09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Kamran ABBASOV TUSAM Kafkasya Araştırmaları Masası Rusya ile Ukrayna’nın hesaplaşması… C S TRATEJİ 23 isteğine yapılmış bir misilleme olduğu kadar Ukrayna’nın Karadeniz Filosu’yla ilgili son dönemde takındığı tutumla da ilgili. Bu kararla Rusya’nın Ukrayna’ya "mücadeleye hazırım" mesajı verdiği de düşünülebilir. Haziran başında yapılan BDT Başkanlar Kurulu toplantısında MedvedevYuşçenko görüşmesinden hemen sonra Viktor Yuşçenko’nun Karadeniz Filosu’yla ilgili açıklamasında "Rusya’nın 2017’den sonra Ukrayna topraklarında askeri güç bulundurması Ukrayna Anayasasına aykırıdır" ifadesini kullanması, görüşmede herhangi bir uzlaşı sağlanamadığının ve sorunun devam edeceğinin bir göstergesiydi. Bu açıklama aynı zamanda Ukrayna’nın NATO ısrarının da ciddiyetinin göstergesi olarak kabul edildi. Ne var ki, NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, 16 Haziran’da Kiev’deki konuşmasında Karadeniz filosu sorununun Rusya ve Ukrayna’nın sorunu olduğunu ve sorunun Moskova ve Kiev arsında çözümlenmesi gerektiğini vurgulayarak NATO’nun söz konusu sorunda taraf olamayacağını belirtmiştir. Başbakan Yardımcısı Sergey İvanov 225. yıl kutlamalarında yaptığı açıklamada Ukrayna’nın NATO’ya üye olmasının öncelikle Rusya ve Ukrayna arasında bir güven bunalımına yol açacağını vurguladı. Her şeyden önce NATO Ukrayna’ya Rusya’ya vize rejimi uygulanmasını dikte edecektir ve böyle bir durum iki ülke arasındaki güvenlik ve işbirliği anlaşmalarına tamamen ters düşmektedir. İvanov bu açıklamasının hemen ardından Ukrayna’ya satılan gazın Ocak 2009’dan itibaren 2 kat daha fazla fiyattan satılabileceğini dile getirmiş ve bu ifadeler Ukrayna nazarında gözdağı olarak algılanmıştır. Bu aslında Timoşenko’nun Beyaz Akım Projesi’yle de bağlantılı olabilir. Nitekim Beyaz Akım Projesi esasen Türkmenistan gazının Trans Hazar Boru Hattı’yla ilkin Azerbaycan’a, oradan Gürcistan’ın Supsa şehrine, Supsa’dan deniz yolu ile Kırım’a, Kırım’dan da Ukrayna’nın batısından merkezi Avrupa’ya uzanan Rusya’nın bypass edildiği büyük ölçekli bir projedir. Göründüğü gibi Rusya’nın enerji politikasına alternatif olan bu projede Kırım’ın yer alması hiç de tesadüf değildir. Tüm bunların ışığında öyle görünüyor ki Kırım konusu yakın gelecekte Ukrayna ve Rusya ilişkilerinin en tartışılan konusu olmaya devam edecektir. Yuşçenko ATO’nun 2–4 Nisan tarihli Bükreş Zirvesi’nden sonra RusyaUkrayna hattında tansiyon giderek tırmanıyor. Aralık ayında yapılacak olan NATO zirvesinde Ukrayna ve Gürcistan’ın olası üyeliği konusunda üst düzey Rus yetkililerin yaptığı açıklamalarla olay farklı bir boyut kazandı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, yaptığı açıklamada Rusya’nın Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO’ya üye olmasını engellemek için gereken her şeyi yapacağını açıkça ifade etti. Kiev’in söz konusu açıklamalara cevabı ise gecikmedi. Ukrayna, bu açıklamaların Kiev’e yönelik bir tehdit olarak algılanması gerektiği ifadesini içeren bir mektubu BM’ye gönderdi. Ukrayna’nın olası NATO üyeliği dışında RusyaUkrayna ilişkilerinde son bir aydır tartışılan bir diğer önemli konu da Karadeniz Filosu meselesi oldu. Viktor Yuşçenko’nun 20 Mayıs 2008’de Karadeniz Filosu’nun Ukrayna topraklarındaki varlığının 2017’de sona erdirilmesini öngören bir yasa taslağı hazırlanması kararını onaylaması zaten tarihi bir geçmişi olan meselenin yeniden alevlenmesine neden oldu. Karadeniz Filosu meselesi, uzunca bir süredir gündemde olmamasına rağmen tarihi kökleri eskilere dayanan bir sorundur. Sovyetlerin çökmesinden sonra Kırım, Ukrayna’nın egemenlik alanında kaldı. 1992’de Rusya ve Ukrayna Karadeniz Filosu’nun ortak kullanımı konusunda anlaşsalar da 1995–1997 yıllarında Rusya ve Ukrayna’nın deniz güçleri farklı üslere yerleştiler. 28 Mayıs 1997’de yapılan anlaşmaya göre Rus askeri varlığı 28 Mayıs 2017’de sona ermelidir. Bugün Karadeniz filosunda Rusya’nın 11.000 askeri var ancak Rusya yapılan anlaşmayı referans göstererek bölgede 25.000 asker bulundurabileceğini ileri sürüyor. Rusya’nın bölgede 2’si denizaltı olmak üzere toplam 35 gemisi ve sahil botu bulunuyor. Ancak yine anlaşmaya göre Rusya burada mevcut rakamların çok üstünde deniz gücü bulundurma hakkına da sahip. Karadeniz Filosu’nun yüzde 70’i Kırım topraklarında bulunuyor ve filonun yıllık harcamasının 100 milyon dolar civarında olduğu biliniyor. Filonun yalnızca vergisi Kırım’ın genel bütçesinin yüzde 15’ine denk geliyor. Filonun N Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğine şiddetle karşı çıkan Rusya, Kırım’ın statüsünü yeniden tartışmaya açtı. Rus yetkililer, tehdit boyutuna varan açıklamalar yapıyor. bulunduğu bölge aynı zamanda Rusya’nın Azak Denizi’ne çıkışı olan en önemli noktasıdır. Kırım yeni sorun merkezi RUSYA’NIN TARİHSEL SORUMLULUĞU Rusya, bu konuda Ukrayna’ya karşılık olarak Kırım’daki tarihi sorumluluğunu ve Sivastopol’un statüsü meselesini gündeme getiriyor. Nitekim 11 Mayıs 2008’de, Karadeniz Filosu’nun 225. kuruluş yıl dönümünde Ukrayna ve Rusya’nın Karadeniz güçlerinin birlikte yaptıkları kutlamalar sırasında Moskova Belediye Başkanı Yuri Lujkov’un sarf ettiği "Sivastopol meselesi yarım kalmış bir meseledir. Rusya bunu en kısa zamanda çözecektir" sözleri Rusya’nın tutumunu açıkça ortaya koymuştur. Aslına bakılırsa Lujkov’un Ukrayna’ya girişinin yasaklanmasına neden olan bu sözleri gündeme ilk defa gelmiyor. Lujkov’un ortaya attığı düşünce, 1992’de Rusya Duması’nda ele alınmış ve Kırım’ın Ukrayna’ya ilhak edilmesi sürecindeki kanunların geçersiz sayılması gerektiğine ilişkin bir karara varılmıştı. 1993’de de yine bu bağlamda Sivastopol’un Rusya’nın egemenlik alanına girdiği, yani Sivastopul’un bir Rus şehri olduğu yönünde bir karar alınmıştı. Görüldüğü üzere bugünkü Rus politikacılar da Kırım konusunda 1990’lı yıllardan farklı bir çizgide olmadıklarını açıkça ortaya koymaya başlamışlardır. Rusya’nın Kırım sorununu tarihsel kaynaklara dayanarak "tarihsel sorumluluk, ortak geçmiş" zemininde ele alması, ister istemez Türk dünyasını da işin içerisine çekiyor. Zira "tarihi sorumluluk" denildiğinde, tarihsel geçmiş, Türk Dünyası’nın da Kırım’da taraf olmasını gerektirebilir. Bu açıdan Türkiye gelecektekti NATO üyesi Ukrayna ile askeri işbirliğini geliştirmelidir. Bu arada Kırım’daki Rus Filosu’nun bölgeden çıkması durumunda bölgede konuşlandırılacak olası yeni üste NATO ittifakı gereği Türkiye’nin de yer alması ve bu yeni durumda aktif rol oynaması alternatifi gündeme gelebilir. Türkiye bu alternatifi dış politika aracı olarak bir fırsata dönüştürebilir. Medvedev UKRAYNA’NIN NATO SEVDASI Rusya Duma’sı 3 Haziran’da yaptığı toplantıda Kremlin’e, Ukrayna ile 1997’de imzalanan "Dostluk ve İşbirliği Anlaşması"nı feshetme kararı aldı. Rusya’nın fesih kararı, Ukrayna’nın NATO üyeliği Türkiye ve Türk dünyasıyla tarihi bir bağı olan Kırım’da bulunan Sivastopol şehri (Akhisar veya Akyar olarak da biliniyor) Karadeniz donanmasının en önemli üssüne ev sahipliği yapıyor. Sivastopol, 1783'te II. Katerina'nın emriyle Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesinden sonra Karadeniz filosunun en önemli üslerinden biri durumuna gelmiştir. Çar döneminde Rusya’nın bir parçası olan Kırım, 26 Nisan 1954’de Sovyetler Birliği yüksek kurulu tarafından alınan bir kararla Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne verilmiştir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle