02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kadar süregelen hava Terörist grup... harekatının hedefleri, Irak kuzeyinde sırasıyla Hakurk, Basyan, Avaşin ve Zap alanlarında yerleşik terörist varlığını açıkça ortaya koymaktadır. Bu terör yuvalarına arazinin coğrafyasından bakıldığında ŞemdinliÇukurca sınır boyunun hemen güneyindeki Irak topraklarında yer aldıkları görülmektedir. İran güvenlik kuvvetlerinin PKK terörüne karşı son günlerde giriştiği harekatın Yüksekova’nın İran karşısına düşen topraklarda gerçekleşmiş olması Başkale ve Yüksekova’yı da günümüz terör coğrafyasının içerisine çekmektedir. İran’a cephesi olan bu iki ilçenin taşıdığı önemi ortaya çıkarabilmek için 90’lı yıllara giderek ŞemdinliYüksekova hattını destekleyen Jerma terör kampı ile YüksekovaBaşkale hattını destekleyen Kelereş kampının sınır coğrafyasındaki yerini analiz etmek gerekmektedir. Üçlü sınır olarak bilinen ve TürkiyeİranIrak sınırlarının birleştiği noktada bulunan Mezar Gediği, Türkiye’nin en Güneydoğu ucu olup Irak kuzeyindeki Hakurk ana kampının Türkiye’ye açılım noktası üzerinde bulunmaktadır. Bu noktadan kuzeye yani Yüksekova’ya doğru hareket edildiğinde, Çimen Dağı ile onun irili ufaklı uzantıları olan Dumanlı Dağ ve Kralın Kızı üzerinden geçerek yaklaşık altı saatlik bir yaya yürüyüşle Jerma’ya yani İran topraklarındaki ilk PKK yuvasına ulaşılmaktadır. Bu noktadan itibaren gene kuzeye doğru ve benzer bir arazi üzerinden yaya yürüyüşüyle Başkale sınırının karşısına düşen Kelereş terör yuvasına varılmaktadır. Mezar Gediği çıkış noktası olarak kabul edilerek bu kez batıya yani Çukurca’ya doğru dönüldüğünde ise sırasıyla Basyan, Avaşin ve Zap terör yuvalarının sınır boylarımızdaki yeri görülmektedir. Terör yuvalarının sınır esas alınarak coğrafik sistematiğini bu bilgiler ışığında dikkatli iki bakışla çözmek artık olasıdır; birincisi; Hakurk ana kampı, buradan hareketle İran’a doğru birbiri ardına dizilmiş Jerma ve Kelereş kampları, ikincisi ise; Hakurk ana kampından çıkışla Çukurca’ya doğru birbiri ardına dizilmiş Basyan, Avaşin ve Zap kampları. Teröristlerin yurt içine giriş için kullandığı kaçak patikalarının sınırda konuşlu jandarma karakolları tarafından kapatılmış oluşu nedeniyle bu kamplardan çıkan teröristlerin ilk olarak sınır jandarma karakollarına çatması arazi sistematiğinin doğal sonucudur. 90’lı yıllardaki Alan, Aktütün, Ortaklar, Derecik ve Samanlı jandarma karakollarına yapılan saldırılar bu düşüncelerimizi doğrulayan trajik örneklerdir. 9 Mayıs 2008’de meydana gelen Aktütün baskını da terörsınırkarakol sistematiğini ortaya çıkaran güncel ve ders çıkarılmasını gerektiren tarihsel bir örneği teşkil eder. İşte arazi sistematiğinin terörsınırkarakol üçlü anahtarıyla çözümü budur ve bu sistematik içerisinde yer alan terör kampları ŞırnakVanHakkari bölgesini sınırlardan itibaren kuşattığı için, bu stratejik üçgen terörle mücadelede önem kazanır. C S TRATEJİ 9 Bu trajedi sınırı namus bilip korumaya çalışan askeri olumsuz etkilediği için "kaçakla uğraşanın karakolu basılır" nakaratıyla kulağı çınlar ve bu nakarat sınır boylarındaki karakollarda hala yankılanır durur. ÖNCE KAÇAKÇILIK Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in 1999 yılı Meclis tutanaklarına geçen "Değerli milletvekilleri, hayvan girişleri, başta Şemdinli, Yüksekova ve Başkale olmak üzere tüm İran ve Irak sınırları boyunca olmaktadır. Biraz önce de belirttiğim gibi, İran, Afganistan, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerin hastalıklı hayvanları, İran ve Iraklı tüccarlar tarafından sınırlarımıza getirilmekte ve bazı Türk vatandaşları tarafından burada satın alınmaktadır. Bu hayvanlar yurda girişte, sınırlarımızın karşı tarafında PKK’nın üç beş kişiden oluşan gümrük merkezlerinden geçmekte, bu geçişte de PKK’ya, hayvan başına ödenen fiyatın yüzde 1015’i oranında bir para ödenmektedir. Bu yolla, PKK’nın, sırf geçen yıl topladığı para mevcudu 30 trilyon lirayı aşmıştır. Özellikle, bölücü örgütün son yıllardaki finans kaynağı hayvan kaçakçılığıdır" şeklindeki sözleri terörkaçak ilişkisinin açık bir kanıtıdır. "Bu finansmanı kesebilmenin yolu kaçakçılığı önlemekten geçer" şeklinde bir varsayımda bulunmak olasıdır ama bunu yapabilmek o kadar kolay değildir. Otuz yıldır terör ve terör destekli kaçakçılık olayları bölge halkının hayvancılığını yok olma düzeyine getirmiştir. Terörle mücadeleye yanlış bir yaklaşımla yaylaların köylülere yasaklanması hayvancılığa ikinci darbeyi vurmuştur. Yaylalarından yoksun kalan köylü "arıcılığı" da terk etmek zorunda kalmış, sınır ticareti söylemiyle İran’dan getirilen sebze ve meyveler bölgesel tarımı da olumsuz etkilemiştir. Tüm bu olumsuzluklara karşı siyaset yapıcıların alternatif çözümler üretmesi beklenirken halkımız kaderine terk edilmiş ve bu durum bir yandan terörü ateşlerken öte yandan halkı kaçakçılığa doğru sürüklemiştir. Bugün, VanHakkariŞırnak stratejik üçgeninde bir kaçak ekonomisi varlığını uzun yıllardır sürdürmektedir. Bu ekonomiden rant sağlayan kaçakçılar düzenin devamı için terörü, kaçaktan finans sağlayan teröristler de kaçağı teşvik etmekte ve soruna gerçekçi bir yaklaşımla çareler aranmadığından bu kısır döngü süregelmektedir. Terörün finansman kaynağı olan kaçakçılığın önlemesi şarttır ancak aynı şart, anılan kaçak ekonomisi yerine geçecek bir bölgesel ekonominin yaratılması için de geçerlidir. Bu ekonomik koşullar sağlanmadan kaçağa karşı tedbirler geliştirilmesi bir yandan terörü kışkırtacak öte yandan halkı çaresizliğin derinliğine itecektir. Bu durumda kaçak terörü teşvik edecek, sınırları zorlanan terör ise karakollara yönelecektir. Asker ve halk bu olumsuzlukların etkileyeceği birbirinden ayrılmaz iki hedef durumuna düşecektir. Terörü etkisiz hale getirebilmenin bir yolu da kaçakçılıkla mücadeleden geçmektedir, ancak tek başına kaçakçılığın önlenmesi soruna çözüm getirmeyecektir. Alternatif ekonomiler yaşama geçirilmeli ve halkın kaçakçılık ilişkilerinden kaynaklanan terör bağlantısı kesilmelidir. Bölge halkının çaresizliği üzerinden siyasi rant sağlama peşinde olan siyaset yapıcıları artık bu gerçeği görmeli ve ulusal sorunlara ulusal çözümler üretmelidir. Kaçakçılık sorununu çözmeyen Türkiye’nin terör sorununu çözmesi pek olanaklı değil. Terör gerekçesiyle alınan bazı önlemler yöre ekonomisini kaçakçılığa mahkum etmiş durumda. Devletin çok boyutlu değerlendirmelerle önlem alması gerekiyor. VanŞırnakHakkari sınır boylarında çakıştığını açıkça gösterir. Bu tabloya bir de jandarma karakollarının konuş yerleri eklendiğinde ise, terörkaçaksınırkarakol denkleminin fiziki boyutu gözler önüne serilir ve sınır korumakaçakçılığı önlemede jandarma karakollarının taşıdığı önem de kendiliğinden ortaya çıkar. Terör kamplarının yerleşim sistematiğiyle teröristler, VanHakkariŞırnak coğrafyasını yabancı ülke topraklarından çevirir. Bu coğrafya aynı zamanda Van Urumiye ve Erbil gibi kaçak çekim merkezlerine bağımlı olan kaçakçılık güzergahlarıyla da çevrilmiş durumdadır. Aynı yoldan geçen kaçakçı ile teröristin bir araya gelemeyeceğini düşünmek bu tablo içerisinde artık olası değildir. Bu buluşmanın temelinde karşılıklı çıkarlar yatmaktadır; para, haraç, mal, sözde vergi adı ne olursa olsun "çıkar birlikteliği" kaçakçıyı teröriste yanaştırmakta ve terörist kaçağın girişine yardım ederken, kaçakçı da teröriste maddi çıkar sağlamak suretiyle terörü finanse etmektedir. Bu sistematiği 90’lı yıllarda çözümlemiş olan terörist, Irak ve İran sınırlarındaki tüm kaçak patikalarını kontrol altına alarak sözde bir gümrük teşkilatı kurmuş ve geçen her kaçaktan haraç almak suretiyle önemli bir finans kaynağı yaratmıştır. Kaçakçı için teröriste para vermek terörü finanse etmek anlamına gelmez, bunun adı "alışagelmiş rüşvet"tir. Terörist için kaçağın yurda girişi ya da çıkışı bir anlam taşımaz, önemli olan aldığı "haraç ya da gümrük" tür. Ancak terörkaçak arasındaki bu çıkar ilişkisi sınırkarakol sistematiğine büyük bir trajedi ile yansımaktadır; asker korkusu olmadan sınırı kolayca geçmek isteyen kaçakçılar teröristlerle anlaşmakta ve teröristlerin karakola taciz ateşi açmak ya da küçük çaplı saldırı düzenlemek şeklinde verdiği destek sonucu meydana gelen karmaşadan yararlanarak gece şartlarında kolayca sınırı aşmaktadır. Saldırı cüretini gösteremeyen teröristler ise daha pasif yöntemler geliştirerek karakola giden yollara milislerin desteğiyle mayın döşemekte, mayından etkilenen karakol ise can derdine düşmekte ve bunun sonucu sınır gözetiminde ortaya çıkan eksiklikler kaçakçılara yol açmaktadır. Şemdinli bölgesinin en önemli kaçak girişlerini kapatan Alan ile Samanlı jandarma karakollarına yapılan terör saldırıları bu gerçeğin trajik örneklerdir. KAÇAKÇILIK VE TERÖR Kaçakçılıkterör sistematiğini açığa çıkarabilmek için terörist kampları ve sınır geçiş bölgeleri ile kaçakçıların yol güzergahlarının aynı coğrafik haritada yerli yerline konulması gerekmektedir. Bu verilerle ortaya çıkan tablo her iki tehdit unsurunun
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle