09 Ocak 2025 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 Ali TURGUT turgutk@gmail.com tatürk’ün hür Türkiyesinin kırklı yıllarda başlayan, Batı’ya bağımlılığa dönüştürme süreci hala başarıyla yürütülüyor. Borçlarımızın dörde katlanması, sanayimizin dışa bağılılığı, ithalata karşı ihracatın azalması, kobilerin çöküşü, varlıklarımızın yabancı ellere satılması, cari açığın altmış milyara dolara yaklaşması, tarımımızın, tekstil ve ilaç sanayilerimizin çökertilmesi, halkın dinci (dindar değil) ve dinci olmayan diye bölünmesi, etnik farklılıkların kullanılması, ılımlı İslam cübbesinde laikliğin, dolayısıyla uygar yaşamın karartılması, Batı emperyalizminin başarısıdır. Küreselleşme adı altında büyük güçlerin diğerlerini sömürme yöntemlerinin meyvesidir. Ekonomik bağımlılıkların yerleştirilmesi ve BOP’un uygulaması aracılığıyla özgürlüklerimizin ihlalidir. Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile başlayan süre, bu sürecin sonunun başlangıcı olacaktır. Kaçınılmaz bir sonuca uygarca varmak veya Demokrat Parti benzeri bir akibete düşmek, olaylara çanak tutanların tutumuna kalmıştır. Günümüzün yozlaşma sıkıntıları bir şekilde sona erecektir. İçinde bulunduğumuz ve gizlenmeye çalışılan ekonomik çöküntüden kaçmak mümkün olmayacaktır. Bu sıkıntılara katlanmak erken olursa daha uygar ve kolay olacak, ne kadar geç olursa o kadar acılarla dolu bir kardeş kavgasına dönüşecektir. Bu sürecin sona ermesinin birçok nedeni olsa da, en kaçınılmazı bu milletin başkalarının hegomonyasında yaşayamayacağı gerçeğidir. Yurdun hemen hemen bütün kaleleri işgal edilmişken, yüksek yargının direnmesi ve silahlı kuvvetlerimizin kendine yeterliğinin yüzde ellilere yaklaşması yegane sevindirici oluşumdur. Bu şartlar altında son, iki şekilde gelebilir: ? Türkiye’yi Atatürk ilkelerinden saptıranlar, milli çıkarları kişisel çıkarlarla değiştirenler, uyarılara karşı koyacaklarına çıkmaz yoldan vazgeçebilirler. Kaçınılmaz ekonomik sıkıntıya katlanarak Batı bağımlılığına son verebilirler. Faiz ineğinin sağladığı sonu felakete giden sıcak para politikasını durdurabilirler. Tek taraflı AB üyeliği sevdasına, ABD peykliğine son verebilirler. Brezilya benzeri bir ekonomik planla zaman kazanarak tabii kaynaklarımızın kullanılmasını, tarımımızın kalkınmasını, üretimin ve istihdamın artmasını sağlayabilirler. Ulusal bütünlüğümüzü, özgürlüğümüzü ve özerkliğimizi korumanın yegane yolu olan Atatürk ilkelerine geri dönebilirler. ? Veya; aynı yolda ısrarla, ABD’de örgütlenmiş dini kurumların yurtta etkinliklerini sürdürmesine, bir zamanların özgür ve özerk Türkiyesini, BOP’un doğrultusunda, tamamen Batı’ya bağımlı, Doğu bölgesini ve kaynaklarını kaybetmiş, Sevr şartlarına çekilmiş bir peyk haline dönüştürebilirler. Güç dengesi oluşumunu tamamlarken… C S TRATEJİ birleşmesi ve hatta Japonya ile anlaşması ile bütün Pasifik bölgesine de hakim olabilecek konumdadır. Çin’in ilerlemesine ne Rusya ne Hindistan ne de Japonya mani olabilir. Çin’in karşılaşacağı yegane zorluk kendi içersindeki etnik ayrılıkların, ekonomik kalkınma ile kaçınılmaz olan hayat seviyesi yükselmesi nedeniyle, batı eyaletlerinde özgürlük isteklerinin parçalanmaya dönüşmesi olabilir. Bunu doğuracak veya hızlandıracak gücün, borçlu olduğu Çin’e karşı, artık ABD’nin elinde olup olmadı tartışılabilir. 21. yüzyıl Çin, ABD ve Rusya üçlüsü ile bunların birbirleriyle olmasa bile dolaylı olarak üçüncü ülkeler üzerinden savaşarak, çıkarlarını koruma çağı olacağa benziyor. Nükleer imkanları olmayan ve ekonomileri başkalarına bağımlı olan ülkeler tercih etmedikleri kutuplara eklenmek zorunda kalacaklardır. AB’nin istenen yere varamayacağı büyük bir olasılık olarak belirirken, AB ülkelerinin bu üçlü içinde etkin olmaları beklenemez. Kutuplaşmada yalnız kalacakları ve taraf seçme durumunda, jeopolitik konumları nedeniyle ABD’den bile ayrılmaktan çekinmeyecekleri düşünülebilir. BOP’a uygun olarak İsrail, Suriye, yeni Kürdistan ekseninin oluşmasıyla doğu batı ayrımındaki bağımlı bir Türkiye’nin taraf seçme olanağı da kalmayacaktır. Dünyanın, ABD, Rusya ve Çin olarak kutuplaştığı bir yüzyıla, Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durmayı başaramadan katılmasının, özgürlüğünü kaybetmekten başka bir şekilde gelişmesi beklenemez. Türkiye’nin gelecek birkaç yıl içinde iç ve dış boyunduruklardan kurtulmayı başarması yegane yol olarak beliriyor. Sorun mevcut yapının bunu başarmaya hazır olup olmadığıdır. Bugün içinde çırpındığımız sıkıntıların ve yozlaşmaların olumlu olarak, hatta uygar ve demokratik yollardan sona erdiğini ve yeni bir oluşuma yol açılacağını varsaysak bile, böyle bir duruma Türkiye hazırlıklı mıdır? Kendi içerisinde demokrasiyi kuramamış ve sadece iktidardakilerin hatalarını ortaya koymakla yetinen bir ana muhalefet yurdu bu karmaşalar içinde yönetebilir mi? 21. yüzyılın en kırılgan jeopolitik konumunda Türkiye’yi, hiçbir kutba peyk olmadan yaşatabilir mi? Beklendiğinden erken başlayan son ABD’yi de şaşırttı. Başkan adayı Barack Obama’nın bile, "Türkiye Büyük Ortadoğu’nun parçası olduğunu unutmamalıdır", demesinin AKP’nin kapatılması durumunda, "İflas etmiş bir demokrasi olacağı"nı söylemesinin arkasında yatan art düşünceyi görmek gerekir. Görmeyenleri ve Son’u şekillendirmeyenleri bekleyen akibet zaten sır değil; haritalarla bile yayımlanmış, bilinen bir gerçektir. Türkiye özgürlük ve özerklik yolunu seçtiği takdirde, şayet bugünden hazırlıklı olmaya başlamaz, bu yönde halkını eğitmez ise, sırası geldiğinde bunu istese de başarmak için çok geç kalınmış olacaktır. Türkiye bütün komşuları ve süpergüçlerle ilişkilerini en iyi şekilde tutmak zorundadır. Bunları yaparken, hiçbir güç ile göbek bağı oluşturmamalıdır. Deniz Gezmiş’ler gibi geleceğimizin değerli gençlerinin heba olmaması için, komünist eksenine kaymak hatasına gene düşmeden, Atatürk ilkeleri kapsamında sosyalizm korunmalıdır. Türkiye’nin bugünkü ve gelecekteki çıkarları; halkın desteğine saygın, diktasından arınmış, çağdaş anlayış ve yönetimde, Batı’dan tamamen bağımsız, laik, Atatürk ilkeleri kapsamında sosyalist, hukuka dayanan, demokratik yapıda bir muhalefeti, ivedilikle yaratmak doğrultusunda olmalıdır. Halen bu konuda sessiz duran göbek bağsız yazarlar ve medya, zaman geçmeden öncü olmak sorumluluğundadırlar. A Sonun başlangıcı Putin’in yeniden ayağa kaldırdığı Rusya, geçmişinde hiç güçlenmediği kadar güçlenen Çin ve küresel politikaları sekteye uğrayan ABD… Türkiye’nin bağımsız bir politika ile dünyadaki yerini yeniden belirlemesi gerekiyor… işleriyle gereksiz yere vakit öldürürken, ileride tamir edilemeyecek şekilde kozlarını kaybetmekte ve çıkarlarını koruyacak konuma girememektedir. ABD lider yokluğu sancıları çekerken, Batı’nın çıkarlarını korumak için BOP’un uygulamasında yalnız kalmış, ekonomik sıkıntılara düşmüştür. Bir taraftan yozlaştırlmış bir demokrasiyi koruma davulu çalarken, diğer taraftan çıkarları için Ortadoğu’yu kana bulamıştır. Hem dünya liderliğini zedelemiş, hem Müslüman ve Hiristiyan ayrımını hortlatmış, radikal İslam’ı güçlendirerek zorlu bir düşman kazanmıştır. Enerji gereksinimi nedeniyle Çin’in İslam ülkelerine kur yaptığı bir ortamda bu tutum vahim sonuçlara hamiledir. Bütün bunlara rağmen İsrail’in korunmasını da içeren BOP’un son safhalarına yaklaşılmaktadır. Bu son unsur plandan vazgeçilmesini imkansız kılan en önde nedenlerdendir. Rusya Putin’in mahir yönetimi sayesinde Batı boyunduruğunu kırmış, ekonomik şartların lehine çalışması yardımıyla, hiçbir karşıt bulmadan, tekrar tek elden idareye dönmüş ve büyük güç olarak yerini kazanmayı başarmıştır. ÇİN’İN GELİŞİMİ Çin tarihin hiçbir çağında görülmemiş bir güce sahip olmak üzeredir. Yakın zamanda en etkin süper güç olarak yerini pekiştireceği beklenmelidir. Mao rejiminden kalma Komünist temellere dayanan bir otokrasiyi, güncel kapitalizmin bencil yöntemleriyle uygulayarak, kimseye hesap vermek zorunluluğunu duymadan, süratle ilerlemektedir. Enerjiye olan gereksinimi büyümektedir. Yakın gelecekte Tayvan ile ZAMAN KAYBI TSK’nin bütün olanlara sonuna kadar seyirci kalabileceği varsayıldığında, bunların herhangi birinin olması seçeneği, henüz Türk toplumunundur. Bugünkü tutum, hızla değişen ve gittikçe alevlenmekte olan uluslararası ilişkilerin aleyhimize çalışmakta olduğunu görmemektir. Türkiye kendi iç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle