Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 2.5 milyon resmi işsize mevsimlik işçiler ve 15 yaşından büyük nüfus eklenince tablo korkunç C haberler SÖZDEN YAZIYA GÜRAY ÖZ 22 ARALIK 2006 CUMA İşsizlik ürkütücü Mustafa SÖNMEZ ürkiye’nin en şaibeli, tartışmalı verilerinin başında işsizlik göstergeleri geliyor. Daha baştan, 15 yaşından büyük nüfusun ne kadarının işgücü sayılması gerektiği sorusundaki belirsizlik, sonuçta işsizlerin sayısını ya da işsizlik oranının sağlıklı tespitini de önlüyor. Şu ya da bu nedenle iş aramayanları, ama iş bulursam çalışırım diyenleri, yanı sıra, mevsimlik işçileri “işgücü” saymayan TÜİK, böylece daha baştan yaklaşık resmi işsizlerin sayısına yakın 2.5 milyon işsizi, “işsiz” saymıyor. Dolayısıyla sayılmayanlarla beraber, yüzde 1819’u buluyor işsizlik oranı ve işsiz sayısı da 5 milyona dayanıyor. Bu tartışmayı bir yana bırakalım, sorunu sektörel bir analizle ele aldığımızda yine vahim bir sonuca ulaşıyoruz. TÜİK’e göre, 2005’te istihdamda tarım yüzde 30 pay almış. Böyle olunca istihdamın yüzde 70’i tarım dışı sektörde, yani sanayi, inşaat, hizmetler sektörlerinde. Duvardaki Gölge Oyunu size düşer. Bunun için size gerekli olan uygun bir teori, sağlam bir ideoloji ve bol miktarda figürandır. Hepsini de bulursunuz. Teorisini, ideolojisini başkalarına bırakmayacak, yakınlarınızda arayacaksınız. Eski filozoflara pek fazla bel bağlamayın, yenilerine ve özellikle az düşünenlerine bakın. Sık sık fikir değiştirenler en iyisidir. Bir iki makale yazmış, ya da bir iki kitabında afaki yorumlar yapmış, örneğin tarihi birdenbire bitirmiş olanlar en makbulleridir. Hele eskilerde duyduğu ve pek de anlamadığı lafları yeniden ve büyük bir iddiayla ortaya atan, örneğin Toynbee’den apartma “uygarlıklar çatışmasını” kapı kapı dolanıp anlatan, beş sayfalık makaleden koca bir kaos çıkartan Huntington yeter size. Avrupalılar hayranlıkla dinlerler “fikrin” ağababasının kendilerinden olduğunu unutup. Unutkandır onlar zaten. Savaşın ne büyük bir bela olduğunu da sık sık unuturlar. ??? Ama sizin bu “uygarlıklar buluşması” fikriniz, doğrusu olağanüstüdür. Düşünsenize; önce çatıştırıyor, sonra buluşturuyorsunuz. Ne müthiş, ne postmodern bir hikâyedir bu. Size bu konuda yardımcı olacak, canla başla çalışacak, o büyük ideolojinin küçük işlerini yapacak politikacılar sağdan da bulursunuz, soldan da. Zaten hem sağdan, hem soldan bulmak gerekir. Bir yanda Tayyip Erdoğan bir yanda Zapatero. Her ikisi de postmodern dünyamızın çağına uygun liderleridir. Birisi İspanya’da AB kaynaklarıyla yoksulluğu büyütür, ABD’ye kafa tutar ayaklarda BOP’a hizmet ederken, diğeri de BOP eşbaşkanı olarak, ülkesinin son kalesine postmodern bir darbeyle “gerçek laikliğin türbana sarılmış bayrağını” dikmek üzeredir. Proje büyük, çaba her şeyin üstündedir. Uygarlıkları önce çatıştırmak, sonra buluşturmak, kanlı bir savaşın kansız gölgesini beyaz bir duvara yansıtmaktan başka bir şey değildir. Duvarda yalnızca gölge görülür. Kansa akıp gider. guray.oz@cumhuriyet.com.tr T 2005’TE YÜZDE 10.3 TÜİK, 2005 yılında işsizlik oranını genelde yüzde 10.3 olarak veriyor. Ama, tarımı dışarıda bırakıp tarım dışı işsizlik söz konusu olduğunda bu oranın yüzde 13.6’ya çıktığını görüyoruz. Buradan anlıyoruz ki, işsizlerin ezici çoğunluğu tarım dışı kesimde, yani ağırlıkla kentlerde. Nitekim, 2005’in 2.5 milyon işsizinin yüzde 97’sinin tarım dışı kesimde olduğunu, bu anlamda tarım kesiminde iş sizliğin yüzde 1.1 gibi çok düşük bir oranda yer aldığını, işsizliğin neredeyse tamamen tarım dışı kesimde olduğunu anlıyoruz. Buradan şu sonuç çıkıyor: Tarımsal nüfusun işgücü ve istihdam durumunu analize katmak, aslında işsizliği kamufle edici bir unsur. O zaman yapılması gereken, işsizlik deyince doğrudan ta rım dışı işgücüistihdamişsizlik göstergelerine bakmak. Nitekim bu yapıldığında, 2001 krizi sonrası üst üste gerçekleştirilen yüksek büyüme hızlarına karşın tarım dışı işsizliğin yüzde 14 dolayında olduğu, son 5 yılda tarım dışı işsizliğin, yüksek büyüme oranlarına karşın, 1.5 puan arttığı şeklindedir. İstanbul resmi kayıtlarda işsiz görünenlerin yüzde 18’ini barındırırken Malatya işsizlik oranında ilk sırada Alarm veren kentler ve bölgeler şsizliğin reel fotoğrafını vermeye daha yatkın olan tarım dışı işsizlik olgusuna bir de bölgesel açıdan bakınca ne görüyoruz? Hangi kentlerde işsizlik daha alarm verici boyutta? ? Tarım dışı işsizlik oranının en yüksek olduğu bölgeyi Malatya ve çevresi oluşturuyor. Bu bölgede her 100 kişiden 27’si işsiz durumda. Bu bölgeyi, Çukurova yani AdanaMersin izliyor. Bu bölgede de işsizlik oranı yüzde 22’ye yaklaşmış durumda. AdanaMersin hattında 212 bin işsiz var. ? Yine Çukurova’nın bir alt bölgesi Hatay, K.Maraş ve Osmaniye’de de her 100 kişiden 21’i işsiz durumda. Bu bölgede de 141 bin işsiz var. Böylece birbirine komşu bu üç alt bölgede işsizliğin ortalama yüzde 25’i bulduğu, geniş anlamda Çukurova’da her 4 kişiden 1’inin işsiz olduğu anlaşılıyor. ? Yoğun işsizliğin yaşandığı ikinci bölge İç Anadolu, yüzde 17 oranında işsizlik yaşıyor. Kayseri ve çevresinde de yüzde 16’yı aşkın işsizlik var. ? Kentlerde işsizliğin en yoğun olduğu üçüncü bölge Van havzası. Bu bölgede de her 100 kişiden 15’i işsiz. ? Büyük metropollerden İzmir ve Ankara’da işsizlik yüzde 15’i bulmuş durumda. İzmir’de 173 bin, Ankara’da da 214 bin işsiz var. İzmir, yatırım çekmede altıncı, Ankara ise ikinci sırada olmasına karşın, işsizliğin yüksek seyrettiği görülüyor. ? Gaziantep, son 5 yıldır en çok sanayi yatırımı yapılan ikinci il olmasına karşın, Adıyaman ve Kilis ile birlikte 80 bin işsiz barındırıyor. ? İşsizlik Güneydoğu için de önemli bir sorun ve Güneydoğu kentlerinde işsizliğin yüzde 15 dolayında seyrettiği görülüyor. ? İstanbul, toplamı 2.5 milyonu aşan işsizlerin 460 binini yani yüzde 18’ini barındırmakla beraber, işsizlik İstanbul’da yüzde 11.5 oranında. İstanbul, son 5 yılda yatırımların yüzde 25’ine yakınını çeken İ metropol olarak belli ölçülerde istihdam yaratmış olmalı ki, megapolün işsizliği, yüzde 13.6’lık Türkiye ortalamasının altında görünüyor. ? Tarım dışı işsizliğin, Türkiye ortalaması olan yüzde 13.6’nın altında kaldığı Anadolu ve Trakya kentleri analiz edildiğinde, İstanbul’un bir tür arka bahçesi sayılan Trakya illerinde, Bursa ve çevresinde işsizliğin yüzde 10’larda seyrettiği görülüyor. ? Doğu’da Erzurum ve çevresinde kent işsizliği yüzde 11’in üstünde seyrederken, Ağrı, Kars dolaylarında en düşük işsizlik oranının görülmesi, daha çok istatistiki tanım farklılıkları ile ilgili olsa gerek. ? Antalya ve yöresinin en düşük işsizlik yaşayan illerinden biri olması da bölgenin turizm ve inşaat sektöründeki hızlı gelişmesinin yarattığı istihdamla ilgili olsa gerektir. şsizlik Türkiye’de ve dünyada toplumsal huzurun sağlanamamasında en büyük etkenlerden biri. İnsanları düşük yaşam standartlarına, açlığa mahkum eden bu büyük sorun karşısında çaresiz kalınca elinde benzin bidonuyla bir binanın damına çıkıp kendini hatta çoluğunu çocuğunu yakmakla ‘çözüm’ arayan yurttaş manzaralarına ne yazık ki zaman zaman tanık oluyoruz. İ Uygarlıkları önce çatıştırıyorlar, sonra da buluşturuyorlar. Hiç olmayandan, hiç olmayacak bir şey çıkartmaya niyetlenmişler besbelli. Öyle bir şeyin peşine düşmüşler ki, aynaya baktıklarında insan değil, başka bir şey görüyor olmalılar. O gördüklerinin kendi günahlarının bir yansıması olduğunu fark edip onunla uzlaşmaya çalışıyorlardır belki de. Uygarlıkların çatıştığı, büyük bir palavradır. Bu büyük laf, tıpkı tüm dünyanın gözü önünde yalan söyleyerek bir ülkeye yüz binlik ordular, on binlerce ton bombayla saldıranın büyük yalanı gibidir. Uygarlıklar, kültürler birbiriyle kavga etmez. Kavga eden, onların arkasına sinmiş çıkarlardır. ??? Uygarlığın nimetlerinden yararlanarak yaşadığımız bir ömür boyunca, kavgaya niyetlendiğimiz her anda dönüp, kendi kültürel birikimimize ve bize sunulanlara bakarız. Oldukça değişken ve çoğunlukla bizi aldatan parlak kâğıtlara sarılı bir kültür ürünü gördüğümüzde, içimiz aşk gibi bir şeyle dolar. Terry Eagleton’un dediği gibi pırıl pırıl bir kâğıda basılmış bir derginin kapağında gördüğümüz bir deri bir kemik Afrikalının imgeleri de kültürdür, hayatımıza sızmış bizi uçuran anlamsız popun köpüğü de. Kültür, yaşama nedenimizdir. Hayatı anlamlı kılma eylemimizin ta kendisi, soluduğumuz toplumsal havadır. Ama nasıl bir havayı soluduğunuza iyi bakacaksınız. Çıkarların gözü kapalı ve haris alışkanlıkları gözünüzü kör etmemişse, insanlığın kültürel birikimiyle pekâlâ barışık olabilirsiniz. Yoksa işiniz zordur. O zaman kültürler ya da uygarlıklar arasındaki bir kavgaya bel bağlayacak, uçaklarınıza “uygarlığınızın” son örneklerini oluşturan bombalarınızı yükleyecek, nerede insanların üstüne boşaltabileceğinizin hesabını yapacak, uygun yalanları hangi kuyudan çıkaracağınızı düşüneceksiniz. ??? Oyunun bir parçası da uygarlıkların yeniden bir araya getirilmesi, barıştırılması, ittifakı olacaktır kuşkusuz. Hani onları birbiriyle çatıştırdınız ya, barıştırmak da kuşkusuz MEB’İN İNTERNET SİTESİNDE LAİKLİK, İSLAMLA AÇIKLANIYOR Büyüme ve İşsizlik 20012005 Yıllar Tarım Resmi Dışı İşsiz İşsizlik % (bin kişi) 2001 9.5 8.4 12.4 1967 2002 9.4 10.3 14.5 2464 2003 7.8 10.5 13.8 2493 2004 9.5 10.3 14.3 2498 2005 6.8 10.3 13.6 2520 Kaynak: TÜİK verilerinden hesaplanmıştır. Büyüme % İşsizlik % Laikliğe İslami yorum Gökhan ERKUŞ ANKARA Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) resmi internet sitesinin laikliğe ayrılan bölümünde İslam propangadası yapılıyor. Laikliğin tanımının yapıldığı bölümde adeta İslam tarihi anlatılıyor. Sitede, Atatürk’ün yaptıkları “İslamın parlak çağına dönüş” olarak nitelendirilirken demokrasi gibi kavramların doğruluğu hadislerle açıklanıyor. MEB’in, www.meb.gov.tr adlı resmi internet sitesinin “Atatürk’ü Anma Sayfası”nda, “Yaşamı, İlkeleri, İnkılapları” gibi başlıklar altında Atatürk’e ilişkin bilgiler verilirken laiklik maddesinde İslam propagandası yapılması dikkat çekiyor. Laikliğin kısa bir tanımının ardından İslam tarihine ve anlayışına geniş yer verilen “laiklik” maddesinde “Özellikle ileri dinlerin koyduğu baş hukuk kuralları, aynı zamanda evrensel ahlakı da yansıtır” deniliyor. Müslümanlığın bir dönem gerilediği belirtilen sitede Atatürk’ün dinsiz olmadığının altı çizilerek “Atatürk belki de İslamlığın parlak çağına dönüş yaparak, zamana ve akla uymayan, eskiyen hukuk kurallarını bir yana bırakarak devleti İşsizliğin Coğrafyası, 2005 İşsizlik Tarım Dışı Genel İşsiz % (1000) 18 17.2 15.6 10.7 11.1 8.8 13.1 14.2 13.8 10.4 11.1 8.6 11.2 7.9 9.5 5.6 5.7 11.4 4.7 6.9 7.1 8.7 6.9 7.8 6.2 3.2 10.3 98 212 141 60 86 40 173 214 80 64 41 21 108 87 75 85 68 459 22 42 77 115 26 48 65 11 2518 Bölge Adı 1. Malatya, Elazığ, Bingöl Tunceli 27.4 2. Adana, Mersin 21.6 3. Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye 21.1 4. Kırıkkale, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Kırşehir 17.1 5. Kayseri, Sıvas, Yozgat 16.3 6. Van, Muş, Bitlis, Hakkâri 15.3 7. İzmir 15.2 9. Ankara 15.1 11. Gaziantep, Adıyaman, Kilis 15 12. Şanlıurfa, Diyarbakır 14.6 13. Mardin, Batman, Şırnak, Siirt 14.5 14. Kastamonu, Çankırı, Sinop 14.4 15. Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova 13.6 16. Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak 12.8 17. Konya, Karaman 12.8 18. Trabzon, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Gümüşhane 12.2 19. Samsun, Tokat, Çorum, Amasya 12.2 20. İstanbul 11.5 22. Erzurum, Erzincan, Bayburt 11.3 23. Balıkesir, Çanakkale 11.1 24. Aydın, Denizli, Muğla 10.7 25. Bursa, Eskişehir, Bilecik 10.4 26. Zonguldak, Karabük, Bartın 10.4 27. Tekirdağ, Edirne, Kırklareli 10.3 28. Antalya, Isparta, Burdur 8.2 29. Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan 7.9 TÜRKİYE 13.6 Kaynak: TÜİK verilerinden hesaplanmıştır. İşgücü tanımı İşgücü tanımı gerçeği gerçeği kamufle kamufle ediyor ediyor zetlemek gerekirse, işsizliğin gerçek görüntüsü yakalanmak isteniyorsa, 1TÜİK’in işgücü tanımının neden olduğu kamuflajı akılda tutmak gerekiyor. Resmi işsizliğe her zaman bir de aynı büyüklükteki sayılmayan işsiz sayısını eklemek gerekiyor. 2 İşsizliği kamufle eden bir diğer unsur alan tarımı dışarıda tutarak, tarımdışı işsizliğin izini sürmek gerekiyor. Bu yapıldığında, resmi olarak 2005’te yüzde 10.3 görünen resmi işsizliğin tarım dışında, yani ağırlıkla kentlerde yüzde 14’e yaklaştığı görülüyor. Tarım dışı işsizlik bazı bölgelerde yüzde 25’i aşarken, yüzde 10’lara kadar düştüğü bölgeler de var. En yüksek kent işsizliği yaşanan bölgeleri geniş anlamda Çukurova, İç Anadolu ve Van Havzası yaşıyor. AdanaMersin aksı, onu tamamlayan Hatay dolayları, Ö komşu bölge Malatya ve çevresinde işsizlik yüzde 25’lerde seyrediyor. İç Anadolu Bölgesi’ni oluşturan illerde de işsizlik yüzde 1617 dolayında seyrederken Van ve çevresinde de işsizliğin yüzde 15’i aştığı görülüyor. Büyük metropoller içinde de İzmir ve Ankara’da işsizliğin yüzde 15’i bulduğu görülüyor. İstanbul ve çevresi, son 5 yılın yatırımlarının üçte birinden fazlasını almış olmalarının ve artan inşaat yatırımlarının etkisiyle yüzde 11 dolayında işsizlik yaşamaktalar. Yine turizm yatırımlarının ağırlıkta olduğu Antalya ve bazı Ege bölgelerinde de işsizliğin Türkiye ortalamasının altında seyrettiği görülüyor. Halkın en büyük sorun olarak tarif ettiği işsizliğin bu coğrafi görünümünün 2007 seçimlerinde seçmen tercihlerini ne kadar etkileyeceği ise ayrı bir analiz konusu. MEB’in internet sitesinde ‘Laiklik’ başlığı altında İslam propagandası yapılıyor. Laikliğin tanımına birkaç cümle ile yer verilirken adeta islam tarihi anlatılıyor. laikleştirmiştir. Ama İslamlığın inanç ve ibadete dayanan kurallarına hiç dokunmamıştır” deniyor. MEB’in laiklik tanımında, devletin insanın inancına karışamayacağının altı çizelerek bunun demokratik olmayacağı vurgulanıyor. Demokrasinin gerekliliği ise şu ifadelerle anlatılıyor: “Herkesi bir doğrultuda inanca zorlamak olmaz. Bu her şeyden önce demokrasiye aykırıdır. Demokrasi, bir özgürlük rejimidir. Bu sebeple demokrasilerde devletin tek bir dini vatandaşlara benimsetmeye çalışması düşünülemez. Bu davranış demokrasi kavramına uymaz. Hem Kuran ‘dinde zorlama yoktur’ diyor. Bundan başka Kuran ve Hazreti Muhammed, devlet yönetiminde akla dayanılmasını isteyen pek çok buyruklar vermiştir.” CHP Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı, sitedeki ifadeler nedeniyle MEB’e tepki gösterdi. Gazalcı, “Atatürk’ü de dini de araç ederek, kendi dünya görüşlerini yaymayı, eğitimi dinselleştirmeyi amaçlıyorlar. Laiklik ilkesini verirken bile laiklik ilkesini, öğretim birliği ilkesini çiğniyorlar” dedi.