06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

12 EKİM 2007 CUMA bilim/vaziyet KOMA: Olanaksız uyanışları başaranlar Rita URGAN 005 Temmuz'unda 23 yaşında Britanyalı bir kadın dehşet verici bir trafik kazası geçirdi. Kafasından ciddi biçimde yaralanan kadın koma durumunda hastaneye götürüldü. Beynindeki basıncı azaltmak amacıyla yapılan ameliyattan sonra genç kadın giderek yaşama döndü. Ne var ki, bu dönüş yalnızca “canlı ölüm” olarak bilinen kalıcı bir bitkisel yaşama dönüştü. “Kalıcı bitkisel yaşam” kulağa hiç hoş gelmeyen bir deyim olduğu kadar, tanıklık edenlerde de huzursuzluğa yol açar. Bu durumda olan hasta herhangi bir destek olmaksızın soluk alıp verir. Ne var ki, bir zamanlar var olan kişi artık yok gibidir. Bu kişiler uyurlar, uyanırlar ve, dengesiz olmakla birlikte, devinirler. Kimi zaman konuştukları da olur, ya da birtakım sesler çıkarırlar, hatta gülümserler, ağlarlar, ya da yüzlerini buruştururlar. Durum böyle olunca, adına X diyeceğimiz hastanın beyin taramaları sırasında uzmanlar bilinç belirtilerine tanık oldu. Yani, uyanık olmasına karşın bilinçten tümden yoksun olduğu gerekçesiyle kendisine “kalıcı bitkisel yaşam” tanısı konan hastanın bilinci, gerçekte tümden yok olmamıştı. Söz konusu durum son dönemlerde tıp dünyasına meydan okuyan çok sayıda olaydan yalnızca bir tanesiydi. Beklenmedik bilinç ışıltılarının yanı sıra, 19 yıl boyunca komada kalıp ansızın yaşama dönen Terry Wallis örneğindeki gibi görünürde “olanaksız” uyanışlara da tanık olundu. Bu arada başka yöntemler karşısında tepkisiz kalan hastaların birtakım ilaçlarla yaşama döndürüldükleri yönünde raporlar da var. Kalıcı bitkisel yaşam ve öteki bilinç bozuklukları uzun süredir tıp ve törebilim çevrelerinin gündemini oluşturmakla birlikte, giderek bir mayın tarlasına dönüşmüş durumda. Bu tür uyanışlar kalıcı bitkisel yaşam ve başka bilinç bozuklukları tanısı konan binlerce hasta açısından nasıl bir anlam taşıyor? Artık denetleyemedikleri bir bedene kıstırılmış olan bu hastaların bir bölümü, içinde bulundukları olumsuz durumun farkında olabilirler mi? Beylik deneyler hâlâ “orada” olanlarla gerçekten bilinçten yoksun olup asla iyileşme olasılığı olmayanları ayırt edebilir mi? Uyanma olasılığı olan hastaların ölmelerine doktorlar gelecek görmedikleri için mi izin veriliyor? Yağmur Ekim C Bitirim ABD’nin silahlı kontrolündeki Irak’ta ABD silahları kuşanıp ABD’nin siyasi kontrolündeki Türkiye’ye yönelik terör estirmek bir avuç “çapulcu”nun işi değildir. “İş”in boyutu küreseldir. PKK, sadece ve sadece maşadır. Türkiye’nin karşısında müttefik sandığı ve “stratejik ortak” saydığı ülkeler vardır. Türkiye sözün bittiği yerde değil, küresel güçlerin desteği ile beş yıldır iktidarda olan İslamcıların bittiği yerdedir. Bir sonraki aşama, Türkiye’nin bitirilmesidir! Büyük Ortadoğu Projesi bunun için hazırlanmıştır. Projede “eş başkanlık” görevi bunun için verilmiştir. Ilımlı İslam modeli bunun için Makyaj yapmak orucu bozmuyormuş... Peki takıyye yapmak bozar mı hoca efendi! 17 Erdoğan’a birreferandum önerisi: Ramsey çocuğunuza burs versinmi, vermesin mi? 2 Louis Viljoen'e her sabah verilen bir ilaç onun birkaç saatliğine de olsa kalıcı bitkisel yaşamdan çıkmasına yardımcı oluyor. gerçekte etkileyebilir mi? konan yığınla insanın başlarına gelen talihsizliğin bilincinde oldukları, ancak iletişim kuramadıklarından sessizce acı çektikleri görüşü pek de olasıymış gibi görünmüyor. Owen burada ancak beyin taramalarının iyileşme belirtilerini klinik deneylerden önce saptayabildiğinden söz edilebileceğine dikkat çekiyor ve çok yakın bir gelecekte beyin görüntülemenin standart bir tanı aracı olacağına inanıyor. Düzenli beyin taraması yapılsaydı bugün konumu çok daha farklı olabilecek kişilerden biri de Terry Wallis. 1984 yılında, henüz 19 yaşındayken kamyonetinden atılan ve ertesi gün koma durumunda bulunan genç adama birkaç hafta sonra kalıcı bitkisel yaşam tanısı kondu. Evine gönderilen Wallis o günü izleyen 19 yıl boyunca hiçbir nörolojik incelemeden geçmedi. ÖZÜN bittiği yerdeymişiz. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek “Aslında sözün bittiği bir konuyu konuşuyoruz” demiş. Sözün bittiği konu; ayrılıkçı terör. Başbakan RTE de, gelecek ay Washington’a gittiğinde bu konuyu ABD Başkanı Bush’la konuşacağını söylemiş. Ne konuşacak Bush’la, “Biz sözün bittiği yere geldik, söyleyecek sözümüz kalmadı; bizim yerimize bir çift söz sen söyle” mi diyecek! PKK’nin, ABD ve AB tarafından desteklendiğini bilmemek, anlamamak, görmemek, algılamamak için aptal kere aptal olmak gerekir. Uyuşturucudan petrole kadar her türlü kaçakçılıktan ve haraçtan elde edilen parayı AB ülkelerinde aklayıp trilyonluk bütçeler oluşturmak, S Türkiye’ye uygun görülmüştür. Ele geçirilen medya bunun için çalıştırılmaktadır. Malum “hoca efendi” bunun için Amerika’da “tedavi” edilmektedir. Fazla söze gerek yok; ABD’nin çizdiği Büyük Ortadoğu Projesi’ndeki haritayı anımsayın; Türkiye’nin güneydoğusunda “Kürdistan” kurmuşlar; bu haritayı askeri dergilerinde yayımlamışlar; duvarlarına asmışlar. Üstüne de ılımlı İslam cilası çekmeyi planlıyorlar. İslamcı iktidarın 11. cumhurbaşkanı yaptığı Abdullah Gül’ün Şırnak’ta şehit edilen askerlerimiz için söylediklerine bakar mısınız: “Onların birliğinde iftara katılmıştım.” Sözün bittiği yerde değil, hem laik ve demokratik hem de üniter Türkiye’nin bitirilmek istendiği noktadayız. Başımızda da bir bitirim! KOMADAN TEPKİLER X adlı hastayı inceleyen uzmanlar şimdi buluşlarının ne anlama geldiği konusunda birtakım ipuçlarına sahipler. Kalıcı bitkisel yaşamda olanlar kimi zaman sözcükler seslere, yüzlere ve acı veren dürtülere reflekse benzer tepkiler sergilerler. Ancak bu tepkiler yalnızca en dış duyusal alanları etkilerler ve bilinci uyandıracak bölgelere ulaşmazlar. Ne var ki, Cambridge Bilişsel ve Tıbbi Araştırma Merkezi uzmanlarından Adrian Owen'in asıl merak ettiği X'in gösterdiği tepkinin burada sözü edilenden daha incelikli bir tepki olup olmadığıydı. Acaba X beyin taramasında saptanabilecek bir düşünselzeki bir görevi yerine getirmek üzere kendisine verilen yönergelere tepki gösterebilir miydi? Normal koşullarda salt eylemi düşünmek bile beyinde onları yerine getiriyormuş gibi tepkilerin oluşmasına yol açtığından, Owen ve arkadaşları beynin çok farklı bölgeleriyle ilintili iki eylem seçtiler: uzamsal bilinç ve bellekten sorumlu bölgeleri ilgilendiren evin içinde dolanmak ve bacak devinimini denetleyen bölgeyle ilintili olan tenis oynamak. Normal deneklerde MRI yöntemiyle bu düşünce dizgelerinin belirlenebildiğinden yola çıkan araştırmacılar X'ten tenis oynadığını ya da evde dolandığını düşünmesini istediler. Sonuçta, tam da beklenildiği gibi hastanın aynı beyin dizgelerini sergilediğine tanık oldular. Owen, bu durumun tek bir açıklaması olabileceğine inanıyor ve hastanın, bitkisel yaşam tanısına karşın, kendisine verilen yönergeleri bilinçli bir biçimde yerine getirdiğine dikkat çekiyor. Araştırmacılar on kadar başka hasta üzerinde yaptıkları deneyler sonucunda yalnız bir başka hastanın yönergelere benzer biçimde tepki verdiğini gördüler. Bu da X'in durumundakilere pek sık rastlanmadığının, ancak tek örnek de olmadığının bir göstergesiydi. Peki, bu durum öteki kalıcı bitkisel yaşam hastaları için nasıl bir anlam taşıyor? Hasta X hala gözlem altında tutuluyor ve Owen hastanın kimi iyileşme belirtileri gösterdiğini söylüyor. X'in şimdilerde “minimum bilinç” adıyla bilinen, anlık bilinç belirtileri ve iletişim girişimlerini içeren yeni tanımlanan bir durumda olduğu belirtiliyor. Hastada görülen ilk bilinç belirtileri iyileşmenin ilk kıpırtılarını yansıtıyor olabilir. Bu yüzden kalıcı bitkisel yaşam tanısı Yüksek Yerilim Hattı erdincutku?yahoo.com Seçenek Mustafa Hakkı: “Yok dinci yapılanma, yok mahalle baskısı. Her gün kuyruklu cinsten ardı ardına yalan. Ülkede özgürlük var, seçenekler sınırsız: Ya ılımlı devesin ya radikal Müslüman!” Zart RTE geri adım atıyormuş. Anayasa referandumunda “11. cumhurbaşkanı”nın seçimine ilişkin geçici maddenin metinden çıkarılmasına razı olmuş. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın verdiği akıl ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin vereceği destek sayesinde AKP bu açmazdan da yüzünün akıyla çıkacakmış. Böyle iktidara ancak böyle bir muhalefet yakışır! İktidarı ve muhalefetiyle “demokrasi”nin ırzına geçilmesinde bir sakınca görmüyorlar. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı da, Meclis’in iradesiyle halkoylamasına sunulan pakette değişiklik yapılabileceğini buyurmuş. Bu durumda artık ne diyebiliriz ki; hukuk bir gün hukukçulara da lazım olur! Durum şu: Meclis bir yasa çıkarmış; anayasa değişikliği yapmak istiyor. Cumhurbaşkanı, anayasa değişikliğinin halkoylamasına sunulmasına karar vermiş. Resmi Gazete’de yayımlanmış. Süreç başlamış. Seçim takvimi açıklanmış ve yürürlüğe girmiş. Gümrük kapılarında oy verme işlemine geçilmiş. KOMADAN GELEN ANNE SESİ Annesi sürekli Terry'de birtakım yaşam kıpırtıları olduğunu iddia ediyordu. Nitekim, 2003 yılında Terry ilk kez dile gelip “Anne” diye mırıldandı. Bunu izleyen üç gün içinde devinim ve iletişim yetilerine az da olsa yeniden kavuştu. Artık genç bir adam olmadığını, kaza geçirdiğinde henüz küçücük bir bebek olan kızının 20 yaşına geldiğini görünce şaşkınlığa da uğradı. Cornell Üniversitesi'ne bağlı Weill Tıp Fakültesi sinirbilim uzmanlarından NicALICI” NE DEMEK? holas Schiff hastanın görünürde tansıksı iyileşmesindeki gizi daha iyi kavramak amacıyla Wallis'in beynini kısaca DTG Kalıcı bitkisel yaşam durumu genelde olarak bilinen difüzyon tensör görüntülehastanın beyindeki bir zedelenmeden, ya me yöntemiyle iki kez taramadan geçirdi. da kalp krizi ve felce bağlı olarak beynin Beynin salt anatomisini ya da etkinliğioksijensiz kalmasından ötürü girdiği koni belirlemek yerine, organ içindeki bağmadan çıkmaya çalışırken meydana gelir. lantı dizgelerini ortaya koyan bu yöntem Bu durumun ilk aşamaları “bitkisel yaşam” Wallis'in beyin yapısında herhangi bir boadıyla bilinir ve hastaların birçoğu iyileşzukluk olmadığını, ancak iki yarıküre arame süreci içinde bu aşamadan geçer. Kosındaki bağlantılarda kopukluk olduğunu ma durumu 30 günden fazla süren hastagösteriyordu. lara genellikle kalıcı bitkisel yaşam tanısı Uyanışından sonraki sekizinci ay ile 26. konur. Ancak buradaki “kalıcı” deyimi ayda yapılan taramalar karşılaştırıldığında mutlaka durumun asla değişmeyeceği anWallis'in bilincinin neden su yüzüne çıklamına gelmez ve kimi hastalar aylar sontığı yönünde birtakım ipuçları elde edildi. ra yeniden bilinçlerine kavuşurlar. Beynin iki yarıküresi arasındaki normal Beynin hasar görmesinden sonraki bir bağlantılar olması gerekenden daha güçyıl, ya da kalp krizi veya felçten sonraki üç süzdü. Ancak beynin arkasında yarıküreile altı ay arasındaki süre içinde iyileşme ler arasında güçlü bir bağlantısı olduğu göolasılığı son derece azdır. Bu dönemde gerülen yepyeni bir yapı oluşmuştu. Bu yeni nellikle hastanın bitkisel yaşamda olduğu yapının gelişmesi epey uzun ve zorlu bir süsöylenir. Kalıcı bitkisel yaşam ezelden bereci gerektirmiş olsa gerekti. ri tanısı ve ele alınması güç bir durum olBeynin iyileşmesi yirmi yıl aldığına gömuştur. Çünkü, tanıyı kesin bir belirtiye dayandırmak çok güç olduğu gibi, bu dure, kalıcı bitkisel yaşam durumu ve bilinç rumda beynin yitirilen bölge ya da işlevinyitimi ne kadar sürebilir? Uzmanlar hangi den de söz edilemez. Bu durumda olan bir hastalara vijil koma tanısı konması gerekhastanın iyileşme olasılığını kestirmek de tiğinden, ya da sevdiklerinin ölme hakkıhemen hemen olanaksızdır. Öyle nı kullanmak isteyen aileler için hastanın olunca, yukarıda sözü edigecikmeli de olsa uyanma olasılığının ollen son olaylar kalıcı madığından nasıl emin olabilirler? Güney Afrikalı Louis Viljoen'in bitkisel yaşamla ilWallis kalıcı bitkisel yaşamda olmasa bidurumu ise çok daha şaşırtıcı. Viljoen her sagili görüşleri le, bilincin neredeyse hiç olmadığı bir dubah kalıcı bitkisel yaşam durumundan kısa bir süreliğine rumdan uyanışa geçmesi yine de şaşırçıkıp, ardından yine bilinçsizliğin karanlığına gömülüyor. Viljotıcı. Bunun gibi tıp gerçeklerine meyen'in gizi, kendisini çelişkili bir biçimde uyandırıyormuş gibi görünen, dan okuyan başka örnekler de var. zolpidem adlı uyku hapında gizli. 1996 yılında 25 yaşındayken bisiklete bi2000 yılında kalp krizi ve felç generken kamyon çarpması sonucunda komaya giren Viljoen giderek doktorların çirerek kendisine kalıcı bitkikalıcı bitkisel yaşam olarak nitelendirdikleri duruma girdi. 1999 yılında doktoru sel yaşam tanısı konan 49 yaWally Nell yatakta kıvranırken kendisini hırpalamaması için zolpidem adlı ilacı yazdı. şındaki Christa Lilly yıllarHastaya ilaç ilk kez verildiğinde annesi de yanındaydı. Yarım saat geçince tansıksı biçimde dır bilinçsiz yatarken, geçmırıldandığı ilk sözcüklere o da tanık oldu. Viljoen'in gözleri görmemesine karşın, annesinin tiğimiz günlerde uyandısesini tanıyabilmişti. Şimdi her gün verilen zolpidem sayesinde günde yaklaşık 10 saat bilincine rılarak kaldığı yerden kavuşuyor. Daha önceki uyanışlarını anımsayabilen ve espri yeteneğidevam etti. Bu olaydan ni koruyan Viljoen'in gözleri yine görmüyor ve kısa erimli bellek soönce beş kez daha uyanrunları yaşıyor. Ancak anlaksal yetileri her geçen gün daha da gelişiyor. dırılan Lilly'nin bilinciİlacı beyinleri zarar gören 200 kadar hastada deneyen Nell hemen henin artık çok düşük dümen yarısında olumlu gelişmelere tanık olduğunu öne sürüyor. Ancak, zeyde de olsa açık olSchiff'inki de dahil, öteki sağlık kurumları başarı oranlarının o denli duğuna inanılıyor. Anyüksek olmadığını belirtiyorlar. Kimileri başarı elde edilen durumların cak bilincinin neden gerçekte kalıcı bitkisel yaşam özelliği taşımayan hastalar olabileceğinin gelip gittiği konusuna altını çiziyorlar. Sinirbilim uzmanları daha emin olmak için şimdilerde zolpidem etkisini araştırıyor kesin bir açıklama getirive çeşitli klinik deneyler uyguluyorlar. Üstelik, zolpidem umut vaat eden tek ilaç da değil. Yetkililemiyor. ler antidepresanların, ldopa gibi Parkinson ilaçlarının ve ritalin türü uyarıcıların da resmi olGeçtiğimiz Ocak ayınmayan deneylerde başarılı sonuçlar doğurduğunu belirtiyorlar. Kalıcı bitkisel yaşamın tek çöda beyin kanaması sonucu zümü ilaç da olmayabilir. Beyne bir tür hızlandırıcı işlevini gören elektrotların yerleştirildikomaya giren 44 yaşında bir ği derin beyin uyarımı (DBS) yönteminin de umut verici sonuçlar doğurduğu belirtiliadam 19 ay sonra uyandı. Hayor. Ne var ki, bilinçle ilgili bozukluklar daha iyi kavrandıkça hastaların iyileştirilmeziran ayında da Polonyalı bir si yönünde daha somut adımların da atılabileceğine parmak basılıyor. Uzmanlar demiryolu işçisi 19 yıllık bir kobilinç bozukluklarıyla ilgili araştırmalara öncelik verilmesi ve bakım koşulma sürecinden sonra bilincine kalarının daha da geliştirilmesi gerektiği görüşünde birleşiyorlar. Tıbbi vuştu. Ancak uzmanlar bu kişide geryardım konusunda ilgi bekleyen beyin hasarlı hastaların oluşçekte kilitlenme sendromu olarak biliturduğu “sessiz bir salgın” durumunun yaşandığına diknen, bedenin tümden felçli olmasına karkat çeken uzmanlar, yine de bilincin çeşitli bişın bilincin açık olması durumunun söz çimlerde uyanışa geçtiğine inanıkonusu olduğuna dikkat çekiyorlar. yorlar. Kaynak: New Scientist, 7 Temmuz 07 “K Şimdi “zart” diye araya girerek oy verme işlemi başlamış bir seçim sürecine müdahale edip halkoyuna sunulan metni değiştirecekler. Neymiş; gümrük kapılarında kullanılan oyların sayısı az olduğu için sonuca etki etmezmiş! Oysa, demokrasilerde bir oyun bile önemli olduğunu sanıyorduk. Bu kafa yarın, bilmem ne mezrasında sandık kurulmayı unutup sonra da “Orada zaten 50 seçmen vardı, onların oyu önemli değil” diyebilir! İkincisi yine bu kafa yarın, seçime katılacak partilerin kesinleşmesinden sonraki süreçte bilmem ne partisini de seçime katabilir; hatta oy kullanma günü, bilmem kimin milletvekili adaylığına onay verebilir. Konu, “Meclis’in iradesi” ise istemediğin kadar yasa da çıkartılır! İşte bu kafa, “Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz” diyen kafadır! Bu bakımdan gümrük kapılarında oylamaya başlanmış ve 21 Ekim’de de Türkiye’de oylamaya sunulacak metinde yapılacak bir virgül değişikliği bile demokrasiye müdahaledir. Halkoylaması ya aynen yapılmalı ya da tümden kaldırılmalıdır. Aksi durumda bu iktidar ve muhalefet Türkiye’yi demokrasinin “zart” dediği yere doğru sürüklemiş olacaktır. Muhlis Özdemir: “PKK saldırısında Beytüşşebap’ta 13 sivil, Şırnak’ta 13 asker şehit oldu. AKP’nin oyları yüzde 13 daha artarak yüzde 47’den yüzde 60’a çıkmıştır...” Askı Anıl Öçal: “Mahalle baskısını ciddiye alalım da; 12 Mart ve 12 Eylül askılarını unutmadan!” Olur Ahmet Önen: “Evet çıkarsa halkın oyu ile her şeyi yapmaya muktedir olur, hayır çıkarsa neticede bu bir referandum olur!” Alıştırma Zehra Top: “Meclis’in açılış davetine milletvekili eşlerinden sadece yedisekiz türbanlı katılmış. Toptan olmaz tabii; kurbağayı haşlar gibi alıştırıyorlar!” Bahçe ipi Orhan Severcan: “Devlet Bahçeli’nin seçim meydanında attığı ip, şimdi kimin boyunda, ipin ucu kimin elinde!” Kıl çağı Mahmut Yeşilgönen: “Bilime değer veren uluslar akıl çağını yaşarken biz türban yüzünden kıl çağını yaşıyoruz!” Yüzde Yapay yaşam gerçek oluyor... Çeviri Servisi İnsanoğlunun gen haritasını çıkararak bu alandaki araştırmalarda bir çığır açan ABD’li bilim adamı Craig Venter, birkaç yıldır üzerinde çalıştığı yapay yaşam formu üretme çalışmalarında son aşamaya geldi. İngiliz The Guardian gazetesinde yayımlanan habere göre, Craig Venter Enstitüsü’nde, laboratuvar ortamında kimyasallardan “yapay kromozom” üretildi. Bu gelişmeden yola çıkan Craig Venter’in, enstitüsünün Sen Diego’da yapılan yıllık toplantısında yeryüzündeki ilk yapay yaşam örneğini oluşturduklarını açıklaması bekleniyor. Bir bakteriden alınan genetik bilgiyi bir diğerine taşıyan Venter ve ekibi canlıyı bir anlamda kopyalamış oldu. Genetik bilgi aktarılan bakteri diğerinin özelliklerini taşıyacak şekilde dönüşüm yaşadı. ‘ EÇMİŞTE OKUMUŞTUK, ŞİMDİ DE YAZIYORUZ’ Çalışmalarını, “Geçmişte gen haritasını okumuştuk, şimdi de yazıyoruz” diyerek özetleyen Venter ve ekibinin ürettikleri kromozom 381 gen ve 581 bin çift genetik kod içeriyor. Venter Enstitüsü’nün tedavisi olmayan hastalıklara çare bulunması ve küresel ısınmanın ilacı olarak nitelendirilen alternatif enerji üretiminin önünü açacak tarihi bir dönüm noktası olarak gördüğü çalışmaya olumsuz gözle bakanlar da var. Laboratuvar tüpünde üretilen yapay yaşamın biyolojik silah üretimi gibi insanlığı tehdit edebilecek işlerde kullanılabileceği savından yola çıkan bazı çevreler çalışmayı etik dışı buluyor. Uyku ilacı ikilemi G Alternatif Nobel ödülü çevrecilerin STOCKHOLM (Cumhuriyet) Yeryüzündeki kaynakların insanların ortak çıkarı yolunda kullanılması, çevre tahribatının önüne geçilmesi, adaletin sağlanması amacıyla mücadele edenlere dağıtılan Alternatif Nobel adıyla bilinen Düzgün Yaşam Ödülleri bu yıl Sri Lanka, Kenya, Kanada ve Bangladeşli hümanistlere gitti. İsveç’teki Düzgün Yaşam Vakfı’ndan yapılan açıklamada, 2007 ödüllerinin Sri Lanka’dan hukukçu Christopher Weeramantry, Kenya’dan Dekha İbrahim Akdi, Kanada’dan Percy ve Lousie Schmeiser çifti ile yoksullara çevre, güneş enerjisi kullanmalarında yardımcı olan Grameen Shakti adlı kuruluşa verildiği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle