02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 Daver DARENDE Emekli Diplomat Yazar Kitapları 60 dile çevrildi, 120 ülkede okundu C S TRATEJİ geçmişini eliyor, eleştiriyor, günümüzle bağlantı kuruyordu. "Avrasya büyük bir felsefedir. Tarihin gösterdiği bir gerçek var. Avrasya’da üç ayak var: Bunlardan biri Moskova, biri Ankara, biri Taşkent. Ankara önemli, burada köklerimi buldum. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Türkiyesini gördüm" bu sözleri 1986 yılında düzenlediği Isık Göl Forumu’nda söylemişti. Atatürk’ten sonra Türk dünyasının en önemli isminin Cengiz Aytmatov olduğunu bir konuşmasında belirten Prof. Dr. Süleyman Kayıpov bu büyük düşünürü şu sözlerle tanımlamıştı: "O, ulusun ruhunu, kültürünü ve tarihini en iyi anlatan, tüm insanlığa mal olmuş bir yazardır." Konferansın sonunda tüm insanlığa mal olmuş bu ünlü yazarla bir süre beraber olduk. Türkiye’ye gittiğinde hiç yabancılık çekmediğini, kendisini evinde hissettiğini söyledikten sonra şöyle konuştu: "Atatürk’ün Türkiyesi’ne benden selam gönderin. Onunla sizin gibi biz de övünüyoruz. Hep onun izinde yürüyeceğiz." "Kopar Zincirlerini Gülsarı" gençlik yıllarımın kitabıydı. Yıllar sonra bu kitabın yazarıyla beraber olmak benim için büyük mutluluktur" sözlerim üzerine gülerek sırtımı okşadı. Okurla yazar arasında geçen bu duygu yüklü konuşmadan sonra isteği üzerine birlikte fotoğraf çektirdik. Yemekte 20. yüzyılın bu en büyük yazarıyla konuşurken heyecanlandım. B ilgece düşünen, bilgece yazan, dünyaca ünlü Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un tedavi gördüğü Nürnberg kentinde yaşamını yitirdiğini televizyonlardan öğrenince derin bir hüzne kapıldım. Bu acı haber beni birden 1999 yılına götürdü. O günlerde Paris’te Türkiye’nin UNESCO Daimi Temsilciliği’nde ElçiMüsteşar olarak görevliydim. 25 Mart 1999 günü UNESCO’da düzenlenecek konferansta, Kırgızistan’ın ulu çınarı, dünyanın en büyük romancılarından Cengiz Aytmatov’un 70. doğum yıldönümü kutlanacak, kitapları 60’dan fazla dile çevrilen Aytmatov konferans sırasında konuşma yapacaktı. Gençlik yıllarımda Cengiz Aytmatov’un "Toprak Ana", "Cemile Sultan", "Elveda Gülsarı", "Beyaz Gemi", "Kopar Zincirlerini Gülsarı" gibi dünyaca ünlü yapıtlarını zevkle okumuş, bu büyük yazarın "öğretmen Duyşen" adlı uzun öyküsünü Cengiz Aytmatov’un ardından… Kırgızistan’ın ‘milli yazarı’, kitapları dünya edebiyatında haklı bir yer edinen Cengiz Aytmatov’un Türkiye, Atatürk ve Avrasya’ya bakış açısı önemlidir… ‘Atatürk’le biz de övünüyoruz’, ‘Ankara’da köklerimi buldum’ ve ‘Avrasya’da üç ayak Moskova, Ankara ve Taşkent’tir’ sözleri yazarı anlamaya KIRGIZCA YAZDI Öykülerini hem Rusça hem Kırgızca yardımcı olabilir… yazdığını, uzun öykülerinin çoğunun ilk unutamamıştım. Böyle önemli bir yazarı UNESCO’da dinlemek, onu yakından tanımak benim için fırsatların en büyüğü idi. Cengiz Aytmatov için Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı tarafından Ankara’da 811 Aralık 1998 tarihleri arasında bir konferans düzenlendi. Aytmatov, 9 Aralık 1998’de dönemin Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı tarafından üstün hizmet madalyası ile ödüllendirildi. 25 Mart 1999 günü UNESCO’da düzenlenen konferansta "Orta Asya’da barışın gerçekleşmesinde aydınların rolü" konusuna ağırlık verildi. Toplantıya, Rus, Özbek, Türkmen, Kazak bilim adamları, çeşitli ülkelerden Türkologlar katıldı. Davetli oldukları halde konferansa romancı Yaşar Kemal ile Zülfü Livaneli katılamadı. Ankara Üniversitesi’nden bir öğretim görevlisi, konferans sırasında bir bildiri sunarak Aytmatov’dan övgüyle söz etti. Öğleden sonraki oturumu Rusya’nın UNESCO nezdindeki daimi temsilcisi (eski kültür bakanı), kapanış bölümünü ise Kırgızistan’ın Londra Büyükelçisi Otunbayeva yönetti. ‘AVRASYA’DA ÜÇ AYAK...’ Cengiz Aytmatov salona girince büyük bir coşkuyla karşılandı. Edebiyat dünyasında derin izler bırakan, alçakgönüllü bu bilge kişinin her sözü ilgiyle dinlendi. Yıllarını geçmişte bırakmış genç bir adam gibiydi. Güleç yüzü, saygın kişiliğiyle büyük bir sempati Aytmatov topladı. Konuşurken metinlerini Kırgızca kaleme aldığını söyledi. Onun içtenliğini, sıcaklığını ve alçakgönüllü kişiliğini unutamıyorum. Kırgızistan’ın "Milli Yazarı" seçilen, Sovyet Parlamentosu ve Ulusal Diller Komitesi Başkanlığı’nı yürüten Cengiz Aytmatov, siyasi yaşamında edebi çalışmalarının yanında Avrupa Birliği, NATO, UNESCO ve Benelüks ülkelerinin Kırgız delegeliğini de üstlendi. 1963 yılında Lenin Edebiyat Ödülü’nü, 1968 yılında Büyük Sovyet Ödülü’nü alan yazar, başta ülkemizde olmak üzere okunduğu tüm ülkelerde sevildi, yapıtları hayranlıkla izlendi. Ülkemizde "Selvi Boylum Al Yazmalım" adlı eserinin sinemaya uyarlanmasıyla tanınan Cengiz Aytmatov’un beni en fazla etkileyen "Kopar Zincirlerini Gülsarı" adlı yapıtıdır. Cumhuriyet gazetesi yazarı Oktay Ekinci "Kopar Zincirlerini Gülsarı" başlıklı yazısında (15 Haziran 2008) bu yapıt hakkında hayranlığını belirterek şu soruyu soruyor: "Yaşamın, ancak duygularla, ‘yaşanmışlıklar’a dönüştüğünü, özgürlüğün de ancak, içten birlikteliklerle özlemle elde edilebileceğini, ‘Kopar Zincirlerini Gülsarı’ kadar derinlemesine ‘kavratan’ bir başka roman var mıdır?" Cengiz Aytmatov’un eserlerini yakından izleyen okurun, onun kimi eserlerinde Kazak ve Kırgız Türk boylarının din anlayışı hakkında ipuçları çıkarması olasıdır. Aytmatov’un eserlerinde yöre insanının din anlayışı İslamiyet ve Şamanizmle harmanlanmakta, İslamiyet’ten uzak olmayan ama Şamanist unsurları da içeren bir "töre" anlayışı şekillenmektedir. Evrensel kimliğiyle tüm dünyaya seslenen, zengin bilgi birikimi olan, eserleri 120’ye yakın ülkede okunan Cengiz Aytmatov 14 Haziran günü görkemli bir devlet töreniyle aramızdan ayrıldı. Dünyaca ünlü bu büyük yazarı UNESCO’da tanımak bir okur olarak benim için mutlulukların en büyüğü oldu. Ulu çınarı artan bir özlem ve saygıyla anıyorum.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle