17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 SBF öğretim üyesi Prof. Dr. Gürhan Fişek, AKP’nin sosyal güvenlik reformunu değerlendirdi: C S TRATEJİ ‘Sistem, Şili’den sonra Türkiye’de deneniyor’ Işık KANSU A NKARA SBF öğretim üyesi Prof. Dr. Gürhan Fişek, AKP’nin sosyal güvenlik reformunun daha önce Şili’de uygulanan sistemle benzerlikler taşıdığını belirterek, "Para eksenli bir hareket olan bu reform, güç odakları için yapıldı. Bu, bir reform değil, borç ödemesidir" irdelemesini yaptı. Sosyal dayanışma mekanizmalarının bir bir ortadan kaldırılması ile korkuya düşen insanların üretebildikleri tek çözümüm "bireysel kurtuluş" olduğunu kaydeden Fişek. "O da ne yazık ki, günü kurtarmaktan öteye gidememektedir" dedi. Devletin, sosyal güvenlik yükünü doğrudan üstüne alması ve tüm yurttaşlarının tüm risklerini kapsayacak biçimde genişletmesi gerektiğine değinen Gürhan Fişek, toplanan sigorta primlerinin, vergiye dönüştürülerek, sosyal güvenlik harcamalarının genel bütçeden yapılmasını önerdi. Prof. Dr. Gürhan Fişek, AKP’nin sosyal güvenlik reformu ile ilgili sorularımıza şu yanıtları verdi: AKP iktidarı, yaptığı şeye "sosyal güvenlik reformu" diyor. Reform, insan aklında hep halk yararına yapılan bir atılım, bir değişimi algılatır. Oysa, son yapılan "şey", o algının dışında başka bir "şey" değil mi? O kadar çok söylüyorlar ve o kadar uzun zamandır söyleniyor ki, sonunda kendileri de öyle olduğuna inanacaklar. Yoksa, reform bir yenilenmedir. Her yenilenme ve atılım, geçmişteki hataları, bugünü ve geleceği çok iyi değerlendirmeyi gerektirir. Ama en önemlisi, her yenilenme ve atılım, bunu kimin için yapacağını iyi saptamalıdır. Yalnızca AKP iktidarı değil, 12 Eylül 1980 askeri darbesini izleyen tüm iktidarlar, bu saptamayı büyük bir titizlikle yapmışlardır. AKP bu yönetimler içerisinde en başarılısıdır. Çünkü en uysalı ve en söz dinleyenidir. İşte sosyal güvenlik reformu da bunun bir kanıtıdır. 12 Eylül sonrası iktidarlar ve AKP, sosyal güvenlik konusunda, "kimin için reform" yapmak istemektedirler ? Onlar insana değil, maddiyata önem vermişlerdir. Bunun Türkiye'nin çağdaş uygarlık düzeyine yükselmesiyle, ilerlemesiyle ilgisi yoktur. Bu tamamen para eksenli bir harekettir; reform, "mali çevreler (güç odakları)" için yapılmaktadır. Bunun başlıca kanıtlarından biri, yasa tasarılarının, maliye politikaları ile ilgilenen kamu kurumlarınca hazırlanmış olması; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın ve sosyal sigorta kuruluşlarının kenara itilmiş olmasıdır. Bu bir reform değil, bir borç ödemesidir. Ama hükümet, bu borcu öderken, yalnızca bugüne ilişkin değil, yarına ilişkin de ağır yükler getiriyor. Ancak, ne sosyal sigorta kuruluşları tek çatı altında toplanmaya çalışılırken; ne de kazanılmış haklar elden alınırken; sosyal kuram ve deneyimlerden ders çıkarılmamıştır. Geçmişteki hatalar, bugün ve yarın yeterince değerlendirilmemiştir. Bu da tasarının, tıpkı küreselleşme gibi, insanı görme konusunda özürlü Prof. Dr. Gürhan Fişek ‘Para eksenli bir hareket olan reform, güç odakları için yapıldı. Bu bir reform değil, borç ödemesidir. Korku içerisindeki insanların üretebildiği tek çözüm, "bireysel kurtuluş"tur. O da ne yazık ki, günü kurtarmaktan öteye gidememektedir.’ olduğunu ortaya koymaktadır. IMF ve Dünya Bankası, daha önce buna benzer bir "yeniden yapılandırmayı" Şili’de yapmıştı ve halkın sağlığını bozmak bozgunuyla bitmişti o uygulama... Şimdi kobay olma sırası Türkiye’de sanırız… Şili'de yapılan ile Türkiye'de yapılmakta olan aynı. Şili'de yapılanlar, bir askeri darbenin ardından, "uysallaştırma" ve "söz dinler hale getirme" operasyonunda zincirin bir halkasıydı. "Sosyal gelişmenin, ekonomik gelişmenin önüne geçtiğini" düşünenler vardı Şili'deki askeri darbeden az önce, 12 Mart askeri darbesinden az sonra, Türkiye'de de, bu sözler söylenmişti . Allende'nin öldürülmesinden sonra, kısıtlamaların ve yoksunlukların arttırılması ile sosyalekonomik gelişme dengesi, ters yüz edilmeye çalışıldı. Şili askeri darbesinin, uluslararası finans kuruluşları ve ABD ile yakın ilişkisi o denli gün yüzüne çıkmıştır ki, Türkiye'deki benzer uygulamaların, nereden kaynaklandığını anlamak zor olmamıştır. Sözgelimi, "katkı" payı uygulaması, Türkiye'de Şili deneyiminden sonra uygulanmaya başlamıştır. "Aile hekimliği"nin ve "bireysel emekliliğin" bir sistem olarak "sevimli" gösterilmeye çalışılması, Şili deneyiminden sonra ortaya çıkmıştır. Şili'de "birey"sellik o kadar ileri götürülmüştür ki, işverene, iş kazaları primi dışında prim ödettirilmemiştir. Emeklilik gelirine kişinin primi temel oluşturmuştur. Bizde sözde tamamlayıcı bir rol tanınan, bireysel emekliliğin, sosyal sigortaların çekiciliğinin ve sevimliliğinin yitirtilmesinden sonra, önem kazanması gibi bilinçli bir politika olasılık dışı değildir. Şili'de sağlık sistemindeki değişiklikler, bölparçalayönet felsefesinin eseridir. Daha önce tek çatı altında yürütülen, politika belirleme işlevi, hizmet sunumu ve finans işlevi, üç ayrı kuruluşa bölünmüştür. Kilit önemdeki ilk basamak hizmetleri ise, yerel yönetimlere devredilmiştir. SSK'nın sağlık ve sigorta işlevlerinin birbirinden ayrı götürülmesi gerektiği yolundaki görüşler ve sonunda oldubittiye getirilen SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığı'na devri; kamu yönetiminin yeniden yapılanması tasarısında, sağlık hizmetlerinin yerel yönetimlere bırakılmasının bir rastlantı olmadığı anlaşılmaktadır. Yaklaşık 30 yıldır konuşulan ama bir türlü gerçekleştirilemeyen genel sağlık sigortası tasarısının, aile hekimliği hizmet modelinin, Dünya Bankası tarafından kredilendirilen Sağlık Bakanlığı Sağlık Projesi tarafından hazırlanması ve sürekli gündemde tutulmaya çalışılması da bir rastlantı değildir. Hele bu projenin, 12 Eylül darbesinin sıcak günlerinde başlaması da rastlantı değildir. Öte yandan yeşil kart uygulamasının da, bizden önce Tayland'da, Dünya Bankası önerileri doğrultusunda uygulamaya başlanmış olması da dikkat çekicidir. Sizin "kobay" tanımlamanız da dikkat çekicidir. Kobay, hep bir başkasının deneyinin objesidir; kendisinin deneyde söz hakkı yoktur; istenenleri uysallıkla ve söz dinleyerek yapar. Biz taa 1945'lerden beri, ama özellikle 1980'den beri hiç ülke koşullarımıza uymayan "şey"ler yapıyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle