17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C S Gürol KIRAÇ TUSAM Türkistan Araştırmaları Masası [email protected] TRATEJİ 7 Renkli devrimle iş başına gelen Bakiyev, ABD üssüne 100 kat zam istiyor Washington mevzi yitiriyor A BD’nin Türkistan coğrafyasına giriş ve yerleşme bileti olan, Afganistan Operasyonu’nun üzerinden 54 ay geçti. Bu sürenin ilk 24 aylık kısmında Washington, bölgede oldukça aktif güvenlik stratejileriyle başta Rusya olmak üzere Çin ve diğer rakiplerini oldukça tedirgin etti. Taraflar arasında başlayan bu mücadelede, Rusya’nın Çin gibi bir Asya deviyle Şangay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) bünyesinde işbirliğini geliştirerek onu yanına çekmesi, dengeyi kurma gayreti olarak algılandı. 612 Ağustos 2003 tarihlerinde ŞİÖ bünyesinde ilk askeri tatbikatın gerçekleştirilmesi de ABD’ye yönelik bir mesaj olarak değerlendirildi. Daha sonra Rusya’nın 23 Ekim 2003 tarihinde Kırgızistan Kant’taki askeri üssünü açmasıyla başlayan ve bugüne kadar ki 30 aylık dilimde bu mücadele dengelenmeye başlandı. 17 Ekim 2004’te ise, Moskova’nın Tacikistan’da bir askeri üssü daha devreye sokması, yarışta eşitliği sağladı. bu istikrarsızlığı giderebilmek için Moskova’ya yanaştığını gösteriyor. Bu yakınlaşmanın en önemli nedeni, eski devlet başkanı Askar Akayev’in Moskova’da olması ve Kırgızistan devlet sisteminin içerisinde halen Akayev’in güçlü bir nüfuzunun bulunmasıdır. Hatta bu yaşanan olumsuzluklar "Akayev yeniden yönetimi ele mi geçirecek" söylentilerinin kısık sesle de olsa dillendirilmeye başlanmasına neden oldu. Bakiyev’in 19 Nisan 2006’da yaptığı bir açıklama gündeme bomba gibi düştü. Bakiyev ABD’nin Haziran 2006’ya kadar askeri üs ANDİCAN’LA BAŞLADI Özbekistan, Andican’da gerçekleşen olayların uluslararası alanda geniş yankı bulması ve AB’nin Özbekistan’a yönelik aldığı yaptırım kararlarından sonra Washington’da Kerimov yönetimine tepkisini yüksek sesle dile getirdi/getirmek zorunda kaldı. Avrupa ve dünya basınının bu denli olayın üzerine gitmesi Bush yönetimine pahalıya mal oldu. Irak’a müdahalesiyle ilgili olarak uzunca bir süre uluslararası hukuku ihlal ettiği suçlamalarıyla karşı karşıya kalan ABD yönetimi, dünyadaki bu kötü imajını, artan antiAmerikan tepkileri ve kendi iç kamuoyundan gelecek baskıları da düşünerek Özbekistan’da belki de çıkarlarına zarar vereceğini bilerek, AB’ye paralel hareketle Taşkent yönetimine baskı yaptı. Bunun bedelini ise Hanabad’daki askeri üssünü kaybederek ödedi. Bu kaybı Afganistan ve Kırgızistan’daki konuşlanmalarıyla telafi edeceğini düşünen Washington şimdi bölgede sıkıntılı günler yaşıyor. Mücadeledeki denge Moskova lehine bozulmaya başladı. Kırgızistan’da devrimle başlayan süreçten kazançlı çıkacağı düşünülen ABD’nin şu günlerde ülkede bulunan Ganci üssüyle (Bush yönetimi, 11 Eylül’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan terör saldırısında hayatını kaybeden New York Şehri İtfaiye Şefi Peter Ganci’nin anısına üsse bu ismi vermişti) ilgili de sıkıntıları mevcut. Kurmanbek Bakiyev’in göreve gelmesinin ardından hemen hemen tüm dünya da Soros destekli bu devrimin ABD’yi bölgede daha da etkin kılacak bir gelişme olduğu fikrinde birleşmişti. Ama gün geçtikçe, Kırgızistan’ın iç dinamikleri etkisini göstermeye, ülkenin gerçekleri de su yüzüne çıkmaya başladı. Ülke yolsuzluk, siyasi cinayetler, adam kayırma, ülkedeki mafyanın siyasileşmesi ve parlamentoya girmesi gibi sorunlarla çalkalanıyor. Meclis başkanı Ömürbek Tekebayev’in, Sanayi, Ticaret ve Turizm Bakanı Almazbek Atambayev’in ve üst düzey bazı bürokratların istifaları birbiri ardına geldi. Son dönemdeki bu gelişmeler ülkedeki istikrarın yeniden tehlikeye girdiğini ve Bakiyev yönetiminin Bakiyev ABD’nin Avrasya planlarının netleşmesinin ardından, Rusya ve Çin’in bölgedeki girişimleri artmaya başladı. Özbekistan’daki üssünü yitiren ABD için diğer bölgelerden de iyi haberler gelmiyor. Renkli devrimle işbaşına gelen Kırgızistan Devlet Başkanı Bakiyev, üs kirası için 100 kat zam istiyor. anlaşmasını yenilemediği takdirde, üssü boşaltmak zorunda kalacağını duyurdu. Bu açıklamanın Bakiyev’in 24 Nisan 2006’da Moskova’ya gerçekleştireceği resmi ziyaretten hemen önce yapılması, Bişkek yönetiminin Moskova’ya bir mesajı olarak algılandı. sağlamlaştıracağının mesajını verdi. Bakiyev ise, "Ülkemizde bulunan Rus üssü sadece Kırgızistan’daki değil Orta Asya’daki güvenliğin ve istikrarın sağlanmasına da katkıda bulunuyor" sözleriyle önümüzdeki dönemde de bu üssün faaliyetini sürdüreceğinin ipuçlarını verdi. Rusya’nın Kırgızistan’da konuşlandığı Kant üssü için "bir peni" dahi ödemediği, milletvekili Kubatbek Baibolov’un Kasım 2005’te Institute For War and Peace Reporting’e verdiği söyleşide yer almıştı. Bişkek yönetiminin ABD’nin Ganci üssü için ise bugüne dek ödenen iki milyon dolar civarındaki kira bedelini, şayet Haziran 2006’da anlaşma yenilenirse, 100 kat artırarak 207 milyon dolara yükselteceği belirtildi. Bakiyev bu fiyat artırımıyla ilgili olarak "Biz bu tür faaliyetleri ve askeri konuşlanmaları bedavaya tahsis edecek kadar zengin bir ülke değiliz" şeklinde bir açıklama yaptı. Rus üssüyle ilgili olarak bir ücret talep edilmemesini ise "Rus üssü Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü bünyesinde faaliyet gösterdiği ve Kırgızistan da bu örgütün bir üyesi olduğu için bir ücret talep etmemiz söz konusu değildir. Ayrıca Kant’taki havaalanının geliştirilmesi için yapılan altyapı yatırımlarını da birçok kişiye iş imkanı yaratan önemli bir yatırım olarak değerlendirebiliriz" açıklamasını yaptı. Rusya’nın 2006 yılında Kant’ta bulunan askeri personelini 135’ten 260’a ve uçak sayısını da yaklaşık üç kat arttıracağı Rus General Vladimir Mikhailov tarafından Şubat ayında duyurulmuştu. Bu artışla birlikte Moskova’nın bölgede daha etkin bir güce kavuşacağı açıktır. ABD PLANLARI ABD ÜSSÜNE ZAM Vladimir Putin ile Kurmanbek Bakiyev’in görüşmesinde özellikle Rusya’nın Kırgızistan Kant’ta bulunan askeri üssünün genişletilmesi üzerinde duruldu. Putin "Kırgızistan’daki önceliğimiz buradaki üssümüzü geliştirmektir. Bu konuyla ciddi biçimde ilgileniyoruz ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz." sözleriyle Moskova’nın buradaki pozisyonunu daha da ABD’nin son 12 aydır bölgede sıkıntılı bir süreç yaşadığını belirtmek gerekiyor. Daha önceleri kısık seslerle ve sadece Moskova tarafından dile getirilen, ABD’nin Türkistan coğrafyasındaki konuşlanması, artık yerel yöneticiler tarafından da sorgulanmaya başlandı. Bunun organize bir hareket olduğu ve Moskova tarafından yönlendirildiğiyle ilgili güçlü ipuçları var. Bakiyev’in 24 Nisan’daki Moskova ziyareti öncesinde gündeme taşınan askeri üs konusu bunlardan birisidir. Moskova, Çin ve Hindistan ABD’nin bölgedeki güç kaybını değerlendirmek için var güçleriyle çalışıyorlar. Diğer taraftan İran’la ilgili kritik sürecin şu an gündemde olması ve Orta Asya’daki devletlerde bu operasyonla ilgili olarak ABD taleplerinin gündeme gelme ihtimali, ülkeleri tedirgin ediyor. İran’a düzenlenecek bir saldırının ABD’nin Türkistan politikasında ne gibi sorunlar meydana getireceği ve bu sorunların boyutlarının ABD’nin bölgedeki varlığını ne derece tehdit edeceği de tartışılması gereken diğer hususlardır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle