07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

23 MART 2007 CUMA bilim/vaziyet Nanoparçacıklarla kanser tedavisi gelişiyor 20. yy’da tıpta yaşanan tüm gelişmelere rağmen kansere çare ıp biliminin kanserle savaşıalanla titreşime geçebulunamadı. Endüstri ülkelerindeki ölüm nedenlerinin mındaki son umudu nanorek 70 dereceye kadar dörtte biri, hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalarak tümör teknik. Ve Amerikan Ulusal ısınıyor ve bu şekilde oluşturdukları bu hastalığa uzanıyor. Türk Kanser Kanser Enstitüsü Nanoteknoloji Birsağlıklı dokuyu etkileAraştırma ve Savaş Kurumu’nun (TKASK) verilerine göre liği araştırmacısı Mauro Ferrari, nameden kanserli hücreTürkiye’de her yıl 150.000 kişi kansere yakalanmakta. notekniğin halihazırdaki terapilerle leri öldürüyorlar. Bu Erkeklerde en sık görülen ölümcül kanser türlerinde partiküllerin doğrugerçekleştirilemeyeni mümkün kıldıakciğer, kadınlarda ise meme kanseri ilk sırada yer alıyor. dan doğruya tümörü ğı görüşünde. Kanserli hücreler moaşılanması gerekiyor, leküler düzlemde en etkili bir biçimfakat Jordan da Targeting yöntemine uygun olan ve örneğin kade devre dışı bırakılabilecek, dolayısıyla da en düşük yan etkiraciğer kanserini iyileştirecek ikinci nesil nanopartiküller üzeli yeni terapiler geliştirilebilecek. rinde çalışıyor. Oysa günümüzde kullanılan terapilerden sağlıklı dokular da Bununla birlikte hangi nanopartiküllerinin daha etkili olacaetkilenmekte. Araştırmacılar çözümün etki maddelerini doğğı henüz tahmin edilememekte. rudan doğruya tümörlü dokulara taşıyacak işlevsel nanoparçaBu tür "akıllı nano bombalar"la kanserli hücreleri patlatmacıklarla elde edilebileceğine inanıyor. ya çalışanlar dışında bazı araştırmacılar kanseri farklı yollardan Bu düşünce aslında pek yeni sayılmaz. 1980’li yıllarda örneğin lipozomlar kullanılmaya başlanmıştı. Birkaç yüz nanometre büyüklüğünde PEG (polietilenglikol) gibi polimer moleküllerinden oluşan kılıflara sahip olan bu taşıyıcıların olumlu yanı, suda çözünür olmadıkları için kan dolaşımında dağılmayan Kanserli ve bağışıklık sisteminden etkilenmeyen ilaçların etrafını sarahücre bilmeleriydi. Bu bazda üretilen ilaçlardan biri 1995 yılında Kaposil sarkomuna karşı geliştirilen Doxil’dir. Hücre Birinci aşama çekirdeği KİNCİ NESİLLER GELİYOR Yağmur Ekim C İrtemçelik’e da bugünlerde ulusal şehidimiz Talat Paşa’nın aziz anısını anmak için gidenler arasındaydım. Türkiye’den katılanların tümü yeşil pasaport sahibi emekli kamu görevlileriydi. Zira Almanya normal pasaport sahibi katılımcılara son güne değin oyalayıp vize vermemişti. Berlin’e indiğimizde haşin Alman polisi bizi otele bırakmayıp dört saat havaalanı önündeki otobüslerde bekletmişti. Bu haksız ve yanlı tutumu dile getirecek, bizi karşılamaya gelmiş tek bir Büyükelçilik görevlimiz yoktu meydanda. Şimdi anlıyoruz ki bizler güya Berlin’i yakmayla gelmiş yaşlı haydutlarmışız; çünkü Büyükelçi İrtemçelik öyle açıklıyor! Ama aynı Büyükelçi, Irak Savaşı 4 yılını doldurmuş... “Buşçular da ceplerini doldurdu!” Bir zamanlar Erdoğan bile eski bir İslami şiiri okumaya cüret ettiği için bu generaller tarafından hapse atılmıştı. Türkiye’nin endüstri devleriyle ve bankalarla ortak çalışan generalleri kendilerini, diktatör Mustafa Kemal’in 1930’larda yarattığı yarı faşist ideolojinin gardiyanları saymaktadırlar. Franco, Mussolini, Salazar ve Peron’un modası geçse de Atatürk’ün suratsız hayaleti Türkiye’yi ordu aracılığıyla yönetmeye devam etmektedir. Türkiye bir AB üyesi olmadan önce generalleri politikadan çekilerek kışlalarına dönmelidir. Kemalist ideoloji gömülmelidir.” Atatürk hakkındaki ifadelerini Eric Margolis’e aynen iade ederken hakkını da vermek gerek. Çünkü bu herif, Türkiye’de birilerinin ağızlarında gevelediği düşüncelere tercüman olmuş. Fakat herif, bir yıl içinde koşulların değiştiğinin farkında değil. Bir medya patronunun kızının başkanlığındaki Türkiye’nin endüstri devleri, artık “kabiliyetli başbakan”ın hesabına çalışıyorlar ve tüm kabiliyetlerini kullanarak kendilerini ufuktaki ılımlı İslam düzeninin kasiyeri olmaya hazırlıyorlar. Gömmeye gelince; emperyalizme karşı tarih yazan Kemalistler gömmesini de bilir ölmesini de! 17 Başlık: ‘Çanakkale Cumhuriyetin önsözüdür.’ AKP de son sözü! T BERLİN Büyükelçisi Mehmet Ali İrtemçelik’in geçen yıl düzenlenen Berlin Talat Paşa Yürüyüşü’ne ilişkin olarak Vaziyet’e yaptığı açıklama yeni açıklamalara neden oldu. Talat Paşa Komitesi Sekreteri Ferit İlsever: “Büyükelçinin ifadesinde yer alan ‘Berlin’i yakarız’ şeklinde yazılı ya da sözlü hiçbir açıklamamız olmamıştır, olmaz da. Bu yalan Süper NATO’nun Berlin’deki eylemimizi engellemek için Alman devletini ve kamuoyunu aleyhimize çevirmek yönünde ürettiği psikolojik savaş malzemelerinden sadece birisidir. Nitekim bu psikolojik savaş sonucunda Talat Paşa Komitesi üyelerine Alman devleti tarafından vize verilmemiştir. İrtemçelik de bu yalan haber üzerine Büyükelçilik çalışanlarına baskı uygulamıştır.” Emekli Vali ve Talat Paşa Komitesi katılımcısı Aydın Özakın: “Geçen yıl tam Başbakan tarafından televizyon ekranlarında azarlanırken yüreğimiz burkulmuştu. Bu yıl, Talat Paşa’nın aziz anısını anmak için Türk Büyükelçiliği şehide yakışan bir tören düzenlerse yine her şeyi unutmaya hazırız.” Talat Paşa Komitesi üyesi ve katılımcısı avukat Nezihi Sanal: “Yürüyüşün düzenlenmesine yardım eden Almanya’daki vatandaşlarımızın kurdukları dernek yöneticileri, Büyükelçi İrtemçelik ile görüşmek için randevu aldıklarını, Büyükelçinin kendilerini ayakta kabul edip, bu eyleme hükümetin karşı olduğunu tebliğ ettikten sonra ‘görüşme bitmiştir’ diyerek odasından çıkardığını bana ifade ettiler. Görüştüğüm Türkler de Alman polisinin toplantıya katılmamaları için ihtarda bulunurken, bu toplantıya Büyükelçiliğin de karşı olduğunu kendilerine bildirdiğini söylediler.” İ Massachusetts Teknoloji Enstitüsü biyotıp uzmanı Robert Langer, şimdi yalnızca bağışıklık sistemiyle başa çıkmakla kalmayıp, kanser hücrelerini son derece spesifik bir şekilde yönlendiren ikinci nesil nanopartiküller üzerinde çalıştıklarını söylüyor. "Targeting" olarak adlandırılan bu yöntemde, etki mad İkinci aşama Başbakan fıtık olmuş... “Milletin haline özenmiş olmalı!” Falcılar İlker Çamkır: “Bazıları Cumhurbaşkanlığına kimin aday olacağı hakkında fal bakacaklarına ‘ulema’ya sorsalar ya!” Hedef Targeting işlevli taşıyıcı Gömmece KANADA’NIN başkenti Ottawa’da yayımlanan The Ottawa Sun gazetesinde bir yıl kadar önce yayımlanan Eric Margolis imzalı bir makaleyi Türkçe’ye çevirmiş Özgür Ulusoy. Yazarın internet sayfasında yayımlanmaya devam eden bu makale hem ulusça nasıl bir aşağılanma ile karşı karşıya olduğumuzun belgesi hem de tehlikenin farkında olmak için tam bir ibret vesikası: “Türkiye’nin popüler ve kabiliyetli başbakanı, ılımlı İslamcı Recep Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye’yi AB’ye hazırlayacak önemli siyasi ve yasal reformları halihazırda gerçekleştirmiş durumdalar. Birçok insan hakları ihlalinin engellenmesi ve isyankâr Kürtlerle soyların barışının sağlanması bu reformlardan bazılarıdır. Ancak Türkiye hâlâ tam bir Avrupa tarzı demokrasiye sahip değil. NATO’nun ikinci büyük ordusu olan 580 bin kişilik kuvvetli Türk ordusu hâlâ tehlikeli biçimde politize olmuş durumda. Ordunun zorba ve katı antiİslamcı generalleri, defalarca tehdit ettikleri ve düşürdükleri demokratik hükümetlere karşı sürekli bir tehdit oluşturmakta. RESİM 1: Kanserli hücre desi taşıyan nanopartiküllerin üzerine sadece belli başlı kanser hücrelerinin kılıfına yapışabilen reseptör moleküllerine tutunabilen moleküller yerleştirilmekte. Langer bu yöntemi birkaç ay önce Harvard Tıp Okulu’ndan Omid Farokhzad ile birlikte bir prostat kanseri ilacında uygulamış. Araştırmacıların ilaç taşıyıcısı, içinde Docetaxel kemoterapi ilacı bulunan süngerimsi bir kopolimerden oluşmakta. PEG kılıf bağışıklık sisteminin saldırısını engelliyor. Tutunma mekanizması, özel proteinlerle kanser hücreleriyle birleşen kısa RNA zincirlerinden meydana gelmekte. Taşıyıcı partikül, kanser hücreleri tarafından alınan Docetaxel’i boşaltıyor. Hayvanlarla yapılan deneyler sırasında, konvansiyonel yöntemlerle Docetaxel’le tedavi gören farelerin %14’ü, Targeting işlevi bulunmayan ilaç taşıyıcılarıyla yapılan tedaviyle de %57’si hayatta kalmış. Oysa Targeting işlevli taşıyıcılar sayesinde tüm fareler kanseri yenerek hayatta kaldılar diyor araştırmacılar. Bunlar umut verici araştırmalar ama başlıca sorun çeşitli kanser hücresi türlerine ait bazı reseptörlerin hâlâ bilinmiyor oluşu. yenmeye deniyor. Mesela hücrelerin besleyici madde alımını engelleyerek. Çünkü tümörlerin etrafında hızla minik damarlardan oluşan bir ağ, hücreleri besler. Burnham Tıp Araştırmaları Enstitüsü tümör biyologu Erkki Ruoslahti şimdi, tıpkı yapay trombositler gibi etkiyen nano partiküller geliştirdi. Bunlar normalde yaralanma yüzünden damar cidarlarında oluşan açıklıklarda pıhtılaşırlar. Ruoslahti, tümör damarlarındaki iç cidarların da belli başlı proteinlerden oluşan gözenekli bir dokuyla kaplı olduğunu keşfetmiş. Daha sonra ise sadece bu dokuyla birleşen bir protein molekülü saptamış. Nanopartiküller bu proteinle kaplandıklarında, tümör damarlarına girerek dokuya yapışıyor ve gözenekleri tıkıyorlar. Araştırmacı bu şekilde tümörleri küçültmeye başarmış. Anlaşıldığı üzere yeni nanotıbbın sıradan hastalara ulaşması birkaç yılı alacak. En erken piyasaya çıkabilecek Magforce terapisinin bu yılın sonunda ya da önümüzdeki yılın başında uygulanabileceği tahmin edilmekte. Nanopartiküllerle kanser tedavisi için en az beş yıl araştırma gerekmekte ve her türlü kanser türünün nanopartiküllerle tedavi edilmesine en erken 2015 yılında başlanabilecek. Nilgün Özbaşaran Dede Kaynak: Technology Reviews 23.02.07 Liste Salih Dündar: “Dünyanın en zenginleri listesine dört Türk’ün daha girmesi için acaba kaç bin Türk dünyanın en fakirleri listesine girdi!” Kuruluş Savaş Ünlü: “Morkıç şirketleri ABD’de iflasın eşindeyken Türkiye’de Diyanet’in fetvasıyla kurulmaya çalışılıyor!” Katkı Doğan Kapkıner: “Terörist başı oldu sayın; şehitlerimiz oldu kelle. RTE’nin Türk edebiyatına kazandırdıkları!” Korku Işık İşgüden: “Abdullah Gül, şehitlikte, şehit diplomatların türbansız eşlerinin yanında oturmamış. Konfeksiyon kaparım diye korkmuştur!” HANGİSİ ETKİLİ OLACAK? Berlin’deki Magforce AG Enstitüsü’nden Andreas Jordan ise birkaç yıl önce ulaşılabilir olmayan beyin tümörlerini tedavi eden yöntemini başarıyla test ederek dikkatleri üzerine toplamıştı. Kanser hücrelerine giren partiküller değişken manyetik Oran RESİM 3: Dendrimer molekülü Nami Tepe: “AKP İşkur’dan 14 bin, yandaşlarından 75 bin kişiyi işe yerleştirmiş. Oya göre temsil oranındaki çarpıklığın vatandaşa yansıması!” Fıtık Anıl Öçal: “Allah’ın sopası yok; milleti fıtık ettiğinden değilse, diz dibinde fazla oturmaktandır!” Bir sır daha aydınlanıyor: Aspirin bazı kanserleri nasıl önlüyor? raştırıcılar bulgularının kanser tedavisini hedef alan gelişmelere neden olacağını ileri sürmekteler. Deaconess Tıp Merkezi (BIDMC) ve Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi araştırıcılarının birlikte yaptıkları araştırmalar bir uzun çözülmesi zor bir bilmecenin cevabına ilişkin bulguları ortaya koyuyor. Aspirin, ibuprofen ve sulindac’ın da içinde olduğu son derece popüler ağrı kesici ilaç sınıfı nasıl oluyor da bu ölümcül hastalıktan insanları koruyor? Daha önce antiinflamatörlerin birçok kanserin önlenmesinde etkin olduğu bilinmekle birlikte, bunun nasıl olduğu bilinmiyordu. Harvard Tıp Fakültesinden Prof. T. Liebermann ve arkadaşları kültür ortamında çeşitli kanser hücrelerine NSAID’ler uygulandıktan sonra tek genin ifadesinin arta Tıp Fakültesi’nde ıslahat Tıp Fakültesi’nde yapılacak ıslahat hakkında kendisiyle görüşen bir muharririmize, Tıp Fakütesi reisi müderris Neşet Ömer Bey şu beyanatta bulunmuştur; “Bu sene önümüzdeki Haziran’da kanser ile mücadele için Tıp Fakültesi’nde teşrihi marazi (patolojik anatomi) kürsüsüne bağlı bir tetebbu (araştırma) merkezi açılacaktır. Burada kanser namı altında toplanmış olan habis urların tabiatı ve mahiyeti, hayatiyet, tecrübe ve tecrübi tedavi noktai nazarından tetkik edilerek, ictimai (toplumsal) bir hastalık olan kanser ile mücadele esasları hazırlanacaktır. Bu hastalık hakkında Avrupa ve Amerika’da bazı tetkikatlar yapılmakta ise de, bu tetebbuat yeni değildir ve evvelden beri tatbik ve tecrübe edilen usullerden ibarettir. Bu sene fakülte seririyatlarına (kliniklerine), yeni tesisat ile 50 yatak ilave edilmiş ve seririyatların yatak adedi toplamı 310’a çıkmıştır... Tıp Fakültesi seririyatlarının merkezi ısıtma ve olmak üzere 5070 arasında talebe mezun olmaktadır. Eczacı ve Dişçi Mektebi mezunları da bu miktara yakındır. Tıp Fakültesi’nin Kadırga’daki viladethanesinde (doğumevinde) de bazı ıslahat yapılmıştır. Bu müessesemizde bir sene zarfında takriben 400’e yakın doğum vakası tesbit edilmiştir. Bu müessese her gün halka açıktır...Tıp tedrisatında talebe ihtiyacını temin etmek üzere bu sene birçok yeni eserler tab edilmektedir (basılmaktadır). Bunların adedi 20’ye baliğ olacaktır (ulaşacaktır).” Neşet Ömer Bey, gençlik aşısı mucidi Dr. Voronof’un tecrübeleri hakkında muharririmizin sualine cevaben de demiştir ki; “Voronof aşısı bir tecrübe meselesidir. İlim ve tıp ise, daha ziyade tecrübelerin muhassalasıdır (nihai sonucudur). Binaenaleyh ne olur, ne de olmaz demek doğru değildir. Netice bittabi tecrübe ile anlaşılır.” 7 Nisan 1927 Perşembe A rak normal sağlıklı hücrelerin büyümesini sağladığını, kanser hücrelerini öldürdüğünü bulmuşlardır.Vücut doku hasarına karşı bağışıklık yanıtı verirken, akut inflamasyon hasara ya da enfeksiyona karşı doğal direnç işlevi yapar. Fakat kronik inflamasyonda inflamasyon olaylarını değiştiren belirli sinyal yolları kapanır, olaylar zinciri sonucunda karsinogenezi hızlandıran moleküllerin serbestlenmesi ve hasar yerinde tümör gelişimi meydana gelir. 20 BİN GEN ARAŞTIRILDI Klinik ve epidemiyolojik çalışmalar yapan araştırıcılar antiinflamatör ajanların rutin kullanımı sırasında insanlarda kolorektal, göğüs ve ovaryum kanserleri de içinde olmak üzere çeşitli kanserlerin oluşmasında bir risk oluşturup oluşturmadığını araştırdı. Ve klinik açıdan uygun konsantrasyonlarda NSAID’lerin sık rastlanan kanserlerin önlenmesinde etkin olduklarını belirlediler. NSAID’lerin bu anti kanser etkileri, önemli ölçüde hücre ölümünü uyarma potansiyelleri ile açıklandı. Bu etkinin NSAID’lerin ağrıyı kesmesindeki başlıca mekanizma olan siklooksigenaz (COX) enziminin engellenmesi ile ilgili olduğu saptandı. Bununla birlikte, Liebermann sadece COX enziminin engellenmesinin anti kanser etki ile ilgili olmadığını ileri sürmekte ve bu nedenle de NSAID’lerin bu etkilerinin moleküler mekanizması üzerinde durmaktadır. Liebermann ve ekibi hücre ölümünün uyarılmasında potansiyel mekanizmayı belirleyebilmek için genom mikroarray analizleri yaparak 20 binden fazla geni araştırdılar. NSAID’lerin ifadesini artırdığı genleri analiz ettiklerinde MDA7/IL24 geninin öne çıktığını saptadılar. Kansere özel bir sitokin olan, MDA7/IL24 araştırıcıların çok iyi bildikleri bir tümör baskılayıcı gendir. Birçok klinik çalışmada MDA7/IL24 ün bir virüsle uygulanmasının çeşitli kanserlerde terapötik ajan olarak kullanılabileceği ortaya konmuştu. Küçük hücreli olmayan akciğer hastalarında genin ifade düzeyinin artması ile sağkalım süresinin uzaması arasında bir uyumluluk olduğu da ayrıca belirlenmişti.Sitokinlerin belirlenmesinden sonra araştırıcılar kanser hücrelerinde MDA7/IL24 gen ifadesini bloke edebilmek için RNA yı kullanarak kanser hücrelerinde hasar oluşturulabilmesi için NSAIDaracılığı ile uyarılmanın gerekliliğini göstermişlerdir. Bu araştırıcılar prostat kanserli fareleri model olarak kullanarak MDA7/IL24 yi bloke ettiklerinde, NSAID lerin antikanser etkilerinin azaldığını belirlediler. Neşet Ömer (İrdelp). elektrikle tenvir (aydınlatma) tesisatı neticelenmiştir. Ayrıca dezenfeksiyon merkezi ile mutfak ve çamaşırhane tesisatı tamamlanmak üzeredir. Fakülte seririyatlarından dahili, harici ve veladi (doğum) kısımlarının yatak adedi, diğerlerinden fazladır. Fakülteden her sene Eczacı ve Dişçi Mektebi mezunları hariç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle