07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Dursun Özden Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:[email protected] Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Editör/ Redakteur: Gonca Kanber Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Zaferin adı: Gelibolu İstanbul’dan Tekirdağ üzeri Gelibolu’ya giderken, Koruköy ormanlık alanını geçince tatil köyleri ve yazlık evlerin yoğun olduğu Saroz Körfezi selamlıyor bizi. Bir yanda Ege Denizi, diğer yanda Çanakkale Boğazı. Yeşil ile mavinin öpüştüğü bir ufuk çizgisinde, tarihin kucağında buluyoruz kendimizi. GeliboluLapseki arabalı vapuru ile boğazı geçtikten sonra, bir Çanakkale sevdalısı olan Işık Narler ve Troy Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Sermet Atadinç ile birlikte, Kordonboyu’nda bölgenin ünlü mutfak ürünlerinden; sardalye kebabı, peynir helvası, Gelibolu lokumu, süt tarhanası, simit lokumu, zeytin, tavuklu mantı, akıtma, lokma, tarak pilavı, tuzlu balık, lakerda, balık çorbası, salata, Tekirdağ rakısı ve Mürefte şarabı eşliğinde, Gelibolu Yarımadası’nı konuşuyoruz. Çevreci Gelibolu Belediye Başkanı Cihat Bingöl, Gelibolu’da 56 yıldır gazetecilik yapan 81 yaşındaki Süleyman Tokgözle yaptığımız sohbette, esnafın, turizmcilerin, balıkçıların ve üreticilerin sorunları, “Gelibolu Altın Sardalye Kültür ve Sanat Festivali”, büyük vatan şairi Namık Kemal, 1547’de idam edilen dünyaca ünlü Osmanlı denizci Piri Reis’in 1522’de yaptığı Gelibolu Müzesi’nde bulunan “deniz coğrafyası haritası”, orman yangınları, 1915 Çanakkale Savaşları, Milli Park, Mevlevihane, tarih, kültür ve kıyı turizminin canlandığı Gelibolu Yarımadası gündemimizdeydi. Boğazın karşı yakasında zeytin toplayan, zeytin gözlü Gelibolu güzellerinin söylediği; “Gelin kaynana taşlaması”, “Fındıklı” ve “Evrese yolları” türküsü, turistlerin durup dinledikleri hoş bir zaman dilimi. Zaman ayırıp, gezilip görülecek yerler: Milli Park, Çimpe Kalesi, Süleyman Paşa Türbesi, Bayraklı Baba Türbesi, Bolayır’daki Namık Kemal’in Mezarı, Hallacı Mansur Türbesi, Piri Baba Anıtı, Yakup Paşa Hamamı, Telli Çeşme, Fransız Mezarlığı, Piri Reis Müzesi, Zeytinyağı Fabrikası, Gelibolu merkezde Miralaş Şefik Aker Caddesi’ndeki Kültür Evi, Köy Müzeler, plajlar, mesire yerleri… Güneyli köyüne Gelibolu’nun “plaj köyü” diyebiliriz. Denizi ve kumsalı mükemmel. Güneyli’de konaklamak isterseniz Martı Otel’i önerebilirim. (0.286. 572 65 25) on iki ay hizmet veren otel Çanakkale Şehitliği’ne 35 kilometre mesafede. Gelibolu adı “Gal Ülkesi” anlamına gelen Gallipolis’e dayanıyor. Osmanlı döneminde de bu isim Gelibolu olarak değiştirilmiş. Gelibolu ve Çanakkale deyince ilk aklımıza gelenler şunlar: Antik Truva Atı, Rumeli Fatihi Süleyman Paşa (13161359), 3 Aralık 1888’de ölen Namık Kemal’in Bolayır’daki mezarı, Birinci Dünya Savaşı sırasında (1915), 258 bin Türk ve 253 bin düşman askerinin öldüğü Çanakkale Savaşları. Çanakkale; şimdilerde ise, Gelibolu Yarımadası’nda bulunan şehitliklerin ve tarihikültürel dokuların içler acısı durumu ile gündeme oturdu. Ege Denizi’nden Çanakkale Boğazı’na girerken, düşman donan ON BİNLERCE KİŞİ KATILDI ması tarafından ilk çıkarmanın yapıldığı, Gelibolu Yarımadası’nın girişindeki Seddülbahir Burnu’nda dev bir anıt yükselir: Şehitler Abidesi. Şehitlik Abidesi denize doğru kayıyor mu? Bu durum ve orman yangınları konusunda ne yapılıyor? Gelibolu Yarımadası’nı gezen turistlerin merak ettiği konulardan bazıları bunlar. 261 RAKIMLI TEPE Gelibolu Yarımadası’nın en yüksek yerindeyiz. Doğuda Çanakkale Boğazı, batıda Saroz Körfezi, kuzeyde Bolayır ormanları ve güneyde su yerine kan akan Çataldere, 57. Alay’ın mevzilendiği sığınakta çoğu çocuk yaşta, bir günde bin 520 şehit ve 4 bin 500 yaralı verdiğimiz Conk Bayırı ve Kanlı Sırt mevzileri. 1915’in kavurucu ağustos sıcağında yarımadanın her iki tarafından düşman kurşun ve bombaları yağarken, Atatürk’ün sığınakta saatinin parçalandığı yerdeyiz. “261 Rakımlı Tepe”deki sığınak, askerin soluk aldığı yer. Düşmanla burun buruna savaşan Mehmetçiğe, Mustafa Kemal ölümü vaat ederek başta İngilizler olmak üzere, tüm emperyalist ülkelerin beynine kazınan “Çanakkale geçilemez” destanını yazdırmıştı. Ve o gün, çoğu öğrenci vatanseverler alayı olan 57. Alay’ın neferleri ve öteki askeri birliklerin tamamı öldü. Cephede tek başına kalan Ezineli Mehmet Çavuş, yaralı bacağını silahının kayışıyla bağlayıp, mermisi bittiğinde de düşmanı taş atarak uzun süre oyaladığı ve Türk askerlerine moral verip, zaman kazandırdığı için, Atatürk tarafından o anda ödüllendirildi. Yaralıların taşındığı Akbaş Sahra Hastanesi ve sevk limanından İstanbul Selimiye Hastanesi’ne hareket eden “Halep” adlı Kızılay bayraklı Türk gemisini bombalayan İngilizler, gemide bulunan mürettebat dahil, 200 yaralıyı şehit ettiler(1915). 261 Rakımlı Tepe’deki göğüs göğse yapılan savaşta; 9 bin 200 Türk ve 12 bin düşman öldü. Çanakkale Savaşları’nda toplam ölenlerin sayısı ise: 258 bin Türk, 253 bin düşman. On binlerce yaralı ve maddi kayıp... Bugün her Türk evladının gidip görmesi gereken topraklarda Savaş ve zaferin destanının nasıl yazıldığı biraz olsun anlaşılır. Şehitlerimiz zaferin adını kanlarıyla yazdılar. Bilgi için Gelibolu Belediyesi: (0.286. 566 10 11) Fransa’da nükleer gösteri Dış Haberler Servisi Fransa’da on binlerce kişi nükleer karşıtı gösteri yaptı. Fransa’nın 5 kentinde düzenlenen gösterilere katılanlar, ülkede nükleer reaktörlerin yeni neslinin yapılması planını protesto etti. Fransa’da nisan ve mayıs aylarında yapılacak devlet başkanlığı seçimleri için adaylığını açıklayanların dikkatlerinin bu konuya çekilmeye çalışıldığı gösteriler Rennes, Lyon, Toulouse, Lille ve Strasbourg’da düzenlendi. Eleştirmenler, yüzde 17 oranında daha az yakıt kullanılmasını hedefleyen su reaktörlerinin yapılması planını, Fransa’nın nükleer enerji programının yeniden başlatılması olarak görüyor. Allianoi boğulmasın Sevim ERTEMUR ortanlı Barajı’nın suları altına gömülmek istenen Allianoi için Avrupa Parlamentosu Başkanı HansGert Pöttering’in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “antik kentin korunması” yönünde mektup yazmasının ardından Türkiye genelinde 11 üniversitenin arkeoloji bölümü öğrencileri ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarla, “Allianoi boğulmasın” çağrısında bulundu. Antik kentin mutlaka korunması gerektiğini vurgulayan Allianoi kazı heyeti başkanı Yardımcı Doçent Ahmet Yaraş, henüz yüzde 2030’luk bölümü kazabildiklerini belirterek kazı yapabilmeleri için ilgililerden kendilerine 5 yıl daha süre tanımalarını istedi. Bölgenin müthiş gelir getirecek “Termal, Sağlık, Kültür, Turizm ve Kongre Merkezi” haline getirilebileceğini belirten Yaraş, halkın su ihtiyacını karşılamak için Allianoi yok etmek yerine ilk aşamada, yapımı devam eden, bölgeye 200300 metre uzaklıktaki Çaltıkoru Barajı’nın hizmete açılmasını önerdi. Trakya, Çanakkale 18 Mart, Hacettepe, Mersin, İstanbul, Uludağ, Dicle, Konya Selçuk, Ankara, Muğla, Isparta Süleyman Demirel üniversitelerinin arkeoloji kulüpleri yaptıkları açıklamada, “Allianoi antik kentinin sulara boğulmasını istemiyoruz” dediler. Rektör Enver Duran ve öğretim üyelerinin de katıldığı Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’ndeki toplantıda açıklamalarını okuyan öğrenciler yetkililere şöyle seslendiler: Y Bölgede bugüne kadar yapılan kazı çalışmalarıyla günışığına çıkarılanlar arasında, 2 katı tamamen korunmuş 3 katlı ılıca yapısı ve antik kentin simgesi haline gelmiş Su Perisi heykeli yer alıyor. (Fotoğraflar: BÜLENT ÖZDOĞAN) mayız, boğmamalıyız. Allianoi, doğa tarafından dünyada en iyi korunmuş ve halen sıcak suyu kullanılabilen bir sağlık yurdudur. Ve buranın sulara gömülmesine göz yummak istemiyoruz. Allianoi boğulmasın!” Öğrencilerin böylesine duyarlı olmalarının sevindirici olduğunu belirten Allianoi kazı heyeti başkanı Yaraş, bölgenin, yaklaşık 500 yıl Anadolu’da hüküm sürmüş Roma İmparatorluğu’ndan en sağlam kalmış sayfiye yeri olduğunu belirtti. Aynı zamanda Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi olan Yaraş, 9 yıldır yaptıkları kazı sırasında taşınmaz olarak anıtsal caddeler, odalar, köprüler, kilise, doktorların kullandıkları mekânlar ve 9 bin 600 metrekarelik 2 katı tamamen korunmuş, 3 katlı ılıca yapısı ortaya çıkarıldığını bildirdi. Ilıcanın, “dünyanın en sağlam kalmış ve içinde sıcak suyu olan antik bir kaplıca” olduğuna dikkat çeken Yaraş, halen insanların romatizmal ve kadın hastalıkları için şifa bulmak amacıyla sulardan, havuzlardan yararlandıklarını söyledi. YIL DAHA İZİN VERİLSİN’ Tarihte önemli bir sağlık merkezi olduğunu belirledikleri Allianoi’de yapılan kazılar sırasında çok sayıda tıp aleti de bulduklarını kaydeden Yaraş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece yüzde 2030’una ulaşabildiğimiz bir yerde tüm bunlar arkeoloji bilimi açısından çok önemli veriler. Baraj faaliyete geçirilirse, tamamına ulaşmamız engellenmiş olacak ve burası 17 metre su altında kalacak. Böyle bir şey arkeoloj bilimi için en büyük tehlike. Oysa bizim en az 5 yıl daha aktif olarak kazı yapmamız gerekiyor ki tam sınırlar tespit edilsin. O yüzden 5 yıl daha kazı yapılmasını talep ediyoruz. 5 yıl sonra devlet çağdaş bir devletse korur, değilse yok eder.” Allianoi’nin “Termal, Sağlık, Kültür, Kongre ve Turizm Merkezi” haline getirilebileceğini vurgulayan Yaraş, “Bu projenin benzeri Almanya’da var. İnanılmaz para kazanıyorlar. Aynı şeyleri Bergama’da da yapabiliriz. Sponsorlar da var. Avrupa Parlamentosu’ndan parasal destek sağlanabilir. Yeterki siyasi bir irade olsun. Çağdaş düşünebilen kafalar olursa yapılamayacak bir şey yok” dedi. Kültür varlıklarının bir yerden bir başka yere taşınmasını etik bulmadıklarını belirten Yaraş sözlerini şöyle noktaladı: “Toplumda bu kadar duyarlılık kazanılmışken Allianoi suyun derinliklerine gönderirsek insanlarda devletin kültürel değerlere sahip çıkmadığı yönünde kanı oluşacak. Bu da kültür varlıklarına bakışımızı olumsuz etkileyecek. Definecilik gibi olumsuz şeyler artacak. Yurtdışına kaçırılmış olan kültür varlıklarını yeniden istemeye yüzümüz olmayacak. O yüzden Allianoi bir mihenk taşı ve mutlak surette korunması gerekiyor.” ilan renkli HATADAN DÖNÜLSÜN “İzmir 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun aldığı, Allianoi antik kentinin etrafına koruma duvarlarının konulması ayrıca kentin doğal yolla üzerinin alüvyonla kaplanması kararının, tarihi miras yolunda yapılan bir hata olduğunu görüyor ve bu hatadan dönülmesini istiyoruz. Bizler, öğrenciler olarak, dünyanın en sağlam kalabilmiş Roma dönemi kaplıcasının bundan sonra da Anadolu çocuklarına ve dünya çocuklarına miras kalabilmesini istiyoruz. Tarihimizi, bir dünya mirasını göz göre göre boğa ‘5
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle