02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

alanının" tamamen parçalanması anlamına geliyor. Bölge devletleri açısından Rusya ve Çin’i dengeleyebilecek daha fazla sayıda gücün bölgeye ilgi göstermesi istenir bir gelişmedir. Bunun gibi, kuzey (Rusya) yönündeki ulaştırma altyapısına (boru hatları dahil) ek olarak güney yönünde yeni ulaştırma altyapısının oluşması da istenir bir gelişmedir. Ancak 1990’larda ABD’nin birinci tercihi Türkiye’nin de desteklediği DoğuBatı bağlantıları iken, bugün ABD, KuzeyGüney bütünleşme projesini yeğliyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Güney ve Orta Asya Bürosu’nun bir diplomatına göre, 1990’lara nazaran şartlar çok değişti. Buna göre Afganistan’da yeni durumun oluşması ve "dünyanın en dinamik ve en hızlı büyüyen ekonomilerinin artık Türkistan bölgesinin kuzeyinde ve batısında değil, güneyinde bulunması", Asya kıtasının tekrar bütünleşmesi için yeni şartlar yaratmıştır.(3) Buna rağmen Büyük Orta Asya projesinin Büyük Orta Doğu projesinin bir parçası olarak tasarlanmasının, Rusya ve Çin ile gereksiz gerginliklere sebep olma ihtimalini barındırmasının, Afganistan’da hakim olan istikrarsızlık ve bu istikrarsızlığın bölgeye yayılma potansiyeli bulunmasının Türkistan devletlerini endişelendirmemesi C S TRATEJİ 23 projesi Türkistan’ı Orta Doğulaştırma ve Türkistan’ı Avrupa’dan kopararak modernleşme sürecini durdurma çabası olarak da algılanıyor.(4) Yine bazı bölge uzmanlarına göre ABD politikasıyla bölgeden dışlanmak istenenler arasında Türkiye de bulunuyor. Bu noktada durup Büyük Orta Asya projesini Türkiye açısından değerlendirmemiz gerekiyor. Bu proje ortaya atıldığından beri ABD, Türkiye’nin dışlanmadığını göstermeye çalışıyor. Ancak ABD yetkililerinin açıklamaları ve resmi belgeler incelendiğinde ortaya ABD’nin bağımsız bir güç olarak Türkiye’yi bölgede istemediği sonucu çıkıyor. Türkiye’nin bölgedeki rolünü Afganistan’daki operasyona katılım, NATO ve AGİT nezdindeki üyeliği ve enerji kaynakları köprüsü olması ile sınırlandırmaya çalışan ABD’nin bu davranışının sebebi, sadece Türkiye’nin bağımsız politika yürütmeye ehil bir güç olması değildir. Mesele şu ki, ABD’nin kalıplaştırmaya çalıştığı dünyada Türkiye, sınırlandırılmaya çalışılan Avrasya güçlerinden birisidir. ABD’nin istediği Türkiye, Türkistan’da olsun başka bölgelerde olsun, "sadık NATO müttefiki" kalıbından çıkmayan bir Türkiye’dir. Ne var ki, evdeki hesap nadiren çarşıya uyar ve nihayet Türkiye, yavaş da olsa eski Soğuk Savaş zihniyetinden kurtulmaya başlamış görünüyor. Dipntlar: 1 S. Frederick Starr, A "Greater Central Asia Partnership" for Afghanistan and Its Neighbors, Silk Road Paper, Washingon D.C., Central AsiaCaucasus Institute & Silk Road Studies Program, 2005. 2 Ingolf Kiesow, Nicklas Norling, The Rise of India: Problems and Opportunities, Silk Road Paper, Sweden, Central AsiaCaucasus Institute & Silk Road Studies Program, 2007, s. 112. 3 Evan A. Feigenbaum, "Approach to Central Asia", Orta AsyaKafkasya Enstitüsündeki konuşma, Washington D.C., 6 Şubat 2007, http://www.state.gov/p/sca/rls/rm/2007/80245.htm. 4 Murat Laumullin, Tsentral’naya Aziya v Zarubejnoy Politologiyi i Mirovoy Geopolitike, 2.Cilt, Almatı, Kazakistan Stratejij Araştırmalar Merkezi, 2006, s. 300. ABD’nin son dönemde geliştirdiği Büyük Orta Asya Projesi bölge uzmanlarınca Avrasya’nın parçalanması olarak değerlendiriliyor. Çin ve Rusya’ya karşı Hindistan’ın Orta Asya kaynaklarıyla güçlendirilmesi yaklaşımı Türkiye’yi de büyük oranda dışlıyor. mümkün değildir. Belki de bu yüzden bazı yerel uzmanlar Büyük Orta Asya Projesini eski Sovyet alanını parçalama projesi olarak değil, Avrasya’yı parçalama projesi olarak algılıyor. Bu görüşe göre bu projenin amacı Türkistan’ı sadece Rusya’dan değil, "doğal parçası olduğu Avrasya coğrafyasından koparmak, bölge ve Çin arasında engel oluşturmaktır." Hatta ABD’nin S T R A T E J İ Barış DOSTER K İ T A P L I Ğ I konusu olunca terörle mücadelede ortaya çıkan çifte standartların, Ankara’nın uğradığı ihanetlerin ve komşuları, "müttefikleri" tarafından nasıl da yalnız bırakıldığının dökümünü yapıyor. Ekonomi ile uluslararası ilişkiler arasındaki bağımlılığın son dönemde arttığına işaret eden Öztürk, bu konuda şöyle diyor: "Bir taraftan ülkelerin uluslararası ilişkilerinde ve dış politikalarında ekonomik konuların ve araçların düne göre daha çok öne çıkması, diğer taraftan ülkelerin uluslararası ilişkilerinin ve dış politikalarının ekonomik hedefler ve konular etrafında şekillenmesi, doğal olarak söz konusu bağımlılığı öne çıkarmıştır. ABD’nin silahlı kuvvetlerine yüklediği görev ile Rusya’nın Gazprom’u taşıdığı nokta, bu belirtilenler için iyi birer örnektir" Kitabında kriz yönetiminin de önemine değinen Öztürk, Türkiye’nin ABD’nin peşine takılıp onun çöküşüne dahil olmaktansa, sahip olduğu potansiyeli, imkan ve kabiliyetleri ulusal hedefleri doğrultusunda kullanması gerektiğini, bunun için Türkiye’de yeterli birikim olduğunu vurguluyor. Amerika Çökerken Yeni Kutuplaşma T rarası terörizmin uluslararası ilişkilerde nasıl ürkiye’nin İran ile doğalgaz anda kullanıldığını ortaya koyuyor. laşması yapmasının hemen arK an Metin ÖZTÜR Uluslararası dengelerin yeniden şekillendidından hem Rusya’dan hem de Yazar: Prof. Dr. Osm fa say Truva Yayınları, 216 ğini ve bunun zaman alacağını ifade eden ABD’den tepki geldi. Rusya süyazar, ABD’nin çöküş sürecine girdiğini, rece dahil olmak için devreye dünyanın yeni bir kutuplaşmaya doğru girerken, ABD Ankara ile Tahran arasındaki yakınlaşmagittiğini belirtiyor. AB’nin kimi üyeleridan duyduğu rahatsızlığı iletiyordu. Belli ki Washington, nin, ABD ile ilişkilerini sorgulamaya Türkiye’nin komşularıyla yakınlaşmasını, bölge merkezli başladıklarını, genişlemenin getirdiği bir dış politika izlemesini, hele de Avrasya’nın öne çıkan uyum ve hazım sorunlarının yanında diülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmesini istemiyordu. ğer nedenlerin de, birliğin bütünleşme ABD gerilerken, hatta Büyük Ortadoğu Projesi’nde sürecinin hızını kestiğini anlatıyor. görüldüğü gibi gerilemenin de ötesinde deyim yerindeyse Öztürk, Çin’in ne yapıp edip enerji çuvallarken, Irak’ta batağa saplanırken, dünyada neler olup sorununu çözmesi ve enerji ihtiyacını gübittiğini merak edenler için ilgi çekici bir kitap, raflardaki ven içinde karşılaması gerektiğini, Franyerini aldı: Prof. Dr. Osman Metin Öztürk’ün yazdığı sa’nın Çin ile geliştirdiği ilişkilerin çok "Amerika Çökerken Yeni Kutuplaşma" önemli olduğunu söylüyor. ABD’nin yeni Öztürk kitabında ABD’nin çöküşünü engellemek için düşman olarak açıkladığı "uluslararası teWashington’da üretilen tezleri, ABD’nin çabalarını ve dünrörizm"le mücadelede, dünya üzerinde yeyadaki yeni eksenleri ele alıyor. Soğuk Savaş döneminden terince ikna edici olamadığını, terör örgütkalma düşünceleri savunanlara, Soğuk Savaş’ın bittiğini, leri ile ABD arasında ilişkiler olduğuna dadünyanın değiştiğini anımsatıp, ezberlerini bozarken, yeni ir önemli işaretlerin çoğaldığını ifade ediyor. Türkiye söz aktörleri, yeni güç dengelerini, dinin, ekonominin, ulusla STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle