27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 C çesinden ayrılan kaynaklardan oluşturulduğunu belirten Altunyaldız, Turquality için geçen yıl 350 milyon YTL’lik bir bütçe ayırdıklarını, bu yıl ise desteklerinin 400 milyon YTL’yi bulacağını kaydetti. Altunyaldız, program kapsamında toplam 55 firmaya üç yılda 2.5 milyon dolarlık kaynak aktardıklarını da belirterek destek fonlarına her yıl gerçekleştirilen ihracatın yüzde birini ayırdıklarını dile getirdi. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ise hedeflerinin 10 yılda 10 uluslararası marka yaratmak olduğunu belirterek 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak için bu markaların dünya pazarında en iyi şekilde tanıtılması gerektiğini belirtti. ekonomi İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER 22 ARALIK 2006 CUMA İstikrarsızlık Özetle piyasalar, ekonomik değerlere bakıldığında, seçimlere kadar siyasal gerilim de ortadan kalkmayacağına göre, 11 aylık bir süreçte, mayınlı tarlada yürünecek bir tablo var. Bu gidişten bu ülkede yaşayan her kesim zarar görecek. Seçime gitmek değil, gitmemek istikrarsızlığı ponpalayacak.. Yiğit Bulut’un bu noktada ekonomik göstergeler ve tablolarla ortaya koyduğu çok çarpıcı bir sonuç daha var; 2000 Ocak’ında seçmenin toplam yüzde 55 oyunu almış bir koalisyon hükümetimiz iktidarda. Araya bilinen ünlü ekonomik kriz giriyor. 2001 Şubat’ında aynı üç partinin oy toplamı yüzde 20’nin altına düşüyor. Seçmen hepsinin de geçmişi olan bu üç partiyi 13 ayda yok ediyor. Şimdi Başbakan Erdoğan, Meclis çoğunluğu ve cumhurbaşkanının seçme hakkının demokratikliği üzerinden, agresif çıkışları ile de gerilimin birinci elden yaratıcısı, tarafı rolünü oynuyor. Aslında sözünü ettiği oy gücü hesabında seçmenin yüzde 66’sı dışarıda kalmış, sistem sayesinde yüzde 33’le bu sonuca ulaşılmış. İktidarında, artık Türkiye ve ekonomi aleyhine işleyen çok ağır bu tabloda yürümekte inat ederse ne olacak? Bırakınız siyaseten, ekonomik göstergelerle de partisi AKP için besbelli işler çok fena sarpa saracak. Üçlü koalisyon iktidarının partilerini, liderlerini eriterek cezalandıran seçmen, çok daha ağır yeni kayıplar karşısında AKP’ye prim verir mi? Artık geçen her gün, ay, aleyhte işlediğine göre AKP’nin erken seçimle şansını denemesi parti çıkarı açısından avantajlı gözüküyor. Oy oranını koruyabileceği tartışmalı olsa da, kaybının normal seçim tarihine göre daha az olacağı tartışılmaz. Ancak Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı için önce seçim, sonra Cumhurbaşkanlığı tablosu riskli. AKP’nin kaybı yeğlenerek önce Cumhurbaşkanlığı seçimi ise düz mantıkla Erdoğan için garantili gözüküyor. Görünen o ki AKP yönetimi, hükümet, sımsıkı sarıldıkları piyasa düzeninin ağır risklerini de umursama eğiliminde değiller. Değişen dengeler, büyüyen riskle, piyasalar, sermayenin kayıpları, iktidara verilen büyük desteğin kalkmasını çok yakın gelecekte gündeme getirse bile, AKP içinden Başbakan Erdoğan’a kazan kaldırılması şimdilik kolay olabilecek bir iş gibi gözükmüyor.. Tabii başta CHP, siyaset, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını ülke için tehdit olarak algılayan demokrasi güçleri, toplumsal dinamikler buna izin verirlerse.. soner?cumhuriyet.com.tr Tekstil ve hazır giyimin yanı sıra tüm sektörler marka destek programı kapsamına alındı Turquality hedef büyüttü Ekonomi Servisi Dünyanın hükümet destekli ilk markalaşma projesi olan Turquality’nin kapsamına giren yeni markalar, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in de katıldığı bir basın toplantısıyla kamuoyuna duyuruldu. Hazır giyim ve tekstil sektörlerinin yanı sıra gıda, mücevher, beyaz eşya ve elektronik sektörlerinde faaliyet gösteren 33 firma Turquality destek programına alındı. Yeni Turquality’de ilkinde yer alan Damat Tween, Sarar, Dice Kayek ve Network gibi markalar yeniden yer alıyor. Turquality Çalışma Grubu Başkanı Ziya Altunyaldız toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’den dünyaya küresel markalar ihraç etmek istediklerini belirtti. Program bütçesinin hükümet büt DESTEK KAPSAMINA ALINAN MARKALAR Alix Avien, Atasay, BGN, Bossa, Colin’s, Cross Jeanswear Company, DamatTween, Derri, Desa, Duru, Eca, Efes, Eti, Gilan İstanbul, Goldaş, Hamam, Hidromek, İpekyol, Jimmy Key, Koton, LTB, Network, Ozti, Pınar, Ramsey, Sarar, Serel, Şölen, Taç, Temsa, Vesbo, Vestel ve Zen’den oluşuyor. Daha önce Turquality sertifikası alan firmalar arasında, Altınyıldız, Bilsar Tekstil, Çak Tekstil, DSD Deri, Eroğlu Giyim, Esas Tekstil, Harmanlı Deri, İpekyol, Mercek Holding, Mithat Giyim, Orka Tekstil, Pasha Deri, Polo Giyim, Ramsey Giyim ve Sarar yer alıyordu. Turquality, Türkiye’nin rekabet avantajını elinde bulundurduğu ve markalaşma potansiyeli olan ürün gruplarına sahip bu firmalara, üretimlerinden pazarlamalarına, satışlarından satış sonrası hizmetlerine kadar bütün süreçleri kapsayacak şekilde yönetsel bilgi birikimi, kurumsallaşma ve gelişimlerini sağlamak amacıyla finansal destek sağlanacak. Bugüne kadar 15 firma ve 3 tasarımcıya markalaşma yolunda 10 milyon dolar tutarında finansman sağlayan Turquality, geçen dönemde firmaların yurtdışında markalaşma için yaptığı 1 milyon dolara kadar olan harcamalarının yüzde 50’sini karşılarken bundan böyle üst limit olmaksızın firmaların yaptığı harcama tutarının yüzde 50’sini ödeyecek. Pardus askere alındı Pardus Hollanda’dan İtalya’ya, Fransa’dan Azerbaycan’a kadar yayıldı. Pazartesi çıkacak olan yeni sürümünü Hintliler bile sabırsızlıkla bekliyor. Necdet ÇALIŞKAN TÜBİTAK Ulusal Elektronik ve Kriptoloji Araştırma Enstitüsü bünyesindeki Türk uzmanlar tarafından geliştirilen ulusal işletim sistemi Pardus, kamuda da resmen kullanılmaya başlıyor. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan ihalede Bakanlığa bağlı Askeralma Daire Başkanlığı (ASAL) ve şubelerinde gelecek yılın başından itibaren ana işletim sistemi olarak Pardus kullanılacak. Pardus’un geliştiricileri bir yandan Milli Eğitim Bakanlığı aracılığıyla okullara da girmeye çalışırken, diğer yandan Pardus 2007, 18 Aralık Pazartesi gününden itibaren www.pardus.org.tr adresinden ücretsiz olarak indirilebilecek. ASAL, 2007 yılı için Ankara’daki merkezi ve Türkiye’deki tüm daire ve şubeleri için toplam 625 adet sunucu ve 4 bin 500 adet bilgisayar alacak. Bu alımlardaki ana işletim sistemi de Pardus olacak. Sistemin kurulum ve destek konusunda ASAL, Pardus ekibi ile birlikte çalışacak. Geçen yılın 26 Aralık’ında ilk sürümü piyasaya çıkan Linux temelli ulusal işletim sistemi hakkında bilgi veren Pardus geliştiricisi Erkan Tekman, “ASAL sisteminde Pardus kullanılmaya başlayacak. Silahlı Kuvvetler’deki diğer birimler de ASAL’ı bekliyor. Milli Savunma Bakanlığı’ndan talep var. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da Pardus kullanmasını istiyoruz. Bu yıl MEB’e bağlı bazı okullara da Pardus girmeye başlayacak” dedi. Tekman, şu bilgileri verdi: “Örneğin bize Türkçe mesaj gönderen bir Alman, Pardus’u İspanyolcaya çevirdi. Azerbaycan ile bağlantı kurduk. Sadece Hindistan’da Pardus 2007 Pazartesi günü saat 11’de indirilmeye başlayınca en az 2 bin makineye kurulacak.” Sloganları: Türk’ün gücünü dünyaya duyuracağız Pardus’la hedeflerinin “çok büyük ve küresel” olduğunu belirten Tekman (solda) şöyle konuştu: “Bizim teknolojideki amacımız, kolay kulanılabilmesi. Dünyada 400’ün üzerinde Linux dağıtımı (özgür yazılım) var. Pardus da bunlardan biri. Dünyanın her tarafında Pardus kullanılmaya başlıyor. İlk beşe rahatlıkla girebiliriz.” Bir avuç dolusu gençle yola çıktıklarını söyleyen Tekman, “Türk’ün gücünü Linux camiasına ve tüm dünyaya göstermek istiyoruz” dedi. n fanatik yandaşlarının bile doğrudan savunamadıkları, hakaret, küfür içerikli çıkışlarına söyleyecek söz kalmadı. Başbakan Erdoğan’ın, seçimlerin Cumhurbaşkanlığı seçiminin önüne alınmasına karşı en ciddi gerekçesi, ‘‘İşi bilenler erken seçim istikrarsızlıktır diyorlar’’ savunması üzerinde biraz dursak... Piyasacıların, sermayenin çıkarları adına bize tartışılmaz doğru olarak ezberletilmiş bu kuralın tam tersine işlediği bir tablo ile karşı karşıyayız; çünkü ekonomimizin geldiği noktada, Erdoğan hükümetinin seçimi ertelettiği her günün ekonomiye, piyasalara çok boyutlu olarak olumsuz sonuçları var... Ekonomik göstergeler, Başbakan Erdoğan’ın tezlerini baştan sona yalanlıyor. Seçimden kaçış ne kadar uzarsa kayıplar o kadar ağır katlanacak. Uygulanan modelin çarptığı yoksullar, üretimin gerilemesi ile birlikte sayıları patlayan işsizler de değil sadece, sanayi ve piyasacılar da büyük zararlara uğrayacaklar. Bu iktidarın yönetiminde başlayan krizin büyümesi bağlantılı, ileriye doğru 11 aylık bir kaybın da eklenmesi ile 22 aylık çok önemli bir kayıp söz konusu olan. CNN’de Parametre programında Yiğit Bulut’un yayımladığı grafiklerin anlamını yorumsuz aktarmaya çalışacağım; Türkiye, dünya verilerine bağlı olarak piyasalarında yaşaması gereken gelişmeleri, iyileşmeleri, iç dinamiklerindeki olumsuz gelişmelere bağlı yitirmeye hükümetin Merkez Bankası Başkanı atamasında yarattığı krizle başlıyor. Sonrasında paralel gelişme kaydetmesi beklenen Brezilya piyasalarına göre kayıpları sürdürüyor. Onlar geçen mart ayında yaşanan genel krizi çoktan atlatmış, ciddi kazanımlarla yola devam ederken biz giderek farkı açarak toparlanmanın yolunu bulamıyoruz. Tabii iç siyasi gerilimler ve ekonomimize özgü zaaflar nedeniyle. Hükümet, gerilimlerin mağduru olmaktan çok yaratıcısı; SPK Başkanı’nı atamak için cumhurbaşkanının değişmesini beklemekte bile ısrarcı. Dolu görünen kadroların çoğu vekâletle yürütülüyor. En son AB, yeniden cumhurbaşkanlığı gerilimi derken, Brezilya’nın çok kazandığı günlerde Türkiye hep kaybediyor. İşler iyi giderken sürdürülebilir kabul edilen ihracatithalat açığı artık çok ağır risk odağı. Üstüne, büyümenin gerilemesi, enflasyonun kontrol edilemez noktaya gidişini eklemek gerekiyor. Göstergelerin iyi gittiği süreçlerde bile GSMH, gerçek ekonomik verileriyle, şirketlerimiz piyasa değerleri ile dünyanın en geri ülkeleri, Güney Afrika ile başa baş seyreder konumdaydılar.. E H erkes Kıbrıs’a yoğunlaşmış, bir kareye takılıp kalmış. Filmin tamamında durum çok daha kötü. Önce Kıbrıs’tan başlayalım. 1) Brüksel AKP hükümetine, “Kıbrıs Cumhuriyeti (Rumlar) AB’nin 25 üyesinden biridir: Onu tanıyacaksın: Bunun sonucu olarak diğer 24 ülkeye verdiğin tüm hak (ve imtiyazlardan) yararlandıracaksın” diyor. 2) AKP hükümeti ABD ve Brüksel ile aynı cephede işbirliği yaparak Annan Planı’nı KKTC halkına ite kaka kabul ettirdi. “Turuncu devrimlerin” bir halkası tamamlandı. AKP hükümeti yüzünden “Türkiye’nin uluslararası anlaşmalardan doğan hakları yara aldı”. 3) AKP hükümeti, “Rumlar 1 Mayıs 2004’te AB üyesi yapılıp Türkiye’nin karşısına oturtulurken” Selanik’te alkışladı, kadeh kaldırdı. 4) 29 Temmuz 2005’te Ek Protokol’ü imzalayarak 10 yeni AB üyesi (ve Rumlar) için “Türkiye’yi yükümlülük altına soktu”. 5) Kısacası, AKP daha iktidara gelirken Washington ve Brüksel’e verdiği sözleri bir bir yerine getirdi. BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Kıbrıs mı Gidiyor? Yoksa Türkiye mi? Sürekli olarak, “Gümrük Birliği yükümlülüklerinin derinleştirilmesi” ile birlikte özel statüye götüren “çok özel Türkiye koşulları” ile karşılaşırız. Verheugen, “Akıllı insanların anlayacağı bir dille söylüyoruz” demedi mi? Bizim “Mütareke ve Müzakere Medyası” ve yönetimdekiler görmek istemiyorlarsa adamlar ne yapsın? Görüşmelerin devamı Türkiye’yi üyeliğe götürmüyor. Ancak ülkenin iktisadi ve siyasi yapısı yavaş yavaş sömürgeleştiriliyor. Bu arada işbirlikçi köktendinciler, “AB’yi ve ABD”yi arkalarına alarak hem yollarını buluyorlar hem de yeni yollarını yapıyorlar. Tam üyelik olmasa da “AB askısının devamı” gerekiyor. AB takıntısı bundan, onlar da biliyorlar özel statüye gidildiğini. Bazı büyük sermaye çevrelerinin Brüksel şimdi AKP hükümetine, “Çok teşekkür ederim, Kıbrıs’ta ne istediysem verdin, şimdi uygulamaya geç” diyor. Bu arada Brüksel 12 Aralık’taki kararı ile AKP’yi 2007’de kısmen de olsa rahatlattı ve seçim için avans verdi. ESAS SORUN AB KISKACI 8 madde askıya alınmasa, görüşmeler yavaşlamasa ne değişecek sanki? Türkiye tam üye mi yapılıyor? Kesinlikle hayır. Lütfen 1999 Helsinki Doruğu’ndan beri Brüksel’in yayımladığı Türkiye raporlarına bakınız; aldıkları Türkiye’ye ilişkin kararları gözden geçiriniz; Türkiye’nin tam üyeliğine ilişkin bir irade, bir not, bir yaklaşım bulamazsınız “Batı ile organik ve stratejik bağları var”. AB bağlantısı ve takıntısı onlar için de gerekli. Arka bahçenin taşeronları olarak varlıklarını sürdürecekler. Bölücüler malum, söylemeye bile gerek yok. 8 madde askıya alındıindirildi tartışması yanlış. Askıya alınan Türkiye’dir. Cumhuriyet AB kıskacı içine sokularak eli kolu bağlanıyor. Sanayisi, tarımı, işçisi, memuru, esnafı prangalı mahkum haline getiriliyor. KKTC’de uygulanan “mini sessiz ve sivil darbe”, yavaş yavaş Türkiye’ye yayılıyor. AB görüşmeleri süreci ile “Türkiye’nin askersiz işgali gerçekleştiriliyor. Bunu görmek istemeyenler kimler?” “Akıllı insanların anlayacağı bir dille söylemiyorlar, aynı zamanda uyguluyorlar da”... İstanbul Borsası’na bakın; Türkiye soyuldukça, sömürgeleştirildikçe tavana vuruyor daha ne olsun... Abdullah Gül’ün 1995’te söyledikleri olmuş bile... Hem de kendisinin altına attığı imza ile... www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Vestel’in yakıt pili şubatta piyasada Vestel, cep telefonu, notebook gibi elektronik cihazlarda kullanılabilecek bora dayalı yakıt pilini önümüzdeki aylarda kullanıcılara sunacağını açıkladı. İZMİR (AA) Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Ömer Yüngül, cep telefonu, notebook gibi taşınabilir elektronik cihazlarda kullanılabilecek yakıt pilini ürettiklerini, şubat ya da mart ayında piyasaya tanıtacaklarını söyledi. Yüngül, grubun değişik sektörlerde yeni ürünler geliştirmeye devam ettiğini söyledi. Türkiye’nin bor ve hidrojen kaynaklarını değerlendirmek amacıyla bir dizi ArGe çalışması yürüttüklerini, bu kapsamda 1.5 yıl önce kamuoyuna verdikleri sözü yerine getirerek bir yakıt pili ürettiklerini söyledi. Yüngül, “Pil hemen tüm sektörlerde kullanılabilecek. Özellikle dizüstü bilgisayar, telsiz gibi aletler için enerji jeneratörü olacak. Bora dayalı enerji yatırımları konusunda dünya çapında ses getirecek başka projelerimiz de var. Ancak şu an açıklayamıyoruz. Şubat ayını bekleyin. Çok değişik ürünler planlıyoruz. Bırakın Vestel’i, Türkiye’ye çok büyük fayda sağlayacak projeler üzerinde duruyoruz’’ dedi. Yüngül, Erke Dönergeci’ne de boş verilmemesi gerektiğine dikkat çekti. İnsansız hava aracı projesinde üretime geçtiklerini ve dünya çapında ihalelere girmeye başladıklarını dile getiren Yüngül, ürettikleri hava aracının ABD’de düzenlenen insansız hava aracı olimpiyatlarında 2. olduğunu belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle