04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTA C Redaksiyon/Redaktion: Starkenburg Str. 5, 64546 MörfeldenWalldorf. email:[email protected] Tel: 0610598174446 İmtiyaz Sahibi/Inhaber: İlhan Selçuk (Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.’yi temsilen, Cumhuriyet Vakfı adına) Genel Yayın Yönetmeni/ Chefredakteur: İbrahim Yıldız Yazı İşleri Müdürü/ Redaktionsleiter: Osman Çutsay Yayın Koordinatörü/ Koordinator: Hayri Arslan Reklam/Anzeigen: Ömer Aktaş Yayın Kurulu/Redaktionsbeirat: İlhan Selçuk (Başkan/ Vorsitzender), Prof. Dr. Emre Kongar (Berater), Orhan Erinç, Hikmet Çetinkaya, Şükran Soner, İbrahim Yıldız, Orhan Bursalı, Mustafa Balbay, Hakan Kara Baskı/Druck: Hürriyet A.Ş Zweigniederlassung Deutschland, An der Brücke 2022 D64546 MörfeldenWalldorf. Dağıtım/ Vertrieb: ASV Vertriebs GmbH (Der Verlag übernimmt keine Haftung für den Inhalt der erscheinenden Anzeigen) Divriği’de inanç turizmi DURSUN ÖZDEN S on yıllarda inanç turizmindeki artış, olumlu boyutlarda seyrediyor. Bu seyir daha çok ülkemizde bulunan manastır ve kiliselere yönelik. Özellikle Avrupa Birliği’ne girme hevesleri sonucu, şu anda ibadete açık olanlara ek olarak, ülkemiz topraklarında bulunan öteki kilise ve manastırların da onarılarak yeniden ibadete açılması yolundaki ince hesaplar siyasete yönelik. Ruhban okulları açılması isteklerinin ardında da ayni amaç var. Oysa, inanç turizminde köşe taşı ve taş işçiliğinde bir uygarlık harikası olarak UNESCO tarafından korunmaya alınan Divriği Ulu Cami başta olmak üzere, Anadolu’nun pek çok yöresinde bulunan zengin tarihi ve kültürel eserlerimiz turist bekliyor. İnanç turizminde çok önemli bir tarihi ve kültürel zenginliğimiz olan AleviBektaşi tekkeleri ve folklorik zenginlikleri de giderek öne çıkıyor. Latin Amerika’da kadın MUSTAFA BALBAY Latin Amerika’nın yaşadığı toplumsal çalkantılardan en çok payını alanların başında kadınlar gelir, desek abartmış olmayız. Latin Amerika’ya iki kez gittim. Birincisi Brezilya, Arjantin, Şili turuydu. İkincisinde de Meksika, Guatemala, Nikaragua’yı dolaştım. Bu gezilerden pek çok ortak yön çıkardım. Geziye çıkmadan önce okuduklarımda Latin Amerika’daki darbe dönemlerinin, kuzeydeki büyük ağabey ABD’nin müdahalelerinin büyük toplumsal karışıklıklar, dönüşümler yarattığı yazıyordu. Kadınların da en aktif biçimde bu ortama katıldıkları Eva Peron’dan Frida Kahlo’ya kadar tonlarca örnekle anlatılabilir... Bunlar kişi olarak öne çıkanlar. Bir de isimsiz kahramanlar var. Şili’de yakınlarına ulaşmak için kendilerini mezarlık demirlerine bağlayan kadınlar, Arjantin’de kaybolan torunlarını bulmak için gen mühendisliğinden bile yararlanmaya girişen büyükanneler... Bir coğrafyayı dolaşırken kitap bilgileri elbette çok işe yarıyor ama, yerinde gözlemler başka... Şili’de Pablo Neruda’nın hala canlı tutulan evinde en aktif görevi kadınların aldığını görmek kitapla hayatın birleşmesi gibi bir şeydi... Verebileceğim pek çok örnek var ama, bu yazıda sadece Guatemala’nın başkenti Guatemala City’den söz etmek istiyorum. Daha havaalanına ilk inişimde yerel giysileriyle karşılaştım onlarla. Bir yolcu grubunu karşılamak için 1015 kadar kadın ve çocuk alanına girişini doldurmuş. Şehrin merkezine doğru giderken ilk dikkatimi çeken şu olmuştu: Başında kocaman bir torba, adeta çuval taşıyan kadınlar. Bu halde öylesine rahat yürüyorlar ki, başlarındaki yük sanki boyunlarındaki kolye gibi doğal bir aksesuar! Kentin merkezindeki bu gözlemlerim antik Guatemala’da daha da katlandı. Bir kadın... Omzunda, içinde bir bebeğin olduğu bez, başında kocaman bir topu andıran bohça, gülümseyerek ilerliyor. Fotoğrafını çekmek isteyince de duruşunu, yürüyüşünü değiştirmedi. Fotoğrafı çektikten sonra anlaşabildiğimiz kadarıyla, el kol dilini de kullanarak takıldım: Öteki omzunda niye bohça yok? Gülümsedi... Tıpkı Anadolu gibi burada da yaşamın en ağır yükünü kadınlar çekiyordu. İki uzak coğrafya, iki ortak kader... Kimi görüntüler vardı ki, sanki bir Orta Anadolu kentinden çıkıp buraya gelmişler. Gezekalın... ÇAMŞIH’TA 776 YIL Çeşitli dernek ve vakıflarda toplanan yaklaşık 20 milyon Alevi yurttaşımızın ‘‘Cem’’ toplantıları, ‘‘Semah’’ gösterileri, binlerce yıldır süregelen kültürel, folklorik, antropolojik, toplumsal ve sanatsal zenginliklerinin yanı sıra, Anadolu Aleviliği’nin öncüleri olan ‘‘Erenler’’in tarihi ve mimari özellik taşıyan türbe ve tekkeleri de inanç turizmi açısından, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından planlanan ve organize edilen turistik turlar içinde, bu yerlerin de bulunması kaçınılmaz. İşte bunların başında Sivas’a bağlı Divriği ilçesinde 40 köyü içine alan ‘‘Çamşıh’’ bölgesi. 1230’dan beri var olan Hüseyin Abdal Türbesi’nin bulunduğu Döldür Dağı yamacındaki mesire yerinde cem evi, kültür merkezi, açık hava tiyatrosu, kütüphane, etnografya müzesi, konuk evi, aşhane, piknik alanı, mesire yerleri, yaz aylarında bile çok soğuk akan döldür çeşmesi, Çamşıh Vadisi’ni selamlayan tepede bulunan beş metre yüksekliğindeki Atatürk heykeli, otopark alanı, toplantı ve oturma salonları ve düzgün yolu ile alternatif turizme olanaklı tüm koşulları bulunan Çamşıh Hüseyin Abdal Kültür Festivali düzenleniyor. Her yıl yapılan etkinliklerle, bölgede yaşayan, büyük kentlerden ve yurt dışından gelen Alevi yurttaşlarımızın yanı sıra, yerli ve yabancı turistlerin de ilgi odağı oluyor. Bu yıl yapılan etkinliklere katılan yaklaşık 5 bin kişinin örnek toplumsal, barış ve sevgi dolu kültürel, sanatsal ve turistik sunumları göz kamaştırdı. Alevi kültürü ve zikirlerindeki folklorik zenginlikler içinde odağında insan sevgisi olan, hurafe ve çağdışı inançları dışlayan, özgür ve içsel mutluluğu yeğleyen, tüm toplumsal farklılıklara karşın, barış ve sevgi içinde ‘‘birlikte yaşama kültürü’’nü özümsemeyi bir inanç ve yaşam biçimi olarak algılayan Anadolu Alevilerinin zikirleri, türküleri ve dansları ile kültür ve inanç turizminin en güzel örneğini sergiledi. RAKI ŞİŞELİ MEZAR Çamşıhlılar, inanç turizminin gelişmesi ve kökü tarihin zengin mirasına dayanan, özü sevgi ve insanda odaklanan Anadolu Alevi kültürünün korunup yaşatılması için; Alevilerin kendi içinde birlikteliklerini sağlayarak dayanışmasına, Türk aydınlarıyla bütünleşerek daha çağdaş ve ileri bir toplum düzeni yaratmada Kemal Atatürk ilkelerinde birleşmeleri ve kendi kültürlerinin korunmasını dile getiriyor. Onlar; hak, sevgi, barış, özgürlük ve insan için yan yana semahta dönen dervişlerin yolunda ‘‘gözcü’’ ve ‘‘talip’’ olan ‘‘can’’ ve ‘‘dost’’ postuna oturup, sevgiyi sebil eyleyen güzelliklerin müjdecileri... Ata gele neğini sürdüren ‘‘canlar’’ namaz yerine niyaz ediyordu. Ölümü; Hakka yürümek, sır olmak ve göçmek olarak tanımlıyorlar... Ölen Alevi’nin yatağı, yorganı, yastığı, giysileri, gelinliği ya da damatlığıyla gömülmesinin doğallığından söz ediyorlar. Hatta, Çamşıh Alevilerinin mezar taşları bile özgün ve anlamlı. Koç başlı, at semerli, çaydanlık ve bardak, rakı şişesi ve bardak, ay yıldız, çiçek, mani ve şiir yazılı çokça eski ve yeni mezar taşları bulunuyor... Orta Anadolu’nun turistik, şirin bir yeri olan SivasDivriği’ye bağlı Çamşih mesire yerinde bulunan, inanç ve kültür turizmi merkezi ‘‘Hüseyin Abdal Türbesi ve Kültür Kompleksi’’, mutlaka görülmesi ve orada yaşanması gerekli bir zenginliktir... Dallarına dilek ipi bağlayan gençlerin ziyaret ettiği yaşlı ahlat ağacının gölgesinde bulunan Hüseyin Abdal Türbesi’nin kapısında yazan şu dizelerle sizleri, anason kokulu yaylalardan cam cama değilcan cana selamlıyorum: ilan renkli Baktat renkli ilan
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle