Katalog

başkanlık seçimine Lübnan’da Cumhurbaşkanlığı seçimleri... çözüm bulunması konusu bölgenin siyasetinde aktif olmak isteyen Katar’a "delege" edilmiştir. Hakkını teslim etmek gerekir ki Katar bu işi gayet başarılı yürütebilmiştir. Türkiye açısından, siyasi, diplomatik ve teknik zorluklarına rağmen, Suriyeİsrail dolaylı görüşmelerinde başlangıç düzeyinde de olsa Türkiye’nin rol alması/Türkiye’ye rol verilmesi önemlidir. Dolaylı görüşmelerin tabiatı nedeniyle yeterli ve güvenilir bilgiye ulaşmak mümkün değildir. Ancak, tarihsel altyapısının Türkiye’ye yüklediği Uzun yıllardır, bölge ile ilgili konuların Kuzey misyon açısından söz konusu süreç iki bölge ülkesi Avrupa ülkelerinin başkentlerinde "kotarıldığı" arasındaki sorunların, çözümünde olmasa dahi, düşünülürse, Katar ve Türkiye açılımlarının ortaya sağlıklı diyalogun kurulması aşamasında dikkate koyduğu bir gerçek bölge insanının tarihsel alt değer bir tecrübe kaynağı olacaktır. Bölgeye yeniden yapısının sağladığı ortak dilin, bu coğrafyada güçlü bir giriş yapmak isteyen Türkiye için böylesi kullanılması açısından önemli olduğudur. Bölgesel kilit bir sürecin katalizörlüğünü üstlenmiş olmak sorunların çözümünde bölge dışı aktörlerin yanı sıra yılların bürokratik donukluğunda paslanmış olan artık bölgesel bir güç olarak Türkiye’nin de pozitif kurumsal çarkların yeniden işlerlik kazanması katkı sağlayabilme yeteneğinin var olduğu gerçeğinin açısından faydalıdır da… dünyaya gösterilmesidir. ABD’de yeni yönetimin C S TRATEJİ 23 işbaşına gelmesinden önce Türkiye’nin uluslararası arenada elini güçlendirebilecek bir kart olarak Suriyeİsrail dolaylı görüşmeleri vardır. ABD, Ortadoğu coğrafyasında kendisine duyulan tepkilerden bir nebze de olsa sıyrılarak yumuşak güç siyasetinde dolaylı yaklaşım ve delege yönteminin etkisiyle sorunların çözüme ulaştırılmasında oyuna yeni bir heyecan katmış gözükmektedir. Türkiye açısından sorun, kendi milli çıkarları ile oyundaki bu yeni heyecanı nasıl meç edeceğidir. Fakat daha önemli bir sorun ise, Türkiye’nin artık yurtdışında da bıkkınlık derecesinde izlenen kendi iç sorunlarını çözememe yeteneği ile doğru orantılı gördüğümüz dış politika çizgisinin nasıl bir seyir izleyeceğidir. Maalesef, iç zafiyetlerinden kaynaklanan soru işaretleriyle dolu bir belirsizlik içerisinde dış politikanın nasıl dengede tutulacağı siyasi maharetleri de zorlayan bir problemdir. KÜRESEL GÜÇ POLİKALARI TÜRKİYE VE İSLAM H. Miray VURMAY çinde bulunduğumuz yirmi birinci yüzyıla damgasını şimdiden vurmuş olan kavram şüphesiz ki küreselleşme. Mevcut dünya konjonktürünün en etkin belirleyicilerinden biri olan küreselleşme olgusu her geçen gün alanını genişletiyor. Ekonomi ve siyaset ile başlayan daha sonra kültürel boyutlara ulaşan küreselleşme şimdilerde en çok din ile gündeme geliyor. Öyle ki neredeyse hayatın her alanında siyaset ile girift bir şekilde algılanmaya başlanan din, küreselleşme ile birlikte daha farklı bir boyut kazanmış durumda. Küreselleşmenin artık tam anlamı ile bir "sistem" haline gelmiş olduğu günümüz dünyasında başta ABD olmak üzere küresel sisteme egemen olmak isteyen güçler, din olgusunu siyasallaştırarak ya da kendi kontrollerinde ılımlı ya da radikal gibi sıfatlar altında siyasallaşmasına göz yumarak bir araç haline getirmenin peşinde. Bu bağlamda bugün Ortadoğu merkezli olarak uygulanan küresel politikalar, izlenen küresel stratejiler yoğunluklu olarak din ve mezhepsel yapılar üzerine kurgulanıyor. İşte bu politikaların, bu stratejilerin hemen hepsinde Türkiye ekseni büyük bir yer işgal ediyor. Küresel İ kaynaklar ışığında gözler önüne seriyor. egemenlik hevesinde olan tüm güçler açısından bu Osmanlı’dan günümüze değin gelen misyonerlik bağlamda Türkiye büyük bir önem taşıyor. faaliyetlerinin dini boyutlarının yanı sıra giderek Nitekim Türkiye de son dönemde küresel güçlenen siyasal boyutlarını da küresel anlamda sistemde popülaritesini her geçen gün artıran irdeleyen yazar kendi deyimiyle çalışmasına "ılımlı İslam" perspektifinde değerlendiriliyor. küresel politikanın parçalama araçlarını, etnik Bu denli bıçak sırtı bir konumda olmasına cemaatler ve tüm bunların ülkemizdeki rağmen ne yazıktır ki Türkiye’de görüntülerini, Türkiye’yi küresel "küresel politikalarda din olgusu" kıskaç altına almaya yönelik akademik anlamda pek fazla rağbet Yazar: Prof. Dr. Nadim MACİT politik teknikleri; Cumhuriyetin görmüyor. Akademik olarak son Fark Yayınları kuruluş felsefesinin içini derece sığ bağlamlarda ele alınan boşaltma faaliyetlerini; ikinci ve "küreselleşme ve din" ilişkisi üçüncü tip cumhuriyet üzerinde alışılagelenin dışında, senaryolarını, yeni Osmanlıcılık hikayelerini; özel disiplinler arası bir yaklaşımla, kanıksanmış dile çevrilmiş, politik ilgilerle biçimlendirilmiş, ezberlerin dışına çıkan çalışmalar yapan küresel ve liberal temalar giydirilmiş, mistik ender akademisyenlerden olan Prof. Dr. ilgilerle çarpıtılmış İslam anlayışlarını ve Nadim Macit’in "Küresel Güç Politikaları uzantılarını ve dinler arası diyalog masalını ele Türkiye ve İslam" isimli çalışması bu alıyor. konudaki boşluğu doldurmaya aday Ilımlısı, radikali, siyasalı derken giderek hem görünüyor. Prof. Dr. Nadim Macit ulusal hem de küresel sistemlerin bir parçası çalışmasında teorik bağlamda felsefi haline gelen din olgusunun nasıl da siyasetin aracı ve dini temellerden yola çıkarak ele ve hatta odak noktası haline getirildiğini merak aldığı küreselleşme ve din konusunu ediyorsanız Prof. Dr. Nadim Macit’in kaleminden Türkiye’yi merkeze alarak pratik "Küresel Güç Politikaları Türkiye ve İslam" adlı çıkarımlarla anlatıyor. Nadim Macit çalışmayı mutlaka okuyun. Yazarın dediği gibi Bu aynı zamanda mevcut konjonktürde çalışmanın içinde yer alan kaynaklara dayalı Türkiye’ye biçilen "ılımlı İslam" elbisesinin nasıl, çıkarımlar, ağır ve tanımlayıcı olarak algılanabilir. ne zaman ve neden "dikildiğini" akademik Ne var ki gerçekler çoğu zaman ürkütücü ve kaynaklarla ortaya koyuyor. Küresel politikalar acıdır. Zira önümüzdeki yıllar Türkiye’nin de çerçevesinde Türkiye’deki ezoterik yapılanmaları, içinde olduğu bu coğrafyanın dünyanın teobu yapılanmaların küresel bağlantılarını ve stratejik muharebe alanı olacağına şahitlik Türkiye’de kurmaya çalıştıkları ekonomik, edecektir… kültürel, dini, siyasal ve toplumsal ağları yine