdi. Gençlerin yeteneklerini arttırabilmek için işyerlerine ve kuruluşlara büyük görevler düştüğünü belirten Beust, “İşyerleri ve kuruluşlar, çok kültürlü bir anlayış içinde göçmenlere daha fazla imkânlar sunabilmeli. İşyeri sahipleri, farklı kültürdeki gençlerden nasıl ve hangi şekilde yararlanabileceğini düşünerek, bunu bir kazanım olarak görmeli” dedi. Beust, gelecek iki yıl içinde 2 binden fazla göçmen kökenli gence iş ve meslek eğitimi imkânı sunmayı hedeflediklerini söyleyerek, eyalet yönetiminin daha önce uyum planı kapsamında bin gence iş ve meslek eğitimi imkânı sunduğunu anımsattı. Beust, “Gençler arasında diplomalarını almadan okulunu terk edenlerin sayısı gittikçe artıyor. Bu oran da en fazla göçmen gençler arasında görülüyor. İlköğretim diploması olmayan gençlerimizin iş piyasasına atılması da çok zor” diye konuştu. Göçmen gençlerin yanı sıra göçmen ailelerinin bilinçlendirilmesi yönündeki faaliyetlere de ağırlık vereceklerini ve ailelerin eğitimde önemli bir rol oynadığını belirten Beust, “Aktif göçmen ailelerine ihtiyacımız var” dedi. REHİN ALINAN ALMAN DAĞCILAR PKK’den ‘K.Irak’a saldırı dursun’ koşulu Dış Haberler Servisi Terör örgütü PKK, Türkiye’de kaçırılan 3 Alman dağcının serbest bırakılması için Kuzey Irak’a yönelik saldırıların durdurulmasını şart koştu ve Kızıl Haç gibi bir uluslararası örgütün arabuluculuk yapmasını istedi. Fransız haber ajansı AFP’nin haberine göre, PKK Sözcüsü Sozdar Avesta, Kuzey Irak’ta Kandil Dağı’nda yaptığı açıklamada, dağcıların sağlık durumlarının iyi olduğunu söyleyerek “PKK, 3 Alman turistin tutulduğu bölgeye saldırıların durdurulması koşuluyla Almanları serbest bırakmaya hazır” dedi. Savaş bölgesinde olduklarını öne süren Avesta, “Bölgede ateşkes ilan edilmesini talep ediyoruz” diye konuştu. [email protected] renkli ilan Altın Karagöz Gürcistan’ın 22. Uluslararası Altın Karagöz Halk Dansları Yarışması Bursa’da yapıldı. Yarışmaya Gürcistan’dan katılan ekip birinci olarak “Altın Karagöz” ödülünü alırken, Yunanistan ekibi ikinci, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekibi de üçüncü oldu. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce Bursa Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali kapsamında Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda düzenlenen halk dansları yarışmasına bu yıl 16 ülkeden 600 dansçı katıldı. SATILIK VİLLA İzmir Urla İskelesi’nde sahibinden satılık kat kaloriferli, tripleks villa. Telefonu, mobilyalarıyla birlikte. Üç oda, çatı katı oda, büyük salon ve bahçe. 60 bin Euro Tel: 0090 232 4411220 İSMAİL ÇETİNKAYA hikmet.cetinkaya?cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: +90 212/ 343 72 69
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle