23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

18 GÜNCEL C haberlerin devamı Şırnak ve Diyarbakır’da 15 askerin şehit edilmesi üniversitelerde çeşitli eylemlerle kınandı 12 EKİM 2007 CUMA GÜNDEM MUSTAFA BALBAY CÜNEYT ARCAYÜREK Adam Gibi Devlet Adamları Olmadıkça... ine karalar bağladı Türkiye. Ülkeyi yöneten dinci iktidar dörtbeş yıldır söyleyegeldiği, bıkkıntı, hatta tiksinti veren açıklamalarına devam ediyor. 11’inci ve “kardeşi” RTE, son terör olaylarını “kınamışlar”. Zahmet buyurmuşlar. “Teröre karşı mücadelemizin süreceğini” yineliyorlar. Demokratik Toplum Partisi bile insafa gelmiş; şehitlerden “evladımız” diye söz edebiliyor, başımızdaki kadro terörle mücadeleye devam edileceğini içeren, kolaya kaçan açıklamalarını yineliyor. Ulusun kalbine ateş düşmüş. “İkili” göstermelik bir telaşla Çankaya’da bir araya geliyor. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’la buluşuyor ve.. yine Allahlık bir açıklama çıkıyor 11’inciden: ...”Mücadelemiz her halükârda.. halkımızın huzur ve güvenliği ülkenin her köşesinde, tamamen sağlanıncaya kadar.. sürdürülecektir…” Beş paralık değeri olmayan ifadeler! ??? Ya toplumdaki sessizliği nasıl yorumlayacağız? Daha önceki aylarda, yıllarda da hemen her gün şehitler veriyorduk. Velakin İslam dininin akıntısına kapılmış bir toplum… 22 Temmuz seçimlerinden önce yaşam zorluklarından yakınan, RTE’ye karşı tepkisini somut biçimde göstereceğini sandığımız çiftçi, köylü, kent içindeki çeşitli kesimler; iktidarın devlet kesesinden dağıttığı bir avuç para, bir avuç yiyecek ve kömür karşılığı AKP’yi bu kez yüzde 47 oyla ödüllendirdi. Bugünkü toplumsal durumu; ABD’ye bağlı iktidarı, Amerika’yı protesto edecek, hiç değilse bir kez büyük bir miting yapamıyor, susma hakkını kullanıyor diye mi yorumlayacağız? ??? Bir gazetenin resim altına sıkıştırdığı tek cümlelik haberdeki; RTE’nin Bakanlar Kurulu’nda terör olaylarını değerlendirirken “sorunun çözümünün ‘devletin ilgili organlarının’ sorumluluğunda olduğunu” ifade eden sözü dikkatinizi çekmemiş olabilir. “Sorunun çözümünü ‘devletin ilgili organlarının’ sorumluluğuna” yüklemek ne demek? Anlamı açık: Terörle mücadeledeki başarısızlığı askerin sırtına yükleyerek sorumluluktan kaçmak demek! Terörle mücadelenin askersel yönü olduğu kadar, siyasal yönü olduğunu kabul etmek istemeyen bir kafanın ürünü bu sözler… RTE, tek başına iktidarı yakaladığı 2002 yılından bu yana ABD’den izin almadıkça parmağının ucunu bile oynatmayacağını izlediği, uyguladığı siyasetle her fırsatta kanıtladı. Aynı adam; RTE, şehitleri kelle, askeri yan gelip yatmakla suçlamadı mı? Kuzey Irak’ta Barzani ve Talabani devletleşip başımızın belası canlılık kazanmadan önce PKK’yi ezecek sınır ötesi harekâtlardan çeşitli bahaneler uydurarak fellik fellik kaçan bu iktidar ve onun başıyla birlikte politika tezgâhladıkları yardımcısı, bugünkü 11’inci değil miydi? Şimdi yeniden sınır ötesi harekât gündeme getiriliyor. Kuzey Irak’ta çok sular aktı köprülerin altından. Bugün yapılması öngörülen sınır ötesi operasyon, bir türlü yapılamayan sınır ötesi operasyona oranla çok daha riskli. Üstelik vur kaç gibi algılanacak sınır ötesi operasyon PKK’yi ortadan kaldırmaya yetmeyecek. Yapılması gereken, Irak sınırı boyunca derinliği 20 km. bir güvenlik şeridi oluşturmak ve orada yerleşik bir durum yaratmak! Bu sonucu ancak dirayetli, bağımsız politika izleyen azimli bir iktidar alabilir(di). AKP ve RTE’den böyle bir beklenti içinde olmak, ancak havadaki kargaları güldürebilir. Giderek artan teröre karşı önlem olarak “gelecek ay ABD’ye giderek Bush’la görüşeceğini” gösteren RTE kafasıyla, ne şehitlerin önü alınabilir, ne de giderek siyasallaşan Kürt sorununa, onunla bağlantılı PKK’ye bir çare üretilebilir. ??? İkinci bir ulusal sorun; Ermeni soykırım savının yasalaşarak ABD Kongresi’nden geçmesi olasılığı… Beyaz Saray; Kongre’de çoğunlukta olan Demokratlar’a sözümüz geçmiyor, ikna edemiyoruz, siz Demokratlar’a ulaşın, diyesiymiş. Biz ne yapıyoruz bu gelişmeler karşısında? Haberlere göre Kongre’de Ermeni tasarısı bugün yarın görüşülecek. Bir parlamento heyetini Washington’a gönderiyoruz, “Tasarıyı kabul ederseniz.. ha bakın ilişkilere büyük zarar verirsiniz” diyecekmişiz! Heyetimizin başında da AKP’li Egemen Bağış, dedi ki; “Yapmak istemediğimiz şeyleri yapar, örneğin Irak’taki askerlerinizin lojistik desteğinin büyük bölümünü Türkiye’den sağlıyorsunuz, keseriz” veya “İncirlik’ten yararlanmanızı engelleriz haaa!” Yapacağız değil, yapmak önemli. Bugün lojistik desteği kesebiliyor, İncirlik’ten yararlanmasını durdurabiliyor musun? O zaman bu sözün bir değeri olur, olacaktır. Bağış’ların, falan filanların tehditleri fasa fiso! Geçmişte Bülent Ecevit ABD ve İngiltere’nin baskısını umursamayarak Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlattı. Demirel ABD’nin koyduğu silah ambargosuna karşı aynı gün buradaki yaşamsal değerdeki üslerine Türk bayrağını çekiverdi. Ekonomik ve mali sıkıntıların dorukta olduğu günlerde Türk hükümeti, Başkan Ford’un 100 milyon dolarlık acil yardımını geri çevirdi. Haşhaş ekimine karşı Başkan Nixon’un tehditlerine pabuç bırakılmadı. Erim hükümetinin durdurduğu haşhaş ekimini Ecevit başlattı. Ne yapılabilir diye hâlâ soruyor musunuz; RTE’ler, 11’inciler, vesaireler? İşte adam gibi devlet adamlarından örnekler! Teröre karşı ‘sessiz’ çığlık Haber Merkezi Diyarbakır ve Şırnak’ta 15 askerin şehit edilmesine tepkiler sürüyor. Eğitimİş üyesi öğretmenler, terörü lanetlemek için okullarda “Siyah Kurdela’’ takma kararı aldı. ANKARA: Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen “Sessiz Yürüyüş”e Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Tunçalp Özgen’in yanı sıra öğretim üyeleri, üniversite çalışanları ve binlerce öğrenci katıldı. Topluluk, açılan Türk Bayrağı’yla birlikte “sessizce” Atatürk Anıtı’na yürüdü. Yürüyüş sırasında öğrencilerin ve akademisyenlerin gözyaşlarını tutamadığı gözlendi. Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Yerleşkesi’nde bir araya gelen öğrenciler yaptıkları açıklamada şu görüşlere yer verdi: “Terörü destekleyenleri ve onu bir ur gibi vatanın kalbine yerleştirenleri biliyoruz. Bu gruplar, sözde savunmaya çalıştıkları insanların demokratik haklarının sağlanması Y Ankara Üniversitesi’nde öğrenciler, şehit düşen askerler için saygı duruşunda bulunduktan sonra İstiklal Marşı’nı okudu. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Yerleşkesi’nde gerçekleştirilen “Sessiz Yürüyüş”e Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tunçalp Özgen’in yanı sıra öğretim üyeleri, üniversite çalışanları ve binlerce öğrenci katıldı. İstanbul’da 36 kadın örgütü ve şehit yakınları “13 şehit için 13 dakikalık saygı duruşu”nda bulunarak terörü protesto ettiler. ve yaşadıkları bölgelerin kalkınma çalışmalarını kendi elleriyle engelliyor. Bu nedenle bölücü terör örgütü, Kürt kökenli yurttaşlarımızın en büyük düşmanıdır.’’ İSTANBUL: İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği’nin de aralarında bulunduğu 36 kadın örgütü ve şehit yakınları “13 şehit için 13 dakikalık saygı duruşu”nda bulunarak terörü protesto ettiler. Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde “Biz de Varız” sloganıyla gerçekleştirilen sessiz eylemin ardından açıklama yapan İKKB Başkanı Nazan Moroğlu, “Artık şehitlerin kanları yerde kalmasın. Buna dur deme zamanı geldi de geçti” dedi. Saygı duruşu sırasında İstanbul Barosu avukatlarından Ömer Yasa’nın gazetecileri hedef alarak “Satılmış medya”, “Şerefsiz medya çekin gidin” şeklindeki sözleri üzerine gazeteciler ile katılımcılar arasında tartışma yaşandı. İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt Yerleşkesi önünde toplanan Türkiye Gençlik Birliği üyeleri “Biz askerlerimizi alçakça katledenleri biliyoruz. Türkiye’nin sözde müttefiki ABD, PKK’nin Irak’taki faaliyetlerini seyretmekte, hatta desteklemektedir” açıklamasında bulundular. İZMİR: Aralarında Cumok İzmir, İzmir Barosu, ADD Bornova, Balçova, Güzelbahçe ve Urla şubeleri, Yarımada Cumhuriyet Platformu, gibi sivil toplum örgütü üyelerinin bulunduğu yurttaşlar, Konak YKM önünde basın açıklaması yaptı. İzmir Valiliği önüne yürümek isteyen kitleye, emniyet güçleri izin vermedi. Tepkiler üzerine kalabalığın valiliğe 200 metre kala durması kararlaştırıldı. Grup adına açıklama yapan CUMOK İzmir Temsilcisi Demet Günoğlu, “Sorun çözülmedikçe akan kanlardan birinci derecede sorumlu olan yine iktidar olacaktır. İktidarı istifaya çağı rıyoruz” diye konuştu. TRABZON: Karadeniz Teknik Üniversitesi yönetimi ve öğretim üyeleri, Merkez Kampus’ta sessiz yürüyüş gerçekleştirdi. Üniversite bildirisini okuyan KTÜ Rektör Yardımcısı Selahattin Köse, “Türk milleti, bu hain saldırıdan yılmayacağı gibi mücadele azmini de yitirmeyecektir’’ dedi. ANTALYA: Alanya ilçesinde Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Alanya Şubesi’nin organizasyonuyla Atatürk Anıtı önünde şehitler anısına saygı duruşu yapıldı. NIVERSİTE SENATOLARI KINADI Gazi, Abant İzzet Baysal, Uludağ, Balıkesir, Trakya, Dicle, Kocaeli, Amasya, Fırat üniversiteleri senatoları ile Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’nden yapılan ayrı ayrı açıklamalarda, terör örgütüne destek veren dış güçlere karşı tavır konulması çağrısında bulunuldu. Terörde Başa Dönüş mü? Ş Ü Şehit er Kasım Aksoy’un iki küçük kızı babalarının cenazesi sırasında gözyaşlarına boğuldu(solda). Şehit Er Emrah Eryılmaz’ın annesi Ayşegül Eryılmaz’ın ağabeyinin ardından ağlayan küçük oğlu Ali’yi teselli etmeye çalışması, törene katılanları duygulandırdı. (Fotoğraflar: AA) Hain saldırılarda yaşamını yitiren 15 asker gözyaşlarıyla toprağa verildi Şehide ağıt teröre lanet... Yurt Haberleri Servisi Şırnak’ta şehit olan askerler memleketlerinde gözyaşlarıyla toprağa verildi. Törenlere katılan on binlerce kişi PKK’yi lanetledi. Şehit olan Jandarma Komando er Emrah Eryılmaz için Niğde’nin Kiledere beldesinde düzenlenen törene Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da katıldı. Çağlayan, şehit babası Etem Eryılmaz ile bir süre sohbet etti. Törene katılan binlerce kişi PKK aleyhine sloganlar attı. Eryılmaz belde mezarlığında toprağa verildi. Şehit er Mehmet Yıldırım için Konya’nın Kadınhanı ilçesine bağlı Örnekköy’de düzenlenen törende yakınları sinir krizi geçirdi. Annesi Elif Yıldırım ve bazı yakınları Kürtçe ağıtlar yakarken baba Ali Yıldırım güçlükle ayakta durdu. Düzenlenen törene DSP Genel Başkanı Zeki Sezer de katıldı. Törenin ardından Yıldırım’ın cenazesi, Şehit Bayram Güzel’in cenaze töreninde yakınları köy mezarlığında toprağa verildi. sinir krizi geçirdi. Terhisine 20 gün kala şehit olan Çorumlu piyade er Sıddık Küçükgöz için Uğurludağ Hükükızıyla birlikte gözyaşı dökmesi törene katılanların met Konağı önünde tören düzenlendi. Törende yüreklerini dağladı. Törenin ardından Uyar’ın ceanne Ferdane Küçükgöz, sinir krizi geçirirken banazesi Harran Kapı Aile Mezarlığı’nda, Aksoy’un ba Hamit Küçükgöz, “Ağlayıp da sana o kurşunu cenazesi de merkeze bağlı Beşat köyünde toprağa sıkan hainleri mutlu etmeyeceğim” diye bağırdı. verildi. Küçükgöz, Aşılıarmut köyünde toprağa verildi. Şehit er Mehmet Coşkun için Gaziantep Ulu Şehitler Mehmet Uyar ile Kasım Aksoy için de Cami’de düzenlenen törende de Kürtçe ağıtlar yanmemleketleri Şanlıurfa’da Yusuf Paşa Camii’nde kılandı. Gözyaşlarına boğulan Coşkun’un annesi düzenlenen törene yaklaşık 10 bin kişi katıldı. Akİslim Coşkun askerler tarafından teskin edilmeye soy’un eşi Fatma Aksoy’un kucağındaki iki küçük çalışıldı. Cenaze, dev bir Türk Bayrağı ile şehit ve gazi dernekleri ile vatandaşların oluşturduğu kortej eşliğinde bir süre eller üzerinde taşındı. Kortejin kent merkezinden geçişi sırasında, kaldırımlardaki vatandaşlar oldukları yerde saygı duruşunda bulundular. Şehit Çavuş Bayram Güzel için Denizli Yeni Cami’nde düzenlenen törene katılan binlerce kişi de PKK’yi ve onu destekleyen Amerika’ya öfkesini dile getirdi. Törenin ardından Güzel’in cenazesi Kutluca köyünde toprağa verildi. Şehit Seyfi Altuntaş için Samsun’un Ayvacık ilçesinde düzenlenen törende baba, Mehteş ile kız kardeş Selime Altuntaş güçlükle ayakta durdu. Altuntaş’ın annesinin kendisini doğururken öldüğü öğrenildi. PKK’nin lanetlendiği törenin ardından Altuntaş, Yunus Emre Mahallesi Mezarlığı’nda toprağa verildi. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde mayın patlamasında şehit olan Jandarma Er Caner Örengül’ün cenazesi, Afyonkarahisar’da toprağa verildi. Şırnak’ta mayın patlaması sonucu şehit olan Piyade Uzman Çavuş Tahsin Yıldırım Kars’ta toprağa verildi. Cenaze namazı sırasında, Yıldırım’ın, eşi Zeynep Yıldırım ile 10 yaşındaki kızı Merve sinir krizi geçirdi. Babasının şehit olduğundan habersiz yaşananları izleyen şehidin 3 yaşındaki kızı Melisa ise tören alanındaki tabutu göstererek, “Burada yatan benim babam’’ demesi çevredeki yurttaşları gözyaşlarına boğdu. Baştarafı 1.Sayfada pılan itiraza ilişkin bir başvuruda Türkiye’yi haksız buldu. AİHM, 1. ek protokolün 2. maddesinin ihlal edildiği görüşüne vararak başvuruyu yapan kişiye Türkiye’nin, mahkeme masrafı olarak 3 bin 726 Avro ödemesini kararlaştırdı. Gerekçeli kararda, “eğitim sırasında, devletin, ebeveynlerin dini inançlarına saygı göstermesi gerektiği’’ belirtildi. AİHM’nin ilgili dairesi, geçen yıl ekim ayında tarafların görüşlerini dinlemişti. Türk hükümeti adına savunma yapan Avukat Münci Özmen, AİHM içtihadına göre eğitimi düzenlemenin devletin yetki ve sorumluluğu altında olduğunu ifade etmiş ve “yasaların ailele AİHM: Din dersi zorunlu olamaz re, kurumsal eğitimi çökertme hakkı tanımadığını” söylemişti. Başvuru sahibinin avukatı Kazım Genç, “Türkiye’deki uygulamanın laiklik ilkesine aykırı olduğunu, laiklik ilkesi gereği devletin din dersi veremeyeceğini, din derslerini gözetim ve denetim altında tutabileceğini” ifade etmişti. Alevi yurttaş Hasan Zengin, 2004’te yaptığı başvuruda, “Türkiye’nin, AİHS’nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9. maddesini ve eğitim hakkıyla ilgili 1. protokolün 2. maddesini ihlal ettiği” görüşünü savunmuştu. Zengin, Türkiye’deki mahkemelere yaptığı başvuruda, 7. sınıfta okuyan kızı Eylem Zengin’in, din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden muaf olmasını talep etmiş, ancak sonuç alamamıştı. ırnak’ta meydana gelen saldırı, Türkiye’nin terörle mücadelesinde yeni bir dönemin başlamakta olduğunu gösteriyor. Özellikle son bir ay içinde yaşadığımız terör olayları gösteriyor ki, PKK bir anlamda “başa dönüş” ya da “başa döndürülüş” noktasında. 1984 yılında Eruh baskını ile Türkiye gündemine oturan PKK terörü, 15 yıl boyunca neredeyse sürekli bir numaralı sorun oldu. 1999’da örgütün başı Öcalan’ın yakalanması ve Türkiye’ye getirilmesiyle birlikte “sinik” bir dönem başladı. Terör, büyük ölçüde ikincil duruma düştü. 3 Kasım 2002’de iktidara gelen AKP, terörün sıfırlandığı bir ortamda işe başladı. O günlerde AKP hükümetinin sorumlularına sık sık şu anımsatmalar yapılmıştı: Türkiye, teröristle mücadelesinde başarılı oldu. Bu, terörün tümüyle bitirildiği anlamına gelmez. Bölgede hızla normalleşme adımları atılmalı, terörün yeniden yeşermeyeceği bir ortam yaratılmalı. AKP ne yazık ki bu ve benzeri uyarıların hiçbirini ciddiye almadı. ??? 90’lı yıllarda olduğu gibi bugün de ana sorumluluk hükümettedir. Hükümet, bu konudaki eleştirilere kızmak yerine yararlanmaya çalışmalı. Gazetecilerin, toplumun hükümetten umudunu yitirmesi, her şey bir yana AKP için çok kötüdür! Hükümetin geçen yıllardaki hatalarını bir kenara koyalım; salt, son 1 ay içindeki olaylara bakışı bile ciddi bir zaaf içinde olduğunu gösteriyor. Örneğin, yine Şırnak’ta meydana gelen ve 11 yurttaşımızın ölümüne neden terör olayı sonrasında AKP’nin bakışı şu oldu: “Bu eylem terör örgütünün son çırpınışlarıdır!” Çırpınışı gördük! 90’lı yıllarda da böyle bakılıyordu. Mevsim değişikliklerinde de şu demeçler veriliyordu: “Bu kış PKK bitecek...” “Baharda örgütün beli kırılacak.” Bu anımsatmaların nedeni, umudumuz az da olsa, hükümetin ders alması... AKP’nin yayın organlarının Şırnak’ta yurttaş katliamını bile, “Örgüt tabanını AKP’ye kaptırdığı için bu eylemi yaptı” manşeti attığını anımsatıp şunu vurgulayalım: AKP, parti çıkarlarını Türkiye çıkarlarının önünde tutuyor! AKP’ye çağrımız şu: Terörle mücadeleye referandum kadar önem verin! ??? Fatura elbette sadece AKP’ye kesilemez. AKP’den de önce temel sorun; Irak’ı işgal eden ABD’nin bölgeye bakışı. Terör örgütünün 198499 dönemindeki en etkili yılları, 1991’de 36. paralelin Saddam’a yasak bölge ilan edilmesinin sonrasına karşılık geliyor. Bunu kim istemişti? ABD... O dönem Irak’ın kuzeyi kimin kontrolündeydi? İncirlik’te konuşlu Çekiç Güç’ün... Bu güç kimlerden oluşuyordu? ABD ve İngiltere... Terör örgütünün 20002007 döneminde yükselişe geçişi ne zamana rastlıyor? ABD’nin Irak’ı işgalinin hemen sonrasına... Örgüt tüm lojistik desteğini nereden alıyor? ABD kontrolündeki Kuzey Irak’tan... Terör örgütünün deyim yerindeyse azması ne zamana karşılık geliyor? ABD’nin Irak’ın üçe bölünmesine yeşil ışık yakmasının ardından... Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ’un yeri geldikçe ABD’nin tutumuna dikkat çekmesinin altında bize göre yukarıdaki soruyanıt silsilesi yatıyor... Yazının bütününden tamamen bağımsız bir soru daha: AKP’nin en büyük destekçisi kim? ABD! ankcum?cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle