Katalog

Nr. 14 / 2007 06 APRIL 2007 Y9204 KURUCUSU: YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARI: NADİR NADİ (19451991) D: 2 Euro, A: 2.70 Euro, B: 2.70 Euro, NL: 2.70 Euro, F: 2.50 Euro, DK: 20 Dkr, CH: 4.20 Chf ABD ile Türkiye... ABD, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra eski deyişle ‘infiratçılık’ siyasetini bırakarak dünyaya açıldı; “komünizm tehdidi”ne karşı Batı dünyasının liderliğini üstlendi; askeri alanda NATO ve CENTO ile Sovyetler’i Avrupa ve Asya’da kuşattı. Türkiye bu iki pakta da girdi, ülkede ağır basan bilinç, kuzeyden gelecek ‘komünizm tehlikesi’ne karşı Batı Bloku’yla birlik ve bütünlüğü sürdürmek, var oluşumuzu ve sınırlarımızı korumaktı. Bu konuda ABD ile ‘stratejik ittifak’ Türkiye genelinde ulusal ve yaşamsal bir çap boyutundaydı. ? 1991’de Sovyetler yıkılınca Doğu Bloku ile Batı Bloku çelişkisi ortadan kalktı, CENTO zaten Humeyni hareketiyle tarihe gömülmüştü; NATO ‘komünizm tehlikesi’ kalmayınca anlamını yitirdi. Türkiye’nin yeni savunma stratejisi ne olmalıydı? Daha önce ABD ile özdeş sayılan ve iki ülke arasında ‘stratejik ortaklık’ kavramını oluşturan koşullar artık ‘mazi’ sözcüğüyle vurgulanabilirdi. ? ABD, Sovyetler yıkılmadan önce NATO ve CENTO ile birlikte Asya’da ‘Yeşil Kuşak’ tasarımını gündeme sokmuştu. Adından da pek güzel anlaşılabileceği gibi kuzeydeki komünizm tehlikesine karşı güneyden İslamcı ülkeleri birbirine bağlayan bu kuşağın da “Humeyni Devrimi”nden ve 1991’den sonra işlevi kalmadı. Bush yönetimi bu kez BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) tasarımını oluşturdu. Türkiye’ye bu tasarım içinde öngörülen işlev “Ilımlı İslam Devleti Modeli”ni benimseyerek ABD’nin Ortadoğu siyasetine ve harekâtına katkıda bulunmasıydı. ABD’nin Irak saldırısına Türkiye’den geçit vermeyen Başbakan Ecevit’in yıkılmasında ve AKP’nin iktidara geçmesinde Bush yönetiminin etkin rolü, artık bilinen bir gerçektir. Ne var ki bu çok ustalıkla hazırlanmış planlama, ünlü ‘tezkere’ olayıyla Türkiye Büyük Meclisi’nde bozulmuştur. ? ABD’nin yalnız Türkiye’de değil, Irak’taki tasarımları da tam anlamında tutmadı; Ortadoğu bugün kanlı bir kaosa sürüklenmiş, geleceği belirsiz bir bölge sayılabilir. Petrol coğrafyasında, ne olursa olsun, Bush yönetiminin ısrarını anlamak olanağı vardır; ancak Amerika’nın Türkiye’ye yaklaşımının mantığını çözmek kolay görünmüyor. ‘Stratejik müttefikimiz’ ülkemizin ve devletimizin en temel ve yaşamsal temelleriyle oynamakta bir sakınca görmüyor; bir yandan Kuzey Irak’ta PKK’yi himaye ederek teröre hoşgörü gösterirken, öte yandan Ermeni soykırımı savını Kongre’de ısıtan; beri yandan Türkiye iç politikasında laiklik ilkesini tehlikeye düşürecek desteklerini sürdürenlerin amacı nedir? ? ABD’nin bir dünya gücü olduğu ve IMF marifetiyle Türkiye’nin ekonomisini denetlediği Baykal, en büyük kuruluşun mali kıskaçta olduğunu, diğerinin de ‘devlete’ geçtiğini söyledi ‘Medyayı kuşattılar’ Demokrasi aksıyor Medyaya yönelik AKP iktidarının baskılarını değerlenTMSF PROTOKOLLERDE KEYFİ DAVRANIYOR Adamına göre uygulama Sabah ve atv’ye el koyan TMSF, çeşitli gruplara farklı uygulamalarıyla dikkat çekti. İmar Bankası hâkim ortağı Uzan Grubu ile anlaşma yapmaya yanaşmayan TMSF, pek çok gruba libor artı yüzde 1 faiz uygularken örneğin Aksoy Grubu’nun ödemesini “gayrimenkul ve şirket değerlerinin artırılıp satılmasından elde edilecek gelirlere” bağladı. Murat KIŞLALI’nın haberi 18. Sayfada diren CHP lideri Baykal, “Seçime giderken en büyük medya kuruluşu 2.5 katrilyonluk bir mali kuşatma altında tutuluyor. İkinci büyük kurum devletin eline geçti. Türkiye’de bugün özgür bir basından söz edilemez” diye konuştu. Baykal, aniden gazetelerin kapandığı bir ortamda demokrasinin sağlıklı işlemesinin söz konusu olamayacağının altını çizdi. Basın kuruluşları kaygılı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası, TMSF operasyonuna tepki gösterdi. TGC ve TGS’den yapılan açıklamalarda, gelişmelerin tedirginlik içinde izlendiği belirtilerek iki seçim arifesinde yapılan operasyonun çoksesliliği engellemeyecek bir yaklaşımla ve kısa sürede sonuçlandırılması istendi. Kanaltürk’e baskı ve Gözcü’nün kapatılmasının kaygı verici olduğu belirtildi. Haberi 18. Sayfada K Şapkalı kadınlar Meclis’te Yeniden Kuvayı Milliye Derneği Başkanı Hakkı Sevim ve çok sayıda dernek üyesi, başlarında Kuvayı Milliye hareketinin simgesi kalpaklar ve ellerinde Türk bayraklarıyla gazetemiz binası önünde bir araya geldiler. Sevim, “Tehlikenin farkında olmamak, ilgisiz yurttaş olmak ve Atatürkçü olmamak demektir” diye konuştu. “Tehlikenin Farkındayız” pankartı açan Kuvayı Milliyeciler, “Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Atatürk” şeklinde sloganlar attılar. TBMM Genel Kurulu “kalpaklı” ve şapkalı kadınlara ev sahipliği yaptı. Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle 7 Mart’ta yapılan özel oturuma şapkalı kadınların girmesinin engellenmesi kamuoyundan sert tepki alınca, Meclis yönetimi genel kurulu izleyen kadınlara zorluk çıkarmadı. Ankara Çayyolu Platformu, Çayyolu CHP Örgütü, ODTÜ Mezunları Derneği ve Cumhurbaşkanlığında Toplumsal Uzlaşma Hareketi temsilcilerinden oluşan ve büyük çoğunluğu şapkalı olan kadınlar TBMM Genel Kurul locasına alındı. Hamdiye Şen adlı kadın, ziyaretin amacını soran gazetecilere, “halk ordusunu temsil ettiklerini” söyledi. alpaklarıyla geldiler Başbakan’dan, üniversitelerin yürüyüş için sınavları ertelediği yolundaki haberlere sert tepki Miting Erdoğan’ı kızdırdı YEŞİL SERMAYE MAĞDURLARI Devamı 18. Sayfada C ‘AKP’ye oy yok’ Yeşil sermaye mağduru Hanifi Doğan, “Vurguncudan hesap soracağız” söylemine inanarak AKP’ye oy verdiklerini, ancak 4.5 yılda hükümetin kendileri için hiçbir şey yapmadığını ve verdikleri dosyalarla ilgilenilmediğini kaydetti. Zeynep ŞAHİN’in haberi 6. Sayfada ADD’nin Ankara’da 14 Nisan’da yapacağı mitinge öğrencilerin katılması için sınavların ertelendiği yolundaki haberlere tepki gösteren Erdoğan, “Sınavlar, bundan dolayı erteleniyorsa bu çok çirkin bir şey” diye konuştu. Farklı seslere tahammül edemeyen Erdoğan, “Bu iş biraz da şirazesinden çıkmış vaziyette. Bu takımların ne yaptığı da belli değil” dedi. Erdoğan, cumhurbaşkanı adayını belirlemek için takvimi geciktiriyor. Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adaylığı için milletvekilleriyle yapacağı görüşme bir hafta sonraya, adayın kesinleştirileceği AKP MKYK toplantısı da 18 Nisan’a ertelendi. Ertelemeler AKP’nin Köşk adayını başvuruların son gününde açıklayacağı biçiminde yorumlandı. Haberi 18. Sayfada Milyarlık ‘yeşil soygun’ hakkında Berlin ‘bilgisiz’ Birçok çevrede, “Almanya tarihinin en büyük dolandırıcılığı” olarak değerlendirilen yeşil sermaye soygunundan Berlin hükümetinin hiç haberi olmadığı yolundaki açıklama, tepkiyle karşılandı. Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen, konunun üzerine gitmeye devam edeceğini belirtirken, Avrupa Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Demirci, hükümet adına yapılan açıklamanın inandırıcı olmadığını savundu. “Jetpa” ve Levent Akgündüz hakkında, topladıkları ortadan kabolan milyonlarla ilgili olarak birçok mahkumiyet kararı çıkardığını belirten Avukat Fatma Civelek de, bu soygunla ilgili olarak Almanya’da kimsenin “haberim yoktu” diyemeyeceğini kaydetti. 2002 yılından bu yana birçok Alman makamını düzenlediği kefenli gösterilerle uyaran, “Yimpaş, Kombassan, Endüstri Holding mağduru” Hanifi Doğan, “Milli Görüş bağlantısı başta olmak üzere her şeyi biliyorlar. Bilgimiz yok diyorlarsa, o zaman ya Almanya’nın istihbaratı yok, ya da bir rant paylaşılıyor” diye konuştu. Osman ÇUTSAY’ın haberi 6. Sayfada Almanya’daki Türklerin tercihi merkez sağ Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı’nın araştırmasında, siyasi partilerin aldıkları oyların cinsiyetlere göre dağılımında da çarpıcı bir tablo ortaya çıktı. AKP’ye oy vereceklerini belirtenlerin yüzde 54.7’sini, CHP’ye oy vereceklerin de yüzde 58.9’unu erkekler oluştururken, DYP seçmenlerinin yüzde 53.5’i, MHP seçmeninin de yüzde 54.7’i kadın seçmenlerden meydana Haberi 10. Sayfada geldi. Yaratıcılıktan korkuyoruz Kendi besteleriyle solo bir albüm hazırlayan Baysal, farklı bir davulcu portresi çiziyor. Baysal, Türkiye’de müziğin herhangi bir dalının sevilmesinin tamamen yurtdışında kabul görmesine bağlı olduğunu belirterek “Kendi yaratıcılığımızdan korkuyoruz” dedi. Hatice TUNCERin söyleşisi 7. Sayfada